02-18-2010
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Levha Zırhlar
Levha Zırhlar
Zırh yapırncıları silahlara karşı korunmayı sağlamak için çelik levhalar yapmaya başladılar Vücudun en duyarlı bölümleri bu levhalarla, öteki bölümler ise örme zırhla örtüldü 1400'e gelindiğinde atlı savaşçılar ya da şövalyeler, bütün vücutlarını örten, üst üste bindirilmiş metal levhalardan oluşan zırhlar giyiyorlardı
Başın ve yüzün korunmasına özel bir önem verilirdi Bazen, istendiğinde kaldırılabilen siperli bir miğfer giyilirdi Yüzü de örten tek parça miğfer giyenler ise su içmek ya da konuşmak istediklerinde miğferlerini tümüyle çıkarmak zorundaydı Kapalı miğferlerde görmeyi ve soluk almayı sağlayan ince uzun delikler bulunurdu Bu biçimde giyinen bir şövalye, bir arkadaşıyla mı yoksa düşmanıyla mı savaştığını anlayamazdı Bu nedenle, başka şövalyelerin kendisini tanıması için miğferine bir amblem ya da işaret takardı Bazen şövalyenin mızrağında bir sancak taşıdığı da olurdu Armacılık işte böyle başladı (bak Arma ve Armacılık)
Zırh yapımcıları, metal zırh yapacakları şövalyenin ölçüsünü büyük bir dikkatle almak zorundaydı Zırhtan giysi ağırdı Örme bir zırh yaklaşık 23 kilogramdı Levha zırhın ağırlığı ise 27 kilograma ulaşabiliyordu Şövalye olmak isteyenler, 14 yaşında iken bütün zırhını kuşanmış olarak bir atın üzerine sıçramayı öğrenmek zorundaydı Şövalyeler zırhlarını kuşanmak için çoğunlukla yardıma gereksinim duyarlardı
Yalnız varlıklı savaşçılar bütünüyle metal levhalardan yapılma bir zırh giysi edinebilirdi Yoksul savaşçılar ise pamukla beslenmiş bir giysi ve metal bir miğferle yetinmek zorundaydı Savaşın kaderi çoğunlukla önderin tek bir çarpışmada düşman önderi yenip yenemeyeceğine bağlı olduğundan, önderlerin çok iyi korunması gerekliydi Atlar da korunmak zorundaydı; ortaçağın sonlarında atlara da zırh giydirildi At zırhları çoğunlukla, özel olarak biçimlendirilmiş metal parçalarıyla birleştirilen kapitone kumaştan yapılırdı Hindistan'da savaşta kullanılan fillere de zırh giy dirilirdi
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|