11-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Hatıralar Silinmiyor, Gözlerin Gibi!....
hatıralar hiç silinmiyor 
hiç silemediğim gözlerin gibi 
yaşadıklarımız an be an aklımda, ne de güzel anlaşıyorduk, ne de çok uyumluyduk dalgınlığımı fırsat bilip kalbimi çaldığın, ne yapacağımı sorduğumda 'sen de beni kandır benimkini çal' dediğin an içime akıyor şimdi hatırlıyor musun¿ biz o zaman kalplerimizi değiştirmiştik işte ve sen girince bendeki kalbine kilitliyorum artık burayı demiştin bir saray kurmuştuk düşten, masallarda bile olmayan, kurulmuştuk tahtına
gözlerin yakıyor, ellerin eritiyordu ellerimi fizik kurallarına isyan ediyordum seninle seni sevdiğimi söylüyordum sen uyurken bile güne seninle başlamak, varolduğunu bilmek ne kadar güzeldi
 ve birgün bana; 'bundan sonraki hayatında yokum' dedin gitmiştin ruh yoktu sensizlik bile yoktu bir beden kaldı bomboş oldum yığıldım öyle hacimsizliğine 
unutursun dedin, böylesi daha iyi dedin üzülme dedin…
ben sahilde bastığımız kumlar gibiydim, sen benim denizimdin, aşkımız bir kumdan kale bi dalga oldun vurdun her yana dağıldım denizime karıştım nefessiz kaldım 
şimdi ise boşluğundayım, senli sensizliklerindeyim uyumaya korkuyorum, rüyalarımda hep gidişin uyanmaya korkuyorum, boşluğuna uyandırılıyorum hep saatim yokluğunu özlemin geçeye ayarlı
canım yanıyor, içim acıyor, gözlerim kanıyor nereye baksam seni görüyorum, hiçbişey bana tat vermiyor böylesi daha iyi olmuyor 
sen gittin; kalbimi, umutlarımı, mutluluklarımı da götürdün beraberinde ama kilitli kaldın bende
sen gittin; gözlerin kaldı bende 
umutsuz yaşar mı insan¿ ben hala yaşıyorum kan dolaşıyor hala damarlarımda dönmeyeceğini bile bile, seni içimde yaşatarak, gözyaşlarıma sığınarak, sana uyuyarak, sana uyanarak, sana dokunmasamda hissederek, sevgimi kararmış ruhumda bir meşale gibi tutarak yaşıyorum herşeyimi dönmeyişine adayarak, parçalara bölünerek, günde bin defa ölerek, ölüp ölüp dirilerek yaşıyorum 
adın dilimdeki tek zikir, gözlerin sürüldüğüm tek şehir, sevgin içimde akan tek nehir 
bu gece de canımdan bir parça koparıp bağlıyorum yokluğunun ağacına
|
|
|