31. İstanbul Film Festivalinde Kaçırılmaması Gereken Filmler

31 İstanbul Film Festivalinde mutlaka izlenmesi gereken 10 film önerisi var İKSV tarafından düzenlenen ve 31 Mart-15 Nisan arasında gerçekleşecek olan festivalde bu filmleri kaçırmayın

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Akbank sponsorluğunda düzenlenen 31 İstanbul Film Festivali cumartesi günü başlıyor

31 Mart–15 Nisan 2012 tarihlerinde yapılacak olan festivalde, toplam 23 bölüm ve 200'ün üzerinde film var

Beyoğlu'nda Atlas, Fitaş 1 ve 4, Beyoğlu, Pera Müzesi, Nişantaşı'nda City Life (City's) ve Kadıköy'de Rexx olmak üzere 7 salonda yapılacak olan gösterimler, 1100, 1330, 1600, 1900 ve 2130 saatlerinde gerçekleştirilecek

Festivalin büyük ilgi gören “Geceyarısı Sineması” gösterileri bu yıl da sürecek Festival süresince her cumartesi gecesi 2400'te bir film izleyicilere sunulacak

Seçim yapmanın zor olduğu festival filmleri arasından siz değerli Pudracom okuyucularının işini kolaylaştırmak için mutlaka izlenmesi gerektiğini düşündüğümüz 10 filmi seçtik

Faust

Efsanelere konu olmuş “Faust”un hikayesinin yönetmen Aleksandr Sokurovun merceğinden perdeye yansıtıldığı film, 2011 yılında Venedik Altın Aslanı kazandı Usta Rus yönetmenin “gücün yozlaşması”nı inceleyen dizisinin Moloch, Boğa ve Güneşi takip eden son filmi bu

Goethenin bilginin arayışı hakkındaki trajedisinden esinlenen Faust, 19 yüzyılda geçiyor ve yapıta adını veren, ruhunu şeytana satan kahramanını izliyor O bir düşünürdür, fikirlerin sözcüsü, haberleri yayan kişidir; entrikacıdır, hayalperesttir Açlık, açgözlülük, şehvet gibi temel güdülerin yönlendirdiği adsız bir adamdır Goethenin Faustuna meydan okuyan mutsuz, peşine düşülmüş bir varlıktır İlerlemek mümkünse neden olduğun yerde durasın ki?

Aşkın Karanlık Yüzü
Yönetmen Terence Daviesin, Terence Rattiganın 1950lerde geçen romantik tiyatro oyununu beyaz perdeye uyarladığı Aşkın Karanlık Yüzü, 2000 tarihli Keyif Evinin ardından çektiği bu ilk uzun metrajlı kurmaca film; yasak aşk, bastırılan arzular ve yalnızlık korkusu üzerine benzersiz bir inceleme

Filmde, yüksek mahkeme hâkimi, ruhsuz Sör William Collyerin güzel karısı Hester, Londrada ayrıcalıklı bir yaşam sürmektedir Bir gün herkesi şaşkına çevirerek evliliğini ardında bırakır ve tutkuyla âşık olduğu eski ordu pilotu, havalı ve genç Freddie Pagein yanına taşınır Şeytanla Aşkın Karanlık Yüzü arasında sıkışıp kalan Hester neyi (ya da kimi) seçmelidir?

Uçuruma Doğru
Ünlü sinemacı Werner Herzog, dünyaya veda edecekleri o belirli anı sabırla bekleyen idam mahkumlarının kaderlerini incelikle ele alan yeni belgeselini “ruhun uçurumuna bir bakış” diye nitelendiriyor Teksasın Livingston ve Huntsville kentlerindeki Polunsky Hapishanesinde çekilen film, mahkûmları birer insan olarak ele alırken onları ya da suçlarını kesinlikle yüceltmiyor

Üç cinayetten hüküm giymiş Michael Perry ile kız arkadaşını ve onun iki çocuğunu bıçaklayarak öldüren Hank Skinnerın yaşam öykülerini deşeleyen Herzog, bu mahkûmların duygu dünyasını anlamaya çalışırken dokunaklı ve düşündürücü noktalara ulaşıyor

Mavi Kod
Urszula Antoniakın cinsel fantezi, röntgen gibi alternatif temalar üzerinde yoğunlaşan filmi, 2011 yılında Hollanda Film Festivali En İyi Görüntü ve En İyi Ses ödüllerini aldı

Filmde, ölüme hayranlık duyan ve baskıladığı duygularıyla ezilmekte olan Marian, mükemmellik ve kontrol düşkünü bir hemşiredir; bazen de bir azizeymiş gibi ölüm meleği rolüne bürünmektedir İnsanlardan uzak bir hayat sürerken bir gün bir yabancıya rastlar; adamı bir videocuya kadar takip eder ve onunla ilgili fanteziler kurar Sonraki adım ani bir yakınlık, tiksinme, büyülenme ve dehşet hamlesi olan röntgenciliktir Duyguları kadını tehlikeye ve sonunda teslim olmaya götürecektir

Şeytanın Ötesinde
Bruno Dumontun son dönemdeki din karşıtı filmlerinin bir yenisi Film, din üzerine avangart bir inceleme olmakla beraber suç, mucizeler ve toplumun kıyısındakiler hakkında minimal bir provokasyon denemesi

Film, Fransanın kuzey sahillerindeki derme çatma bir barakada yaşayan avare bir adamı takip ediyor Adam tuhaf bir genç kızla dostluk kurar Birtakım cinayetler ortaya çıktığında soruşturmalar başlar, fakat garip çift dualar, ritüeller ve tümden bir kopuklukla olan bitenin dışında kalmayı becerir

Çingene
2011 Karlovy Vary Jüri Özel Ödülü, Mansiyon (J Mizigár), Avrupa Sinemaları Ödülü, 2011 Batum Büyük Ödülü, 2011 Les Arcs (Fransa) Jüri Ödülü kazanan film, Slovakyanın Oscar adayı, büyülü gerçekçilik ve mizah etkileri taşıyan dokunaklı, insancıl bir dram

Shakespearein Hamletinden esinlenen film, babası öldükten sonra yaşadığı Roman mahallesinden çıkıp kardeşlerinin yaşamını düzeltmeye çalışan Adamın hikâyesini anlatıyor Adam bu yolda her türlü önyargıyla karşılaşıp kendi toplumunun yazılmamış yasalarına ters düşer Hangi yolu seçeceğini bilemez, ancak şartlar onun karşısındadır ve trajik bir sona doğru yol almaktadır

Alpler
2011in en çok konuşulan filmlerinden Köpekdişinin Yunan yönetmeni Yorgos Lanthimosun 2011 Venedik En İyi Senaryo ödüllü filmi

Filmde, bir hemşire, bir sağlık görevlisi, bir jimnastikçi ve onun koçu, ücretli bir hizmet geliştirmiştir Randevu sistemiyle, ölen kişilerin yerine geçip ölenin akraba, dost veya iş arkadaşlarına hizmet vermektedirler Şirketin adı Alplerdir Alplerin üyeleri gizlilik, duygusal ilişki kısıtlaması, üyelikleri için ölmeye veya öldürmeye hazır olmak gibi sıkı kurallarla çalışmaktadır Fakat hemşire bu kurallara uymaz

Beyninden Vurulmuş
“Evrendeki Son Yaşam”, “Ploy” ve “Orman Perisi” gibi modern sinema aşığı olağandışı filmleriyle tanınan Taylandlı yönetmen Pen-Ek Ratanaruang, geçmişini unutmaya çalışan fakat geçmişi tarafından unutulmayan bir adamı konu alan, Tay usulü kara filmlere geri dönüyor

Polis, siyaset, yeraltı dünyası ve karma, hepsi “uzman katil” Tulun peşindedir Ne var ki Tul bir “iş” sırasında başından vurulur ve üç ay komada kalır Fakat gözlerine bir şey olmuştur ve artık yalnızca altı üst, yani ters görebilmektedir Sonrasında aydınlanma yoluna koyularak “Dört Yüce Gerçeğin” peşine düşen Tul, bitmek tükenmek bilmeyen şiddet döngülerini ve “karanlık tarafa” geçişini anımsayarak ideallerini ve adalet anlayışını sorgular

Kilisedeki Gecekondu
İtalyanın en saygın ustalarından Olminin son filmi bir kilisede geçmesine rağmen, kader ve din konularından ziyade iyilik ve merhamet üzerinde duruyor İlk kez Venedik Film Festivalinde gösterilen Kilisedeki Gecekondu, kapatılacağı için cemaati tarafından terk edilip dini özelliğini kaybeden bir kilisenin yaşlı rahibinin emekliliğinden önceki son günlerini anlatıyor

Rahip, jandarma tarafından aranan yasadışı göçmenlerin arkadaki kilerde saklandığının henüz farkında değildir Öyle ki göçmenler sonunda, kilisenin avlusunda bir çadır kent kurar Genç rahip onu göçmenlere yardım etmenin çok tehlikeli olduğuna ikna etmeye çalışırken, yaşlı rahip belki yeni bir sorumluluk taşımanın vakti geldiğini düşünmektedir

Aşk Perisi
Bir insan ile bir perinin aşkını konu alan film, 2011 Hamptons En İyi Kurmaca Film dalında ödül kazandı Yaşamın gerçekliğini büken bu aşk hikayesi şöyle gelişiyor:

Bir motelin gece resepsiyoncusu olan Domun sakin gecesi önce İngiliz bir turistin, sonra da peri olduğunu iddia edip ona üç dilek hakkı sunan yalınayak bir kadının gelmesiyle hareketlenir Bir dizi gülünç olay boyunca Dom ve peri aşkları uğruna bir araya gelmek için çabalar; çatıların tepesinden sualtına kadar uzanan macera böyle başlar Yönetmen üçlüsü Abel, Gordon ve Romy 2009da İstanbul Film Festivaline dansa renkli bir davet niteliğindeki Rumba ile katılmışlardı