Manavgat-Antalya'da Tatil |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Manavgat-Antalya'da TatilManavgat-Antalya'da Tatil Manavgat Hakkında Manavgat Hakkında Manavgat'ın kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, yerleşim merkezi oluşunun MÖ 150 - 200 yılları arasında olduğu sanılmaktadır 400 - 500 yılları arasında konaklama ve göçme şeklinde geçici yerleşmelere sahip olduğu söylenmektedir MÖ'sinden yakın zamana kadar, şimdiki ilçe yakınlarında kayıklar ve gemilerin çay üzerinde bulunan iki yaka arasında yük ve insan taşımacılığı yapıldığı, belgelerden anlaşılmaktadır Evliya Çelebi, şimdiki Gündoğdu Köyü yakınlarında Sarısu civarında kaplan avlandığını ve bu çevrede yörük denilen halkın oturduğunu anlatır Manavgat o zamanlar bir yerleşim merkezi değildi Kuzeyde Toroslar, güneyde Akdeniz, doğuda Manavgat Çayı ile çevrelenen geniş alana verilen ad idi Malazgirt savaşından sonra bu yöreye Horasan'dan gelen yörükler ve Yörük Beyleri yerleşmiştir Manavgat çayının batı yakası Turgay beylerinin, doğu yakası Senir beylerinin tımar, zeamet ve başları olarak Cumhuriyet dönemine kadar devam etmiştir Daha sonra bu iki yaka birleştirilerek 1913 yılında Manavgat adı ile ilçe olmuştur Manavgat Hakkında HER ÇAĞDA MANAVGAT Yapılan araştırmalar, bölgemizde paleolitik çağdan zamanımıza kadar süren bir uygarlığın varlığını göstermektedirKarataş-Semahüyük kazılarında "Bronz Çağı" na ait yeni bilgiler elde edilmiştir 1946 yılına kadar bilimsel nitelikli kazı ve araştırmalar yapılmadığından, objektif bilgiler yetersiz, mevcutlar da efsanevi ihtimallerden öteye geçememiştir Side -Bucakşeyhler köyü kuzeyindeki "SELEVKİA" da , 1946 yılında yapılan ilk ciddi ve bilimsel araştırmalar, teknik ve ekonomik sebeplerden dolayı yeterli olamamıştır Bugünkü Manavgat, kuzeyde Toroslar , güneyde Akdeniz, doğuda Alaraçayı, batıda Köprüçayı ile çevrili olan Antik Pamphilia'nın (Pamfilya) doğu kısımlarıdır Pamphilia'nın kelime anlamı çok dil konuşulan, çok kabilelerden oluşmuş, ülke;kabileler ülkesi demektirKökü Yunanca olup, Pamp:Çok, hilia:Irk, cins anlamında, yani "Çok ırklı - soylu yer " anlamına gelirBizanslı ETİYEN , Pamphilia (Pamfilya) adının Lonya lı Raphyos MANTO'nun kızı Pamphilia'ya (Pamfilya) atfen sonradan konduğunu yazar Bölgemizin tarihi (Antalya) , MÖ 14 ve 15 YY da Greek efsanelerine göre değerlendirilir Bu yy da Miken Kolonileri'nin Pamfilya sahillerine indiği söylenirse de, bu olay henüz kesinlik kazanmamıştır İlk yerleşim hareketleri MÖ 7 ve 8 YY da Akdeniz kıyılarında başlamıştır Greek Kolonilerinin ilk kenti Pihaselistir (MÖ 690) Bu şehrin kuruluşunu Side takip etmiştirAntalya Karain mağarasındaki yaşam MÖ 50000yıl öncesinde var olduğuna göre, Karain ve civarında yaşayan Paleolitik çağı insanı, iki veya üç günlük uzaklıkta olan bu bölgelerde de mutlaka yaşamışlardır Müzelerimizdeki kaynaklar, yapıt ve tarihi kalıntılar, kesin tespitler için bize daha çok yardımcı olmaktadırTorosların güneyinde, kuzeyindeki Isparta ve Burdur illeri sınırları içindeki gibi Neolitik, Kalkolitik ve Tunç çağları kalıntılarını içeren Prehistorik höyükler yok ama, daha önceki Paleolitik çağa ait bir çok kalıntılar vardır Antik Dönemde MANAVGAT Antik dönemlerde Pamfilya' doğu kısmı, Manavgat bölgesi hakkında en eski kaynak Hititlerin çivi yazılı tabletlerinde görülmektedir Hitit kaynaklarına göre Akhiyavalar'ın bu bölgede yaşadıkları (MÖ 1600-1200) ve Luvicce adlı bir dilin konuşulduğu belirtilmektedir Hatta Hitit Kralı II Murşilin anallerinde ( Kralın yaptıklarını anlatan yıllıklar) "II Murşilin MÖ 1400 yıllarında Kilikya' ya girdiği 6000 kişiyi öldürerek Pamfilya şehir devletlerini alarak geri döndüğü "yazılıdırMÖ 14 ve 13 yy başlarında Yunanistan'ın Arkadia kavimler göçüyle gelen Akhalar tarafından istila edilmeye başladığı ve Akhaların getirdiği Arkadia - Greek lehçesiyle burada yaşayan yerli unsurların (dilin) Hititçe -Luvice'nin kaynaştığı, Side' de ele geçen ve bugün Side Müzesinde sergilene yazılı kaynaklar nedeniyle Araştırmacı-Arkeologların SİDECE adını koyduğu bir dilin ortaya çıktığı görülmektedirAntik Pamfilya bölgesi MÖ 8 ve 7 yy da ikinci kez Batı Anadolulu Aiol ve İyon kafileleri tarafından kolonizasyon hareketlerin e maruz kalmıştırBu hareketler sırasında Ege'deki Kymeliler (İzmir Aliağa yakınında bir İyon kenti)Antik Side şehrini bir Koloni şehri olarak kurmuşlardırTuruva Savaşı sırasındaki bu kavimlerin göçü ve kolonizasyon hareketleri sonunda yeni gelenler ile yerli halk, yavaş yavaş karışıp kaynaşmış ve Hellenleşen şehir devletleri (Yunanca "POLİS" ) ortaya çıkmıştır Bugünkü Manavgat ilçe sınırları içindeki antik şehirlerin bir çoğu bu dönemde kurulmuşturHeredot'a göre:Akdeniz sahillerine yerleşim daha eskilere MÖ 2000'in başına kadar (MÖ 1800 yılları ) götürülür Turuva Savaşında orduları dağılan Amhilophos Colehos ve Mophos'un Antalya Bölgesine yerleştikleri anlatılırBu komutanlar çevresindekilerle birlikte, bu bölgeye gelip yerleşmeden önce, Turuva Savaşlarına bu bölgeden yardım eden soyların da var olduğunu yazar Yine Heredot'a göre, Lydia Kralı Cresus (Krezüs)'un MÖ 334 yılında buraları fethiyle de Makedonyalıların egemenliği altına girmiştirBöylece 210 yıl süren Pers hakimiyeti son bulur MÖ 223 yılında Bİskender ölünce generalleri imparatorluğu bölüştü Pamfilya, Likya ve Yukarı Firikya Antionos (Antigone )'a verildi Ancak hissesine razı gelmeyince Bİskender'in imtiyazlı generali Petigos ile yaptığı savaşta yenilerek Yunanistan'a kaçtı ve bu generaller arasındaki savaş uzun süre devam etti Sonunda, MÖ 307 de Antinos, Pamfilya'yı elinde tutan Omedis'i de yenerek yöreyi ele geçirdi"KÜÇÜK ASYA KRALI" unvanını aldı Suriye'yi fethetti ama durmayan generaller savaşında sonunda MÖ 301 yılında 84 yaşında öldü Pamfilya MÖ 302-218 yıllarında Ptolemeioslar'ın, MÖ 215-189 yıllarında Selevkios Kral Autiochos'un, ünlü Kartacalı komutan Hannibal'ın komutasındaki donanmasını Roma senatosuna bağlı Rodos donanmasına, Side açıklarında yapılan deniz savaşında yenilmesiyle, (MÖ 190 ) Roma'ya , MÖ 188 yılında da Roma Senatosu tarafından Pamfilya Bergama Krallığı'na verilmiştir Ancak Helenistik Krallıklar boyunca sürekli özelliğini koruyan ve gittikçe hellenleşen gelişimini sürdüren Pamfilya şehirleri ve özellikle bunlardan Side şehri Bergama krallığı ile çıkan sınır anlaşmazlığı yüzünden, 0MÖ 188-102 yılları arasında bağımsız kalarak Hellenistik dönemin en parlak çağını yaşamıştırRomanın kirli işlerine karışmamıştırBu nedenle Bergama Kralı Attolos II Bölgenin en önemli ve liman şehri Side'yi alamayınca kendi adını alan ATTALİA (Antalya ) 'yı Liman kenti olara kurmak zorunda kalmıştırİşte bunun için Side'ye "Eski Antalya ", Antalya'dan daha önce kurulmuş olduğundan denmektedir Hellenistik Krallıklar zamanında sık sık el değiştiren Pamfilya'da büyük bir otorite boşluğunun olması, Roma'ya uzak oluşu , Özellikle doğuda Kilikya bölgesi ve dağlık bölgelerde saklanabildiklerinden bölgede korsanlğın ortaya çıkıp çoğalmasına güçlenmesine neden olmuşturPontus Kralı Mitridates VI'nın Romalılara karşı korsanlığı desteklemesiyle durum daha da kötüleşmiş hatta Alanya'da (Cerecetyne) Korekesion Diodotos Tttryphon adlı bir zorba korsan, başkanlığında para basıp kaleler inşa edecek düzeyde ileri giderek helenistik şehirleri tehdit ederek zayıflamalarına neden olmuştur Hatta bu zorba korsan, Suriye Krallarına kafa tutarak, Selevkos Kırallarına kafa tutarak, Selevkos Krallarını devirecek ve yerine istediğini geçirecek güce bile sahip olmuşturBu tehdit MÖ 78 yılında Romalı Konsül Pub lius Servillius'un Pamfilya ve Kilikya'yı Roma'ya bağlaması ve kumandan Pompeais'un bölgeyi korsanlardan tem,izlemesine kadar sürmüştürBazı tarihçiler "Pompeais'un 24 generalin komutasında 120 bin asker, 500 parça gemiyle Akdeniz'e açıldığını, Pamfilya'yı tüm korsanların gemilerini yakarak Akdeniz'i onlardan temizlediğini, Trayphon'un yaptırdığı kaleleri yakıp yıkarak sağ kalanlarının da Torosların tepelerine kaçtıklarını "" yazar Pompeyüs kısa zamanda Anadolu ve Akdeniz'de sağlam bir egemenlik kurarak bir çok küçük devlet ve bölgedeki Prenslikleri Roma'ya bağlayıp, bölgeyi Roma eyaleti haline getirmişse de, Pamfilya'da korsanlığın kökünü kazıyamadı Bunların kökünü Sezar temizlerRoma senotosunca idama mahkum edilince Pafilya kıyılarına kaçan Sezar, önce korsanların eline düşer onların elinden kurtulup Milet'e kaçar Milet'te eline geçirdiği gemiler ve Miletlilerin yerlerini iyi bildiği korsanları yakalayarak, Bergama'ya getirip hepsini asar Bunlarla yıldızı parlayan Sezar büyük bir ordu ile Anadolu seferine çıkar Pamfilya ve Kilikya'da Roma hakimiyetini kurduktan sonra 'da Roma'ya o meşhur mektubu yazar "GELDİM, GÖRDÜM, YENDİM" bu arada Mısıra kaçan Pompeyüs'ü takip eden Sezar, Mısır üzerine yürüyerek Mısır'a gider Pompeyüs'ü öldürür Orada Gördüğü Kleopatra'ya aşık olur Adeta Sezar'ı büyüler Kleopatra'nın etkisinde kalan Sezar Mısır'ı , Kleopatra'ya vererek Roma'ya döner Sezar'dan sonra Anadolu'nun yönetimi Markus Antonius'a verilir Tabi Pamfilya'da Anadolu'daki sık sık değişen bu egemenlik savaşlarında, bilhassa Pamfilya (Manavgat), dağlık olduğundan, Alanya ve çevresiyle birlikte hep bu olayların içinde kalmış ve küçümsenemeyecek üne de kavuşmuştur Özellikle Köprüçay ve Manavgat Çayından yararlanarak dağlık bölgelerin kerestelerini ta Mısır'a kadar satarak kereste ve zeytin yağı ticaret yapılmıştır Marcus Antonius buraların hakimi olup Kleopatra'yı tanıyınca Korekesyon'u (Alanya) çevresiyle birlikte Kleopatra'ya armağan ederBunların zenginlikleri, özellikle keresteleri Mısır'a akar Burada bölgenin, çok önemli diğer kenti Side için, Strabon ne diyor? Strabon'a göre Side; MÖ 7 yüzyılın ikinci yarısında, bir İonia kentinden gelen Helenli kolonistlerce kurulmuştur Kentin adı Helence olmayıp, Anadolu lehçesinde "NAR" anlamına gelir Nar meyve olarak MÖ 500 yıllarından itibaren, şehir sikkelerinde, bereket ve bolluğu sembolize etmektedirSide'nin gelişmesinde kolonistlerin büyük payı vardır Ve çok zengin bir liman kenti haline gelir Kent yalnız geniş bir bölgeyi kapsayan zenginliği ile değil, köle ticareti ile de tanınır Özellikle şehirde, özel bir podyumda teşhir edilerek gösterilen kadın kölelerin güzelliğinin ünü çevredeki tüm ülkelere yayılmıştır Roma'nın kirli işlerine hiçbir zaman bulaşmayan Side'liler, MÖ 2 ve 1 yüzyıllarda barış içinde yaşadılarSide'nin en görkemli dönemi MÖ 2 yüzyılın ilk yarısıdırEn önemli, en süslü yapıları bu dönemde yapılmıştır Roma imparatorluğu döneminde; ÖÖ 27 den MS 192 yılına kadar süren imparatorluk devrinde Anadolu Roma egemenliğinde kalmışOktaviyanus imparatorluğu eyaletlere ayırdıktan sonra Pamfilya ve Akdeniz sahillerindeki Krallıklar olduğu gibi Roma 'nın eyaletleri haline gelmiştirMS 3 yüzyıldan sonra devlet idaresinin zayıflamasıyla kuzeyde dağlık bölgelerdeki kavimlerden DOSTLAR yada İSKİTLER MS 266-270 yıllarında bölgeye inerek Side'yi kuşatmışlardırDaha sonraki MS 361-363 yıllarında da İSAURALILAR yine Side ve bölgesini kuşatıp yağma ve talan ederek 2 çöküş dönemini yaşatmışlardır BİZANS HAKİMİYETİ MS 4 yüzyıl boyunca gittikçe Hıristiyanlaşan bölge MS 395 yılında Roma imparatorluğunun doğu ve batı olarak ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma Bizans egemenliği altında kalmıştır Denizcilik ve ticaretin önem kaybetmesine karşın MS4-6 yüzyıllarda , Bizanslılar döneminde tarım ve ziraatla yapılan ilerlemelerle tekrar canlanan bölge şehirlerinden Side , imparatorluğunun (dini anlamda) doğu Pamfilya Metropolitanlığının başkenti olarak eski sınırlarını da aşan ünlü bir şehir haline dönüşerek 3 parlak dönemini yaşamıştırBizanslılar da Roma hakimiyeti sırasında , bölgede yapılan koruyucu kale ve garnizon binalarını kullanarak aynı sistemi devam ettirmişlerdirÖnceleri ;Körüçay Havzası , Manavgat çayı Havzası ,daha sonra Zincirli kale ile Akseki - İbradı güzergahlarındaki küçük küçük yerleşimler bunu ispatlıyor MS 7 yy'lardan başlayan ve ardı arkası kesilmeyen arap korsanların akınlarına uğrayan , bölgedeki hırıstiyan şehirlerinin gittikçe önemi azalmaya başlamış, araplar tarafından sürekli yağma ve talan edilen bölgeyi korumak için Bizans imparatorluğunun kurduğu özel donanma bile bölgeyi koruyamamış , yavaş yavaş islamlaşan bölgede Side-Manavgat - Hisar vbgibi bazı stratejik yerler ve kentlerde ufak keşişlikler halinde yaşamlarını sürdürmeye çalışan Bizanslıları; ayrıca Rodos , Venedik ,Ceneviz korsanlarının talanları ve Kıbrıs Krallarının saldırıları ile haçlı seferleri sırasındaki yağmalar , bölgenin ekonomik gücünü olduğu kadar kentlerini de yıpratmıştır Dönemin Arap coğrafyacısı İdrisi'nin (1150)'yanık Antalya ' olarak belirttiği bölge, Side gibi kentlere dönüşmüş, 12 yy da da tamamen terk edilmiştir SELÇUKLULAR VE OSMANLILAR DÖNEMİNDE MANAVGAT 12 ve 13 yy da Selçuklu Türklerinin yoğun bir yerleşimine sahne olan Manavgat'ı Teke yöresiyle değerlendirirsek;13 yy sonunda Anadolu da Türk Beylikleri , yani Beylikler dönemi başlayınca, Antalya ve Isparta bölgeleri Hamitoğulları'nı eline geçmiştirancak Hamitoğulları bir ara Selçuklulardan sonra İlhanlılar'ın hükmü altına girdiler ise de, Hamitoğulları olarak hüküm sürdüler , 1300 yıllarında da Isparta ve Antalya (Tekeoğulları) olarak ikiye ayrıldılar Merkezleri de Antalya, zaman zaman da Korkuteli olmuştur(1331-1423 ) İşte bu yüzden Korkuteli civarına Teke yöresi denirAntalya'daki Tekelioğlu ailesi de ta o hanedandan yani Hamitoğullarının bir kolundandır Diğer yönden ele alırsak : Manavgat Hisar mahallesinde ziyaretgahtaki (Mezarlık'taki) sandukada 1272 tarihi ve sandukalardaki şekil ve yazılar Isparta, Atabey, Ertokuç Medresesi yanındaki bir sanduka ile tıpa tıp aynıdırYani Selçuklu Türklerinin Manavgat'a Hamitoğullarının batıdan gelişinden daha önce kuzeyden geldiklerinin ispatıdır Köprüçayı yöresinde Olukköprü'nün güney taraflarında (Karabük köyünde o günlerden kalma bir camii vardır Önceleri bu açık hava camisi ibadete açıktır) 1148 de Bizanslıları yenen Selçuklu Türkleri bu bölgeyi alarak Alanya'yı zaptetmişlerdir (1223) Hatta Büyük Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubat (1220-1237) bölgeyi Bizanslılar'dan temizleyerek , yenik valinin kızıyla evlenmiş, Şehrin adını da Alaiye olarak değiştirmiştir Yani kendi adını vermiştirAlara kalesini de Alaaddin Keykubat'ın yaptırdığı söylenir Alaiye'yi kendisine kışlık merkez yapar Ancak esas Türk egemenliği , Hamit ve Tekeoğullarının bu bölgelere dağılıp yerleşmelerinden sonra başlamıştırBu dönemden başlayarak Manavgat'ın tarihi , Alanya tarihiyle birlikte değerlendirilmektedirBunun nedeni,bu bölgede büyük şehirleri olmayan Türklerin,yerleşik bir hayata geçemeyerek hayvancılıkla uğraşan göçebe(yörük) olarak yaşamaları,ya da yerleşik hayata geçenlerin dahi köy köy beylere (Batı yakasında Tugay Beyleri,Doğu yakasında Senir Beyleri)tabii olarak,Selçuklulardan itibaren önemli bir merkez olan Alanya Sancak Beyliği'ne idari olarak bağlı olmasındandırBu dönemde Alanya'da basılan paraları Manavgatlılar kullanmışlardırHatta bunlar arasında Karamanoğulları(1293),İlhanlılar(1304-1306) ve Mısır kölemenleri(1323-1341)'nin de paraları bulunmaktadır Beylikler dönemi (14yyda) Hamitoğulları ve Tekeoğullarının nüfusu altındaki Manavgat,1361 yılında Kıbrıs Kralı Pierre,yörede yerleşen Türklerin Mısır'a yardım etmesiönlemek amacıyla Antalya'yı zaptedince,Alanya ve Manavgat bu egemenliği kabul etmek zorunda kalmıştırAncak mücadeleden de vazgeçmeyen,Mısır'a yardımı sürdüren Tekeoğulları 1364 yılında Alanya ve Manavgat Beyleri'nin yardımını da alarak,Kıbrıs Krallığı yanlısı Antalya'ya saldırdıFakat Antalya'yı denizden kuşatan Alanya Donanması yakıldıGizli gizli Mısır'a yardımı sürdüren Manavgat,Alanya ve Karamanoğulları Kıbrıs Kralı Pierre'nin planını bozmuşlarsa da,1365 yılına kadar Manavgat ve Alanya Kıbrıs yönetimi altında kalmıştır 15yyilk yarısında bölgeyi elinde bulunduran Karamanoğulları Beyliğinden,Karaman Bey,Osmanlıların buraları almak için sefere hazırlandıklarını öğrenince,Alanya ve Manavgat'ı alelacede Mısır'a 500 dinara satmıştırTabii Kıbrıs'ta (1425) Mısır Krallığı'na bağlanmıştırAma Mısır Kralı IIMurat'ın kuvvet topladığını,yakında sıranın kendine geleceğini biliyordu 1462 yılında Fatih Sultan Mehmet'in Karamanoğulları Beyliği'nin ortadan kaldırılmasıyla Manavgat,Alanya ile birlikte Osmanlı Egemenliği altına girmiştir1530 yıllarına ait Osmanlı arşivlerinde Manavgat'ın,Alanya yörük toplumları ve Tımarları içinde,Nahiye olarak kaydı vardırManavgat Çayı'nda gemileri olanlar da diğerlerinin dışında gemi vergisi olarak götürü vergisinden söz edilmektedirOsmanlı İdari Teşkilatında Manavgat yine Beylere tabi olarak IIMurat zamanı(1584)kayıtların Teke iline bağlı Alanya'yla birlikte 1603-1604 yılları arasında tımarlı bir nahiye olarak gözükür Sultan Abdülmecit zamanında (1859)yapılan yeni idari düzenleme ile Manavgat, yine Alanya sancağına bağlı olarak Konya eyaletine bağlanır1868 yılında sancakların Antalya'ya verilmesiyle Alanya ve Manavgat'ın itirazlarına rağmen,1871'de bir kaza olarak Alanya ile birlikte Alanya kazasının nahiyesi olarak Antalya'ya (Teke Sancağına)bağlanırBuna çok kızan Alanyalılar;6 köy ve mahalle muhtarları ve imamları ile birlikte 71 Alanyalı tarafından mühürlenmiş,bir tutanak hazırlamışlarBu tutanak Alanya'lıların Antalya'ya karşı duydukları kırgınlığın tam bir ifadesidirNitekim tüm bunların üzerine 1896 yılında Alanya kaza olarak yine Konya vilayetine bağlanınca Manavgat'ta Konya'ya bağlanmış oldu Böylece Manavgat Irmağı'nın batısı Tugay Beylerinin,doğusu Senir Beylerinin Tımar,zeamet ve hasları olarak Cumhuriyet'in ilanına kadar devam etmiş,daha sonraları buralar bu beylerin üzerine tapu edilmiştir Görüldüğü gibi Manavgat ve civarı güç kime geçtiyse olaralara tabi olmak zorunda kaldığından bir batı,bir doğu derken sonunda Türklerin egemenliği altına girmiş ve Türk şehri olarak yaşamını sürdürmektedir CUMHURİYET DÖNEMİNDE MANAVGAT Bugünkü Manavgat'ın kuruluş tarihi hakkında kesin bir kayda rastlanmamakla birlikte köklü bir yerleşim merkezi oluşu 150-200 önce rastlamaktadır Yakın tarihe kadar , şimdiki ilçe merkezinin bulduğu Manavgat Çayı'nın civarında iki yakalı (kayık ve gemilerin çay üzerinde, iki yaka arasında , yük ve insan nakli yapıldığı) bir yer olarak belgelerde görülmektedir Cumhuriyet ilanıyla , 1923 yılında vilayet yapılan Antalya ile birlikte Manavgat'ta Beşkonak ve Taşağıl Nahiyeleri ile kaza yapılmış (1924) ve Antalya 'ya bağlanmıştırO zamanlar elverişsiz doğal ortam (çay taşmaları, sıtma sıtma hastalığının bir doğal afet olması) nedeniyle büyüyüp gelişemeyen Manavgat için o günkü Manavgat için Orhan Tunçdemir'in tasfiri o günkü Manavgat'ı ne güzel anlatıyor: Cumhuriyetin ilk Kaymakamları Lütfi Bey ve Avni Refik'tir Cumhuriyetin ilk yıllarında İttihat ve Terakki zamanında temeli atılan şimdiki "Çağlayan İlkokul ve Tugayoğullarından Hafize Hatun camii ve caminin yanında Hoca Mustafa Medresesi " en önemli yapı olarak gözükmektedir Bunlardan başka, 1920-1930 yıllarında, 3 ağaya ait konut, bir iki tahta kagir bina ve yörüklerin kışladıkları bir sürü saz damlar bulunmaktaydı Taşıt olarak 3 ağaya ait iki tekerlekli binek arabası vardıo zamanlar ırmak üzerinde köprü olmadığından kayıla ve küçük mavnalarla insan ve yük nakli yapılırdı Bütün manavgat'ın lağımları ırmağa akardı Çok miktarda hayvan besleyen yörüklerin saz damlarının etrafı gübre tepecikleri ile doluyduBu yüzden bataklıklarda ürey4en sivrisinek , gübreliklerde üreyen kara sineklerden yaşanmaz, pis ve bakımsız bir belde idi 50 yıl önce Manavgat Durumun en acı tarafı , lağım ve gübreliklerinin pis suyunun aktığı Manavgat Çayından halk, içme suyunu alırdı Hatta bu hal zamanla belediye ve hükümet yetkililerinin dikkatini çektiğinden ırmağa akıntısı olan tüm lağımlar foseptik şekline dönüştürüldüIrmağın kirletilmesi yasaklandıÇünkü ırmak suyunu içmekten halkı men etmenin imkanı yoktuÇevrede başka kaynak suyu bulunmuyor, kuyu açmak zahmet ve masrafından ırmaktan su almak, halk için daha pratikti Belediye su şebekesi kuruncaya kadar bu hal devam etmiştir Irmak kenarındaki lokantalarda yemek yiyen müşteriye garson , gözü önünde sürahiyi çaydan doldurup masaya kordu 1940 yılında 1162 olan nüfus ancak tarım ve eğitim gelişmesi hükümet ve belediyenin doğal şartlarla mücadelesi sayesinde 1960 'lı yıllarda itibaren gelişmeye başlamıştı Son zamanlarda ki turizm ile birlikte Türkiye'nin her tarafından , hatta yabancı ülkelerden bile insanların gelip yerleştiği bir kent olmuştur İnsan ihtiyaçları kurumlaşmış devlet kendisini hissettirmiş ve yerel yönetim kentin eksiklerini gidermeye başlamıştır Bu dönemde ırmak üzerine, Alman Grup Firması tarafından 1931 yılında demir köprü yapımına başlanmış ve köprünün yapımı 1938 yılında tamamlanmıştır Halkın ekonomik ve kültürel seviyesi artıkça daha modern bir kent olmaya başlayan Manavgat 1990'lı yıllarla birlikte il olmayı hak eden çağdaş bir kent görünümüne kavuşmuştur Manavgat Tarihi Yerleri , Manavgat Gezilecek Yerleri Tarihi Yerler SİDE Antalya - Manavgat karayolunda, Manavgat'a 2 km kala güneye dönülerek Side'ye ulaşılır Side'nin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir Side adı Anadolu dilinde "Nar" anlamına gelmektedir Bu özellik ve bölgede bulunan bazı yazıtlardan elde edilen bilgiler, Side tarihinin Hitit'lere kadar uzandığını göstermektedir Kent bir yarımada üzerine kurulmuştur Kara ve deniz surları ile korunan Side, Helen ve Roma devirlerini yaşamıştır Surları ve giriş kapısı dikkati en önce çeken yapılarıdır Toros Dağları'nın eteklerinden ve çevreden kente su getiren çok sayıda suyolu kalıntısı görülür Eski bir hamam restore edilerek müze haline getirilmiştir Bu müzede Side'de bulunan eserler sergilenmektedir Side'nin en önemli yapısı 15000 izleyici alabilen tiyatrosudur Roma eseri olan tiyatronun bölgedeki diğer antik tiyatrolardan farkı, oturma yerlerinin eğimli bir arazi üzerine kurulmamış olmasıdır Tiyatro iki katlı ve 20 m yükseklikte kemerli bir yapı üzerine oturtulmuştur Orkestra ve sahne kısımları yıkıntı halindedir Tiyatronun altında yağmur sularının aktığı kanallar vardır Sütunlu Yol, Zafer Takı, Liman, Hamamlar, Tapınaklar, Çeşmeler, Su Sarnıçları, Su Yolları ve Agora gibi yapılarıyla gezilip görülmeye değer bir yerdir Side SELGE Selge'ye ulaşmak için Antalya - Alanya karayolunda Manavgat ve Aspendos'u geçtikten sonra "Selge" işaret levhasından kuzeye dönülür Buradan Selge 55 km'dir Yolun Köprülü Kanyon'a kadar olan kısmı ulaşıma elverişlidir Antik Köprü'den sonraki 12 km yol ise saadece arazi araçları ile gidilebilir Selge'ye giden yol doğa güzelliği yönünden çok zengin olan Köprülü Kanyon içinden geçer Denizden 950 m yükseklikte kurulmuş olan Selge, antik bir Pisidya Dağ Kentidir En iyi korunmuş yapısı tiyatrosudur Ayrıca Kent Surları, Kuleleri, Su Sarnıçları, Stadyumu ve Nekropolu görülmeye değer diğer yapılardır |
Manavgat-Antalya'da Tatil |
11-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Manavgat-Antalya'da TatilSaray Regency Hotel Otel Fotoğrafları Saray Regency Hotel Hakkında Saray Regency Hotel, Sidenin en gözde Hotellerinden biridir! Hotelin bulunduğu alan ve konforlu mimarisi her geçen gün daha fazla misafirin kendisine bağlanmasına neden olmuştur Fakat ilk kez bizi ziyaret eden misafirlerimiz de, ilk günden itibaren kendilerini evlerindeymiş gibi hissediyorlar Side, Saray Regency Hotelde unutulmaz bir tatil yaşamanın zevkine varın Adres : SARAY REGENCY HOTEL Titreyengöl Mevkii PK 34 - 07700 Manavgat-Antalya Telefon : 0090 242 7569100 Fax : 0090 242 7569109 E-mail : info@sarayregencycomtr Kabul edilen kredi kartları: VISA, Mastercard und Eurocard Washington Resort Hotel Otel Fotoğrafları Washington Resort Hotel Hakkında Denize sıfır konumda bulunan 5 yıldızlı tesisimiz, 305 odası ile (290 standart + 15 suite) yaz sezonunda “Her Şey Dahil” , kış sezonunda “ Her Şey Dahil ve Yarım Pansiyon” bazında hizmet vermektedir Her türlü konforunuz düşünülerek dizayn edilmiş standart odalarımızın büyük çoğunluğu deniz manzaralı olup, Sat TV, müzik yayını, minibar, emanet kasası, merkezi sistem klima (saatli), direk hatlı telefon, banyo (küvetli), WC, saç kurutma makinesi ve balkon özelliklerine sahiptir Suite odalarımız ise standart odalar ile ayni özelliklere sahip olup, ara kapılı 2 ayrı odadan oluşmaktadır Ana Restaurantımız, a la carte restaurantımız, barlarımız, açık ve kapalı yüzme havuzlarımız, su kaydıraklarımız, açık ve kapalı discomuz, toplantı salonlarımız, alışveriş merkezimiz ve diğer etkinliklerimiz ile siz değerli konuklarımızın tatillerinin vazgeçilmez bir adresi olabilmek için HACCP standartlarında en kaliteli hizmeti sunmaktayız |
Manavgat-Antalya'da Tatil |
11-04-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Manavgat-Antalya'da TatilKaya Side Hotel Otel Fotoğrafları Kaya Side Hotel Hakkında Kaya Side Hotel / Side İŞLETME BELGESİ : 5 yıldız KONUM : 55000 m2 alan üzerine tesis, denize sıfır tesisin 300 m uzunluğunda sahil şeridi mevcuttur Titreyengöl mevkii, Side'ye 7 km, Havaalanı 76 km mesafededir TESİS : 381 odalı tesisin, 3 adet asansörü, açık ve kapalı klimalı restaurantı, disco, tv salonu, oyun salonu, okuma salonu, amfi tiyatro, konferans salonu, 3 açık + 1 kapalı yüzme havuzu, 3 adet su kaydırağı, 3 adet barı, kuaforü, ve alışveriş dükkanları mevcuttur KLİMA : Merkezi sistem klima sistemine sahip tesiste klimalar saat sınırlamalıdır OTEL ODASI : 1988 yılında hizmete giren tesis 2001-2002 yılında genel bir bakım yapılmıştır 27 m2 genişliğindeki konforlu bir şekilde döşenmiş standart odalarda; Tv, fön, telefon, tv den müzik yayını, minibar, zeminde halı (Villa odalarda seramik), merkezi klima, wc, küvet, ve balkon mevcuttur Deniz manzaralı ve doğa manzaralı odaları bulunmaktadır VİLLA ODASI : 1988 yılında hizmete giren tesiste villalar 2004 yılında tadilattan ve yenilikten geçmiştir Konforlu bir şekilde döşenmiş odalarda; Tv, minibar, merkezi klima, fön, telefon, tv den müzik yayını, zeminde seramik, wc, küvet, ve balkon mevcuttur deniz manzaralı ve doğa manzaralı odaları bulunmaktadır AİLE ODALARI : Aile odaları geniş ve suite odalardan oluşur arada kapı bulunur, aile odaları otelde ve villada bulunmaktadır (Min: 2 büyük + 2 çocuk, maks: 3 büyük + 2 çocuk) PLAJ : Tesisin 300 m uzunluğunda ince çakıl taşı ve kumdan özel plajı mevcuttur Güneş şemsiyeleri, havlu ve şezlonglar havuzbaşı ve plajda ücretsizdir (minderler için ücret alınır) SPOR & ANİMASYON & AKTİVİTE : Tam gün **** animasyon mevcuttur 15 kişiden oluşan ekibi ile Türkçe ve internasyonel show sergilenmektedir Belirli akşamlarda canlı müzik vardır Ücretsiz : Hamam, sauna, masa tenisi, dart, voleybol, basketbol, fitness center,mini golf, tenis (gündüz) Ücretli : Çocuk bakıcısı, masaj, kuaför, bilardo, su kayağı, banana, paraşüt, binicilik, internet, odada kasa, tenis kortu ışıklandırma, doktor ÇOCUK : Çocuk havuzu, oyun yeri, mini club (04-12 yaş) için saat 1000 -1200 ve 1400- 1630 arası, çdcuk büfesi (yüksek sezonda), çocuk animasyonu, aileler çocuklarını 1630' a kadar mini club'e bırakabilirler NOTLAR : Tekerlekli sandalye bulunur, evcil hayvan kabul edilmemektedir Grand Prestige Hotel Otel Fotoğrafları Grand Prestige Hotel Hakkında HOTEL Grand Prestige Hotel Side, bir Uran Holding AŞ Kuruluşu olan, Uran Turizm Yatırımları ve İşletmeleri AŞ nin bir yatırımıdır 1990 Yılında hizmete açılmış 348 oda ve 732 yatak kapasiteli, beş yıldızlı sahil tatil hoteli olarak hizmet vermektedir Geniş bir bahçe içinde yer alan tek binadan oluşan çekici bir mimariye sahiptir Toplam alanı 38000 m2 olup, 10000 m2 kapalı alana sahip ve denize mesafesi 150 metredir |
|