Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ferdiyet, kültürde

Kültürde Ferdiyet

Eski 10-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kültürde Ferdiyet



Kültürde Ferdiyet


Az ilerde kaydedeceğimiz üzere yabancılarda görülen ilim ve tekniğin iktibas edileceğinden bahsederken kültür iktibasıyla iltibas edilmemesi gereğine hususen dikkat çekme ihtiyacını duyuyoruz

Gerçekten Kur´ân-ı Kerîm ve Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´in hadîsleri, ilmin ve tekniğin alınmasını âmir olmalarına rağmen, kültür iktibasını kesinlikle yasaklarlar Bu husus, gerek "sünnet" ve gerekse "bid´at" tabirleri ile alakalı rivayetlerde vâzıh olarak gelmiştir Nitekim bâzı örneklerini de kaydetmiştik Burada bizzat Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´in bazı uygulamalarından misal vereceğiz

Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) teblîğe başladığı ilk yıllarda muhatapları arasında bir tefrîk yaparak Ehl-i Kitâb ile müşrikleri bir tutmuyordu Tevrât ve İncil´e inanan yahudi ve hıristiyanları, putlara tapan müşriklere tercîh ediyor, onları kendisine daha yakın hissediyordu Esasen bundan daha tabiî ne olabilirdi? Onlar da vahye dayanan bir din müessesesine, Allah´a, ahirete, sevaba, günaha inanıyorlardı Kur´ân-ı Kerîm de sık sık Tevrât ve İncil´e atıflar yapıyor, onların inandığı peygamberlerden bahsediyordu

Bu tabiî durumun neticesi olarak Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) vahiy gelmeyen meselelerde yani îlahî irşadın henüz şekil ve istikamet vermediği -ve bu sebeple şekke düştüğü- husûslarda müşriklerin tarzına uymaktansa Ehl-i Kitâb´ın tarzına uymayı seviyordu Nitekim Medîne´ye geldiği zaman saç tuvaletinde müşrik Araplarla Yahudiler arasında bir farklılık gördü: Yahudiler, alın saçlarını (perçemlerini) alınlarının üzerine olduğu gibi bıraktıkları halde müşrikler ortadan ikiye ayırarak yanlara bırakıyorlardı Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´de Yahûdiler gibi alnına bırakmaya başladı Zamanın geçmesiyle getirdiği şeriatı hâricî tezahürlerde bile ferdiyet ve şahsiyet isteyen müstakil, cihanşümûl bir medeniyet halinde sistemleşmeye başlayınca Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) kendinden önce mevcut medeni sistemlere muhalefet prensibinin gereği olarak saç tuvaletinde de muhalefet ederek eski şekle döndü ve perçemini (alın saçını) ortadan ikiye ayırarak yanlara saldı

Burada bir noktayı belirtmek isteriz: Bu vak´ayı rivâyet eden hadîs metinleri bilahare Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´in tekrar ayırma şekline döndüğünü kaydetmekle birlikte ne zaman döndüğü, niçin döndüğü hususunda açıklama kaydetmezler Şârihler, bu maksadla "Yahûdileri insanların en sapığı görerek İslâm adına kazanılma ümidinin kaybolması "saçı ayırmadan salmanın neshedilmiş olması" Hz Peygamber (aleyhissâlatu vesselâm)´ın "içtihadla" veya "vahiyle terketmesi" gibi çeşitli yorumlar kaydeder Bunlar arasında mevzuumuza en muvafık olanı İbnu Hacer tarafından ifade edilmiş olanıdır "Putperestler çoğunlukla İslâm´a girince, Ehl-i Kitab´a muhalefet Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´e daha hoş geldi"

Aslında Ehl-i Kitab´a muhalefet, bu meseleye has münferid bir vak´a olmayıp bir prensiptir Saça verilen şekil, bu prensibin getirdiği muhâlefetler dizisinden sâdece bir tânesidir, zincirden bir halkadır

Muhtemelen -hicretin 16 ayında vâki olan, kıblenin Kudüs cihetinden Kâbe cihetine tahvîliyle başlayan Ehl-i Kitab´a muhalefetler zinciri saçın boyanmasında, selâm şeklinde, kıyâfette, haftalık toplanma gününde, cum´a günü nafile orucunu yasaklamakta -zira hıristiyanlar o gün oruç tutarlardı-, savm-ı visalin (yıl orucu) yasaklanmasında -ki bu da hristiyanların işiydi-, ibadet vakitlerinin duyurulması şeklinde, kıblede, elbiseyi giyiş tarzında, hayızlı kadınla ihtilât meselesinde vs pek çok şeyde devam edecektir Heysemî tarafından sıhhati te´yîd edilen ve Ebu Ümâme´nin naklettiği bir rivayet şöyle: "Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), birgün, sakalları ağarmış, Ensâr´dan bir grup yaşlıya uğramıştı Onlara:

"Ey Ensâr topluluğu, sakallarınızı kızıla veya sarıya boyayın, Ehl-i Kitâb´a muhalefet edin" dedi Biz de:

"Ey Allah´ın Resûlü, Ehl-i Kitâb şalvar giyerler, izar bağlamazlar" dedik Bunun üzerine Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Siz şalvar da giyin, izar da bağlayın, Ehl-i Kitâb´a muhâlefet edin" dedi Biz tekrar:

"Ey Allah´ın Resûlü, Ehl-i Kitâb mest giyiyorlar, nalin kullanmıyorlar" dedik Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) da:

"Siz mest de giyin, nalın da, Ehl-i Kitâb´a muhâlefet edin" dedi Biz tekrar:

"Ey Allah´ın Resûlü, Ehl-i Kitâb sakallarını kısa kesip bıyıklarını uzatıyorlar" dedik Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):

"Bıyıklarınızı kesin, sakallarınızı uzatın, Ehl-i Kitab´a muhâlefet edin" cevâbını verdi"

Bu hadîs bize, Ehl-i Kitab´la müştereken taşınan bir kıyafette bile bir değişiklik, bir hususiyet peyda etmenin müstahsen olacağını ifade etmektedir

Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´in muhalefetteki sistemli ısrarına şu vak´a da güzel bir örnektir: Belirtildiğine göre, Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bir cenâze merasimine katıldığı zaman, cenâze kabre yerleştirilinceye kadar oturmazdı Bir seferinde, bir yahudî âlimi: "Biz de böyle yaparız" diyerek bu tarzı takdîr edince, Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) derhal oturur ve "onlara muhâlefet edin" diyerek oturmayı emreder

Rivâyetlerden öyle anlaşılıyor ki, Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´in Ehl-i Kitâb´a muhalefeti bir yahudiye: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), bize muhâlefet etmedik hiçbir şey bırakmadı, her işimizde bize muhâlefet etti" dedirtecek kadar çok meseleye şâmil olmuştu

Bu muhâlefet keyfiyeti sâdece Ehl-i Kitâb´a karşı değildir Diğer bir kısım amiller takrir edilirken başka milletlere muhâlefet gerekçe gösterilmiştir:

"Acemler büyüklerini zikrederek mektuba başlarlar, siz kendi isminizi zikrederek başlayın"

"Bıyıklarınızı kısa kesin, sakallarınızı uzun tutun, mecûsilere muhâlefet edin"

"Hayvanları diş ve tırnakla kesmeyin, zira diş, bir kemiktir; tırnak ise Habeşlilerin bıçağıdır,"

"İranlıların, büyüklerine ayağa kalktıkları gibi siz de kalkmayın"

"(İmamınız otururken namaz kıldığı vakit) siz ayakta kılmayın Aksi halde Rûmlara ve İranlılara benzersiniz; onlar kralları otururken ayakta dururlar"

Kaynaklarda gelen misâller daha çoktur Bunlardan anlaşılan şudur: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´in takrîr edeceği yeni şekilleri duyururken "Ehl-i Kitâb´a", "acem´e", "Habeşlilere" vs muhâlefeti hatırlatmayı ihmâl etmeyişinin mühim sebeplerinden biri "müstakil ümmet" fikrinin zihinlerde tesbîti ve diğer ümmetlere muhâlefet düşüncesinin ferdlerde meleke hâline gelmesini sağlamaktır

Dünya görüşü veya inanç sistemi dediğimiz dâhili rûhî aynîliği, bu hârici tezâhürler tamamlayarak ferd´de hem müstakil medenî şahsiyet fikrini, hem de aynı tezâhüre bürünen kimselere karşı birlik, kardeşlik duygusunu uyandırıp pekiştirecektir

İçtimâî kaynaşmanın sağlamlaşması meselesinde İslâm âlimleri bu çeşit dış benzerliklere de büyük ehemmiyet atfetmişlerdir Bu hususu Mâlik İbnu Dinâr bir de teşbihle takviye ederek şöyle ifade eter: "İki kişide aynı müşterek vasıf olmadıkça aralarında ülfet ve kaynaşma hâsıl olmaz Ecnâs-ı insan, ecnâs-ı tuyur (kuş cinsleri) gibidir Aralarında bir münasebet olmadıkça iki nev kuş birlikte uçmaz" der Günün birinde bir karga ile bir güvercini berâber görünce şaşırır Nasıl olur da arkadaşlık yapabilirler diye tahkîke koyulur Az sonra anlar ki, ikisi de topaldır ve bunları topallık vasf-ı müştereki bir araya getirmiştir

Hülâsa, çoğu kere "sünnet" olarak -ki fıkıh ve akaid açısından hüküm yönüyle ehemmiyeti "farz"a nazaran tahfif edilir- ifade edilen dinin pek çok hâricî tezâhürlerini, İslâm medeniyetinin ferdiyet ve şahsiyetini örmesi hasebiyle "Cebrâil Kur´ân´ı indirdiği gibi Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´a sünneti de indiriyordu" rivâyetinin ifâde ettiği hakikat çerçevesinde değerlendirmek gerekmektedir O sünnet ki, "kendisine uyulduğu nisbette bu ümmete vâdedilen meziyetler, üstünlükler elde edilecektir"

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.