Antik Mitlerde İnsanlığın Geldiği Yer |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Antik Mitlerde İnsanlığın Geldiği YerAntik Mitlerde insanlığın geldiği yer Modern dünyanın zamanı açıklama şeklinde farklı bir anlayışa sahip olan Hopiler insanlığın dünyaya gelişi ile ilgili ilginç mitolojik temalara sahiptirler Peki bu bilgiler eşliğinde Hopiler, Anasaziler ne demişler? Dogonlar ve Naulular kendileriyle ilgili bu bilgiyi nasıl açıklamış gelin bir de bunlara bakalım Hopiler, sayıları bugün 8000lerle anılan bir Kızılderili kabilesidir Hopi kelime kökü barış teması ile ilgilidir Hopilerin sahip olduğu tarım ve yapı kültürü MÖ 700lerde çoktan şekillenmiş olup, yerleşim yerleri Arizona bölgesinin kuzeydoğusunda bulunmaktadır Modern dünyanın zamanı açıklama şeklinde farklı bir anlayışa sahip olan Hopiler insanlığın dünyaya gelişi ile ilgili ilginç mitolojik temalara sahiptirler Fakat ilginçtir ki, zamanı modern insanın algıladığı gibi algılamayan Hopiler de geçmiş, gelecek ve şimdiye bakış açısı farklıdır Dilin günümüz zorluklarından uzak, modern dünyanın dil kalıplarını kullanmayan bu kabile, buna rağmen insanın bu dünyaya gelişi ile ilgili çok önemli bilgileri bize anlatmaktadırlar Hopilere göre dünya 3 kez yıkım yaşamıştır En son yıkımın su nedeni ile olduğu da verdikleri bilgiler arasındadır Fakat bunlardan daha önemlisi, astronomik olarak açıklanabilecek ve esasen sahip oldukları kültür ile bilmelerine imkan olmayan detaylar ile açıkladıkları uzak geçmişi okumaya, araştırmaya değerdir Hopiler atalarının dünya dışı olduğunu anlatmaktadırlar Dünyanın geçmişi ile ilgili araştırmalarda karşımıza çıkan, rastlantı olamayacak kadar benzerlikler içeren şeylerden birkaçı da, Hopilerin, Hopiler ile akraba oldukları düşünülen Puebloların ve hatta Uygur Türklerinin kullandığı sembollerin aynı olmasıdır Bu konuda Atatürkün de yaptırmış olduğu araştırmalar, sayın Tahsin Mayatepekin şahsen ilgilendiği, araştırmacı James Churchward tarafından Mu kıtası ve semboller kitapları ile yayınlanmış ve tüm dünyaya duyurulmuştur Kuzey Amerikanın ilk halklarından olan Anasazileri de unutmamak gereklidir MS 500 yılları ile MS 1300 yılları arasında varlığını sürdürmüş ve Hopilerin ataları olması nedeni ile bu yazı adına özel olarak önem taşıyan bir kültürdür Daha sonra konumuz içinde yer alacak olan insanlığın geldiği köken ile ilgili söylediklerini duymadan önce onların daha geçtiğimiz 2000 yılın başlarında tarım ile uğraştıklarını ve baraj ve sulama ağları kurabilmiş olmalarını hatırlatmakta fayda var Aynı zamanda, uçurum ve kayalıklara yaptıkları özel yerleşim yerleri ile de arkeolojik olarak özel bir yere sahiptirler Fakat ne yazık ki, 1300 yılında her şeylerini terk ederek ortadan kaybolmuşlardır Takvimleri özeldir ve homojen bir kültürleri vardır Asla yağmacı ya da savaşçı olmamışlardır Tekrar Hopilere dönersek, evren görüşlerini anlamak için zaman kavramına bakış açımızı incelemekte fayda vardır Çünkü Hopilerin geçmiş ve zaman anlayışlarını anlamak için en iyisi onlardan olmaktır Hopi değilseniz, günümüz dil kalıpları ve buna bağlı düşünce modellemeleri ile onları anlamak kolay bir iş değildir Hopilerin şu an sayısı dünya üzerinde 8000i bulmakta ve büyük Kanyonun doğusunda Colarado nehrinin yakınlarında yaşamaktadırlar Hopi dilinde, bazı evren tanrı görüşlerinin algılamak için bir Hopi olmak gerekir Çünkü Hopi dili sıradaşı semitik dil alt yapılarına sahiptir Hopi kültüründe zaman anlayışı modern batı toplumundan farklıdır Geçmiş, gelecek ve şimdiyle ilgili sözcük kelimeler bizim anladığımız şekilde bulunmamaktadır Hopi mitolojisi, atalarının dünya dışından geldikleri inancı üzerine kurulmuştur Önemli araştırmacılardan Dr George Hunt Williamsona bu dünya dışı kökenin Sirius yıldızı ile ilgili olduğunu söylenmiştir Bu arada ünlü Mu kıtası araştırmacısı James Churchward, Hopilerin kullandığı lisan üzerinde araştırmalar yapmış ve kültürün söyledikleri üzerinde pek çok makale yazmıştır Hopiler, kısacası; bir zamanlar Pokanghoya ve Palongauhoya isimli iki gücün etrafında herkesin barış ve mutluluk için yaşadıkları Sotuknang isimli bir yerden geldiklerini söylerler Onların deyişlerine göre yerküre tanrısı Sotuknang, gelen çok büyük bir felakete karşı yerlerini acilen terk etmelerini emretmiştir Rengi mavi güzel ışık verenden kırmızı alev çıkarana dönmüştür (Adeta astronomik bir yıldız çökümü olayını tarif etmektedir) Bu kendi ırklarının ikinci dünyasının yok olmaya başlaması anlamına gelir Bir süre sonra kendi dünyaları çevresinde döndüğü yıldızın anormal faaliyetleri sebebiyle dünya hızla dönmeye başlar, gezegenler iki kez tepe taklak olur, deniz ve su tüm dünyayı kaplar Hopilerin ataları Kutsal Sotunangudan ayrılırken eski dünyalarının soğuk uzayda bir buza dönüşümünü anlatırlar Bunun yanında bu ikiz yıldızın etrafında dönen gezegenin yani ilk doğdukları dünyanın ateş tarafından yok edildiğini 19 gezegenli bu devasa güneş sisteminin yedinci gezegeninde bir yaşam alanı yarattıklarını anlatırlar Güneşleri iyice anormalleşen Hopilerin ataları ırklarının devamı için dünyaya kaçmışlardır Bu kabilede yaşayan asırlık inanç, kabilenin 250 000 yıl önce Sirius yıldızından geldiklerini ve önümüzdeki dönemde bu bilginin daha da detaylı yönlerini modern uygarlıklarla paylaşacaklarını söylemektedirler İkiz tanrı sembolü çift güneşe sahip bir takımyıldızın etrafında dönen bir gezegenden geldiklerini söylemektedir Kutsal Hopi kehanetleri, kendi yer kürelerinin yakını civarında olan bir felaketten dolayı dünyaya kaçan bir gruptan bahseder Nanga Sohu, bazı bilgilerde onları dünyaya getiren büyük lider, bazı bilgilerde de kendi geldikleri takımyıldızın ismi olarak da nitelendirilir |
Antik Mitlerde İnsanlığın Geldiği Yer |
11-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Antik Mitlerde İnsanlığın Geldiği YerAntik Mitlerde insanlığın geldiği yer devam Hopi inanışları ruhun enerjisinin sonsuz olduğunu, ölüm diye bir şeyin olmadığını, her varlığın olgunlaşmak için çeşitli yaşam deneyimleri yaşadığını söyler Hopilerde inanılmaz düzeyde büyük tanrı inancı mevcuttur Geçmiş yaşam karma ruhun ölümsüzlüğüyle ilgili pek çok bilgi bulunmaktadır Hatta Hopiler atalarının dünyaya 4 büyük göç dalgası şeklinde geldiğini, diğer göç dalgasının birinin Orta Afrika, birinin şu an için Okyanusyada batan büyük bir ada olduğunu, James Churchward bunun batan mu kıtası olduğunu, bu üçüncü göç dalgasının dünyaya ulaşamadığını, son kalan dördüncü dalganın da üç büyük kıtanın ortası diye nitelendirilen muhtemelen Orta doğuda bir bölgeye olduğunu söylemektedirler Ne kadar tuhaf değil mi sevgili okuyucular, büyük tufandan sonra dünyaya ulaşan üç büyük göçten bahsediliyor Hopi inanışları ruhun enerjisinin sonsuz olduğunu, ölüm diye bir şeyin olmadığını, her varlığın olgunlaşmak için çeşitli yaşam deneyimleri yaşadığını söyler Hopilerle ilgili yapılan çalışmalarda zorluk, beyazların Hopi dilinde konuşamamaları veya Hopi dilinde konuşmaya çalışsalar bile yaşam felsefelerini anlayamamalarıdır Örneğin zorunlu vejetaryenlik, sistem içinde hatalı bir davranış yapan birinin diğerine hizmet etmesi ile cezalandırılması (ki buna ceza denemez), kadın ve çocuk hakları, ruhun ölümsüzlüğü ve yeniden doğuş felsefesi, Hopilerin kendilerine ait farklı zaman algılama şekilleri ve kullandıkları takvimler, beyaz insanla ilk tanıştığı andan itibaren dostluğu ve yaşam felsefeleri modern toplum tarafından tam olarak anlaşılmış değildir Şu an bu kültür, ABD içinde yarı özerk olarak varlığını sürdürmektedir Konumuzun başlığı olan Nuh peygamber ve tufan efsanesiyle ilgili çalışmalarımızda buna benzeyen, batı insanına hayal ve hatta kabul edilmez gelen, insanlığın başka bir yerden göçüyle ilgili bir bilgi de Orta Afrikada bulunan Malide yaşayan Dogon kabilesinden gelmektedir Dogon dili ve inanç biçimleri beyaz insana daha yakın olup Mali Cumhuriyetinde kendilerine ait bölgede 250 000 nüfus ile yaşamaktadırlar Dogon inançları, Hopi inançlarıyla eş zamanlılık gösterse bile anlatış ve söyleniş hikayeleri çok daha açık, yalın ve paylaşımcıdır Dogonlar tarihsel anılarını Hopilere göre daha fazla korumakta, bilgileri metafizik ve madde olarak da ikiye ayırmaktadırlar Dogon lisanı Hopi lisanına benzememekle beraber, rahiplerin konuştuğu özel Dogon lehçelerine tıpkı Hopiler gibi zamansızlık hakimdir Her gezegene göre zamanın değişikliği ve zamanın hızının artıp azalabileceği gibi bilgiler mevcuttur Bu bilgileri eşliği altında Dogonlar kendi geleneklerinde astronomik bilgiyi fazlasıyla kullanır ve bu bilgiyi aynı zamanda astrolojik saptamalar için önemli bir malzeme olarak görürler Hopilere göre Dogonların bilgileri ve astronomik bilgileri eşsizdir Bunun yanında modern batı Astronomlarının 1940lara kadar bilmediği bazı bilgileri de bilmektedirler Dogon kültürünü 1930lu yıllarda batıya tanıtmış olan etnolog Marcel Griauledir Dogonlar dünyanın yuvarlak olduğunu bilir, dünyanın Güneş etrafında döndüğünü, ayın dünya etrafında döndüğünü, Satürnün halkalarını, Jüpiterin uydularını, Siriusun aslında tek bir yıldız olmayıp Sirius A, B ve C olarak üçlü bir sistem oluşturduğunu ve bunların birbirleri etrafında 50 yılda döndüklerini bilmektedirler Hatta Sirius yıldızının eski zamanlarda bir kızıl dev olduğunu, Sirius B yıldızının ve bu yıldızın içe çökerek evrenin en ağır maddelerinden biri olan Nötrino yıldızı olduğunu bilmektedirler Sirius sistemiyle güneş sisteminin evlendiğini, Dogonların da bu evlilikten doğduğunu söylemektedirler Dogonlar ve Hopiler arasında benzerlikler bulunmaktadır; İki kültür de denizlerden uzak herhangi bir sel ve tufan felaketiyle karşılaşmamak için bulundukları kıtanın orta bölgelerinde yaşarlar Her iki kültür de bölgedeki en barışçı halk olarak bilinmektedir Her iki kültür de MÖ tam tarihi belirlenemeyen bir zamandan beri tarımla ilgilenmektedir Her iki kültür de kendi bölgelerindeki halklar, avcı, toplayıcı ve savaşçı olmalarına rağmen yerleşik düzende yaşamakta, kerpiçten evler yapmakta, ruhsal ilerleme ve büyüme için rahipleri vejetaryen beslenmekte, belki hiçbir düzeyde olmayacak şekilde kadın ve erkeklerin eşitliğini sağlanmakta, tek bir Tanrının evreni yarattığını savunmakta, büyük dinlerin 4 baş meleği diye nitelendirilen güçleri 4 büyük totem olarak algılamaktadırlar İki kültür birbirlerinden binlerce kilometre ötede olmalarına rağmen dillerinde ayrı bir zaman kalıbı kullanmakta, her iki kültür de dünya zamanı haricinde Sirius yıldızının kendi etrafındaki dönüşü olan 50 yıllık döngüyü kullanmakta ve bunu da kutsal takvim olarak nitelendirmektedirler Tuhaftır ki; modern batı toplumlarına göre vahşi ve ilkel sınıflandırmasında nitelendirilen bu iki toplum yeni çağda yeni bulmuş olduğumuz Astronomik bilgileri bilmekte ve bunları kendi kültürel doneleri içinde de kullanmaktadırlar Ortak kültürel anı, her iki kültürün de Sirius çift yıldızı etrafında dönen bir gezegenden, gezegenin yıldızı normal ötesi faaliyetler göstermeye başladığında, büyük bir tufandan kaçıp kurtulan atalarının soyuyla ilgilidir Her iki kültürde de atalarının doğduğu yer olan bu gizemli gezegene adanmış ağıtlar şarkılar ve kültürel bir folklor mevcuttur İki kültür de ataları kurtaranın tek bir şahıs olduğunu, Hopilere göre 80, Dogonlara 60 atanın dünyaya ulaştığını ama dünyaya uyum sağlamak için dünyadaki tohumlar ile ataların tohumlarının karıştırıldığını ve böylece dünyada dünya insanın yayıldığını anlatmaktadırlar Hatta Dogonlar köpek evcilleştirenin ataları olduğunu, dünyaya geldiklerinde dünyanın çok vahşi ve acımasız yer olduğunu halk hikâyelerinde ağıtlarla anlatmaktadırlar Şu anda dünya üzerinde 250000 Dogon yaşamakta Tıpkı Hopiler gibi modern batı toplumunu reddetmekte ve kendi geleneklerini devam ettirmektedirler Dogonların dünyaya gelmesine sebebiyet veren varlığın ismi Nommodur Mağara resimlerinde ve tarifi Dogonlar tarafından yapılmakta olan Nommo resimleri bulunmaktadır Dogonlar da Hopiler gibi atalarının 250000 yıl önce dünyaya ulaştığını söylemektedirler Bu yazı Uzman Astrolog Oğuzhan Ceyhan'a aittir |
|