![]() |
Türkçe Kelimeler (O-Ö) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkçe Kelimeler (O-Ö)OBA:1- Yurt, mekan, mesken,diyar, çadır, mahalle 2- kabile, aşiret OBAR: Ev, baraka OBEN: 1- Genç aygır 2- Erkek deve yavrusu OBULAZ: (Oblas, oflas) 1- Gözü pek, atılgan 2- Alicenap, yüce gönüllü ![]() OBUT: Şeref, haysiyet OBUZ: Kaynak, menba OCAK: (Otak, odak) Ateşlik, ateş olan yer, ateş tüten yer ![]() ![]() ![]() OCAKLI: Ocak sahibi ![]() OD: Ot, ateş ODAK: Ocak, yanma, yansıma merkezi ODAKAN: Hanım ozan ODANA: birl ![]() Şamanist gelenekte, “Dişi Melek” ODATA: birl ![]() Şamanist gelenekte “erkek melek” ODÇU: Ateşçi ODGURMUŞ: 1- Oturmuş, oturaklı, sakin, kendinden emin 2- Yuva kuran, birlik kuran ODHAN: birl ![]() Şamanist gelenekte, “Ateş Tanrısı” OG: Ok (Doğma, doğum, yaratılış) OGAN: (Okan, Ugan) 1- Tanrı, Tanrılık vasıfları, yaratma, yaratış, doğuş, halik 2- Anlayış, zeka,bilgelik 3- Eski Türklerde, kan davalarına karşı çıkan, oba ve oymaklar arasındaki geçimsizliklerde,arabuluculuk yapan, “Barış Tanrısı” 4- Altay ve Tuna Türklerinde “ Ateş Tanrısı” OGLAĞU: Körpe, genç kız OGRAK: 1- Azim, kararlılık 2- Niyet OGRAŞ: Uğraş, mücadele, meşgale OGSAT: Benzer, benzerlik, benzeyiş OGTADURMUŞ: birl ![]() ![]() ![]() OGUR: 1- Gizlilik, gizem 2- Uğur, baht, talih, mutluluk OGURLU: Uğurlu OGURMUŞ: Gizemli, ağzı sıkı OGUTUR: Gizli, gizemli OGÜN: birl ![]() ![]() ![]() ![]() OĞÇU: Okçu, haberci, ulak OĞIRCIK: Uğurcuk OĞLAGU: Körpe kız OĞLAK: Keçi yavrusu OĞLAMAN: Bir yaşında doğum yapan, koyun ve keçi OĞLAN: Oğul, erkek çocuk, genç erkek OĞRAMIŞ: Uğurlu OĞRUN: 1- Gizli, gizemli 2- Yavaş, ağır OĞUL: 1- Oğlan, erkek çocuğu 2- Evlat, genel olarak, kız yada erkek çocuğu OĞULÇA: 1- Oğulcuk, biricik oğul, biricik evlat 2- En küçük oğul OĞULGANMIŞ: Oğlu olmayan OĞUR: 1- Uğur, talih, bahtiyarlık 2- Vakit, zaman, devir OĞUŞ: 1- Bolluk, bereket 2- Hısım, akraba, nesil OĞUZ: 1- Ok-Uz 2- Ağuz, ağız 3- Olağanüstülük 4- Çağrı, davet, toparlama birleştirme, yaratış OK: 1- Doğum, doğuş, yaradılış 2- Akıl, us 3- Dokunma, el sürme 4- Söyleyiş, çağırış, haber verme 5- Silah, yay ile kullanılan ok 6- Örgüt, teşkilat OKAN: 1- Ogan 2- Anlayış, fehim OKATMIŞ: (Okutmuş) Haberci, ulak OKÇI: 1- Okuyucu, haberci 2- Ok atan, okçu 3- Örgütçü OKIÇI: Davetçi, davetkar, çağırıcı OKİ: Çağrı, davetiye OKLAMIŞ: Ok atmış, savaşçı OKLU: 1- Akıllı, zeki 2- Örgütlü OKŞAK: Benzeyen, andıran, tanıdık, bildik OKŞAN: Benzeyen, okşayan OKTA: Akıllı, zeki, dahi OKTAR: 1- Okçu, iyi ok atan 2- Bilgili, akıllı, yaratıcı 3- Davetçi, davetkar OKUKLU: Alim, bilgin OKUMAGAN: Arif, eğitimsiz ama kendini yetiştirmiş, olgunlaşmış OKUNÇ: Toy ve düğün davetiyesi OKUŞ: 1- Bilgi, bilgelik 2- Bereket OKUŞLUĞ: 1- Alim, bilgin 2- Bolluk, bereket, bereketli OKUTGAN: Okutan, eğitmen OKUTAN: Eğitmen, öğretmen OKUV: Okuyuş, kıraat, çağırış OLAGAN: Olan, doğal, olumlu OLAM: Debdebe, gösteriş, tantana OLBAK: Oluş, oluşum OLCA: Ganimet, bolluk OLCAŞ: Tören, seremoni, tazim OLCAY: Tanrı sıfatlarından ![]() OLCAYTU: Açık talih, bahtı açık, bereketli OLÇA: Ganimet, bereket OLÇAM: Ganimet, nimet, bolluk OLÇAR: 1- Saldırı komutu, saldırı 2- haber, havadis 3- Uygun, muvafık OLÇUM: 1- Olgunluk, olgun, yetişkin 2- Hüner, marifet OLGAÇ: Olgun, olmuş OLGUN: Yetişkin, olmuş, kamil OLUM: Oluş, doğuş, olmaya elverişli ![]() OLUN: 1- Oluş, olgunluk, ağırbaşlılık 2- Genç, taze 3- Soyluluk OLUŞ: Oluşum, düzen OMAÇ: Amaç, gaye OMAK: 1- Soy, kan, soyluluk 2- Aile, akraba OMAY: (Umay) Seçkin, güzide OMRAK: Sevilen, maşuka OMUR: (Umur) 1- İlgi, heves 2- Güç, dayanıklılık, dayanıklı OMURCA: Sağlam, dayanıklı OMURTAG: Kartal yavrusu ONAK: 1- Onanmış, kabul görmüş 2- Sevgili, el üstünde tutulan ONAL: 1- Doğuş, ortaya çıkış 2- Sağlam, dayanıklı ONANLI: Sağlam, meyin, mütehammil ONANMIŞ: Sağlam, bayındır, destekli ONAT: 1- Sağlam, dayanıklı 2- Yakışıklı 3- Terbiyeli, iyi davranışlı ONATÇA: Makbul, hatırşinas ONAY: 1- Sağlam, dayanıklı, uygun 2- Makul, kabul,tasdik ONG ![]() ONGAN: 1- Uğurlu, mutlu, bahtiyar 2- Verimli, gelişkin 3- Bayrak, simge, totem ONGU: 1- Kar, kazanç 2- Set, sütre ONGUÇ: Karlı, kazançlı, verimli, uğurlu ONGUDAY: Karlı, kazançlı ONGUN: 1-Bolluk ve bereket tanrısı ![]() ONGUR: Kurtuluş, salah ONGUT: Koruyucu, muhafız, kale muhafızı ONUK: 1- Sağlıklı, dayanıklı 2- Uğurlu, aziz, saygıdeğer 3- Usul, yol, teamül 4- Yararlı, faydalı ONUŞ: 1- Bereket, bolluk, verim 2- Uğur, talih OPAK: (Apak) Temiz, bakımlı OPAN: Mağara, delhiz OPÇIN: (Apçın,afşın) Zırh, demirağ OPUR: Obur, iştahlı OPUZ: Katı,sert OR: 1- Yer, durak, bölge 2- Doğramak, biçmek 3- Mevki, mertebe 4- Düzen, kuruluş ORAK: Doğramak, kesmek, doğrayıcı, biçici ORAN: 1- Taht, şeref makamı 2- Yüksek mevki, yüksek derece ORAY: birl ![]() (Kazaklarda) ORAZ: (Uraz, uras, ıraz) Şeref, onur, talih ORÇUN: 1- Kesici, keskin, doğrayıcı 2- Bölge, vilayet 3- Onurlu, ahlaklı, iyi huylu ORDA: Orta, merkez (Kağan veya Han otağının bulunduğu yer) ORDU: (Orda) 1- Orta, çekirdek, merkez 2- Silahlı ve düzenli topluluk ORDUCA: 1- Ordu ile ilgilenen 2- Ortaca, ortanca ORGA: Bayrak, flama ORGARUN: 1- İstihkam 2- Bayraklı, bayrak sahibi ORGİR: Kesici, biçici ORGUN: Sırdaş, sır saklayan, ketum ORHUN: Sır saklayan, sırdaş, gizli, gizemli ORMAG: Doğramak, biçmek ORMAN: Ağaçlık, bölge ORMUŞ: Doğrayan, biçen ORNAK: 1- Taht, tahtırevan 2- yer, yöre ORPAG: Menşe, kök, nesep ORTAÇ: 1- Ortadaki, ortanca 2- Ilımlı, dengeli ORTAÇI: Ilımlı ORTAĞ: Ortak, ortalama, ortada buluşma ORTUG: Ortak, pay sahibi ORUK: 1- Yol, eylem, gidişat 2- Çare, çözüm, imkan, uygunluk ORUM: Mera, otlak ORUN: 1- Makam, mevki, özel yer, şerefli yer, taht 2- Karargah, görev yeri ORUNÇ: Hediye, bahşiş ORUNÇAK: 1- Oya, işleme 2- Rehin, emanet ORUNDUK: Koltuk, iskemle ORUNGULUK: Bayrak, flama ORUNLUG: Taht, makam ORUNTAG: Yüksek mevki, makam ORUS: 1- Talih, uğur, baht, mutluluk 2- Amaç, hedef OSKAY: 1- Hamarat, işgüzar 2- Neşeli, şen OT: 1- Ateş, ocak, ev 2- Nebat, bitki OTACI: (Utacı) 1- Doktor 2- Eczacı, ot ve bitkilerden ilaç yapan kişi 3- kam, baksı OTAĞ: 1- Oda, içinde ateş yakılarak oturulabilen büyük ve geniş çadır 2- Yeni evlenenlere armağan edilen ev, çadır OTAĞA: birl ![]() ![]() ![]() OTAK: Yeni evlenenlere armağan edilen ev, çadır, oda OTAMIŞ: Doktor, hekim OTANCAK: İlaç, merhem, deva OTAR: Geçici, fani OTÇİGEN: birl ![]() ![]() OTGUN: Kabadayı ![]() OTKUN: Kabadayı ![]() OTLUĞ(K): Ateşli OTMAN: Ailenin en küçük oğlu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Otmanlı devletinin kurucusu ve ilk hanı ![]() ![]() ölmeden,Töreye göre,birçok mal mülk, büyük çocuklara, beylik, en küçük olan Otman’a geçmişti ![]() OTMAR: Ateşli, ateş saçan OVAT: Düzgün, muntazam OVLAZ: Gözü pek, atılgan OVMAÇ: El ile yoğrularak yapılan yiyecek OY: 1- Düşünmek, düşünce, fikir 2- Çukur OYA: 1- Oyularak yapılan elişi, işleme 2- Emanet, rehin 3- Sempatik, minyon OYAN: 1- İman, inanç 2- Düşünce, efkar OYAZ: Çukur, kuyu OYBAK: Çukurlu vadi OYBAT: Oyuk ve çukurlu yer OYGAK: 1-Oya, rehin 2- Uyanık, müteyakkız OYGUR: Dere yatağı, dere oyuğu OYINLI: Düşünceli, efkarlı OYLUM: 1- Çukur, kuyu, boşluk 2- Kurucu, kuruntu, yormak OYMAK: Yığın, kitle ![]() OYMUR: Dere, dere yatağı OYNAK: Maral, ceylan, vb ![]() OYRAM: Girdap, anafor OYRAT: Derin, oyuk, derinleşmiş OYTUN: Kutsanmış, mübarek OYUR: Vücut, endam OZ: İleri, ön, önde OZA: Kadim, eski, ezeli, hep var olan OZAĞI: Tecrübeli, bilgili, uzman OZAMIŞ: Uzamış, uzman, usta işinin ehli OZAN: (Uzan) Öncü, herkesin önünde olup hitap eden, şiir yazan ve okuyan, kopuz çalarak şiir okuyan ve yazan ![]() OZAR: Uzman, usta, bilir kişi OZGAN: Kademeli, dereceli, öncelikli OZMAN: Uzman OZMUŞ: Uzmanlaşmış, yetik OZUL: Esas, kaide OZUT: İkamet, ikametgah OZUTGAN: İleride, ilerici ÖBEK:Küçük grup, tim, takım, parça ÖBGE: Ced, Ata, Soy ÖCAL: birl ![]() ÖCEK: 1- Esinti, hafif yel 2- Burç ÖCÜT: İntikam, öç ÖDEM: 1- Borç, bakiye 2- Ödül, mükafat ÖDEMİŞ: 1- Eczacı, doktor 2- Ricacı, yakaran 3- Borçsuz, bakiyesiz 4- Ödül veren ÖDEN: 1- Ricacı, duacı 2- Ödül ÖDGÜLMÜŞ: 1- Övülmüş, övülen, başarılı, ödül almış 2- Ricacı, duacı ÖDGÜR: Uygun, yerinde, vaktinde ÖDRÜM: Seçkin, mümtaz ÖDÜGET: Ricacı, yakarıcı, duacı Yakutlarda, “ Akarsular Tanrısı” ÖDÜK: Rica, yakarı, dua, niyaz, arzu ÖDÜL: 1- Usluluk, akıllılık 2- Yüceltme, ululama, mükafat ÖDÜN: 1- Ödeme, ödeyiş 2- Yakarış, niyaz ÖDÜŞ: Vakit, devir ÖG: (Ok) Ana, anne, yaratan, doğuran ÖDGÜL: Övülme, övünç kaynağı, övülme nedeni ÖGE: (Öke) Dahi, çok zeki, çok akıllı ÖGEÇ: İki yaşına gelmiş koç ÖGEL: 1- Zeki, akıllı, aklı başında 2- Burç ÖGET: 1- Akıl, zeka, akıllılık, 2- Sevgi, muhabbet ÖGİR: Sevinç, neşe, eğlence ÖGLÜ: Dahi, çok akıllı ÖGREDİK: 1- Mürebbiye, eğitmen, yetiştirici, öğretmen 2- İdman, talim, antrenman ÖGRÜ: 1- Öğrenilecek olan 2- Arkadaş, refik ÖGÜŞLÜ: Övülen, methedilen, övülmeye layık ÖGDÜ: Övme, methiye ÖGDÜM: 1- Övülen, methedilen 2- Önce, öncelikli ÖĞER: Övücü, methedici ÖĞLEŞ: Akıl birliği, fikir birliği ÖĞREK: Toplantı yeri, cemiyet , dernek ÖĞREN: Öğrenmekten ÖĞRET: Gelenek, terbiye ÖĞREYÜK: Gelenek, görenek, terbiye ÖĞRÜK: Munis, cana yakın, el üstünde tutulan ÖĞRÜNÇ: 1- Deneyimli, bilgili, öğrenmiş, ders almış, yetişmiş 2- Hoşnutluk, memnuniyet ÖĞTÜ: Metih, övme, ululama ÖĞTÜR: Övme, methedici ÖĞÜÇÜ: Övücü, methedici ÖĞÜLMÜŞ: Başarılı, destekli, övülmeye layık ÖĞÜN: 1- Öğünmek ![]() ![]() ÖĞÜNÇ: Övünç, iftihar, övünme gerekçesi, iftihar vesilesi ÖĞÜNÇEK: Öğünmeye değer, öğünme nedeni ÖĞÜNMÜŞ: Övünmüş, övünmeyi hak etmiş, gururlu ÖĞÜNÜR: Gururlu, mağrur ÖĞÜR: Över ÖĞÜT: 1- Anlayış, kavrayış 2- Nasihat, tavsiye, deneyim aktarımı ÖK: (ög) 1- Öz, doğuş, oluş, gelişme 2- Zeka, bilme, us, yetenek, ana, doğuran ÖKÇİ: Okeci, çağırıcı, davet edici, davetiye veren kişi ÖKÇÜR: Zeki, anlayışlı ÖKE: Dahi, yanılmaz, bilge, çok akıllı ÖKER: Dahi, süper zeka ÖKERMAN: Dahi, bilge, yanılmaz ÖKLÜ: 1- Dahi, akıllı 2- Egemen, denetimci ÖKSÜM: Arzu, murat ÖKSÜZ: Desteksiz, arkasız, oluşumsuz, gelişmeye engel durumu olan, (Halk arasında, anası olmayan, ölen ya da ayrı olan çocuklar için de bu adın kullanılmasındaki neden, ananın, çocuğun yetişme ve gelişimindeki önemine atfendir ![]() ÖKTE: 1- Ökeli, akıllı, dahi, yanılmaz, deneyimli, bilgili 2- Azametli, gösterişli ÖKTEM: 1- Akıllı, bilge 2- Asi, başına buyruk, pervasız 3- Meşhur, gösterişli 4- Bahar, ilk yaz ÖKTEN: 1- Akıllı, bilinçli 2- Kahraman, cesur, korkusuz, başına buyruk ÖKÜÇ: 1- Çok, çokluk, bolluk 2- Akıl, us, bilinç ÖKÜN: Kendine dönüş, öze dönüş ÖKÜNMÜŞ: Özüne bağlı, özüne dönen ÖKÜŞ: 1- Çok, çokluk, bolluk, bereket 2- Akıl, bilinç, bilinçli ÖKÜŞ KARA AÇKI: birl ![]() ![]() ÖKÜZ: 1- Irmak, nehir, büyük akarsu 2- Uzman, bilge, ehil, dahi ÖLÇER: 1- Mühendis 2- ağırbaşlı, ölçülü 3- Savaş buyruğu, saldırı buyruğu ÖLÇÜM: 1- Adap, usul, erkan, yol 2- Ağırbaşlılık ÖLMEZ: 1- Dirayetli, dayanıklı 2- Çok sevilen, unutulmaz, iz bırakmış ÖN: 1- Doğu, güneşin doğduğu yön 2- İlk, başlangıç, doğuş, meydana geliş 4- İlke, öncelik, prensip,temel ÖNAL: birl ![]() ÖNALAN: birl ![]() ÖNALDI: birl ![]() ÖNCEK: Önce, önceki, selef ÖNCEL: 1- Selef, daha önceki 2- Önde olan, öncü, rehber 3- Öncelikli, imtiyazlı ÖNCELİK: İmtiyaz, torpil ÖNCÜ: 1- İlk, orijinal 2- Lider, yol açan, önde olan ÖNCÜL: 1- Öncü, önde, rehber 2- Birinci, ilk ÖNÇEK: Önceki, önceki, selef ÖNDAŞ: Aynı öncelikte, aynı imtiyazı paylaşan ÖNDE: Öncü, önceki ÖNDEGÜN: birl ![]() ÖNDER: Önde olan öncü, lider ÖNDEŞ: Yol açan, rehber, mihmandar ÖNDÜÇ: Öncü, mihmandar ÖNDÜL: 1- En önde, en öndeki, öncü 2- Öncelik, imtiyaz ÖNDÜN: 1- Peşin, peşinat 2- Önde, önde gelen ÖNE: İleri, ileride, ötede ÖNEK: Dayanak, direk, destek ÖNEL: 1- Usta, uzman, pir 2- Vade, mühlet ÖNEM: Öncelik, imtiyaz, değer, kıymet, hassasiyet ÖNEN: 1- Önde olan, öne geçen 2- Bağlılık, sadakat ÖNER: birl ![]() ÖNEY: 1- Öne geçen, önde gelen 2- Yükseklik ÖNG: İlk, birinci, başta gelen ÖNGEL: 1- Ağırbaşlı, olgun 2- Öncü, öncülük eden ÖNGEN: 1- Zafer, utku 2- Uzun boylu, levent ÖNGER: Hiddetli, asabi ÖNGİ: (Öngü) 1- Değişik, farklı, sıra dışı 2- Önce, öncelikli ÖNGÜÇ: 1- Öncü, kılavuz 2- Atak, atik, hareketli 3- Delil, kanıt, ispat ÖNGÜK: Yastıkların ucuna yapıla işleme ÖNGÜL: Yol gösteren, ön ayak olan ÖNKUZU: birl ![]() ![]() ÖNÜÇ: Önce, önceki, selef ÖNÜM: 1- Birinci, ilk 2- Hasılat, ganimet, kar ÖNÜR: Başlangıç, siftah ÖNÜRT: Önce, öncelik ÖNÜT: Önce, öncelik ÖPGİNE: Öpücük, buse ÖPKE: İç geçirme, öfke, hırs ÖPÖZ: Can, ruh, nefs ÖRÇÜM: Üreyiş, gelişim, büyüme ÖRÇÜN: İpten örülmüş merdiven ÖREN: 1- Örme yapan, örücü 2- Eskiden kalma kalıntı, kalıntı kent ya da mezar ÖRGE: 1- Örnek, motif, örgü örneği 2- Şahika, yükseklik ÖRGEN: 1- Örülü ip, urgan 2- Keçi kılından yapılan ip ÖRGÜÇ: 1- Dokuma aleti, dokuma tezgahı 2- Mevki, mertebe 3- Tümsek, tepe ÖRİKLİ: Şeciyeli ÖRKEN: 1- Urgan, örülü ip 2- Fidan ÖRKİN: 1- Fidan 2- Taht, tahtırevan ÖRNEK: Numune, standart, ölçü ÖRPEN: 1- Örtülü, kapalı, gizli 2- Alev, alev ışığı ÖRS: Üzerinde metal maden dövülen demir kütle mec ![]() ÖRTE: Örtü, örtülü ÖRTGÜN: Samanı ayrılmış, harmanlanmış tahıl ÖRTÜN: Omuz üstüne alınan örgülü giyecek, pelerin ÖRÜÇ: Örgü malzemesi, dokuma tezgahı ÖRÜM: Çit, ağıl ÖRÜN: 1- Saç örgüsü, belik 2- Beyazlık, temizlik 3- Gökyüzünün bulutsuz hali 4- Ürün, hasılat ÖRÜNDÜ: Arı, temiz, saf, pakize ÖRÜNDÜL: 1- Seçkin, güzide 2- Saf, temiz, pak ÖS: Gerçek, hakiki ÖSRÜK: 1- Mert, özü sözü bir 2- Esrik, kendinden geçmiş ÖSTERİŞ: Fantezi, hayal, fantastik ÖTER: 1- Ricacı, yakaran 2- İleri, ileri geçmiş 3- Çığırıcı, ötücü, okuyucu ÖTGEN: Geçmiş, aşmış, ötede olan ÖTGÜR: Delici, delip geçen ÖTİLİG: İtibarlı, saygıdeğer, muhterem ÖTKER: 1- Ricacı, duacı 2- Geçici, fani ÖTNÜ: Rica, yakarı, istirham ÖTÜG: (Ötük) Arz, niyaz, rica, dua, dilek ÖTÜGEN: (Ötüken) ÖTÜKEN: 1- Ricacı, duacı, niyazcı, Tanrıya yakaran 2- Geçmiş, mazi, onurlu ve övünçlü mazi ÖTÜN: 1- Ödün, verme, bağış, mağfiret 2- Yakarı, yalvarış, niyaz ÖTÜNÇ: 1- Rica, dilek, maruzat, istirham 2- İltimas, tarafgirlik ÖVET: Övüş, övgü ÖVGÜ: Övme, methetme ÖVGÜN: Övülen, övülmeye layık ÖVÜÇ: Övünç, iftihar ÖVÜL: Övülen, övülmeye layık ÖVÜNÇ: Övülmeye yol açan davranış, gurur ve onur kaynağı ÖVÜT: Öğüt, nasihat ÖYKE: Öfke, hiddet, hınç ÖYKÜ: 1- Taklit, benzeme, benzetme, 2- Hikaye ÖYKÜNÇ: Eğilim, benzeme, taklit etme eğilimi ÖYLEK: Zaman, devir ÖYÜK: Coşku, coşkunluk, tezahürat ÖZ: Kişinin “ben” derken, anlatmak istediği, tinsel varlık ![]() ÖZAK: birl ![]() ![]() ÖZBEK: birl ![]() ![]() ÖZBİR: birl ![]() ![]() ÖZDEK: 1- Madde, temel, asıl, yapı, kuruluş, oluş, oluşum 2- Beden, vücut 3- Ağacın, köküne yakın olan kısım ÖZDEL: 1- Soylu 2- Armağan, hediye ÖZDEN: 1- İçten, samimi 2- Ender rastlanan, olağanüstü 3- Akraba, hısım 4- Armağan, hediye ÖZEK: 1- Temel, asıl, üs, merkez 2- Can, ruh, gönül ÖZEL: 1- Ayırt, fark, farklılık 2- Uzman, usta, kalifiye 3- Kişiye özgü, kişisel ÖZEN: 1- İçten, samimi 2- Dikkat, itina, emek, heves 3- Irmak, küçük akarsu ÖZENÇ: 1- Gıpta, heves 2- Direnç, gayret, dik başlılık ÖZERK: birl ![]() ÖZGE: Ben’in karşıtı ![]() ÖZGEL: Öze ait, özden gelen, samimiyet ÖZGERİŞ: 1- Hayal, kurgu, fantezi 2- Devrim, başkaldırı ÖZGÜ: Öze ait, özle ilgili, ait, has, mahsus ÖZGÜN: Öze ait, özüne ait, orijinal, kendine has ÖZGÜR: Hür, bağımsız, kendinden başkasını dinlemez ÖZGÜVEN: birl ![]() ÖZİ: Fert, Şahıs ÖZİÇ: Varlık, şahsiyet ÖZİL: birl ![]() ![]() ÖZKER: 1- Ulu ruhlu kişi 2- İyilik sever, hayırsever ÖZKONUK: Can, ruh ÖZLEK: 1- Üretken, münbit 2- Felek, talih 3- Özel, şahsi, kişisel ÖZLEM: 1- Öz’ün ilgisi, ilgi duyarak yönelişi, hasret 2- Özel, hususi, kişisel ÖZLEN: 1- Özlenen, aranan 2- Dürüst, özü sözü bir 3- özel, hususi, kişisel ÖZLEŞ: Kendine dönüş, kendinden veriş ÖZLÜ: Orijinal, sağlam ÖZLÜK: Şahsi, özel, kişisel ÖZMEN: Dürüst, özü sözü bir ÖZRÜM: Seçkin, seçilmiş ÖZÜÇ: Vücut, gövde, endam ÖZÜM: Kendine katma, kendine çekme, kendinden yapma ÖZVEREN: birl ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ÖZVERİ: birl ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|