Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Kitap Özetleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
avrupanın, büyük, elli, kitap, yalanı, özeti

Avrupa'nın Elli Büyük Yalanı Kitap Özeti

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Avrupa'nın Elli Büyük Yalanı Kitap Özeti



Avrupa'nın Elli Büyük Yalanı

Mustafa Armağan Avrupalıların yalanlarını, kendi kaynaklarında yakaladı

Mustafa Armağan'ın son kitabı “Avrupa'nın Elli Büyük Yalanı”, Avrupa hakkında bilinen resmi tarihin sınırlarını altüst edecek tezlerle yayımlandı Kitap, Avrupa'nın gerçeklik olarak ortaya sürdüğü bilgilerin, aslında hiç de doğruluk taşımadığını, bilakis kendi imajını koruma altına almak için sürekli gündemde tutulan uydurmalar olduğu iddiasını taşıyor

Tarihi olayları kendine has üslubuyla inceleyen, belgelere ve arşivlere dayalı araştırmalarıyla Osmanlı tarihi, yakın tarih, şehircilik üzerine kitaplar ortaya koyan Mustafa Armağan, bu kez üslubuna hafif bir ironi de katarak, Avrupa'yı karşısına alıyor Avrupa'nın Elli Büyük Yalanı'nda, Batı etrafında efsaneleşmiş, bir mit haline gelmiş inanışları, yine o bilindik kuşkucu yaklaşımıyla yeniden sorguluyor Kitabın giriş bölümünde, bu çalışmayı ortaya koymasındaki en önemli unsurun hayret etmek olduğunu söylüyor

Artık bir dogma haline gelmiş bilgilere dahi kuşkuyla yaklaşmanın mümkün olduğuna, insanın hayret edebilme melekesini sürekli diri tutması gerektiğine vurgu yapıyor Mustafa Armağan Hayret etmek insanı düşünmeye kışkırtan bir özellik Düşündükçe de insan kendisine doğrultulan ne kadar fikir varsa, onları almadan önce bir sorgulama yoluna gider O zaman nasır tutmuş ne kadar "gerçek" varsa yeniden tartışmaya açılır, yeniden o gerçeklere isimler verilir

Avrupa'nın Elli Büyük Yalanı beş bölümden oluşuyorAvrupa Bilmecesi, Avrupa'nın Yalanları, Amerika'yı Kim Keşfetti?, İflas Eden Tanrıça ve Çağdaş Bilimsel Mitoloji Kitabın ilk kısmında uzunca Avrupa'nın coğrafi aidiyeti tartışılıyor Ardından İslam medeniyetinin, tarihi, kültürel açıdan Avrupa üzerindeki etkilerine sözü getiriyor Armağan Bu satırlarda daha çok, Avrupa'yı bilimsel açıdan "ayrıcalıklı" kılan buluşların kaynağında yatanın İslam sanatı olduğu tezini sunuyor

Diyor ki: "Avrupa ve İslam ilişkileri, 'Doğu-Batı Çatışması' veya 'Uygarlıklar Çatışması' şeklinde düşmanlık çerçevesinde yeniden üretmek yerine, alış-veriş ve etkileşim ağının temasları ve temassızlıklarının diyalektiği noktasında ele alınmalıdır Daha doğrusu, Küresel Tarih'in yakın unsurlarının etkileşimleri şeklinde

Eğer Gotik mima-rinin İslam'ın eseri olduğunu ya da Venedik'teki San Marco meydanının mimari dizaynının Şam'daki Emevi Camii çevre düzenlemesinden etkilendiğini; Müslümanların Avrupa'ya İspanya ve Portekiz kanalıyla sadece bilimsel ve felsefî abideleri değil, aynı zamanda sulama teknikleri ve tarım yöntemlerini de miras bıraktıklarını, daha önemlisi, 'polity', yani birlikte yaşama pratiğini bir tohum olarak diktiklerini görmezden gelirsek, ne Avrupa'yı, ne de "biz"i anla-ma imkânını bulabiliriz

Bugün Avrupa'nın 18 yüzyıldan bu yana içine girdiği 'kısa devre'nin tamiri de İslam'la yeniden yüzleşerek mümkün olacaktır Çarpıtılmış geçmişin salimen hatırlanmasıyla elbette…"

Yine bu bölümde Osmanlı'nın kendini Batı'ya kapattığı iddiasına bir karşılık veriyor yazar: "Osmanlı'nın kapılarını Avrupa'ya kapadığı söylenir Bu lafları edenler nedense 'dil oğlanları'nın varlığını unuturlar Tercüman olarak istihdam edilen dil oğlanları Hıristiyan kökenlidirler; kabiliyetli olanlar saraya alı-nır, orada bir Osmanlı olarak eğitilir ve yönetimi Avrupa ahvalinden haberdar ederlerdi Mesela Macar kökenli olup Murat adını almış bir dil oğlanı, entelektüel ilgileri de gelişmiş biri olmalı ki, Romalı filozof Çiçero'nun De Senectute adlı eserini Türkçeye çevirmişti Hem de ne zaman? Daha 16 yüzyılda!" sözleriyle büyük bir yalanı ifşa edip, örnekleme yoluna gidiyor

Söylemin kendisinin zamanla bir gerçekliğe dönüşmesi meselesi üzerine kurulmuş bir kitap bu Tarihin akışı içerisinde insanların nalıncı keseri gibi ellerinde imkân oldukça olayın aslını, menfaatleri gereğince bir gerçeğe yonttukları görülmüştür 19 yüzyılda Avrupa'nın ekonomik istikrarı, bilime, sanata yansımış bu da Avrupa dışı toplumların üzerinde yeni ve yersiz söylem hakkına dönüşmüştür Mustafa Armağan'ın da belirttiği gibi söylemin kendisi olup bitenleri yutuyor Gerçekten varolmuş hadiselerin mahiyetine bakmaktansa, Avrupa dışında kalmış toplulukların psikolojik bir yenilmişliğin getirdiği duyguyla söylemin kendisine aldandığını görüyoruz

Yunan Medeniyeti:
Romalı romantiklerin icadı
Kitabın ikinci bölümünde Yunan medeniyetinin Romalı romantikler tarafından icat edilen bir şey olduğunu, Manga Carta Sözleşmesi'nin bilinenin aksine ilk demokrasi metini olmadığını, o sözleşmenin düpedüz demokrasi adına bir gericilik olduğunu, Rönesans'ın ve devrimlerin zannedildiği gibi içlerinde bulunduğu toplumları refaha kavuşturmadığı tezleri tartışılıyor

Kitabın son bölümlerinde bilimsel atılımların ve bilim adamlarının kaynaklarının doğu toplumlarında yaşamış bilgelerden alındığını savunuyor Mustafa Armağan Kitabın en önemli özelliği de her yazının sonunda bir kaynakçanın olması ve iddia edilenlerin ekseriyetle Batılı bir bilim adamının yazdıklarından referansla söyleniyor olması Kitabın belli kısımlarında da buna değinen Armağan, "Bunu biz söyleseydik adımız gericiye çıkardı" yollu ifadelerle, savunduğu tezlerde yalnız olmadığına dikkati çekiyor Kitabın son kısmında harita çizimi hakkında da görüşlere yer veriyor yazar

Haritaların masum olmadığını, Avrupa'nın emperyalist zihninin harita çiziminde de sürdüğünü ifade ettikten sonra "Kendi toprağını bir yarımada iken bir kıta olarak görüyor da Avrupalı, kendi sözde 'kıta'sının toplam nüfusundan çok daha kala-balık bir 'ülke' olan Hindistan'ı neden 'yarımada' konumuna layık görüyor dersiniz? Ya dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip olan Çin neden bir 'ülke'dir sadece de onun onda biri kadar nüfusa sahip olan Avrupa, Avrasya'nın geri kalanına denk bir 'kıta' olarak resmedilir haritalarda?" diye soruyor

Avrupa'nın Elli Büyük Yalanı, şimdiye kadar okuduğunuz Armağan kitaplarının paralelinde, tartıştığı meseleler gereği ironiye kaçan üslubuyla sürekli el altında bulunacak önemli bir kitap Çünkü hem gündelik meseleler hem de ilmi araştırmalarda bir çıkmaz olarak karşımıza iki Avrupa çıkıyor Bir fikrin savunduğunu, diğeri hakir görürken ortada nefes tüketilen meselenin sonucu tuzla buz oluyor

Başta da dile getirildiği gibi hayret makamına varmak, düşünceyi perçinler Perçinlenen düşünce de önümüze sürüleni kabul etmede bizi uyarır, yol gösterir Avrupa'nın Elli Büyük Yalanı da bize bu açıdan zenginlik katacak satırlarla dolu (Yakup Öztürk)

Kitapla ilgili ayrıntılar



Timaş Yayınları

Basım Tarihi : 07 - 2009

Sayfa Sayısı : 320

Etiket Fiyatı : 1500 TL

Mustafa Armağan, Osmanlı tarihi ve yakın tarih üzerine kaleme aldığı bir düzine kitaptan sonra bu defa projektörünü Avrupa tarihinin karanlık bölgelerine tutuyor Bu çalışmayla yalnız Avrupa tarihinin bilinmeyenleri ortaya çıkmakla kalmıyor, aynı zamanda kendi yüzümüzün de bir kısmının aydınlandığını fark ediyorsunuz

Eşitsiz olarak, adeta bir ast-üst ilişkisi içinde kurgulanan Osmanlı ve Avrupa tarihleri, olmaları gereken eşit konuma yerleştiriliyor

Türk aydınının 1,5 asırdır peşinde koştuğu 'Avrupa mucizesi' yalanı, farklı ve şaşırıcı yönleriyle bu kitapta birer birer deşifre edilip ortaya konuluyor İlginizi çekeceğine inandığımız başlıklardan bir kısmını tadımlık olarak şöyle bir hatırlamaya ne dersiniz?

- Florence Nightingale'in İngiltere'de ölüm meleği olarak tanındığını,
- Galile'nin kiliseye karşı çıkmış bir bilim kahramanı olmadığını,
- Magna Carta'nın Avrupa tarihinde ileri değil, geri bir adım olduğunu,
- Hitler'in aslında Avrupa'yı işgal planı olmadığını,
- Einstein'ın son yıllarında beyninin yavaşladığını,
- İlk feministlerin fabrikalardaki kadınları evlerine kapatma için kampanyalar düzenlediklerini,
- Don Kişot'ta Endülüslü Müslümanlarla ilgili şifreler bulunduğunu,
- Kopernik ve Kepler'in güneşe tapanlar tarikatından olduklarını,
- Rönesans insanlarının Ortaçağ'daki atalarından daha pis yaşadıklarını,
- Haritaların emperyalizmin sözcülüğünü yaptığını, biliyor muydunuz?

Bunlar ve bunlardan başka Avrupa'nın büyük yalanlarını, Mustafa Armağan'ın hakikaten büyük emek mahsulü Avrupa'nın 50 Büyük Yalanı'ndan okuyacak ve her satırında eminiz ki, şaşıracaksınız Yazarın amacı da bu zaten: Düşünmek, şaşırmakla başlar ona göre
Mustafa Armağan'a göre Osmanlı tarihini de hakkıyla anlayabilmek için Avrupa tarihinin gerçeklerini bilmek gerekir

Osmanlı ve yakın tarih üzerine yazdığı ufuk açıcı kitaplarından sonra Armağan'la Avrupa tarihinin bilinmeyenlerine doğru nefes nefese bir yolculuğa hoş geldiniz

Avrupa'nın 50 Büyük Yalanı

Mustafa Armağan

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.