01-20-2010
|
#1
|
Yar'e
|
Gerçek Bir Prof.tan İnciler
— Sevgili hocam, memleketin durumunu nasıl görüyorsunuz?
Feci şekilde kokuşmuş bir şeyler var Şimdi tabi bu lafı 1500 sene önce Platon da söylüyormuş, 500 sene önce Hamlet de söylüyordu, otuz yıldır da ben söylüyorum Hayatımız kokuşuyor, güzel bir söz değil ama böyle İnsanların seyrettiği televizyon dizileri kötü, okuduğu kitaplar kötü, ama benim şikâyetim bunların kötü olduğunu söyleyen insanlardan Sürekli şikâyet edene entel diyoruz Ne kadar çok şikâyet ederseniz o kadar entelektüel oluyorsunuz Oysa, entelektüel mutlu bir adamdır, burada mutlu demek memnun anlamında değil Mutludur, yaşanan çirkinlikleri görür fakat bunları kabul etmez Çirkinlikleri nasıl düzeltebileceğini düşünür, yolunu yordamını bulur Kokuşmuşluk, önce kendimizle olan ilişkimizde başlıyor Kendimizi çok fazla değerli gördüğümüzü sanmıyorum İşin beteri kendimizi adam yerine de koymuyoruz Yemek yemiyor artık çağımız insanı, tıkınıyor Yemeğin tıkınmaya döndüğü, sevişmenin düzüşmeye döndüğü bir çağda yaşıyoruz Bütün bunlar yozlaşmış bir hayatı gösteriyor, çünkü ortada zevk yok Zevkin hançerlendiği bir yaşam var
— Kendimizi nasıl kurtarırız bu hançerden?
Hazların peşinden koşarak değil tabii O da hayatımızı sürdürmek için, sabah sekiz akşam beş çalıştığımız işler kadar kokuşma belirtisi Eğlenmek için yaptığımız şeyler de otomatikleşiyor Çünkü şu film seyredilecek deniliyor, herkes o filmi seyrediyor, şu yazar okunacak diye emir geliyor, herkes o yazara çullanıyor Fakat herkes o yazardan ne anlıyor? Mademki farklıyız, herkes o farkı yaşamalı Ama fark da bize giydirilen bir şeye dönüşüyor
Beymen'den giyinince farklı oluyorsun Kendimizden kaynaklanmıyor Yani diplomalar, nasıl yaşayacağımız, her şey bize dışarıdan giydiriliyor Ama kim giydiriyor derseniz, kimse giydirmiyor aslında, birbirimize giydiriyoruz Böyle olunca yaşama sevinci kayboluyor, bu çok büyük bir tehlike
Öğrencilerinizin yarısının anti-depresan kullandığı doğru mu?
Doğrudur Bizim ODTÜ civarında hayat bir beladır diye algılanıyor herhalde Sürekli şişiriliyor gençler, sen akıllısın diye Ailelerin de beklentisi büyüyor Ama küçük bir başarısızlıkla karşılaştıklarında hemen bunalıma giriyorlar O kadar el bebek gül bebek yaşamaya alıştırılmışlar ki, acılara tahammülü olmayan insanlar yetişmeye başlıyor Yaralar almaya başlayınca, bir çıkış noktası bulamayınca ya ilaçlarla tahammül etmeye çalışılıyor ya da savunma mekanizmaları aşırı gelişiyor
Alıntı
|
|
|