|
|
Konu Araçları |
geçmişten, günümüze, karabağ, meselesikitap, özeti |
Geçmişten Günümüze Karabağ Meselesi-Kitap Özeti |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Geçmişten Günümüze Karabağ Meselesi-Kitap ÖzetiGeçmişten Günümüze Karabağ Meselesi kitap özeti DrCemalettin TAŞKIRAN tarafından hazırlanan bu kitapta Karabağın genel özellikleri, 19 yüzyıla kadar Karabağın siyasi tarihi, 1 Dünya Savaşında ve savaş sonrasında Karabağ, Sovyetler Birliği döneminde ve birliğin dağılmasından sonra Karabağ (1993′e kadar) ve Türkiyenin Karabağ politikası belgeler ile ortaya konulmaktadır Kitapta özellikle tarihi akış içerisinde Karabağ meselesi incelenirken, bu meselenin sadece günümüzde ortaya çıkan bir mesele olmadığı, Ermenilerin, Rusların ve Ermeni yanlısı batılıların asırlardır Türk yurdu olan Karabağda hep azınlıkta kalmış Ermeni nüfusunu artırmaya çabaladıkları, çeşitli baskı ve zulümlerle Karabağdaki Türk ahalinin nasıl katledildiği, kalanların büyük kısmının da nasıl göçe zorlandığı belirtilerek kasıtlı çıkartılan isyanlarla Karabağdaki nüfus çoğunluğunu elde eden Ermenilerin nasıl Ermenistana bağlanma yolunu seçtikleri görülmektedir Dağlık Karabağ, Azerbaycan Cumhuriyetine bağlı, Kür-Aras nehirleri ve Gökçe Göl arasındaki dağlık bölge ile bu bölgeye bağlı ovalardan oluşan bir yerdir Karabağ, maden yatakları ve mineral suları bakımından çok zengindir Kafkasyanın et, süt, yumurta gibi gıda maddelerinin önemli bir kısmı Karabağdan karşılanmaktadır Karabağ bölgenin hakim bir noktasındadır Azerbaycan, Ermenistan ve İranı kontrol edebilecek bir konumdadır Bu özelliği ile daima diğer milletlerin dikkatini ve ilgisini çekmiştir Türkler Karabağ bölgesine MÖ 7′nci asırda Saka Türklerinin seferi sırasında gelerek, bu bölgede hakim zümreyi teşkil etmişlerdir Daha sonra Sakaların bir kolu olan “Daha” ların “Part-Parn” boyunca çıkan Arsak isimli bir kahraman Arşaklılar devletini kurmuştur Sakaların bir kolu olan Partlardan sonra bölgeye Albanlar yerleşmiştir Albanlarda Türk menşelidir MÖ 66′ncı yılda Romalılar Kafkaslara geldikleri zaman bütün Kafkasya Romaya tabi olmuş yalnız Albanya bağımsız kalabilmiştir 8 yüzyılda Arapların bölgeyi işgal etmeleri sonucu Albanların varlığı sona ermiştir Albanların bölgede yaşayanlardan bir kısmı “Grigoryanlaşarak” Ermeni kimliğini benimsemiştir Böylece de Karabağ Ermenileri denilen topluluk ortaya çıkmıştır Oysa Albanların bölgede yaşayanlarının büyük çoğunluğu İslamlaşarak bu günkü Azeri Türklerini oluşturmuşlardır Karabağ 3 Murat zamanında Osmanlı devletinin hakimiyetine girmiştir 18′nci yüzyıla kadar Safevilerle Osmanlılar arasında sıkça el değiştiren Karabağ daha sonra tekrar İrana terk edilmiştir 18′nci yüzyılda bölgede Karabağ Hanlığı kurulmuştur 19′ncu yüzyılın başlarından itibaren ise bölgeye Ruslar hakim olmaya başlamışlardır 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında Erzincana Kadar Doğu Anadoluyu işgal eden Rus kuvvetleri, Sayıları 100000′i bulan Kalabalık bir Ermeni nüfusunu, İrandan aldıkları Erivan ve Nahçıvan bölgeleri başta olmak üzere Kafkaslara yerleştirmişlerdir 1830′lu yıllarda Karabağa hem İrandan, hem de Türkiyeden Ermeniler göç ettirilmiş ve nüfus dengesi değiştirilmeye çalışılmıştır Ermeni nüfusu hiçbir dönemde Karabağda Türk nüfusunun önüne geçmemiştir Ancak Ruslar 1828-1829 Edirne Anlaşması sonrasında Anadolu Ermenilerini ve Türkmençay Anlaşmasından sonra da İran Ermenilerini Kafkaslara davet ederek Karabağa yerleştirmişler ve stratejik bir yer olan Karabağda çoğunluğu teşkil eden Türklere karşı Ermenileri bir güç olarak görmüşler ve bu yüzden sürekli desteklemişlerdir Rusların desteklemeleri sonucu bölgede sayıları artan Ermeniler, 1829-1830 yıllarında Karabağda bir ayaklanma başlatarak Türk yerleşim yerlerine saldırmışlardır Ancak Karabağda ilk Türk-Ermeni çatışması ciddi olarak Rusyadaki 1905 ihtilalinden sonra meydana gelmiştir 1918 yılında bölgedeki istikrarsızlıktan yararlanan Karabağ Ermenileri Karabağda daha büyük çapta bir isyan çıkarmışlar ve Türklerin evlerine, iş yerlerine saldırmışlar ve Türk ordusunun Baküyü alması ve Karabağ harekatına girişmesi sonucu katliam durdurulabilmiştir Mondros mütarekesi sonrasında Türk Ordusunun Baküyü alması ve Karabağ harekatına girişmesi sonucu katliam durdurulabilmiştir Mondros mütarekesi sonrasında Türk Ordusu bölgeyi terk ederken İngilizler bölgeye girmişlerdir Önceleri bölgede Ermeni ve Gürcülere dayalı politika izleyen İngilizler gerçekleri görünce, 1920 yılında Karabağın Azerbaycana bağlı olduğunu kabul ve ilan etmişlerdir 1920 yılından itibaren Karabağ Ermenileri tekrar katliamlara girişerek Karabağı Ermenistana bağlama girişimlerini sürdürmüşlerdir Azerbaycan kuvvetleri Karabağdaki Ermeni isyanını bastırmaya çalışırken Sovyet Kızılordusu Baküye girerek Azerbaycan Cumhuriyetini ortadan kaldırmıştır Daha sonra Karabağı da Sovyetleştiren Ruslar, 1923 yılında Karabağın Azerbaycana ait olduğunu kabul ve ilan etmişlerdir Sovyet yönetimi döneminde de Karabağı Ermenistana bağlamak hayalinden vazgeçmeyen Ermeniler her fırsatta isteklerini tekrarlamış ve Ermeniler arasında fikri hazırlığı kesintisiz sürdürmüşlerdir 1929 yılında Azerbaycanda milliyetçilik hareketleri görülmeye başlamıştır Bunu fırsat bilen Karabağ Ermenileri, Ermenistana bağlanma konusunu tekrar işlemeye başlamışlardır Bu tarihten sonra Ermeniler, Sovyet hükümetine her fırsatta dağlık Karabağın Ermenistana bağlanması ve Ermenistan dışında bulunan Ermenilerin Ermenistana getirilmesini tekrarlamış ise de istekler reddedilmiştir 1965 yılında Osmanlı devleti döneminde yapıldığı iddia edilen 1915 sözde Ermeni kırımının 50′nci yıldönümünde Erivanda büyük çapta gösteriler yapılmıştır Artık Ermeniler hem Azerbaycandan hem de Türkiyeden toprak istemeye başlamışlardır Ermeniler, 1985 yılında Rusyanın başına geçen Gorbacov döneminde Karabağı Ermenistana bağlama çabalarını iyice hızlandırmışlar, özellikle eski SSCBdeki “Prestroika” ve “glastnost” değişiminden istifade etmek istemişlerdir 1991 yılında ortaya çıkan Körfez krizi esnasında Kızılordu Körfez savaşını bahane ederek Kafkaslar ve Baltık Cumhuriyetlerine yığınak yaparak, birlikler göndermiş ve bölgedeki kargaşanın önüne geçmek istemiştir Ancak 19 Ağustos 1991′de Moskovada hükümet darbesi gerçekleşmiştir Bu tarih Sovyet Cumhuriyetlerinin özgürlük döneminin ilk başlangıcı olmuştur 30 Ağustos 1991′de Azerbaycan, 21 Eylül 1991′de Ermenistan bağımsız bir devlet olduğunu ilan etmiştir Kasım 1991 ayında da Türkiye bağımsız Azerbaycan Cumhuriyetini resmen tanımış ve böylece Azerbaycanı tanıyan ilk ülke olmuştur Azerbaycan parlamentosu ise aldığı bir kararla Dağlık Karabağ özerk bölgesinin statüsünü feshetmiş ve kendisine bağlamıştır 10 Aralık 1991′de Dağlık Karabağda yaşayan Ermeniler tek yanlı bir kararla bir referandum yaparak Karabağın SSCB içinde bağımsız bir Cumhuriyete dönüşmesi lehinde oy kullanmışlardır Halk oylaması sonucu Ermeniler Karabağa karşı taarruzlarını gittikçe şiddetlendirmeye başlamışlar, bunun üzerine, Rusya Dışişleri Bakanlığının girişimi ile Karabağ için üç ülke dışişleri bakanlarının katılımı ile Moskovada 20 Şubatta yapılan toplantıda Karabağda derhal ateşkes sağlanması ve yerleşim bölgeleri üzerindeki ablukanın derhal kaldırılmasını kararlaştırdıklarını duyurmuşlardır Her iki ülke Karabağ konusunda AGİK ilkelerine bağlı kalma sorumluluğunu üstlenme ve BM ile öteki uluslar arası kuruluşların barış çabalarını destekleme sözü vermişlerdir 20 Şubat 1991′de yapılan ateşkes antlaşmasına sadık kalmayan Ermeniler Karabağda saldırılarına devam etmiş ve 1993 yılına gelindiğinde Dağlık Karabağın tamamı Ermenilerin eline geçmiştir Ayrıca Ermeniler bununla da yetinmemiş ilerleme ve işgale devam ederek Karabağ dışındaki Azerbaycan topraklarının bir kısmını da işgal etmiştir Türkiye, Karabağ ve Azerbaycandaki gelişmeleri, 18 Aralık 1991′de SSCB resmen dağılana kadar, Sovyetlerin iç işleri olarak değerlendirilmiştir Kafkaslardaki anlaşmazlığın boyutlarının değişmesi sonucu, bölgedeki gelişmeler Sovyetlerin iç işleri olmaktan çıkmış ve uluslararası bir boyut kazanmıştır Türkiye, Kafkaslarda genel olarak bölgesel barışı koruyacak politika izlemiştir Türkiye AGİKten, Karabağın resmi statüsünün Azerbaycan içinde özerk bir bölge olarak tanınması yolunda güvence almış ve meşruluğun şiddet kullanarak bozulmasına izin verilmemesini istemiştir Bu arada Türkiye, bir yandan Sovyet Cumhuriyetleriyle iki yanlı ilişkilerini geliştirmeye çalışmakta diğer yandan bu ülkeler arasında iki taraflı anlaşmazlıklarda taraf olmamaya çalışmıştır Bununla beraber bu politikalar Dağlık Karabağ sorununda Türkiyeyi çıkmazda bırakmıştır Karabağ meselesiyle ilgili olarak bugün ortaya çıkan gerçek, Rusyanın bölgede hala en büyük güç olduğu ve Rusyanın isteği dışında bir çözümün mümkün olmamasıdır Türkiyenin Karabağ meselesi karşısında izlediği politikanın etkili olamamasının bir sebebi de; Türkiyenin hazırlıklı olmaması ve herhangi bir sıkıntı anında Türkiyeyi savunabilecek kararlı ve güvenilir müttefiklerinin bulunmamasıdır Türkiyenin bölgedeki Türk Cumhuriyetleriyle, özellikle Karabağın ait olduğu Azerbaycanla, kültürel bağlarını geliştirmesi, ortak bir alfabeye geçebilmesi, bölgeye yönelik televizyon yayınlarının gerçekleştirebilmesi ve Azerbaycan petrolü ile ilgili konsorsiyuma üye olarak pay almayı başarması, Türk politikasının uzun vadeye yönelik son derece olumlu adımlarıdır Ancak Karabağ başta olmak üzere, Azerbaycan ve diğer bölge Cumhuriyetleri ile yürütülen ilişkiler ve ortaya çıkan gelişmeler Türkiyenin ilişkilerini sadece ekonomik ve kültürel olarak değil politik ve askeri olarak da geliştirmek zaruretini ortaya koymaktadır |
|