Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
nefs, sorucevap

Nefs Nedir? Soru-Cevap

Eski 10-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nefs Nedir? Soru-Cevap



Nefs nedir?

Sual: Kalb, yürek, gönül, nefs hakkında bilgi verir misiniz?

CEVAP

Kalb, göğsümüzün sol tarafındaki et parçası değildir Buna, yürek denir Yürek, hayvanlarda da bulunur Kalb, yürekte bulunan bir kuvvettir Görülmez Ampulde bulunan elektrik cereyanı gibidir Buna, gönül diyoruz Ampul yürek ise, ışığı da kalbdir, buna gönül de denir

Gönül insanlarda bulunur, hayvanlarda bulunmaz Bedendeki bütün aza, kalbin emrindedir His uzuvlarımızın duydukları bütün bilgiler kalbde toplanır İnsanın, inanmak, sevmek, korkmak, kalbindedir İtikad eden, yani iman eden, kâfir olan, kalbdir Kalbi temiz olan, dine uyar Kalbi kötü olan dinden kaçar Güzel, iyi ahlakın ve kötü huyların yeri kalbdir Allahü teâlâ dinlerini Peygamberleri, kalbi temizlemek için gönderdi Kalbi temiz olan, herkese iyilik eder Dünyada rahat, huzur içinde yaşarlar Ahirette de, ebedi, sonsuz saadete kavuşurlar

Yürekli cesur demek iken, kalbi var veya kalbli demek yüreği hasta demektir Yüreksiz, cesaretsiz, korkak demek iken, kalbsiz, merhametsiz demektir Gönül kalb demek ise de, gönülsüz demek, kalbsiz demek değildir Gönülsüz isteksiz demektir Türkçe�den başka dile tercüme yapılırken, kalb eşittir yürek diye tercüme edilirse tuhaflıklar olur İşte Arapça�dan veya başka dillerden Türkçe�ye tercüme yapılınca bu incelikler bilinmezse gariplikler ortaya çıkar

Gönül bir de nefs anlamında kullanılır Nefs kelimesi, yirmiyi aşkın anlamda kullanılmaktadır Ruh, can, kan, benlik, iç, kalb, büyüklük, yücelik, irade gibi Fakat daha çok iki anlamı vardır:

Birincisi, bir şeyin özü, kendisi, kişi Mesela, Kur'an-ı kerimde, (Her nefs, ölümü tadıcıdır) buyuruluyor

İkincisi, dine uymayan isteklerin kaynağı olarak kullanılır Buna nefs-i emmare de denir Bu nefs, Allahü teâlânın düşmanıdır Mesela hadis-i kudside (Nefsine düşmanlık et, çünkü o benim düşmanımdır) buyurulmuştur

Sual: Nefsimizin mahiyeti nedir?

CEVAP

Allahü teâlâ insanda üç şey yarattı: Akıl, kalb ve nefs Bunların hiçbiri görülmez Varlıklarını eserleri ile, yaptıkları işlerle ve dinimizin bildirmesi ile anlıyoruz Akıl ve nefs dimağımızda, kalb, yüreğimizdedir Bunlar, madde değildir, yer kaplamazlar Buralarda bulunmaları, elektriğin ampulde bulunması gibidir Peygamberler ve veliler hariç, herkesin nefsi, çok kötüdür Bu kötü nefse, (nefs-i emmare) denir ki, kötülüklere sürükleyen nefs demektir

İnsanın en büyük düşmanı nefsidir Daha sonra kötü arkadaş ve şeytan gelir Kötü arkadaş ve şeytan de nefse tesir ederek insana zarar vermeye çalışırlar Onun için nefsin, emmarelikten temizlenmesi gerekir Çünkü nefs, kâfirdir, daima Allahü teâlâya isyan etmek ister

Şeytan, verdiği vesveseye insanın uymadığını görünce, bundan vazgeçer, başka bir vesvese verir Âlimler, şeytanı köpeğe benzetmiştir Köpek kovalanınca kaçar ise de, başka taraftan yine gelir Nefs-i emmare ise kaplan gibidir, saldırması ancak öldürmekle biter Nefsimiz de ölünceye kadar yakamızı bırakmaz Bunun için nefsi tanımak ve zararlarından korunmak gerekir

İmam-ı Maverdi hazretleri buyuruyor ki:

(Nefsin terbiyesi zaruridir Hadis-i şerifte, (İnsanın en kuvvetli düşmanı nefsidir, sonra çoluk çocuğu gelir) buyuruldu Kur'an-ı kerimde de mealen, (Nefs-i emmare, elbette günahları, kötülükleri emreder) buyuruluyor (Yusuf 53)

Nefsini terbiye edemeyen, ona uyan acizdir, ahmaktır Hadis-i şeriflerde, (Asıl kahraman, nefsini yenendir), (Aklın alameti, nefse galip ve hakim olmak ve öldükten sonra gereken olanları hazırlamaktır Ahmaklık alameti nefse uyup, Allah�tan af ve merhamet beklemektir) buyuruldu Hazret-i Âişe validemiz, (İnsan Rabbini ne zaman tanır?) diye sual edince, Peygamber efendimiz, (Nefsini tanıdığı zaman) buyurdu (Edeb-üd-dünya)

Nefs-i emmare ile cihad, iki yolla olur:

1- Riyazet,

2- Mücahede

Riyazet, nefsin arzularını yapmamak demektir Nefs ahmak olduğu için her istediği kendi zararınadır Nefs daima haramları ister Mücahede ise, nefsin istemediği şeyleri yapmaktır Nefsimiz, iyilik ve ibadet etmemizi istemez Nefse, günahlardan kaçmak, ibadet etmekten daha güç gelir Onun için günahtan kaçmak daha sevaptır

Nefs, dünya zevklerine, lezzetlerine düşkündür Bunların iyi, fena, faydalı, zararlı olduklarını düşünmez Arzuları, dinimizin emirlerine uygun olmaz Dinimizin yasak ettiği şeyleri yapmak, nefsi kuvvetlendirir Daha beterini yaptırmak ister Fena, zararlı şeyleri, iyi gösterip, kalbi aldatır Kalbe bunları yaptırarak, zevklerine kavuşmak için çalışır Kalbin nefse aldanmaması için, kalbi kuvvetlendirmek ve nefsi zayıflatmak gerekir

Aklı kuvvetlendirmek, İslam bilgilerini okuyup, öğrenmekle olduğu gibi, kalbin kuvvetlenmesi, yani temizlenmesi de, dinimize uymakla olur Dinimize uymak için, ihlas gerekir İhlas, işleri, ibadetleri, Allahü teâlâ emrettiği için yapmaktır Kalbin zikretmesi ile, yani Allah ismini çok söylemesi ile ihlas hasıl olur

Dinimize uymak, kalbi kuvvetlendirdiği gibi, nefsi zayıflatır Bu sebeple nefs, kalbin dinimize uymasını istemez Dinsiz, imansız olmasını ister Aklına uymayıp, nefsine uyan, bunun için dinsiz olmaktadır Allahü teâlânın, kullarının ibadetlerine ihtiyacı olmadığı için, kulların işleyeceği günahlar da Ona zarar vermez Nefslerini terbiye etmeleri, nefsle cihad etmeleri ve böylece Cennete girmeleri için kullarına bunları emrediyor:

(Cenab-ı Haktan korkup, nefsini kötü arzulardan uzaklaştıranların varacakları yer, muhakkak Cennettir) [Naziat 40, 41]

Dine uyan, arzusuna kavuşur Kur'an-ı kerimde mealen, (Nefsine uyanlardan, doğru yolu arayanları, saadete ulaştıran yollara kavuştururuz) buyuruldu (Ankebut 69 Tefsir-i Azizi)

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:

İnsanda kötü vasıfları toplayan nefsle cihad etmek, onu kırmak gerekir Hadis-i şerifte, (Senin en büyük düşmanın, seni çepeçevre kuşatan nefsindir) buyuruldu Peygamber efendimiz bir savaştan dönünce de, (Küçük cihaddan büyük cihada döndük) buyurdu Eshab-ı kiram, (Ya Resulallah büyük cihad nedir?) diye sual edince, Peygamber efendimiz, (Nefsle cihaddır) buyurdu (Deylemi)

Nefsi her zaman aşağılamak gerekir Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Nefsini zelil eden, dinini aziz etmiş, nefsini aziz eden de dinini aşağılamış olur) [Ebu Nuaym]

Sual: Cennette nefs olmadığı bildiriliyor Hâlbuki, (Ey mutmaine olan nefs! Sen ondan, o da senden razı olarak rabbine dön! Benim kullarımın arasına katıl, Cennetime gir!) [Fecr 27�30] mealindeki âyetler, nefsin de Cennete gireceğini göstermiyor mu? Bir de Allah ne diye benim kullarım diyor? Allah�tan başkasının da mı kulu var? Nefsin Allah'tan razı olması ne demek?

CEVAP

Nefs, kelimesinin birçok manası var Burada ruh, can, insan anlamındadır Bildiğimiz nefs değildir Bunun için doğru anlamı şöyle olur:

(Ey huzura kavuşan ruh, sen ondan, o da senden razı olarak rabbine dön! Benim [salih] kullarımın arasına katılıp Cennetime gir!) [Fecr 27-30]

(Sen ondan, o da senden razı olarak) demek, imanlı olduğun için Allah senden razıdır Sana da Cennette öyle nimetler verecek ki sen de Allah�tan razı olacaksın demektir

Benim kullarım ifadesi bir tabirdir Benim adamım, benim sağ kolum gibi Cenab-ı Hak, şeytana diyor ki: (Benim kullarıma senin hâkimiyetin yoktur) [İsra�65]

İyiler de kötüler de Allahü teâlânın kulu olduğu halde salih kimseler için (Benim kulum) buyuruyor Demek ki Rabbimizin (Benim kulum) dediği salih kimselerdir Paraya, kötü arzularına kul olanlar için de buyuruyor ki: (Hevasını ilah edinenler) [Casiye 23]

Cenab-ı hak bunlar için benim kulum buyurmuyor, bunlar hevasının kulu buyuruyor Onları Allah yarattığı halde başkalarını ilah edinmiş, onlara tapıyorlar Bunlar nefs-i mutmaine değildir

Alıntı Yaparak Cevapla

Nefs Nedir? Soru-Cevap

Eski 10-28-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Nefs Nedir? Soru-Cevap





Nefs ne demektir,

Nefsin anlamı nedir

Nefs nasıl terbiye edilir

Kendisini kınayan, işlediklerinden dolayı pişmanlık duyan ve kendini hesaba çeken nefis

Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de insan nefsini üç sınıf olarak değerlendirmektedir

Bunlardan biri insanı kötülük yapmaya teşvik eden nefs-i emmâre (Yusuf,12/53) ikincisi kötülüklerden dolayı kendini kınayan nefs-i levvâme (el-Kıyame, 75/2) üçüncüsü ise Allah’ın şeriatından bir sapma göstermeden dosdoğru yürüyen ve bu halinden dolayı tatmin olan nefs-i mutmainne (el-Fecr, 89/27) dir

Allah Teâlâ Kıyamet suresinde kıyametin mutlaka gerçekleşeceğini ortaya koymak üzere kıyamet gününe, peşinden de nefs-i levvâme üzerine yemin etmektedirKıyamet gününe yemin ederim Pişmanlık duyan nefse (nefs-i Levvâmeye) yemin ederim (el-Kıyame, 75/ 1-2)Nefs-i Levvâmeden neyin kastedildiği üzerinde müfessirler bir birinden farklı görüşler ileri sürmüşlerdir Aralarında Said ibn Cubeyr, ikrime ve Abdullah ibn Abbas’ın bulunduğu bazı müfessirler, nefs-i levvâmenin kendisini iyilikte de kötülükte de kınayan nefis olduğunu kabul etmişlerdir (ibn Cerir et-Taberî Tefsir Mısır 1968, XXlX,174) ibn Abbas kınamayı mutlak anlamda almış ve nefs-i levvâmeye, kınayıcı nefis demiştir (Taberî aynı yer) Buna göre levvâme tabiri, nefsin bütün yönlerini kapsamaktadır Yani o nefis, kıyamet Günü her durumda kendisini kınayacaktır

Kötülük işlemişse, kendisine zarar verecek böyle bir şeyi neden yaptığı için kendisini kınar ve pişmanlık duyar; iyilik yapmışsa elinde imkan olduğu halde neden daha fazlasını yapmadığı için kendisini eleştirir ve pişmanlığını dile getirir (ibn Kayyım, el-Cevziyye, et-Tibyan fi Aksamil-Kur’an, Beyrut 1988, 35) Resulullah (sas)’in şu hadisi buna işaret etmektedir: “iyi veya günahkâr hiçbir nefis yoktur ki kıyamet günü kendini kınamasın…” (Alûsî, Ruhul-Meani, Kahire ty, XXlX, 136)Mücahid’e göre ise nefs-i levvâme, muttakı insanların nefsidir Bu kimseler yapma fırsatını kaybettikleri iyilikler için pişmanlık duyar ve kendilerini kınarlar

Katade’nin de içinde bulunduğu diğer bir Grup, levvâmeden fâcir kimselerin kastedildiği görüşündedir Bunlar kıyamet gününde işlediklerinin pişmanlığını duyacak ve neden kötü Ameller işledikleri için kendilerini kınayacaklardırBundan, kendi nefsini Cennetten çıkarılmayı gerektiren bir Amel işlediği için sürekli kınayan Hz adem (as)’ın kastedildiğini ileri sürenler de olmuştur (Alûsî, aynı yer)

ibn Cerir et-Taberi nefs-i levvâme hakkındaki farklı görüşlerin temelde birbirine çok yakın olduklarını, dolayısıyla nefs-i levvameden, iyilikte de kötülükte de kendini kınayan ve kaçırdıkları fırsatlar için pişmanlık duyan nefislerin kastedildiğini söylemektedir Ayetin zahirine uygun olan anlamın da bu olduğunu belirtmiştir (Taberî, XXlX, 175)Hasan el-Basrî de aynı görüşte olup şöyle demektedir Allah’a yemin ederim ki gerçek mümin sürekli olarak kendi nefsini kınar O,Şu sözümle neyi kastetdim? Bu yemeği yememdeki gayem neydi? Kalbimden geçen şu düşünceden elde etmek istediğim nedir?” der Fısk içinde bulunan kimse ise kendi nefsini asla kınamaz” (ibn Kesir, Tefsîrul-Kur’anil-Azîm istanbul 1985, XIII, 300; ibn Kayyım, age,

35) ibn Kayyım, nefsin levvâme ile nitelenmesinin sebebinin risalet ve Kur’an’ın tasdik edilmesinin gerekliliğini açıkça ortaya koymak için olduğunu bu tasdik olmadan nefis için başka bir kurtuluşun asla var olmadığını söylemektedir (ibn Kayyım, age 38)

Fî Zilâlil-Kur’anda farklı görüşlerin tamamı zikredildikten sonra şöyle denilmektedir Biz nefs-i levvâmenin anlamı hakkında Hasan el-Basrî’nin tefsirini tercih ediyoruz Levvâme ile nitelendirilen uyanık, korkan ve işlediklerinden pişmanlık duyan bu nefis, kendini hesaba çeker, etrafını görüp gözetir arzularının iç yüzünü bilir Böylece kendisini aldanmaktan kurtarır Böyle bir nefis ALLAH katında iyidir işte bu yüzden Allah Teâlâ onu, yemin ederken kıyametle birlikte zikretmiştir Karşısında ise, Günah işleyen nefis söz konu su edilir insanın içinde günah işlemeyi arzulayan ve isyan yollarında yürümeye devam etmeyi isteyen nefistir

Gerçek dini yalanlar, ondan Yüz çevirir kendisiyle aynı durumda olanların yanına biraz daha yarar elde etme ümidiyle gider Ne kendini hesaba çeker, ne yaptıklarından pişmanlık duyar, ne aldırış eder, ne de günah işlediğinin farkında olur (Seyyid Kutub Fî Zilalil-Kur’an, Kıyamet suresi tefsiri)Ayette Allah Teâlâ’nın kıyametle birlikte nefs-i levvâme üzerine yemin edip etmediği konusunda müfessirler farklı görüşler ileri sürmüşlerdir Bazıları nefs-i levvamenin başındaki la”nın olumsuzluk bildirdiğini diğer bazıları da kasem için kullanıldığını kabul etmişlerdir Hasan el-Basrî; Allah Teâlâ, kıyamet üzerine yemin etmiş ancak, nefs-i levvâme üzerine kasem etmemiştir demektedir Katade ise her ikisine birlikte yemin edildiğini; ibn Kesîr de Katade’nin görüşünün doğru olduğunu bildirmektedirler (ibn Kesir, VIII, 301; Ayrıca bk, ibn Kayyım, age, 34-38, 188)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.