Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
minicik, sözlük

Minicik Sözlük (İ)

Eski 10-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Minicik Sözlük (İ)



İ

iâde: geri verme

iâdeten: geri vererek

iânât: yardımlar

iâne: yardım

iâşe: geçindirme, besleme

ibâ: çekinme

ibâd: kullar

ibâdât: ibadetler

ibâdet: Allahın emirlerini yerine getirmek

ibâdetgâh: ibadet yeri

ibâdethâne: ibadet evi

ibâdetkâr: ibadetli, ibadet eden

ibâdullah: Allahın kulları

ibâhât: haram olmayanlar

ibâhe: helâl kılma

ibâhiyye: haramı helâl sayan sapkınlar

ibârât: ibareler, metinler, yazılar

ibâre: metin, yazı

ibâret: meydana gelmiş, kadar

ibdâ: yoktan örneksiz yaratma

ibhâm: kapalı bırakma, açıklamama

ibkâ: sürekli kılma, bakileştirme

iblâğ: ulaştırma

iblis: şeytan

iblisâne: şeytanca

ibn: oğul, oğlu

ibnullah: "Allahın oğlu" mânâsında sapkınlık ifade eden bir tabir

ibnüzzaman: zamanın oğlu, devrin adamı

ibrâ: temize çıkarma

ibrâhimvârî: ibrahim aleyhisselâm gibi

ibrânî: Yahudi sülalesi, o sülaleden olan kimse

ibrâz: gösterme

ibre: ölçü aletlerindeki iğne

ibret: bir hâdiseden alınan ders

ibretâmiz: ibret öğreten

ibretfeşân: ibret saçan

ibretnümâ: ibret gösteren

ibrik: bir su kabı

ibrişim: ipekten yapılmış iplik

ibtâl: bozma, boşa çıkarma, uyuşturma

ibtâlihis: duyguları uyuşturma, anestezi

ibtidâ: başlangıç

ibtidâî: ilkel

ibtilâ: tiryakilik, düşkünlük

ibtizâl: çokluktan dolayı değer kaybı

îcâb: lüzum, gerek

îcâbât: gerekler, cevap vermeler

icâbet: cevap verme

icâbî: icapla ilgili, gerekli

îcad: yoktan yaratma

îcadî: yaratmayla ilgili

îcâr: kiralama

îcâre: kira, gelir

icâz: az sözle çok mânâ anlatma

îcâz: benzerini yapmakta insanı âciz bırakan

icâzât: izinler, diplomalar

icâzdârâne: az sözle çok mânâ anlatırcasına

icâzet: izin

icâzetnâme: diploma

îcâzî: icazla ilgili, mûcize olan

icâzkâr: icazlı, sözü az mânâsı çok

îcâzkârâne: benzerini yapmakta insanı âciz bırakırcasına

îcâzvârî: mûcize gibi

icbâr: zorlama

icl: dana

iclâ: cilalama

iclâl: saygı göstermek, büyüklük

iclâs: oturtma, tahta çıkarma

icmâ: toplama, büyük âlimlerin bir mesele üzerinde birleşmeleri

icmâen: topluca, birleşerek

icmâkârâne: topluca

icmâl: özetleme

icmâlen: kısaca, özetle

icmâlî: kısa, özlü

icrâ: uygulama, yapma

icrâât: uygulamalar, yapmalar

ictihâd: âyet ve hadîslerden hüküm çıkarma, içtihat

ictihâdât: hüküm çıkarmalar

ictihâdî: içtihatla ilgili

ictihâdîye: içtihatla ilgili olan

ictimâ: toplanma, içtima

ictimâât: toplanmalar

ictimâî: toplumla ilgili

ictimâiyyât: sosyoloji, toplumbilim

ictimâiyyûn: toplumbilimciler

ictinâ: meyve toplama

ictinâb: içtinap, sakınma, kaçınma

îd: bayram

îdâd: hazırlama

îdâdî: hazırlıklık devresi

îdâdiye: hazırlamayla ilgili, eskiden lise seviyesindeki okul

îdam: yok etme, öldürme

idâme: devam ettirme

idâre: yönetme, yönetim

idbâr: düşkünlük

iddet: kocası ölen kadının bekleme süresi

iddia: tez, direnme

iddiaen: iddia ederek

iddianâme: iddiaların toplandığı yazı, metin

iddihâr: biriktirme

iddihârât: biriktirmeler

ideâl: gaye, ülkü

ideoloji: fikir sistemi

idgam: gizleme

idhâl: içeri alma, ithal

idhâlât: dışarıdan alımlar, ithalat

idlal: saptırma, sapma

idman: alıştırma

idrâk: kavrayış

idrâr: sidik

idris: ilk elbiseyi diken peygamber

îfâ: ödeme, yerine getirme

ifâdât: anlatımlar

ifâde: anlatım

ifâkat: iyileşme

ifâza: feyizlendirme

iffet: namusluluk

ifhâm: anlatma

ifhâm: susturma

ifk: iftira

iflâh: kurtulma

iflâs: fakirleşme

ifnâ: yok etme

ifrağ: dönüştürme

ifrat: aşırılık

ifratâlûd: aşırılıkla karışık

ifratkâr: aşırı giden

ifratkârane: aşırı gidercesine

ifratperver: aşırılığı seven

ifratperverâne: aşırılığı severcesine

ifrâz: ayrılma, akma, salgı

ifrâzât: akıntılar, salgılar

ifrit: tehlikeli cin

ifsâd: bozma

ifsâdât: bozmalar

ifşâ: gizli olanı açıklama

ifşâât: ifşalar

iftihar: övünme, kıvanma

iftiharkârane: övünürcesine

iftikar: fakirliğini bilip gösterme

iftikarat: fakirliğini bilip göstermeler

iftira: birine aslı olmayan bir suç yükleme

iftirak: ayrılma

iftiraname: iftira yazısı

iftiras: parçalama

iftitah: namaza başlarken alınan tekbir

iğbirar: kırılma, gücenme

iğdab: öfkelendirme

iğdiş: burulmuş

iğfal: aldatma, ayartma

iğfalât: iğfaller, aldatmalar

iğlak: kapalılık, anlaşılmazlık

iğtinam: yağmalama

iğtişaş: karışıklık

iğva: azdırma, baştan çıkarma

ihafe: korkutma

ihâle: işi uygun olana verme

îhâm: vehme düşürme

ihânet: hainlik

ihânetkâr: ihanetçi, hain

ihânetkârâne: ihanet edercesine

ihâta: çevirme, kuşatma, kavrayış

ihâtât: ihatalar, kuşatmalar, kavrayışlar

ihbar: haber verme

ihbarât: haber vermeler

ihdâ: îman yolunu gösterme, hediye etme

ihdâs: yeni bir şey ortaya çıkarma

ihfa: gizleme

ihkak: hakkı yerine getirme

ihkakıhak: hakkı sahibine vermek

ihkâm: sağlamlaştırma

ihlâf: yemin ettirme

ihlâk: helâk etme, yok etme

ihlâl: bozma, sakatlama

ihlâs: her işi Allah için yapmak

ihmâl: boşlama, savsaklama

ihrâc: ihraç, çıkarma, dışarı atma

ihrâcât: dışarıya mal satma

ihrak: yakma

ihram: hacıların elbisesi

ihrâz: kazanma, erişme

ihsâ: sayma

ihsan: güzelce verme, iyilik

ihsanât: ihsanlar

ihsanperver: ihsan etmeyi seven

ihsâs: hissetme, hissettirme

ihtar: hatırlatma

ihtarât: hatırlatmalar

ihticâc: delil gösterme

ihtidâ: îman yoluna girme

ihtifâ: gizlenme

ihtifâl: tören

ihtifâlât: törenler

ihtikâr: malı kıymetlensin diye saklama

ihtilâc: çırpınma, seğirme

ihtilâf: anlaşmazlık, uyuşmazlık, ayrılık

ihtilâfat: anlaşmazlıklar, ayrılıklar

ihtilâfî: anlaşmazlık konusu

ihtilâl: ayaklanma, kargaşalık

ihtilâlât: ihtilâller, ayaklanmalar

ihtilâlkârâne: ihtilâl yaparcasına

ihtilâm: uyurken cenabet olma

ihtilât: karışma, görüşme

ihtilâtat: karışmalar, görüşmeler

ihtimal: olabilirlik

ihtimalat: ihtimaller

ihtimam: özen, özenme

ihtimamât: ihtimamlar, özenmeler

ihtimamkâr: ihtimamcı, özen gösteren

ihtimamkârâne: ihtimam gösterircesine, özenerek

ihtirâ: yepyeni bir şey ortaya çıkarma

ihtiram: hürmet etme

ihtiras: aşırı istek

ihtirasât: ihtiraslar, aşırı istekler

ihtiraz: çekinme

ihtisar: kısaltma

ihtisaren: kısaltarak

ihtisas: hissetme, duyumsama

ihtisas: uzmanlık

ihtisasat: hislenmeler, duygulanmalar

ihtisasat: uzmanlıklar

ihtişam: görkem, etkileyici görünüş

ihtiva: içine alma, kapsama

ihtiyacât: ihtiyaçlar

ihtiyac: gerek duyma, gerek duyulan şey

ihtiyar: seçme, isteme, yaşlı kimse

ihtiyare: ihtiyar hanım

ihtiyarem: ihtiyarım, yaşlıyım

ihtiyaren: seçerek, isteyerek

ihtiyarî: isteğe bağlı, istemekle

ihtiyarsız: istek dışı, istemeden

ihtiyat: ilerisini düşünerek davranma

ihtiyaten: ilerisini düşünerek

ihtiyatî: ihtiyatla ilgili

ihtiyatkâr: ihtiyatlı

ihtiyatkârane: ihtiyatlı bir biçimde

ihtizâr: çekinme, sakınma

ihtizaz: titreme, hoşlanma

ihtizazât: titremeler, hoşlanmalar

ihvân: kardeşler

ihvânî: kardeşlikle ilgili

ihvetî: kardeşim

ihyâ: canlandırma

ihzâr: hazırlama

ihzârât: hazırlamalar

ihzâriye: hazırlama

îka: yapma, etme

îkaât: yapıp etmeler

ikab: azap, eziyet, ceza

ikame: yerine koyma

ikamet: oturma, yerleşme

ikametgâh: oturulan yer, adres

îkan: kesin biliş

îkaz: uyarı

îkazât: uyarılar

îkazkâr: uyarıcı

îkaznâme: uyarma yazısı

ikbâl: yönelme, talihlilik, saadet

iklim: bir yerin hava durumu

ikmâl: tamamlama

iknâ: inandırma

ikra: oku!

ikrâh: zorlama, tiksinme

ikrâm: ağırlama

ikrâmât: ikramlar

ikrâmiye: armağan olarak verilen para

ikrâr: söyleme, dile getirme

ikrâz: borç verme

iksir: çok tesirli ilaç

iktibas: alıntı, söz nakletme

iktibasen: alıntı yaparak

iktidâ: uyma

iktidâen: uyarak

iktidar: güçlülük

iktifa: yetinme

iktifaen: yetinerek

iktiham: dayanma, katlanma

iktiran: iki şeyin bir arada gelmesi, yakınlık

iktisa: giyinme

iktisâb: kazanma, edinme

iktisâd: tutum, harcamada aşırıya kaçmama, ekonomi

iktisar: kısaltma

iktiza: gerekme, gereklik

ilâ: "kadar" mânâsında ön ek

îlâ: yüceltme, yayma

ilââhir: sonuna kadar

ilââhirilâyet: âyetin sonuna kadar

ilâh: tanrı

ilâhe: tanrıça

ilâhî: Allaha dair

ilâhiyat: Allahtan bahseden ilim

îlâm: bildirme

îlâmnâme: bildirme yazısı

ilân: duyurma, duyuru

ilânât: ilanlar, duyurular

ilânihaye: sona kadar

ilânnâme: duyurma yazısı

ilâve: ek

ilâveten: ek olarak

îlâyıkelimetullah: Allah kelâmını yayma

ilbâs: giydirme

ilca: gereklilik, zorlama

ilcaât: gereklilikler, zorlamalar

ilel: sebepler, hastalıklar

ilelebed: sonsuza kadar

îlem: bil!

îlemeyyühelazîz: bil ey azîz!

ileyh: ona

ilga: kaldırma

ilhâd: dinsizlik

ilhâh: zorlama

ilhak: katma, ekleme

ilhâm: Allah tarafından kalbe gelen mânâ

ilhâmât: ilhamlar, kalbe gelen mânâlar

ilhâmen: ilham olarak

ilhâmî: ilhamla ilgili

ilka: ekme, bırakma

ilkaât: ilkalar, ekmeler

ilkah: dölleme, aşılama

illâ: ille, ne olursa olsun, özellikle

illallah: Allahdan başka

ille: sebep, illa

illet: hastalık

illet: asıl sebep

illiyet: sebeplik

illiyyîn: cennetin en yüksek yeri

illüzyon: cisimleri yanlış idrak etmek

ilm: ilim

ilmelyakîn: ilim yoluyla kesin biliş

ilmî: ilimle ilgili, ilme uygun

ilmihâl: "hâl ilmi" mânâsında herkese gerekli olan dinî hükümleri bildirmek maksadıyla yazılan kitaplara verilen isim

ilmiye: âlimler yolu

ilsâk: yapışma, bitişme

iltibas: karıştırma, ayıramama

ilticâ: sığınma

ilticâgâh: sığınak

ilticâkârâne: sığınırcasına

iltifât: lütfetme, gönül alma, güzel sözle okşama

iltifâtât: iltifatlar, gönül almalar, lütfetmeler

iltifâtkârâne: iltifat edercesine

iltihâb: yanma, kızışma

iltihak: katılma

iltihâm: kaynaşma

iltika: kavuşma

iltimas: kayırma

iltisak: kavuşma

iltiyâm: kaynaşma

iltizam: kayırma, taraf tutma, gerekli bulma

iltizamkârâne: taraf tutarcasına

iltizamperverâne: taraf tutmayı severcesine

ilyâs: Kuranda adı geçen bir peygamber

ilzâm: susturma, sözle üstün gelme, yenme

îmâ: dolayısıyle anlatma

imâd: direk

îmâen: ima ederek

îmâî: ima şeklinde

îmâl: yapma, yapım

îmâlât: yapmalar, yapımlar

imâle: meylettirme, uzun okuma

imam: namaz kıldıran kimse, büyük âlim, önder

imame: sarık, tesbih başı

imamet: imamlık, önderlik

imamımübîn: bir nevi kader defteri

imân: çok dikkatli olma

îmân: inanma

îmânî: îmanla ilgili

îmânperver: îmanı seven

îmar: yapma, onarma, şenlendirme

îmarât: imarlar, yapmalar, onarmalar

imâret: bayındırlık, fakirlere yemek verilen yer

îmarkârâne: imar edercesine

imâte: öldürme

imbik: süzme aleti

imdâd: imdat, yardım

imdâdât: yardımlar

imdi: şimdi

imha: bozma, yıkma, yok etme

imhâl: erteleme

imkân: olabilirlik

imkânât: imkânlar, olabilmeler

imkânî: olabilen

imlâ: doldurma, yazma bilgisi

imrân: Hazreti Meryemin babası

imrâr: geçirme

imsâk: el çekme, oruca başlama zamanı

imtidâd: uzama

imtihan: sınama

imtihanât: sınamalar

imtinâ: çekinme, yanaşmama, imkânsız olma

imtinân: minnet etme

imtisâl: misal edinme, benzemeye çalışma

imtisâlen: misal edinerek, uyarak

imtiyaz: ayrıcalık

imtiyazât: ayrıcalıklar

imtizâc: uyuşma, kaynaşma

imtizâcât: kaynaşmalar, uyuşmalar

imtizâckâr: uyuşan, kaynaşan

imtizâckârâne: kaynaşarak, uyuşarak

inâbe: günahı terkedip hakka yönelme

inâd: ayak direme, inat

inâdî: inada dayanan

inâm: nimetlendirme

inâmât: nimetlendirmeler

inâmperver: nimetlendirmeyi seven

inâs: kadınlar

inaş: hareketlendirme

inâyât: yardımlar

inâyet: yardım

inâyethâh: yardım isteyen

inâyetkâr: yardım eden

inâyetkârâne: yardım edercesine

inâyetnâme: yardım yazısı

inâyetperver: yardımsever

inbât: otun bitmesini sağlama

inbik: imbik, süzme âleti

inbisât: genişleme

incil: dört büyük ilâhî kitaptan biri

incilâ: cilâlanma, parlama

incilâb: celbedilme, çekilme

incimad: donma, katılaşma

incirar: çekilme, sona erme

incizâb: cezbedilme, çekilme

incizâbât: cezbedilmeler, çekilmeler

incizâr: çekilme

ind: yan, kat

indallah: Allah katında

indelbüleğa: adamına göre güzel söz söyleyenler yanında

indelhâce: gerek duyulduğunda

indî: kendince, keyfî

indifâ: def olma, püskürme

indimaç: kenetlenme

indiras: bozulma, silinme

ineb: üzüm

infâk: nafaka verme

infâz: yerine getirme

infiâl: hareketlenme, kızma

infiâlât: infialler

inficâr: tan yerinin ağarması, tohumun çatlaması

infikâk: ayrılma, ayrışma

infilâk: patlama

infirad: teklik, benzersizlik

infisah: bozulma, dağılma

infisal: ayrılma

rgin-top:0cm;margin-right:10cm;margin-bottom:0cm; margin-left:10cm;margin-bottom:0001pt;mso-pagination:none'>infitar: yarılma

inhidam: yıkılma

inhilâl: ayrışma, dağılma

inhimak: kapılma, düşkünlük

inhinâ: bükülme, eğrilme

inhirâf: sapma

inhisaf: tutulma

inhisar: bir şeyin sadece bir kişiye verilmesi, tekel

inhitat: düşme, çökme

inhizam: bozulma, dağılma, yenilme

inîdam: yok olma

inîkad: kurulma, gerçekleşme, bağlanma

inîkas: yansıma

inkâr: inanmama

inkârî: inkârla ilgili

inkıbâz: tutukluk

inkılâb: inkılâp, değişme, dönüşme

inkılâbât: değişmeler

inkılâbvârî: inkılâp gibi

inkıraz: sönme, tükenme

inkısam: bölünme

inkısar: kısalma

inkısarât: inkısarlar

inkıtâ: kesilme, tükenme, tıkanma

inkıyâd: boyun eğme, bağlanma

inkıza: olup bitme

inkisar: kırılma

inkisarat: kırılmalar

inkişâ: açılma

inkişaf: açılma, gelişme

inkişafat: açılmalar, gelişmeler

innî: eserlerden eser sahibine götüren delil

ins: insan

insâ: unutma

insâf: merhamete dayalı adalet

insâfkârâne: insaflıca

insaniyet: insanlık

insaniyeten: insanlık bakımından

insaniyetkârâne: insanlığa yakışırcasına, insanca

insaniyetperver: insanlıksever

insî: insanla ilgili, insan cinsinden

insibab: dökülme, katılma

insibağ: boyanma

insicâm: düzgünlük

insilâh: soyulma, sıyırılma

insiyak: sevkedilme

inşâ: yapma, kurma

inşâallah: Allah dilerse

inşâd: şiir okuma

inşât: ferahlandırma

inşiâb: bölümlenme

inşikak: yarılma

inşirâh: ferahlanma, açılma

intâc: netice verme

intâk: konuşturma

intâkıbilhak: Allahın konuşturması

intâniye: mikrobik

intiaş: dinlenip canlanma

intibâ: izlenim

intibâh: uyanma

intibâhkârâne: uyanmışçasına

intibak: uyma

intifâ: faydalanma

intifâ: sönme

intihâ: son, sona erme

intihâb: seçme

intihal: çalma

intikal: geçme, anlama

intikam: öç

intikamkârâne: intikam alırcasına

intisab: bağlanma, kapılanma

intişâr: yayılma

intişârât: yayılmalar

intizam: düzgünlük, düzen, yerli yerindelik

intizamât: intizamlar

intizamkârâne: düzgünce

intizamperver: düzensever

intizamperverâne: düzensevercesine

intizar: bekleme, gözleme

intizaren: bekleyerek

inzâl: indirme, inme

inzâr: korkutma

inzibât: sıkı düzen

inzimâm: eklenme

inzivâ: bir köşeye çekilme

inzivâgâh: inziva yeri

ipnotizma: telkinle uyutma

îrâb: düzgün söz söyleme

irâd: gelir, kazanç

îrâd: söyleme, dile getirme

irâde: seçme ve isteme kabiliyeti

irâdet: irade

irâdî: iradeyle ilgili, istemekle

irâe: gösterme

irâs: verme, miras bırakma

îrâz: yüz çevirme

ircâ: indirme, döndürme

irfân: bilme, anlama, zihni olgunluk

irhâsât: Efendimizin peygamberlikten önceki harika hâlleri

irs: miras, kalıtım

irsâ: sağlamlaştırma

irsâl: gönderilme

irsâlât: göndermeler

irsiyet: kalıtım

irşâd: hak yolu gösterme

irşâdât: irşatlar

irşâdgâh: irşat yeri

irşâdî: irşatla ilgili

irşâdkâr: irşatçı

irşâdkârâne: irşat edercesine

irtibât: bağlılık, ilgi

irticâ: geri dönücülük

irticâc: çalkalanma

irticâkârâne: geri dönercesine

irticâlen: hazırlıksız söyleme

irticâlî: hazırlıksız konuşma

irtidâd: dinden dönme

irtidâdkâr: dininden dönen

irtifâ: yükseklik

irtihâl: göçme, ölme

irtikâb: işleme

irtisam: resmedilme

irtişâ: rüşvetçilik

irzâ: razı etme

irzâk: rızık verme

isa: dört büyük peygamberden biri

isâbet: yerini bulma, rast gelme

isâbetiayn: göz değmesi

isâd: yükseltme, mesut etme

isâet: kötü iş işleme

îsâf: yardıma koşma

âsal: ulaştırma

isâle: akıtma

îsâr: kendisi muhtaç olduğu hâlde başkasına verme ahlâkı

isbât: delil göstererek hakikatı ortaya koyma

isevî: isa aleyhisselâmın dininden olan kimse

isevîlik: isa aleyhisselâmın dini

iska: sulama

iskân: yerleştirme

iskât: susturma

iskender: sayısız beldeler fethetmiş bir hükümdar

islâm: Hazreti Muhammed aleyhisalâtü vesselâmın getirdiği din

islâmiyet: islâmlık

ism: günah, suç

ismar: meyve verme

ismet: masumluk, temizlik

ismiâzam: en büyük ilâhî isim

ismifâil: kimin iş yaptığını bildiren isim, özne

ismullah: Allah adı

isnâaşer: on iki

isnâd: dayandırma

isnâdât: dayandırmalar

ispirtizma: cinlerle konuşup da ruhlarla konuştuklarını sananların fikri

isrâ: geceleyin götürme

isrâf: gereksiz yere harcama

isrâfât: gereksiz harcamalar

isrâfil: sur borusunu üflemekle görevli büyük bir melek

isrâfilmisâl: israfil gibi

isrâfilvârî: israfil aleyhisselâm gibi

isrâil: Hazreti Yakubun lâkabı

isrâiliyyat: Yahudilikten kalma bilgiler

istahrabat: ateşe tapanların ünlü ateşlerinin bulunduğu yer

istasyon: demiryollarında durak

istatistik: hüküm çıkarmak için bilgi toplama ve sınıflandırma ilmi

istiâb: içine alma, kaplama

istiânât: yardım istemeler

istiâne: yardım isteme

istiâre: bir kelimeyi başka anlamda kullanma

istiâze: sığınma

istibâd: akıldan uzak görme

istibdad: baskıcı yönetim

istibdadât: baskılar

istibka: kalıcı kılma

istibrâ: küçük abdestten sonra idrarın iyice kesilmesini beklemek

istibşâr: müjdeleme

istibşârkârâne: müjdelercesine

istîcâl: acele etme

isticvâb: sorup cevap isteme

istîdâ: dilekçe

istidad: istidat, yetenek

istidadat: yetenekler

istidadî: yetenekle ilgili

istidlâl: delil getirme, delile dayanarak hüküm çıkarma

istidrâc: derece derece yükselme, hayırsız başarı

istidrâcî: istidracla ilgili

istidrâdî: başka konu anlatılırken arada söylenen söz

istif: yığma

istifâ: işten ayrılma

istifâde: faydalanma

istifâdeten: faydalanma bakımında

istifâza: feyizlenme, manen gıdalanma

istifâzaten: feyizlenme bakımından

istifhâm: soru, sorma

istifra: kusma

istifsâr: anlamak için soru sorma

istifta: bir meselede dinin hükmünü sorma

istigase: yardım isteme

istiğfar: Allahtan af dileme

istiğna: gönül tokluğu, nazlanma, uzak durma

istiğrâb: yadırgama, garipseme

istiğrâbkârâne: yadırgarcasına

istiğrâk: ilâhî aşka dalıp coşarak kendinden geçme, esrime

istiğrâkî: istiğrakla ilgili

istiğrâkkârâne: kendinden geçercesine

istihâl: temizleme

istihâle: başkalaşma

istihâre: bir işin iyi olup olmadığını anlamak için rüya görmek niyetiyle uykuya yatma

istihâza: âdet kanı

istihbâb: güzel sayma

istihbâr: haber alma

istihbârât: haber almalar

istihdâf: hedef edinme

istihdâm: hizmet ettirme

istihfâf: hafife alma

istihkak: hak etme

istihkâm: sağlamlık, siper

istihkâr: hor görme

istihlâk: tüketim

istihrâc: çıkarma, çıkarım

istihrâcât: çıkarmalar, çıkarımlar

istihsâl: üretim

istihsân: güzel sayma

istihsan: korunma

istihsânât: güzel saymalar

istihsânkârane: beğenircesine

istihyâ: haya etme, utanma

istihzâ: ince alay

istihzâkârâne: alay edercesine

istihzar: hazırlama

istihzarât: hazırlamalar

istikamet: doğrultu, yön

istikbâl: gelecek zaman, yönelme

istikbâlbîn: geleceği gören

istikbâlî: gelecekle ilgili

istikbâliyât: gelecek zamanda olacaklar

istiklâl: bağımsızlık

istiklâldârâne: bağımsızca

istiklâliyet: bağımsızlık

istikmâl: tamamlama

istikrâ: ayrı ayrı olaylardan genel bir hüküm çıkarma

istikrâen: istikra bakımından

istikrah: tiksinme

istikrâr: karar kılma, yerleşme

istikrâz: borçlanma

istikzâr: pis görme

istilâ: kaplama

istilâkârâne: kaplarcasına

istilhak: kendine alma

istilzâm: gerektirme

istilzâz: lezzet alma

istimâ: dinleme

istimâl: kullanma

istimdâd: yardım isteme

istimdâdgâh: yardım isteme yeri

istimdâdkârâne: yardım istercesine

istimlâk: kamulaştırma

istimrâr: devamlılık

istimsâl: örnek alma

istimzâc: kaynaşma, karışma

istinâbe: başka yerde bulunan şahidin ifadesinin alınması

istinad: dayanma

istinaden: dayanarak

istinadgâh: dayanak

istinaf: başlangıç, mahkeme

istinâs: alışma, ısınma

istinbât: bir sözden gizli bir mânâ çıkarma

istincâ: helada temizlenme

istinkâf: çekinme, katılmama

istinkâr: inkâr etme

istinsâh: sayfaları yazarak çoğaltma

istintak: konuşturma

istirâhât: dinlenme

istirâhâtgâh: dinlenme yeri

istirâhâthâne: dinlenme evi

istirâk: hırsızlık

istirdâd: geri alma

istirhâm: merhamet dilenme

istirhâmnâme: merhamet dilenme yazısı

istîsâb: güç sayma

istîsal: kökünü kazıma

istiskal: yüz vermeyerek kovma

istismâr: menfaatine alet etme

istisnâ: ayrılık, kural dışı

istişâre: danışma, konuşma

istişfâ: şifa isteme

istişhâd: şahit gösterme

istişmâm: koklama

istitafkârane: merhamet isteyen gibi

istitar: örtünme

istitrad: ara söz

istivâ: düzelme, güneşin tepeye gelmesi

istizâh: açıklama istemek

istizâm: büyütme

istizân: izin isteme

istizhâr: birinden yardımcı olmasını isteme

isyân: ayaklanma, başkaldırma

isyânkârâne: başkaldırırcasına

îşâ: yatsı

işâa: haber yayma

işâl: alevlendirme

işâr: sezdirme

işârât: işaretler

işârâtülîcâz: mûcizelik işaretleri

işâret: anlamlı davranış, belirti

işâreten: işaret ederek

işârî: işaretle ilgili

işbâ: doyurma

işgal: oyalama, alma

işgüzar: çalışkan

işhâd: şahit gösterme

işkâl: güçleştirme, çetinleştirme

işkembe: hayvan midesi

işkil: vesvese, kuşku

işmâm: koklatma

işmar: anlamlı işaret

işrak: Allaha ortak koşma

işrâk: ışıklandırma, parlatma

işrâkiyye: batıl bir felsefe

işrâkiyyûn: işrâkiyyeciler

işret: içkili toplantı

iştiâl: alevlenme

iştibâh: şüphelenme, benzerlik

iştibâk: şebekelenme, örgülenme

iştigal: uğraşma

iştihâ: iştah

iştihar: ünlenme

iştikak: türeme

iştira: satın alma

iştirak: ortaklık, katılma

iştiyak: şiddetli istek

iştiyakât: şiddetli istekler

iştiyakâver: pek istekli

iştiyakengiz: istek veren

îta: verme

itâat: söz dinleme

itâatkârâne: söz dinleyerek

itâb: azarlama

itâm: yemek yedirme

itfa: söndürme

ithaf: yazılan kitapta birinin adını anma

ithâm: suçlama

ithâmnâme: suçlama yazısı

îtibar: saygınlık

îtibarî: var sayılan

îtidâl: orta hâllilik

îtidâlidem: soğukkanlılık

îtikâd: gönülden inanma

îtikâdât: inanmalar

îtikâden: inanma bakımından

îtikâdî: inanmakla ilgili

îtikaf: bir yere çekilip ibadet etmek

îtilâ: yükselme

îtilâf: anlaşma

îtimâd: güvenme

îtimâden: güvenerek

îtinâ: özen

îtiraf: saklamayıp söyleme

îtiraz: karşı çıkma, karşı söz

îtirazât: itirazlar

îtiraziye: cümlede ara söz

îtirazkârâne: itiraz edercesine

îtiraznâme: itiraz yazısı

îtisaf: haksızlık

îtiyad: alışkanlık

îtizâl: ayrılma, sapma

îtizâr: özür bildirme

itkan: sağlam yapma

itlâf: öldürme

itlak: bağlama, asma

itmâm: tamamlama

itminân: tatmin olma

itminânbahş: tatmin eden

itminânkârâne: tatmin olurcasına

ittibâ: tabi olma, uyma

ittibâen: tabi olarak, uyarak

ittifâk: birleşme

ittifâken: birleşerek

ittifâkî: birleşmeye dair, üstünde birleşilen

ittifâkkârâne: birleşircesine

ittihâd: birlik

ittihâdıislâm: Müslümanların birlik olması

ittihâm: suçlanma

ittihâmkârâne: suçlanarak

ittihâmnâme: suçlanma yazısı

ittihâz: alma, sayma

ittika: sakınma

ittikan: sağlamlık

ittisâf: sıfatlanma

ittisâfkârâne: sıfatlanırcasına

ittisâk: düzenli diziliş

ittisâl: bitişme

ittizâh: açıklık

ittizân: ölçülülük

ityân: belirleme

ivaz: karşılık

îvicâc: eğrilik

îvicâcât: eğrilikler

îyanî: görünen

îyd: bayram

izâ: birdenbire

izâbe: eritmek

izâc: taciz etme, rahatsız etme

izâcât: taciz etmeler

izâe: aydınlatma

izâfe: bağlama, yükleme

izâfî: göreli, göreceli

îzâh: açıklama

îzâhât: açıklamalar

îzâhen: açıklama ile

izâle: giderme

izâm: büyükler

îzâm: büyütme

izân: anlayış

izânî: anlayışla ilgili

izâr: elbise

îzâz: ağırlama

izbe: kuytu

izdihâm: yığışma

izdivâc: evlenme

izdiyad: artma

izhâr: gösterme

izinnâme: izin belgesi

izmihlâl: bozulma

izn: izin

izzet: üstünlük, galibiyet

izzetâlûd: izzetle karışık

izzetinefis: insanın kendine saygısı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.