Türkçe Kelimeler (U-Ü) |
10-28-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkçe Kelimeler (U-Ü)UBUT:Ar, edep, tevazu, alçak gönüllülük UC: Uç, sınır UCAS: İddia, bahis UCUD: Yeryüzü, dünya UCUN: Uçta, sınırda, kenarda, uçbeyi UÇ: 1- Son, bitim, sınır, kıyı 2- Aşırılık, ekstrem 3- Herhangi bir nesnenin sivri kısmı 4- Ordu kanadı, kol, cenah UÇA: 1- Koruma, himaye, arka 2- Uç, sınır, limit 3- Kendini aşmış, yüksek, ulu UÇAR: 1- Haber, havadis 2- Kanıt, delil 3- Göğe yakın, Tanrıya yakın, dindar 4- Uçarı, vurdumduymaz UÇBEY: birl Uç/Bey Sınır karakollarında görev yapan askeri birlik komutanı UÇGUN: 1- Kam, baksı, kendinden geçmiş, transa girmiş 2- Kıvılcım UÇKAN: Uçan, uçucu UÇKARA: birl Uç/Kara Sırtı renkli, kanatları kara bir kuş türü UÇKUN: Uçuk, kendinden geçmiş, ateşli, heyecanlı UÇMAĞ: (Uçmak) Cennet UÇSIZ: Sınırsız, geniş, büyük, alabildiğine UÇUK: Uçmuş, kendinden geçen, mest olan kam, baksı UÇUMAK: Uçmak, cennet UÇUR: Devir, dönem UÇURAN: Kam UÇURUM: Son, uzak, uzak nokta, uçulan, uzaklaşılan, yüksek ve derin dağ yamacı, yar UÇUZ: birl Uç/Uz 1- Alçak gönüllü 2- Basit, kolay UD: (Ut) 1- Arka, geri, ardından gitme, takip 2- karşılaşma, çatışma, yenme, utku 3- Uyuma, uyku UDAR: 1- Takipçi, peşini bırakmayan, kovalayan 2- Yener, galip gelir UDU: Uyku UDUK: Uyanık, diri UDUM: Art arka, arkası sıra UDUN: 1- Hüner, beceri 2- Sönmüş, sönük UDUZ: 1- Mürşit, yol gösteren, ardından gidilen 2- Yollayan, sevk eden UGAN: Kaadir, yaratan ve hükmeden, Ali, yüksek, kudretli Çok eski dönemlerden beri, Tanrı ve Tanrı sıfatı olarak kullanılan bu sözcük, Türklerin ilk Müslüman oldukları dönemlerde de, bir süre Tanrı adı olarak kullanılmıştır UGIN: Fikir, düşünce UGIŞ: Zeka, üretkenlik UGUZ: Kutlu, mübarek UĞRAK: 1- başvurulan kişi, bilge ve deneyimli kişi 2- Savaşa giderken, Askerlerin, aile ya da eşyalarını topluca bıraktıkları yer 3- Uğranılan yer UĞRAŞ: 1- Düşünce, tasarı, iş, çaba, meslek 2- Mücadele, savaşım, savaş, Karşılaşma, karşı karşıya gelme UĞRAŞI: Meslek, iş, çaba, savaşım, geçim UĞRUK: Savaşa giderken, askerlerin eşyalarını bıraktıkları yer UĞRUN: Yan bakış, gizlice bakış UĞUR: 1- Baht, talih, iyilik, güzellik, kut, bolluk, bereket 2- Süre, zaman UĞURAL: Uğurlu, kutlu, bahtı açık UĞURÇAL: birl Uğur/Çal (Sürmek, değdirmek) UĞUŞ: Akraba, hısım, kan bağıyla birbirine bağlı kişilerden her biri UKUŞ: Zeka, akıl, yetenek UL: 1- Temel, esas, kök, oluş, oluşum, doğuş 2- İşaret, nişan, iz ULA: Temel, esas, esaslı ULAÇ: 1- Ulaştıran, bağlayan, bağlayıcı 2- İsabet 3- Tim, takım, müfreze ULAÇLI: Ulaştıran, ulak ULAĞ: 1- Soy, nesil 2- Maiyet, bütünlük 3- ulak, haberci 4- Bağ, zincir ULAK: 1- Ulaştırıcı, ulaştıran, haberci, bağlantı sahibi ULAKÇI: Haberci, ulaştırıcı, bağlayıcı, bağlantı ULAM: 1- Eklenmiş, katılmış, tim, müfreze 2- Dizi, dizili, bağlı, dizgi 3- yetenek, yetenekli 4- Ululama, selamlama, temenna ULAN: 1- Bağlayan, bağlayıcı, birleştirici, etkileyici 2- Ulu, ululanmış, saygıdeğer, söz dinleten 3- Taze, tazelik, gençlik, genç, cıvan ULANBATUR: birl Ulan/Batur Ünlü ve ulu kahraman ULANDI: Ululandı, kutsandı, kutlu ULANMIŞ: Ulu, kutsal, mübarek, saygıdeğer ULAR: 1- Bağlayan, birleştiren, birleştirici 2- Erkek keklik ULAŞ: 1- Ululuk, ululaşma, yücelik 2- Oluş, temel, kök, soy, soyluluk 3- yetişme, kavuşma Ulaşılacak olan, bağlanılacak olan, ülkü, ideal 4- uluyuş, kurt gibi uluma 5- Savaş uranı, savaş narası 6- Kent, kent arazisi 7- İsabet ULAŞLU: 1- Amaçlı, idealist, ne istediğini bilen 2- Ulaşıcı, bağlayıcı, birleştirici 3- Kentli, zengin, varlıklı ULAT: Bağlayıcı, birleştirici ULCA: 1- Ezeli, eskiden beri var olan 2- Pay, ganimet, savaş ganimeti ULCAŞ: 1- Tazim, ululama, büyükleme 2- Bölüşüm, paylaşım, ganimet ULDIZ: Yıldız ULIÇ: Yavru, yaren, sevilen ve korunan ULIÇIM: Yavru, yavrucak ULIG: Uluma, yakınma, sızlanma ULIŞ: Uluyuş, kurt gibi ulayış ULU: (Ulug, Uluğ) Yüce, yüksek, mübarek ULUCA: 1- Ululuğa yakın, saygıdeğer, hürmetli 2- Üst düzey yönetici, erk sahibi ULUÇ: 1- Temel, esas, oluş, ulaş 2- Bağ, bağlantı, ilişki 3- Uluyuş, uluma ULUĞAYGUÇİ: birl Ulu/Ayguçi Göktürkler ve özellikle Uygurlar döneminde başbakan ( sadrazam, baş vezir) unvanı olarak kullanılmıştır ULUĞNOYAN: birl Ulu/Noyan Çengiz Kagan döneminde “Başkomutanlık” sıfatı olarak kullanılan bir unvan ULUKOYUN: birl Ulu/Koyun Yakut destanlarında adı geçen “Ateş Tanrısı” ULULA: Yücelt, yükselt, mübarek kıl ULUM: Debdebe, şaşa, gösteriş ULUN: (Ulan, İlun) Ulu, ululanmış ULUNYEGE: birl Ulun/Yeke Sözü dinlenen, saygı duyulan, bilgi ve deneyimine başvurulan hanım ULURAK: Ulu, kebir, en büyük ULUS: 1- Ul (Temel, kök, esas) danUl/Uz 2- Ülüş, bölüm, kesim, toplulukdan boy, halk, millet,budun (Uygurlarda) ULUŞ: Pay, bölüm ULUTOYUN: birl Ulu/Toyun Yakut destanlarında, kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen Tanrı UMAK: Irk, soy, kemik UMAN: Umutlu, bekleyen UMANÇ: 1- Umutluluk 2- İntizar UMAR: Umutlu UMAY: Koruyucu, şefkatli, iyiliksever Eski dönem, Tanrıçalarından ( Halen, Altay ve tüm Kuzey Türkleri arasında çocukları sevip, koruduğuna inanılır) UMDI: Arzu, beklenti UMDU: Ümit, ümitli UMUCA: Umutlu bekleyiş UMUÇ: Rica, yakarış, beklenti UMUG: 1- Ümit, destek, dayanak 2- Sığınma, iltica UMUNÇ: Rica, beklenti UMUR: Umar, ümitli UMUŞ: Beklenti UMUT: Umuş, ümit, beklenti UNAT: Doğru, yerinde, uygun, olgun, yeterli UNGAN: (Ungan) 1- Bağlı, bağımlı 2- Bahtiyar, doğru yolda olan UR: 1- Uğur, baht, mutluluk 2- Vur, vurmak, darbe URAGUT: Dişi, üretken, tohum, tohumluk URAK: Orak, doğrayıcı, biçici URAN: 1- Savaş narası, nara 2- Vuran, vurma eyleminde bulunan, döven 3- parola URAS: 1-Kut, baht, mutluluk 2- Ateş bakışlı URAZ: Uras, kut, baht URAZLI: Mutlu, bahtiyar URKU: Uğur, baht, talih URPAK: (Urpağ) 1- Evlat, uşak 2- Kibar, nazik URUK: 1- Boy, ok, ulus 2- Vuruk, vurgun URUL: 1- Tür, cins 2- Örs URULU: Cins, soylu URUM: 1- Şeref, onur, haysiyet 2- Meleke, beceri, yatkınlık URUMDAY: Panzehir ve tedavi için kullanılan bir taş URUN: 1- Orun, şeref, itibar 2- Miktar, adet URUNÇA: 1- Şerefli, onurlu 2- Emanet, rehin URUNGU: 1- Şeref, onur, haysiyet, onurlu davranış 2- Eğitim ve talim kılıcı URUS: 1- Orus, uras, uraz) 2- Uruş, kırış, savaş URUŞ: Vuruş, döğüş, kırış, savaş URUŞKAN: Savaşçı, cengaver URUT: 1- Aşama, merhale 2- Amaç, maksat, hedef URUZ: 1- Uraz, uras 2-Vuruş, dövüş US: Öz, töz, yeti, anlayış gücü, akıl, zeka, uzluk USAN: Uslu, akıllı, usta, uzman USBOL: birl Us/Bol Dahi, üstün zekalı USLU: Akıllı, uzman, üstad USLUM: Becerikli, mahir USLUY: Deneyimli, tecrübeli USUK: Uslu, akıllı, zeki USUN: 1- Uzun, uzman, derin, engin, deneyimli 2- Gerçek, sahih UŞAK: Çocuk, genç, taze, ufaklık UTA: 1- Tedavi, onarım, tamir, iyileştirme 2- Zafer, galibiyet UTACI: Doktor, eczacı, iyileştirici UTAMAN: 1- Utkan, galip, muzaffer 2- Eczacı, doktor 3- Edepli, mahçup, sıkılgan UTAN: 1- Galip, muzaffer 2- Utanma, ar, mahçubiyet UTANGAN: Utangaç, mahçup, kendi kendini sıkan UTAR: 1- Yener, utkan, galip 2- İyileştirici 3- Kovalayan, takip eden UTAŞ 1- Yardım, imdat 2- Galibiyet, zafer, utku 3- Takip, kovalamaca UTGUÇU: Galip, muzaffer UTKU: Zafer, galibiyet, yenme, üstün gelme, güçlüklerden sonra ulaşılan mutlu son UTLU: 1- Galip, muzaffer 2- Sıkılgan, mahçup UTUGLU: Galip, muzaffer UTUŞ: Yenme, galibiyet, zafer UVUT: Utanma duygusu, edep, ar UYAN: 1- Dikkat, itina, dikkatlilik, tedbir 2- İman, inanç UYANIK: Dikkatli, tedbirli UYAR: Uyumlu, uygun UYAV: Uyanık, fatin, ferasetli UYDAÇI: Mürşid, yol gösteren, öğretmen UYGAN: 1- Uyumlu, geçimli, uysal 2- Bağlı, tabi, muti UYGAR: (Uygur) çağdaş, uyumlu, uygun, uyarlı, medeni UYGU: Ahenk, uyum UYGUL: Uyumlu UYGUN: 1- Yakışıklı, güzel, elverişli 2- Geçimli, dirlikçi, imtizaçlı UYGUR: (uygar) Türk boyları içinde, bu günkü anlamda bir kentleşmeye ilk başlayan Türk boyu Kağıdı, akapunkturu, matbaayı, tekstil sanayiini ve daha birçok buluşu gerçekleştiren Türk boyu UYGUT: Uyumlu, ahenkli, uygar UYGUTALP: birl Uygut/Alp UYLAŞ: 1- Uyum, geçim, dirlik, düzen 2- Fikir, düşünce, tefekkür UYLAŞI: Uyum, geçim, barış UYSAL: uyumlu, efendi,yumuşak başlı, halim, selim UYTUN: Kutlu, mübarek UYUM: Uygunluk, denklik, ahenk, armoni UZ: Us, öz, erk, yetme, beceri, başarı, açılma, uzama, genişleme, açılım, yayılım UZA: 1- uzay, genişlik, uzunluk, yaygınlık 2- Eski, eskiye dayalı, kadim, mazi 3- Geçiş, geçit UZAK 1- Uzman, usta, sanatkar 2- Güçlü, egemen, başarılı UZAM: Uzmanlaşmış, ustalaşmış, usta UZAN: Uzman, usta, akıllı, bilgili, sanatçı, pir UZAY: Feza, gök boşluğu, uzamış, genişlemiş, geniş UZDU: Ezeli, çok eski, kadim UZEL: birl Uz/El Usta, maharetli, becerikli, sanat erbabı UZELLİ: Usta, maharetli, elinden iş gelen UZLUK: İhtisas, uzmanlık UZMA: Kalifiye, uzman, pir UZMAN: Usta, pir, otorite UZUG: Uyanık, dikkatli, müteyakkız UZUN: (Usun) 1- Uzman, pir, becerikli, iş bitirici 2- yaygın, geniş 3- kalıcı, daimi ÜÇ:Üç sayısı (Türklerin, dokuz, kırk gibi, uğurlu saydığı sayılardan) ÜGE: (Üyge) Ünlü, meşhur ÜGİT: Öğüt, nasihat, propaganda, ajitasyon ÜĞDÜL: Bahşiş, ihsan ÜKELGE: Armağan, bahşiş ÜLEGÜ: Bölüm, kısım, pay ÜLEŞÜR: Bölüşüm, paylaşım, paylaşımcı ÜLGEN: 1- Ulu, kebir 2- İri, büyük, heybetli, geniş Eski dönem Tanrılarından ( Türk mitolojisinde İyilik Tanrısı) ÜLGİ: Örnek, numune ÜLGÜDÜR: Örnek, numune ÜLGÜT: Örnek, numune ÜLKE: Bölüm, parça, toprak, diyar, memleket, vatan, yurt ÜLKEM: Ülke, memleket sevgisi ÜLKEN: (Ülgen) ÜLKER: 1- yıldızlar topluluğu, yıldız kümesi 2- Yedi kardeşler de denen bir yıldız grubu 3- Kadife,peşkir,gibi dokumaların üzerindeki, ince tüy, hav ÜLKER ÇERİĞ: Savaş hilesi, savaş taktiği ÜLKÜ: 1- İdeal, hedef, olacağına inanılan”Olan, değil, olması gereken” 2- Prensip, adet, düstur 10- Üleşme, bölüşme, pay, pay ortaklığı ÜLKÜCÜ: Ülkü sahibi, olması gerekeni düşünen ÜLKÜDAŞ: Aynı ülküyü benimseyen ve aynı ülküyü paylaşan kimse ÜLKÜM: Ülkü sevgisi ÜLÜGLÜ: Talihli, kısmetli,bahtı açık ÜLÜK: (ülüg) Kısmet, nasip, pay ÜLÜKBULMUŞ: birl Ülük/Bulmuş Uygur kağanlarının unvanlarından ÜLÜŞ: 1- Bölüş, bölüm, bölünen, pay 2- Konuk payı, komşu payı, ailenin ihtiyaçları dışında, konu-komşu için ayrılan ve saklanan pay ÜMİT: Umut ÜN: 1- Ses, seda 2- Şöhret, nam ÜNAL: 1- Ün/Al 2- İnal (Han soyundan gelen, soylu ve imtiyazlı bey) ÜNALDI: birl Ün/Aldı Ünlü, meşhur ÜNDEV: Namlı, meşhur ÜNLÜ: 1- Meşhur, namlı, tanınmış 2- Gür sesli, sesini duyuran ÜREGEN: Bereketli, münbit ÜREGİR: Bolluk, bereket, üretkenlik ÜREK: Yürek, kalp ÜREKLÜ: Cesur, yiğit ÜRENTUYUN: birl Üren/Tuyun Eski dönem, Yakut Tanrı adlarından ÜRGAN: Kıvılcım, şerare ÜRGÜÇ: Körük, demirci körüğü ÜRK: Dehşet, korku, çekince ÜRKMEZ: Cesur, korkusuz ÜRKÜT: Ürkütücü, dehşet verici ÜRÜK: Süregen, daimi ÜRÜN: Döl, verim, ekin, üremiş, üretilmiş olan ÜRÜNDÜK: Verimli, seçkin, güzide ÜRÜNDÜL: Seçkin, güzide ÜRÜNG: 1- Maneviyat, manevi güç, 2- Temiz, pak ÜSTE: Galip, faik ÜSTEK: Üstün, galip, faik ÜSTÜN: Üstte olan, galip, faik, muzaffer ÜSTÜNGÜ: Üstün gelme, üste çıkma, mertebe atlama, derece ÜTGÜR: Hızlı, seri, çabuk ÜYEN: 1- İlkeli, özüne bağlı 2- İyilik sever, temiz yürekli ÜYGE: İyi, yararlı, zararsız ÜYGEN: İyilik dolu, temiz kalpli ÜYGENARIK: birl Üygen/Arık Altay, Tuva, Sogay destanlarında adı geçen bir Tanrıça ÜZBE: Üzgün, kızgın, dargın, darlanmış, mahzun, sıkıntılı ÜZLÜNÇÜĞ: Olağanüstü, fevkalade ÜZÜT: Can, ruh, öz, tin |
|