![]() |
Evrendeki Düzen Rastlantı Mı? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Evrendeki Düzen Rastlantı Mı?EVRENDEKİ DÜZEN RASTLANTI MI? Evrende üç yüz milyon galaksi bulunduğu zannedilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() İlginç olan aralarında korkunç denebilecek boşluklar bulunan bu galaksiler ve galaksileri meydana getiren milyarlarca yıldızın kütle çekimleriyle birbirlerine bağlanmış olması, bu bağlantıların son derece hassaslığıdır ![]() Süpernova denilen dev yıldızların patlamaları sonucu uzaya savrulan göktaşları ayrı tutulursa bütün gök cisimleri hassas dengeler ve kurallarla birbirleriyle bağlıdır ve devamlı hareket halindedir ![]() ![]() Daha da ilginç olan ise süpernova patlamaları sonucu uzaya savrularak serseri mayınlar gibi başıbozuk bir halde dolaşıp duran, kendilerinden daha büyük gök cisimlerinin çekimlerine kapılarak onların üzerlerine düşen, bir bakıma düzensizliği simgeleyen bu göktaşları yaşamın oluşma şartlarına çok büyük katkılarda bulundukları gibi ileri ki zamanlarda evrenin çökmesine de neden olacaklarıdır ![]() Süpernova denilen dev yıldızların merkezlerindeki nükleer fırınlarda oluşan ağır elementler bu yıldızların patlaması sonucu sağa sola savrulan göktaşlarıyla evrenin çeşitli bölgelerine gitmekte, buralarda dünyamız gibi sert kabuklu, yaşama uygun gezegenlerin oluşmasına sağlamaktadır ![]() ![]() Gök cisimlerinin uzaydaki dağılımı ve aralarındaki devasa boşlukların canlı hayatının var olabilmesi için zorunlu olup olmadığı sorusuna verilen yanıt çok önemlidir ![]() Yapılan araştırmalar gök cisimleri arasındaki ilişkilerin yaşamı destekleyecek biçimde pek çok evrensel güçle uyumlu, çok hassas hesaplar, yapılar ve dengeler içerdiğini göstermektedir ![]() Bu devasa mesafeler gezegenlerin yörüngelerini hatta varlıklarını doğrudan etkiler ![]() ![]() ![]() Yıldızlar arasındaki şu an var olan boşluklar dünya gibi bir gezegen sisteminin var olabilmesi için en ideal mesafedir ![]() Ünlü biyokimya profesörü Michael Denton da, Doğanın Kaderi adlı kitabında bu konuda şöyle yazar: -Süpernovalar ve aslında bütün yıldızlar arasındaki mesafeler çok kritik bir konudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Prof ![]() -Eğer yıldızlar birbirlerine biraz daha yakın olsalar, astrofizik çok da farklı olmazdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Greenstein kitabında bunun nedenini de açıklar ![]() ![]() ![]() ![]() ………… Samanyolu galaksisin de yaklaşık iki yüz elli milyon yıldız bulunduğu tahmin edilmektedir ![]() ![]() Samanyolu galaksisinde bulunan yıldızların içinde güneşe en yakın olanı Alpha Centauridir ve güneş sisteminden sadece 4 ![]() ![]() Dünya bildiğimiz gibi Güneş Sistemi'nin bir parçasıdır ![]() ![]() ![]() Güneş'in çapı dünya çapının 103 katı kadardır ![]() ![]() ![]() Işık yılı birimine göre dünya ile güneş arasındaki mesafe (ortalama yüzelli milyon km) yedi ışık yılı/dakika olur ![]() ![]() Dünya ölçüleriyle dev bir boyuta sahip gibi görünen Güneş Sistemi, içinde bulunduğu Samanyolu galaksisine oranla oldukça küçük denilebilir ![]() ![]() Gök cisimlerinin (özellikle güneş sisteminin) evrendeki dağılımı ve aralarındaki boşluklar Dünya'da canlı hayatının var olabilmesi ve devamlılığı için zorunlu olup çok önemlidir ![]() Gök cisimleri arasındaki mesafeler katı kütleli gezegenlerin oluşumundan ısı değişimlerine kadar yaşamı destekleyecek biçimde pek çok evrensel güçle uyumlu bir hesap içinde düzenlenmiştir ![]() ![]() Bunun nedeni ise bu mesafelerin gezegenlerin oluşumlarını ve yörüngelerini doğrudan etkilemesidir ![]() Güneş sistemindeki gezegenlerin yörüngeleri ise çok kritik değerlerdedir ![]() ![]() Evrenin kökeni ile ilgili çeşitli araştırmalar yapan fizikçi Roger Penrose: -Ama evrenin kesinlikle bir amacının olduğunu gösteren bir olay var ki, o da evrenin şans eseri orada durmadığıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilimsel bulguların ortaya koyduğu gerçek gözlemlediğimiz evrende mevcut hassas denge ve düzenlerin muazzam bir patlamanın sonrasında kendi kendine ve rastlantılarla gerçekleşmesinin kesinlikle imkânsız olduğudur ![]() ![]() ![]() Düzenli sistemlerin bilinç (amaç), bilgi, güç (enerji), madde ve yeterli zaman beşlemesinin sonucu olduğu düşünülürse eğer bir olgu düzen ve sistem sahibiyse bilgi ve iradenin sonucu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz ![]() Hüdai ÇAKMAK Yazar Tersinim Teorisi Kurgulayıcısı |
![]() |
![]() |
![]() |
Evrendeki Düzen Rastlantı Mı? |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Evrendeki Düzen Rastlantı Mı?GENİŞİM EVRESİNDEN SONRA OLUŞAN DÜZEN İçinde yaşadığımız evrenin yaklaşık 14 milyar yıl önce hacimsiz bir enerji zerresinin genişimiyle ortaya çıktığı ve zaman içinde şimdiki şeklini aldığı bilim dünyasının onayladığı bir gerçektir ![]() Uzay boşluğu, galaksiler, gezegenler, Güneş, Dünya, kısaca evreni oluşturan tüm gök cisimleri evrenin genişleme evresi adı verilen bu süreç sonucunda meydana gelmiştir ![]() Genişim evresi bir patlamaya benzetilir ![]() ![]() ![]() Patlama sonucu rast gele, sağa sola düzensiz dağılması gereken maddelerin belirli ve geçerli kanunların izin verdiği ölçülerde ve düzenlerde evrenin belirli noktalarında birikip galaksileri, yıldızları ve yıldız sistemlerini oluşturması; aralarında değişmez kurallarla ilişkiler kurması ve sistemli bir düzen oluşturması bilim adamlarının benzetmesiyle bir buğday ambarına atılan el bombasının, buğdayları toplayıp, düzenli balyalara sarıp üst üste istiflemesi kadar hatta bundan çok daha zor, çok daha olağanüstü bir durumdur ![]() Big Bang teorisine uzun yıllar karşı çıkmış olan Prof ![]() -Big Bang teorisi evrenin tek ve büyük bir patlama ile başladığını kabul eder ![]() ![]() ![]() ![]() Elbette ki evrenin tüm maddesini içeren böyle muazzam bir patlamadan sonra bu derece hassas dengeler üzerine kurulu bir sistemin ve düzenin oluşması ancak mucize tanımıyla açıklanabilir ![]() Astrofizikçi Alan Sandage da bu gerçeği şöyle ifade etmektedir: -Böyle bir düzenin kaostan gelmiş olduğunu oldukça imkânsız buluyorum ![]() ![]() Bilim adamlarının da ifade ettiği gibi, bir patlama ile birlikte atomların en uygun şekillerde bir araya gelmeleri, sonsuz düzenlilikteki evreni, evrenin içindeki milyarlarca yıldız barındıran milyarlarca galaksiyi, trilyonlarca gök cisimleri arasındaki hiçbir aksaklık barındırmayan dengeyi oluşturması büyük bir mucizeler dizisidir ![]() ![]() Evrenin başlangıcındaki bu muhteşem denge, ünlü Science dergisindeki bir makalede ise şöyle ifade edilir: -Eğer evrenin yoğunluğu bir parça daha fazla olsaydı, o zaman Einstein'ın genel görecelik kuramına göre evren, atomik parçacıkların birbirini çekme kuvvetleri dolayısıyla bir türlü genişleyemeyecek ve tekrar küçülerek bir noktacığa dönüşecekti ![]() Eğer yoğunluk başlangıçta bir parça daha az olsaydı, o zaman evren son hızla genişleyecek, fakat bu takdirde atomik parçacıklar birbirini çekip yakalayamayacak ve yıldızlarla galaksiler hiçbir zaman oluşamayacaktı ![]() ![]() Yapılan hesaplara göre, evrenimizin başlangıçtaki gerçek yoğunluğu ile ötesinde oluşması imkânı bulunmayan kritik yoğunluğu arasındaki fark, yüzde birin bir kuvatrilyonundan azdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yukarıya kısaca aldığımız kanıt ve görüşler tersinim teorisinin başlangıcınbir patlama olmadığı planlanıp düzenlenmiş bir genişim evresi olduğu görüşünü doğrular ![]() |
![]() |
![]() |
|