Arog'u Üçüncü Sınıf Komedilerden Ayıran Özellik

**Prof. Dr. Sinsi** · 11-04-2012

AROG'u üçüncü sınıf komedilerden ayıran özellik

Türk sineması adına sınırları her noktada zorlayan AROG filminde ilk kez teknoloji ve kostümler eğreti durmadan filme monte edildi

Üçüncü sınıf komedi filmlerinin revaçta olduğu dönemde AROG çıtayı yükseltti

İnsanların gülme ihtiyacına birde uzun bir bayram tatili denk gelince insanlar en ucuz eğlenme alanı gördükleri sinema salonlarını doldurdu

Ebette Muro sinemasal anlamda AROG la kesin bir sıklet farkı yaşıyordu

Kuşkusuz Cem Yılmaz'ın Muro'nun bütçesinin (1,5 Milyon dolar) neredeyse 8 katı (9,5 milyon dolar) olan AROG'u oldukça iyi bir biçimde kotarmasından da kaynaklanıyordu arada ki bu fark

GORA'nın ardından Cem Yılmaz'dan elbette ciddi bir performans bekliyordu sinema izleyicisi ve bunun için ne gerekirse yapılmalıydı; hem yapım, hem teknolojik hem de senaryo ve yönetim açısından

İşte belki de Cem Yılmaz'ın başarısının tam mihenk noktası da bu kompozisyonun oldukça kıvamında beyaz perde yansıtılması olmuştu

CEM YILMAZ SINIF ATLADI

G

O

R

A'da oldukça güldüren ama senaryo açısından parçalı bir bulut gibi ortalıkta skeçlerin AROG'da bir bütünlük ve akıcılık içerisinde yer alması Cem Yılmaz komedisinin sınıf atlamasından başka bir şey değildi

Aslına bakılırsa kostüm filmleri Türk sineması açısından hiçbir zaman becerilememiş ve kullanılan teknolojik argümanlarda her zaman birer yama gibi kendi göstermişti

Belki de Cem Yılmaz'ın elle tutulur AROG da ki en büyük başarısı teknolojiyi ve kostümleri mükemmel bir biçimde bir eğreti gibi durdurmadan filmine monta edebilmesi olmuş

MESAJ GÖNDERİYOR

Bu yan unsurlara ana mönü olarak sağlam bir kurgu, iyi bir oyunculuk, ayağı yere basan bir senaryo, muhteşem müzikler ve oyunculukta eklenince ortaya dört dörtlük bir yapım çıkmış

Ayrıca Cem Yılmaz belki de ilk defa mesaj sayılabilecek göndermeler yaparak boş bir adam olmadığını da gözler önüne seriyor AROG da

Yurttaşlık vurgusunun ürünü olan ve özellikle 'sınıfla' gidilen pikniklerde dilimize dolanan "tohumlar fidana, fidanlar ağaca

" şarkısından, 'Dahşan affı'na, arabesk müziğin etkilerinden futbola yaklaşımımızdaki ilkelliğe kadar izleyicide aynaya bakma hissi uyandıran göndermeler yapıyor

Bildik Hollywood yapımlarını da tiye alarak filmini zenginleştiren Yılmaz, Jurassic Park, Zafere Kaçış, Maymunlar Cehennemi, 2001: Uzay Macerası, Apocalypto, Hayalet, Face Off, Görevimiz Tehlike 2 gibi birçok filme gönderme yapıyor

Üçüncü sınıf komedi filmlerinin son yıllarda beyaz perdeyi doldurduğu bir sırada AROG artık çıtayı çok yukarı çekti

Özellikle futbol maçındaki görsel yönetim Türk yönetmenlerinin isterlerse neler yapabileceğinin bir ispatı gibiydi

Cem Yılmaz'ın viagralı maymun esprisi hariç, güldürme yetilerini en üst düzeye çıkardığı ve seyirciyi tebessüm etmenin ötesine taşıdığı ve Türk sineması adına sınırları her noktadan zorladığı bir film AROG

11-04-2012	#1
Prof. Dr. Sinsi	Arog'u Üçüncü Sınıf Komedilerden Ayıran Özellik AROG'u üçüncü sınıf komedilerden ayıran özellik Türk sineması adına sınırları her noktada zorlayan AROG filminde ilk kez teknoloji ve kostümler eğreti durmadan filme monte edildi Üçüncü sınıf komedi filmlerinin revaçta olduğu dönemde AROG çıtayı yükseltti İnsanların gülme ihtiyacına birde uzun bir bayram tatili denk gelince insanlar en ucuz eğlenme alanı gördükleri sinema salonlarını doldurdu Ebette Muro sinemasal anlamda AROG la kesin bir sıklet farkı yaşıyordu Kuşkusuz Cem Yılmaz'ın Muro'nun bütçesinin (1,5 Milyon dolar) neredeyse 8 katı (9,5 milyon dolar) olan AROG'u oldukça iyi bir biçimde kotarmasından da kaynaklanıyordu arada ki bu fark GORA'nın ardından Cem Yılmaz'dan elbette ciddi bir performans bekliyordu sinema izleyicisi ve bunun için ne gerekirse yapılmalıydı; hem yapım, hem teknolojik hem de senaryo ve yönetim açısından İşte belki de Cem Yılmaz'ın başarısının tam mihenk noktası da bu kompozisyonun oldukça kıvamında beyaz perde yansıtılması olmuştu CEM YILMAZ SINIF ATLADI GORA'da oldukça güldüren ama senaryo açısından parçalı bir bulut gibi ortalıkta skeçlerin AROG'da bir bütünlük ve akıcılık içerisinde yer alması Cem Yılmaz komedisinin sınıf atlamasından başka bir şey değildi Aslına bakılırsa kostüm filmleri Türk sineması açısından hiçbir zaman becerilememiş ve kullanılan teknolojik argümanlarda her zaman birer yama gibi kendi göstermişti Belki de Cem Yılmaz'ın elle tutulur AROG da ki en büyük başarısı teknolojiyi ve kostümleri mükemmel bir biçimde bir eğreti gibi durdurmadan filmine monta edebilmesi olmuş MESAJ GÖNDERİYOR Bu yan unsurlara ana mönü olarak sağlam bir kurgu, iyi bir oyunculuk, ayağı yere basan bir senaryo, muhteşem müzikler ve oyunculukta eklenince ortaya dört dörtlük bir yapım çıkmış Ayrıca Cem Yılmaz belki de ilk defa mesaj sayılabilecek göndermeler yaparak boş bir adam olmadığını da gözler önüne seriyor AROG da Yurttaşlık vurgusunun ürünü olan ve özellikle 'sınıfla' gidilen pikniklerde dilimize dolanan "tohumlar fidana, fidanlar ağaca" şarkısından, 'Dahşan affı'na, arabesk müziğin etkilerinden futbola yaklaşımımızdaki ilkelliğe kadar izleyicide aynaya bakma hissi uyandıran göndermeler yapıyor Bildik Hollywood yapımlarını da tiye alarak filmini zenginleştiren Yılmaz, Jurassic Park, Zafere Kaçış, Maymunlar Cehennemi, 2001: Uzay Macerası, Apocalypto, Hayalet, Face Off, Görevimiz Tehlike 2 gibi birçok filme gönderme yapıyor Üçüncü sınıf komedi filmlerinin son yıllarda beyaz perdeyi doldurduğu bir sırada AROG artık çıtayı çok yukarı çekti Özellikle futbol maçındaki görsel yönetim Türk yönetmenlerinin isterlerse neler yapabileceğinin bir ispatı gibiydi Cem Yılmaz'ın viagralı maymun esprisi hariç, güldürme yetilerini en üst düzeye çıkardığı ve seyirciyi tebessüm etmenin ötesine taşıdığı ve Türk sineması adına sınırları her noktadan zorladığı bir film AROG