Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
eski, figürleri, ingiltere’nin, tepe

İngiltere’Nin Eski Tepe Figürleri

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İngiltere’Nin Eski Tepe Figürleri



İngiltere’nin Eski Tepe Figürleri

İngiltere’deki tepelerin çimlerinde 3000 yılı aşkın bir süredir dev figürler ve jeoglifler oluşmuştur İngiltere’nin farklı yerlerine dağılmış 56 tepeüstü figür vardır Bunların çoğu, ülkenin güneyindeki yaylalardadır Bu figürlerin içinde devler, atlar, haçlar ve askeri alayların rozetleri bulunmaktadır Bu şekillerin çoğu son 300 yıl ve civarına tarihlense de birkaçı daha da eskidir Muh­temelen içlerinde en ünlüsü Berkshire’daki gizemli fi­gür Uffington Beyaz Atı’dır Son zamanlarda tarihi ye­niden araştırılmış ve eskiçağ Roma devri öncesi, Demir çağından kalma olduğunu gösteren önceki tahmindeki tarihlerden daha da eskiye dayandığı tespit edilmiştir

Figürler arasında en tartışmalı olanlar Dorset’teki Cerne Başrahip Dev ve Sussex’de Wilmington’daki Uzun Adam figürüdür Acaba bu dev figürlerin işlevi neydi? Onları kim yapmıştı? Ve en eski örnekleri nasıl bin yıllar boyunca bozulmadan kalmıştı?
Figürleri oluşturmada kullanılan yöntem, sadece aşağıdaki parlak beyaz kireçtaşını ortaya çıkarmak için yukarıdaki çimin kesilmesiydi Ancak, büyük bir insan topluluğu tarafından düzenli bir şekilde kesilmemiş olsa çim kısa süre sonra tekrar büyürdü Figürlerin büyük bir çoğunluğunun yok olmasının nedeni, gelenekler ile solan figürlerin bağdaştırılmasıyla insanların artık çimleri biçme zahmetine girmemesidir Dahası, bu figürler insanlar her zaman aynı noktadan çim kesmediği için yüzyıllar sonunda şekil değişikliğine uğramıştır İngiltere’de bugün eskiçağa ait herhangi bir tepeüstü figürünün bugün hâlâ yerinde duruyor olması, bu örnek­lerin en azından birinde, kökü en az bin yıl öncesine uzanan yerel gelenek ve inançların devamını öngören bir vasiyet olmalıdır
İngiltere’deki en eski ve en ünlü tepeüstü figürü 110 metre uzunluğundaki ve 40 metre yüksekliğindeki Uffington Beyaz Atı’dır Bu figür, Berkshire yaylalarında Uffington Köyü’nün 15 mil güneyindedir Bu benzersiz tasarlanmış at figürü, uzun, düzgün bir sırt, birbirin­den ayrı ince bacaklar, akıyor gibi duran bir kuyruk ve kuşlardakine benzer gagalı bir baştan oluşuyordu Bu şık tasarlanmış yaratık, tarih öncesine ait alanlar bakı­mından çok zengin olan bir bölgenin neredeyse eriyip içine karışmış bir konumdadır At, Tunç Çağının sonla­rından (MÖ 7 yüzyıl civarı) kalma Uffington Kalesinin yakınlarında dik bir kayalığın üzerinde, Neolitik çağ­dan kalma Ridgeway adlı uzun bir yolun aşağısında bu­lunmaktadır Ayrıca Uffington Atı’nın etrafı Neolitik çağdan ve tunç çağından kalma mezar tepelerle çevrili­dir Wayland‘s Smithy’de içinde Neolitik çağdan kalma odalar bulunan tepeciğe yalnızca 1 mil mesafededir Tunç devrine ait bir mezarlık olan Lambourn Yedi Tepe­sine uzak değildir Figür yakın bölgelerden görülmesi çok zor bir şekilde yapılmıştır ve jeogliflerin çoğunda olduğu gibi en iyi havadan görülebilir Yine de içinde bu gizemli figürün bulunduğu ve adını ondan alan Beyaz At Vadisi’nde, görüntünün net olarak anlaşıldığı bazı bölgeler vardır Hatta havanın açık olduğu günlerde fi­gür 18 mil uzaklığa kadar görülebilir



Uffington Beyaz Atı

Kayıtlarda Uffington’daki bir at ilk kez 1070′lerde Abingdon Manastırı tüzüğünde “Beyaz At Tepesinden” bahsedildiğinde geçmiştir Atın kendisinden ilk kez 1190′da söz edilmiştir Ancak, figürün bu tarihten çok daha eskiye dayandığı düşünülmektedir Uffington Be­yaz Atı MÖ 1 yüzyıla ait Kelt madeni paralarındaki at figürlerine benzediği için onun da aynı dönemden kaldı­ğı düşünülmüştü Ancak 1995′te Oxford Arkeoloji Biri­mi tarafından atın vücudundaki iki alt tabakadan ve toprağın dibine yakın kısımlarından alınan tortular üzerinde Optik Uyarmalı Işıldama (OSL) testi yapıldı ve alınan sonuca göre figür MÖ 1400-600 arasındaki dönemde yapılmıştı Yani, Tunç Çağı’nın sonlarından ya da Demir Çağı’nın başlarından kalmaydı Bu ikinci se­çenek doğruysa figürün yapımı Uffington Kalesi’nin işgaliyle beraber gerçekleşmiştir Buna göre belki de fi­gür kalenin sahiplerinin topraklarını gösteren bir kabi­le amblemi ya da sembolü olarak düşünülmüştü



Başka bir seçenek de, figürün ayinsel/dini amaçlar için yapılmış olmasıdır Bazıları bu atın, atların koruyucusu olarak tapınılan ve verimlilik konusuyla da ilişkişi olan Kelt at tanrıçası Epona’yı temsil ettiğini düşünür Ancak Epona’ya inanç, at tanrıçasının paralar­da ilk görülmeye başlandığı zaman dilimi olan MS 1 yüzyılda Gaul’dan (Fransa) gelmiştir Bu tarih, Uffing­ton Atı’nın çizilmesinden en az 6 yüzyıl sonradır Ancak bu at, üzerinde resminin olduğu mücevher, madeni pa­ralar ve diğer metal nesnelerden de belli olduğu üzere Tunç ve Demir Çağları’nda ayinsel ve ekonomik açılar­dan büyük önem taşıyordu

Figür, Galler mitolojisinin son dönemlerinde üzerine altından kıyafetler giymiş beyaz bir at süren güzel bir kadın olarak tanıtılan Rhiannon gibi Britanyalı bir at tanrıçasını temsil ediyor olabilir Diğerlerine göre Beyaz At, genelde atlarla ilgisi olduğu söylenen Kelt Güneş Tanrısı Belinos (ya da Belinus, “parlayan” anlamında) ile bağlantılıdır Tunç ve Demir Çağları’ndan kalma güneş arabaları (güneşin el arabası içinde gösterildiği mitolojik resimler), Danimarka’nın Trundholm şehrinde çıkarılan 14 yüzyıldan kalma örnekte görüldüğü gibi, atlar tarafından çekilirken gösterilmiştir Kelt kültürü Britanya’ya gerçekten şu anda inanıldığı gibi Tunç Çağı’nın sonunda gelmiş olsaydı, Beyaz At hâlâ Kelt at tanrıçası olarak görülüyor olabilirdi



Bu figürün ata değil, ejderhaya benzediğini düşünenler de vardır Beyaz Atın altındaki vadideki zirvesi düz, alçak bir doğal yükselti olan Ejderha Tepesi’yle ilgili bir efsaneye göre bu at o tepede St George’un ejderhayı öldürmesi olayını temsil etmektedir Böyle düşünenle göre, ölen ejderhanın kanı Ejderha Tepesi’ne akmış ve geriye bugüne kadar üzerinde hiç çim yetişmeyen beyaz, üzeri boş bir alan bırakmıştır Belki de StGeorge ve Beyaz At arasındaki bağlantı, figürü çizenlerin 3000 yıl kadar önce Ejderha Tepesi’nde yaptıkları garip bir ayinden kalan karmaşık bir hatıradır Beyaz At 19 yüzyıla kadar her yıl, geleneksel oyunların ve eğlencelerin düzen­lendiği iki günlük bir kır şenliği çerçevesinde temizlenir­di Festival artık düzenlenmediği için atın bakımını bu bölgeden sorumlu olan English Heritage (İngiliz Kültü­rel Mirasını Koruma Kurumu) üstlenmiştir At son olarak 24 Haziran 2000′de temizlenmiştir
Eskiçağdan kalma at figürünün bir diğer örneği de, bir zamanlar Warwickshire’daki Aşağı Tysoe köyünün yukarısındaki Edgehill uçurumunda bulunan Tysoe Kırmızı Atı’dır Ne yazık ki, aynı alanda çizilmiş birkaç attan oluşan bu tuhaf figürün üzerinde bulunduğu alan sürüldü ve figür 1800′de yok oldu Kırmızı At’ın tarihi ve nasıl tasarlandığı belirsizdir Bu attan ilk kez 1607′de İngiliz antikacı ve tarihçi William Camden’ın yazdığı Britanica’da bahsedilmiştir 17 yüzyılda İngiliz gezgin Celia Feinnes bölgeyi gezerken at hakkında “adı Eshum Vadisi, ya da çevresindeki tepelerin bazılarına çizilmiş bir kırmızı at figürü nedeniyle Kırmızı At Vadi­si, tüm Dünya kırmızı görünüyor, at ise Beyaz At Vadi­sindeki at gibi görünüyor” yazmıştır Kırmızı At hak­kında 1960′lardan beri yeryüzü analizleri, gökyüzün­den çekilmiş fotoğraflar ve yerel arşivlerin taranmasıy­la gerçekleştirilen araştırmalar sonucu bölgede altı farklı at figürü tespit edilmiştir Bugünkü ortak kanı, Tysoe Kırmızı Atı, diğer adıyla Büyük At’ın orijinalinin Anglo-Sakson dönemlerinde, MS 600 sıralarında, muhtemelen Sakson savaş tanrısı Tiw’i (ya da Tiu) temsilen yapılmış olduğu şeklindedir İddialara göre, Tysoe köyü adını bu tanrıdan almıştır İngilizce’de Salı günü de (Tuesday) bu tanrının isminden türemiştir (Tiw’s Day – Tiw’in Günü)



Wilmington’daki Uzun Adam figürü

Neredeyse Uffington Beyaz Atı kadar ünlü olan bir figür de, Dorset eyaletindeki Dorchester şehrinin kuze­yinde bulunan Cerne Abbas köyünün kuzeydoğusunda­ki tepelerin üzerine çizilmiş olan 55 metre yüksekliğin­deki Cerne Abbas Devi’dir Figür, sağ elinde üzeri yum­rularla dolu büyük bir sopa tutan, penisi ve yumurtalıkları belirgin şekilde dik olan yuvarlak kafalı çıplak bir dev biçiminde çizilmiştir Uffington’daki Beyaz At’ta olduğu gibi, bu figürü de yerden bakıldığında tam ola­rak görmek mümkün değildir, ancak havadan bakılarak en görkemli haliyle görülebilir Devin başının üze­rinde, muhtemelen Demir Çağı’ndan kalma bir tapınak yeri olduğu düşünülen, bazı araştırmacıların Cerne Abbas Devi ile ilgisi olduğuna inandığı, Daire, ya da kı­zartma tavası adı verilen etrafı çevrili, dikdörtgen bir yer şekli bulunur Cerne Devi hakkında en sık yapılan yorum, bu figürün tarih öncesi dönemlerdeki bir bolluk tanrısını temsil ettiği ya da Romalılardan kalma, Herkül’ün dev sopasını tutarken çizilmiş bir resmi olduğu yönündedir 1635 yılına kadar bu tepede bahar mevsiminin bereketini vurgulayan kutlamalar yapılıyor, bu kutlamada kullanılan ve insanların etrafında dans ettikleri direk, Daire denen alana dikiliyordu



Cerne Abbas Devi

Ne var ki, Uffington Beyaz Atı’ndan farklı olarak, Cerne Devi’nden ilk kez 1694′te, bulunduğu köyün kili­sesinin kayıtlarında bahsedildi Bunun ardından 1764 yılında figür üzerinde araştırma yapıldı ve sonuçlar Gentleman’s Magazine’in o yılki sayısında yayınlandı John Hutchins 1774′te yayınlanan Dorset Eyaletinin Tarihi ve Antikaları adlı kitabında figürün 17 yüzyıl ortalarında şaka amaçlı çizildiğini yazmış, ancak ora­nın yaşlı köylülerinin figürün “insanlığın kurduğu tüm uygarlıklardan eski” olduğu yönündeki iddialarından da söz etmiştir Ancak şu ana kadarki kanıtlar devin daha yakın bir zamanda çizilmiş olduğunu ortaya koyu­yor Konuyla ilgili bir kurama göre, dev bir Herkül res­mi olmasına rağmen aslında kimi zaman İngiliz Herkülü adıyla anılan Oliver Cromwell’i gösteren bir karika­türdür ve 1640′larda arazinin sahibi Denzil Holles’un talimatları doğrultusunda çizilmiştir Bu tarihin doğru­luğunu destekleyen diğer bir faktör de, ortaçağa ait kaynakların, figüre hiç değinmemeleri ve figürün bu­lunduğu tepeden bugünkü ismiyle, “Dev Tepesi” diye değil “Daire Tepesi” diye bahsetmeleridir Bu da devin en fazla 400 yıllık olduğunu göstermektedir Diğer bir tahminde, herhangi bir sebeple, belki de açıkça cinselliği çağrıştırdığı için yazarların Cerne Devi’nden bile­rek söz etmemiş olmalarıdır Figürün etrafı otlarla kap­lanarak zamanla unutulmuş olması da mümkündür

Ancak kireçtaşı üzerine yapılmış bir diğer dev figürü üzerinde yapılan yeni bir araştırma Cerne Abbas Devi’nin günümüze daha yakın bir tarihten kalmış olduğu tezini desteklemektedir Sussex’te Windover Tepesi’nin dik uçurumlarına çizilmiş olan 69 metre uzunluğunda­ki “Wilmington’ın Uzun Adamı”, İngiltere’de bir tepenin üzerinde bulunan en uzun figürdür ve yakın zamanlara kadar tarih öncesi dönemlere ait olduğu düşünülmüş­tür Ancak bölgede yapılan son arkeolojik çalışma (Uffington Beyaz Atı’nı araştırmada kullanılan OSL tarihleme yöntemiyle yapılmıştır), eski kuramların yanlış olduğunu, figürün MS 1545 sıralarında çizilmiş olduğunu ortaya koydu Wilmington Devi’nin ortaçağdan kalma olduğunu gösteren bu yeni çalışma Cerne Abbas Devi’nin tarih öncesinden kaldığına dair deliller üzerinde büyük şüphe yaratmıştır Bu figür üzerinde OSL tarihleme yöntemi kullanılarak inceleme yapılana dek İngi­liz Herkülü bir sır olarak kalacaktır

Figürlerin neyi temsil ettiği konusunda olduğu gibi, neden çizilmiş oldukları konusunda da çok çeşitli yo­rumlar vardır Arkeolojik ve jeolojik araştırmalardan el­de edilen kanıtlar giderek bu çıplak dev figürlerin ortaçağda çizilmiş olduğu görüşünü kuvvetlendirmektedir Bazı tarihçiler bu resimlerin, İngiltere’de iç savaşlar ve şiddetli siyasi kargaşaların yaşandığı ve yerginin kimi zaman tek silah olduğu dönemlerde yapılmış olduğunu ileri sürmüştür Avebury Anıtları ve Stonehenge gibi dayanıklı taş eserlerle kıyaslandığında, tepelerin üzeri, ne çizilmiş bu figürlerin ömrü çok daha kısadır 10-20 yıl kadar bakım yapılmadığı takdirde yok olabilirler Figürlerin böylesine çabuk silinebilecek nitelikte olmala­rı, ayinlerle ilgileri ve anlamları, bu figürlerin yalnızca bir süreliğine düşünülmüş olduklarını, ancak tesadüfen ya da Uffington Beyaz Atı Vadisi örneğinde olduğu gibi son derece büyük bir çabayla sürekli devam ettirilen ye­rel gelenekler sayesinde silinmeden günümüze ulaştık­larını göstermektedir Ancak bu durum, figürlerin öne­mini azaltmamaktadır Bu dev şekiller, onları yapanla­rın yaşamları, fikirleri ve içinde yaşadıkları bölgeyi al­gılama şekilleri konusunda eşsiz nitelikte ipuçlarıdır

Kaynak: Gizlenen Tarih – Brian Houghton

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.