Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hzhüseyin, kerbela, olayı

Hz.Hüseyin Ve Kerbela Olayı

Eski 10-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz.Hüseyin Ve Kerbela Olayı





HzHüseyin bin Ali bin Ebu Talib

Arapça: الحسين بن علي, Farsça: حسین بن علی)‎ (d 626 – ö 10 Ekim 680)

İslam peygamberi Muhammed’in torunu, dördüncü halife ve birinci imam Ali ile Muhammed’in kızı Fatıma’nın oğlu

Oniki İmam’ın üçüncüsü olan Hüseyin bin Ali, İslam Devleti’nin bir Emevi saltanatına dönüşmemesi için mücadele vermiş ve Emeviler tarafından şehit edilmiştir

Babası Ali ve kardeşi Hasan’ın hilafet haklarını gasbeden I Muaviye’nin, hilafeti, Hasan ile yaptıkları anlaşmaya rağmen, oğlu I Yezid’e devretmesine karşı çıktı I Yezid’in, halifeye yakışmayan bir yaşam sürdüğünü ve İslam Devleti’ni kendi çıkarları için evireceğini, Muhammed’in getirdiği dinin sadece kendisine yarayan kısımlarını koruyup gerisini hasır altı edeceği düşüncesiyle, I Yezid’e biat etmedi Kerbela Savaşı’nda (M 680 – H 61) Muharrem ayının onuncu günü öldürülmüştür

‘10 Muharrem’ gününü; sevenleri, dünyanın çeşitli yörelerinde yüzlerce yıldır ‘Aşure Günü’ olarak anmakta, yas tutmakta ve çeşitli temsillerle onun acısını taze tutmaktadırlar Hüseyin ve onun öldürülüşü, erken dönem İslam tarihinin en acı ve çetrefilli olayı olarak Müslüman toplumların hafızasında yer etmiştir

Doğumu ve Ailesi

Hicret’in dördüncü yılında Şaban ayının üçüncü gününde (M 8 Ocak 626) dünyaya gelmiştir Çok az olmakla beraber Hicret’in üçüncü yılında doğduğunu iddia eden bir kısım tarihçi de vardır

Fatıma doğum yapınca, Muhammed’e haber verildi ve Muhammed bebeği göğsüne basarak sağ kulağına ezan ve sol kulağına kamet okudu Ali’ye, ‘oğluma ne ad verdin’ diye sorduğunda, Ali’nin, ‘senden önce ona isim verecek değilim’ cevabıyla şöyle dedi; ‘Onun adını Hüseyin koy Hüseyin, Arapça’da güzel, yakışıklı manasına gelmektedir

Doğumun yedinci gününde, Muhammed, akike kurbanı olarak bir koç kesti, bebeğin saçları ağırlığınca gümüşü sadaka olarak dağıttı ve bebeğin sünnet edilmesini emretti

Annesi

Annesi, İslam peygamberi Muhammed’in soyunu devam ettiren tek kızı olan, babasının annesi (ümmü ebîha) Fatıma’dır Fatma, İslam peygamberince çeşitli defalar övülmüşse de bunlardan en meşhuru, onu dünyadaki ve ahiretteki tüm kadınların en üstünü diye nitelendirdiği hadisidir Hüseyin, Hz Fatıma’nın Hasan’dan sonraki ikinci çocuğudur Hüseyin, annesini henüz sekiz yaşındayken kaybetmiştir

Babası

Babası, Kureyş’in lideri Ebu Talib’in oğlu, İslam peygamberi Muhammed’in kuzeni, damadı, yardımcısı, İslam Devleti’nin 656-661 yılları arasındaki hükümdarı, Sünni’lerin dördüncü hak halifesi ve Şii’lerin birinci İmam’ı, Allah’ın aslanı (Esedullah) Ali’dir Hüseyin, babası Ali ile yalnızca yaklaşık otuz altı yıl yaşamıştır

Çocukluğu

Hüseyin, abisi Hasan ile, İslam peygamberinin yanında büyüyordu Bir çok hadis Hz Muhammed’in, Hasan ve Hüseyin’le oynadığını ve onlarla vakit geçirdiğini göstermektedir İslam peygamberinin onları sırtına bindirerek eğlendirdiği ve şöyle hitap ettiği bilinir; "Bineğiniz ne güzel binek, siz ne güzel binicisiniz" Muhammed’in, Hasan ve Hüseyin’e olan sevgisini gösteren bir diğer hadis; "Şu iki oğlum benim dünyadaki güllerimdirler" hadisidir

İbn-i Mesud nakleder ki: Hasan ve Hüseyin bir gün, İslam peygamberi namaz kılarken yanına gittiler ve secde halindeyken peygamberin sırtına çıktılar, peygamber secdeden kalkarken onları usulca sırtından indirdi ancak bir daha ki secdede çocuklar yine peygamberin sırtına çıktılar Nihayet peygamberin namazı bittiğinde, birini sağ birini sol dizine oturtarak etrafında bulunanlara şöyle dedi; "Beni seven, şu ikisini sevsin" Muhammed’in Hüseyin hakkında sarfettiği "Hasan ve Hüseyin cennet gençlerinin efendileridir", Hüseyin bendendir, bende Hüseyin’denim Allah, Hüseyin’i seveni sevsin Hüseyin torunlardan bir torundur

Mübahele Olayı

Hicretin 9-10 yıllarında henüz Hüseyin, altı yaşlarındayken, İslam peygamberi Muhammed ile Necran Nasrani'leri arasında yapılan tartışmalarda Muhammed, Nasrani'leri, Nasrani'lerin güvenilir kitaplarını kaynak göstererek yenilgiye uğrattı Bu kitaplarda, "kendisinin geleceğine dair" alametleri alimlere bildirdi Hz Muhammed'in delilleri o kadar güçlüydü ki, Nasrani bilginlerinin Muhammed'in söylediklerinin ve yolunun "hak" olduğunu söylemekten başka çareleri kalmamıştı, ancak kabul etmediler Bunun üzerine Allah: "Sana gelen bunca ilimden sonra, yine de bu hususta seninle çekişip tartışmalara girişirlerse de ki: Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, nefsimizi (kendimizi) ve nefsinizi (kendinizi) çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah’ın lanetini yalan söylemekte olanların üstüne kılalım" ayetini nazil etti ve mübahele (karşılıklı beddua) edilmesini emretti Nasrani’ler kabul ettiler Kararlaştırılan yerde Nasranilerin hepsi yetmişten fazla kendi alimlerinin eşliğinde beklerlerken,Muhammed ise sadece yanında dört kişi almış idi; yanında getirilmesi gereken oğulları için Hasan bin Ali ve Hüseyin bin Ali’yi, kadını için Fatıma Zehra’yı ve nefsi için de Ali bin Ebu Talib’i getirdi Necran Hristiyanları, Muhammed’in bu kararlılığı sonucunda lanetleşmekten vazgeçti

Ehli Aba Olayı

Bir diğer adı "Ehli Kisa" da olan bu hadis, İslam peygamberi HzMuhammed'in sırtında abası olduğu halde, abanın altına, Fatıma'yı, Ali bin Ebu Talib'i, Hasan'ı ve Hüseyin'i alması ve Ahzab Suresi'nin "Ey Ehli Beyt! Allah sizden günahı gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor" mealindeki 33 ayetini okuyup, bu şahıslar için dua etmesini anlatır

İlk Üç Halife Dönemi

İlk üç halife döneminde, Ehli Beyt mensuplarıyla yönetim arasında oluşan bazı anlaşmalıklarda (halifenin tayini, fedek arazisi vs) Hüseyin, fikren babası Ali bin Ebu Talib’i takip etti Bilindiği gibi Ali, kendisinden önceki halifeler döneminde (Ali bu günleri şöyle anlatır: Gördüm ki sabretmek daha doğru; sabrettim; ettim ama gözümde diken, boğazımda kemik vardı; ) muhalefet etmemeyi seçmiştir

Hüseyin’in bu dönemde yaptığı en önemli muhalif duruş, ilk dönem sahabelerden olan ve İslam peygamberinin kendisi için ‘Ne mavi gökyüzü ne de kara toprak Ebu Zer’den daha doğru sözlü birini görmemiştir’ dediği Ebu Zer’in, üçüncü halife Osman bin Affan’ın emriyle üçüncü kez sürgün edilişinde yaşanmıştır Muhalefet yaptığı gerekçesiyle, Şam’a, ordan da Muaviye bin Ebu Süfyan’ın (I Muaviye) isteğiyle tekrar Medine’ye sürülen Ebu Zer, ilerlemiş yaşına rağmen bu seferde Rebeze’ye sürülür Mervan bin Hakem’de halifece, onu yolcu etmeye ve onunla vedalaşmaya gelen müslümanlara engel olma görevi verildi Ancak, Ali, Hasan, Hüseyin, Akil bin Ebu Talib, Abdullah bin Cafer ve Ammar bin Yasir onu uğurlamaya gelenerek halifenin bu emrine muhalefet ettiler

Babası HzAli Dönemi

Üçüncü halife Osman bin Affan’ın bir suikast sonucu öldürülmesiyle, halk Ali bin Ebu Talib’e teveccüh etti ve onu halife seçtiler (m 656, h 35) HzAli’nin halifeliğe geçişinden bir süre sonra biatlerinden dönenler oldu ve bu durum İslam tarihinde ilk iç savaşı (İlk Fitne) beraberinde getirdi

Hüseyin, tüm bu savaşlarda babası Ali’nin safında savaştı ve babası izin verdikçe savaş meydanına da indi Ali, İslam peygamberi Muhammed’in neslinin kesilmesinden korktuğu için Hüseyin ve abisi Hasan’ın savaş meydanına inmesine pek izin vermiyordu

Bu kaos ortamında, babası da selefi gibi bir suikaste uğradı ve üç gün sonra öldü (m 661, h 40) Babası şehit olduğunda gerisinde, Ali’nin öldürüldüğü günü Şam’da bayram ilan eden I Muaviye gibi bir düşman bırakmıştı kendilerine

Kardeşi Hasan Dönemi

Babasının katledilmesinin ardından ağabeyi Hasan’ı rehber edinen Hüseyin, kardeşinin öğütlerine uydu

Ölüm

İslam'a aykırı olmasına rağmen, siyasi hanedan kurmak isteyen Emeviler tarafından Kerbela Savaşı'nda ailesinden pek çok kişiyle birlikte şehit edilmiştir

Künyesi

Ebu Abdullah (Abdullah'ın Babası)

*****


Kerbela Savaşı veya Kerbela Olayı

10 Ekim 680 (10 Muharrem 61) tarihinde bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbela şehrinde, İslam Peygamberi Muhammed'in torunu Hüseyin bin Ali'ye bağlı küçük bir birlik ile Emevi halifesi I Yezid'e bağlı ordu arasında cereyan etmiştir

Bu savaş Şii ve Alevi inanışının belkemiğini oluşturan en önemli olaylardan biridir Peygamberin kızı Fatıma 'nın peygamberin kuzeni Ali'den olma oğlu olan Hüseyin'in ölümü, Şiilerce her sene Aşure Günü'nde yad edilir

Olayların gelişimi

İslam peygamberi Muhammed'in 632 yılında vefat etmesinden sonra Müslüman toplumunun başına kimin geçeceği kaygısı baş gösterdi Müslümanların bir kısmı ilk olarak Ebu Bekir'in halifeliğini kabul ettiler Ebu Bekir'den sonra sırasıyla Ömer bin Hattab, Osman bin Affan ve Ali bin Ebu Talib'in halifeliğini kabul ettiler Bununla beraber bir kısım müslümanlar peygamberin kuzeni ve damadı olan, çocukluğundan itibaren peygamberin evinde büyümüş ve onu korumak için kendi hayatını tehlikeye atmış olan Ali'nin ilk halifelik için daha doğru bir seçim olduğunu düşünüyorlardı

Müslümanların bir kısmı Ali'nin yanlış olduğunu düşünmekle beraber kendinden önceki halifeleri kabul ettiğine inanırlar Bununla beraber kendi halifeliğine kadar hiçbir savaşa katılmayışı diğerlerini halife olarak kabul etmediğine yorulur Osman asiler tarafından öldürülünce Ali başa geçti Osman'ı halife kabul edenler onun katilini bulana kadar Ali'yi halife olarak kabul etmeyeceklerini söylediler ve Müslüman toplumu ilk kez iç savaşa sürüklendi İslam Devleti Ali ve Muaviye önderliğinde ikiye bölündü Ali, 661 yılında Haricilerden Abdurrahman İbn-i Mulcem tarafından gerçekleştirilen bir suikastte hayatını kaybetti ve iktidar 20 yıllığına düşmanı I Muaviye'nin eline geçti

Muaviye, oğlu Yezid'in kendinden sonraki halife olarak kabul edilmesini daha hayatteyken garantiye almaya çalıştı Taraftarlarına Yezid'e bağlılık yemini ettirdi Yezid başa geçince ilk iş olarak Medine valisine bir mektup yazarak Hüseyin bin Ali'ye değil, kendisine itaat etmesini, aksi takdirde bunu canıyla ödeyeceğini bildirdi Bu arada Hüseyin Kufelilerden kendisine bağlılıklarını sunan mektuplar alıyordu Halife olduğunu ilan ederse Hüseyin'i destekleyeceklerini söylüyorlardı Hüseyin bu teklifleri ciddiye aldı ve Küfe'deki taraftarlarının gerçekte olduğundan çok daha fazla olduğunu zannetti Yaklaşık 70 taraftarı ve ailesi ile Küfe'ye doğru yola çıktı

Sayıca fazla olmayan Kufeli taraftarları Yezid tarafından bastırıldı Hüseyin ve beraberindekiler Kerbela'da Yezid'in 4500'e yakın adamıyla karşılaştılar Burada meydana gelen savaşta Hüseyin ve taraftarlarının hepsi öldürüldü ve ailesi esir alındı

Şii ve Alevi Müslümanlığında bu olayın çok önemli yeri vardır Onlara göre Ali'nin oğulları yenilmez savaşçılardır, çok yüce şahsiyetlerdir ve halifelik makamının su götürmez sahibidirler Sünni Müslümanlığında da en yüce Sahabelerden ve dört büyük halifeden birinin oğulları oldukları için çok yüce şahsiyetlerdir ve dini liderler olarak kabul edilirler Sünnilere göre de seçilmemiş ve zorla başa gelmiş bir halife tarafından katledilmişlerdir

Şii kaynaklarına göre

Muhammed sağlığında Ali bin Ebu Talib ve sonrasında da oğullarını kendinden sonraki halifeler olarak atadı ancak iktidar baskıyla başkalarının eline geçti I Muaviye öldüğünde adil düzenin tekrar sağlanması için bir fırsat doğdu

Muaviye'nin oğlu Yezid, Hüseyin'in iktidarda hak iddia etmesinden korkuyordu Bu nedenle bir elçi göndererek kendisine itaat etmesini istedi Hüseyin bu teklifi reddetmesinin bir görev olduğuna inanıyordu Medine'den Mekke'ye doğru hac için yola çıktı

Bu arada Küfe'den kendisini destekleyeceklerine dair mektup aldı Sancağını açıp hakkı olduğuna inandığını almak amacıyla yönünü Kufe'ye çevirdi Yolun bir kısmını aşmıştı ki Yezid'in Kufe'ye Ubeydullah bin Ziyad'ı vali olarak atadığını, beraberinde bir ordu gönderdiğini, Kufelilerin savaşmaktansa itaat etmeyi yeğlediklerini öğrendi

Buna rağmen yoluna devam etti Öldürüleceğini biliyordu ancak ölümünün Yezid'in kötülüğünü dünyaya ispat edeceğini düşünüyordu Kufe yakınlarındaki Kerbela'da kamp kurdu

Kuşatma

Yezid'in valisi İbn-i Ziyad'ın 30 bin kişilik orduyu Hüseyin'in üzerine gönderdi Askerler kampın etrafını sardılar ve Hüseyin ile görüşmelere başladılar

Hüseyin, kuşatmanın kaldırılmasını, kendisi ile birlikte ailesi ve taraftarlarının da Irak'ı terketmesine izin verilmesini istedi Ordunun komutanı Ömer bin Sa'd bu teklifi makul buldu ve üstlerine iletti Bu teklif İbn Ziyad'ın da hoşuna gitti ancak yönetimde söz sahibi olan Emevilerden Şimr bin Zi'l-Cevşen, Bahteri bin Rebia ve Şeys bin Rebia karşı çıktılar Ömer bin Sa'd'a Hüseyin ve beraberindekileri öldürmesini, yoksa kendi canından olacağını söylediler

Muharrem ayının 7'sinde Ömer bin Sa'd çemberi daralttı ve kampın su yollarını kesti

Muharrem ayının 9'unda, kampın su kaynakları tükendi ve önlerinde sadece ölmek ya da teslim olmak seçeneği kaldı Hüseyin, İbn Sa'd'a sabaha kadar ibadet etmek istediklerini söyledi ve bu nedenle mühleti uzatmasını istedi İbn Sa'd isteğini bir kez daha kabul etti

Hüseyin adamlarına, teslim olmaya niyeti olmadığını, savaşacağını söyledi Sayıca çok yetersiz oldukları için, öldürülecekleri aşikardı Yine de hepsi ölmeyi tercih etti Hüseyin herkesin kampı terk edip, gece karanlığından yararlanarak kaçmakta serbest olduğunu söyledi ancak hiçbiri yerinden kıpırdamadı

Savaş

Ertesi sabah Hüseyin'in adamları düşman ordusunun ön saflarını yanaşıp teker teker düşman ordusundaki akrabaları ve arkadaşları ile konuştular Savaşmamalarını istediler Hüseyin düşman askerlerine uzun bir konuşma yaptı Bu konuşma öylesine etkili oldu ki, Yezid'in generallerinden Hûr, devasa düşman ordusunu terk edip, Hüseyin'in bir avuç ordusuna katıldı

İbn Sa'd diğer adamlarının da saf değiştirmesinden korkup, Hüseyin'e ilk oku atarak savaşı başlattı Savaş önce düello şeklinde cereyan etti Hüseyin önce Temim bin Kahta ile döğüştü Onu bir kılıç darbesiyle öldürdü Sonra Arap aleminin korkulan savaşçısı Zeyd Ebtahi'yi ikiye böldü

Hüseyin'in taraftarlarından ilk olarak Hur, Habib bin Mezahir gibi Hüseyin'in ve babası Ali bin Ebu Talib'in yakın arkadaşları döğüştüler ve birer birer hayatlarını kaybettiler Bunlardan sonra Hüseyin'in akrabaları döğüştüler Peygamberin sülalesi Haşimoğulları birer birer yok oldu Ölenler arasında Hüseyin'in oğlu Ali Ekber, kardeşi Hasan'ın oğlu Kasım, tek taraftan kardeşi ve sancaktarı Abbas (Alemdar) da vardı Bu arada Yezid'in ordusu çok fazla kayıp vermişti

Kadınlar ve çocuklar çadırlarda birbirlerine sarılmış, savaşın bitmesini bekliyorlardı Hüseyin'in oğlu İmam Zeynelabidin de, savaşamayacak kadar hasta olduğu için çadırdaydı Hüseyin diğer oğlu Ali Asgar henüz altı aylıktı ve susuzluktan ölmek üzereydi Hüseyin oğlunu kucağına aldı ve Yezid'in ordusunun karşısına dikildi Çocuğa bir yudum su vermelerini istedi Ama Hurmala bin Kahil, Ömer bin Sa'd'ın emri ile çocuğu okla vurdu Boynundan vurulan bebek oracıkta can verdi

Hüseyin'in Ölümü

Hüseyin oğlunu gömdükten sonra tekrar düşmanın karşısına çıktı ve onları teslim olmaya davet etti Birebir savaşta çok fazla kayıp veren Ömer bin Sa'd'ın ordusu Şimr bin Zi'l Cevşen'in emriyle toplu hücuma geçti ve her taraftan ok ve mızraklar Hüseyin'in üzerine yağmaya başladı Sinan bin Enes en-Nehai [3] veya Şimr bin Zi'l Cevşen kafasını kılıçla keserek Hüseyin'i öldürdüKafası mızrağa takıldı ve herkese gösterildi Üzerindeki değerli eşyalar alındı ve yarı çıplak bırakıldı

Sonrası

Ubeydullah bin Ziyad'ın emri üzerine Hüseyin'in cesedi canice atlara çiğnetildi 72 şehidin cesedi El-Gadiriye köylüleri tarafından ertesi gün defnedildi

Daha sonra Yezid'in ordusu çadırlara girdiler ve kampı yağmalamaya başladılar

Ertesi gün kadınlar ve çocuklar develerle yargılanmak üzere Kufe üzerinden Şam'a götürüldüler Çok kötü muamelelere tabi tutuldular Açlık ve susuzluğun üzerine Hüseyin ve askerlerinin kaybının acısı da eklenmişti Yezid'in bu kötülükleri yapmaktaki amacının Hüseyin'in destekçilerinin ne hallere düştüğünü gösterip, halkın desteğini kaybetmesini sağlamak olduğu söylenir

Bununla birlikte Kerbela'dan Kufe'ye ve Kufe'den Şam'a yapılan yolculuklarda Hüseyin'in kız kardeşi Zeynep bin Ali ve oğlu Zeynelabidin her fırsatta Yezid'in neler yaptığını ve Kerbela'da işlenen suçları Müslümanlara anlattılar Yezid'in mahkemesine çıkarıldığında Zeynep büyük bir cesaret örneği sergileyerek Yezid'in Halifeliğinin geçersiz olduğunu ilen etti ve Hüseyin'in Yezid'e başkaldırısını övdü

Tutuklular bir sene Şam'da tutuldular Hüseyin'in 4 yaşındaki kızı Sakine bin Hüseyin acıya dayanamayarak vefat etti Yerel halk tutukluları hapiste yalnız bırakmadı ve Zeynep bin Ali ile Ali bin Hüseyin her gelen ziyaretçiye Hüseyin'in haklı davasını anlattılar Günümüz Suriye ve Irak'ına denk gelen topraklarda Yezid aleyhtarı oluşumlar başgöstermeye başladı Durumdan endişelenen Yezid tutukluları serbest bırakarak Medine'ye gönderdi Yaşananlar kulaktan kulağa yayıldı ve Kerbela Olayı günümüze kadar Aşurâ Günü'nde yad edile geldi

Sonuç

Kerbela'da yaşananlar her yıl Şii ve Aleviler tarafından tören şeklinde anılır Yas tutma savaşın gerçekleştiği Muharrem ayının 10'unda (Aşure Günü) doruğa çıkar Bu günde konuşmalar yapılır, yapılanlar tiyatro şeklinde canlandırılır ve ağıtlar yakılır Hüseyin'in neden hayatını feda ettiği özellikle vurgulanır Baskıya ve zulüme teslim olmadığı belirtilir Ayrıca Caferi Şiiler, 10 Muharrem Aşura Gününde Hüseyin'e yardım edemedikleri ve onun çektiği acıya engel olamadıklarından dolayı kendilerini sırtlarına zincirle vurarak dövünürler Aynı şekilde peygamberin torunu Hüseyin'in Kerbela'da öldürülmesi hadisesi, Sünnilik'te de üzücü bir olay olarak kabul edilip, Yezid Sünni cemaat içerisinde sıklıkla yerilse ve Sünnilikte isim olarak neredeyse hiç kullanılmasa da Ehli Sünnet inancında yas tutmak caiz olmadığı için Kerbela Olayı, Sünnilik'te Şia'dakine benzer bir şekilde her yıl törenlerle anılmaz

Ali bin Ebu Talib ile Muaviye arasında gerçekleşen Sıffin Savaşı sonrasında İslam Devleti ikiye bölünmüştü Ali yönetiminde başkenti Kufe olan ve Muaviye yönetiminde başkenti Şam olan iki devlet kurulmuştu Ali'nin bir Harici tarafından öldürülmesi, daha sonra Hasan bin Ali'nin baskıyla halifeliği Muaviye'ye bırakmak zorunda kalması, en sonunda da Hüseyin bin Ali ve Yezid arasında gerçekleşen Kerbela Savaşı ile bu ayrım derinleşmiş ve İslam'da mezhep ayrılığının temel nedenlerinden biri olmuştur

Filozof ve sosyolog İbn Haldun'a göre Hüseyin akıllı ve içtihat sahibidir Yani ayet ve hadisleri anlamaya ve doğru şekilde yorumlamaya muktedirdir Ona göre adaletli bir Halife olmayan Yezid saflarında savaşmak caiz değildir Hüseyin'e karşı asker göndermesi fasıklığını kuvvetlendirir Bu nedenle Hüseyin'in şehit, ecirli ve sevaplı olduğunu belirtir

Kerbela Olayı; Alevi ve Şii coğrafyada birçok edebi ve müzikal esere konu olmuş, mersiye gibi yeni türlerin doğuşuna neden olmuştu

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.