Prof. Dr. Sinsi
|
Koca Bebek Sendromu
Koca Bebek Sendromu
Rahat bir hayatın tatlı sorumsuzluğundan vazgeçememe hali ve ekonomik güçlükler, 20'lerinin sonunda, 30'larının başındaki bekar gençleri hala aileleriyle yaşayan birer çocuk-ebeveyne dönüştürüyor
Tüm dünyada ve Türkiye'de bir sosyal fenomen halini alan "Koca Bebek Sendromu"nun sebep ve sonuçlarını irdelerken, çamaşırlarını hala annesine yıkatan bir erkekle flört etmenin ne kadar zor olduğuna da değindik
Son hızla değişen sosyal ve ekonomik olgular çerçevesinde yepyeni bir genç profili toplumsal sahnede yerini alıyor: 20'li yaşlarının sonunda olan ya da 30'larını süren, bekar, ekonomik özgürlüğe sahip gençler hayatlarını aileleriyle birlikte tam pansiyon otel kıvamında sürdürmeye devam ediyor Kahvaltı ve yemekler hazırlanıyor, çamaşırlar yıkanıyor, ütüler yapılıyor ve faturalar ödeniyor Gençler artık birer ebeveyn konumunda olsalar dahi, çocukluk ve ergenlik dönemi alışkanlıklarından vazgeçemiyorlar Çalışıyor, geziyor, eğleniyor ama asla yuvadan uçmuyorlar
Bu sosyolojik fenomen tüm dünyada etkisini hissettiriyor Öyle ki, bundan birkaç yıl önce bu sorunun ekonomik yönlerini irdelemeye başlayan London School of Economics'te öğretim görevlisi Marco Manacorda ve Kaliforniya'daki Berkeley Üniversitesi'nden Enrico Moretti, Genç İtalyan Erkeklerinin Çoğu Neden Ebeveynleriyle Yaşıyor? başlıklı bir araştırmaya imza attılar ve bu durumun sadece İtalya ve İtalyan erkeklerine değil bir kuşağın tüm cinslerine özgü olduğunu vurguladılar İngilizce'de kullanılan "Kidult" kelimesi; Çocuk (Kid) ve Yetişkin (Adult) kelimelerinin birleşmesi ile oluşturulmuş Farklı toplumlarda farklı tanımlamaları yapılıyor İngiltere'de "emeklilik maaşını kemiren cep", Almanya'da "özgür işçi", Japonya'da "parazit bekar" ve Amerika'da "bumerang", olarak tanımlanan bu durum ülkemiz için "Koca Bebek Sendromu"na işaret ediyor Baba evlerinden bir türlü kopamayan gençlerin hikayesi beyazperdeye bile konu oldu 2001 yılında Fransa'da çekilen Tanguy adlı film 28 yaşında olan ve ailesiyle yaşamaya devam eden bir gencin, artık onun evden gitmesini isteyen ailesiyle aralarındaki çekişmeyi anlatıyordu Sarah Jessica Parker ve Matthew McConaughey'in başrollerini paylaştığı 2006 yapımı komedi filmi Düş Yakamızdan'da da (Failure to Launch) 35 yaşında, iş güç sahibi ama bir türlü ailesinin evinden ayrılıp kendine bir hayat kuramayan bir erkeğin hayatı konu ediliyordu Son yıllarda sayıları artan daimi ergenlerin kanatlanıp yuvadan uçamamalarının ardındaki ekonomik, sosyal ve kültürel nedenleri, istatistiksel veriler ışığında bu gençlerin tüm dünyadaki dağılımlarını ve neden erkeklerin kızlara oranla daha fazla aileleriyle yaşamayı seçtiklerini araştırdık Uzmanlar yardımımıza koşarken, baba evinden vazgeçemeyen gençler de bize yaşadıklarını anlattı
Ekonomik Zorluklar Gençleri Ailelerine Bağımlı Kılıyor Koca bebeklerin kanatlanıp yuvadan uçamamalarının ardındaki en önemli etkenin ekonomik zorluklar olduğu yadsınamaz bir gerçek Son yıllarda artan kira fiyatları, komik rakamlar karşılığı çalışan gençleri zor durumda bırakıyor Bir de belirli bir hayat tarzına alışmış, belli bir sosyal statüsü olan gençlerin ayrı eve çıkmak uğruna alışkanlıklarından vazgeçmeleri kolay olmuyor Ayrı bir eve çıkmak; gezmekten, giyinmekten, seyahate çıkmaktan vazgeçmeyi gerektirecekse, "Varsın olmasın, biz böyle çok mutluyuz" diyor koca bebekler Üniversite mezunu 33 yaşındaki tekstilci Derya, "Ekonomik nedenlerden dolayı ailemle yaşamayı tercih ediyorum," derken, üniversite mezunu 32 yaşındaki gazeteci Leyla da "Eğer ailemle birlikte olmasam çok kötü şartlarda yaşardım Kazandığım para sadece bana yetiyor" sözleriyle yaşadıklarını dile getiriyor Çalıştığı halde yeterince para kazanamadığı için evde kalanlar dışında, bir de tamamen işsiz olup babasından harçlık isteyenlerin durumu ise daha vahim Son yıllarda ülkemizde de hissedilen ekonomik kriz işsizliği körüklerken, gençleri maddi olarak ailelerine biraz daha bağımlı kıldı İşsizliğin gençleri eğitime yöneltmesi ya da rekabetin artmasıyla herkesin master ve doktora peşinde koşup bir türlü profesyonel hayata atılamayışı da, yetişkin ergenlerin sayılarını artıran sebeplerden 
Evlilik Yoksa Ayrı Ev De Yok Ekonomik zorluklar ve eğitimin uzamasına bağlı olarak evlilik de gittikçe erteleniyor Gençler artık geçim derdi ve ekonomik sıkıntıların kıskacında evin daimi kiracılarına dönüşüyor Erkekler bırakın evlenip ev geçindirmeyi, kendi masraflarına bile zor yetişirken, kızlar bir türlü evlenecek erkek bulamamaktan yakınıyor
Aile ilişkilerinin daha güçlü olduğu, geleneksel yapıdaki ailelerde gençlerin baba evinden yeni bir yuva kurarak ayrılmaları gerektiğine duyulan inanç ve tutucu kesimlerde evli olmayan gençlerin yalnız yaşamalarının hoş karşılanmaması da, koca bebeklerin artışında önemli rol oynuyor Evlenmeyen gençlerin baba evinde yaşaması doğu toplumlarına has bir özellik olarak görülse de, Avrupa'da da ailelerinin dizinin dibinde oturanların sayısı gün geçtikçe artıyor Tabii Avrupa'da gençleri evde kalmaya iten etkenlerin başında, kültürel değerlerden çok ekonomik sıkıntılar ve ev kiralarının çok yüksek olması geliyor Zira İngiltere'de çıkan Daily Mail'in haberine göre, 3 000 kadın ve erkek üzerinde yapılan araştırmada, aileleriyle kalan erkeklerin yüzde 59'u bunun maddi sebeplerden kaynaklandığını söylemiş İtalyan hükümeti tarafından yapılan bir araştırmaya göre, baba evinden ayrılmayan, yaşları 30-34 arasında olan İtalyanlar'ın sayısı son yıllarda ikiye katlandı Aile kurumunun çok önemli olduğu İtalya'da hükümetin yaptığı bir araştırma aynı yaş grubundaki bekar erkeklerin üçte birinin anneleriyle oturduğunu ortaya koyuyor Aynı araştırmaya göre 30-34 yaş arasındaki kadınların yüzde 18,1'i, erkeklerin ise yüzde 36,5'i hayatını annesiyle geçiriyor Bu nedenle ülkede 2008 bütçesi mecliste tartışılırken ortaya atılan ve ev tutmak isteyen 20-30 yaş arası vatandaşlara 1 000 Euro'luk vergi indirimi uygulanmasını öngören yasa tasarısı, ekonomik zorlukların ve özellikle cep yakan ev kiralarının gençleri baba evinde kalmaya zorladığını gösteriyor İngiltere'de Ulusal İstatistik Ofisi'nin (The Office for National Statistics ONS) 20-34 yaş arası gençler üzerinde yaptığı araştırmanın sonuçları; erkeklerin üçte biri, kadınların ise beşte birinin aileleriyle yaşadığını gösteriyor
Erkekler Kanatlanıp Uçmakta Daha Çekingen Günümüzde artık kadınlar da aldıkları eğitim ve yaptıkları kariyer sayesinde erkeklerle eşit koşullarda hayat savaşına atılıyor Ama yine de, özellikle geleneksel toplumlarda erkeğe biçilen aile reisi rolü; onu bir an önce para kazanma, ev geçindirme ve kendi kendine yetebilme görevleriyle kaçınılmaz olarak baş başa bırakıyor Zira son yıllarda 30'larında olan ve hala baba evinde yaşamayı tercih eden erkeklerin sayısındaki artış, bu görevlerin yerine getirilmediğini ortaya koyuyor Türkiye'de erkeklerin kadınlara oranla baba evini terk etmekte daha çekingen olduğunu gösteren herhangi bir çalışma yok ama zaten etrafımıza baktığımızda, 30'larının başında olup hala annelerinin dizinin dibinde oturan birçok erkeğin bulunduğunu görüyoruz Uzmanlar bu durumu, erkeklerin anneleriyle kurdukları kuvvetli ilişkiye ve belki de bağımlılığa dayandırıyor Adam Olmaktan Delikanlılığa: Modern Toyluğun Gerçekleri Üzerine  (Men To Boys: The Making Of Modern Immatury) kitabının yazarı Gary Cross ebeveynlerin erkek çocuklara karşı daha hoşgörülü ve anlayışlı olduklarını savunuyor Cross, "Dünyada sonu olmayan bir ergenlik dönemi yaşayan yeni bir erkek nesli oluştu Ben bunu ekonomik krizden çok parayı özel zevklere ayırma isteğiyle açıklıyorum" diyor İngiltere'de yapılan bir başka araştırmaysa, erkeklerin kendilerini "daha bağımsız, cesur ve güçlü" olarak tanımlamaktan hoşlanmalarına rağmen, annelerinden ayrılmakta kadınlara göre daha çok zorlandıklarını ortaya çıkardı İşte tüm bu bilgiler erkeklerin beş yıldızlı otel kıvamındaki hayatlarını uzatmakta kızlardan daha istekli olduğunu vurguluyor
Beş Yıldızlı Tam Pansiyon Evde Tüm Hizmetler Bedava!
Bu arada aileleriyle yaşamayı tercih eden gençlerin ev hayatlarını mercek altına alırsak, her şey güllük gülistanlık gözüküyor 32 yaşındaki tekstilci Hakan aileyle yaşamanın avantajlarını sıralarken, "arkasını toplayacak birinin olması" fikrinin insanı ne kadar mutlu ettiğini hatırlatıyor: "Evde canınız sıkkınken konuşacak birinin olması da çok önemli Yatak toplamak, ütü yapmak gibi işlerle annem ilgileniyor Ayrıca mükemmel yemeklerinin de hakkını teslim etmeliyim!" 30 yaşındaki iç mimar Zeynep ise yatağını kendi topladığını ama çamaşır ve ütü işlerine karışmadığını, evin masraflarına da katkıda bulunmadığını anlatıyor Eve geldiğinde sıcak bir ortamla karşılaşmak, sohbet etme imkanına sahip olmak ve yemeğini hazır bulmak Zeynep'in saydığı avantajlardan  Ailelerin her şeye karışma isteği ve çocuklarıyla ilgili her konuda fikir yürütmeleri, özgürlüğün belli oranda kısıtlanması, giriş çıkış saatleri konusunda evle iletişim halinde olma durumu ve kız/erkek arkadaşlar konusunda yaşanabilecek bazı sıkıntılar beş yıldızlı tam pansiyon otelde konaklamayı bir tutam zora soksa da, baba evinde yaşamanın avantajları saymakla bitmiyor Yine İngiltere'de 3 000 kadın ve erkek üzerinde yapılan araştırmaya göre kadınların yüzde 57'si, erkeklerinse yüzde 16'sı annelerinin ilgisinin hoşlarına gittiğini söylerken, erkeklerin yüzde 11'i uzun süre ayrı kalırlarsa ebeveynlerini çok özlediklerini belirtiyorlar Yine aynı araştırmaya göre hala aileleriyle yaşayan yetişkinlerin yüzde 56'sı yemeklerini annelerinin pişirdiğini, yüzde 55'i de çamaşırlarını bile annelerinin yıkadığını söylüyor Araştırmaya katılanların yüzde 18'i ise işe giderken annelerinin kendilerine öğle molasında yemeleri için bir şeyler hazırladığını ifade ediyor
|