Prof. Dr. Sinsi
|
Eğitime Farkli Bir Bakiş-Kitap Özeti
EĞİTİME FARKLI BİR BAKIŞ kitap özeti
BUGÜNKÜ EĞİTİM SİSTEMİNE GENEL BİR BAKIŞ
Bugünkü Eğitim Sistemimize Kritik Bir Bakış
Ezbere dayalı olan öğretim sistemimizde bilgi yüklenilmesi ağırlıktadır Özellikle bilgi yükleme İlköğretimde, çocuk kendine yabancı olan bir yaygın bilgiden mesul tutulmakta Özellikle düşünmeye yer verilmeyen, araştırmaya yönlendirmeyen eğitim sistemi ilkokuldan üniversiteye kadar öğretmenin söylediklerini ezberlemeye, imtihanlarda nakletmeye yönlendirilen öğrenci ilmi düşünmeyi gerçek***tirememektedir
Öğrenci, bilgi yığılan bir nesne olmaktan çıkarılıp, anlama ve bilgi üretme dönemine giren bir özne vasfını kazanınca daha ilkokuldan başlayarak ezberlemeye değil; anlamaya yönelik bir eğitim gördüğünde, yüksek öğretim sırasında artık yalnız öğretim üyesinden birşeyler öğrenen kişi olmaktan çıkıp, kendisi de birşeyler inceleyen araştıran, derse katkıda bulunan bir kişi olacaktır
Toplumumuzda Kişilik Gelişimi ve Eğitim
Bugün ileri toplumlarda çocuğa aile zenginliği veya onun statüsü değil, güven duygusu, beceri ve sorumluluk kazandırılmakta Çünkü Kendisini yönetmeyen aciz ve güvensiz insanı, başkalarının kuralları yönetir Çocuk değişmez bir zeka ile doğmaz İlmi çalışmalar zekanın en hızlı şekilde 8 yaşından önceki dönemde geliştiğini ortaya koymuştur Çocuğa kendine ifade fırsatı verildiği ölçüde gelişir Küçük yaştan itibaren ona kendine has fikirlere sahip olması ve düşüncelerini belirtmesi için yardımcı olmalı Yapılan anketler, üniversitede okuyan gençler arasında yüksek oranda yetersizlik ve güvensizlik duygusunun var olduğunu göstermektedir
Çocuk deneyerek daha kolay öğrenir Gençlerimiz hep yanılmak korusu ile pasif ve çekingen kalmıştır Bunun da sebebi çocukların hata yapmalarının da onlara güven duygusunun verilmeyişidir Emeğin ve çalışmanın takdir edilmediği bir toplumda gençlere sürekli çalışın demenin hiçbir pratik değeri yoktur
BUGÜNÜN DÜNYASINDAKİ DEĞİŞİK EĞİTİM
Okulu başarılı yapan şeyler sadece para ve emekle satın alınan veya yaptırılan, güzel binalar ve kaliteli eğitim teknolojileri değil, aynı zamanda öğretmene, onun yetişmesine ve problemlerini çözmesine önem veren zihniyette insanların olması ve paranın öğretmen için harcanmasıdır Bugün Japonya ve Almanya, okullarında öğrenci başına, A B D den % 50 daha az para harcamakta Bununla birlikte birçok konuda A B D den daha ileri seviyededirler A B D binalara ve yönetime daha fazla para harcarken, Japonya ve Almanya Yönetim ve binalardan ziyade, öğretmen maaşlarına daha fazla ödemekte
Osmanlı medreselerinde hocalara günde 50 ile 100 akçe talebelere de 7 akçe burs verip sosyal hayatlarını garantiye almıştır Bütün eğitim elemanlarının yeme ve içmeleri bedavaydı (O devirde birkaç akçe ile bir koyun alınmakta idi Bugünle kıyasını varın siz yapın )
Ayrıca eğitim sistemleri kaliteli olan ülkeler, öğrencileri daha fazla tutarlar Mesela, Japonyanın öğretim süresi bir yılda 240 gün, Almanyada 210 gün, Türkiyede ise yaklaşık 180 gündür
Dünyada matematik öğretiminde en iyi olan Hollandada farklı ve ilgi uyandırıcı yapıdaki cisimler derste kullanılır Gerçek dünyadaki cisimler derste de kullanılır Çocukların öğrendikleri şeyler onların hayatlarıyla bağlantılıdır Bilimi, teknolojiye aktarmada en iyi olan Japonlar, diğer ülkelerle kıyaslandığında, avukattan, hukukçudan fazla mühendis ve teknik eleman yetiştirirler
Japonlar Osmanlıların Enderun mektebindeki uygulama ağırlıklı eğitimi benimseyip tatbik etmektedir Yeni Zelandalılar okuma ve anlama kabiliyetini en iyi gerçek***tirenlerdir Yeni Zelandalıların bu metodu, Osmanlı medreselerinde tatbik edilen metoddur
Öğretmen eğitiminde en başarılı olan Almanyada öğretmenler, rahat şekilde orta sınıf seviyesinde maaş alırlar ve haklar verilir; ağır bir eğitimden geçirilir Mesela, Almanyada bir müzik öğretmenin müzikde veya İngilizcede master alması mecburidir
Enderun Mektebi
Enderun mektebi Osmanlıdaki üstün beyin gücünün eğitimi için kurulan 21 asra girerken, ülkelerin benimsediği, hedeflediği eğitim modelinin pek çok yönünü ihtiva eden eğitim müessesesidir Yeni Zelendalıların örnek aldığı eğitim sisteminde öğrenciler yaşlarına göre değil, ilerleme hızlarına, anlama ve kavrama seviyelerine göre gruplandırılırdı Sınıflar 15er kişilik olup, her 15 kişiye bir sınıf öğretmeni atanırdı yine Yeni Zelendalılara belletmen sistemini Enderun Mektebinde 10 kişilik öğrenci gruplarına öğretmenden ayrı olarak Lala (rehber) verilirdi Lalalar kıdemli ve başarılı öğrenciler arasından seçilirdi
Tanzimattan Günümüze Eğitimdeki İnsan Modeli
Tanzimattan sonra ülkemizde Batıya ve onun değerlerine bir yöneliş vardır 1840-1900 yılları arasında Osmanlı toplumunda eğitiminde Batılılaşma ve laik***me adına çok önemli değişiklikler yapıldı
1839da ilk önce askeri sahada batılılaşmaya yönelik reform hareketleri daha sonra, eğitimde, adalet sisteminde ve bürokraside yapıldı Ülkenin en önemli eğitim kurumları Batılılara teslim edilmesi çok kısa bir zaman sonra açık bir şekilde görülmeye başladı
Çünkü pozitivist ve materyalist bir eğitim sisteminin uygulanışını, Mc Farlena hayretler içinde müşahede etmişti Yabancı okulların açılmasına hız verildi 1867de Fransız Devletinin maddi ve manevi büyük yardımlarıyla Fransızca eğitim ve öğretim yapan Galatasaray Lisesi kuruldu yıllarca imparatorluğun yönetici kadrolarını aydınlarını, yetiştiren bu okulun müdürü ve hocalarının çoğu Fransızdı
LONDRADAN EĞİTİM SİSTEMİMİZİN GÖRÜNÜŞÜ
Lisanımız
Dünyada dil zenginliği kelime açısından, birincisi Arapça ikincisi Fransızca üçüncüsü İngilizce olmasına rağmen İngilizceden Türkçeye tercümede ne kadar zorluk çekildiği malumdur Çünkü Türkçedeki bir kelime, az bir nüansla İngilizcede 60-70 kelime karşılığıdır Bu da bizim öz Türkçe adına dilimizin ayıklama adına doğurduğu zorluklardandır
Eğitim görmüş bir İngiliz, Shakespearein ve en azından 1800lerde yazılmış eserlerin dilini rahatça anlarlarken; 1900lerde Türkçe olarak yazılmış eserler bir Türk vatandaşına yabancı gelmektedir Bizim Osmanlıda e***tirdiğimiz halk ile Ulema arasındaki kopukluğun en büyük sebebi olan kullanılan kavramların ve sözcüklerin farklı oluşu gibi; İngilizcede de akademik bilim İngilizcesi ile halkın konuştuğu İngilizce farklıdır Yine liseyi bitiren bir İngiliz vatandaşı, ana dili İngilizceden yeterlilik imtihanına girmek zorundadır
Git Doktoranı Yap Gel Mantığı
1960lı yıllardan beri yurt dışına öğrenci ve kamu görevlileri gönderilmesine rağmen hala ülke ve millet çapında Batının bilim ve teknolojisini alarak onu geliştirmiş değiliz Japonlar bu işi 20-25 yılda gerçek***tirdi 4-5 yıllık masrafı bugünkü değerlerde 300-350 milyon lira dolayında olan ve her yıl 150-200 öğrenci gönderilerek sayıları 1000 olan ve 1500 tane de kendi imkanlarıyla giden bu öğrenciler spastik olarak ne çalışacaklarını ve döndüklerinde nerelerde istihdam edilip, millete nasıl faydalı olacaklarını bilmiyorlardı Sonuç ortada: Ülkelerine geri dönenlerin oranı % 30dur Ülkelerine dönenler de ya yanlış işlerde istihdam ediliyor, veya bürokratik engellemelere kurban gidiyor Devletin Git doktoranı yap gel mantığı öğrencilere önceden mesuliyeti vermekte Yurt dışında doktora yapan öğrencilere de hazır bilgilerin olduğu tezler hazırlattırılmakta (Örneğin Rusyadaki Müslüman Türkler)
İngiliz Eğitim Sistemi
İngilterede devlet okullarının yanında en az onlar kadar yaygın özel okullara 7 yaşında alınır, Lise bitinceye kadar da bu okullarda yatılı kalınır Buradan mezun olanlar da ülkeyi yönetir İdarecilerin % 80 bu okullardan mezundur
Batıdaki İlmi Gelişmeler Ve Biz
Bugün Batı dünyası, Düşünce ve fikir bakımından kriz dönemi yaşamaktadır Bilim ve din arasındaki 150 yıllık mücadelenin artık sona erdirilmesi gerektiği inanç ve bilginin insanın iki temel ihtiyacı olduğu hususlarında pek çok Batıllı bilim adamı ve düşünür kampanya başlatmış bulunmakta Oysa 1920li yıllarda Avrupada moda olmuş dinin ve inancın gereksiz ve manasız olduğunu ileri süren Mantıki Pozitivizm isimli materyalist bilim felsefesi gözlüğü ile yıllardır Türkiyedeki Müslümanları değerlendiren bir grup aydın, özellikle okumuş insanların dine alaka duymaya başlamasını ve dindarlaşmasını mantıki pozitivizm felsefesi çerçevesinde anlamıyorlar Gerçekte mantıki pozitivizm Hristiyanlığa karşı bir cevaptır Oysa bizim aydınımız Batıda Hristiyanlık için verilen hükümleri, memleketimizde İslamiyet üzerinde infaz ettiler
Batının Bilim ve Teknolojideki seviyesine niçin ulaşamıyoruz? Yaklaşık 150 yıldır Batı ile sıkı bir alış veriş içinde bulunuyoruz Bizim toplumumuzda Batıdaki gibi sosyal değişimlere bağlı olarak halkın yapısına uygun kurulmuş ve oturmuş müesseseler mevcut değil Batının üniversitelerinde memleketimizin ve üniversilerimizin ihtiyaç duydukları konularda, ama çok plansız şekilde küçük bir noktada, kompleks ve pahalı teknoloji ve laboratuar cihazlarını kullanarak, akademik kariyerini tamamlamakta ve ülkemize -eğer vatanperver ise- geri dönmektedir Göreve başladıktan sonra, Batıda başarılı sonuçlar elde ettiği sistemi, ortamı ve ilmi araştırma atmosferini bulamamakta; üç beş yıl içinde araştırma, okuma aşk ve şevkini kaybederek rutin şekilde dersini veren sisteme adapte olmuş biri veya o üniversiteyi terk edip zengin olma yollarını araştırmaktadır
MUCİD YETİŞTİRMENİN ÖNEMİ
Durmadan ortaya çıkan yeni problemler karşısında, milletin, hürriyet, refah ve saadetlerini sürdürebilmesi mucid ruhlu insanların yetiştirilmesine bağlıdır Bilim, teknik ve ekonomide büyük ilerlemelerin hayal gücüne ve üstün zeka, hızlı problem çözme gibi zihni kabiliyetlerin eseri olduğunu çok önceden fark eden bu ülkelerin bilim ve fikir adamları yıllardan beri araştırma yapmaktadırlar
Bu düşüncelerin akis uyandıracağı anlaşılabileceği çeşitli mesleklerden bir aydın grubuna sahip olmaları da onlar için ayrı bir talih olmuştur Zaten Almanların 41, Amerikalıların 40, İngilizlerin 32 Nobel mükafatı kazanmalarına karşılık, Müslümanların bir tane bile Nobel Ödülü yoktur
Dünyanın Dahi Yetiştiren Merkezleri
20-30 yıldır yüksek zeka ve mucitlik testleri geliştirerek toplumlarını testlerle sistematik olarak tarayan İsrail, Çin, eski Sovyetler Birliği ve A B D üstün zekalıların eğitimi için özel okullar ve üniversiteler tesis etmiştir Mesela İsrailin (Cudin şehrinde Ofek isimli özel bir dahi okulu vardır Bu okulun öğrencilerinden Dan Glük 5 yaşında iken İsrail hükümetine yazdığı bir mektupta Filistin meselesinin çözümü için ayrıntılı bir barış planı hazırlayıp teklif etmişti Okulun en başarılı öğrencisi olan Dan Glüke geleceğin Einsteini olarak bakılmaktadır
Novossibirskte dahilerin eğitimini profesörlerin üstlendiği Sovyetler Birliğinin açtığı dahi okulunun eğitim süresi 3 yıldır
Mucidler Nasıl Keşfedilir?
Mucidliğin temel işleme mekanizması olan diverjant düşünce, mevcut bilgiye dayanılarak yeni orijinal değişik alternatif ve çözümler üretilmesinde iş görüşü mucidliği ölçen geliştirilmiş özel testlerle mucidler keşfedilir; I Q testi ile zeka seviyesi ölçülür Mucid kimseler, teknik konularda daha çok okurlar Kendi uzmanlıklarının farklı alanlarıyla ilgili mesleki litaratüre aşırı ilgi duyarlar Gençliklerinde çok şey okumuşlardır Kendilerine ait şahsi dökümantasyon çalışmaları vardır
Mucid Şahsiyetlerin Vasıfları
Mucidlerin gruplandırılmış vasıflarının bazıları: Kararlarında bağımsız, egosu kuvvetli, enaniyetli, kendine güvenen, dediği dedik, herşeyi kolay kolay kabul etmeyen: ferdiyetçi tiplerdir Şevkli, istekli, hırslı, kendi kendine öğrenebilen, ırarlı ve çalışkandır Güzel değerlendimeler yapabilen, analiz ve sentez güçleri kuvvetli, anlayışlı ve kavrayışlı, yüksek muhakemelidirler Bunlar ben merkezli olmalarından dolayı kolayca kayıp sapabilmektedirler
EĞİTİM NASIL OLMALI
İsteklerin Tatmin Edilme Sürecinde Eğitimin Önem
İnsanın çevresine karşı organik ve sosyal intibakının şeklini istek, hedef, engel arasındaki karşılıklı münasebetler belirler Bunun için başta isteği değerlendirmek, onun önemini ve karmaşıklığını fark edebilmektir Problem çözme ile ilgili vakaları öğrenmesi problem çözmeyi kolaylaştırmaktadır Karar vermeden önce düşün, sonra kararını ver tembihi gözönüne alınarak istekleri yerine getirmeden önce, o istekle alakalı bütün malumatları gözden geçirmeli, varsa tecrübeleri dinlemeli ve diğer ihtimalleri düşünüp tartmalı ve ona göre, o isteği yerine getirip getiremeyeceğine karar vermeli
Eğitimde Öğrenci Boyutunun İlk Sıraya Konmasının Önemi
Eğitim ve öğretim müfredatları öğrenci boyutu vurgulanarak hazırlanır Öğrencinin yaşı, çevresi, ilgi alanları bu sistemde önemlidir Öğrenciye verilecek bilgiler, öğrencinin daha önceki eğitimine, nasıl yetiştiğine ve onun şartlarına uygun hazırlanır Kısaca öğrenci merkezli bir eğitimde, öğrenci sistemin temelidir
Öğrenmede Alternatif bir metod: Grup çalışması
Grup çalışması ile sıcak bir atmosferde; anlatırken öğrenme, dinlerken öğrenme, tartışırken öğrenme, soru-cevap tarzında öğrenme, gibi çok geniş imkanlar ortaya çıkmaktadır Böylece öğrenciyle birlikte mücadele etme, birlikte başarma birlikte sevinme, kısacası Biz olma duygusunu kazandırma fırsatı verir
Okuma-Yazma Ve Sözlü Anlatımın Geliştirilmesi
Öğrencilerin duygularını, izlenimlerini, tecrübelerini şiir, hikaye fıkra türlerinde dile getirebilip yayınlayabilecekleri bir okul gazetesi çıkartma, öğrenci odaklı eğitimin uygulamasına bir model olabilir Bu tür faaliyetler hem öğrencinin aktif atılımını sağlayarak kritik düşünmeyi pekiştirecek, hem de dili güzel bir biçimde kullanmasını sağlayacaktır
Eğitimde Yabancı Dilin Önemi
Birçok sahada ortaya çıkan yenilikleri izleyebilme ya da diğer toplumlara aktarabilme, böylece yaşadığı çağı kavrayabilme bugünün insanı için önemli bir ihtiyaçtır İlkönce hangi alanlarda ne tür bir yabancı dile gerek duyulduğunu belirledikten sonra, bu dillerin, kullanımında hangi kabiliyetlere ne seviyede öncelik verileceği kararlaştırılmalıdır
Eğitimde Kitle İletişim Araçlarının Önemi
Kitle iletişim araçlarının kullanıldığı eğitim-öğretim ortamında çocuk ve gençler kendi hızları içinde kendi ilgi ve kabiliyetlerine uygun konuları, kendi çabası ve öğretmenin rehberliği ile öğrenme fırsatına sahip olacaktır
Bilgisayar Destekli Eğitim
Multimedia ürünlerinin kullanılmasında elde edilen netice şudur: Alışılagelmiş öğretim metodlarına (kitap ve tahta) kıyasen kişiyi daha uzun süreli ve derin bir alakayla mevzua yönlendirmesidir Ayrıca kişi daha uzun süreli anlaşılmış, sindirilmiş bilgiye sahip olmanın yanında, bilginin nasıl, nerede kullanabileceği hususunda tecrübe kazanır
Öğrencinin bilgisayarla etki***im içine girmesi, deneme ve yanılma yoluyla öğrenciye geri besleme sağlanması: Yüksek işlem hızı sayesinde birçok benzetmeye açık olması özellikle gerçek hayatta bile yapılamayacak veya tehlikeli olacak olayları bir anda yapması ve gözlem imkanını sağlaması, görüntüleri istenen hızda ve sırada kompoze ederek kullanabilmeyi mümkün kılmaktadır
|