![]() |
Kardeşlik Denince..(Lütfen Okuyun..) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kardeşlik Denince..(Lütfen Okuyun..)Mesnevî’de anlatılır: Erenlerin büyüklerinden Zünnûn-i Mısrî’yi, bir ara öyle bir aşk hâli kapladı ki, görenler onu deli zannetmeye başladı ![]() ![]() ![]() O da hiç sesini çıkarmadı ![]() Halkın şerrinden dolayı tımarhaneye girdi ![]() ![]() Sevenleri bu hâle çok üzüldüler ![]() ![]() Fakat Zünnûn uzak durdu: –Siz kimsiniz? –Biz sizin dostlarınızız! –Nasıl bir dost?! ![]() –İçimiz sızlıyor; hâlinizi-hatırınızı sormaya geldik ![]() Zünnûn, alâka göstermedi, kaşlarını çattı ![]() Çaresiz bir şekilde dediler ki: “–Ey içi hünerlerle dolu akıl denizi! Neden kendini deli gösteriyorsun? Külhan dumanı güneşe nasıl ulaşır? Zümrüd-i ankā kuzguna nasıl âlet olur? Biz seni seven kişileriz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zünnûn, bu ifadeler karşısında da oralı olmadı ![]() ![]() ![]() Sonra da; Âniden yerinden sıçradı, kalktı ![]() ![]() ![]() Onların bu hâline Zünnûn, acı acı güldü ![]() –Hey gidi hey! Şu dostların dostluklarına bak! Devam etti: –Dostlara bak dostlara! Nerede dostluk belirtisi? Dost dediğin kimseye; en okkalı zahmet ve ıstıraplar bile can gibi tatlı gelir ![]() ![]() ![]() Hey gidi hey! Dostluğun alâmeti; belâ, âfet ve mihnetlerden hoşlanmak değil midir? Şu ham adamlar bilmiyorlar ki; Dost, altın gibidir ![]() ![]() ![]() Kıssa açık ![]() Hisse mânidar ![]() Zünnûn-i Mısrî, kardeşlik ve dostluk bahsinde çok hassas bir mihenk kullanıyor ![]() ![]() Bu sebeple onlar; Kardeşlik ve dostluk deyince, sıradan bakmıyorlar ![]() Makbuliyet mîyârına ve kardeşliğin hakikatine dikkat ediyorlar ![]() O mîyar ve hakikat, meselenin hem özü hem de hikmeti ![]() Onda; Kardeşlik ve dostluğun lüzumuna paralel özellik: Altın gibilik ![]() Ama; Toz ve topraktan arındırılmış hâlis bir altın ![]() ![]() Bu kıvam olmadan kardeşlik; tam anlamıyla güzelliğini tecellî ettiremez, kendini gösteremez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İki dakikada; Ne kardeşlik kalır ne dostluk, ne fazîletler kalır ne sabır, ne güzellik kalır ne özellik ![]() ![]() ![]() Oysa; Kardeşlik cılız bir ip olmamalı ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun için yukarıdaki kardeşlik kıvâmı, olmazsa olmaz bir şart! O şart yerine gelmeyince nice kırk yıllık dostluklar kırk saniyede sıfırlanır ![]() ![]() Yani; Mühim olan, gerçekten kardeşlik ![]() Karşılıksız kardeşlik ![]() Dar ve zor zamanlarda kendini daha bâriz gösteren ve değişen şartlar altında asla değişmeyen bir kardeşlik ![]() Bünyesinde bilhassa ikiyüzlülüğü hiç barındırmayan bir kardeşlik ![]() İstismara kapalı, doğruluk ve güzelliğin istifadesine açık bir kardeşlik ![]() Her hâlükârda nefsânî çıkışları ve tehlikeleri bastırıcı, şeytânî hisleri de yok edici bir kardeşlik ![]() Mânevî duyguları ise, daima diriltici ve yeşertici bir kardeşlik ![]() Son nefes tohumu olan bir kardeşlik ![]() Ebediyet çırasıyla tutuşmuş bir sevginin harmanı olan kardeşlik ![]() Hazret-i Peygamber’in talim ettiği ve sahâbesinde gerçekleştirdiği şu kardeşlik: “Canım kudret elinde olan Allâh’a yemin ederim ki sizler îman etmedikçe cennete giremezsiniz ![]() ![]() Îman gibi büyük bir hakikat, diğer şartları yanında bir de niye kardeşlik şartına bağlanmış? Çünkü; Onun istediği öz, kardeşlik ilâcında ![]() ![]() ![]() ![]() Allah, en azılıları bile kaynaştırma ve düzeltme mayası olarak «kardeşlik» vurgusuna dikkat çekmekte: “Toptan Allâh’ın ipine sarılın, ayrılmayın ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kardeşlik; İnsanın iç dünyasındaki kirleri ve pislikleri temizleyen ve gönülleri arındıran bir su gibi ![]() ![]() ![]() Denilebilir ki; Ortalığı kasıp kavuran nice kavgaların ve gürültülerin çaresi, kördüğüm problemlerin en verimli çözüm noktası da, her şeyden önce kardeşlikten ibaret ![]() Yani; Bir ömür hâlledilemeyecek meseleleri de bir dakikada hâlletmek, kardeşlikle mümkün ![]() ![]() Birbiriyle kardeş olan her sahâbî, her şeyini kardeşiyle paylaştı ![]() ![]() Müşrikken yıllardır aralarında çözemedikleri karmaşık ve belâlı problemleri kökünden çözdü ![]() ![]() Onlardaki böylesine muhteşem kardeşlik, daha neleri neleri çözmedi ki! Nice kan dâvâlarını ortadan kaldırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sadece kardeşlikle! Hakikaten; Kimi zaman öyle fırtınalar eser, öyle kasırgalar kopar ve öyle ihtilâf alevleri tutuşur ki; İnsanoğlu, hangi mükemmel hasletlere ve özelliklere sahip olursa olsun, bir damlacık husûmet suyunda boğulur gider ![]() Öyle anlarda; Volkanda bile erimeyen iradeler, bir de bakarsınız ki bir kibrit alevinde bile mum gibi eriyip gitmiş ![]() Bakarsınız; Kubbeler habbe olmakta, habbeler de kubbe olmakta ![]() ![]() Bakarsınız; Kavgalar ve gürültüler, hiçbir çareye eyvallah etmiyor ![]() Çare yok mu? Her şeye rağmen var ![]() Ama; Kalplerin kapısının açılacağı tek bir çare var ![]() O da; Kardeşlik! Sosyal hayat dikkatle incelendiğinde göze çarpacak en belirgin gerçek bu ![]() Cemiyetteki müzmin problemler; şu şu prensiplere ve husûsiyetlere göre değil, ancak kardeşlik anlayışına göre çözülebilir ![]() ![]() Hâsılı; İlle kardeşlik, ille kardeşlik ![]() ![]() ![]() Bu noktayı yakalamak mühim ![]() ![]() ![]() Bu nokta yakalandığı an, yani kardeşlik en güzel şekilde tesis edildiği zaman, şu köhne cihanda ne büyük fazîletler sergilendi ![]() ![]() ![]() Fakat; Kardeşlik bozulunca da dünya ne fecî hüsranlara, zulümlere, vahşetlere ve perişanlıklara sahne oldu ![]() ![]() ![]() Gerçekten de; Kardeşlik tesisi ile muazzam medeniyetler meydana geldi, onun inkırâzı/bozulması ile de akla-hayale gelmez çöküşler ve yıkılışlar yaşandı ![]() İnsanların arası, hep bu gerçeği unuttuğu zamanlar bozulmaya ve tıkanmaya başladı ![]() ![]() Neye ve nelere gelse de, kesinlikle kardeşliğe halel gelmemeli ![]() Çünkü; Halel gelmiş bir kardeşlikten hiçbir bereket doğmaz ![]() ![]() Çünkü; Onların gözleri güzelliğe karşı şaşı ve âmâ hâle gelmiştir ![]() “Hazret-i Yûsuf, kardeşlerinin gözüne çirkin bir mahlûk gibi görünüyordu ![]() ![]() ![]() Zâhirî, gözle görülen kurt; Yûsuf’un etrafında dönüp dolaşmadı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüz binlerce kurtta bu düzen ve hile yoktur ![]() ![]() Kardeşlikteki bu haset, ya da ihtiras ve çeşitli sebepler yüzünden oluşan ârızalar ve hazin neticelerini bizzat Kur’ân-ı Kerim, birer ibret örneği olarak aktarmakta ve yüce dînimiz İslâm; Kardeşliği zedeleyen her şeyi yasaklamaktadır: Dedikodu, gıybet, alay, yalan, kötü niyet, garezkârlık, sahtekârlık, kandırmaca, aldatmaca, hile, hâince fısıltı vesaire ![]() ![]() ![]() Bunlara kalkışanlar, hiçbir zaman gerçek bir kardeş olamamış! Onlar; «Hem şeytanı, hem Rahmân’ı memnun edebilir miyiz?» çabasında nefeslerini gafletle tüketenler! Onlar; Cebrâil’le iblisin aynı çember içinde yer alamayacağını bilemeyen idraksizler! Onlar; Kardeşlik hakkını; kötülük ve zulüm, istismar ve ifsat yönünde kullanmaya kalkışan zavallılar! Oysa ki; Kötülükle kardeşlik olmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çünkü zulüm, yıkımdır ![]() ![]() ![]() Kardeşlik ise bunları üretmek değil, aksine temizlemek ve bertaraf etmekle kāim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Doktorluk yapacak kimseler; «Aradığım ve beklediğim fırsat bu!» deyip de önüne gelen hastayı mikrobuyla baş başa bırakırsa, kardeşlik lâftadır ![]() Yarayı sarmayandan kardeş olmaz! Günahtan engellemeyenden kardeş olmaz! Doğruyu söylemeyenden kardeş olmaz! Açı doyurmayandan kardeş olmaz! «Acıyın!» feryatlarını duymayandan kardeş olmaz! Düşeni kaldırmayandan kardeş olmaz! Affetmeyenden kardeş olmaz! Kardeşinin iyiliğini istemeyenden kardeş olmaz! Yetim malı yiyenden kardeş olmaz! Kul hakkını hiçe sayandan kardeş olmaz! Öfkesini yutamayandan kardeş olmaz! Tebessüm edemeyen sırıtkandan kardeş olmaz! Can evinden, içten, samimî olmayandan kardeş olmaz! Sevmeyenden kardeş olmaz! Ancak bu olmazları anlayıp da; Yaraları sarabilenlere ne mutlu! Sevapla yoğurabilenlere ne mutlu! Sözü ve özü doğrulara ne mutlu! Açları doyurabilenlere, acı feryatları duyabilenlere, düşenleri kaldırabilenlere, affedebilenlere, öfkesini yutabilenlere, pür-tebessüm olabilenlere, samimî ve içten gönüllere ne mutlu! Kul hakkına riâyet edebilenlere, kardeşi hakkında daima hayır ve iyilikten yana olabilenlere ne mutlu! Sevebilenlere ne mutlu! Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurur: “Hiç şüphesiz Allah Teâlâ kıyâmet günü; «Nerede benim rızâm için birbirlerini sevenler? Gölgemden başka gölgenin bulunmadığı bugün onları, kendi Arş’ımın gölgesinde gölgelendireceğim ![]() ![]() Hak sevgisinden tecellî bir kardeşlik sevgisinin müjdesi ve mükâfatı, işte bu! Eğer bu sevgi zedelenirse, unutmamalı ki, gönüldeki Hak sevgisi zedelenmiştir ![]() Kardeşliği en belirli hatlarıyla böyle anlamalı ![]() Başka anlayışların tamamı bir hiç, hepsi nafile, tümü hüsran! Kardeş kavgalarının açtığı yaralar, tarihin nice seçkin sayfalarını bile kana bulamadı mı? İlk Peygamber Hazret-i Âdem’in oğlu Kābil, öz kardeşi Hâbil’e nasıl kıydı? Kardeşleri, hiçbir günahı ve suçu olmayan Yûsuf’a neler yaptı? Kardeş nedir? Aynı kubbede, aynı harmanda, aynı mükâlemede, aynı iklimde, aynı soğukta ve sıcakta beraber ve bir yaşayan; ruhları aynı, inançları aynı, genel müşterekleri aynı olan gönüllerin cennet bağıdır ![]() O bağın gönülleri; Bir garip kardeş görünce, içleri titrer ![]() ![]() ![]() ![]() Kardeşlik bu! Maalesef hayatın onca ibretli kötü hâdiselerine rağmen kardeşliği herkes farklı bir şekilde anlıyor ![]() Aslında bu anlayışlar, anlayanların durduğu noktaların farklılığını gösteren bir ayna ![]() Kardeş deyince ![]() ![]() ![]() Batılı ne anlıyor, doğulu ne anlıyor? Kâfir ne anlıyor, mü’min ne anlıyor? Zengin ne anlıyor, fakir ne anlıyor? Güçlü ne anlıyor, zayıf ne anlıyor? Patron ne anlıyor, işçi ne anlıyor? Yöneten ne anlıyor, yönetilen ne anlıyor? Ne anlamalı? Anlamalı ki, Kardeşlik, mevcut olduğu alâka bağına göre bir kuvvete sahiptir ![]() Îman/din kardeşliği, Kan/biyoloji kardeşliği, Dâvâ kardeşliği, Takım kardeşliği, Heves/nefsâniyet kardeşliği ![]() ![]() ![]() Kartvizit kardeşliği ![]() ![]() ![]() Hangisi efdal? Mâlûm ![]() Ama görmek ve idrak etmek gerek ![]() Kardeşliğin yönünü ve özünü iyi bilmek ve ayarlamak gerek ![]() İnsan, hangi yönde kardeş olmaya karar verirse o yönde yığınla özelliğe karar vermiş oluyor ![]() ![]() ![]() “Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz!” şeklinde ![]() Çünkü; Kardeşlik şuurunda olmayan kimse, kendinden gafildir ![]() ![]() ![]() Oysa; Kardeşlik nûru, kusurları yıkayan bir ışık ![]() ![]() ![]() Kardeşlerini ayıplamayan Yûsuf’un nûru bambaşka idi ![]() ![]() ![]() Mevlânâ der ki: “Sokaktan geçerken, Yûsuf’un yüzünün nûru; o civarda bulunan köşklerin, evlerin pencerelerinden, kafeslerinden içeriye vururdu, düşerdi ![]() Köşklerde bulunanlar; «Belli ki Yûsuf gezmeye çıktı; şimdi buradan geçiyor!» derlerdi ![]() İşte kardeşlik nûru böyle olmalı ![]() Olabilenler ![]() ![]() ![]() Gerçek kardeşler; Aynı özelliklerle yoğrulur, Imageİyilik ve takvâda yardımlaşır, Hakkı ve hayrı tavsiye eder, Günahtan alıkoyar, Sözünde durur, Ahde vefâ gösterir, Emânete riâyet eder, Ayıpları giderir, Zulmetmez, İnsan eti yemez, İhânet etmez, arkadan vurmaz, İhtiyaç ânında koşar, Zor zamanda yanında olur, Arabozucu değil, arabulucudur, Geçim ehlidir, Mütebessimdir, Allah için sever ![]() ![]() ![]() Kardeşlik gıdası; ancak bu özellikleriyle iki dünyada da şifâ, safâ, vefâ ve kurtuluş ![]() ![]() ![]() ![]() “Söyle bakalım: Öküze ve eşeğe şekerden ne fayda var? Her canlı olanın başka gıdası vardır ![]() Birisi hastalık yüzünden toprak yemeyi sevse, o kişi toprağı kendisine gıda sanır ![]() ![]() ![]() ![]() Böylelerine doğru kardeşlikler, sıkıntı; kötü kardeşlikler ise ferahlık gibi görünür ![]() Çünkü; Nefis ve şeytan ile kardeşlik ve dostluk bağları kurulunca, gönül ve melâike ile aradaki bağlar kopmaya başlar ![]() ![]() ![]() Unutmamalı ki; Güzeller birbiriyle kardeş olmazsa, başkalarıyla düşüp kalkmak zorunda kalırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Hiçbir şey ![]() Bunun da, Mesnevî’de anlatılan ibretli bir misali var ![]() Vefâlı bir kurbağa ile bir fare tanışıp dost oldular ![]() ![]() ![]() ![]() O civelek fare, kurbağa ile buluşunca neşeleniyor; o küçük, parlak gözleri ışıklar saçıyordu ![]() ![]() Aralarında anlatmakla bitmez bir dostluk/kardeşlik oluşmuştu ![]() Fare bir gün kurbağaya dedi ki: –Ey herkese akıl ışığı olan dost! Seninle her içim daraldığında buluşmak ve seninle dertleşmek istiyorum ![]() ![]() –Benim dünyam orası ![]() –Fakat sen orada iken ben bin bir ihtiyaçla gelip su kıyısında sana; «Ey dost! Neredesin?» diye seslensem de duymuyorsun ![]() ![]() –Belirlediğimiz zamanlarda görüşüyoruz ya! –Öyle ama ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() –Söyle ey dost! –Ciğerim öyle yanmakta ki susuzluğumu senden başka giderecek yok ![]() ![]() ![]() –Peki ne yapalım? –Uzun bir iple irtibat sağlayalım ![]() ![]() –Bu nasıl olacak? –İpin bir ucunu benim ayağıma, diğer ucunu da senin ayağına bağlarız, olur biter ![]() ![]() Kurbağa çaresiz kabul etti: –Eh, öyle yapalım ![]() Fakat bir yandan da bu teklif, kurbağanın hoşuna gitmemişti ![]() –Bu pis fare beni bağlayacak! Farenin ise sevincine diyecek yoktu ![]() ![]() ![]() –Nasıl olsa ipin ucu elimde! Çok şükür, fırsat el verdi artık! Kurbağa düşünceli olarak dereye dalarken fare neşeli neşeli toprak üstünde zıplıyordu ![]() Tam o anda; Karnı aç bir alacakarga ok gibi yere indi ve gafil fareyi kaptığı gibi havalandı ![]() Tabiî; Karga havalanınca, kurbağa da aynı tuzağa yakalanmış oldu ![]() ![]() ![]() Bu hâli görenler şaşırdılar: –Ne kurnaz kargalar varmış! Şuna bak; sudaki kurbağayı ne yaptı da avlayabildi? Su kurbağası nasıl oldu da kargaya yem oldu? Darağacındaki bir mahkûm gibi ipe asılı kurbağanın ise diyecek hiçbir sözü yoktu ![]() –Benim dünyamdan olmayan biriyle arkadaşlık yapmamın cezası bu! Suda yaşamayan biriyle, kirli ve aklı kıt bir hayvanla dostluk kuranın hâli işte böyle olur! Buradaki hisse gayet âşikâr ![]() Satır aralarında da görüldüğü üzere; Her dost, dost olduğunu kendi dünyasına çekmeye çalışır ![]() ![]() ![]() Ancak; Ayrı dünyaların dostlarından mutlaka biri, diğerinin dünyasını yok edecektir ![]() Hele birbirlerinin ayaklarına ip bağlamışlarsa! İki taraflı bir çekim, ille de bir tarafı keskin bir tehlikenin timsah kesilmiş ağzına atacaktır ![]() Ondan sonra; Yığınla mahrumiyet ![]() ![]() ![]() Öyleyse; Aklı, gönlü ve aşkını, insan; gaflete düşüp de bir farenin ayağına bağlamamalı ![]() ![]() ![]() ![]() O hâlde; Dostluk ve kardeşliklerdeki uygun ve doğru kişilikleri bilmek ve bulmak, gerek ![]() ![]() ![]() ![]() Ve bilmeli ki; Aynı dünyanın insanı olmak, lâfta ve şekilde değil, mânâ ve ruh iledir ![]() Mânâ ve ruh ile olan kardeşlik duygusu, bir kişiyi birliğin içinde ikiye yükseltir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “On çatallı boynuzları olan yüz binlerce yiğit geyik, bir arslanın saldırışına karşı âdeta yok olur gider!” O geyikler ki görünüşte hep bir arada ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir sinek bir kartalı salladı vurdu yere, Yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu! ![]() ![]() Velhâsıl; Ne olduğumuza, nelere ve nasıl özelliklere sahip olduğumuza bakmaktan çok, nasıl bir kardeş olduğumuza bakmalı ![]() İşte o zaman insan, ne kadar cılız da olsa devleşir ![]() Yûsuf olur ![]() Zaten kardeş deyince de; Yûsuf gibi olmalı ![]() Olabilenlere ne mutlu! ![]() ![]() M ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Kardeşlik Denince..(Lütfen Okuyun..) |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kardeşlik Denince..(Lütfen Okuyun..)Son zamanlarda iyice uzaklaştığımız, sahip çıkmamız gereken en önemli şey kardeşlik ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerçek kardeşler; Aynı özelliklerle yoğrulur, İyilik ve takvâda yardımlaşır, Hakkı ve hayrı tavsiye eder, Günahtan alıkoyar, Sözünde durur, Ahde vefâ gösterir, Emânete riâyet eder, Ayıpları giderir, Zulmetmez, İnsan eti yemez, İhânet etmez, arkadan vurmaz, İhtiyaç ânında koşar, Zor zamanda yanında olur, Arabozucu değil, arabulucudur, Geçim ehlidir, Mütebessimdir, Allah için sever ![]() ![]() ![]() Kardeşlikle kendimizi süsleyelim inşallah ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|