Ne Oldu Da Ayrı Düştük? Kitap Tavisiyesi |
11-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ne Oldu Da Ayrı Düştük? Kitap TavisiyesiNe oldu da ayrı düştük? Kitap Tavisiyesi Dr Ramazan Balcı'nın Osmanlı'nın Doğu Siyaseti adlı kitabı, Güneydoğu sorununun birkaç asıra yayılan kökenlerini ele alıyor Kitap, yüzyıllarca birlikte ağlayıp gülen Türklerin ve Kürtlerin, ayrılıktan medet umanların tuzağına nasıl düştüğü sorusuna cevap arıyor OSMANLI'NIN DOĞU SİYASETİ, DR RAMAZAN BALCI, YİTİK HAZİNE YAYINLARI, 256 SAYFA, 95 TL Son yirmi yıldır ne zaman Türkiye'nin geleceğiyle ilgili önemli bir dönemece girilse Güneydoğu'dan gelen şehit haberleri yürekleri yakıyor Güneydoğu problemi, aydınlık günlere ulaşmanın önüne sürekli bir set olarak çekilmeye çalışılıyor Bu cennet-misâl topraklara kötü nazarla bakanlar, Kürt asıllı vatandaşları gayrı' kılmak için ellerinden geleni yapıyor Peki, bunca asırdır aynı kaderi paylaşmış, birlikte ağlayıp birlikte gülmüş insanlar, nasıl ayrılıktan medet umanların tuzağına düşer oldu? Sağ göz, sol göze niye yan bakmaya başladı? “Tohumuyuz bir bedenin/ Torunuyuz bir dedenin/ Münkir ile cenk edenin/ Asa olsam ellerine” diyenlerimiz nerelere gitti? Çare tarihin derinliklerinde Ruhi sıkıntılara maruz kalanlara psikologlar genellikle, “Problemlerin çoğu çocukluktan itibaren bilinçaltına itilip biriktirilen sıkıntılardan kaynaklanır” der Dr Ramazan Balcı'nın Osmanlı'nın Doğu Siyaseti isimli kitabını okurken, Güneydoğu'da yaşadığımız problemlerin de asırlar boyu yavaş yavaş biriktiğini, bu derde bir çare bulunmak isteniyorsa tarihin derinliklerinden bugünlere yolculuk yapmak gerektiğini anlıyorsunuz Tarihin Sarıkamış Duruşması, Osmanlı'yı Yıkan Cephe Filistin gibi kitaplarıyla basmakalıp bir şekilde bildiğimiz tarihî hadiseleri arşiv belgeleri eşliğinde tersten okutan Ramazan Balcı, Osmanlı'nın Doğu Siyaseti'nde Kürt meselesini tarihî perspektifi içinde ele alıyor Açılım' faaliyetlerinin dile dolandığı bir zamanda geçmişte bu yönde gerçekleştirilen çalışmalardan örnekler veriyor Balcı, “Kürt meselesinin ana kodları üzerinde yaptığım bu araştırma, birçok projeye ilham verecek özelliktedir Aynı zamanda konunun tarihî süreç içerisinde değerlendirilmesine imkân sağlayacaktır” diyor Kitap, Türklerin ve Kürtlerin Abbasiler döneminde başlayan, Selçukluların Anadolu serüveni sonucu gelişen ilişkileriyle başlıyor Osmanlı tımar sisteminde mahalli idareciler eliyle bir nevi özerk olarak yönetilen Kürt sancakları, zamanla gelişmelere ayak uyduramamaya başlar Bölgede cehalet ve fakirlik artar Kan davaları ciddi kayıplara yol açar Tanzimat sonrası getirilen yeni düzenlemeler, devletin merkezîleştirme çabaları tepkilerle karşılanır II Abdülhamid'in Hamidiye Alayları, aşiret mektepleri, bölgede açılan modern mektepler gibi yenilikler, halkın gönlünü şeyhler aracılığıyla kazanma gayretleri Batılı devletlerin her türlü kışkırtma çabalarına rağmen çoğu kez başarıya ulaşsa da, akim kaldığı da olur Millî Mücadele günlerinde kaynaşan Türkler ve Kürtler, İngilizlerin ince hesaplı politikalarına muhatap olurlar Ramazan Balcı, hangi dönemde hangi problemlerin ortaya çıktığını, çare diye başvurulan tedbirlerin başarı ya da başarısızlık sebeplerini uzun uzun anlatıyor Kitabın sonuna eklenen bölümde Lord Curzon'ın Kürt vekilleri cahillikle suçlaması üzerine TBMM'de yapılan konuşmalar da Kürtlerin ve Türklerin nasıl bir kader birliği içinde olduklarını gösteriyor Kürt mebuslarla birlikte söz alan Şer'iye Vekili Konya Mebusu Vehbi Efendi, “Efendim” diyor, “arada Türklük ve Kürdlükten bahs olunuyor Bu mecliste Türk, Kürd yoktur, bir kütle-i İslâmiye vardır ve bu kütle-i İslâmiye içinde cahil bir ferd yoktur Cümlesi münevverdir ve münevver olduklarını âleme ispat etmişlerdir Bizden sonra Lord Curzon'a iki şey hatırlatmak isterim Birisi şudur ki; mütarekeden sonra Kürdistan'ı Ermenilere ilhak etme üzere yağdırmış oldukları liraları dessaslıkta mahir olan İngiliz siyaseti desisesini oralara tamim ve teşmil etmek ve birtakım propagandalar yapmak için göndermiş olduğu paraları, o cehille tavsif etmiş olduğu Kürdistan ahalisinin ne suretle reddettiğini ve o liraların nasıl boşa gittiğini Lord Curzon hatırlamalıdır” Tarih tekerrürden ibaret olduğuna göre huzuru bozmak için sarf edilen paralar, herhalde bundan sonra da boşa gidecektir Niye tersine inanalım? AHMET DOĞRU |
|