Yazım Kuralları |
10-28-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yazım KurallarıNasıl yazacağım? Yazmaya başlarken bunu sorarız kendi kendimize Çok basit kurallar, iyi yazmanızı sağlar En azından yazdıklarınızın iyi görünmesini, iyi okunmasını sağlar Bu iyi okunma ve görünme, kuşkusuz içerikle ilgili değil Burada kastedilen biçimsellik Yazarken biçimle ilgili uymamız gereken belli başlı bazı kurallar var Bunları şöyle sıralayabiliriz: İşte Tavsiyeler Mutlaka sık sık paragraf yapın Paragrafsız bir yazı upuzun ve ürkütücü bir duvara benzer Böyle bir duvarı kimse görmek istemez Yazınızı da kimse okumak istemez Her noktalama işaretinden sonra, (yani virgül, nokta, üst üste iki nokta, soru ve ünlem işaretleri gibi) bir boşluk (yani espas) bırakın Bunu yapmazsanız cümleleriniz ve sözcükleriniz karmakarışık bir koyun sürüsüne benzer Hiç birini diğerinden ayıramazsınız Ne kadar sade yazarsanız o kadar güzel görüneceğinden emin olun Yani mümkün olduğu kadar az noktalama işareti kullanın Gereksiz tırnaklardan, parantezlerden, çizgilerden, şapkalardan kaçının Noktalama işaretlerini sadece gerektiğinde ve zorunlu olduğunuzda kullanın ki onların da kıymeti bilinsin İmla kurallarına mutlaka uyun O kurallar dilin birliğini ve düzenini sağlar Yazdıklarınızın okuyan herkes tarafından anlaşılmasını sağlar Bilmediğiniz bir imla kuralı olursa diye, yanınızda bir "imla kılavuzu" bulundurmanız sizi küçük düşürmez Kısa cümleler okunma açısından büyük avantaj sağlar Tamam, uzun cümleler kurup ne kadar usta yazar olduğunuzu göstermek isteyebilirsiniz Ama art arda sıralanmış onlarca sözcüğün insan beynine anlamlı bir mesaj göndermesi, birkaç sözcüğün göndermesinden daha zordur Artık çoğumuz bilgisayarlarda, klavyeleri kullanarak yazıyoruz Yazı büyüklüğünüzün (yani punto) ve yazı karakterinizin (yani font), kullandığınız dile uygun olmasına özen gösterin Çok küçük de olmasınlar, çok büyük de Unutmayın yazınız binlerce bilgisayarda açılacak Her yerde aynı düzenlilikte görünmesi, sık kullanılan yazı tipleri (font) ve normal ölçülerde bir punto seçmenizle mümkün olabilir Boşluklar çok önemlidir Yukarıda her noktalama işaretinden sonra boşluk bırakmanız önerildi Yazınızın bütününün biçimsel olarak sıcak görünmesi için, yanlardan, alt ve üstten de uygun boşluklar bırakmalısınız Derli toplu bir görüntü, karmaşa karşısından her zaman avantajlıdır Yazıda bazı durumlarda başlık (yani belirleyici, vurgulayıcı sözcük ya da sözcükler) kullanırız Bunların dikkat çekmesi için yazının bütününden farklı bir font ve punto ile yazılmaları gerekir Doğru Sözcükler İmla kurallarına mutlaka uymalısınız Türkçe’de bazı sözcükler söylenişlerindeki kolaylık ve alışkanlığın yazı diline de yansıması sonucu yanlış yazılıyor Bunları yaparsanız, yazınızı okuyan sizin için “acemi” diye düşünür “Acemi” bir yazar olarak adlandırılmamak için şu sözcüklerin yazılışına mutlaka dikkat edin: Yanlız değil yalnız yazmalısınız Yalnış değil yanlış yazmalısınız Çünki değil çünkü yazmalısınız Herkez değil herkes yazmalısınız Kurdela değil kurdele yazmalısınız Meyva değil meyve yazmalısınız Makina değil makine yazmalısınız Sarımsak değil sarmısak yazmalısınız (Kaynak TDK Türkçe Sözlük) Fasulya değil fasulye yazmalısınız Ambülans değil ambulans yazmalısınız Akedemi değil akademi yazmalısınız Deklerasyon değil deklarasyon Papuç değil pabuç yazmalısınız Otobos değil otobüs yazmalısınız Orjinal değil orijinal yazmalısınız Konservatuar değil konservatuvar yazmalısınız Alimünyum ya da aliminyum değil alüminyum yazmalısınız Sovan değil soğan yazmalısınız Kapora değil kaparo yazmalısınız Prosedir değil prosedür yazmalısınız traş ve heykeltraş değil tıraş ve heykeltıraş yazmalısınız dokuman değil doküman yazmalısınız Labaratuvar veya labaratuar değil laboratuvar yazmalısınız Acenta değil acente yazmalısınız Espas İmla kurallarımızın en çok ihlal edilenlerinden ya da yanlış kullanılanlarından biri ayrı yazılması gereken eklerin bir türlü yazılmamasıdır Dahi (üsteleme) anlamına gelen de’ler, da’lar ve ki’ler kullanıldıkları sözcükten bir boşlukla (espas) ayrılır Yani “Ben de geleceğim” yazmalısınız “Bende geleceğim” yazarsanız yanlış olur “Ben de” deki bu de eki dahi anlamındadır “Öyle sevdim ki, kimse inanamadı” yazmalısınız “Öyle sevdimki kimse inanamadı” yazarsanız yanlış olur Soru ekleri de bağlı oldukları sözcükten bir boşlukla ayrılır Bu ekler mi, mı, mu şeklinde olabilir Yani şöyle: “Ben de geleyim mi?” Burada “mi” bir soru ekidir Yapayım mı, seveyim mi Gibi Ünlü Ve Ünsüzler Türkçe’de bazı harflere ünlü, bazılarına ünsüz denir Sesli ve sessiz harfler tanımı da kullanılır Sesli harfler a, e, i, ı, o, ö, u, ü’dür Sessiz harfler ise kalan 21 harf Sessiz harfler kendi aralarında "sert" ve "yumuşak sessiz" olarak ayrılırlar f, ç, h, p, k, s, ş, t sert sessiz harflerdir Kalan sessizler ise "yumuşak sessiz" Sert sessizlerle biten sözcüklere bir ek yapılacaksa, bu ek de mutlaka sert sesiz bir harfle başlamak zorundadır Örneğin “otobüsdeki” sözcüğü yanlıştır Çünkü otobüs'ün son harfi s sert sessizdir Bu nedenle de ekinin "te" şeklinde kullanılması gerekir Yani doğrusu “otobüsteki” Peki, sert ve yumuşak sessizleri nasıl ayıracağız? Kullanabileceğiniz en basit yöntem “FISTIKÇI ŞAHAP” yöntemidir Bu iki sözcükteki sesli harfleri çıkarın Yani I’ları ve A’ları Kalan harflerin tümü sert sessizlerdir Eğer ekleyeceğiniz sözcüğün son harfi fıstıkçışahap’ı oluşturan sessizler arasında varsa, ek de sert sessizlerden, yani fıstıkçışahap içindeki harflerden (f s, t, k, ç, ş, h , p) biri ile başlamalıdır Şapka Ve Ünlem Şapka inceltme ya da uzatma işaretidir Bazı sesli harflerin üzerine konur A, u, i gibi Amacı, bu harfin uzatılarak ya da iki taneymiş gibi okunması gerektiğini göstermektir Yani şapkalı bir a harfi gördüğünüzde bunu aa gibi okursunuz Türkçe’ye özellikle Arapça ve Farsça dillerinden giren sözcüklerdeki anlam karışıklığını önlemek amacıyla uzatma işareti kullanmak gerekiyor Hala yazdığınızda bu sözcüğün babanın kız kardeşini kastettiği anlaşılır Ama hâlâ yazarsanız bu devam eden, süregelen, devam etmekte olan anlamındadır Aynı şekilde kar yazarsanız, meteorolojik bir olay anlaşılır Kazanmak, çoğaltmak, artırmak anlamına gelen kâr’ı kastediyorsanız kâr yazmalısınız Uçurum anlamındaki yar ile sevgili anlamındaki yâr’i de bir şapka ayırır Genel kural olarak şapka bu üç sözcükte kullanılır Çünkü hala ile hâlâ'yı, kar ile kâr'ı, yar ile yâr’i birbirinden ayırmak gerekir Ama örneğin reklam yazarken şapkalı da yazsanız, şapkasız da o sözcüğün reklam olduğu anlaşılır Yazının sade olması bakımından gereksiz ve sık şapka kullanılmaması yerindedir Yazıyı illa "süslemek" istiyorsanız kullanın Yine yazının sadeliği, kolay okunması bakımından sık sık ünlem işareti (!) ve soru işareti (?) kullanmak da gereksizdir Kurduğunuz cümle zaten bir vurgu içermiyorsa siz sonuna istediğiniz kadar ünlem işareti koyun istediğiniz etkiyi sağlayamazsınız Ama yeterli vurgu varsa, ünlem işareti koymaya bile gerek kalmaz Ekler Özellikle yabancı sözcükler ve kısaltmalara yapılan eklerde hatalı kullanım çok yaygın Örneğin IMF kısaltmasına den, ye, nin benzeri ekler yapıldığında bu kısaltmanın orijinal okunuşuna göre mi, yoksa Türkçe okunuşuna göre mi ek yapılacağı kestirilemiyor Doğrusu eki Türkçe okunuşuna göre yapmak Yani IMF kısaltmasının son harfi "f" olduğuna göre yapılacak ekin de bu yumuşak sessiz harfe uygun olması gerekir IMF’e (okunuş şekli orijinal ef’ten) yazılışı ya da söylenişi yanlıştır Doğrusu IMF’ye (okunuş şekli Türkçe fe) olmalı Ayrı Ve Birleşik Türkçe’de 1980 döneminde başlayan ayrı mı yazmalı, birleşik mi yazmalı konusundaki kaos hâlâ sürüyor Örneğin "karabahtım" mı yazılmalı, "kara bahtım" mı yazılmalı gibi Bu tartışmanın temelinde sözünü ettiğimiz dönemde ülkemizdeki dilbilimciler arasında ortaya çıkan "öztürkçe", "canlı ya da yaşayan Türkçe" bölünmesi yatıyor Öztürkçe’yi savunanlar genellikle birleşik, "yaşayan Türkçe"yi savunanlar ise ayrı yazımdan yanadır Genel kural olarak, eğer iki ayrı sözcük birleşip yeni ve bambaşka anlamlı bir sözcük oluşturuyorsa birleşik yazılmalıdır Örneğin, sivrisinek, anamuhalefet, karabasan, kardelen, tümdengelim, ortaokul, altyapı, üstgeçit, karadelik gibi Sık yapılan yanlışlardan biri de bu Yani soru eklerindeki ilgeçlerin (edatların) yanlış kullanımı Geliyim mi, söyliyeyim mi, ağlıyayım mı, başlıyayım mı, yatırıyım mı demek ya da yazmak yanlıştır Doğrusu geleyim mi, söyleyeyim mi, ağlayayım mı, başlayayım mı, yatırayım mı olmalı |
Yazım Kuralları |
10-28-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yazım KurallarıŞiir Ve Noktalama İşaretleri Sık yapılan bir başka hata şiirlerde dize sonlarında virgül kullanılması Yapısı gereği şiirde bir dize ya bir cümledir ya da alt dizelerde tamamlanacak olan bir cümlenin parçasıdır Bir cümle olması halinde dize sonuna virgül değil nokta konulur Ki bu da şiirin görselliği, estetiği ve anlatım kaygısı bakımından illa gerekmez Ustaların noktalama işareti kullanmadan yazdığı pek çok güzel şiir olduğunu hatırlayın Bir cümlenin parçası olması halinde ise her dizenin sonuna virgül koymak, bir yandan anlamı karmaşıklaştırır, söylemi zayıflatır, bir yandan da görselliği içinden çıkılmaz hale getirir Eğer şiirde bölünmüş bir cümleden oluşan birden çok dize varsa, anlamı zayıflatmamak, söylem kaybının önüne geçmek amacıyla virgül kullanılabilir Ama "bu dize bitti, cümle bitmedi, alt dize ya da dizelerde sürüyor" mantığıyla her dize sonuna virgül koyarsanız estetikten, içerikten ve okuma kolaylığından ödün vermiş olursunuz Çok Nokta Çok Hata Türkçe imla kılavuzunda "yan yana iki nokta" şeklinde bir noktalama işareti yok Ama "yan yana üç nokta" Türkçe imlasında yer alan bir noktalama işareti Bunu unutmayın Milli edebiyat akımının ilk dönemlerinde Latin alfabesine geçişin karmaşası içinde kimi yazarların kullandığı "yan yana iki nokta" yanlışı kısa sürede düzeltildi Çoğu zaman düzyazıda, özellikle şiirde yapılan bir başka nokta hatası "yan yana üçten çok nokta" ya da "sıralı nokta" koymak "Sıralı noktalar", kural olarak, bir metinde "bilerek ya da eksik bilgilenme nedeniyle" atlanan veya çıkarılan bölümleri belirtmekte kullanılır Ya da bir yazının içine herhangi bir metinden bir bölüm alındığında, alınan bölüm metnin başından değil başka bir yerinden başlıyorsa, bunu belirtmek için "sıralı nokta" kullanılır Siz, şiir ya da düzyazınızdaki cümlelerin sonuna "anlamı ve söylemi güçlendirme" kaygısıyla "üçten fazla" noktayı sıralarsanız, ortaya çıkan anlam budur: Yani kastınızdan çok uzak ve tümüyle yanlış bir anlam Nida'yı Nadim Etmeyin Nidâ, ünlem işareti demektir Cümlelerin sonlarında korku, şaşkınlık, hayret, üzüntü benzeri güçlü duyguları belirtmek için konulur Bağırma, haykırma, isyan etme, zafer düzeyindeki bir sevinci belirtme gibi güçlü duguysallık ve şiddet içeriği bulunan cümleler de ünlem işaretiyle bitirilir Bilinmeyen, belirlenemeyen, anlam verilemeyen durumların ifade edildiği cümlelerin sonuna bunu vurgulamak amacıyla yine ünlem işareti konulur Sık yapılan bir hata, ya da yanlış anlama nedeniyle başvurulan bir yöntem, bu tür cümlelerde güya anlamı güçlendirmek, vurguyu artırmak amacıyla art arda ünlem işaretinin kullanılması Oysa art arda iki ya da üç ya da dört ya da daha fazla ünlem işareti Türkçe'nin noktalama işaretleri arasında yer almaz Ünlem işareti bir kez kullanılır ve istenilen vurguyu yapar Eğer cümleniz zaten doğuştan vurgusuzsa sizin art arda ünlem işareti koymanız onu ne güçlendirir ne de kurtarır Olsa olsa zayıflığını iyice ortaya çıkarır Bir yandan da bu kadar kalabalık "nidâ" bir "nidâ"yı "nâdim" eder Yani üzer |
|