Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
keloğlan, sazı

Keloğlan Ve Sazı

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Keloğlan Ve Sazı



Keloğlan ve Sazı

Bir varmış, Bir yokmuş Evel zamanların birinde bir Keloğlan, keleş Oğlan varmış Anasıyla beraber köyde fakirane bir hayat sürerlermiş
Fakirlik adeta yazgılarıymış
Onca yıl, anası bu fakirlikten kurtulmak için çok uğraşmış, ama, bir türlü kurtulamamış
Keloğlan ne mi yaparmış?
Birkaç keçi ile bir de eşeği varmış işte her gün, gün doğarken eski püskü evinden çıkar, meralara, çayırlara uzanır, eşeği ve keçilerini bir güzel doyurduktan sonra, türkülerle, şarkılarla evine dönermiş
Keloğlanın arkadaşları, kendisini her gördükle rinde:
- Yaşlı kadının Keloğlanı, eşeğinin bile yoktur palanı, diyerek dalga geçerler, bir de kahkahalarla kendilerinden geçerlermiş
Her keresinde, şikayet dilli olarak, bütün bunları anasına aktarınca, işittiği sözler ekseriya şöyle olur muş:
- A benim biricik oğulcuğum, ne yapalım? Bizim de kaderimiz böyleymiş Gelen giden ne olsa söyler İnsanların ağzı torba değil ki büzeyim Üzme tatlı canını, hem de bu ihtiyar ananı
Keloğlan, bu sözlere itiraz etmiş:
- Hayır ana, arkadaşlarımın lafları çok dokunu yor bana Yarından tezi yok ineceğim kasabaya iş bulacağım kendime, çok para kazanıp döneceğim evime Görsünler neymiş Keloğlan…
Ne yapsın, ne desin anası:
- Peki oğlum, madem öyle düşündün Bildiğin gibi yap, ama, beni de unutma Yolun açık olsun
Vurmuş kasabaya Keloğlan Tuvalete gitmiş, bekçinin yerinde olmadığını görmüş Fırsatı değerlendirmiş Gelenlerden aldığı parayı cebine atmış On beş kuruş, para kazanmış Bir miktar yiyecek ve yün almış Evine gelmiş
- Ana, demiş, işte yiyecekler Şu da yün Eğir, çorap yap, satayım
Şikayetlenmiş anası:Türkçenin Tarihi, Orhun Abideleri, Anlatım Bozuklukları, Cümlenin Öğeleri, Yazım ve Noktalama, Türkoloji Makaleleri, Edebiyat Nedir?, Alfabelerimiz, Atasözleri, Bulmacalar, Edebi Sanatlar, Sınav Soruları, Kpss, Oks, Öss, Bunları Biliyor musunuz?, Özlü Sözler, Güzel Sözler, Türkçe, Edebiyat, Masallar, Destanlar, Astroloji, Roman Özetleri
- Gözlerim görmez oldu Keloğlanım Yapamam, anla beni
Tabii, nihayet anası Susmuş
Hâlâ arkadaşları takılırlarmış
- Yaşlı ködının Keloğlanı, eşeğinin bile yoktur palanı
Bu gibi laflara, artık daha Fazla dayanamayan Keloğlan, ne yapıp edip, şu fakirlik belasından kurtulmaya yemin etmiş Birçok plan, program yapmış, amma bunların hemen hepsi kocaman birer hayalmiş
Bir akşam köyde bir düğün varmış
Keloğlan anasından izin alıp düğüne gitmiş
Bir delikanlı, elinde sazı çok güzel türküler söylermiş Halk adeta keyfinden yerlere yatarmış Türküler bitmiş, herkes delikanlıya bahşiş vermiş Bir bohçayı dolduran delikanlı, bu türkülerin üstüne bir türkü da ha söylemiş
Keloğlan, bayılmış bu işe
Bu sazcı gibi saz çalıp türkü söylemeye heveslenmiş
Böylece çok bahşiş atıp anası ile birlikte fukaralığa son vermek istermiş Önce, bir saz gerekiyor tabii Parası yokmuş ki, gidip bir saz alsın Arkadaşı yokmuş ki ödünç istesin Dedesinden kalma bir dut ağacı varmış En kalın dalını kesmiş, ***ürmüş bir saz ustasına
- Ustam, demiş, büyük hayır alırsın, bana bir saz yap, işte dut dalı
- Önce para, önce para Keloğlan, diye söylenmiş adam
- Yok, karşılığını vermiş bizimki
- Öyleyse, benden de saz yok, hadi yaylan bakalım, diyerek, sözünü bağlamış adam
Lakin, kafayı bir kere takmış ya Keloğlan, üstelemiş
- Bir sazlık dal getireyim sana, olur mu?
- Hah demiş, kelini şimdi çalıştırdın, beni de razı ettin Sazını üç gün sonra gel ol Ama gelirken de bir sazlık dut dalı getirmeyi unutma, yoksa avucunu yalarsın
Hoplaya zıplaya çıkıp gitmiş Keloğlan, şimdiden eline aldığı değneklerle saz çalma provaları yaparmış Üç gün sonra, dut dalını da alıp saz ustasının dükkanına varmış Ama saz çalmayı bilmediği için, yalvarmış
- Ey ünlü sazcı, gel de bana acı Budur derdimin ilacı, hem de başımın tacı Kurbanın olam senin, şu sazı öğret…
Usta
- Ulan Keloğlan, iyi günüme denk geldin, illaki beni mecbur ettin… Otur bakayım şuraya, demiş ve tarif etmiş
Saz çalmayı kısa sürede öğrenen Keloğlan, her sabah önüne kattığı keçileri ve eşeğiyle akşamlara kadar saz çalıp, türkü söylermiş Tın tın tellere vurur, hop oturur hop zıplarmış
Fakat henüz köylüleri, onun ne güzel saz çalıp, türkü söylediğini bilmezlermiş Bu nedenle hep alay ederlermiş
Keloğlan, böyle söyleyenlere şöyle dermiş:
Gülün ey insanlar siz gülün
Ne getireceği belli olmaz yarınki günün
Gülün ey insanlar siz gülün
İyi bir saz ustası olayım da görün
Sabrın elinden ne kaçabilir!
Keloğlan, artık yavaş yavaş düğünlere gitmeye, saz çalıp türkü söylemeye başlamış
Hâlâ ciddiye almayanlar varmış Onlara da şöyle demiş:
Alay etmeyin öyle benimle
İşim olmaz artık sizinle
Sazımı alacağım bakın elime
Paraları atacaksınız cebime
Yine kahkahalar, köyün semalarında dalgalanmış Buna sinirlenen keloğlan, almış sazı eline, vurmuş yanık teline
Ben bir garip Keloğlanım
Eşeğimin yok palanı
Varım yoğum doğruluktur
Hiç de sevmem ben yalanı
Tabii, bir süre sonra bahşişler gelmeye başlamış Cepleri almaz olmuş
Doğru anasına koşmuş Anası nasıl sevinmesin ki…
Böyle düğünlere gide gide, artık ünlü bir türkücü ve sazcı olmuş Keloğlan
Anası bir gün,
- Ah Keloğlanım, görüyorsun artık perişanım, demiş Gözlerim görmez, ellerim tutmaz oldu Ocağımızda bir gelin olsa da, ben bir kenara çekilsem Ha! Ne dersin dazlak kafalı oğlum?
Keloğlan acımış anasına
- Benim öyle biri aklımda yok ana, senin varsa söyle, demiş
Anası bir kızı önermiş:
- Küpçü Alinin kızı tam bize göre…
- Olmaz ana, diye karşı çıkmış oğlu, olmaz Küpçü Ali çulsuzun biri O dediğin kızı kendime karı, sana gelin yapmayacağım
Anası, boynunu bükmüş:
- Ah saf oğlanım, vah Keloğlanım! Zengin kapısı bize açılmaz Bırak bu ham hayali, görüyorsun işte bu halimi
Ne yapsın Keloğlan, anasından geçememiş
- Peki, sırf seni kırmamak için, ses çıkarmıyorum Nasıl biliyorsan öyle olsun
Kadıncağız belini tuta tuta gitmiş, Küpçü Alinin kapısını tıklatmış
- Allahın emri, peygamberin kavli ile kızını oğluma eş, kendime gelin yapmaya geldim, demiş
Küpçü Ali, kötü kötü sırıtmış
- Bak sen bizim Keloğlanın anasına Var git işine be kadın Yemeye ekmeğiniz yok, bir de gelmişsin kapıma kız istiyorsun
Bu sözleri kapı aralığından dinleyen kız, çok üzülmüş Çünkü bir düğünde saz çalıp türkü söylerken gördüğü Keloğlana aşıkmış Ama, hiçbir şey diyememiş, çünkü babasından çok korkarmış
Kadın, evine dönünce halinden anlamış oğlu ve konuşmuş
- Ana ne bu halin, vermedi mi yoksa kızını Küpçü Ali?
Ağlamış ihtiyar kadın:
- Kovdu beni, sen önce yemeye ekmek bul, dedi
Keloğlan, bu olaya üzülmemiş doğal olarak Fakat, zenginlik neymiş, nasıl olurmuş, gösterecekmiş Küpçü Aliye
Eşeğini çıkarmış ahırdan, sazını vurmuş omzuna, öpüp anasının ellerinden, duasını almış
Eşeğine binip yollara düşmüş

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.