Türkçe Kelimeler (O-Ö) |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkçe Kelimeler (O-Ö)OBA:1- Yurt, mekan, mesken,diyar, çadır, mahalle 2- kabile, aşiret OBAR: Ev, baraka OBEN: 1- Genç aygır 2- Erkek deve yavrusu OBULAZ: (Oblas, oflas) 1- Gözü pek, atılgan 2- Alicenap, yüce gönüllü ![]() OBUT: Şeref, haysiyet OBUZ: Kaynak, menba OCAK: (Otak, odak) Ateşlik, ateş olan yer, ateş tüten yer Mec Ev, yuva, insan eğitiminin, başladığı, insanın pişmeye ve biçimlenmeye başladığı yer![]() OCAKLI: Ocak sahibi ![]() OD: Ot, ateş ODAK: Ocak, yanma, yansıma merkezi ODAKAN: Hanım ozan ODANA: birl Od/AnaŞamanist gelenekte, “Dişi Melek” ODATA: birl Od/AtaŞamanist gelenekte “erkek melek” ODÇU: Ateşçi ODGURMUŞ: 1- Oturmuş, oturaklı, sakin, kendinden emin 2- Yuva kuran, birlik kuran ODHAN: birl Od/HanŞamanist gelenekte, “Ateş Tanrısı” OG: Ok (Doğma, doğum, yaratılış) OGAN: (Okan, Ugan) 1- Tanrı, Tanrılık vasıfları, yaratma, yaratış, doğuş, halik 2- Anlayış, zeka,bilgelik 3- Eski Türklerde, kan davalarına karşı çıkan, oba ve oymaklar arasındaki geçimsizliklerde,arabuluculuk yapan, “Barış Tanrısı” 4- Altay ve Tuna Türklerinde “ Ateş Tanrısı” OGLAĞU: Körpe, genç kız OGRAK: 1- Azim, kararlılık 2- Niyet OGRAŞ: Uğraş, mücadele, meşgale OGSAT: Benzer, benzerlik, benzeyiş OGTADURMUŞ: birl Okda/Durmuş ( Bu ad, iki anlamda da yorumlanabilir Akıllı, zeki Durmuş Zor durumda kalan, zor koşullarda olan)OGUR: 1- Gizlilik, gizem 2- Uğur, baht, talih, mutluluk OGURLU: Uğurlu OGURMUŞ: Gizemli, ağzı sıkı OGUTUR: Gizli, gizemli OGÜN: birl O/Gün (![]() Eski bir Türk geleneği olan, tarihin önemli ve özel günlerinin anısına verilen, o gün ya da o günlerin yıldönümüne denk düşen günlerde doğanlar için kullanılan bir ad![]() OĞÇU: Okçu, haberci, ulak OĞIRCIK: Uğurcuk OĞLAGU: Körpe kız OĞLAK: Keçi yavrusu OĞLAMAN: Bir yaşında doğum yapan, koyun ve keçi OĞLAN: Oğul, erkek çocuk, genç erkek OĞRAMIŞ: Uğurlu OĞRUN: 1- Gizli, gizemli 2- Yavaş, ağır OĞUL: 1- Oğlan, erkek çocuğu 2- Evlat, genel olarak, kız yada erkek çocuğu OĞULÇA: 1- Oğulcuk, biricik oğul, biricik evlat 2- En küçük oğul OĞULGANMIŞ: Oğlu olmayan OĞUR: 1- Uğur, talih, bahtiyarlık 2- Vakit, zaman, devir OĞUŞ: 1- Bolluk, bereket 2- Hısım, akraba, nesil OĞUZ: 1- Ok-Uz 2- Ağuz, ağız 3- Olağanüstülük 4- Çağrı, davet, toparlama birleştirme, yaratış OK: 1- Doğum, doğuş, yaradılış 2- Akıl, us 3- Dokunma, el sürme 4- Söyleyiş, çağırış, haber verme 5- Silah, yay ile kullanılan ok 6- Örgüt, teşkilat OKAN: 1- Ogan 2- Anlayış, fehim OKATMIŞ: (Okutmuş) Haberci, ulak OKÇI: 1- Okuyucu, haberci 2- Ok atan, okçu 3- Örgütçü OKIÇI: Davetçi, davetkar, çağırıcı OKİ: Çağrı, davetiye OKLAMIŞ: Ok atmış, savaşçı OKLU: 1- Akıllı, zeki 2- Örgütlü OKŞAK: Benzeyen, andıran, tanıdık, bildik OKŞAN: Benzeyen, okşayan OKTA: Akıllı, zeki, dahi OKTAR: 1- Okçu, iyi ok atan 2- Bilgili, akıllı, yaratıcı 3- Davetçi, davetkar OKUKLU: Alim, bilgin OKUMAGAN: Arif, eğitimsiz ama kendini yetiştirmiş, olgunlaşmış OKUNÇ: Toy ve düğün davetiyesi OKUŞ: 1- Bilgi, bilgelik 2- Bereket OKUŞLUĞ: 1- Alim, bilgin 2- Bolluk, bereket, bereketli OKUTGAN: Okutan, eğitmen OKUTAN: Eğitmen, öğretmen OKUV: Okuyuş, kıraat, çağırış OLAGAN: Olan, doğal, olumlu OLAM: Debdebe, gösteriş, tantana OLBAK: Oluş, oluşum OLCA: Ganimet, bolluk OLCAŞ: Tören, seremoni, tazim OLCAY: Tanrı sıfatlarından Baht, talih, açık talih, ululukOLCAYTU: Açık talih, bahtı açık, bereketli OLÇA: Ganimet, bereket OLÇAM: Ganimet, nimet, bolluk OLÇAR: 1- Saldırı komutu, saldırı 2- haber, havadis 3- Uygun, muvafık OLÇUM: 1- Olgunluk, olgun, yetişkin 2- Hüner, marifet OLGAÇ: Olgun, olmuş OLGUN: Yetişkin, olmuş, kamil OLUM: Oluş, doğuş, olmaya elverişli ![]() OLUN: 1- Oluş, olgunluk, ağırbaşlılık 2- Genç, taze 3- Soyluluk OLUŞ: Oluşum, düzen OMAÇ: Amaç, gaye OMAK: 1- Soy, kan, soyluluk 2- Aile, akraba OMAY: (Umay) Seçkin, güzide OMRAK: Sevilen, maşuka OMUR: (Umur) 1- İlgi, heves 2- Güç, dayanıklılık, dayanıklı OMURCA: Sağlam, dayanıklı OMURTAG: Kartal yavrusu ONAK: 1- Onanmış, kabul görmüş 2- Sevgili, el üstünde tutulan ONAL: 1- Doğuş, ortaya çıkış 2- Sağlam, dayanıklı ONANLI: Sağlam, meyin, mütehammil ONANMIŞ: Sağlam, bayındır, destekli ONAT: 1- Sağlam, dayanıklı 2- Yakışıklı 3- Terbiyeli, iyi davranışlı ONATÇA: Makbul, hatırşinas ONAY: 1- Sağlam, dayanıklı, uygun 2- Makul, kabul,tasdik ONG 1- Sağlamlılık, kalıcılık, dayanıklılık 2- İyilik, rahmet, bereket, bolluk 3- Sevinç, neşe, mutlulukONGAN: 1- Uğurlu, mutlu, bahtiyar 2- Verimli, gelişkin 3- Bayrak, simge, totem ONGU: 1- Kar, kazanç 2- Set, sütre ONGUÇ: Karlı, kazançlı, verimli, uğurlu ONGUDAY: Karlı, kazançlı ONGUN: 1-Bolluk ve bereket tanrısı 2- Uğurluluk, verimlilik, kalıcılık 3- Av totemi, kutsanmış av hayvanı 4- Totem, sembol, bayrak, flamaONGUR: Kurtuluş, salah ONGUT: Koruyucu, muhafız, kale muhafızı ONUK: 1- Sağlıklı, dayanıklı 2- Uğurlu, aziz, saygıdeğer 3- Usul, yol, teamül 4- Yararlı, faydalı ONUŞ: 1- Bereket, bolluk, verim 2- Uğur, talih OPAK: (Apak) Temiz, bakımlı OPAN: Mağara, delhiz OPÇIN: (Apçın,afşın) Zırh, demirağ OPUR: Obur, iştahlı OPUZ: Katı,sert OR: 1- Yer, durak, bölge 2- Doğramak, biçmek 3- Mevki, mertebe 4- Düzen, kuruluş ORAK: Doğramak, kesmek, doğrayıcı, biçici ORAN: 1- Taht, şeref makamı 2- Yüksek mevki, yüksek derece ORAY: birl Or/Ay 1- Aynı, eşit, eş değerde (Kırgızlarda) 2- Fırsat, hamle(Kazaklarda) ORAZ: (Uraz, uras, ıraz) Şeref, onur, talih ORÇUN: 1- Kesici, keskin, doğrayıcı 2- Bölge, vilayet 3- Onurlu, ahlaklı, iyi huylu ORDA: Orta, merkez (Kağan veya Han otağının bulunduğu yer) ORDU: (Orda) 1- Orta, çekirdek, merkez 2- Silahlı ve düzenli topluluk ORDUCA: 1- Ordu ile ilgilenen 2- Ortaca, ortanca ORGA: Bayrak, flama ORGARUN: 1- İstihkam 2- Bayraklı, bayrak sahibi ORGİR: Kesici, biçici ORGUN: Sırdaş, sır saklayan, ketum ORHUN: Sır saklayan, sırdaş, gizli, gizemli ORMAG: Doğramak, biçmek ORMAN: Ağaçlık, bölge ORMUŞ: Doğrayan, biçen ORNAK: 1- Taht, tahtırevan 2- yer, yöre ORPAG: Menşe, kök, nesep ORTAÇ: 1- Ortadaki, ortanca 2- Ilımlı, dengeli ORTAÇI: Ilımlı ORTAĞ: Ortak, ortalama, ortada buluşma ORTUG: Ortak, pay sahibi ORUK: 1- Yol, eylem, gidişat 2- Çare, çözüm, imkan, uygunluk ORUM: Mera, otlak ORUN: 1- Makam, mevki, özel yer, şerefli yer, taht 2- Karargah, görev yeri ORUNÇ: Hediye, bahşiş ORUNÇAK: 1- Oya, işleme 2- Rehin, emanet ORUNDUK: Koltuk, iskemle ORUNGULUK: Bayrak, flama ORUNLUG: Taht, makam ORUNTAG: Yüksek mevki, makam ORUS: 1- Talih, uğur, baht, mutluluk 2- Amaç, hedef OSKAY: 1- Hamarat, işgüzar 2- Neşeli, şen OT: 1- Ateş, ocak, ev 2- Nebat, bitki OTACI: (Utacı) 1- Doktor 2- Eczacı, ot ve bitkilerden ilaç yapan kişi 3- kam, baksı OTAĞ: 1- Oda, içinde ateş yakılarak oturulabilen büyük ve geniş çadır 2- Yeni evlenenlere armağan edilen ev, çadır OTAĞA: birl Ot/Ağa ![]() evin reisi, aile reisi, evde sözü geçen kişiOTAK: Yeni evlenenlere armağan edilen ev, çadır, oda OTAMIŞ: Doktor, hekim OTANCAK: İlaç, merhem, deva OTAR: Geçici, fani OTÇİGEN: birl Ot/Çigen (“Ot/Tigin” adının , Moğol ağzındaki söylenişi )OTGUN: Kabadayı ![]() OTKUN: Kabadayı ![]() OTLUĞ(K): Ateşli OTMAN: Ailenin en küçük oğlu Ocağın ateşini yakıp ısıtacak ve devamlılığı sağlayacak olan, Çok eskilerden beri süregelen,Türk töresince çocuklar arasındaki paylaşımlarda ev , en küçük çocuğa kalır Bu yüzden ilerde evin yada mülkün idaresi küçük oğlandadır Yani, ocak,onunla yanmaya devam edecek,aile oba yada oymağın yaşamı onun sayesinde sürecektir Bu çocuklara içeren ”Otman,Ot Tigin,Othan” vb adlar verilir![]() Otmanlı devletinin kurucusu ve ilk hanı Ertuğrul Beğ’in en küçük oğlu Daha Ertuğrul Beyölmeden,Töreye göre,birçok mal mülk, büyük çocuklara, beylik, en küçük olan Otman’a geçmişti ![]() OTMAR: Ateşli, ateş saçan OVAT: Düzgün, muntazam OVLAZ: Gözü pek, atılgan OVMAÇ: El ile yoğrularak yapılan yiyecek OY: 1- Düşünmek, düşünce, fikir 2- Çukur OYA: 1- Oyularak yapılan elişi, işleme 2- Emanet, rehin 3- Sempatik, minyon OYAN: 1- İman, inanç 2- Düşünce, efkar OYAZ: Çukur, kuyu OYBAK: Çukurlu vadi OYBAT: Oyuk ve çukurlu yer OYGAK: 1-Oya, rehin 2- Uyanık, müteyakkız OYGUR: Dere yatağı, dere oyuğu OYINLI: Düşünceli, efkarlı OYLUM: 1- Çukur, kuyu, boşluk 2- Kurucu, kuruntu, yormak OYMAK: Yığın, kitle Türklerin sosyal birimleri içindeki sıralamada, Obadan büyü Boy’dan küçük olan akrabalar topluluğuOYMUR: Dere, dere yatağı OYNAK: Maral, ceylan, vb Hayvanların bir arada olup su içtikleri kuyu, su birikintisiOYRAM: Girdap, anafor OYRAT: Derin, oyuk, derinleşmiş OYTUN: Kutsanmış, mübarek OYUR: Vücut, endam OZ: İleri, ön, önde OZA: Kadim, eski, ezeli, hep var olan OZAĞI: Tecrübeli, bilgili, uzman OZAMIŞ: Uzamış, uzman, usta işinin ehli OZAN: (Uzan) Öncü, herkesin önünde olup hitap eden, şiir yazan ve okuyan, kopuz çalarak şiir okuyan ve yazan Usta, işinin ehliOZAR: Uzman, usta, bilir kişi OZGAN: Kademeli, dereceli, öncelikli OZMAN: Uzman OZMUŞ: Uzmanlaşmış, yetik OZUL: Esas, kaide OZUT: İkamet, ikametgah OZUTGAN: İleride, ilerici ÖBEK:Küçük grup, tim, takım, parça ÖBGE: Ced, Ata, Soy ÖCAL: birl Öc/Al intikamcıÖCEK: 1- Esinti, hafif yel 2- Burç ÖCÜT: İntikam, öç ÖDEM: 1- Borç, bakiye 2- Ödül, mükafat ÖDEMİŞ: 1- Eczacı, doktor 2- Ricacı, yakaran 3- Borçsuz, bakiyesiz 4- Ödül veren ÖDEN: 1- Ricacı, duacı 2- Ödül ÖDGÜLMÜŞ: 1- Övülmüş, övülen, başarılı, ödül almış 2- Ricacı, duacı ÖDGÜR: Uygun, yerinde, vaktinde ÖDRÜM: Seçkin, mümtaz ÖDÜGET: Ricacı, yakarıcı, duacı Yakutlarda, “ Akarsular Tanrısı” ÖDÜK: Rica, yakarı, dua, niyaz, arzu ÖDÜL: 1- Usluluk, akıllılık 2- Yüceltme, ululama, mükafat ÖDÜN: 1- Ödeme, ödeyiş 2- Yakarış, niyaz ÖDÜŞ: Vakit, devir ÖG: (Ok) Ana, anne, yaratan, doğuran ÖDGÜL: Övülme, övünç kaynağı, övülme nedeni ÖGE: (Öke) Dahi, çok zeki, çok akıllı ÖGEÇ: İki yaşına gelmiş koç ÖGEL: 1- Zeki, akıllı, aklı başında 2- Burç ÖGET: 1- Akıl, zeka, akıllılık, 2- Sevgi, muhabbet ÖGİR: Sevinç, neşe, eğlence ÖGLÜ: Dahi, çok akıllı ÖGREDİK: 1- Mürebbiye, eğitmen, yetiştirici, öğretmen 2- İdman, talim, antrenman ÖGRÜ: 1- Öğrenilecek olan 2- Arkadaş, refik ÖGÜŞLÜ: Övülen, methedilen, övülmeye layık ÖGDÜ: Övme, methiye ÖGDÜM: 1- Övülen, methedilen 2- Önce, öncelikli ÖĞER: Övücü, methedici ÖĞLEŞ: Akıl birliği, fikir birliği ÖĞREK: Toplantı yeri, cemiyet , dernek ÖĞREN: Öğrenmekten ÖĞRET: Gelenek, terbiye ÖĞREYÜK: Gelenek, görenek, terbiye ÖĞRÜK: Munis, cana yakın, el üstünde tutulan ÖĞRÜNÇ: 1- Deneyimli, bilgili, öğrenmiş, ders almış, yetişmiş 2- Hoşnutluk, memnuniyet ÖĞTÜ: Metih, övme, ululama ÖĞTÜR: Övme, methedici ÖĞÜÇÜ: Övücü, methedici ÖĞÜLMÜŞ: Başarılı, destekli, övülmeye layık ÖĞÜN: 1- Öğünmek ![]() ten öğün 2- İtina, dikkat 3- SıraÖĞÜNÇ: Övünç, iftihar, övünme gerekçesi, iftihar vesilesi ÖĞÜNÇEK: Öğünmeye değer, öğünme nedeni ÖĞÜNMÜŞ: Övünmüş, övünmeyi hak etmiş, gururlu ÖĞÜNÜR: Gururlu, mağrur ÖĞÜR: Över ÖĞÜT: 1- Anlayış, kavrayış 2- Nasihat, tavsiye, deneyim aktarımı ÖK: (ög) 1- Öz, doğuş, oluş, gelişme 2- Zeka, bilme, us, yetenek, ana, doğuran ÖKÇİ: Okeci, çağırıcı, davet edici, davetiye veren kişi ÖKÇÜR: Zeki, anlayışlı ÖKE: Dahi, yanılmaz, bilge, çok akıllı ÖKER: Dahi, süper zeka ÖKERMAN: Dahi, bilge, yanılmaz ÖKLÜ: 1- Dahi, akıllı 2- Egemen, denetimci ÖKSÜM: Arzu, murat ÖKSÜZ: Desteksiz, arkasız, oluşumsuz, gelişmeye engel durumu olan, (Halk arasında, anası olmayan, ölen ya da ayrı olan çocuklar için de bu adın kullanılmasındaki neden, ananın, çocuğun yetişme ve gelişimindeki önemine atfendir )ÖKTE: 1- Ökeli, akıllı, dahi, yanılmaz, deneyimli, bilgili 2- Azametli, gösterişli ÖKTEM: 1- Akıllı, bilge 2- Asi, başına buyruk, pervasız 3- Meşhur, gösterişli 4- Bahar, ilk yaz ÖKTEN: 1- Akıllı, bilinçli 2- Kahraman, cesur, korkusuz, başına buyruk ÖKÜÇ: 1- Çok, çokluk, bolluk 2- Akıl, us, bilinç ÖKÜN: Kendine dönüş, öze dönüş ÖKÜNMÜŞ: Özüne bağlı, özüne dönen ÖKÜŞ: 1- Çok, çokluk, bolluk, bereket 2- Akıl, bilinç, bilinçli ÖKÜŞ KARA AÇKI: birl Öküş/Kara/Açkı mec Keskin zekalıÖKÜZ: 1- Irmak, nehir, büyük akarsu 2- Uzman, bilge, ehil, dahi ÖLÇER: 1- Mühendis 2- ağırbaşlı, ölçülü 3- Savaş buyruğu, saldırı buyruğu ÖLÇÜM: 1- Adap, usul, erkan, yol 2- Ağırbaşlılık ÖLMEZ: 1- Dirayetli, dayanıklı 2- Çok sevilen, unutulmaz, iz bırakmış ÖN: 1- Doğu, güneşin doğduğu yön 2- İlk, başlangıç, doğuş, meydana geliş 4- İlke, öncelik, prensip,temel ÖNAL: birl Ön/Al Öncü, lider, önde olanÖNALAN: birl Ön/Alan, lider, öncüÖNALDI: birl Ön/Aldı, lider, öncüÖNCEK: Önce, önceki, selef ÖNCEL: 1- Selef, daha önceki 2- Önde olan, öncü, rehber 3- Öncelikli, imtiyazlı ÖNCELİK: İmtiyaz, torpil ÖNCÜ: 1- İlk, orijinal 2- Lider, yol açan, önde olan ÖNCÜL: 1- Öncü, önde, rehber 2- Birinci, ilk ÖNÇEK: Önceki, önceki, selef ÖNDAŞ: Aynı öncelikte, aynı imtiyazı paylaşan ÖNDE: Öncü, önceki ÖNDEGÜN: birl Önde/Gün 1- Önemli gün 2- Önceki günÖNDER: Önde olan öncü, lider ÖNDEŞ: Yol açan, rehber, mihmandar ÖNDÜÇ: Öncü, mihmandar ÖNDÜL: 1- En önde, en öndeki, öncü 2- Öncelik, imtiyaz ÖNDÜN: 1- Peşin, peşinat 2- Önde, önde gelen ÖNE: İleri, ileride, ötede ÖNEK: Dayanak, direk, destek ÖNEL: 1- Usta, uzman, pir 2- Vade, mühlet ÖNEM: Öncelik, imtiyaz, değer, kıymet, hassasiyet ÖNEN: 1- Önde olan, öne geçen 2- Bağlılık, sadakat ÖNER: birl Ön/Er Öncü, rehber, kılavuzÖNEY: 1- Öne geçen, önde gelen 2- Yükseklik ÖNG: İlk, birinci, başta gelen ÖNGEL: 1- Ağırbaşlı, olgun 2- Öncü, öncülük eden ÖNGEN: 1- Zafer, utku 2- Uzun boylu, levent ÖNGER: Hiddetli, asabi ÖNGİ: (Öngü) 1- Değişik, farklı, sıra dışı 2- Önce, öncelikli ÖNGÜÇ: 1- Öncü, kılavuz 2- Atak, atik, hareketli 3- Delil, kanıt, ispat ÖNGÜK: Yastıkların ucuna yapıla işleme ÖNGÜL: Yol gösteren, ön ayak olan ÖNKUZU: birl Ön/Kuzu mec Kurban, kurbanlıkÖNÜÇ: Önce, önceki, selef ÖNÜM: 1- Birinci, ilk 2- Hasılat, ganimet, kar ÖNÜR: Başlangıç, siftah ÖNÜRT: Önce, öncelik ÖNÜT: Önce, öncelik ÖPGİNE: Öpücük, buse ÖPKE: İç geçirme, öfke, hırs ÖPÖZ: Can, ruh, nefs ÖRÇÜM: Üreyiş, gelişim, büyüme ÖRÇÜN: İpten örülmüş merdiven ÖREN: 1- Örme yapan, örücü 2- Eskiden kalma kalıntı, kalıntı kent ya da mezar ÖRGE: 1- Örnek, motif, örgü örneği 2- Şahika, yükseklik ÖRGEN: 1- Örülü ip, urgan 2- Keçi kılından yapılan ip ÖRGÜÇ: 1- Dokuma aleti, dokuma tezgahı 2- Mevki, mertebe 3- Tümsek, tepe ÖRİKLİ: Şeciyeli ÖRKEN: 1- Urgan, örülü ip 2- Fidan ÖRKİN: 1- Fidan 2- Taht, tahtırevan ÖRNEK: Numune, standart, ölçü ÖRPEN: 1- Örtülü, kapalı, gizli 2- Alev, alev ışığı ÖRS: Üzerinde metal maden dövülen demir kütle mec DayanıklılıkÖRTE: Örtü, örtülü ÖRTGÜN: Samanı ayrılmış, harmanlanmış tahıl ÖRTÜN: Omuz üstüne alınan örgülü giyecek, pelerin ÖRÜÇ: Örgü malzemesi, dokuma tezgahı ÖRÜM: Çit, ağıl ÖRÜN: 1- Saç örgüsü, belik 2- Beyazlık, temizlik 3- Gökyüzünün bulutsuz hali 4- Ürün, hasılat ÖRÜNDÜ: Arı, temiz, saf, pakize ÖRÜNDÜL: 1- Seçkin, güzide 2- Saf, temiz, pak ÖS: Gerçek, hakiki ÖSRÜK: 1- Mert, özü sözü bir 2- Esrik, kendinden geçmiş ÖSTERİŞ: Fantezi, hayal, fantastik ÖTER: 1- Ricacı, yakaran 2- İleri, ileri geçmiş 3- Çığırıcı, ötücü, okuyucu ÖTGEN: Geçmiş, aşmış, ötede olan ÖTGÜR: Delici, delip geçen ÖTİLİG: İtibarlı, saygıdeğer, muhterem ÖTKER: 1- Ricacı, duacı 2- Geçici, fani ÖTNÜ: Rica, yakarı, istirham ÖTÜG: (Ötük) Arz, niyaz, rica, dua, dilek ÖTÜGEN: (Ötüken) ÖTÜKEN: 1- Ricacı, duacı, niyazcı, Tanrıya yakaran 2- Geçmiş, mazi, onurlu ve övünçlü mazi ÖTÜN: 1- Ödün, verme, bağış, mağfiret 2- Yakarı, yalvarış, niyaz ÖTÜNÇ: 1- Rica, dilek, maruzat, istirham 2- İltimas, tarafgirlik ÖVET: Övüş, övgü ÖVGÜ: Övme, methetme ÖVGÜN: Övülen, övülmeye layık ÖVÜÇ: Övünç, iftihar ÖVÜL: Övülen, övülmeye layık ÖVÜNÇ: Övülmeye yol açan davranış, gurur ve onur kaynağı ÖVÜT: Öğüt, nasihat ÖYKE: Öfke, hiddet, hınç ÖYKÜ: 1- Taklit, benzeme, benzetme, 2- Hikaye ÖYKÜNÇ: Eğilim, benzeme, taklit etme eğilimi ÖYLEK: Zaman, devir ÖYÜK: Coşku, coşkunluk, tezahürat ÖZ: Kişinin “ben” derken, anlatmak istediği, tinsel varlık 1- Ben, tin, can, ruh, gönül 2- Asıl, esas,temel, unsur 3- Şahsi, kişisel, kendi, kendine aitlik 4- Uz, uzluk, ustalık 5- Dere, ırmakÖZAK: birl Öz/Ak mec SoyluÖZBEK: birl Öz/Bek mec Cesur, kendine güveni tamÖZBİR: birl Öz/Bir mec SoyluÖZDEK: 1- Madde, temel, asıl, yapı, kuruluş, oluş, oluşum 2- Beden, vücut 3- Ağacın, köküne yakın olan kısım ÖZDEL: 1- Soylu 2- Armağan, hediye ÖZDEN: 1- İçten, samimi 2- Ender rastlanan, olağanüstü 3- Akraba, hısım 4- Armağan, hediye ÖZEK: 1- Temel, asıl, üs, merkez 2- Can, ruh, gönül ÖZEL: 1- Ayırt, fark, farklılık 2- Uzman, usta, kalifiye 3- Kişiye özgü, kişisel ÖZEN: 1- İçten, samimi 2- Dikkat, itina, emek, heves 3- Irmak, küçük akarsu ÖZENÇ: 1- Gıpta, heves 2- Direnç, gayret, dik başlılık ÖZERK: birl Öz/Erk Kendine egemen, kendine sözü geçenÖZGE: Ben’in karşıtı Başka, öteki, yabancı, ,gayrıÖZGEL: Öze ait, özden gelen, samimiyet ÖZGERİŞ: 1- Hayal, kurgu, fantezi 2- Devrim, başkaldırı ÖZGÜ: Öze ait, özle ilgili, ait, has, mahsus ÖZGÜN: Öze ait, özüne ait, orijinal, kendine has ÖZGÜR: Hür, bağımsız, kendinden başkasını dinlemez ÖZGÜVEN: birl Öz/Güven Cesaret, kendine güvenme, kendinden emin olma, kendinden bilgi, beceri ve konumundan kuşku duymamaÖZİ: Fert, Şahıs ÖZİÇ: Varlık, şahsiyet ÖZİL: birl Öz/İl mec AnayurtÖZKER: 1- Ulu ruhlu kişi 2- İyilik sever, hayırsever ÖZKONUK: Can, ruh ÖZLEK: 1- Üretken, münbit 2- Felek, talih 3- Özel, şahsi, kişisel ÖZLEM: 1- Öz’ün ilgisi, ilgi duyarak yönelişi, hasret 2- Özel, hususi, kişisel ÖZLEN: 1- Özlenen, aranan 2- Dürüst, özü sözü bir 3- özel, hususi, kişisel ÖZLEŞ: Kendine dönüş, kendinden veriş ÖZLÜ: Orijinal, sağlam ÖZLÜK: Şahsi, özel, kişisel ÖZMEN: Dürüst, özü sözü bir ÖZRÜM: Seçkin, seçilmiş ÖZÜÇ: Vücut, gövde, endam ÖZÜM: Kendine katma, kendine çekme, kendinden yapma ÖZVEREN: birl Öz/Veren mec![]() ![]() ![]() Fedakar, fedaiÖZVERİ: birl Öz/Veri ![]() ![]() Fedakarlık
|
|
|
|