Sarı Zeybek-Atatürk (Özeti) |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sarı Zeybek-Atatürk (Özeti)Bu kitapta büyük Atatürkün fazla bilinmeyen yönlerine ışık tutmak amacıyla, onun son 300 gününe tanıklık etmiş kişilerin yazdıkları ya da anlattıklarından faydalanılmıştır ![]() büyük Atatürkün hayatından alınan bu küçük kesitler birleştirildiğinde, büyük bir devlet adamlığının ve insanlık erdemlerinin pek çok unsurunu üzerinde taşıyan, oldukça ilginç ve sevimli bir portre ortaya çıkmaktadır![]() büyük Atatürkün kabına sığmayan mizacı, hastalığında kendisine getirilen müeyyidelerde belirginleşmektedir ![]() Doktorlar sigarayı günde 10 adet ile sınırlamaktadır![]() Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyakın anlattığına göre, büyük Atatürk bir yolunu bulup istediği kadar sigara ve kahve içmeye devam etmiştir (Sayfa: 15-16) ![]() ![]() Falih Rıfkı Atay, Cumhuriyetin 10ncu yılını kutlamaya hazırlandıkları günlerde, onca iş ve yoğunlukta bile sıkılan ve yalnızlık duyan büyük Atatürk için şu sözleri sarf eder: “Çankaya Köşkünde yapacak bir iş bulamadığı için iç sıkıntısına tutulduğu vakit, kendisini cangıldan alınarak kafese konmuş bir aslana benzetirdim” (Sayfa: 20) ![]() büyük Atatürkün yalnızlıktan kurtuluş yöntemi de oldukça ilginçtir![]() Saraydan gizlice kaçarak, Boğazda bir Rum meyhanesinde balıkçılarla kol kola horon tepmektedir![]() Korumalar geldiğinde ise “yakalandık” diye söylenmesi onun hoş çocuksu duygularını açığa çıkarmaktadır (Sayfa:22)![]() ![]() Dündarın verdiği örneklere göre büyük Atatürk için sofra, “Bilgeler Meclisi” ya da “Danışma Kuruluydu ![]() ” Masanın yanında her zaman yazı tahtası bulundurmakta, daima yüksek şahsiyetlere danışma ve bilgilenme amaçlı yemek vermektedir![]() Ayrıca, F![]() Rıfkı Atayın anlattığına göre bir vazifede kullanacağı adamları hiç söylemeksizin, hissettirmeksizin, sofrada uygun anlarda türlü yönlerden yoklamaktadır (Sayfa:24)![]() Ayrıca içki aldıktan sonra hafızasının zayıfladığına pek rastlanılmadığı da anlatılmaktadır![]() ![]() büyük Atatürkün vücutça ve kafaca güçlülüğü, 10 ncu yıl nutkunu yazdırırken kaç gece sabahladığı ve o dimdik ayaktayken, metni dikte ettirdiği gençlerin nasıl uyku için nöbet değiştirdikleri, örnek verilerek vurgulanmıştır (Sayfa:24) ![]() Ayrıca, oldukça hasta olmasına rağmen yatağında Güneş Dil Teorisi üzerinde çalıştığı da anlatılmıştır (Sayfa: 37)![]() ![]() büyük Atatürkün Cumhurbaşkanı olmasından sonra sorumlu devlet adamı olarak hükümete ince bir strateji ile yol göstermesi de oldukça ilginçtir ![]() Asım Us takma adını kullanarak hükümeti eleştiren yazar, gerçekte, Başkomutan büyük Atatürktür (Sayfa:27)![]() ![]() büyük Atatürkün insani yönüne ve engin hayat felsefesine güzel bir örnek de İsmet İnönü ile aralarının açılması ve İnönünün Başvekillikten ayrılmasından sonra Genel Sekreterine verdiği şu öğütlerde bulunabilir: ” Biliyorsun, bizde, bilhassa politikacılar arasında kökleşmiş, çok kötü bir itiyad mevcuttur ![]() Bir adam makamdan çekildi mi derhal etrafı boşalır, en yakını gibi görünen kimseler tarafından dahi terk edilir![]() Bu sefer arkadaşlar bunun tersini yapmalı![]() Bu sakim itiyadı, medeni insanlara yakışan hareketleriyle fiilen ortadan kaldırmak yoluna gitmelidirler …… İşte bunu sağlamaya çalışmalıyız” (Sayfa:34)![]() ![]() büyük Atatürkün Türk müziği hakkında söyledikleri bütün Türk halkının duygularına tercüman olmaktadır: “Biz bir Türk bestesini dinlediğimiz zaman, ondan, geçmişin uyanma bırakması lazım gelen hikayesini, kalbimize giren oklar gibi duymak isteriz ![]() Acı olsun, tatlı olsun biz bir beste dinlerken farkında olmaksızın hislerimizin inceldiğini duymak isteriz” (Sayfa:41)![]() ![]() büyük Atatürkün şövalye ruhu Tanburi Selahattinin verdiği tanburu çalarken tellerden birinin kopması üzerine “İnsan bilmediği işe burnunu sokmamalı” davranışında da kendini göstermektedir ![]() Aynı gün şık elbiseleri ile bir baloya katılmış ve kendisine takdim edilen bayanları nazikçe selamlamıştır ![]() Akabinde bir vals başlayınca 18 yaşında bir genç çevikliği ile piste çıktığı görülmüştür (Sayfa:55 )![]() Daha sonra, orkestraya “Sarı Zeybek” çalmalarını söyleyerek, dizlerini yere vura vura, Aydın efelerine taş çıkartırcasına oynaması, izleyicileri büyülemiştir (Sayfa:57)![]() Üstelik, O bunları yaparak etrafa neşe saçarken, oldukça hasta ve acılar içindedir![]() büyük Atatürke karaciğerinin hasta olduğu teşhisi konduğu gece Melek Tokgözün konserine gitmiştir (Sayfa: 67)![]() ![]() Hastalığının tedavisi için yabancı doktorların davetini” Ortada Hatay meselesi var ![]() Hastalığım duyulursa fena olur” diyerek, memleket meselelerini şahsi menfaatlerden de öte, canından üstün tuttuğunu göstermiştir (Sayfa: 63)![]() Durum daha da ciddileşip hastalığı saklanamaz hale geldiğinde ve dedikoduların arttığı bir dönemde, dimdik ayakta olduğu mesajını vermek için Mersinde 19 Mayıs kutlamalarına katılmaya karar vererek, Fransız sefirine şöyle kükremiştir: “Milletime söz verdim; Hatayı alacağım![]() Namusum üzerine söylüyorum ki, o Türk toprağını Fransızlara bırakmayacağım![]() Sözümü yerine getirmezsem milletimin huzuruna çıkamam, yerimde kalamam![]() Ben şimdiye kadar yenilmedim yenilmem; yenilirsem bir dakika yaşayamam” (Sayfa:72)![]() büyük Atatürk, Hatay için canını ortaya koymuştur ve şimdi canı tehlikededir![]() Hatay Onun davasıdır ve sonunda davayı da kazanmıştır, ama, kendisini bu yola feda etmiştir (Sayfa:88)![]() ![]() büyük Atatürkün insancıl yönü hasta yatağında yatarken yakın dostlarının rahatsızlanmasından duyduğu üzüntüde bir kez daha ortaya çıkmaktadır: “Celal Bey de hasta yatıyor ![]() Fevzi Paşanın da şekeri var, O da hasta![]() Ne olacak bilmem?” (98)![]() Onun hasta yatağında gördüğü kâbuslarını arkadaşlarına anlatması ıstırabının boyutlarının çok yüksek olduğunu göstermektedir (s![]() 116)![]() ![]() büyük Atatürkün metâneti ve gerçekler karşısındaki soğukkanlılığı genel sekreterine ölmeden önce bilinçli ve son derece dikkatli yazdırdığı vasiyetnamesinde de kendini göstermektedir ![]() Vasiyetinin ilgi çekici yönlerinden birisi banka gelirlerinin bir kısmını Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlarına bırakmasıdır![]() Ayrıca, vasiyete göre İsmet İnönünün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç oldukları yardım yapılacaktır![]() Böylece son görevini de yapmıştır (Sayfa: 109)![]() ![]() Ölüm döşeğinde yatarken Celal Bayar hükümetin projelerini arz etmektedir ![]() A![]() İnan odaya girerek büyük Atatürkün yorulduğunu söyler![]() Ancak, büyük Atatürk, “Gel sen de dinle![]() Çok mühim ve güzel şeyler anlatılıyor![]() Bunlar insanı yormaz, insana can verir…… Rica ederim, devam… ” demiştir![]() Kendisini son nefesine kadar ulusuna adayan büyük Atatürkün teşhisleri de son derece önemli ve tutarlıdır:” Bizim bu işleri başarmamız için önümüzde en çok üç yıl mühletimiz vardır![]() Demem ki ondan evvel fırtına kopmaz” (Sayfa:120)![]() Henüz hükümette böyle bir görüş olmadığı belirtilmiştir![]() Harp tam da onun öngördüğü gibi bir yıl sonra patlamış, ama, artık o hayatta değildir![]() ![]() Yatağının baş ucunda bir tablo asılıdır ![]() Tabloda kır çiçekleri ile bezeli yemyeşil bir yamaç alabildiğine uzanmaktadır; bu yamacı çiçek açmış meyve ağaçları süslüyor, arka alanda ise nefis bir göl ve heybetli, karlı dağlar manzarayı tamamlamaktadır![]() Tablonun adı “4 mevsim” dir![]() büyük Atatürk bu tabloya baktığında memleketin dört köşesini gördüğünü belirtmiştir (Sayfa:127)![]() ![]() 29 Ekim kutlamaları oldukça dramatik ve etkileyici olaylara sahne olmuştur: “29 Ekim törenlerinden dönen Kuleli Askeri Lisesi öğrencilerini taşıyan vapur Dolmabahçe önünden geçiyordu ![]() Öğrenciler vapurdan “Atamızı görmek istiyoruz” diye bağırdılar![]() Ardından da İstiklal Marşını ve 10![]() Yıl Marşını söylemeye başladılar![]() “Çıktık açık alınla/ 10 yılda her savaştan” dizeleri Dolmabahçenin hüzünlü duvarlarında çınladı![]() ” Can Dündar son sahneyi şu yorumla aktarıyor: “Yanındakiler, son düşmanı olan ölümle savaşan bu kudretli adamın ilk kez o gün ağladığını gördüler” (Sayfa:141)![]() ![]() Kitabın son paragrafı da büyük Atatürkün ölümünün ardından ona olan sevginin derecesini ifade etmek açısından önemlidir: büyük Atatürkün yaveri bu acıya katlanamamış ve tabancasından kalbine sıktığı bir kurşunla hayatına son vermiştir |
|
|
|