Prof. Dr. Sinsi
|
Ayakkabı Markaları
Ayakkabı Markaları
Kısa boylu olmaktan şikayet eden, sadece topukluların üzerinde rahat eden kadınların canı bu sezon biraz sıkılabilir Çünkü nereye baksanız, hangi vitrinin önünden geçseniz gözünüz bir babete takılıyor Canlı renklerde, baskılı, fiyonklu, tokalı olanları var Bu yaz moda olan sadece babetler değil, tüm düz ayakkabılar Hal böyleyken, siz de alın bir topuksuz ayakkabı, rahatınıza bakın
Yazının başlığı, biraz astrolojik fal hissiyatı veriyor ama mesele tam da bu, bu yaz ayaklarımız yere sağlam basacak Çünkü bu yaz rahatlık her şeyin önüne geçiyor Uzun boy merakının da, pedikür gerektiren açık burunlu ayakkabıların da, ille de renk uyumlu ayakkabı-çanta kombinasyonlarının da  Bu yaz topuksuz mokasenlerin ve özellikle babetlerin hakimiyeti var Boşver renk uyumunu dedirtecek kadar renkli ve janjanlılar
Ağırlıklı olarak ayakkabı ve aksesuvar tasarımı yapan Yazbukeyden Emel Kurhan da, vitrinlerdeki babet bolluğunun rahatlık esasından kaynaklandığını doğruluyor: Babet son derece konforlu bir ayakkabı Fransada da şu anda çok yaygın Bale ayakkabıları üreten Repetto ünlü bir markadır ve artık sokakta giyilebilecek babetler de üretmeye başladı Yazın sandaletler de konfor sağlayabilir ama ayağının açıkta olmasından, parmaklarının görünmesinden hoşlanmayan kadınlar için babetler çok uygun bir seçenek Üstelik ufak dokunuşlarla çok değişik şekillere bürünebiliyor Babeti tarzı ne olursa olsun herkes giyebilir Punk bir kadın da, burjuva bir kadın da  Ben sekiz yıldır bu işin içindeyim ve babetin hiç eskimediğini görüyorum
Bir de küçük hatırlatma yapalım Düz ayakkabılar ve babetler, daha da kalın gösterdiğinden ayak bileği kalın kadınlara tavsiye edilmiyor
İnci: İncinin 2004 İlkbahar-Yaz Koleksiyonunun çıkış noktası rahatlık, modernlik ve parlaklık Dolayısıyla en iddialı modelleri canlı renklerinin kullanıldığı babetler Dore, lame ve ruganlar önemli bir yere sahip Yine bu sezon dikkati çeken toka ve fiyonklarla birleştirilen düz modeller gece ve gündüz kullanımı için ideal Fiyatları 99 milyon 900 bin ile 149 milyon 900 bin lira arasında
Hotiç: Yaz koleksiyonunda bolca babet, babet görünümlü ama topuklu ayakkabı ve yine babet görünümlü ama arkası açık ayakkabı kullanılmış Topuklu olanlar abiye olarak düşünülmüş Hotiçin tasarım grubu şefi Selin Haktanır, babetlerin kadını çocuksu bir estetik içinde zarif ve cazip kıldığını söylüyor Pembe, mavi, yeşil ve siyah renklerde, süet babetlerin fiyatı 125 milyon lira
Pretty Fit: Tek mağazası İstanbul Teşvikiyede olan yeni bir marka Önü çiçek işlemeli deri babetleri dikkati çekiyor Fiyatları 110-120 milyon lira arasında değişiyor
Dunlop: Dunlop Star Ballarina modelleri ünlü İngiliz tasarımcı Adam Dicks tarafından stilize edildi Dunlop Green Flashin efsanevi vintage modelini geliştiren ve günümüz trendlerine uygulayan Dicks, Star Ballerinaları da içeren yaklaşık 250 model yarattı 2004 İlkbahar-Yaz koleksiyonunda 3 model ve renkte babet var 2004 Sonbahar-Kış koleksiyonunda ise 9 yeni babet modeli daha geliyor Kauçuk tabanı, nubuk veya napa derisiyle, bahar renklerindeki Dunlop Star Ballarinalar kadınsı çizgilere sahip Rahatlıkları tercih sebebi Bej-limon yeşili, beyaz ve siyah renklerde olanları var Altın zemine uygulanan Dunlop logosu da Star Ballarinalarını gece gündüz giymek isteyenler için özel tasarlanan bir detay Fiyatı 145 milyon lira
Flo Shoe Store: Babetlerde pembe, mavi, yeşil, turuncu gibi farklı ve canlı renkler kullanılmış Metal aksesuvarlar, kemer tokaları gibi ekler ile modellere hareket katılmış İşlemeler geçen yaz olduğu kadar yoğun olmasa da yine kullanılan detaylar arasında Geometrik desenler de göze çarpıyor Babetlerin Flo Shoe Storelarda sezon fiyatı 99 milyon 950 bin lira
San Marina: Bu yaz babetler San Marina koleksiyonunda da altın çağını yaşıyor Pembenin tonları, lameler, ayrıca turuncu, kırmızı, sarı gibi can alıcı ve parlak renkler var Uçuşan şifonların veya jeanlerin altına giyilen babetler 1950lerin romantizmini geri getiriyor Fiyatlar 129 milyon ile 169 milyon lira arasında değişiyor
River Island: Türkiye piyasasına yeni giren ve ilk mağazasını İstanbul Metrocity Alışveriş Merkezinde açan River Island, Top Shopa rakip olarak gösteriliyor Hedef kitlesi 18-30 yaş arası Rahatlık temasının ve pastel tonların hakim olduğu sezon koleksiyonunda bolca babet de var Fiyatları 90 milyon ile 120 milyon arasında değişiyor
Beta: Betada tam bir babet çılgınlığı yaşanıyor Koleksiyonda 20den fazla model var Gündüz için pembe, yeşil, mavi gibi pastel, gece için fuşya, gece mavisi gibi metalik renkliler kullanılmış Fiyatlar 79-109 milyon lira arasında değişiyor
Türkiye terlik giymeli
Kahramanmaraş Devlet Hastanesinde görevli Ortopedi Uzmanı Kemal Gölbaşı, yüksek topuklu ayakkabı ve terliklerin kadınları uzun boylu ve zarif gösterdiğini, ancak bunun ayakların bozulmasına yol açtığını söyledi Gölbaşı, Ülkemizde sıcak hava hakim olduğu için terlik türü, alçak topuklu ayakkabılar yaz için uygun diye konuştu Yüksek topuklu ayakkabıların genelde estetik olarak tercih edildiğini ancak uzun süreli kullanımlarda yürüyüşü ve duruşu değiştirmesinden dolayı öncelikle ayak ve ayak çevresinde Adroz denilen eklem içi zedelenmelere neden olduğunu söyleyen ortopedist, Yüksek topuklu ayakkabı giyen kişilerde en çok bel ağrıları görülüyor dedi
Tavşan derisinden ayakkabı üretildi
Ankara tavşanının, derisinden ayakkabı da üretilmeye başlandı Angora Tavşanı Üreticileri Birliği Başkan Yardımcısı Veteriner Hekim Bülent Coruk, 60 çiftlikte yaklaşık 20 bin Ankara tavşan yetiştirildiğini ve bunlardan üç ayda bir yapılan kırkımlarda 15-20 ton yün elde edildiğini söyledi Tavşanın yününden üretilen ve ısıyı koyun yününe oranla 7 kat daha iyi koruyan termal giysilerin ise romatizma hastaları için ideal olduğu belirten Coruk, azot, fosforik asit ve potasyum açısından zengin olan gübresinin de özellikle bahçe bitkileri için oldukça yararlı olduğunu kaydetti Coruk, “Ankara tavşanının artık etinden, gübresinden ve derisinden de yararlanıyoruz Derisinden de ayakkabı üretmeye başladık Deneme amaçlı ürettiğimiz çocuk ayakkabılarından olumlu sonuçlar aldık En az sığır derisi kadar dayanıklı Hammadde ucuz olduğu için üretilen ayakkabıların maliyeti de düşük oluyor” dedi
Ayakkabıcılar da okullu oldu
Türkiye Ayakkabı Sektörü, son 20 yıldır hızlı bir gelişim içinde Sektörün geleceğine bilinçli ve hızlı adımlar attırmak üzere harekete geçen Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV), insana yatırımın temel ilkesi olan eğitim sürecini hızla uygulamaya koydu TASEVin “1 tuğla 1 milyar “bağış kampanyası ile gerçekleştirdiği TASEV Anadolu Meslek Lisesi ve TASEV Endüstri Meslek Lisesi kayıtlara başladı TASEV Başkanı Mehmet Büyükekşi, düzenlediği basın toplantısında geleceğini belirlemeye hazırlanan öğrenci ve ailelere okul hakkında bilgi verdi
Bu yıl Anadolu Meslek Lisesine 60, Endüstri Meslek Lisesine 80 öğrenci alacaklarını söyleyen Büyükekşi “Bu öğrenciler sektöre hazır olarak gelecek Dünyanın en ileri teknolojisine sahip makine ve malzemelerle kurulan atölyelerinde son teknoloji ile üretim yapmayı öğrenecekler Buradan mezun olan öğrencinin iş aramasına gerek kalmayacak, işi hazır olacak Ayakkabıcılığın ihtiyaç duyduğu elemanları bu okuldan vereceğiz Sektörün ihtiyaçları değişirse bizde eğitimimizi ona göre değiştireceğiz” şeklinde konuştu 16 öğretmenin görev yaptığı lise 120 öğrencilik yurt binası ile İstanbul dışından kayıt yaptıracak olan öğrencilere de yurt imkanı sağlıyor 550 öğrenciye eğitim verecek ileri teknoloji imkanları sunan okul şimdi öğrencilerini bekliyor TASEV Ayakkabı Anadolu Meslek Lisesi, 1 yılı İngilizce ve İtalyanca hazırlık eğitimi olmak üzere toplam 4 yıllık eğitim verecek
Ayakkabı edebiyatı
Ayakkabının uzun ve renkli tarihi Mısırlıların papirüs sandaletlerinden Japonların itibar göstergesi ayakkabılarına, Romalı askerlerin ilkel postallarından Vincinin topuklu ayakkabı tasarımına kadar uzun bir hikayesi var Ayakkabı deyip geçmemek gerek bir kalemde Ayakkabı etrafında masaldan edebiyata, dilden tarihe, antropolojiden sosyolojiye, siyasetten müzeciliğe uzanan ilginç bir birikimin olduğunu Prof Dr Emine Gürsoy Naskalinin editörlüğünde ve otuzüç tane araştırmacının çalışmaları sonucunda ortaya çıkan “Ayakkabı Kitabı”ndan öğreniyoruz Kitabevi Yayınları arasından çıkan eser, Türk kültüründe ayakkabı konusunu irdelemeyi hedefleyen uluslararası bir toplantının ürünü olarak ortaya çıkmış
Ayakkabıyı her yönüyle irdeleyen eserde, çok ilginç başlıklar görmek mümkün “Karakter ve Sosyal Statü Açısından Ayakkabı”, “Ayakkabı ve Edebiyat”, “Dede Korkut Destanlarında Ayakkabı”, “Nal-ı Resûl Manzumesi”, “Divanlarda Ayakkabı”, “Tiyatro ve Ayakkabı”, “1640 ve 1928 yıllarında İstanbulda Ayakkabı”, “TBMM Gizli Celse Zabıtlarına göre Kurtuluş Savaşında Türk Ordusunun Giydirilmesi ve Ayakkabı Sorunu”, “Gelin Kızların Gözdesi: Çıkçıkalı Ayakkabılar yahut Lâpçin-Galoş” sadece bir kaçı  
Müslümanlar sarı giyer
Tarih, kültür, sosyal ve iktisadi bir organizasyon ürünü olan ayakkabıyı ilk çağlardan alıp gümüze kadar getiren kitapta, Milli Mücadele yıllarında yaşamış kişilerin anılarında, yoksulluk Anadoluyu sarmışken, köylünün köyünden çıkıp şehre gideceği zaman, çarığı eskimesin diye ancak şehre yaklaştığında çarığın giyildiğini, ayağında giyecek ayakkabısı olmayan Anadolu ile Milli Mücadelenin yapıldığını, askerin ayakkabı sorununun zamanın meclisinde gizli celselerle görüşüldüğünü, ayakkabı sayısının asker sayısı anlamına geldiğini anlatıyor Ayakkabı Kitabı
Kitap, Osmanlıda hangi grupların hangi renk deriden ayakkabı giyeceğini belirleyen nizamnâmelere de değiniyor Verilen bilgiye göre, 1760 yılında İstanbulda 60 gayrimüslim ayakkabıcı ustası vardı Bunlar Müslüman ayakkabıcı ustalarıyla yaptıkları anlaşma ile gayrimüslim ustalar sadece kendileri için kırmızı ve siyah ayakkabı imal edecekler, Müslüman ustalar da kendi giydiği renk ve çeşitte ayakkabı üreteceklerdi Birbirinin ürettikleri ayakkabıyı üretenler anlaşmayı bozmuş sayılacak ve cezalandırılacaklardı Bütün bunlara rağmen gayri müslimler içinde sarı ayakkabı giyenler de vardı Bu da verilecek cezayı kabullenmekti Bunda asıl amaç Müslüman ve Gayri müslim tebanın anlaşılması için elbise ve ayakkabılardaki renk ve model farkıydı Uzaktan Müslüman mı, gayri müslim mi belli olacaktı
Ayakkabısından belli  
Kitap, ayakkabı ve edebiyat konusunu da geniş bir biçimde ele alıyor Tanzimattan, Halide Edipten, Ömer Seyfettinden günümüze ayakkabı üzerine yazılmış ilginç notlara rastlanıyor Örneğin Tanzimat ile beraber “züppe” tipi ayakkabıların nasıl teşhis edildiğini anlatıyor Günümüz edebiyatında da yoksulluk simgesi olarak, ayakkabının bir motif şeklinde karşımıza çıktığını, bir çift ayakkabının kardeşler arasında paylaşıldığını, veya Firuzanın bir hikâyesinde olduğu gibi yaz mevsiminde lastik bot ile dolaşan küçük kızın içimizi burkan hikâyesine yer veriyor kitap
Satır aralarından “Sarı çizmeli Mehmet Ağa” tabirinin nereden geldiğini öğreniyoruz Osmanlı askeri sarı çizme giyermiş o dönemler Sarı çizmeli Mehmet tabiri bu uygulamadan yadigâr Asker olunca çizmesi de sarı olacağına göre, “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa”, herhangi bir insan anlamına geliyormuş
Siyasete damgasını vurdu
Vaktiyle Rus Kruşçevin Birleşmiş Milletler kürsüsünde ayakkabısını çıkarıp bununla kürsüye vurarak Amerikayı protesto etmişti O dönem gazetelerde manşetlerde yer bulan olay hiç unutulmadı Aradadan geçen süreçte neyin protesto edildiği değil, -sizi ayağımız altında ezerim, derecesinde yaptığı protestonun bir ayakkabıyla yapıldığı zihinlere ve dünya tarihine yazıldı Diğer bir ayakkabılı protestonun da ABDde, 1998 yılında yapıldığını, binlerce kişinin 5 285 çift ayakkabısını ateşli silahların ölümlere yolaçtığı gerekçesiyle Smith Wesson silah fabrikasının önüne bırakarak, firmayı zorda bıraktığını hatırlatıyor eser Bizim siyasi yakın tarihimize de ayakkabıya bir gönderme var Olayı ve çalkantısı bol 1970li yıllarda, sokak ve meydanların gösterilere şahit olduğunu, devrin başbakanı Demirelin; “Sokaklar yürümekle aşınmaz” diyerek, ayakkabının aşınabileceğini ama devletin güçlü olduğunu, devletin temel ilkelerinin bundan etkilenmeyeceğini ifade etmek ister yazar
Ayağınıza sağlık
Ayaklarınız sizin için ne kadar önemli? Bakı-mı ve korunması için neler yapıyorsunuz?
ANTALYA'da açılan Face Foot, ayaklarınızla ilgili her tür sorunlara çözüm buluyor Eğitimli uzman bir kadroyla hizmet veren merkezde, komple cilt bakımının yanısıra, mini cilt ve ampull cilt bakımı, akne ve kırışıklık tedavisi, el ve ayak parafin banyosu, selülit tedavisi ve özel günlerinizde makyajınızı yaptırabiliyorsunuz
Ayak bakımı hakkında Avusturulya'da eğitim almış olan merkezin sahibi podiatrist Sevgi Çorapçı, Tırnak batmalarından nasıra, kalınlaşmış tırnakların inceltilmesi, düz taban ayaklara tabanlıkların verilmesi, sporcu ayaklarının bakımına kadar tüm işlemleri salonumuzda yapıyoruz
Amacımız, sağlıklı koşullar altında, müşterilerimize hizmet vermek dedi
Bu alanda Antalya'da ilk olduklarını, bunun için de insanların konu hakkında yeterince bilgiye sahip olmadıklarını belirten Çorapçı'nın, ayak bakımı hakkında önerileri ise şöyle:
Her gün ayaklarınızı ılık su ve sabunla yıkayın
Ayaklanızı, özellikle parmak aralarını bir havlu ile nazikçe kurulayın
Deriniz kuru ise, cildinizi yumuşak ve nemli tutmak için yumuşatıcı, nemlendirici bir vücut losyonu kullanınız
Ayak tırnaklarınızı keskin bir tırnak makası ile daima düz kesin
Her zaman temiz ve ayağınızı sıkmayan çoraplar giyin
Ayağınıza iyi oturan, rahat ve yumuşak ayakkabılar seçmeye özen gösterin
Yeni ayakkabınıza alışana kadar, günde sadece 1-2 saat giyin
Ayaklarınızda oluşan sertlik ve nasırları, kendiniz kesmeyin, mutlaka bir doktora başvurun
Evde bile çıplak ayakla dolaşmayın Yüzerken ve plajda ayaklarınızı koruyun
Burnu açık ayakkabılar giymekten kaçının
Fiyatlar: (milyon)
Ayak Bakımı : 7 000 000
Cilt Bakımı :
8 000 000
Kırışıklık ve Akne : 11 000 000
Adres: Bahçeliveler Mah Hızır Reis Cad Gültekin Apt 5/5 ANTALYA
Ayakkabı boyası
Deri ayakkabı ve çantalarınızı boyamak istediğiniz zaman evde boya olmayınca, yumurta akı da boya yerine geçer Yumurta akın çırpmadan ayakkabılara sürün sonra yumuşak bir bezle parlatın
Şanel no36
Yok otuz altı numara kalmamış, yok artık küçük numara ayakkabı üretilmiyormuş, yok kalıbı küçükmüş de otuz yediyi bir deneyeymişim! Akşama ne olacağını bile bile keçi eti yemeye benzer bir refleksle oturur bir denersin Aa, ayaklarım da ne kadar küçükmüş, olmuş olmuş, olmamış mı? Büyük mü gelmiş? Yok orası parmak boşluğuymuş, hani büyüyeceğim ya seneye de giyerim  Bir taban kağıdı koyup tekrar denetecekmiş, gene mi olmamış? kalıptanmış  Aslında ayakkabıda sorun yokmuş, ayaklar inceymiş de ondanmış Bas kardeşim üzerine yayılsın tarak kısmı şöyle de hepimiz rahatlayalım! Ve mutlu son; “Sizi çocuk reyonuna alalım!”
Ay çıldıracağım! Modeller enfes; fiyonklular, cırtlılar, Ninja baskılılar, ışıklılar  Elinde bir çift rugan pabuçla geliyor satış elemanı “Neyse sorun değil, ayağımı yerden kessin yeter” diyor ama pabucun tokasındaki uğur böceğini görünce titremeye başlıyorum “Ama hanfendiii  Çok şeker, bunun gözleri oynuyoor” diyor 
Kendimi görebiliyorum  Ayakkabıcıyı vurup, geceleri kireçle duvarlara KAKÖ imzalı sloganlar yazıyorum Yakalanıyorum falan, oralar karışık Arkamdaki duvarda “Şanlı Türk Polisi” yazıyor Ellerim bel hizasında kavuşturmuşum, başım yerde Önümde bitiştirilmiş iki çelik masa, üzerlerinde beyaz örtü ve ıvır zıvır Spiker anlatıyor; “ Ayakkabıcılık sektörüne darbe indiren çok sayıda eylemin sorumlusu yasa dışı KAKÖ (Küçük Ayaklılar Kurtuluş Örgütü) çökertildi Operasyonda on saya, beş ton taban kağıdı, bin siyanürlü bağcık, patlar kerata ve çok sayıda örgütsel doküman (okumuş militan imajı, okur yazarız boş değiliz hani) ele geçirildi Vıdı vıdı  ”
Türk kadınının ortalama ayak numarası 38miş Genç kızlarınsa 38 5! Umursamayın, direnin! Minik ayaklı analar, bacılar kenetlenin! Sindirellanın ayakları ortalama bir numara olsaydı veyahut (“hut” da vurgu var, kafamı da sallıyorum) o kadar küçük olmasaydı, çirkin üvey ablaları o cam pabuca sığabilir, canım prens elden giderdi  Bana böyle istatistiklerle gelmeyin! Grim kardeşler bile bir masalda güzellik kriterinin küçük ayaklar olduğunu bilmiş, yazmış, ama bizimkilerin umursadığı yok!
Çinde küçük ayak iffet, yüksek statü ve güzellik timsali olduğundan kadınlar çok affedersiniz “j” harfi görünümünde koca koca ayakları olmasın diye onuncu yüzyılın ortalarından, elli sene öncesine kadar acı çeke çeke “Foot binding” yani “Ayak dondurma” denen estetik işleme maruz kaldılar Analar, bacılar, bir daha kenetlenin ve deyin
“Bizim doğuştan minik, nemize gerek estetik!”
Ayaklarınıza bakıp gülenlere siz de gülün, kaşlarınızı saat dörde yirmi var pozisyonuna getirip acıklı tınılarla “Zoruma gitti ba abla  ” deyin, “Yanacaksın!” diye bağırıp fiziksel özellikleri eleştirenlerin hali ve akıbetine dair kısa bir vaaz verin, baktınız laf anlamıyor, hatta bir de üstüne klasik “Pabuçlarını ver de dikiz aynasına asalım” geyiğini yapıyor
“Seninkileri de eskiyince ver de takım çantası yapalım” deyin 
Sn üreticiler ve devlet büyüklerimiz,
Buradan selam yolluyor, otuz beş, otuz altı ve aradaki buçuklu numaralara gereken ilginin sonbahar sezonunda bari gösterilmesini rica ediyorum
Saygılar 
DEKOLTE AYAKKABI MEVSİMİ
Dekolte ayakkabı seviyorsanız, tam da zamanı Artık kışın bile New York'ta toplantılarda veya gecelerde çorapsız ayakkabı giymek in olursa, dekolte ayakkabıların yükselişe geçmesinden daha doğal ne olabilir ki? Özellikle ince bantların zarif kıvrımlarıyla ayağı hem örten, hem de açıkta bırakan yazlık ayakkabılarda renk ve malzeme çeşitliliği hakim
Dekolte ayakkabılar kadar, sandaletler de altın çağını yaşıyor Onlar da rengarenk çiçek açtılar Bu arada kalın, siyah bantlı sandaletlere de rastlıyoruz, hem de biraz sıra dışı bir biçimde: Soket çorapla giyiliyorlar Siyah sandaletler beyaz çorapla, beyaz sandaletlerse siyah çorapla giyiliyor Hatta daha uç noktaya giden modacılar da var: Sandaletlerin içine, hani eski kuşağın, yazın çorapsız kapalı ayakkabı giyerken, kullandıkları naylon patikleri öneriyorlar
|