![]() |
Minicik Sözlük (İ) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Minicik Sözlük (İ)İ iâde: geri verme ![]() iâdeten: geri vererek ![]() iânât: yardımlar ![]() iâne: yardım ![]() iâşe: geçindirme, besleme ![]() ibâ: çekinme ![]() ibâd: kullar ![]() ibâdât: ibadetler ![]() ibâdet: Allahın emirlerini yerine getirmek ![]() ibâdetgâh: ibadet yeri ![]() ibâdethâne: ibadet evi ![]() ibâdetkâr: ibadetli, ibadet eden ![]() ibâdullah: Allahın kulları ![]() ibâhât: haram olmayanlar ![]() ibâhe: helâl kılma ![]() ibâhiyye: haramı helâl sayan sapkınlar ![]() ibârât: ibareler, metinler, yazılar ![]() ibâre: metin, yazı ![]() ibâret: meydana gelmiş, kadar ![]() ibdâ: yoktan örneksiz yaratma ![]() ibhâm: kapalı bırakma, açıklamama ![]() ibkâ: sürekli kılma, bakileştirme ![]() iblâğ: ulaştırma ![]() iblis: şeytan ![]() iblisâne: şeytanca ![]() ibn: oğul, oğlu ![]() ibnullah: "Allahın oğlu" mânâsında sapkınlık ifade eden bir tabir ![]() ibnüzzaman: zamanın oğlu, devrin adamı ![]() ibrâ: temize çıkarma ![]() ibrâhimvârî: ibrahim aleyhisselâm gibi ![]() ibrânî: Yahudi sülalesi, o sülaleden olan kimse ![]() ibrâz: gösterme ![]() ibre: ölçü aletlerindeki iğne ![]() ibret: bir hâdiseden alınan ders ![]() ibretâmiz: ibret öğreten ![]() ibretfeşân: ibret saçan ![]() ibretnümâ: ibret gösteren ![]() ibrik: bir su kabı ![]() ibrişim: ipekten yapılmış iplik ![]() ibtâl: bozma, boşa çıkarma, uyuşturma ![]() ibtâlihis: duyguları uyuşturma, anestezi ![]() ibtidâ: başlangıç ![]() ibtidâî: ilkel ![]() ibtilâ: tiryakilik, düşkünlük ![]() ibtizâl: çokluktan dolayı değer kaybı ![]() îcâb: lüzum, gerek ![]() îcâbât: gerekler, cevap vermeler ![]() icâbet: cevap verme ![]() icâbî: icapla ilgili, gerekli ![]() îcad: yoktan yaratma ![]() îcadî: yaratmayla ilgili ![]() îcâr: kiralama ![]() îcâre: kira, gelir ![]() icâz: az sözle çok mânâ anlatma ![]() îcâz: benzerini yapmakta insanı âciz bırakan ![]() icâzât: izinler, diplomalar ![]() icâzdârâne: az sözle çok mânâ anlatırcasına ![]() icâzet: izin ![]() icâzetnâme: diploma ![]() îcâzî: icazla ilgili, mûcize olan ![]() icâzkâr: icazlı, sözü az mânâsı çok ![]() îcâzkârâne: benzerini yapmakta insanı âciz bırakırcasına ![]() îcâzvârî: mûcize gibi ![]() icbâr: zorlama ![]() icl: dana ![]() iclâ: cilalama ![]() iclâl: saygı göstermek, büyüklük ![]() iclâs: oturtma, tahta çıkarma ![]() icmâ: toplama, büyük âlimlerin bir mesele üzerinde birleşmeleri ![]() icmâen: topluca, birleşerek ![]() icmâkârâne: topluca ![]() icmâl: özetleme ![]() icmâlen: kısaca, özetle ![]() icmâlî: kısa, özlü ![]() icrâ: uygulama, yapma ![]() icrâât: uygulamalar, yapmalar ![]() ictihâd: âyet ve hadîslerden hüküm çıkarma, içtihat ![]() ictihâdât: hüküm çıkarmalar ![]() ictihâdî: içtihatla ilgili ![]() ictihâdîye: içtihatla ilgili olan ![]() ictimâ: toplanma, içtima ![]() ictimâât: toplanmalar ![]() ictimâî: toplumla ilgili ![]() ictimâiyyât: sosyoloji, toplumbilim ![]() ictimâiyyûn: toplumbilimciler ![]() ictinâ: meyve toplama ![]() ictinâb: içtinap, sakınma, kaçınma ![]() îd: bayram ![]() îdâd: hazırlama ![]() îdâdî: hazırlıklık devresi ![]() îdâdiye: hazırlamayla ilgili, eskiden lise seviyesindeki okul ![]() îdam: yok etme, öldürme ![]() idâme: devam ettirme ![]() idâre: yönetme, yönetim ![]() idbâr: düşkünlük ![]() iddet: kocası ölen kadının bekleme süresi ![]() iddia: tez, direnme ![]() iddiaen: iddia ederek ![]() iddianâme: iddiaların toplandığı yazı, metin ![]() iddihâr: biriktirme ![]() iddihârât: biriktirmeler ![]() ideâl: gaye, ülkü ![]() ideoloji: fikir sistemi ![]() idgam: gizleme ![]() idhâl: içeri alma, ithal ![]() idhâlât: dışarıdan alımlar, ithalat ![]() idlal: saptırma, sapma ![]() idman: alıştırma ![]() idrâk: kavrayış ![]() idrâr: sidik ![]() idris: ilk elbiseyi diken peygamber ![]() îfâ: ödeme, yerine getirme ![]() ifâdât: anlatımlar ![]() ifâde: anlatım ![]() ifâkat: iyileşme ![]() ifâza: feyizlendirme ![]() iffet: namusluluk ![]() ifhâm: anlatma ![]() ifhâm: susturma ![]() ifk: iftira ![]() iflâh: kurtulma ![]() iflâs: fakirleşme ![]() ifnâ: yok etme ![]() ifrağ: dönüştürme ![]() ifrat: aşırılık ![]() ifratâlûd: aşırılıkla karışık ![]() ifratkâr: aşırı giden ![]() ifratkârane: aşırı gidercesine ![]() ifratperver: aşırılığı seven ![]() ifratperverâne: aşırılığı severcesine ![]() ifrâz: ayrılma, akma, salgı ![]() ifrâzât: akıntılar, salgılar ![]() ifrit: tehlikeli cin ![]() ifsâd: bozma ![]() ifsâdât: bozmalar ![]() ifşâ: gizli olanı açıklama ![]() ifşâât: ifşalar ![]() iftihar: övünme, kıvanma ![]() iftiharkârane: övünürcesine ![]() iftikar: fakirliğini bilip gösterme ![]() iftikarat: fakirliğini bilip göstermeler ![]() iftira: birine aslı olmayan bir suç yükleme ![]() iftirak: ayrılma ![]() iftiraname: iftira yazısı ![]() iftiras: parçalama ![]() iftitah: namaza başlarken alınan tekbir ![]() iğbirar: kırılma, gücenme ![]() iğdab: öfkelendirme ![]() iğdiş: burulmuş ![]() iğfal: aldatma, ayartma ![]() iğfalât: iğfaller, aldatmalar ![]() iğlak: kapalılık, anlaşılmazlık ![]() iğtinam: yağmalama ![]() iğtişaş: karışıklık ![]() iğva: azdırma, baştan çıkarma ![]() ihafe: korkutma ![]() ihâle: işi uygun olana verme ![]() îhâm: vehme düşürme ![]() ihânet: hainlik ![]() ihânetkâr: ihanetçi, hain ![]() ihânetkârâne: ihanet edercesine ![]() ihâta: çevirme, kuşatma, kavrayış ![]() ihâtât: ihatalar, kuşatmalar, kavrayışlar ![]() ihbar: haber verme ![]() ihbarât: haber vermeler ![]() ihdâ: îman yolunu gösterme, hediye etme ![]() ihdâs: yeni bir şey ortaya çıkarma ![]() ihfa: gizleme ![]() ihkak: hakkı yerine getirme ![]() ihkakıhak: hakkı sahibine vermek ![]() ihkâm: sağlamlaştırma ![]() ihlâf: yemin ettirme ![]() ihlâk: helâk etme, yok etme ![]() ihlâl: bozma, sakatlama ![]() ihlâs: her işi Allah için yapmak ![]() ihmâl: boşlama, savsaklama ![]() ihrâc: ihraç, çıkarma, dışarı atma ![]() ihrâcât: dışarıya mal satma ![]() ihrak: yakma ![]() ihram: hacıların elbisesi ![]() ihrâz: kazanma, erişme ![]() ihsâ: sayma ![]() ihsan: güzelce verme, iyilik ![]() ihsanât: ihsanlar ![]() ihsanperver: ihsan etmeyi seven ![]() ihsâs: hissetme, hissettirme ![]() ihtar: hatırlatma ![]() ihtarât: hatırlatmalar ![]() ihticâc: delil gösterme ![]() ihtidâ: îman yoluna girme ![]() ihtifâ: gizlenme ![]() ihtifâl: tören ![]() ihtifâlât: törenler ![]() ihtikâr: malı kıymetlensin diye saklama ![]() ihtilâc: çırpınma, seğirme ![]() ihtilâf: anlaşmazlık, uyuşmazlık, ayrılık ![]() ihtilâfat: anlaşmazlıklar, ayrılıklar ![]() ihtilâfî: anlaşmazlık konusu ![]() ihtilâl: ayaklanma, kargaşalık ![]() ihtilâlât: ihtilâller, ayaklanmalar ![]() ihtilâlkârâne: ihtilâl yaparcasına ![]() ihtilâm: uyurken cenabet olma ![]() ihtilât: karışma, görüşme ![]() ihtilâtat: karışmalar, görüşmeler ![]() ihtimal: olabilirlik ![]() ihtimalat: ihtimaller ![]() ihtimam: özen, özenme ![]() ihtimamât: ihtimamlar, özenmeler ![]() ihtimamkâr: ihtimamcı, özen gösteren ![]() ihtimamkârâne: ihtimam gösterircesine, özenerek ![]() ihtirâ: yepyeni bir şey ortaya çıkarma ![]() ihtiram: hürmet etme ![]() ihtiras: aşırı istek ![]() ihtirasât: ihtiraslar, aşırı istekler ![]() ihtiraz: çekinme ![]() ihtisar: kısaltma ![]() ihtisaren: kısaltarak ![]() ihtisas: hissetme, duyumsama ![]() ihtisas: uzmanlık ![]() ihtisasat: hislenmeler, duygulanmalar ![]() ihtisasat: uzmanlıklar ![]() ihtişam: görkem, etkileyici görünüş ![]() ihtiva: içine alma, kapsama ![]() ihtiyacât: ihtiyaçlar ![]() ihtiyac: gerek duyma, gerek duyulan şey ![]() ihtiyar: seçme, isteme, yaşlı kimse ![]() ihtiyare: ihtiyar hanım ![]() ihtiyarem: ihtiyarım, yaşlıyım ![]() ihtiyaren: seçerek, isteyerek ![]() ihtiyarî: isteğe bağlı, istemekle ![]() ihtiyarsız: istek dışı, istemeden ![]() ihtiyat: ilerisini düşünerek davranma ![]() ihtiyaten: ilerisini düşünerek ![]() ihtiyatî: ihtiyatla ilgili ![]() ihtiyatkâr: ihtiyatlı ![]() ihtiyatkârane: ihtiyatlı bir biçimde ![]() ihtizâr: çekinme, sakınma ![]() ihtizaz: titreme, hoşlanma ![]() ihtizazât: titremeler, hoşlanmalar ![]() ihvân: kardeşler ![]() ihvânî: kardeşlikle ilgili ![]() ihvetî: kardeşim ![]() ihyâ: canlandırma ![]() ihzâr: hazırlama ![]() ihzârât: hazırlamalar ![]() ihzâriye: hazırlama ![]() îka: yapma, etme ![]() îkaât: yapıp etmeler ![]() ikab: azap, eziyet, ceza ![]() ikame: yerine koyma ![]() ikamet: oturma, yerleşme ![]() ikametgâh: oturulan yer, adres ![]() îkan: kesin biliş ![]() îkaz: uyarı ![]() îkazât: uyarılar ![]() îkazkâr: uyarıcı ![]() îkaznâme: uyarma yazısı ![]() ikbâl: yönelme, talihlilik, saadet ![]() iklim: bir yerin hava durumu ![]() ikmâl: tamamlama ![]() iknâ: inandırma ![]() ikra: oku! ikrâh: zorlama, tiksinme ![]() ikrâm: ağırlama ![]() ikrâmât: ikramlar ![]() ikrâmiye: armağan olarak verilen para ![]() ikrâr: söyleme, dile getirme ![]() ikrâz: borç verme ![]() iksir: çok tesirli ilaç ![]() iktibas: alıntı, söz nakletme ![]() iktibasen: alıntı yaparak ![]() iktidâ: uyma ![]() iktidâen: uyarak ![]() iktidar: güçlülük ![]() iktifa: yetinme ![]() iktifaen: yetinerek ![]() iktiham: dayanma, katlanma ![]() iktiran: iki şeyin bir arada gelmesi, yakınlık ![]() iktisa: giyinme ![]() iktisâb: kazanma, edinme ![]() iktisâd: tutum, harcamada aşırıya kaçmama, ekonomi ![]() iktisar: kısaltma ![]() iktiza: gerekme, gereklik ![]() ilâ: "kadar" mânâsında ön ek ![]() îlâ: yüceltme, yayma ![]() ilââhir: sonuna kadar ![]() ilââhirilâyet: âyetin sonuna kadar ![]() ilâh: tanrı ![]() ilâhe: tanrıça ![]() ilâhî: Allaha dair ![]() ilâhiyat: Allahtan bahseden ilim ![]() îlâm: bildirme ![]() îlâmnâme: bildirme yazısı ![]() ilân: duyurma, duyuru ![]() ilânât: ilanlar, duyurular ![]() ilânihaye: sona kadar ![]() ilânnâme: duyurma yazısı ![]() ilâve: ek ![]() ilâveten: ek olarak ![]() îlâyıkelimetullah: Allah kelâmını yayma ![]() ilbâs: giydirme ![]() ilca: gereklilik, zorlama ![]() ilcaât: gereklilikler, zorlamalar ![]() ilel: sebepler, hastalıklar ![]() ilelebed: sonsuza kadar ![]() îlem: bil! îlemeyyühelazîz: bil ey azîz! ileyh: ona ![]() ilga: kaldırma ![]() ilhâd: dinsizlik ![]() ilhâh: zorlama ![]() ilhak: katma, ekleme ![]() ilhâm: Allah tarafından kalbe gelen mânâ ![]() ilhâmât: ilhamlar, kalbe gelen mânâlar ![]() ilhâmen: ilham olarak ![]() ilhâmî: ilhamla ilgili ![]() ilka: ekme, bırakma ![]() ilkaât: ilkalar, ekmeler ![]() ilkah: dölleme, aşılama ![]() illâ: ille, ne olursa olsun, özellikle ![]() illallah: Allahdan başka ![]() ille: sebep, illa ![]() illet: hastalık ![]() illet: asıl sebep ![]() illiyet: sebeplik ![]() illiyyîn: cennetin en yüksek yeri ![]() illüzyon: cisimleri yanlış idrak etmek ![]() ilm: ilim ![]() ilmelyakîn: ilim yoluyla kesin biliş ![]() ilmî: ilimle ilgili, ilme uygun ![]() ilmihâl: "hâl ilmi" mânâsında herkese gerekli olan dinî hükümleri bildirmek maksadıyla yazılan kitaplara verilen isim ![]() ilmiye: âlimler yolu ![]() ilsâk: yapışma, bitişme ![]() iltibas: karıştırma, ayıramama ![]() ilticâ: sığınma ![]() ilticâgâh: sığınak ![]() ilticâkârâne: sığınırcasına ![]() iltifât: lütfetme, gönül alma, güzel sözle okşama ![]() iltifâtât: iltifatlar, gönül almalar, lütfetmeler ![]() iltifâtkârâne: iltifat edercesine ![]() iltihâb: yanma, kızışma ![]() iltihak: katılma ![]() iltihâm: kaynaşma ![]() iltika: kavuşma ![]() iltimas: kayırma ![]() iltisak: kavuşma ![]() iltiyâm: kaynaşma ![]() iltizam: kayırma, taraf tutma, gerekli bulma ![]() iltizamkârâne: taraf tutarcasına ![]() iltizamperverâne: taraf tutmayı severcesine ![]() ilyâs: Kuranda adı geçen bir peygamber ![]() ilzâm: susturma, sözle üstün gelme, yenme ![]() îmâ: dolayısıyle anlatma ![]() imâd: direk ![]() îmâen: ima ederek ![]() îmâî: ima şeklinde ![]() îmâl: yapma, yapım ![]() îmâlât: yapmalar, yapımlar ![]() imâle: meylettirme, uzun okuma ![]() imam: namaz kıldıran kimse, büyük âlim, önder ![]() imame: sarık, tesbih başı ![]() imamet: imamlık, önderlik ![]() imamımübîn: bir nevi kader defteri ![]() imân: çok dikkatli olma ![]() îmân: inanma ![]() îmânî: îmanla ilgili ![]() îmânperver: îmanı seven ![]() îmar: yapma, onarma, şenlendirme ![]() îmarât: imarlar, yapmalar, onarmalar ![]() imâret: bayındırlık, fakirlere yemek verilen yer ![]() îmarkârâne: imar edercesine ![]() imâte: öldürme ![]() imbik: süzme aleti ![]() imdâd: imdat, yardım ![]() imdâdât: yardımlar ![]() imdi: şimdi ![]() imha: bozma, yıkma, yok etme ![]() imhâl: erteleme ![]() imkân: olabilirlik ![]() imkânât: imkânlar, olabilmeler ![]() imkânî: olabilen ![]() imlâ: doldurma, yazma bilgisi ![]() imrân: Hazreti Meryemin babası ![]() imrâr: geçirme ![]() imsâk: el çekme, oruca başlama zamanı ![]() imtidâd: uzama ![]() imtihan: sınama ![]() imtihanât: sınamalar ![]() imtinâ: çekinme, yanaşmama, imkânsız olma ![]() imtinân: minnet etme ![]() imtisâl: misal edinme, benzemeye çalışma ![]() imtisâlen: misal edinerek, uyarak ![]() imtiyaz: ayrıcalık ![]() imtiyazât: ayrıcalıklar ![]() imtizâc: uyuşma, kaynaşma ![]() imtizâcât: kaynaşmalar, uyuşmalar ![]() imtizâckâr: uyuşan, kaynaşan ![]() imtizâckârâne: kaynaşarak, uyuşarak ![]() inâbe: günahı terkedip hakka yönelme ![]() inâd: ayak direme, inat ![]() inâdî: inada dayanan ![]() inâm: nimetlendirme ![]() inâmât: nimetlendirmeler ![]() inâmperver: nimetlendirmeyi seven ![]() inâs: kadınlar ![]() inaş: hareketlendirme ![]() inâyât: yardımlar ![]() inâyet: yardım ![]() inâyethâh: yardım isteyen ![]() inâyetkâr: yardım eden ![]() inâyetkârâne: yardım edercesine ![]() inâyetnâme: yardım yazısı ![]() inâyetperver: yardımsever ![]() inbât: otun bitmesini sağlama ![]() inbik: imbik, süzme âleti ![]() inbisât: genişleme ![]() incil: dört büyük ilâhî kitaptan biri ![]() incilâ: cilâlanma, parlama ![]() incilâb: celbedilme, çekilme ![]() incimad: donma, katılaşma ![]() incirar: çekilme, sona erme ![]() incizâb: cezbedilme, çekilme ![]() incizâbât: cezbedilmeler, çekilmeler ![]() incizâr: çekilme ![]() ind: yan, kat ![]() indallah: Allah katında ![]() indelbüleğa: adamına göre güzel söz söyleyenler yanında ![]() indelhâce: gerek duyulduğunda ![]() indî: kendince, keyfî ![]() indifâ: def olma, püskürme ![]() indimaç: kenetlenme ![]() indiras: bozulma, silinme ![]() ineb: üzüm ![]() infâk: nafaka verme ![]() infâz: yerine getirme ![]() infiâl: hareketlenme, kızma ![]() infiâlât: infialler ![]() inficâr: tan yerinin ağarması, tohumun çatlaması ![]() infikâk: ayrılma, ayrışma ![]() infilâk: patlama ![]() infirad: teklik, benzersizlik ![]() infisah: bozulma, dağılma ![]() infisal: ayrılma ![]() rgin-top:0cm;margin-right:1 ![]() ![]() ![]() ![]() inhidam: yıkılma ![]() inhilâl: ayrışma, dağılma ![]() inhimak: kapılma, düşkünlük ![]() inhinâ: bükülme, eğrilme ![]() inhirâf: sapma ![]() inhisaf: tutulma ![]() inhisar: bir şeyin sadece bir kişiye verilmesi, tekel ![]() inhitat: düşme, çökme ![]() inhizam: bozulma, dağılma, yenilme ![]() inîdam: yok olma ![]() inîkad: kurulma, gerçekleşme, bağlanma ![]() inîkas: yansıma ![]() inkâr: inanmama ![]() inkârî: inkârla ilgili ![]() inkıbâz: tutukluk ![]() inkılâb: inkılâp, değişme, dönüşme ![]() inkılâbât: değişmeler ![]() inkılâbvârî: inkılâp gibi ![]() inkıraz: sönme, tükenme ![]() inkısam: bölünme ![]() inkısar: kısalma ![]() inkısarât: inkısarlar ![]() inkıtâ: kesilme, tükenme, tıkanma ![]() inkıyâd: boyun eğme, bağlanma ![]() inkıza: olup bitme ![]() inkisar: kırılma ![]() inkisarat: kırılmalar ![]() inkişâ: açılma ![]() inkişaf: açılma, gelişme ![]() inkişafat: açılmalar, gelişmeler ![]() innî: eserlerden eser sahibine götüren delil ![]() ins: insan ![]() insâ: unutma ![]() insâf: merhamete dayalı adalet ![]() insâfkârâne: insaflıca ![]() insaniyet: insanlık ![]() insaniyeten: insanlık bakımından ![]() insaniyetkârâne: insanlığa yakışırcasına, insanca ![]() insaniyetperver: insanlıksever ![]() insî: insanla ilgili, insan cinsinden ![]() insibab: dökülme, katılma ![]() insibağ: boyanma ![]() insicâm: düzgünlük ![]() insilâh: soyulma, sıyırılma ![]() insiyak: sevkedilme ![]() inşâ: yapma, kurma ![]() inşâallah: Allah dilerse ![]() inşâd: şiir okuma ![]() inşât: ferahlandırma ![]() inşiâb: bölümlenme ![]() inşikak: yarılma ![]() inşirâh: ferahlanma, açılma ![]() intâc: netice verme ![]() intâk: konuşturma ![]() intâkıbilhak: Allahın konuşturması ![]() intâniye: mikrobik ![]() intiaş: dinlenip canlanma ![]() intibâ: izlenim ![]() intibâh: uyanma ![]() intibâhkârâne: uyanmışçasına ![]() intibak: uyma ![]() intifâ: faydalanma ![]() intifâ: sönme ![]() intihâ: son, sona erme ![]() intihâb: seçme ![]() intihal: çalma ![]() intikal: geçme, anlama ![]() intikam: öç ![]() intikamkârâne: intikam alırcasına ![]() intisab: bağlanma, kapılanma ![]() intişâr: yayılma ![]() intişârât: yayılmalar ![]() intizam: düzgünlük, düzen, yerli yerindelik ![]() intizamât: intizamlar ![]() intizamkârâne: düzgünce ![]() intizamperver: düzensever ![]() intizamperverâne: düzensevercesine ![]() intizar: bekleme, gözleme ![]() intizaren: bekleyerek ![]() inzâl: indirme, inme ![]() inzâr: korkutma ![]() inzibât: sıkı düzen ![]() inzimâm: eklenme ![]() inzivâ: bir köşeye çekilme ![]() inzivâgâh: inziva yeri ipnotizma: telkinle uyutma ![]() îrâb: düzgün söz söyleme ![]() irâd: gelir, kazanç ![]() îrâd: söyleme, dile getirme ![]() irâde: seçme ve isteme kabiliyeti ![]() irâdet: irade ![]() irâdî: iradeyle ilgili, istemekle ![]() irâe: gösterme ![]() irâs: verme, miras bırakma ![]() îrâz: yüz çevirme ![]() ircâ: indirme, döndürme ![]() irfân: bilme, anlama, zihni olgunluk ![]() irhâsât: Efendimizin peygamberlikten önceki harika hâlleri ![]() irs: miras, kalıtım ![]() irsâ: sağlamlaştırma ![]() irsâl: gönderilme ![]() irsâlât: göndermeler ![]() irsiyet: kalıtım ![]() irşâd: hak yolu gösterme ![]() irşâdât: irşatlar ![]() irşâdgâh: irşat yeri ![]() irşâdî: irşatla ilgili ![]() irşâdkâr: irşatçı ![]() irşâdkârâne: irşat edercesine ![]() irtibât: bağlılık, ilgi ![]() irticâ: geri dönücülük ![]() irticâc: çalkalanma ![]() irticâkârâne: geri dönercesine ![]() irticâlen: hazırlıksız söyleme ![]() irticâlî: hazırlıksız konuşma ![]() irtidâd: dinden dönme ![]() irtidâdkâr: dininden dönen ![]() irtifâ: yükseklik ![]() irtihâl: göçme, ölme ![]() irtikâb: işleme ![]() irtisam: resmedilme ![]() irtişâ: rüşvetçilik ![]() irzâ: razı etme ![]() irzâk: rızık verme ![]() isa: dört büyük peygamberden biri ![]() isâbet: yerini bulma, rast gelme ![]() isâbetiayn: göz değmesi ![]() isâd: yükseltme, mesut etme ![]() isâet: kötü iş işleme ![]() îsâf: yardıma koşma ![]() âsal: ulaştırma ![]() isâle: akıtma ![]() îsâr: kendisi muhtaç olduğu hâlde başkasına verme ahlâkı ![]() isbât: delil göstererek hakikatı ortaya koyma ![]() isevî: isa aleyhisselâmın dininden olan kimse ![]() isevîlik: isa aleyhisselâmın dini ![]() iska: sulama ![]() iskân: yerleştirme ![]() iskât: susturma ![]() iskender: sayısız beldeler fethetmiş bir hükümdar ![]() islâm: Hazreti Muhammed aleyhisalâtü vesselâmın getirdiği din ![]() islâmiyet: islâmlık ![]() ism: günah, suç ![]() ismar: meyve verme ![]() ismet: masumluk, temizlik ![]() ismiâzam: en büyük ilâhî isim ![]() ismifâil: kimin iş yaptığını bildiren isim, özne ![]() ismullah: Allah adı ![]() isnâaşer: on iki ![]() isnâd: dayandırma ![]() isnâdât: dayandırmalar ![]() ispirtizma: cinlerle konuşup da ruhlarla konuştuklarını sananların fikri ![]() isrâ: geceleyin götürme ![]() isrâf: gereksiz yere harcama ![]() isrâfât: gereksiz harcamalar ![]() isrâfil: sur borusunu üflemekle görevli büyük bir melek ![]() isrâfilmisâl: israfil gibi ![]() isrâfilvârî: israfil aleyhisselâm gibi ![]() isrâil: Hazreti Yakubun lâkabı ![]() isrâiliyyat: Yahudilikten kalma bilgiler ![]() istahrabat: ateşe tapanların ünlü ateşlerinin bulunduğu yer ![]() istasyon: demiryollarında durak ![]() istatistik: hüküm çıkarmak için bilgi toplama ve sınıflandırma ilmi ![]() istiâb: içine alma, kaplama ![]() istiânât: yardım istemeler ![]() istiâne: yardım isteme ![]() istiâre: bir kelimeyi başka anlamda kullanma ![]() istiâze: sığınma ![]() istibâd: akıldan uzak görme ![]() istibdad: baskıcı yönetim ![]() istibdadât: baskılar ![]() istibka: kalıcı kılma ![]() istibrâ: küçük abdestten sonra idrarın iyice kesilmesini beklemek ![]() istibşâr: müjdeleme ![]() istibşârkârâne: müjdelercesine ![]() istîcâl: acele etme ![]() isticvâb: sorup cevap isteme ![]() istîdâ: dilekçe ![]() istidad: istidat, yetenek ![]() istidadat: yetenekler ![]() istidadî: yetenekle ilgili ![]() istidlâl: delil getirme, delile dayanarak hüküm çıkarma ![]() istidrâc: derece derece yükselme, hayırsız başarı ![]() istidrâcî: istidracla ilgili ![]() istidrâdî: başka konu anlatılırken arada söylenen söz ![]() istif: yığma ![]() istifâ: işten ayrılma ![]() istifâde: faydalanma ![]() istifâdeten: faydalanma bakımında ![]() istifâza: feyizlenme, manen gıdalanma ![]() istifâzaten: feyizlenme bakımından ![]() istifhâm: soru, sorma ![]() istifra: kusma ![]() istifsâr: anlamak için soru sorma ![]() istifta: bir meselede dinin hükmünü sorma ![]() istigase: yardım isteme ![]() istiğfar: Allahtan af dileme ![]() istiğna: gönül tokluğu, nazlanma, uzak durma ![]() istiğrâb: yadırgama, garipseme ![]() istiğrâbkârâne: yadırgarcasına ![]() istiğrâk: ilâhî aşka dalıp coşarak kendinden geçme, esrime ![]() istiğrâkî: istiğrakla ilgili ![]() istiğrâkkârâne: kendinden geçercesine ![]() istihâl: temizleme ![]() istihâle: başkalaşma ![]() istihâre: bir işin iyi olup olmadığını anlamak için rüya görmek niyetiyle uykuya yatma ![]() istihâza: âdet kanı ![]() istihbâb: güzel sayma ![]() istihbâr: haber alma ![]() istihbârât: haber almalar ![]() istihdâf: hedef edinme ![]() istihdâm: hizmet ettirme ![]() istihfâf: hafife alma ![]() istihkak: hak etme ![]() istihkâm: sağlamlık, siper ![]() istihkâr: hor görme ![]() istihlâk: tüketim ![]() istihrâc: çıkarma, çıkarım ![]() istihrâcât: çıkarmalar, çıkarımlar ![]() istihsâl: üretim ![]() istihsân: güzel sayma ![]() istihsan: korunma ![]() istihsânât: güzel saymalar ![]() istihsânkârane: beğenircesine ![]() istihyâ: haya etme, utanma ![]() istihzâ: ince alay ![]() istihzâkârâne: alay edercesine ![]() istihzar: hazırlama ![]() istihzarât: hazırlamalar ![]() istikamet: doğrultu, yön ![]() istikbâl: gelecek zaman, yönelme ![]() istikbâlbîn: geleceği gören ![]() istikbâlî: gelecekle ilgili ![]() istikbâliyât: gelecek zamanda olacaklar ![]() istiklâl: bağımsızlık ![]() istiklâldârâne: bağımsızca ![]() istiklâliyet: bağımsızlık ![]() istikmâl: tamamlama ![]() istikrâ: ayrı ayrı olaylardan genel bir hüküm çıkarma ![]() istikrâen: istikra bakımından ![]() istikrah: tiksinme ![]() istikrâr: karar kılma, yerleşme ![]() istikrâz: borçlanma ![]() istikzâr: pis görme ![]() istilâ: kaplama ![]() istilâkârâne: kaplarcasına ![]() istilhak: kendine alma ![]() istilzâm: gerektirme ![]() istilzâz: lezzet alma ![]() istimâ: dinleme ![]() istimâl: kullanma ![]() istimdâd: yardım isteme ![]() istimdâdgâh: yardım isteme yeri ![]() istimdâdkârâne: yardım istercesine ![]() istimlâk: kamulaştırma ![]() istimrâr: devamlılık ![]() istimsâl: örnek alma ![]() istimzâc: kaynaşma, karışma ![]() istinâbe: başka yerde bulunan şahidin ifadesinin alınması ![]() istinad: dayanma ![]() istinaden: dayanarak ![]() istinadgâh: dayanak ![]() istinaf: başlangıç, mahkeme ![]() istinâs: alışma, ısınma ![]() istinbât: bir sözden gizli bir mânâ çıkarma ![]() istincâ: helada temizlenme ![]() istinkâf: çekinme, katılmama ![]() istinkâr: inkâr etme ![]() istinsâh: sayfaları yazarak çoğaltma ![]() istintak: konuşturma ![]() istirâhât: dinlenme ![]() istirâhâtgâh: dinlenme yeri ![]() istirâhâthâne: dinlenme evi ![]() istirâk: hırsızlık ![]() istirdâd: geri alma ![]() istirhâm: merhamet dilenme ![]() istirhâmnâme: merhamet dilenme yazısı ![]() istîsâb: güç sayma ![]() istîsal: kökünü kazıma ![]() istiskal: yüz vermeyerek kovma ![]() istismâr: menfaatine alet etme ![]() istisnâ: ayrılık, kural dışı ![]() istişâre: danışma, konuşma ![]() istişfâ: şifa isteme ![]() istişhâd: şahit gösterme ![]() istişmâm: koklama ![]() istitafkârane: merhamet isteyen gibi ![]() istitar: örtünme ![]() istitrad: ara söz ![]() istivâ: düzelme, güneşin tepeye gelmesi ![]() istizâh: açıklama istemek ![]() istizâm: büyütme ![]() istizân: izin isteme ![]() istizhâr: birinden yardımcı olmasını isteme ![]() isyân: ayaklanma, başkaldırma ![]() isyânkârâne: başkaldırırcasına ![]() îşâ: yatsı ![]() işâa: haber yayma ![]() işâl: alevlendirme ![]() işâr: sezdirme ![]() işârât: işaretler ![]() işârâtülîcâz: mûcizelik işaretleri ![]() işâret: anlamlı davranış, belirti ![]() işâreten: işaret ederek ![]() işârî: işaretle ilgili ![]() işbâ: doyurma ![]() işgal: oyalama, alma ![]() işgüzar: çalışkan ![]() işhâd: şahit gösterme ![]() işkâl: güçleştirme, çetinleştirme ![]() işkembe: hayvan midesi ![]() işkil: vesvese, kuşku ![]() işmâm: koklatma ![]() işmar: anlamlı işaret ![]() işrak: Allaha ortak koşma ![]() işrâk: ışıklandırma, parlatma ![]() işrâkiyye: batıl bir felsefe ![]() işrâkiyyûn: işrâkiyyeciler ![]() işret: içkili toplantı ![]() iştiâl: alevlenme ![]() iştibâh: şüphelenme, benzerlik ![]() iştibâk: şebekelenme, örgülenme ![]() iştigal: uğraşma ![]() iştihâ: iştah ![]() iştihar: ünlenme ![]() iştikak: türeme ![]() iştira: satın alma ![]() iştirak: ortaklık, katılma ![]() iştiyak: şiddetli istek ![]() iştiyakât: şiddetli istekler ![]() iştiyakâver: pek istekli ![]() iştiyakengiz: istek veren ![]() îta: verme ![]() itâat: söz dinleme ![]() itâatkârâne: söz dinleyerek ![]() itâb: azarlama ![]() itâm: yemek yedirme ![]() itfa: söndürme ![]() ithaf: yazılan kitapta birinin adını anma ![]() ithâm: suçlama ![]() ithâmnâme: suçlama yazısı ![]() îtibar: saygınlık ![]() îtibarî: var sayılan ![]() îtidâl: orta hâllilik ![]() îtidâlidem: soğukkanlılık ![]() îtikâd: gönülden inanma ![]() îtikâdât: inanmalar ![]() îtikâden: inanma bakımından ![]() îtikâdî: inanmakla ilgili ![]() îtikaf: bir yere çekilip ibadet etmek ![]() îtilâ: yükselme ![]() îtilâf: anlaşma ![]() îtimâd: güvenme ![]() îtimâden: güvenerek ![]() îtinâ: özen ![]() îtiraf: saklamayıp söyleme ![]() îtiraz: karşı çıkma, karşı söz ![]() îtirazât: itirazlar ![]() îtiraziye: cümlede ara söz îtirazkârâne: itiraz edercesine ![]() îtiraznâme: itiraz yazısı ![]() îtisaf: haksızlık ![]() îtiyad: alışkanlık ![]() îtizâl: ayrılma, sapma ![]() îtizâr: özür bildirme ![]() itkan: sağlam yapma ![]() itlâf: öldürme ![]() itlak: bağlama, asma ![]() itmâm: tamamlama ![]() itminân: tatmin olma ![]() itminânbahş: tatmin eden ![]() itminânkârâne: tatmin olurcasına ![]() ittibâ: tabi olma, uyma ![]() ittibâen: tabi olarak, uyarak ![]() ittifâk: birleşme ![]() ittifâken: birleşerek ![]() ittifâkî: birleşmeye dair, üstünde birleşilen ![]() ittifâkkârâne: birleşircesine ![]() ittihâd: birlik ![]() ittihâdıislâm: Müslümanların birlik olması ![]() ittihâm: suçlanma ![]() ittihâmkârâne: suçlanarak ![]() ittihâmnâme: suçlanma yazısı ![]() ittihâz: alma, sayma ![]() ittika: sakınma ![]() ittikan: sağlamlık ![]() ittisâf: sıfatlanma ![]() ittisâfkârâne: sıfatlanırcasına ![]() ittisâk: düzenli diziliş ![]() ittisâl: bitişme ![]() ittizâh: açıklık ![]() ittizân: ölçülülük ![]() ityân: belirleme ![]() ivaz: karşılık ![]() îvicâc: eğrilik ![]() îvicâcât: eğrilikler ![]() îyanî: görünen ![]() îyd: bayram ![]() izâ: birdenbire ![]() izâbe: eritmek ![]() izâc: taciz etme, rahatsız etme ![]() izâcât: taciz etmeler ![]() izâe: aydınlatma ![]() izâfe: bağlama, yükleme ![]() izâfî: göreli, göreceli ![]() îzâh: açıklama ![]() îzâhât: açıklamalar ![]() îzâhen: açıklama ile ![]() izâle: giderme ![]() izâm: büyükler ![]() îzâm: büyütme ![]() izân: anlayış ![]() izânî: anlayışla ilgili ![]() izâr: elbise ![]() îzâz: ağırlama ![]() izbe: kuytu ![]() izdihâm: yığışma ![]() izdivâc: evlenme ![]() izdiyad: artma ![]() izhâr: gösterme ![]() izinnâme: izin belgesi ![]() izmihlâl: bozulma ![]() izn: izin ![]() izzet: üstünlük, galibiyet ![]() izzetâlûd: izzetle karışık ![]() izzetinefis: insanın kendine saygısı ![]() |
![]() |
![]() |
|