delishhhh
|
Bölünüp Parçalanmamak Için Allah'ın Ipine Sımsıkı Sarılın
Akıl ve Kuran denen ilahi vahye sarılmadıkça toplumda tefrikayı önlemek mümkün değildir
"Kuran ve akıl çalışmaz hale gelince toplumlarda sosyal kangren meydana gelir Yüce Allah, Müslümanlara, Kuran'a sarılmalarını emretmekte, 'Ve parçalanmayın' demektedir Toplumsal parçalanma da bir heyelana benzer, onu önlemenin yolu, aklın ve Kuran'ın bilgi ağacını topluma dikmektir"
YÜCE Allah, Kuran-ı Kerim'de tefrikanın/bölücülüğün ateş çukurlarından bir çukur olduğunu söylemekte ve bu konuda şu ayetini gündeme getirmektedir:
"Topluca Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, ayrılığa düşmeyin, Allah'ın size olan nimetini düşünün; hani birbirinize düşmandınız da, O kalplerinizi kaynaştırdı ve O'nun lütfu ile kardeş oldunuz Ateşli bir çukurun kenarındayken, ondan sizi O kurtardı İşte Allah ayetlerini size böyle açıklıyor ki hidayet bulasınız " (Âl-i İmran, 103)
SOSYAL KANGREN
Ayette geçen "ip" kavramı, Kuran'ı ve aklı ifade etmektedir Akıl ve Kuran denen ilahi vahye sarılmadıkça tefrikayı önlemek mümkün değildir Ayette geçen "habl" kelimesi, aynı zamanda damar anlamına da gelmektedir Kanı vücuda taşıyan damarlara bu ad verilmektedir İşte manevi anlamda insanın sosyal hayatına ilahi vahyi taşıyan akla da damar denmektedir İnsanın sosyal hayatına maneviyatı taşıyan Kuran ve akıl çalışmaz hale gelince sosyal kangren meydana gelir Ayetteki habl kelimesini Kuran anlamında alırsak şöyle bir açılım yapabiliriz:
"Yüce Allah'ın yeryüzünde cereyan eden bütün olumsuzlukları çözmek, tefrikayı ortadan kaldırıp insanlar arasında birliği temin etmek için ilahi âlemden beşeri âleme gönderdiği vahiy/Kuran, 'Allah'ın ipi'dir Âl-i İmrân 112'de geçen 'insanların ipi' ifadesindeki 'ip'e ise 'akıl' manası verilebilir Allah'ın ipi 'Kuran', insanların ipi ise 'akıl'dır Her ikisi de himaye eder "
Yüce Allah'ın kitabına, yani ipine sımsıkı sarılanlar, Allah'a yaklaşır ve O'na yükselirler Bundan Kuran'ın (Allah'ın ipinin) iki fonksiyonu ortaya çıkıyor:
TARAFSIZ BİLGİNİN ÖNEMİ
Tefrikayı ortadan kaldırmak için insanların gönüllerini kaynaştırmak ve ihtilafları çözüme ulaştırmak Yüce Allah, Müslümanlara, topluca Kuran'a sarılmalarını emretmekte, hemen ardından bir emir daha vermektedir Ayette geçen "Ve parçalanmayın" ifadesinden şunu anlıyoruz:
"Yüce Allah'ın, Kuran'a sımsıkı sarılmayı emretmesinin hikmeti, bu yasakla anlaşılmaktadır Buna göre, toptan Kuran'a sarılmak, tefrikayı, parçalanmayı ve bölünmeyi önler Bundan şu sonuç çıkar: İnsanlara tarafsız bilgiyi öğretip onları onun etrafında toplamadıkça, 'Tefrikaya düşmeyin' diye bir emir verilemez Bir yerde toplumsal parçalanma varsa, orada bir bilgi eksikliği var demektir "
İyilik adına bir şey yapmadıkça, kötülükle boğuşmak mümkün değildir Din alimleri, din adamları ve eğitimciler, iyiliğin bilgisini insanlara öğretir, onları bu bilgiyle teçhiz ederlerse, kötülüğe ve özellikle de bu ayette zikri geçen tefrikaya faaliyet alanı bırakmamış olurlar Onların görevi, toprağı kayan bir yere ağaç dikenin görevine benzer İnsan, toprak kaymasını kendi gücüyle önleyemez; ancak dikeceği ağaçlarla önleyebilir Tefrika, yani toplumsal parçalanma da bir heyelana benzer, onu önlemenin yolu, aklın ve Kuran'ın bilgi ağacını topluma dikmektir
Yüce Allah, "Allah'ın ipine toptan sımsıkı sarılın ve tefrikaya düşmeyin" diye buyurmakla, tefrikanın, yani toplumsal heyelanın önlenmesini amaçlamakta ve bunun metodunu göstermektedir Şimdi tefrikanın nerelerde olduğunu ele alabiliriz:
DİNDE TEFRİKA
Bazıları, "Dinde tefrika olur mu?" diyebilir Kuran'ın çeşitli ayetlerinde dinde tefrika olabileceğine ve böyle insanların bulunabileceğine dikkat çekilmektedir: "Dini ayakta tutun ve onda tefrikaya (ayrılığa) düşmeyin " (Şûrâ 42/13) Dinin nasıl ayakta tutulacağı da aynı ayette açıklanmaktadır Hükümlerinde farklılık olmasına rağmen, öz itibarıyla (itikadi ve ahlaki umdeler açısından) bütün ilahi dinler bir bütünlük arz eder ki, bu da, ilahi dinlerin devam eden bir süreç olduğunu gösterir
Dinde tefrikaya/ayrılığa düşmek, farklı din mensupları arasında olabileceği gibi, aynı dinin mensupları arasında da olabilir: "Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan olmayın " (Âl-i İmrân 3/105) "Dinlerini parça parça edip gruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur Onların işi ancak Allah'a kalmıştır Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir " (En'âm 6/159)
Bütün bu ayetlerde, inançlarındaki bütünlüğü bozan insanlara işaret edilmektedir İnsanlar, dinin temel esaslarına, kendi beşeri düşüncelerine, vehimlerine ve felsefelerine göre müdahale etmeye kalkmış ve bu bütünlüğü bozmuşlar; dinin hükümlerine, hurafeleri ve batıl inançları sokuşturmuşlardır Yüce Allah'ın peygamberlerini kimi zaman aşırı sevgilerinden dolayı kutsallaştırarak tanrılaştırmışlar, kimi zaman da haset ve düşmanlıklarından ötürü öldürmüşlerdir Dinin ruhundan uzaklaşan bu insanlar, önemsiz meseleleri öne alarak sayısız din ve mezhep üretmişler; zamanla da bu mezhepler dinin yerini almıştır İşte Kuran bu bölünmelere son vermek, onları ortadan kaldırıp tevhid ırmağını gelecek nesillere akıtmak için gönderilmiştir Aynı veya farklı din mensuplarının dinde tefrikaya düşme sebepleri de muhtelif ayetlerde bildirilmiştir:
a) Kıskançlık
"Onlar, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki hasetten dolayı tefrikaya düştüler " (Şûrâ 42/14) Kendini ispat etme tutkusu, gurur, yeni bir şey söyleme konusundaki aşırı arzu, farklı bir yol izleme sevdası, inatçılık, şöhret tutkunluğu ve dini rant aracı olarak kullanma isteği dinde ayrılıkları getirmiştir Tevhid şemsiyesi altında, ilimde ileri olanlar tabii olarak üst kademeyi işgal ederler Dini bir rant aracı olarak görenler ise, onları kıskanır ve tevhide aykırı inançlar ortaya koyarlar
b) Başka yollara tabi olmak
"Bu benim dosdoğru yolumdur; ona uyun ve sizi O'nun yolundan ayırıp parçalayacak olan yollara uymayın " (En'am 6/153) Doğru yolun Allah'ın yolu olduğunu, o yoldan başka yollara uymanın, insanları tefrikaya düşüreceğini ifade eden bu ayet, Allah'ın yolunun tek, onun dışındaki yolların ise çok olduğuna işaret etmektedir Allah'tan başka hiç kimse din adına bir yol koyamaz ve insanları o yola çağıramaz; çünkü bu çağrı başka rakip yolların açılmasına sebep olur
c) Allah ve peygamberini ayırma isteği
"Allah'ı ve peygamberlerini inkâr edenler ve Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip 'Bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız' diyenler ve arada bir yol tutmak isteyenler mutlak kâfirdirler " (Nisâ 4/l50) İman esasları bir bütün olduğu halde, inkâr psikolojisine sahip olanlar Allah'a iman ile peygambere imanı birbirinden ayırmaktadırlar Bunlar, peygamberlerin bir kısmına inanır, bir kısmına inanmaz ve bu inanç üzere bir yol tutup giderler
BAYRAKTAR BAYRAKLI
|