Tağut Ne Demektir? |
10-28-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tağut Ne Demektir?Tağut ne demektir? Sınırları aşan herkes için kullanılır Bakara suresi ayet 256 Dinde zorlama (ve baskı) yoktur Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur Allah, işitendir, bilendir AÇIKLAMA Arapça "din" kelimesi hem inancı, hem de bu inanç üzerine kurulan hayat tarzını ifade eder Burada, önceki ayetlerde ortaya konulan inanç ifade edilmektedir Bu ayete göre İslâm, iman ve onun hayat tarzı hiç kimseye zorla kabul ettirilemez demektir Arapça "tağut" kelimesi sözlük anlamıyla sınırları aşan herkes için kullanılır Kur'an bu kelimeyi Allah'a isyan eden, Allah'ın kullarının hâkimi ve mâliki olduğunu iddia eden ve onları kendi kulu olmaya zorlayan kimse için kullanır Allah'a isyan üç derecede olabilir: 1) Eğer bir kimse Alah'ın kulu olduğunu kabul eder, fakat pratikte O'nun emirlerinin aksini yaparsa buna fasık denir 2) Bir kimse Allah ile irtibatı koparır ve başka birisine bağlanırsa o zaman kâfir olur 3) Eğer bir kimse Allah'a isyan eder ve O'nun kullarını kendisine boyun eğmeye zorlarsa, o zaman tağut'tur Böyle bir kimse şeytan, rahip, dinî veya politik lider, kral veya bir devlet olabilir Bu nedenle bir kimse tağut'u reddetmedikçe Allah'a inanmış sayılamaz Bakara suresi ayet 257 Allah, iman edenlerin velisi (dostu ve destekçisi)dir Onları karanlıklardan nura çıkarır; inkâr edenlerin velileri ise tağut'tur Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süresiz kalacaklardır AÇIKLAMA Burada karanlık, kişinin doğru yoldan sapmasına tüm çaba ve enerjisini yanlış yollarda kullanmasına neden olan cahiliye karanlığı anlamında kullanılmıştır Bunun tersine ışık, kişinin gerçeği apaçık görmesini, hayatın gerçek anlamının farkına varmasını ve bilinçli bir şekilde, kararlı olarak doğru yolu takip etmesini sağlayan Hakk'ı görmeye yarayan ışık anlamında kullanılmıştır Tağut kelime olarak tekil olmasına rağmen burada anlamı çoğuldur Çünkü Allah'ı inkâr eden kimse, sadece bir tek değil binlerce tağut'un kölesi olur Bunlardan birisi kişiyi sürekli yanlış yapmaya teşvik eden ve ayağını kaydıran şeytandır Diğeri ise kişiyi kendi arzu ve şehvetlerinin kölesi yapan ve sapık yollara yönelten nefsidir Daha sonra başkaları, karısı, çocukları, akrabaları, kabilesi, ailesi, arkadaşları, milleti, politik ve dinî liderleri ve hükümeti gelir Bütün bunlar o kimse için tağut'tur ve onu kendi istek ve arzularının esiri yapmak isterler Bütün bu efendilerin kölesi olan kimse, bütün hayatını imkânsız olan bir şey için, yani tüm bu efendilerin hepsini de teker teker hoşnut etmek uğruna harcar Nisa suresi ayet 51 Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Onlar, tağuta ve cibt'e inanıyorlar ve diğer inkâr edenler için: "Bunlar, iman edenlerden daha doğru bir yoldadır" diyorlar AÇIKLAMA Arapça "cibt" kelimesi anlamsız, hiçbir dayanağı olmayan saçma bir şey anlamına gelir İslâm ıstılahında ise, büyücülük, müneccimlik, gelecekten haber verme, kehanet gibi şeylere "cibt" denir Hz Peygamber (sa) bir hadis-i şerif'te şöyle demiştir: "Kuşların sesinden, hayvanların ayak izinden yararlanarak gelecekten haber vermek ve diğer bütün kehanet çeşitleri cibttir" O halde, cibt, bâtıl inanç, hurafe ile eş anlamlıdır Yahudi bilginleri İslâm'a karşı çıkmakta o kadar ileri gitmişlerdi ki, Hz Peygamber'e (sa) inananları müşrik Araplardan bile daha sapık olarak kabul ediyorlardı Bir tarafta şirk koşmaksızın bir tek Allah'a iman, diğer tarafta ise, Kitab-ı Mukaddes'in üzerinde çok durduğu ve hep kötülediği putperestlik ve şirk bulunmasına rağmen onlar, müşriklerin, müslümanlardan daha doğru bir yolda olduklarını ilân ediyorlardı Nisa suresi ayet 60 Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, tağut'un önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardır Şeytan da onları uzak bir sapıklıkla sapıtmak ister AÇIKLAMA Bu ayette tağut kelimesi, ilâhî olmayan hükümlere göre kararlar veren otorite anlamına gelir Aynı zamanda ne Allah'ı tek Hakim ve ne de Rasûlü'nü (sa) nihaî otorite olarak tanımayan hüküm sistemini de kasteder Yani bu ayet göstermektedir ki bir kimsenin, prensip itibariyle tağutî olan bir merciye kendi ile ilgili kararlar vermesi için başvurması, o kişinin imanına ters bir davranıştır Allah'a ve Kitab'ına iman, bir kimsenin böyle bir mercii kabul etmemesini gerektirir Kur'an'a göre Allah'a iman, tâğutu inkâr etmeyi gerektirir O ikisini birden aynı anda kabul etmek münafıklığın ta kendisidir Maide suresi ayet 60 De ki: "Allah katında, 'kesinleşmiş bir ceza olarak' bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allah'ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır" AÇIKLAMA ayet, kendileri kötü amellerinden dolayı Allah'ın gazabına, lânetine uğramalarına rağmen, müslümanlara karşı çıkışta Yahudilerin sergiledikleri yüz kızartıcı akılsızlığa ince bir telmihte bulunmaktadır Kendi tarihlerinden anlaşıldığına göre, Sebt (Cumartesi) Günü'nün haramlığını yerine getirmemişler ve bu yüzden pek çokları maymunlara ve domuzlara çevrilmişti Öylesine alçalmışlardı ki, Tağut'a tapınmaya başlamışlardı Bu yüzden kendileri itaatsizliğe, yüz kızartıcı işlere ve en kötü türde daha başka ahlaksızlıklara dalmışlarken, içtenlikle Allah'a inanan ve Doğru Yol'da giden müslümanlara karşı çıkmaktan vazgeçmeleri için uyarılmaktadırlar Zümer suresi ayet 17 Tağut'a kulluk etmekten kaçınan ve Allah'a içten yönelenler ise; onlar için bir müjde vardır, öyleyse kullarıma müjde ver AÇIKLAMA** "Tağut" yani âsîlik Bir kimseye Taği (âsî) yerine Tağut denildiğinde, o kimsenin aşırı âsî olduğu kastedilir Sözgelimi bir kimse için "güzel" deriz Fakat "bu güzelliğin ta kendisi" dersek, o kimsenin çok güzel olduğunu vurgulamış oluruz İşte tıpkı bunun gibi, diğer ilâhlara kulluk etmek âsîliktir ama kişinin kendisini ilâh mevkiine koyarak başkalarını kendisine kulluk ettirmesi isyanın ta kendisidir |
|