Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bozuklukları, uyku

Uyku Ve Uyku Bozuklukları

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Uyku Ve Uyku Bozuklukları



Uyku ve Uyku Bozuklukları

Neden uyuduğumuz ve uykunun mekanizması, yüzyıllardır merak konusu olmuştur

Ömrümüzün yaklaşık üçte biri uykuda geçer Günlük uyku ihtiyacı kişiden kişiye değişse de ortalama olarak 7-8 saat arasındadır Bebekler günün yarısından fazlasında uyurlar Yaşlılardaysa bu süre 5-6 saate kadar iner Neden uyuduğumuz ve uykunun mekanizması, yüzyıllardır merak konusu olmuştur

Hippokrates, iç organları sıcak tutmak için kanın bu bölgelere toplanması ve beyindeki kan miktarının azalmasına bağlı olarak uykunun geldiğini savunmuştur

Aristoteles, alınan gıdaların ısıya dönüşerek uykuya yol açtığını ileri sürmüştür

Hipnotoksin teorisine göre, beynin salgıladığı bir madde uykumuzu getirir

Uykunun mekanizmasıyla ilgili bilimsel teoriler 20 yüzyılın başlarında ortaya atılmıştır Hipnotoksin teorisine göre, beynin salgıladığı bir madde uykumuzu getirir Bunu ispatlamak amacıyla, uyuyan köpeklerden alınan kanlar uyanık köpeklere verilmiş ve bu köpeklerin de uyuduğu gösterilmiştir Daha sonra yapılan çalışmalar uykunun moleküler mekanizmasını önemli ölçüde aydınlatmıştır

Uykunun amacı tam olarak bilinmese de çeşitli teoriler vardır

Restoratif teoriye göre uykunun amacı vücudun kendini onarmasıdır

-REM dışı uykunun bedeni,

-REM uykusunun da zihni yenilediği

öne sürülmektedir

(Merakediyorum notu: REM Dönemi (Rapid eye movement): Hızlı göz hareketleriyle tanımlanan bu dönemde kişinin gözleri göz kapağının altından sürekli titriyor REM dönemi başlı başına farklı bir dönem olduğundan ilk 4 evre REM dışı evreler olarak da anılıyor)

REM dışı uyku sırasında, testosteron, büyüme hormonu ve prolaktin gibi moleküllerin düzeyindeki artış, bu teoriyi destekleyen bulgulardır

REM uykusu sırasındaysa, yeni oluşan nöron bağlantıları sağlamlaşarak öğrenilenler uzun süreli hafızaya atılır

Evrim kuramına göre uyku, çevreye uyum sürecinin bir sonucu olarak kazanılmış bir özelliktir Uyku, avlanmanın zor ve tehlikeli olduğu gece boyunca vücudu dinlendirerek gereksiz enerji kaybını azaltan, yani enerji tasarrufu sağlayan bir mekanizmadır

Uyku temel olarak iki farklı evreden oluşur

Bu evreler, göz hareketlerinin çok hızlandığı REM ve yavaşladığı REM dışı olarak adlandırılır Yattıktan sonra ortalama 20 dakika içerisinde uykuya dalınır

İlk evre REM dışıdır

Uykuya daldıktan yaklaşık 45 dakika sonra derin uyku başlar ve takiben REM uykusuna geçiş yapılır

REM uykusu daha hafiftir ve beyindeki EEG aktivitesi artar

Beyin, REM sırasında uykunun diğer evrelerine göre daha fazla çalışarak "teta" dalgaları oluşturur

Her 90-120 dakikada bir girilen REM uykusu, rüyaların görüldüğü evredir

İlk REM evresi 5-10 dakika sürer

REM evresi gece boyunca 4-5 kere tekrarlanır ve sabaha karşı süresi uzar

REM uykusundan sonra uyandırılan kişilerin çok daha dinlenmiş olarak kalktıkları tespit edilmiştir

Uykunun yaklaşık dörtte biri REM, dörtte üçü de REM dışı uykudur

REM dışı uyku da kendi içinde dört evreye bölünür

Üçüncü ve dördüncü evrelerde uyku oldukça derindir ve bu evrelerde kişiyi uyandırmak güçtür

Kişinin sağlıklı bir uyku geçirmesi için REM ve REM dışı evrelerinin ritmik ve kesintisiz olarak tekrarlanması önemlidir

Uykunun bu evrelerini düzenli olarak yaşayamayan kişilerde uyku bozukluğu vardır

Bu kişiler güne yorgun başlarlar, bel ve sırt ağrılarından yakınırlar Uyku bozukluğu kişinin iş performansında düşüşe sebep olur Uykunun sağlıklı tamamlanamaması, kişinin duygusal durumunu etkileyebilir ve psikolojik sorunlara yol açabilir

16 saatlik uykusuzluk 0,5 promil alkollü kişilerin durumuyla benzerlik gösterir

Yapılan deneylerde, iki hafta boyunca uykusuz bırakılan farelerin öldüğü gösterilmiştir İnsanlarda böyle bir etki görülmese de, ortalama 16 saatlik uykusuzluğun yol açtığı fiziksel ve zihinsel etkiler, 0,5 promil alkollü kişilerin durumuyla benzerlik gösterir Tepki süresi uzar, algı zayıflar ve fiziksel performans düşer Ayrıca uzun süreli uyku yoksunluğunun, bazı organların çalışmasında bozulmalara, kalp ve şeker hastalığına, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve yara iyileşmesinin yavaşlamasına yol açtığı düşünülmektedir

Uyku bozuklukları

Birçok kişi kendisinde uyku bozukluğu olduğunun farkında değildir

Uyku düzeninin ne şekilde olursa olsun bozulması, çeşitli fiziksel ve zihinsel rahatsızlıkları da beraberinde getirir Uyumadan sağlıklı bir yaşam sürdürmek olanaksızdır En sık görülen uyku bozuklukları, uykunun miktarı ve kalitesiyle ilgili sorunlardır İnsomni denilen uykusuzluk hastalığı, esas olarak uykuya dalma güçlüğüdür Normal koşullarda, yattıktan 15-20 dakika sonra uykuya dalması gereken kişi saatlerce uyuyamaz Sabaha karşı uykuya dalan bu kişiler ertesi gün kendilerini halsiz hissederler Gece sık sık uyanma, sabaha karşı uyanma ve bir daha uyuyamama veya uyuduğu halde uykusunu alamamış ve dinlenmemiş hissetme şeklinde görülen rahatsızlıklar da uyku bozukluğu olarak nitelendirilir Birçok kişi bu şikayetleri olmasına rağmen kendisinde uyku bozukluğu olduğunun farkında değildir Uyku kalitesindeki bozukluklar sıklıkla, yataktan yorgun kalkmak, yaygın sırt ve boyun ağrıları, enerji azlığı ve performansta azalmaya yol açar

Aşırı uymak da bir uyku bozukluğudur

Sadece uyuyamamak değil, aşırı uymak da bir uyku bozukluğudur Hipersomni denilen bu rahatsızlıkta kişiler uyanmakta oldukça zorluk çeker ve ne kadar uyurlarsa uyusunlar bir türlü uykularını alamazlar Narkolepsi denilen bir rahatsızlıktaysa gün içerisinde, 10-30 dakika süren, önlenemeyen uyku atakları vardır Kişi gün içerisinde zaman zaman uykuya dalar Bu kişiler, araba kullanırken veya iş yerinde masasında çalışırken bile uykuya dalabilir Kişiye zarar verebilecek bu durum tedavi edilmesi gereken önemli bir uyku bozukluğu olarak nitelendirilir

Uyku sırasında yaşanan garip olaylar da uyku bozukluğu olarak sınıflandırılır

Parasomni denilen bu tür durumların başında rüya sıkıntı bozukluğu gelir Her insan korkutucu rüyalar görebilir Ancak bu durum sıklaşır ve sabaha dek birkaç kez tekrarlanırsa normal uyku düzeni bozulur Bu durumun daha da ileri hali uyku karabasanlarıdır Kişi çığlık ve dehşet içerisinde uyanır Kalbi hızlanmış ve ter içerisindedir Gece terörü olarak da adlandırılan bu durum çoğunlukla çocuklarda görülür ve zaman içerisinde çoğunlukla kendiliğinden geçer

En ilginç olan uyku bozukluğu uyurgezerliktir

Parasomniler arasında en ilginç olan uyku bozukluğu uyurgezerliktir Uykunun ilk saatlerinde ve REM dışı evresinde görülen uyurgezerlik genellikle 10 yaşına kadar görülür Çocuk birden yataktan kalkar ve otomatik olarak, yürüme, terlik giyme gibi belirli hareketleri yapar Açık olan pencereden düşmek, kapıyı açıp sokağa çıkmak gibi sonuçları da olabilen bu rahatsızlık için geceleri bazı önlemlerin alınması gerekir Yapılan araştırmalarda, uyurgezerliğin altında yatan fiziksel veya zihinsel bir anormallik saptanmamıştır

Uyku bozuklukları ciddi psikolojik hastalıkların ilk belirtisi de olabilmektedir

Uyku bozukluklarının sebepleri arasında psikolojik rahatsızlıklar önemli bir yer teşkil eder Örneğin depresyon, uykusuzluğa en sık yol açan rahatsızlıklardandır Uyku bozuklukları ciddi psikolojik hastalıkların ilk belirtisi de olabilmektedir Aşırı sigara ve kahve tüketimi, alkol bağımlılığı veya kronik hastalıklar da uyku bozukluğuna sebep olur Hava yollarıyla ilgili sorunlar uyku bozukluğuna yol açan diğer durumlardır

Uyku bozukluğu yapan diğer bir hastalık da uyku apnesidir

Uyku apnesi, uyku sırasında çok sayıda ve kısa süreli solunum durması ile seyreden uyku bozukluğudur Bu kişiler gece boyunca rahat soluk alıp veremez, sık sık nefessiz kalır ve bu nedenle kesintisiz uyumaları mümkün olmaz Geniz eti olan çocuklar veya hava yollarında tıkanıklık olan kişiler de uyku bozukluğu yaşayabilir

Rahat ve kaliteli bir uyku için bazı şeylere dikkat edilebilir;

Örneğin çok aç veya tok yatmamak, uyku öncesi kafeinli, alkollü, kolalı içeceklerden ve tütün kullanımından kaçınmak Uykudan önce yoğun fiziksel veya zihinsel faaliyetlerden kaçınılmalıdır Yatarken kitap okumak veya televizyon seyretmek uykuya dalmayı kolaylaştırabilir Yatak odasının sessiz ve karanlık olması önemlidir Odanın sıcaklığının ve nem oranının mümkün olduğunca sabit tutulması uyku kalitesini arttıran bir unsurdur Vücudun biyolojik saatini bozmamak için her gece belirli saatte yatıp sabahları da aynı saatte kalkmak gerekir Tüm önlemlere rağmen uyku bozukluğu uzun süre devam ederse bir doktora müracaat etmek gerekir

Uyku ve uyanıklığın mekanizması

Elektrokimyasal sinyaller (RAS) uyanık kalmayı sağlar

Beyin sapındaki retiküler aktive edici sistem (RAS) denilen merkezden çıkan elektrokimyasal sinyaller uyanık kalmayı sağlar Bu sinyaller ilk önce beynin alt merkezindeki talamusa, buradan da kortekse yani beyin kabuğuna gönderilir Uyanık kalmayı sağlayan temel sinyal, "asetikolin" adlı bir mesajcı molekülün beynin orta alt kesiminde bulunan talamusu uyarmasıdır Uyarılan talamus, kortekse, yani bilinç düzeyine uyarılar yollayarak burada uyanıklık durumu dalgalarının oluşumuna yol açar Beynin çeşitli merkezlerindeki sinir hücrelerinden salgılanan oreksin, noradrenalin, histamin uyanıklık için gerekli diğer moleküllerdir Bu moleküllerin azalması, bazı molekül düzeylerindeki artışla beraber uykuyu başlatır Beynin alt merkezlerinde bulunan hipotalamusun ventrolateral preoptik çekirdeği (VLPO) uykuyu başlatan merkezdir Uyanıklık durumunda oreksin tarafından baskılanan VLPO, oreksin düzeylerinin düşmesiyle birlikte aktif hale geçer ve uyku başlar Melatonin, interlökin-1 ve prostaglandin D2 ile hipotalamustan salgılanan GABA, uyku getiren moleküllerdir GABA, uyanıklığı sağlayan noradrenalin moleküllerini baskılar Uyku molekülleri, vücudun biyolojik ritmine göre belirli aralıklarla salgılanır

Biyolojik saatin merkezi

Biyolojik saatin merkezi olarak kabul edilen ve beyinde bulunan "suprakiazmatik" merkezde oluşan sinyaller uyku ve uyanıklığın ritmik şekilde düzenlenmesini sağlar Her 24 saatte bir devreye giren "sirkadyan" ritim ve daha kısa aralıklarla çalışan "ultradyan" ritim uykuyu kontrol eder Sirkadyan ritim uykumuzun gelmesini ve uyanmamızı sağlar Ultradyan ritimse gece boyunca süren derin ve hafif uyku düzenini belirler Uyku ritmini ayarlayan mekanizma tam olarak aydınlığa çıkartılamamış olsa da, birden çok mekanizmanın kontrolü altında olduğu kabul edilmektedir Beynin alt ve üst merkezleri arasındaki karmaşık sinyal iletimi, uykuya ne zaman ne şartta geçebileceğimizi belirler Biyolojik saat dışında, vücudun yorgunluk ve uykusuzluk durumu, psikolojik stres, bedensel gereksinimler ve dış ortamın ışık miktarı da uyku düzenini belirleyen etkenlerin arasındadır Örneğin, dış ortamdaki ışığın azalması, melatonin adlı hormonun salgılanmasına yol açarak uykuyu başlatır

Bilim ve Teknik -TÜBİTAK

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.