Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
türkü

Türkü Nedir?

Eski 01-31-2010   #1
Şengül Şirin
Icon7

Türkü Nedir?



Türkü Nedir?



Türk halk müziğinde, sözlü kırık havaların genel adıdır Türkülerin sözlerini, yalnızca "türkü" türünden şiirler değil, koşma, semai, güzelleme, koçaklama, varsağı gibi şiirler de oluşturabilir

Uzun havalar türkü kapsamına girmez Ama içinde hem uzun hava, hem de kırık hava sayılacak bölümler bulunan "maya"lar bazen türkü sayılır
Biçim bakımından, türküler pek çok sınıfta toplanabilir En yaygın olan biçim, dörtlüklerden oluşan bentlerin arasına "kavuştak" denen nakaratın girdiği türkülerdir
Türkülerin az ya da çok özgün, parlak ya da sıradan birer melodisi vardır Ama saz şairlerinin tekdüze okuyuşları, okunan şiiri türkü kılmaz Şairlerin okuyuşunu, çalgı eşliğinde "inşat" saymak gerekir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Türkü Nedir?

Eski 01-31-2010   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Türkü Nedir?



Türkiye'nin sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiirlerinin her çeşidini göstermek için, en çok kullanılan ad "türkü"dür Türkü kelimesinin, Türk adının sonuna, Arapça ilgi eki olan "i" ekinin getirilmesiyle ortaya çıktığı anlaşılır
Türki: Türk’le ilgili, Türk'e özgü anlamında kullanılır




Türkü sözcüğü ilk kez XV Yüzyılda Doğu Türklerince kullanılmıştır Hikmet Dizdaroğlu, Anadolu’da türkünün ilk örneğini Öksüz Dede’nin verdiğini belirtir Türküler genellikle hece vezninin 7, 8 ve 11’li kalıplarıyla kıtalar halinde söylenir Her kıta türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bend ile nakarattan meydana gelir Nakarat her bendin sonunda tekrarlanır Bu kısım bağlama veya kavuştak diye de bilinir Türküleri kesin ayrıma sokmak güçtür Bir yörede yakılan türkü diğer bir yöreye şekli ve söyleniş biçimi değişerek geçebilir Türküler ezgilerine, konularına ve yapılarına göre ayrılır

Türkülerin büyük çoğunluğu anonimdir ya da ağızdan ağza söylenirken söyleyeni kaybolmuştur Türküler bu şekilde halkın malı olurlar Türküler çoğu kez, bir doğa olayı ya da bir kahramanlık karşısında doğar ve yayılırlar Türküler, doğdukları bölgenin özelliklerini koruyamazlar

Ezgilerine göre türküler

* Kırık havalar: Usullü ezgilerdir Alt türleri; türkü (genelde tüm kırık havalar için, özelde diğer türlerin dışında kalanlar için kullanılır), deyiş, koşma, semah, tatyan, barana, zeybek, horon, halay, bar, bengi, sallama, güvende, oyun havası, karşılama, ağırlama, peşrev, teke zortlatması, gakgili havası, dımıdan, zil havası, fingil havası dır

* Uzun havalar: Usulsüz ezgilerdir Alt türleri; uzun hava (diğer türlere girmeyenler için kullanılır), barak, bozlak, gurbet havası, yas havası, tecnis, boğaz havası, elagözlü, maya, hoyrat, divan, yol havası, yayla havası, mugam dır Ayrıca gazeller de özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde halk arasında söylenmektedir

Konularına göre Türküler

* Çocuk türküleri
* Doğa türküleri
* Aşk türküleri
* Kahramanlık türküleri
* Askerlik türküleri
* Tören türküleri
* İş türküleri
* Derebeyi, eşkiya, cinayet türküleri
* Ölüm türküleri (ağıt)
* Güldürücü türküler
* Karşılıklı türküler
* Oyun türküleri

Yapılarına göre Türküler

* Mani kıt’alarından kurulu türküler: Birbirleriyle ilgili konularda söylenmiş manilerin sıralanarak ezgiyle okunmasından meydana gelir
* Dörtlüklerle kurulu türküler: dörtlüklerle kurulu türküler adı üstünde dörtlüklerden oluşan türkülerdirbu tür türküler de anonimdir

Özellikleri:

1 Türkülerde konu zenginliği vardır Aşk, ayrılık, ölüm, tabiat, kahramanlık, güzellik başlıca konularıdır
2 Hecenin yedili, sekizli en çok da on birli kalıplarıyla yazılırlar
3 Türküler genelde dörder mısralı bentlerden oluşur
4 Bazıları koşma şeklindedir
5 Bazı türkülerde her bendin sonunda aynı dize veya dizeler tekrarlanır Bu tekrarlanan dizelere nakarat (kavuştak) adı verilir Nakaratların völçüsü bazen ana bentlerin ölçüsünden ayrı olabilir
6 Türkülerin kafiye örgüsü genelde şöyledir: “aaab cccb dddb”, “aaabb cccbb dddbb” veya “aaabcc dddbcc eeebcc” şeklindedir
7 Türküler ait oldukları bölgelere göre adlar alırlar
8 Genelde anonimdirler ama söyleyeni belli olan türküler de vardır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Türkü Nedir?

Eski 01-31-2010   #3
Yar'e
Varsayılan

Cevap : Türkü Nedir?



Bir türkü dinleyicisi olarak teşekkür ederim :) Bu da bir nevi, bir yürek diliyle türkü nedir diyelim



Türküler yüreğimizin dili, başımızın sevda yelidir Anadır, bacıdır, kardeştir, gurbete gidip dönmeyen oğul, hasret çeken yavukludur, Anadır, Anadolu’dur türküler

Türkülerin olmadığı yerde çiçekler açmaz, kuşlar cıvıldamaz, akmaz derin-dingin ırmaklar hasrete; bahçeye dikilen fidanlar yeşermez türküler olmadıkça Çiçekler kokmaz türkülerin geçmediği yollarda

”İnsanların türküleri kendilerinden güzel/ kendilerinden umutlu/ kendilerinden kederli/ daha uzun ömürlü kendilerinden/ sevdim insanlardan çok türkülerini/ insansız yaşayabildim/ türküsüz hiçbir zaman”” derken Nazım Hikmet, türküleri övmekle kalmıyor aynı zamanda da yaşıyor

Türküler umuttur, hasrettir, vefadır, dostluktur ve yüreğimizde kıvrım kıvrım dolanan ince bir yoldur sılaya uzanan gurbet ellerde Dermandır dermansız kalanlara Yüreğin gurbetinde büyüyen, özlemleri kor kor, demet demet sunan iki damla hasret çiçeğidir türküler Yüreğimizdeki sevgi kıpırtılarıdır, sevgi pınarıdır gürül gürül hasrete akan

Yaşama sevincinden tutunda ölüm acısına kadar, vefayı, vefasızlığı, hasreti, sevgiyi, inancı, direnci, aşkı türkülerle dile getirmiş, türkülerle seslenmişiz İçimizi, acımızı, sevdamızı türkülere dökmüşüz, türkülerle bölüşmüşüz!

Bir damla aşk iksiridir kırık kadehlerde yudumladığımız, bir damla su’dur hayatımızda türküler Yüreğimizde ateşlerle dağlanan volkanlar kadar dağlayıcı, özlemler kadar sıcak ve yakıcıdır Aynı zamanda da bahar yelleri gibi serin ve dağbaşında bir pınar kadar ferahlatıcıdır türkülerimiz
Bakın Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun dizelerine…

“Ah bu türküler
Türkülerimiz
Ana südü" gibi candan
Ana südü" gibi temiz
Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla
Köyümüz, köylümüz, memleketimiz”

Türküler kanatsız kaldığımızda kanadımız, efkarlı olduğumuz ve yalnız kaldığımız gecelerde tesellimiz olmuştur Sesimizim çıkmadığı yerde sesimiz, nefesimizin kesildiği yerde nefesimiz olmuştur türküler

Bazen toprağa düşen su damlası gibi düşüp yüreklerimize ayrılık ateşini söndürmüş Yağmur olup bizi vuslatına erdirmiş bazen Bizim canımız, coğrafyamız, anamız, yarimiz, gurbet ellerde tek teselli kaynağımız olmuş türküler Memleketin başı dumanlı dağlarından, yemyeşil ovalarından, bağlarından, pınarlarından turnalarla haber beklemiş, seher yelleriyle selam yollamışızdır sevdiklerimize türkü türkü

“Ah bu türküler, köy türküleri
Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak
Hilesiz hurdasız, çırılçıplak
Dişisi dişi, erkeği erkek
Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara
Bıçağı bıçak
Ah bu türküler, köy türküleri
Karanlık kuyularda açılmış çiçekler gibi
Kiminin reyhasından geçilmez
Kimi zehir, kimi zemberek gibi

Geceleri uzanıp kalınca gurbet yataklarına yorgun ve kimsesiz; Bir türkü nağmesi gelmeyiversin kulağımıza, dumanlanır hemencecik gözlerimiz; ince ince bir sızı sızar yüreğimize Türküler damlayan gözyaşlarımızdır yağmurlu gecelerde, yanağımızdan süzülen pınarlardır

Türküleri “Hasret Gültekin” bilip, “Mahsuni”gibi uğurlarken, ardında yolladığımız gözlerimizdir kimsesiz mezarlara Bilirizki; türküler de, türküleri yakanlar da çoğu zaman kimsesizdir Yine de en acılı günlerimizde bile bizi terk etmeyen en vefalı sadık dostumuzdur türküler, sevdiğimizdir ele-güne, dosta- düşmana karşı

Türküler değil midir? Buram buram hasret kokan toprak gibi; Emek gibi, ekmek gibi, ter gibi, bir çocuğun elindeki taze somun gibi Türküler değil midir? dünyanın en muhteşem gelini, en sabırlı anası Türküler değil midir? Özümüz, sözümüz, gözümüz; yollarda yoldaş olup dağlar denizler aşan bizimle

Anamızın gözünde bir damla yaş olup süzülen, yavuklumuzun yüzünde bir tomurcuk çiçek olup açan Gurbette hasretimiz, sılada ayrılığımız, karımız, kızımız, oğlumuz Tek dostumuz, avuntumuz, sırdaşımız bekar odalarında Türküler değil midir?

Türkülerimiz acılardan damıtılmış gözyaşı, yangınlardan yüreğimize düşmüş madımak, mevsimlerden bahar, vakitlerden akşam; Çiçeklerden gül, figanda bülbül, kuşlardan turnadır

Biliriz ki, türküler baharda ruhumuza işleyen pak nefesler gibidir, yeni yetme sevdalıların dilinden rüzgarlarla savrulan, pınarlarla çoşan Bilirizki, bülbüllerin gözyaşlarıdır güle kavuşma adına türküler Biliriz ki, bahar yağmurlarında güle kavuşma sevinci gizlidir Güz yağmurlarında ise bülbüllün gülden ayrılacağının hicranı
Biliriz ki, türküler Anadolu insanının dilden, gönülden söylediği kah ağlayan, kah ağlatan, güldüren, sevindiren duygu dolu gönül sesimizdir Rüzgar olup şahlanan, sel olup çoşan, deniz olup dalgalanan yaşama sevincimiz, vefalımız, vefasızımız, aşkımız, sevdamızdır

“Ah bu türküler, köy türküleri
Ne düzeni belli, ne yazanı
Altlarında imza yok ama
içlerinde yürek var
Cennet misali sevişen
Cehennemler gibi dövüşen
Bir çocuk gibi gülüp
Mağaralar gibi inleyen
Nasıl unutur nasıl
Ömründe bir kez olsun
Halk türküsü dinleyen

Ve bunca imkansızlıklara rağmen yine de değerli ozanlarımızla birlikte tarihteki yolculuğunu sürdürmeye devam ediyor Yolculuğunun Hollanda'daki emekçisi ve adresi ise son kasetiyle hayli ilgi gören Aşık Çağlari’dir Bunun en önemli etkeni şüphesiz davudi sesi, sazı, seçkin güzel eserleri ve yorumlama biçimidir
Türkülerimiz dedik, türküler hiç sazsız, sözsüz, ozansız ve Hollanda da yaşayıp da Aşık Çağlari’den söz etmeden olur mu? Bu değerleri biribirinden ayırmak mümkün mü? Hiç türküler Çağlari’siz, Çağlari türküsüz olur mu? Çağlari’nin türküleri kimi dağlardan sel olup gelir, kimi rüzgar olup pınarlara seslenir, kimi hasret olup, aşk olup yüreklerde beslenir ve dinledikçe gönlümüz türküyle dolar İşte Çağlari’den bir uzun hava

Sazım alıp gidem karlı dağlara
Garip anam şimdi ağlasın dağlar
Seherde bir haber salım o yâra
Tarayıp zülfünü bağlasın dağlar
***
Anam ne zor imiş yardan ayrılmak
Sılada sevdiğim ağlasın dağlar
Hayali gözümde hep ırmak ırmak
Zülfü perişanım çağlasın dağlar

Nuri CAN

__________________
~ Seven, sevdiğinin sözünü, başkalarının sözüne tercih eder
~ Seven, sevdiğinin sohbetini, başkalarının sohbetine tercih eder
~ Seven, sevdiğini memnun etmeyi, başkalarını memnun etmeye tercih eder
İmam Gazâli (ra)
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.