Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
minicik, sözlük

Minicik Sözlük (Z)

Eski 10-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Minicik Sözlük (Z)



Z

zaaf: zayıflık
zaafiyet: zayıflık
zâbıta: emniyet görevlisi
zabıtnâme: tutanak
zâbit: subay
zâbitân: subaylar
zabt: alma, tutma, bağlama
zabtiye: polis veya jandarma
zabturabt: tutma ve bağlama, disiplin
zâd: azık
zâde: oğul, çocuk
zâdegân: asil, soylu
zâf: zayıflık, kuvvetsizlik
zafer: başarma, üstün gelme
zaferyâb: zafer kazanan
zâfiyet: zayıflık
zâhib: giden, gidici
zâhid: din için dünyayı önemsemeyen
zâhidâne: din için dünyayı önemsemeyen kimse gibi
Zâhir: "bütün varlıkların dış yüzünü yaratan ve dışına da hükmeden" mânâsında ilâhî isim
zâhir: görünen, belli
zahîr: yardımcı, arka çıkan
zahîre: ambardaki tahıl, azık
zahiren: görünüşe göre
zahirî: görünüşte
zahirperest: dış görünüşe kıymet veren
zahmet: sıkıntı, zor, güç
zahr: arka, sırt
zâid: artan, fazlalık
zâif: güçsüz, zayıf
zâife: zayıf, güçsüz
zâifem: zayıfım, güçsüzüm
zâika: tadma duygusu
zâil: geçici, son bulan
zâilât: zailler, gelip geçiciler
zâkir: zikreden, Allahı anan
zakkum: bir bitki türü, cehennem ağacı
zalâm: karanlık
zâli: eğri, eğimli
zâlik: bu, şu, o, böylece
zalil: gölgeli, koyu
zâlim: zulmeden, haksız
zâlimane: zâlimce
zâlimiyet: zâlimlik
zallâm: çok zulmeden
zalûm: pek zâlim
zalûmiyet: zâlimlik, zulmetme
zam: ekleme, artırma
zamanen: zaman olarak
zamanî: zamanla ilgili
zamir: ismin yerini tutan kelime
zân: sanma, sezme
zanî: zina eden, çiftleşen
zânnıgalib: kuvvetli zan
zann: sanma, sezme
zann: sanan, zanneden
zannî: zanla ilgili
zapt: tutma, alma, yazma
zaptiye: subaylık, subay
zarâfet: incelik, kibarlık
zarardîde: zarar gören
zarf: kab, kılıf
zarfiyet: zarf olma
zâri: ağlayıp sızlama
zarif: ince, nazik, narin
zarûret: çaresizlik, yoksulluk, mecburiyet
zarûrî: mecburiyetle, ister istemez
zarûriyât: zarurî olanlar
zarûrîye: zarurî olan
zarûrîyet: mecburiyet, zorda kalma
zât: hürmete lâyık kimse, kendi, asıl, öz
zâten: esasen, aslında
zâtî: zatla ilgili, özel
zâtîye: kendisiyle ilgili
zâviye: açı, tekke, dergâh
zâyî: elden çıkan, yitik
zayîât: kayıplar, zararlar
zebân: dil, lisan
zebânî: azap melaikesi
zebed: köpük
zeberced: kıymetli bir taş
zebh: kesme, boğazlama
zebîb: üzüm
zebîha: kesilecek hayvan
zebûn: güçsüz, aciz
zebûnküş: düşkünü ezen
Zebûr: Davud aleyhisselâma inen ilahi kitap
zecirkârâne: zorlarcasına
zecr: sakındırma, zorlama
zecren: zorlayarak
zede: "vurulmuş, çarpılmış, tutulmuş" mânâsında son ek
zefir: hıçkırarak nefes verme, ağlama
zehab: gitme, bir fikre kapılma
zeheb: altın
zehirbaz: zehirci, zehir yapan
zehr: zehir
zehrâ: parlak, berrak
zehrâlûd: zehirle karışık
zekâ: çabuk anlama kabiliyeti
zekât: zenginlerin kırkta bir oranında fakirlere yaptığı yardım
zekâvet: zekilik, anlayış çabukluğu
zekî: çabuk anlayışlı, temiz
zelîl: alçak, düşük
zelîlâne: alçalarak, alçakça
zelle: sürçme, yanılma
zelzele: yer sarsıntısı, deprem
Zemahşerî: Keşşaf isimli ünlü tefsiri yazan islâm âlimi
zemân: zaman
zembil: büyük sepet
zemherir: zemheri, şiddetli soğuk devresi
zemime: kötü hâl ve hareket
zemîn: yer, yeryüzü
zemm: kötüleme
Zemzem: Kâbedeki mukaddes su
zemzeme: hoş ses, nağme
zenadıka: zındıklar, dinsizler
zenav: havuz veya göl
zenb: suç, günah
zenberek: kurulan âlet
zenberekvârî: zemberek gibi
zencebîl: hoş kokulu bir baharat, zencefil
zencî: siyah ırktan olan
zendeka: dinsizlik
zeneb: kuyruk
zengâr: pas
zer: ekme
zerâfet: zariflik, incelik, güzellik
zerdüşt: ateşe tapan
zerk: hile, şırınga
zerrât: zerreler, atomlar
zerre: atom, molekül
zerrece: zerre kadar
zerrîn: altından yapılmış
zevâhir: çiçekler, görünüşler
zevâid: fazlalıklar
zevâl: sona erme, silinme
zevâlâlûd: zevalle karışık
zevâlî: sonu ermesi yakın
zevât: zatlar, kimseler
zevc: koca, eş
zevcât: zevceler, eşler
zevce: kadın, eş, karı
zevciyyet: karı kocalık
zevil: sahibi, sahipler
zevilervah: ruh sahipleri
zevilhayat: hayat sahibi
zevilidrâk: idrak sahibi
zevilihsas: hissedebilen
zevilukûl: aklı olanlar
zevk: tatma, tad, haz
zevkâlûd: zevkle karışık
zevken: zevk olarak
zevkî: zevkle ilgili
zevkperest: zevke düşkün
zevzek: geveze, münasebetsiz, hoppa
zeyil: zeyl, ek
zeyl: zeyil, ek, ilave, etek
zeylen: ek olarak
zeyn: süs, süsleme
zeynab: gölcük
zeyneb: gül
zeyt: zeytin yağı
zıd: zıt, aksi
zıddeyn: iki zıt
zıddiyet: zıtlık
zıhar: kocanın karısına "sen anam gibisin" demesi
zılâl: gölge
zıll: gölge
zıllî: gölgeli, gölge ile ilgili
zıllîye: gölgeli
zıllîyet: gölgelilik
zımn: iç yüz, dolaylı anlatılan
zımnen: dolayısıyle
zımnî: saklı, gizli, örtülü
zındık: dinsiz
zındıka: dinsizlik
zırh: savaş elbisesi
zıvana: küçük boru
zi: "den, dan" mânâsında ön ek
zî: "sahibi" mânâsında ön ek
zîakıl: akıl sahibi, akıllı
zîb: kurt
zibâ: güzel, süslü
zîcemâl: güzellik sahibi
zidergâh: dergahtan
zifaf: gerdek
zîfikir: fikir sahibi, düşünebilen
zîhaşmet: haşmet sahibi, görkemli
zîhayat: hayat sahibi, canlı
zîhimmet: himmet sahibi
zihin: "anlama, bilme, hatırlama, ezberleme" kabiliyeti
zihniyyet: düşünce, anlayış
zîidrâk: idrak sahibi, anlayabilen
zikir: anmak, Allahı daima hatırlamak
zikirhâne: zikir evi
zikr: zikir, anma
zikretmek: Allahı anmak
zikriye: zikirle ilgili
zikrullah: Allahı zikretmek, anmak
zîkudret: kudret sahibi, güçlü
zilâl: gölgeler
zilhicce: Arabî onikinci ay
zilkâde: Arabî onbirinci ay
zillet: aşağılık
zilliyet: bir malı elinde bulundurma hâli
zimam: tercih, seçme
zimmet: korumak zorunda kalma
zimmî: anlaşma ile islâm ülkesinde yaşayan kâfir
zinâ: nikâhsız cinsi münasebet, büyük bir günah
zindân: karanlık yer altı hapishanesi
zinde: dinç
zînet: süs, bezek
zinhar: sakın, asla
zînnûr: nurlu, ışıklı
zînnûreyn: iki nur sahibi
zînur: nurlu
zîr: alt, aşağı
zîrâ: çünkü
zirâ: kol uzunluğu, 75 santimetre kadar
ziraat: tarım
zîruh: ruh sahibi, ruhlu
zîrüzeber: altüst, darmadağın
zirve: doruk, tepe
zîşân: şanlı
zîşuûr: şuurlu, bilinci olan
zîvücûd: vücut sahibi
ziyâ: ışık, nur, aydınlık
ziyâdâr: ışıklı, parlak
ziyâde: artan, çok bol
ziyâfet: bolca yedirip içirme
ziyâfetgâh: ziyafet yeri
ziyân: zarar
ziyâret: görmeye gitme
ziyâretgâh: ziyaret yeri
ziyy: dış görünüş, kıyafet
zuafa: zayıflar
zuhr: öğle vakti
zuhûr: görünme, ortaya çıkma
zuhûrât: birden oluveren şeyler
zulm: zulüm, haksızlık
zulmânî: karanlık, sıkıntı
zulmen: zulüm ile, haksız biçimde
zulmet: karanlık
zulüm: haksızlık, eziyet, işkence
zulümât: zulmetler, karanlıklar
zulümâtâbâd: karanlıklarla dolu
zulümkâr: zulüm eden, zâlim
zûm: yanlış zan
zunûn: zanlar, sanmalar
zurafâ: zarifler, kibarlar, nazikler
zübde: öz, özet
zübeyr: yazılı şey
zücac: cam
zücace: cam, şişe
Zühal: bir gezegen
zühd: din için dünyadan el etek çekme
Zühre: Sabah Yıldızı, çiçek
zührevî: frengi gibi hastalıklar
zühûl: geciktirme, yanılma
zühûr: çiçekler
zükûr: erkekler
zükûret: erkeklik
zül: "sahibi" mânâsında ön ek
zülâl: berrak, tatlı, güzel, soğuk, su
zülcelâl: büyüklük sahibi
zülcenaheyn: iki kanatlı, iki taraflı
zülecniha: çok kanatlı, çok yönlü
zülf: zülüf, saç lülesi
Zülfikâr: Hazreti Alinin kılıcı
Zülfikârmisâl: Zülfikâr gibi
Zülkarneyn: eski bir hükümdar
Zülkarneynmisâl: Zülkarneyn gibi
züll: alçalma, horluk
zümre: bölük, gurup
zümrüt: bir süs taşı
zünnâr: papaz kuşağı
zünûb: günahlar, suçlar
zürefâ: zarif kimseler
zürriyet: soy, nesil


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.