Prof. Dr. Sinsi
|
19. Yüzyıl Sivil Mimarisinin Tipik Örneği İstanbul Şehsuvar Bey Sokağı
19 yüzyıl sivil mimarisinin tipik örneği İstanbul Şehsuvar Bey Sokağı
İstanbul, Kadırga'daki Şehsuvar Bey Sokağı'nda yağmurun, rüzgârın; ama ille de insanın tahribatına bir asırdır direnen ahşap evler, çatısından pervazına bir bir onarılıyor

19 yüzyıl sivil mimarisinin tipik örneği olan yaklaşık 20 evin restoresi bittiğinde ortaya güzelim bir İstanbul sokağı çıkacak Üstelik ocağı kaynayan, dumanı tüten gerçek bir sokak  Gezmesi bedava 
Sultanahmet'ten az aşa-ğıya salınıp Kadırga meydanına inen biri, orada oturmuyorsa ya kaybolmuştur ya da ecnebi turistlerden biridir Bu böyledir, adımlarımız bizi, yayla yolunu ezber etmiş uzun kulaklı arkadaşlarımız gibi, hep aynı patikanın üzerinde yürütür Göz ucuyla baktığımız yokuşlardan birine kaptırıp gitsek kendimizi bir İstanbul sokağına çıkacağız hâlbuki hem de gerçek bir sokağa  Göreceğimiz evler, öyle beton üzeri ahşap kaplamalı değil, gerçek evler  Önceki asırdan bu yana, havanın, suyun, rüzgârın, insanın tahribatına omuz omuza direnmiş; ama ne garip ki yine insan nefesiyle yaşamış bu evler görücüye çıkacak kızlar gibi süsleniyor şu ara Çürüyen tahtaları değiştiriliyor, çatıları, saçakları onarılıyor, cepheleri boyanıyor, pencereleri plastikten kurtarılıyor ve sonunda göğsüne takılan bir nişanla onurlandırılıyor; "II Grup Tarihi Eser-İstanbul Büyükşehir Belediyesi KUDEB tarafından onarılmıştır " Belediyeyi tanıyoruz da kimdir bu KUDEB, pek bilmiyoruz Bu evleri niye onarıyor, bu sokağın özelliği ne, böyle güzelleşecek kaç sokak var daha? Sokağın bir ucundan ötekine, ne çok soru işareti!

Altı ay içinde sekiz evi restore eden KUDEB, şimdi dokuzuncu bina üzerinde çalışıyor Hedef; 2010 bitmeden, yirmiye yakın evi onararak sokağı şehir mobilyalarıyla süslemek
KUDEB yani Koruma Uygulama Denetim Bürosu'nun görevi eski eserleri korumak Müdür Şimşek Deniz, yalnızca Kadırga'da değil, Süleymaniye ve Zeyrek'te de ahşap evleri onarmak, sokakları güzelleştirmek, çeşmeleri ihya etmekle meşgul şu günlerde Listede Ayrancı, Parmaklık ya da Kayserili Ahmet Paşa gibi hoş sokaklar da var; ama biz rotayı Şehsuvar Bey'e kırıyoruz; çünkü burası, kol kola veren, karşılıklı bakışan evleriyle tipik, geleni gideni eksik olmayan civcivli bir osmanlı sokağı  Evlerin restorana, pansiyona dönüştürüldüğü turistik sokaklardaki yapaylık burada yok Meydanı, camisi, çeşmesiyle küçük ölçekli, mütevazı ve haliyle insana yaraşır bir sokağın bütün güzellikleri daha ilk bakışta seziliyor Elinde ekmek poşetiyle evine dönen bir aile babası yürüyor kıyıdan, okul çantalarından kurtulup sokağa fırlayan çocuklar yakan top oynuyor, ev kadınları camdan cama muhabbet ediyor, herkes herkesi tanıyor, selamlar alınıp veriliyor ve alttan alta bir fısıltı dolaşıyor: "Evlerin hepsi onarılacak mı acaba? Eğer öyleyse sonra ne olacak?"
Altı ay içinde sekiz evi restore eden KUDEB, şimdi dokuzuncu bina üzerinde çalışıyor Hedef; 2010 bitmeden, yirmiye yakın evi onararak sokağı şehir mobilyalarıyla süslemek Sonrasında yayalaştırma çalışması başlayacak, yol araçlara kapatılacak ve "Biz her gün deprem yaşıyoruz " diyen Meryem Yıldırım, rahat bir nefes alacak Şehsuvar Bey'in kırk yıllık sakini Meryem teyze, "Onarmasalardı kafama düşecekti, o kadar çürüktü " dediği cumbanın altına iki iskemle atıyor ve "Eskiden İstanbul burasıydı kızım " diyor, İstanbul'un hâlâ 'burası' olduğunu unutmuş gibi, elimizde kalan üç beş ahşap eve dört elle sarıldığımızı görmezmiş gibi  Hakkı da var aslında, güzel günler yaşandı ve bitti onun için, şimdi ne evler o eski evler, ne komşular o eski komşular  Otuz yıl önce kapısını bile kilitlemezmiş Meryem teyze, gece düğünden dönen akrabalar, kimseyi uyandırmadan alt katın sedirlerine kıvrılıverirmiş İstanbullu ev sahiplerinin sokağı henüz terk etmediği günler  Meryem teyze şimdi bile keyifleniyor anlatırken: "Yazın kapıların önüne minderleri atardık, sen yaparsın zeytinyağlı dolma, ben yaparım kısır, gece yarısına kadar oturup söyleşirdik Kimse kalmadı şimdi, ölenler öldü, ölmeyenler beton binalara aldanıp Bakırköy'e, Etiler'e hatta Avcılar'a taşındı Sonra pişman oldular, evleri geri almak istediler; ama kim verir?"
Birtakım 'yetkili' adamların vaktiyle yıkıp kaldırmak istediği; ama tarihî eser olduğu için dokunamadığı bu evler, ziyadesiyle kıymetli şimdi Nazar boncuğu ve Türk bayrağıyla süslediği evini Çemberimde Gül Oya, Karagümrük Yanıyor, Yalan Dünya ve Elveda Derken gibi diziler için kiraya veren Meryem Yıldırım'ın sözleri ahşaba güzelleme gibi: "Betonda bir sene oturdum, nefes alamadım, ağrılar sızılar arttı Bu evler hava alır ama, ferahtır Yazın sıcak olmaz bunalmazsın, kışın altta soba yak, üst odalar sanki kaloriferli daire  Üç tane apartman dairesi verseler yine de değişmem evimi "
ÜLKÜ ÖZEL AKAGÜNDÜZ
|