|
|
Konu Araçları |
başkadır, bin, dostuma, feda, memleketim, tek |
Bin Can Feda Bir Tek Dostuma.. Bir Başkadır Benim Memleketim.. |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bin Can Feda Bir Tek Dostuma.. Bir Başkadır Benim Memleketim..Bir Sevdadır Anadolu Anadolu Bir türküdür Anadolu tarihin dilinde Bittiği yerden yeniden başlarSürüp giden bir çağıltıdır Anadolu Bu türküyle çağıldar dereler, bu türküyü dinler dağlar-taşlar Ölenler değişir, sağlar değişir Tolgalar değişir, tuğlar değişir Bahçeler değişir, bağlar değişir Gün bir kıvılcım gibi sıçrar zamanın tunç mangalından, bir kılıç şimşeğiyle çağlar değişir Bir sevdâdır Anadolu engin gönüllerde Durup-durup tazelenirHasret ateş gibi basınca yanık sinelere, umut yelpazesiyle yelpazelenirBir dere serinliğiyle akar bu sevdâ bozkırların bağrında, kimi zaman bir dağın göğsünde gözelenirGönül teline dokununca bu sevdânın mızrabı, âşığın dilinde türkülenir, şairin kaleminde dizelenir Bir masaldır AnadoluKimi zaman bir zurnanın sesine savatlanır, kimi zaman bir turna teleğinde sevdâya kanatlanır Gâh ağu olur ah çeken ağızlarda, gâh ninelerin dilinde şekerlenip tatlanır Burası Anadoludur Her köşesi adsız şehitlerle, bağrı yanık analarla doludur Kavşağıdır cümle hasret yollarının, yolcuların heybesi umut doludurGurbet yoludur, sıla yoludur, İpek yoludur, Kral yoludur, kısaca Anadolu dur Yaşlı ve yorgundur bu coğrafyanın kerevetinde tarihGökten üç elma düşmez çoğu zaman, Bülbülün figanı hasretin viran bağlarına yaslanır Günün en taze anı tarihin en eski çağlarına yaslanır Bir türkü söyler alev gibi sesiyle Türkmen yiğidi, sesi gider Tanrı Dağlarına yaslanır Bir ülke var, yedi denize batırılmış kınalı bir parmak boğumu gibi O ülke Türkiyedir Türküsüdür Türkiyenin Anadolu; cümle bağlamaların inleyişi o türküyedir Burada zaman, zamanın dışına çıkıverir kimi zamanBir sene bir gün sayılır, bir hafta bir çağ olur Apansız yükselir ova, aşılmaz bir dağ olur Bir yanı tarla ise, öbür yanı bağ olurÇöl ile vaha, yeşil ile sarı, varlık ile yokluk, eski ile yeni, geçmiş ile gelecek, sıla ile gurbet, vuslat ile hasret bir Türkmen kilimine gönül tezgâhında kirkitlenir de; adı Anadolu olur Frigyalılar, Hititler, Lidyalılar, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Helenler, gidenler-gelenlerBir zamanlar Selçuklular soluklanmış bu coğrafyada Onca uygarlık gelip gitmiş Bozkır meltemleri antik çağların sıcak nefesleridir sanki Burada zaman Yörük yiğitlerinin kara perçemlerinde, ceren gibi Türkmen kızlarının top zülüflerinde, toprak tenli dedelerin ak sakallarında, nûr çehreli ninelerin ak pürçeklerinde efildeyip eser Bozkırların hoyrat rüzgârlarında uçuşur al kısrakların, doru tayların yeleleri tuğlar gibiAk bulut sakallı Alperenlerin dudaklarından Mevlâya kanatlanır dualar, kuğular gibi Duaların peşi sıra âminleri yürür ak pürçekli ninelerin, karlı dağlar gibi Altlarında ejder gibi atları, üstlerinde bereket bulutları, cepkenlerinde güneşin yedi rengi, gözlerinde azim şimşekleri, yüreklerinde erkişi cesareti ve özlerinde Türk gayretiyle at sürdüler Türkmen yiğitleri yüzyıllarca doğudan batıya doğru Bir Türkmen kilimidir Anadolu insanının hayatıZaman, bu kilimin nakışlarında gösterir kendini Bir düğüme kırk kirkit vurulur, çözülür kimi zaman seyrek atılmış bir ilmek Bir özge ömürdür Türkmen kilimi Biri biter, biri başlarMor cepkenli ergen kızların, al yazmalı gelinlerin diz çöküp kirkit vurduğu tezgâhların başında şekillenir duygularRenklerinde sevdanın aydınlığı, düğümlerinde sabrın semeresi, kirkit vuruşlarında zamanın nabzı vurur Bir başkadır Türkmen kilimi İlmeklerinde alın yazısı belirir, motiflerinde nice sevdalar delirir Her ilmeğinde gizli bir sevdanın çözülmez kördüğümü, her çatkısında bir umudun uzayıp giden çizgisi, her motifinde elif-elif bir ömrün yazgısı okunur Türkmen kilimi, Türkçe dokunur Allı-pullu, güllü-dallı oyaların oylumunda gizlenir umutlar ve sevdâlarHer bir iş, ince bir sanattır Mekik oyaları, iğne oyaları, danteller ve göz nurundan eğirilmiş ibrişim ipliklere düğümlenen hasret boncukları birer özge iç çekiş, içe akıtılan gözyaşlarıdır Gergeflere maharetle işlenen bahar dallarında aydınlanır ebemkuşağının yedi rengi Kınalı parmaklar güvercin kanadından düşmüş telekler gibi çırpındıkça motiflerin üzerinde, gül dudaklar motif gibi maniler dizer gizli sevdalara Bir sevdâdır Anadolu Ayrılık ezeli engelidir bu sevdânın Ayrılıklarla tatlanır vuslat, sitemle şerbetlenir sevdâlar Bağlamanın tellerinde dokunan tezeneyle tazelenir aşk şarabı Mecnûnuna Leylâdır Anadolu Özge bir sevdâdır Anadolu Altına tarihi sermiş, üstüne gök kubbeyi örtmüş, uyuyan bir dilber güzelliğinde Bir dilber ki; Konya sarısı saçlarını Erzurum Beyazı sinesine dökmüş, Amasya yanaklarında Edremit beni gamzeleşirken, Tekirdağ dudaklarıyla gülümsemekte sevdâlısına Belini üç denizden büklümlü gökçe kemeri sıkarken, dimdik Erciyes göğsünü bir bulutla örten bu dilber; her dem genç ve güzel kalan anadır, bacıdır, yârdır Ne varsa onda vardır |
|