Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ilâh

İlah Nedir ?

Eski 10-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlah Nedir ?



Kavram olarak;
"kendisine ibadet edilen,
mabut sayılan her şey,
her şeyden çok sevilen,
tazim edilen kutsal varlık"
anlamında kullanılmaktadır
Tapınılan, kendisine ibadet edilen, üstün sayılan bütün mabutların ortak adı "ilâh"tır

İslam’dan önceki arapların ve eski milletlerin ilahlık bağlamında ne gibi düşüncelere sahip olduklarına,buna karşılık Kur’an’ın bu sözcükle ilişkili hangi yaklaşımları reddettiğine de bakmamız gerekmektedir

1 “Onlar,kendileri için bir güç kaynağı olmak üzere (ya da onların himayesine girerek mahfuz kalmak için) Allah’tan başka ilahlar edindiler” (Meryem, 81)
“Yardım edilecekleri (Yani ilahların kendilerine yardım edecekleri) ümidiyle Allah’tan başka ilahlar edindiler” (Yasin, 74)

Bu iki ayet-i kerimeden anlaşılmaktadır ki,cahiliye ehli,ilah olarak niteledikleri varlıkların kendilerini desteklediğini,musibet ve belalardan koruduğunu ve onların himayesinde korku ve zarardan mahfuz kaldıklarını düşünüyordu

Alıntı Yaparak Cevapla

İlah Nedir ?

Eski 10-28-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlah Nedir ?



2 “Rabbinin kararının vakti gelince,Allah’a şerik koştukları ilahları bir işe yaramadı ve onların yıkım ve felaketlerinden başka bir şeyi artırmadı” (Hud, 101)

“Allah’tan başka edindikleri ilahlar,yaratılmışlardır,hiçbi r şey yaratamazlar,diri değil ölüdürler,ne zaman yeniden diriltileceklerini de bilmezler,ilahınız tek bir ilahtır” (Nahl, 20-22)

“Allah’tan başka ilah edinme,O’ndan başka ilah yoktur” (Kasas, 88)

“Allah’tan başkalarını (ilah olarak) çağırıp duranların,gerçekte bu ortak koşageldikleri şeylere de uyup bağlandıkları yok (ya)… Sadece vehim ve zanlarına uyuyor onlar;yalan söylemek,bütün yaptıkları” (Yunus, 66)
Bu ayetler birkaç meseleye ışık tutmaktadır:

a Cahiliye insanı,ilah olarak nitelediklerinden sorunlarının çözümünü ve gereksinimlerinin karşılanmasını diliyor,başka bir deyimle onlara niyazda bulunuyordu

b Onların ilahları sadece cin,melek ya da tanrılardan oluşmuyorduBunlar arasında ölüp-gitmiş insanlar da vardıNitekim bu, “Diri değil ölüdürler” ve “Ne zaman yeniden diriltileceklerini bilmezler” ibarelerinden açıkça anlaşılmaktadır

c Onlar ilahlarının,kendi dualarını işittiğini ve onlara yardım etmeye kadir olduğunu zannediyordular

Bu noktada,söz konusu niyaz ve yardımı beklenen ilahın keyfiyetinin iyice anlaşılmasını gerekli görüyorumEğer ben susayıp ta su getirmesi için hizmetçimi veya hastalanıp beni tedavi etmesi için doktoru çağırıyorsam;ne bu çağırma niyaz olarak nitelendirilebilir ve ne de bu,hizmetçi ya da doktoru ilahlaştırmak manasına gelir Çünkü bütün bu olanlar sebep ve sonuç zinciri içerisinde gerçekleşmektedir,dışında değilAncak eğer ben susuzluk hali ya da hastalık durumunda hizmetçi ya da doktoru çağırmak yerine,herhangi bir veli ya da putu yardımıma çağırırsam, bu tabii ki onları ilahlaştırmak ve onlara dua etmek olurÇünkü,benden yüzlerce kilometre uzakta bir kabirde istirahat etmekte olan veliyi yardımıma çağırmam,onun bu haliyle beni duyup işittiğini kabul ettiğim manasına gelirBana göre,o,sebepler alemine hükmetmektedir ve bu yüzden de bana su yetiştirmeye ya da hastalığımı gidermeye kadirdirAynı kıyastan hareketle böyle bir durumda herhangi bir putu yardıma çağırmak da onun su,sıhhat ya da hastalık üzerine hakimiyeti olduğu ve olağanüstü bir şekilde benim gereksinimimi karşılamak için sebepleri harekete geçirebildiği manasına gelirO halde kendisine niyaz etmeyi gerektiren ilah kavramı hiç şüphesiz olağanüstü bir otorite ile birlikte olağanüstü güçlere sahip olma düşüncesini de beraberinde getiren bir kavramdır

Alıntı Yaparak Cevapla

İlah Nedir ?

Eski 10-28-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlah Nedir ?



3 “Etrafınızdaki (kalıntılarını gördüğünüz) köyleri (ahalisini) biz helak ettikBelki geri dönerler diye onlara ayetlerimizi defalarca göstermiştikYakınlık vesilesi görerek Allah’tan başka edindikleri ilahlar,azabımız inerken neden onlara yardım etmediler? Yardım etmek bir tarafa onları bırakıp kayboldularBu onların yalanı ve uydurup durdukları şeylerdi” (Ahkaf, 27-28)

“Sizlerin de (sonunda) ona döndürüleceği,beni yaratana neden ibadet etmeyeyim? Rahman bana bir zarar vermek istediğinde şefaatleri bir işe yaramayacak ve beni kurtaramayacak ilahlar mı edineyim?” (Yasin, 22-23)

“Allah’tan başka veliler edinenler var ya,biz onlara sırf Allah’a yaklaştırmaları için tapıyoruz (derler) Allah,onların ihtilafa düştükleri meselede (kıyamet günü) kararını verecektir” (Zümer, 3)

“Allah’ı bırakıp ta kendilerine ne zarar ve ne de fayda verebileceklere tapıyor ve bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir diyorlar” (Yunus, 18)

Bu ayet-i kerimeler ışığında diğer bazı meseleler de aydınlığa kavuşmaktadırBu ayetlerden cahiliye insanının uluhiyetin kendi ilahları arasında bölüşüldüğü ve onların üzerinde daha yüce bir ilah olmadığı gibi bir görüşü taşımadıkları anlaşılıyorCahiliye insanın da açık bir şekilde,en yüce ilah düşüncesi vardı ve dillerinde Allah kelimesinin bulunması da bu yüzdendiDiğer ilahlar bağlamında ise,en yüce ilahın ilahlığında diğer ilahların da birazcık müdahale ve nüfuzları olduğu inancını taşıyordularOnlara göre diğer ilahların sözleri tutuluyor,onlar vasıtasıyla işler yürütülebiliyor,herhangi bir kazanç sağlama ve zararlardan korunma yolunda şefaatleri kabul ediliyorduBu gibi inançlar yüzünden onlar,Allah’la birlikte diğerlerini de ilah olarak görüyordularDolayısıyla onların terminolojisine göre herhangi bir kimseyi Allah katında aracı tutarak ondan yardım dilemek,onun önünde tazim ve terkim merasimleri tertiplemek ve adak adamak,onu ilahlaştırmaktır

Alıntı Yaparak Cevapla

İlah Nedir ?

Eski 10-28-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlah Nedir ?



4 “Allah “iki ilah edinmeyin” dediİlah sadece bir tanedirO halde sadece benden korkun” (Nahl, 51)

“Ve (İbrahim) Rabbim bir şey dilemedikçe O’na şerik koştuklarınızdan asla korkmuyorum dedi” (En’am, 80)

“(Hud’un (as) kavmi ona) Sana sözümüz ancak şudur;Tanrılarımızdan bazıları seni fena halde çarpmış dediler” (Hud, 54)

Burada şefaatin iki çeşit olduğunun iyice bilinmesi gerekir:

a Şu veya bu şekilde,zor ve nüfuza dayalı olan ve behemehal kabul ettirilip bırakılan,

b Sırf bir iltica ve istek niteliği taşıyan ve kabul ettirme gibi bir baskıyı peşinden getirmeyen,

Birinci şıktaki manasıyla herhangi bir kimseyi şefiğ (şefaat edici) ya da aracı olarak görmek onu ilahlaştırmak ve ilahlıkta Allah’a eş koşmaktırKur’an böyle bir şefaati reddetmektedir

İkinci şıktaki anlamıyla,Peygamberler (as),melekler,Salihler,ehl-i iman ve tüm kullar başka bir kul hakkında şefaat edebilirlerAncak,herhangi bir kimsenin şefaatini kabul etme ya da etmeme hususunda yüce Allah tam bir yetkiye sahiptirKur’an-ı Kerim bu tür şefaati teyid etmektedir

Bu ayetlerden,cahiliye insanının,eğer ilahlarını şu veya bu şekilde darıltırlar ve onların yönlendirme ve inayetlerinden mahrum kalırsa, kendilerinin hastalık, kıtlık, can ve mal kaybı ve diğer afetlere uğrayacakları korkusunu taşıdığını anlıyoruz

Alıntı Yaparak Cevapla

İlah Nedir ?

Eski 10-28-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlah Nedir ?



5 “Onlar alim ve rahiplerini Allah’a ortak koştular ve Meryem oğlu Mesih’i de ilahlaştırdılarOysa,onlara kendisinden başka ilah olmayan tek bir ilaha ibadet etmeleri buyurulmuştu” (Tevbe, 31)
“Nefsini ilahlaştıranı görmedin mi? Sen onun sorumluluğunu üzerine alır mısın? (Furkan, 43)
“Aynı şekilde (ilahlıkta) ortak koştukları, müşriklerin çoğuna evlatlarını öldürmeyi hoş gösterdiler” (En’am, 137)
“Onların (ilahlıkta) ortak koştukları,Allah izin vermediği halde,onlar için din cinsinden bir şeriat mı koymuşlar?” (Şura, 21)

Bu ayetlerde, ilahın daha önceki manalarından çok daha farklı bir anlamı göze çarpmaktadır Burada,ilahlaştırılmış olanlarda herhangi bir olağan üstünlük söz konusu değildir Onlar ya insandır ya da insanın kendi nefsidirBunlar,kendilerine niyazda bulunuldukları,fayda ya da zarar vermeye kadir oldukları ve himaye gücü taşıdıkları için ilahlaştırılmamışlardırBilaki s,onlar,koydukları hükümler kanun olarak kabul edildiği,emir ve nehiylerine itaat edildiği,helal kıldıkları helal,haram kıldıkları haram olarak benimsendiği için ilahlaştırılmışlardırAynı şekilde bunların yalnız başlarına hüküm koyma ve yasaklama yetkilerine haiz olduğu ve bunlardan daha üstün kendisine başvurulacak ya da izin alınacak bir otorite olmadığı düşüncesi revaç bulmuştur

İlk ayette alim ve rahiplerin ilahlaştırılması söz konusu edilmektedirBu ayetin dolaylı açıklamasını hadislerde bulmaktayızAdiy Bin Hatem’in (ra) bu ayetle ilgili olarak Peygamber Efendimiz (sa)’e yönelttiği soruyu;O,şöyle cevaplamıştı: “Sizler,alim ve rahiplerinizin helal kıldığını helal,haram kıldığını haram kabul ediyor ve Allah’ın bu konuda ne buyurduğuna aldırmıyordunuz

İkinci ayetin anlamı ise gayet açıktır;nefsi arzularına boyun eğen ve onun emirlerini daha üstün gören kimse,aslında kendi nefsini ilahlaştırmıştır İlk iki ayetten sonra gelen diğer iki ayette,her ne kadar ilah kelimesi yerine ortak(şerik) kelimesi gelmişse de,bizim tercümede belirttiğimiz gibi burada ilahlıktan ortaklık kastedilmektedirHer iki ayette de,Allah’ın izni olmadan herhangi bir kimsenin koymuş olduğu örf,kanun ve sistemi caiz görenlerin,söz konusu kanun koyucuyu Allah’a ilahlıkta ortak koştukları açıkça belirtilmektedir

tüm ilah kavramları arasında mantıki bir ilişki vardırBir kişinin olağanüstü anlamda bir varlığı kendi hami ve yardımcısı,sorunlarının halledicisi, gereksinimlerinin karşılayıcısı, niyazlarının işiticisi, menfaatlendiricisi ve zararlarının gidericisi olarak görmesinin nedeni;ona göre,söz konusu varlığın kainat nizamı üzerinde şöyle ya da böyle bir yaptırım gücü,bir otoriteye sahip olmasındandırAynı şekilde birisinden çekinen,korkan ve onun darılmasının kendisine zarar vereceğini,razı olmasının fayda getireceğini düşünen bir kimsenin,bu inanç ve davranışlarının sebebi,bu kişinin söz konusu varlığın bir çeşit otoriteye sahip olduğunu düşünmesindendirYine,en yüce tanrıyı kabul etmekle birlikte,ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla başkalarına yönelen kişinin bu davranışı,onun yöneldiği varlığı tanrılık otoritesinde şu veya bu şekilde ortak olarak görmesi nedeniyledirBenzer bir çıkarsamayla,herhangi bir kimsenin hükmüne,kanun,emir ve yasaklamalarına mutlak itaat ve benimsemek de onu en üstün otorite olarak kabul etmektirO halde uluhiyetin temel esası egemenliktirBu egemenlik,ister kainat nizamı üzerinde olağanüstü bir nitelik arzeden bir anlamda düşünülsün;isterse dünya hayatında,insanın onun hükmü altında olduğu ve yalnızca o hükümlere uymak zorunda bulunduğu manasında alınsın,değişmez

Alıntı Yaparak Cevapla

İlah Nedir ?

Eski 10-28-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlah Nedir ?



KUR’AN’IN YAKLAŞIMI

Kur’an’ın, Allah’tan başkasının ilahlığını reddetmede ve yalnızca O’nun ilahlığını ispatlamada tüm gücünü sarfettiği kavram egemenlik kavramıdırKur’an’ın bu bağlamdaki yaklaşımı (söylemi) şudur; “göklerde ve yerde tüm yetki ve otorite sahibi Allah (cc)’tırYaratma O’na hastır,nimetler Ondandır,hüküm O’nundur,güç ve kuvvet kesinlikle O’nun elindedirHer varlık isteyerek veya istemeyerek O’na boyun eğmektedirO’nun dışında kimsenin ne bir otoritesi vardır,ne hükmü geçer,ne yaratma,yönetme ve düzenlemenin sırrına vakıftır ne de zerre miktarında da olsa O’nun dışında hiçbir ilah yoktur” Bu bağlamda Kur’an’ın müşriklere gönderdiği mesajın ifadesi şudur: “Gerçekten O’ndan başka bir ilah olmadığına göre,sizin başkalarını ilah sanarak yaptığınız bütün ameller tamamen yanlıştır,batıldırBu ameliniz niyazda bulunma,iltica isteme,şefaat dileme ya da hükmünü benimseyip itaat etme şeklinde de olsa bir şey fark etmezSizin başkalarıyla geliştirmiş olduğunuz tüm bağların yalnız Allah’a has kılınması gerekirÇünkü otorite sahibi tek başına O’dur

Bu konuyu Kur’an’ın hangi üslupla kanıtlama yoluna gittiğini geliniz kendi dilinden dinleyelim:

Zuhruf suresi ayet 84

Göklerde de tek ilah O’dur,yerde de tek ilah O’durHakim ve Alim de O’dur (yani O,göklerde ve yerde hakimiyet sağlamak için gerekli ilim ve hikmete sahiptir)”

Nahl suresi ayet 17,20-22

Hiç yaratanla yaratmayanlar bir olur mu? Bu kadarını da mı anlamıyorsunuz? Allah’ı bırakıp ta ortak koştukları var ya; hiçbir şey yaratamazlar bilakis kendileri yaratılıyorlar… İlahınız tek bir ilahtır

Fatır suresi ayet 3

Ey insanlar,Allah’ın üzerinizdeki nimetlerini anınSizi gökten ve yerden rızıklandıran Allah’tan başka bir yaratıcı var mı?Ondan başka ilah yokturO halde,nereye döndürülüyorsunuz

Enam suresi ayet 46

De ki,Allah,görmenizi ve işitmenizi giderip,kalplerinizi mühürlese,(yani aklınızı alsa),Allah’tan başka bunları geri getirecek kimdir,hiç düşündünüz mü?”

Kasas suresi 70-72

O,kendinden başka ilah olmayan Allah’tırHamd dünyada da ahirette de O’nadırHüküm ve otorite yalnızca O’na aittir ve siz de O’na döndürülürsünüzDe ki, “Allah geceyi üzerinize kıyamet gününe kadar çekip uzatsa,Allah’tan başka size aydınlık getirecek kimdir,hiç düşündünüz mü? Artık duymazsınız” Yine,de ki: “Allah gündüzü,üzerinizde kıyamet gününe kadar çekip uzatsa içinde dinlenip rahatladığınız geceyi getirecek Allah’tan başka kimdir,hiç düşündünüz mü? Artık görmezsiniz

De ki: “Allah’ın dışında (tanrı diye) öne sürdüklerinizi çağırınOnlar göklerde ve yerde zerre kadar bir şeye sahip değildirGöklerde ve yerde onların ne bir payları ne de Allah’ın onların arasından bir yardımcısı vardırOnun katında Onun izin verdiği kimsenin dışında kimse için şefaatin yararı yoktur

O gökleri ve yeri hak ile yaratmıştırO geceyi gündüze,gündüzü de geceye dolarGüneş ve Ayı buyruğuna almıştırBunların her biri belirlenmiş bir vakte kadar akıp gider… O bir tek nefisten sizlerin yaratılışını başlattı, (Yani insani yaşamı başlattı) sonra O,bir tek nefisten,onun eşini var etti ve sizlere davarlardan sekiz çift indirdiO sizleri annelerinizin karnında üç ayrı perde (zar) içerisinde yaratılıştan yaratılışa geçirerek aşamalı bir şekilde var etmektedirİşte budur rabbiniz olan AllahHükümranlık ancak O’nundurOndan başka ilah yokturÖyleyse nereye dönüp gidiyorsunuz” (Zümer, 5-6)

“Kimdir gökleri ve yeri yaratan,gökten sizin için su indirip de o suyla, (sizlere kalsa bir ağaç bile bitiremeyeceğiniz) güzei güzel bahçeler bitiren? Allah’a bu işlerde ortak,bir ilah mı var? Ne ki onlar haktan yüz çevirmektedirlerKimdir yeri oturmaya uygun kılıp arasından nehirler akıtan,orada sarsılmaz dağlar yaratan ve iki deniz arasına bir engel koyan? Allah’a bu işlerde ortak,bir ilah mı var? Ne ki müşriklerin çoğu bilmezlerKimdir darda kalındığında kişinin duasına icabet eden,kötülüğü gideren ve sizleri yeryüzünde halifeler kılan (tasarruf yetkisi veren)? Allah’a bu işlerde ortak bir ilah mı var? Ne ki,siz ne kadar da kıt anıyorsunuzKimdir o,karalar ve denizlerin karanlığında sizlere yol gösteren ve rahmetinin (yani yağmur) hemen önünde rüzgarları bir müjdeci olarak gönderen? Allah’a bu işlerde ortak,bir ilah mı var? Allah onların şirk koştuklarından yücedirKimdir O,gökten ve yerden sizi rızıklandıran?Allah’a bu işlerde ortak bir ilah ta mı var? De ki: “Ortak koşmada haklıysanız,delillerinizi getirin

(Neml, 60-64)

“Göklerin ve yerin hakimiyeti O’nundurÇocuk edinmemiştirHükümranlığında hiçbir ortağı yokturO her şeyi yaratmış ve her şey için tamı tamına bir ölçü belirlemiştirİnsanlar (ise) Onu bırakıp ta,hiçbir şey yaratamayan,bilakis kendileri yaratılan,kendilerine bile ne zararı ne faydası dokunan,ne ölüm ne hayat ve ne de yeniden diriltme gücüne sahip ilahlar edinmişlerdir” (Furkan, 2-3)

“Gökleri ve yeri yoktan varedendirEşi olmadığı halde,çocuk nasıl edinebilir? O her şeyi yaratmış ve her şeyi bilendirİşte budur rabbiniz olan AllahO’ndan başka ilah yoktur,her şeyin yaratıcısıdırO halde O’na ibadet edinHer şeyin korunup gözetilmesinde vekil O’dur” (En’am, 101-102)

“İnsanlardan kimi Allah’tan başka eşler tutarAllah’ı sever gibi onları severlerİnananlar ise en çok Allah’ı severlerZulmedenler azabı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azabının çetin olduğunu anlayacaklarını keşke bilselerdi” (Bakara, 165)

“De ki: Allah’tan başka yalvardıklarınızı gördünüz mü? Bana gösterin,onlar yerden neyi yarattılar? Yoksa gökler(in yaratılışın)da onların bir ortaklığı m var? Eğer doğru iseniz bundan önce (inmiş olan) bir kitap,yahut bir bilgi kalıntısı getirinAllah’ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere yalvarandan daha sapık kim olabilir? Oysa onlar,bunların yalvardıklarından habersizdirler” (Ahkaf, 4-5)

“Eğer gökte ve yerde Allah’tan başka ilahlar olsaydı kainat nizamı alt üst olurduArşın (yani kainatın saltanat tahtının) rabbi olan Allah,onların vasfedegeldiklerinden münezzehtirO,yaptıklarından sorulmaz,onlar ise sorulurlar” (Enbiya, 22)

“Allah ne bir evlad edinmiş ve ne de O’nunla birlikte bir ilah vardırEğer böyle olsaydı her ilah yarattıklarıyla ayrılıp müstakil olur ve her biri birbirine üstün gelmeye çalışırdı” (Mü’minun, 91)

“Ey peygamber de ki: Onların dedikleri gibi,eğer Allah’la birlikte başka ilahlar olsaydı,arşın sahibinin hakimiyetini ele geçirmek için çareler ararlardıOnların söyleyegeldiklerinden Allah yüce ve münezzehtir” (İsra, 42-43)

Bu ayetlerde başından sonuna kadar bir tek ana fikir göze çarpmaktadırŞöyle ki;ilahlık ve otorite birbirinin ayrılmaz parçalarıdırAnlam ve espri itibariyle de ikisi tek bir şeydirOtoritesi olmayan ilah da olamaz ve ilah olmaması gerekirDolayısıyla otoriter olan ancak ilah olabilir ve onun ilah olması gerekirÇünkü bir ilaha olan gereksiniminiz veye bu gereksinme nedeniyle bir kimseyi ilah olarak kabul etmeniz gerekiyorsa,bunlardan hiçbiri egemenlik olmadan karşılanamaz

Öyleyse egemenliği söz konusu olmayanın ilah olması anlamsız,gerçeklere aykırıdırBöyle bir ilaha yönelmek son derece saçma ve yararsızdır

Bu ana temadan hareketle,Kur’an-ı Kerim’in gündeme getirdiği delilleri,başlangıç ve sonuçları itibariyle aşağıdaki sıralama ile daha iyi anlamak mümkün olur:

1 Sıradan birer işler olarak görülen gereksinimleri karşılama,sorunları çözme,himaye etme,imdat ve yardıma koşma,koruma ve kollama,dualara icabet etme,aslında sıradan işler olmayıp,bunların bir ucu bütün bir kainat nizamını yaratan ve yöneten bir otoriteye dayanmaktadırKüçük ve önemsiz gereksinimler üzerinde şöyle bir düşünseniz,gök ve yerin o muhteşem fabrikasında,sayısız sebeplerin toplu devinimleri olmadan,söz konusu basit ihtiyaçları bile karşılamanın imkansız olduğunu anlarsınızİçmiş olduğunuz bir bardak suyun,yemiş olduğunuz bir tahıl tanesinin oluşması için bile,Allah bilir;güneş,toprak,rüzgar ve denizlerin ne gibi fonksiyonlarda bulunması gerekiyorO halde sizin dualarınızı işitmek ve gereksinimlerinizi karşılamak için,sıradan bir güç değil de gökleri ve yeri yaratabilecek, gezegenleri hareket ettirebilecek,rüzgarları estirebilecek,yağmurları yağdırabilecek,kısaca,tüm evrenin düzen ve intizamını sağlayabilecek mutlak bir kudret ve otorite lazımdır

2 Bu egemenlik (kudret ve otorite) bölünemez bir bütündürYaratma gücünün bir kimsede,rızıklandırma yetkisinin bir başkasında,güneşin birinin kontrolünde,yerin bir başkasının hakimiyeti altında,hastalık ve sıhhat vermenin birisinin yetkisinde,öldürme ve yaşatmanın bir diğerinin kontrolünde olması imkan dışıdırBöyle olsaydı bu kainat nizamı asla yürümezdiBu yüzden tüm yetki ve güçlerin bir tek merkezi hükümranın elinde toplanması zaruridirKainat nizamı vakıanın böyle olmasını gerektirmektedir ve gerçek de böyledir

3 Tüm egemenliğin bir tek otoritenin elinde bulunması ve bu egemenlikte hiçbir kimsenin zerre kadar bile hissesinin olmaması gerektiğine göre,şüphesiz,uluhiyetin de hiç kimseyle paylaşılmaksızın tümüyle söz konusu otoriteye mahsus olması gerekirOndan başka kimsenin insanların feryatlarını işitmeye,dualarını kabul etmeye iltica vermeye,insanlara hami,yardımcı ve veli olmaya,fayda veya zarar vermeye gücü yokturO halde,ne gibi bir ilah düşüncesine sahip olursanız olun,ilahlık kavramı Allah’tan başka bir ilah olmamasını gerektirmektedirHatta,kainatı n hakimi nezdinde,O’na yakınlığı hasebiyle çok az da olsa sözünün geçmesi,şefaatinin kabul edilmesi manasında bile hiçbir ilah yokturOnun hükümranlık nizamında kimsenin parmağını oynatmaya bile gücü yetmezHiç kimse O’nun işlerine burnunu sokamazŞefaatleri kabul ya da reddetme tamamıyla Onun insiyatifindedirOna şefaatini zorla kabul ettirebilecek hiçbir güç yoktur

4 Hakimiyet ve egemenliğin ne kadar çeşidi varsa,hepsinin bir tek yüce hakimin zatında odaklaşması ve egemenliğin en basit bir parçasının bile başkasına devredilemeyeceği yüce otoritenin vahdaniyetinin,yani birliğinin bir gereğidirYaratıcı O ise ve yaratma da O’na bir ortak yoksa;rızıklandırıcı O ise ve rızık vermede O’na bir eş yoksa,tüm kainat nizamının yürütücüsü (müdebbir) ve yöneticisi (munazzim) O ise,ve bu yürütme ve yönetme işinde O’nun bir ortağı yoksa,o halde,yargı,yürütme ve yasamanın da O’na ait olması gerekirVe bu hususta da O’nun hiç kimseyle ortak olmasını gerektirecek bir sebep yokturNasıl ki,O’nun egemenliği noktasında O’ndan başka bir imdada koşan,gereksinimleri karşılayan ve himaye edenin bulunmasını düşünmek batıldır;aynı şekilde,O’nun mutlak egemenliğine rağmen,bir başkasının egemen bağımsız,hükümran ve özgür kanun koyucu olduğuna inanmak da son derece batıldırYaratma ve rızıklandırma,diriltme ve öldürme,güneş ve ayın boyun eğdirilmesi,gece ve gündüzün birbiri peşine çevrilmesi,kaza ve kader,hüküm ve hükümranlık,emir ve kanun koymanın her biri tek külli egemenlik ve hakimiyetin çeşitli boyutlarıdır ve bu egemenlik ve hakimiyet bölünemez bir bütündürAllah’ın hükmü olduğuna dair delili olmadan herhangi bir hükme itaatı zorunlu gören kimse,Allah’tan başkasına el açıp dua eden bir kimsenin şirke bulaştığı gibi şirke bulaşmaktadırAynı şekilde,siyasi manada kendisini mülkün hakimi,üstün güç ve mutlak otorite sahibi olduğunu iddia eden bir kimsenin durumu da “Ben sizin veliniz,yardımcınız ve koruyup kollayıcınızım” demek suretiyle metafizik manada ilahlık iddiasında bulunan bir kişinin durumuna benzemektedirBu nedenle,Allah’ın yaratma,eşyanın takdiri ve kainatın yönetimi hususunda ortaksız olduğunun zikredildiği yerlerde “Hüküm O’na mahsustur” , “Mülk O’nundur” ve “Mülkte O’nun hiçbir ortağı yoktur” ibarelerinin kullanılması,ilahlık kavramının padişahlık ve hükümranlık kavramlarını da kapsadığına ve uluhiyetin (ilahın) bu anlamları itibariyle de Allah’a ortak koşulmasının kabul edilemeyeceğine açıkça delalet etmektedir

Bu konu aşağıdaki ayetlerde biraz daha genişçe ifade edilmiştir:

De ki; Ey Allah’ım,sen sahibi olduğun mülkünde istediğine iktidar verir istediğinden alırsın;dilediğine izzet verir,dilediğini zelil kılarsın” (Al-i İmran, 26)

Hakiki hükümdar olan Allah üstündür,yücedirO’ndan başka ilah yokturArş-ı A’la’nın maliki O’dur” (Mü’minun, 116)

De ki;İnsanların Rabbine,insanların hükümdarına,insanların ilahına sığınırım…” (Nas, 1-3)

Herkesin ortaya çıktığı ve hiç kimsenin sırrının Allah’a gizli kalmadığı gün, “Şimdi,hükümranlık kimindir?” denir Bunun cevabı, “gücü herkese yeten tek Allah’ındır” dan başka bir şey olmaz” (Mü’min, 16)

İmam Ahmed’in HzAbdullah bin Ömer’den (ra) rivayet ettiği hadis,bu ayeti en güzel bir şekilde tefsir etmektedirBu hadiste Peygamber Efendimiz’in (sav) bir hutbesinde şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir:

Allah Teala gökler ve yeri avucuna alıp, Hükümran benim,Cebbar benim,Mütekebbir benim,neredeler yeryüzünün hükümdarları? Nerede cebbarlar, nerede mütekebbirler? diye seslenir” Abdullah bin Ömer,hutbede bu ibareleri okurken,Peygamber Efendimizi bir titremenin tuttuğunu,öyle ki O minberden düştü düşecek diye korkuya kapıldıklarını rivayet etmektedir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.