Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
arşiv, makaleleri, sağlık

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #91
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Şuur altı cinsel fobileri biliyor musunuz?



Cinsellik, şuur altı birikimlerden çok etkilenen bir olgudur Örneğin; çocukluk çağında anne, babasını cinsel ilişki halinde görenlerde erişkin çağa gelince bir takım cinsel sapmalar ve takıntılar olabilmektedir

Yine aynı şekilde küçükken verilen cinsel eğitim sırasında aşırı korkutma ve yanlış örnekler, vaginismus'a kadar yol açan cinsel fobileri ortaya çıkarabilmektedir

Yine erken yaşta maruz kalınan ensest ilişki ve cinsel tacizler ileriki hayatta cinsel saplantılara neden olabilmektedir Yine frijiditenin sebeplerinden biri de şuur altında yatan cinsel fobilerdir

Gerek çocukluk çağında, gerekse erişkin çağda tecavüze uğrayan kadınlar ileriki hayattalarında hep bu cinsel travmanın etkisi altında yaşamaktadırlar Uzun süreli psikolojik terapiler bile bazen bu tür travmalarından kurtulmaya yeterli olamamaktadır

Maruz kaldıkları cinsel taciz veya karşılaştıkları kötü bir deneyimi çok utandığı için kimseye anlatamayan ve bu yüzden kendi iç dünyası ile gerçek hayat arasında bocalayan bir sürü insan vardır En doğru davranış, bunu birileriyle paylaşmaktır Bu paylaşılan kişi güvenilen bir aile bireyi olduğu gibi bir psikolog, bir jinekolog veya bir psikiyatrist olabilir

Bazı cinsel travmalar ilaç kullanmayı gerektirecek kadar ciddi sonuçlar doğurabilmektedir

Filmlerdeki cinsel konuların da çok açık, kontrolsüzce işlenmesi ve sık sık tekrarlanması aynen cinsel travmaya uğramışcasına bazı kişilerde şuur altına yerleşebilmekte ve bu görülen sahneler hayatın herhangi bir devresinde tekrar hatırlanabilmektedir Filmler bazen eğlence sektörünün amaç ve hedeflerinden farklı mesajlar verebilmektedir Sinema eğlence amaçlı gidilen bir sosyal mekandır Eğlenmek için film seyretmeye giden kaç insan seyrettiği cinsel şiddet olaylarından eğlenmiş bir şekilde sinemadan ayrılabilir ki

Paylaşmak ve profesyonel yardım istemek olayın etkisinden kurtulmaya yardımcı olabilir Aynı şekilde etkilenip de, bunu şuur altına atıp kendi iç dünyasına hapsedenlerde ise ileriki hayatlarında mutlaka cinsel sorunlarla karşılaşabilmektedirler

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #92
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Cinsellik yaş sınırı tanımıyor




Hem erkek hem de kadında 'libido' (cinsellik dürtüsü), her ne kadar yaşa bağlı olarak azalma gösterse de, çiftler sağlıklı oldukları sürece, çok ileri yaşlara kadar, hiçbir tedaviye ihtiyaç kalmadan cinselliklerini yaşamaya devam edebiliyor

Dr Kağan Kocatepe, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, 'libido' adı verilen cinsellik dürtüsünün, insanı cinsel eylem arayışına iten ve aynen açlık, susuzluk, kendini koruma dürtüleri gibi çalışan bir 'itici güç' olduğunu belirtti Libidonun, insanın kendi neslinin devamını sağlamaya yönelik olarak çalıştığını ve onu karşı cinsten biriyle birleşerek yeni bir canlı dünyaya getirmeye yönelttiğini vurgulayan Dr Kocatepe, "Cinselliğin kaynağı elbette bu kadar basit tarif edilemez Zira, libidonun başka kaynakları da vardır: Cinsellik, kendini tatmin, gevşeme, zafer kazanma, beğenilme ve hayran olunma ihtiyaçları, karşı tarafı fethetmiş ve ait olma duyguları, yaşamak amacına yönelik olarak başlatılabileceği gibi, çok ileri durumlarda sadizm ve mazoşizm gibi eğilimlerin eyleme dönüştürülmesine yönelik de çalışabilir" dedi Libidonun, kadında ergenlikten 35 yaşına kadar arttığını, 45 yaşına kadar sabit kaldığını ve çok ileri yaşlara kadar gücünü korumaya devam ettiğini ifade eden Dr Kağan Kocatepe, "Kadın sağlıklı olduğu sürece, yine çok ileri yaşlara kadar orgazm olabilme kabiliyetini korur Hatta menopoza yaklaşmakta olan bir kadında, gebe kalma korkusunun azalması, çocukların büyümesiyle birlikte ev iş yükünün azalması gibi etkenler, bu dönemlerde libidonun artmasına bile sebep olabilir" diye konuştu

Dr Kocatepe, kadın menopoza girdiği andan itibaren, kanda östrojen hormonunun azalmasıyla birlikte kadın genital organlarında 'atrofi' adı verilen değişiklikler meydana geldiğini kaydederek, vajina dokusunun incelip elastikiyetini kaybettiğini, kadın uyarılsa da genital bölgenin salgılarının artarak ilişkiye hazır hale gelmesinin daha uzun sürdüğünü bildirdi Genital bölgedeki bu değişiklikler ve kuruluğun, kadında ilişki esnasında ağrıya, ilişki sırasında ve sonrasında idrar yaparken yanma gibi şikayetlere sebep olabileceğinden bu dönemde libidoda azalma görülebileceğini anlatan Dr Kağan Kocatepe, çeşitli yollardan (tablet, flaster, fitil gibi) uygulanan östrojen tedavisiyle bu sorunların etkili şekilde giderilmesinin mümkün olabildiğini söyledi

Erkekte libidonun 20-30 yaşlar arasında doruk noktasına çıkmış durumda olduğuna ve bu dönemde cinsel ilişki sıklığının da en üst seviyede olduğunu belirten Dr Kocetepe, "Erkek beden ve ruh açılarından sağlıklı olduğu sürece, ileri yaşlara kadar ereksiyon ve orgazm olabilme özelliklerini koruyabilir Yaş ilerledikçe (70 yaş ve üzeri) doğal olarak ortaya çıkan değişiklikler, ereksiyon etkinliğinin azalmasına sebep olabilir" dedi

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #93
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Yanlış oturmalar boyun ağrısına yol açıyor


Masa başında çalışanlarda yaygın olarak görülen boyun ve sırt ağrılarının uzun süreli yanlış oturuşlardan kaynaklandığı bildirildi


SSK Vakıf Gureba Hastanesi Nöroloji uzmanlarından Dr Ali Akben, boynun baş ile gövde arasında yer alan önemli bir bölge olduğunu belirterek, bütün vücudu etkileyecek sorunlara yol açabilen boyun rahatsızlıklarına karşı olabildiğince dikkatli olunması gerektiğini söyledi Dr Akben, vücut hareketlerini, duymayı, yürümeyi sağlayan omuriliğin boyundan aşağıya doğru devam ettiğini ancak, bütün önemine rağmen bu bölgenin sağlığının ihmal edildiğini belirterek, "Genellikle önemsenmeyen boyun bölgesinde 7 adet alt alta dizilmiş kemik, otuz kadar kas, bu kemikler arasından çıkıp omuz, kol ve sırta yayılan 8 adet sinir ve 4 adet de büyük kan damarı vardır Boyundaki bu yoğun yapıda oluşacak bir takım değişikliklerin ilk bulgusu ise boyun ağrısı olarak karşımıza çıkmaktadır Yaygın olarak görülen boyun ağrılarının en önemli sebepleri arasında duruş, oturuş hataları gelmektedir Uzun süreli yanlış oturuşlar boyun ve sırt ağrılarının en başta gelen sebebidir Bir yere fazla uzanma, yatarken başın yastıktan düşmesi, aşırı stres ve gerilim; ayrıca darbeler, sportif faaliyetler, sığ suya dalma, iş yaralanmaları ve trafik kazaları da boyun ağrılarına yol açabilmektedir" dedi


Aşınma, yırtılma sonucu olan boyun disklerindeki fıtıklaşmalar ve bu fıtıkların sinir köklerine yaptığı baskıların da boyun ağrılarına sebep olabildiğini ifade eden Dr Akben, "Sürekli oturarak çalışmak durumunda olanların mümkün olduğunca dik oturmaları ve sık sık ayağa kalkarak hareket etmeleri gerekir Uzun süreli araç kullanmak durumunda olanların boyun kaslarında kasılma olacağından, belli aralıklarla istirahat edilmesi gereklidir Bütün vücutta olduğu gibi boyunda da ani hareketler tehlikelidir Uzun süreli sabit kalan boyun kaslarını ani şekilde sağa sola döndürmekten kaçınmalıyız" diye konuştu


Boyun ağrılarının tedavisinde çeşitli yöntemler kullanıldığına işaret eden Dr Ali Akben, ilaçlı tedavinin yanında, gerektiğinde boyunluk kullanıldığını ya da akupunktur veya lazer tedavisi uygulandığını söyledi Dr Akben, boyun ağrılarının tedavi edilmemeleri halinde zamanla müzminleşeceğini ve insan hayatını olumsuz etkileyeceğini kaydet

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #94
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Orgazm denen başdönmesi

--------------------------------------------------------------------------------

Orgazm beyinsel ve genital uyarılar arasındaki sürekli gel gitlerden doğuyor Erojen bölgeler uyarıldığında beyindeki hormonların salgılanması başlıyor Biyologlar için orgazm beyinsel ve genital uyarılar arasındaki sürekli gel gitlerden doğar Erojen bölgeler uyarıldığında beyindeki endorfin, dopamin gibi iyi hissettirici hormonların salgılanması başlar Nereye kadar? Aslında iki cinsiyet de eşit derecede hormonal salgılamaya maruz kalır, anatomik fark ise iki tür için eşit derecede zevkin söz konusu olmamasıdır

Yüz ifadeleri değişebilir
Kadınlarda, zevk, anüs, vajina ya da klitorisin uyarılmasıyla görülür Üç bölge, o halde üç orgazm mümkün mü? Tam olarak değil Kapsanan bölge gibi aynı biçimde yaşanacaktır Bu, zevk alan kadının pek çok yüz ifadesine sahip olmasına engel olmaz: Basit bir endişeden korkunç bir ifadeye kadar

Belki de erkek orgazmı tek model olduğu için, bir kadın orgazm üstünlüğü söz konusu olabilir Peki ya, erkek orgazmı değişmez olabilir mi? Pek değil, çünkü bu ruhsal yaşamı farklıdır

Kadınlarda sertleşme meydana gelir mi?
Erkeklerde sertleşme, penise kan akışı sayesinde gerçekleşir; kadınlarda da bu kapasite vardır Klitoriste de benzer bölgeler vardır buraları uyarı anında kanla dolar Hız hariç, erkeklerinkine benzer bir mekanizma çalışmaya başlar: Erkeklerde sertleşme için birkaç saniye yeterli olabilirken, kadınlar için 20-30 dakika gerekli olabilir

Korku uyarıcı mı?
Yapılan bir araştırmaya göre korku arzuyu 10 kat artırıyor İki yıl önce Teksas'ta Austin Üniversitesi'nden biyo-psikologlar, bir eğlence parkını deney bölgesi olarak alıp "büyük sekiz" denen turlar düzenlediler Bekleme anında, gösterilen fotoğraflardaki bireyleri cinsel çekiciliklerine göre değerlendirmeleri istendi

Yükseklere uçunca ise, çalışmada rolü bulunan insanlar klişeleri önerdiler Sonuç: Başlangıçtan daha fazla çekici buldular Nedeni mi? Çünkü "kobaylar'' büyük bir korku transferi yaşadılar Sonunda, "Büyük sekiz" denen turlarında hissedilenler arzuyu uyandırdı ve onu şiddetlendirdi

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #95
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Alzheimer testi geliyor

--------------------------------------------------------------------------------

Amerikalı bilim adamları, Alzheimer hastalığının beyindeki biyolojik belirtisini teşhis etmeyi başardılar Şimdi sıra testte Alzheimer’in biyolojik belirtileri olan ADDL isimli proteinler, beyinde ortaya çıkıyor Bu proteinlerin, sinir hücreleri arasında bağlantıyı sağlayan snapslara saldırdığı biliniyor ADDL’ler ayrıca, Alzheimer hastalarının beyinlerinde bulunan ‘amyloidbeta’ proteininin yapışkan plakasının oluşumuna da katkıda bulunuyorlar ADDL’lerin her biri metrenin 5 milyarda biri uzunluğunda ve saç telinden 20 bin kat daha ince Bu nedenle normal yöntemlerle farkedilmesi imkánsız

Yeni teknik
Araştırmacılar yeni test tekniğiyle, altın nano-parçacıkları ve manyetik nano-parçacıkları, ADDL’lere bağlı olan bir antikorla doldurdular Altın nano-parçacığı, DNA’nın kimyasal bir barkod görevi gören kısmına eklediler Her iki parçacığı da ADDL’lere ekleyebilip, mıknatıs sayesinde omurilik sıvısından ayırdılar

Şimdilik sadece beyindeki omurilik sıvısında uygulanan test tekniğinin, kanda ve idrarda da geçerli olabileceğine inanılıyor Testi geliştiren Northwestern Üniversitesi ekibi, hastalığın tedavisi ve ilerlemesinin engellenmesi adına da çalışmalar yapıyorlar

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #96
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Duvar yazılarına bak sigarayı bırak

--------------------------------------------------------------------------------

Sigarayla ilgili duvar yazıları, sigara tiryakilerini hem düşündürüyor hem de sigarayı bırakmaları konusunda motive ediyor Sigaranın zararlarını çarpıcı örneklerle ortaya koyan ilginç duvar yazılarından bazıları şöyle: Sigara içen ihtiyarlamaz (Genç ölür)

Sigara içenin evine hırsız girmez (Gece boyunca öksürdüğü için)

Sigara içeni köpek ısırmaz (Bastonla dolaştığı için)

Sigara iç, erken öl, cesedin genç olsun

Sigara içenlere öncelik tanıyın Çünkü onlar bu dünyada misafirdir

Sigara yavaş çekim intihardır

Sigara hem öldürür hem de süründürür

Sigara içen bir kişiyi öpmek, kül tablasını yalamak gibidir

Sigara bulaşıcı bir hastalıktır

Arkadaş için belki ölünür ama sigara içilmez

Sigaranın neresinden dönülürse kardır

Sigara iç dedeni gör, sigara içme torununu gör

“SİGARAYI DOST EDİNMEYİN”
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof Dr Tevfik Özlü, "insanların sigaranın zararları konusunda adeta bir devekuşu psikolojisiyle başlarını kuma gömmemeleri gerektiğini” söyledi

Özlü, sigaranın sadece erken ölümlere yol açmakla kalmadığını, kronik akciğer, kalp ve damar hastalıkları ile felce neden olduğunu ifade etti

Bu hastalıkların genellikle yaşın ilerlediği dönemlerde kendini belli ettiğini ifade eden Özlü, ileri yaşlarda sigaranın bırakılmasının beklenen faydaları sağlamadığını söyledi

Sigaranın özellikle bazı kişilere daha çok zarar verdiğini, ancak bunların kimler olduğunun önceden bilinemediğini kaydeden Özlü, “Bu nedenle, potansiyel olarak herkes sigaranın zararlı etkilerine maruzdur” dedi

Sigara içenlerin bu konuda söylenenleri duymazlıktan geldiğini kaydeden Özlü, şunları söyledi:

“İnsanların sigaranın zararlarını önemsemeyerek adeta bir devekuşu psikolojisiyle başını kuma gömmeye devam etmemesi gerekir Ya da kendiniz için yapabileceğiniz bir iyilik olduğunu fark edip gecikmeden yani sigara sizi terk etmeden siz onu terk edeceksiniz Sigarayı dost edinmeniz onun sizi dost edindiği anlamına gelmez Hiç ummadığınız bir anda yıllardır yanı başınızdan ayırmadığınız bu sözde dosttan bir darbe yiyebilirsiniz ve o zaman çok geç olabilir
(AA)

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #97
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Göz sağlığı için bazı öneriler

--------------------------------------------------------------------------------

Kışın cilde, saçlara önem veriliyor Cildin kurumaması ve soğuktan etkilenmemesi için kozmetik ürünler kullanılıyor Saçların dökülmemesi ve kırılmaması için bakım yaptırılıyor Ancak en hassas organ olan gözlere ise gerekli özen gösterilmiyor Oysa soğuk ve karlı havalar gözleri de olumsuz etkiliyor Zarar görmesinden en çok korkulan organ olmasına karşın, gözle ilgili olarak neredeyse hiçbir koruyucu önlem alınmıyor

Acıbadem Göz Sağlığı Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op Dr Gülbin Saltık kış aylarında konjonktivit, kuru göz gibi rahatsızlıklardan kar körlüğüne kadar birçok tehlikenin kişileri beklediğine dikkat çekiyor

VİRÜSLER TEHLİKELİ

Kış aylarında virüslere bağlı hastalıkların arttığı bir gerçek Virüslerden etkilenen organlardan biri de göz Özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarının artış gösterdiği dönemlerde viral konjonktivitin görülme sıklığı artıyor Dr Saltık konuyla ilgili şunları söylüyor: “Konjonktivit, genel anlamıyla göz iltihabı demektir Etkenlerine göre bakteriyel, virütik, alerjik gibi değişik tipleri vardır Adenovirüse bağlı konjonktivit, çok kolay bulaşabilen bir hastalık olduğu için birdenbire ve salgın halinde ortaya çıkabilir Okullar, kalabalık iş yerleri bu açıdan risk altındadır

Hastalıktan korunmak için gözlerimizi sürekli oynayıp kaşımamak, havlu, yastık kılıfı, mendil gibi kişisel eşyalarımızı ayırmak ve başkalarının eşyalarını kullanmamak, özellikle çocuklarımızı bu konuda eğitmek gereklidir Ancak belirtileri tanıyarak, geç kalmadan hekime başvurmak gerekiyor Gözlerde sulanma, kızarıklık, çapaklanma, sulu ve beyaz bir akıntı, ışıktan rahatsız olma başlıca belirtilerdir Dr Saltık, semptomların alerjik konjonktivitle karıştırılabildiğine dikkat çekerek şöyle devam ediyor: “Bu karışıklık sebebiyle hastalar yanlış ilaç kullanabiliyor Bu da iyileşme sürecinin uzamasına neden olur Tedavide hastalığın durumuna göre damla ve pomatlardan faydalanılmaktadır

GÖZ KURULUĞUNU ÖNEMSEYİN

Kış mevsimi boyunca yeterli havalandırılmayan ofisler, sürekli yanan kaloriferler, çalışan klimalar, bilgisayarlar gözün en büyük düşmanı Özellikle bilgisayarları yoğun olarak kullanan bankacılar, gazeteciler, grafikerler, borsacılar, öğretmenler, öğrenciler göz kuruluğu riski ile karşı karşıya kalıyorlarKuru göz rahatsızlığı, teknolojinin gelişmesiyle paralel artış gösteren, gelişmiş toplumlarda sık görülen yaygın bir rahatsızlık türüdür Bu konuda Dr Saltık şunları söylüyor:

“Kapalı ortam ve kaloriferler havayı bozan etkenlerdir Konsantrasyon gerektiren işlerde çalışanlar ise bilgisayar başında yeterli sayıda göz kırpma işlemini gerçekleştiremezler Bu iki etmen gözlerde göz kuruluğuna sebep verir

Gözlerde batma ve kızarıklık şeklinde kendini gösteren göz kuruluğuna karşı alınabilecek çok basit önlemler var Ofisin havalandırılması, ortam havasının nemlendirilmesi ve eczanelerden rahatlıkla temin edilebilen suni göz yaşını gözün ihtiyacına ve doktorunuzun önerisine göre kullanmak göz kuruluğunu gidermede etkili bir yol

KIŞIN DA GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ KULLANIN!

Yazın birçok kişi güneşin zararlı etkilerinden korunmak için güneş gözlüğü kullanıyor Kış geldiğinde de güneş gözlükleri çekmecelere kaldırılıyor Oysa bu son derece yanlış Yaz, kış demeden güneş gözlüğü kullanma alışkanlığını yitirmemek gerek Dr Saltık kışın göz ve göz çevresinin soğuk ve kuru havalarda korunması gerektiği konusunda uyararak şöyle diyor:

“Göz kapağı ve göz çevresindeki cilt ince ve kırışmaya en yatkın bölge olduğu için rüzgar, güneş ve karlı soğuk havalarda koruyucu, UV filtreli uygun bir gözlükle hem göz sağlığımızı hem de göz çevremizi korumuş oluruz Ayrıca özellikle rüzgarlı havalarda gözümüzü kaçabilecek bir yabancı cisme karşı da koruruz Bu nedenle koruyucu tedbir almak adına güneş gözlüğü kışın da kullanılmalıdır Ancak kaliteli güneş gözlükleri tercih edilmelidir Yeşil, mavi gibi soft renkler seçilmeli, filtresinin kaliteli olmasına dikkat edilmelidir

KAYAKÇILAR DİKKAT!

Kışın en çok tercih edilen spor dalı kayak Çok keyifli bir spor dalı olmasına rağmen özellikle göz açısından bazı tehlikeler içeriyor Kışın karlı havalarda kayak sporu yapanları saydam tabakanın kuruması ya da enfeksiyonu gibi etkiler bekliyor Dr Saltık riskler hususunda şunları söylüyor:

“Kuru hava, şiddetli yağış ve rüzgar kuru göz rahatsızlığını tetikler ve kornea sağlığını olumsuz etkiler Uzun süre güneş gözlüğü kullanmadan kayak yapanlar ve dağcıları bekleyen bir başka tehlike de güneşe bağlı sarı nokta hastalığıdır Sürekli çıplak gözle kara bakmak, kardan yansıyan UV ışınları nedeniyle , gözün makula( sarı nokta) bölgesinde bozulmaya yol açarak görme kayıplarına dek varan hasarlara yol açar Bunun için de tek önlem koruyucu bir gözlük kullanarak kayak sporu yapmaktır

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #98
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Kış mevsiminde sıcak banyo yasağı

--------------------------------------------------------------------------------

Kış mevsiminde, çok sıcak banyo ile kese ve liflenme önerilmiyor

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görevli Prof Dr Şahin Yazar, kış mevsiminde havanın soğuması ile tercih edilen sıcak suyun cildi yıprattığını söyledi

Prof Dr Yazar, yaz ve sonbahar mevsimlerinde, havadaki nemin, deride bulunan asit ve lipit koruyucuları destekleyerek, tahriş ve hırpalanmayı önlediğini de anlattı

Kese ve liflenmeye zımpara benzetmesi

Kış mevsiminde ise derinin nemini kaybettiğini hatırlatan Prof Dr Yazar, ''kışın çok sıcak sulu banyoları, özellikle de kese ve liflenmeyi deriye uygulanan zımpara etkisine benzetebiliriz" dedi

Hastaların bel çevresinde, kol ve bacaklarında oluşan kaşıntıların, bu tür banyolardan kaynaklandığına da değinen Prof Dr Yazar, deri kuruluğuna daha çok orta yaş ve üzerindeki kişilerde rastlandığını vurguladı

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #99
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Göbekli erkekler risk altında

--------------------------------------------------------------------------------

Diyet denildiğinde akla hemen kadınlar geliyor, oysa günümüzde şişmanlık sadece kadınlar için değil erkekler için de sorun Özellikle de erkeklerin karın bölgesinde biriken kilolar yani göbek, kalp ve şeker hastalıkları riskini artırıyor, kansere yakalanma tehlikesi yaratıyor Uzmanlar hergün en az beş porsiyon meyve ve sebze yenilmesini öneriyor
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof Dr Mustafa Tayar, erkeklerin fazla kilolarının karın bölgesinde biriktiğini, bu yüzden “göbekli” erkeklerin kalp ve şeker hastalığına yakalanma riskinin yüksek olduğunu bildirdi Tayar, sağlıklı olmanın temel şartının çeşitli ve dengeli gıdalarla beslenmek ve kilo almaktan kaçınmak olduğunu belirtti
Diyet denildiğinde akla hemen kadınların geldiğini, oysa günümüzde şişmanlığın sadece kadınlar için değil erkekler için de “sorun” olduğunu anlatan Tayar, erkeklerin kilolarının belirli bir bölgede toplanmasının da sağlık açısından önemli risk olduğunu savundu Tayar, şunları kaydetti:
'Erkeklerin kilosu karın bölgesinde birikir Bu merkezi şişmanlık olarak bilinir Bu kişiler çoğunlukla ‘elma’ şekilli olarak adlandırılır Karın bölgesinde fazla kilolu olmak, yani göbekli olmak da kalp ve şeker hastalıkları riskini artırır Ayrıca kansere yakalanma tehlikesi de yaratır Aşırı kilo eklemleri de fazla zorlayarak sağlık sorunlarının artmasına neden olur Bu yüzden erkeklerin de kadınlar kadar beslenmelerine dikkat etmeleri gerekir
Faza yağlı gıda tüketmenin kilo artışına neden olacağının unutulmaması gerektiğini belirten, yemeklerin karbonhidrat, protein, yağ ve lif açısından dengeli olmasına dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Tayar, dengeli beslenmenin sağlıklı yaşam sürmek kadar kalp hastalığı ve kanser riskini azaltmak için de önemli olduğunu vurguladı
Erkeklerin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için hergün en az beş porsiyon meyve ve sebze yemelerini öneriliyor


ERKEKLERE SAĞLIKLI BESLENME ÖNERİLERİ
Erkeklerin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için hergün en az beş porsiyon meyve ve sebze yemelerini öneren Tayar, şu tavsiyelerde bulundu:
Makarna, pirinç, patates, gibi nişastalı yiyecekler ve fasulye, bezelye, mercimek gibi bakliyat ürünlerini daha fazla yiyin Bunlar yediklerinizin yaklaşık üçte birini oluşturmalıdır
Yağsız et seçin, yağını ve varsa derisini ayırın
Haftada iki kez balık yemeye çalışın
Yiyeceklerinizi, yağda kızartmak yerine ızgara yapmak, fırında pişirmek, haşlamak, kaynatmak, buğulamak veya mikrodalga fırında pişirmek suretiyle hazırlayın
Yiyeceklerinizde şeker miktarını azaltın
Tuzdaki sodyum yüksek tansiyona yol açabilir ve bu da felç geçirme riskini artırır Bu yüzden, yemek yaparken veya yerken yiyeceklerinize kattığınız tuz miktarını azaltmanız gerekir
Potasyumun tansiyon üzerinde yararlı etkisi vardır Muz, domates,patates iyi potasyum kaynağı olan gıdaları tüketin
Yediklerinizde bir miktar yağ olması önemlidir Ancak yağlı gıdalardan, özellikle de doymuş yağ açısından zengin olan kırmızı et, sosis, tereyağı ve peynir ile margarinden yapılan pasta ve bisküvilerden kaçının
Günde en az 7 bardak su için, eğer egzersiz yapıyorsanız daha fazla su içmeye çalışın

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #100
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Hangi hastalığa hangi yiyecek uygun

Tahıl, sebze ve meyvelerde bulunan çeşitli maddeler ve vitaminlerin, depresyondan tansiyona birçok hastalığa iyi geldiği belirtilirken, bunların kaynağı doğa, bir eczane olarak nitelendirildi

Urfa'nın acı pul biberinin cilde yararlı ve teni güzelleştiren maddeler içerdiğini, ilaçta aspirin neyse, yiyecekler içinde elmanın da o olduğunu belirten Londra Üniversitesi uzmanları, bu düşünceyle doğal savaş programı hazırladı Program, hangi hastalığa karşı neler yenmesi gerektiği konusunda rehberlik ediyor

Türk Enfeksiyon web sitesi wwwenfeksiyonorg'da yayınlanan habere göre, satsuma yani küçük portakal, içerdiği folik asit ve C vitamini sayesinde gribe iyi gelirken, kan pıhtılaşmasına karşı en etkin doğal yiyecek özelliği nedeniyle ileri yaşlarda felç ya da kalp krizi riskini de azaltıyor

Yemeklere giren E-coli bakterisinin vücutta yayılmasını engelleyen tarçın, mideyi düzene sokuyor, kusmayı engelliyor Bir çay kaşığından fazla alınmaması gereken Hardal ise singrin maddesi sayesinde, sindirim sistemini düzenliyor ve mide ağrılarını gideriyor

Nanenin içerdiği mentolse, grip mikrobuna karşı savaştığı gibi, ileri yaşlarda ülsere yakalanma riskini azaltıyor Nane çayı, baş ağrısı, grip, stres gibi hastalıkların yanı sıra mide yanmasına da bire bir geliyor

DEPRESYONA AVOKADO


Uzmanlar, sindirimi çok rahat olan avokadoyu, özellikle bebeklerin ilk maması olarak tavsiye ediyorlar Bu meyvenin içerdiği E vitamini, kalbe iyi gelirken, yüksek potasyumu depresyona sebep olan uyuşukluluğu engelliyor Ama yağ oranı bir çikolata kadar yüksek olduğu için zayıflamak isteyenlere önerilmiyor Uzmanlara göre, çikolatanın da doğal bir antidepresan görevi bulunuyor

Kolesterol oranı birçok balığın iki katı olan istiridye ise içindeki demir sayesinde, sperm sayısını ve seks gücünü artırıyor

Elmanın ve kepekli ekmeğin de dozu aşılmadığı sürece idrar söktürücü özelliğe sahip bulunduğunu beliren uzmanlara göre, aynı alanda olumlu etkileri bulunuyor Sistit hastalığına karşı da kuşkonmaz tavsiye ediliyor

ALERJİ

Kayısının içindeki betakarotene adlı madde, hücrelere saldıran molekülleri kontrol altına alarak, kanseri önlüyor Kuru kayısıya rengi bozulmasın diye eklenen sülfürdioksit de, astım gibi alerjilere iyi geliyor

Basur tedavisinde fazlası kullanılmadıkça Hindistan cevizinin iyi bir tedavi yöntemi olduğu uzmanlarca belirtiliyor

Cynarine adlı madde sayesinde en sert yiyeceklerin dahi sindirimine yardımcı olan enginar, karaciğer hastalarının yanı sıra romatizma, arterit ve gut hastalığına yakalananlarla, hamilelere tavsiye ediliyor

TANSİYON


Yüksek miktarda karbonhidrat içeren ve zengin bir potasyum kaynağı olan muz, kalbin düzenli olarak çalışmasını ve tansiyonun düzenli olmasını sağlıyor Rezene ve tahıl da aynı amaca hizmet veriyor

İçindeki kalsiyum ve potasyum gibi mineraller ile B vitamininin vücuda direnç kazandırdığı arpayla ilgili ABD'de yapılan bir araştırma, 6 ay boyunca her gün bu çeşit üründen tüketilmesinin, kolesterol oranını yüzde 15 düşürdüğünü kanıtladı

Kilo kaybına karşı ise çikolatalı puding öneriliyor İngiliz Sağlık Bakanlığı, kilo kaybı sorunu olanların günde 3 kez 1 hafta boyunca puding yemesini tavsiye ediyor

Günde 2 top vanilyalı dondurma tüketimi ise vücudun günlük protein ihtiyacının yüzde 20'sini karşılıyor

MENOPOZ

Sebze hormonu "fitoöstrojen" içeren nohut ile içinde elajik asit bulunan üzümün, menopozun olumsuz etkilerine karşı koruyucu özellikleri bulunuyor

Sadece iki-üç adet kuru erik yemenin bile vücudun ihtiyacı olan antioksidanları karşıladığı, idrar yolları kaslarını rahatlattığı, bunun da kolon kanserine karşı koruduğu bildiriliyor Ayrıca, yüksek orandaki bor minerali ile menopozdaki kadınlarda östrojen seviyesini dengede tutuyor



Banyoda sürüldüğü zaman romatizma ağrılarını büyük oranda azaltan kekik yağının yanı sıra zencefilin de aynı alanda olumlu etkileri bulunuyor

DİYABET

Lif açısından zengin bir besin olan kuru fasulye, diyabet riskini büyük oranda azaltıyor Mercimek de çözünebilir lif içermesi sayesinde diyabet ve kalp hastaları için kaçınılmaz bir besin olarak değerlendiriliyor

Karadeniz'in ünlü hamsisi, Omega-3 yağı zenginliğiyle kolesterol seviyesini düşürüyor, kanın pıhtılaşmasını önleyerek damar tıkanıklığı, kalp krizi, dolayısıyla felç geçirme riskini düşürüyor

Uzmanlar, hamsinin haftada en az 1 kez yenmesini, kalp hastaları içinse bu miktarın haftada 3-4 porsiyona çıkarılmasını öneriyorlar

Omega-3 yağı içeren midye ise selenyum minerali sayesinde tiroit bezlerinin normal işleyişi için gerekiyor

PROSTAT HASTALIĞINA KARŞI BEZELYE

Araştırmalara göre, haftada 10 porsiyon domatesli bezelye yemeği yiyen bir erkeğin, yemeyene oranla prostat kanserine yakalanma riski yüzde 35 daha az B vitamini ve protein deposu olan bezelye, kalp için de önemli etkiye sahip

Salatalığın da kalbi güçlendirdiği, ancak kabuğunun soyulmaması gerektiği belirtiliyor




Günde iki bardak çay, 4 elma, 5 soğan, 7 portakal yerine geçiyor

Bu şekilde kalp dostu antioksidan madde alındığını belirten uzmanlar, özellikle çocukların haftada en az 6 bardak sütlü çay içmesini öneriyor

Yapılan 40 araştırma, havuç tüketimi arttıkça kanser riskinin azaldığını ortaya koydu Eski çağlarda kanserli hücrelerin tedavisinde kullanılan incir ise, modern tıp tarafından da kansere karşı koruyucu olarak öneriliyor

Her gün yenilen bir avuç fındık ise kansere ve kırışıklıklara karşı koruyucu özelliğe sahip

Zeaksantin adlı bitkisel bileşim içeren mısır tüketimi, yaşa bağlı gelişen görme bozukluklarını azaltıyor Sağlıklı gözler için betakaroten içerikli ıspanak da gerekiyor Ama pişirildikten sonra hemen tüketilmezse içindeki yararlı maddeler, toksik maddelere
dönüşebiliyor

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #101
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Omurilik hastalarına umut


Kök hücrelerin, omurilik zedelenmesinin neden olduğu felç vakalarının tedavisinde kullanılmasına yönelik araştırmalarda yeni bulgular elde edildiği bildirildi

Kök hücrelerinin aldığı komutları, beynin hareket etmesini istediği herhangi bir bölgeye ulaştırabilen motor nöronlara dönüştürdüğü bildirildi

Uzmanlar, canlı dokuların temel taşı olarak bilinen kök hücrelerin vücuttaki 220 farklı hücreden istenilen herhangi birine dönüşmesinin mümkün olduğunu ifade etti

Yapılan araştırmalarda bilim adamlarının birçok omurilik hastasına umut olacak önemli bir adım attığı vurgulandı Araştırmalarla birlikte gelinen bu noktadan sonra araştırmayı sürdüren bilim adamlarının bundan sonraki aşamada, bir dizi kimyasal kullanılarak laboratuar ortamında elde edilen bu sinir hücrelerinin vücudun diğer bölümleriyle iletişime geçip geçmeyeceğini deneyecekleri kaydedildi

Öte yandan uzmanlar, birçok omurilik hastasına umut olabilecek bu yeni tedavi yönteminin insanlar üzerinde denenmeye başlamasının uzun zaman alabileceğini de hatırlattı

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #102
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Karın beyazlığına aldanıp yemeyin


BURSA (İHA) - Uzmanlar, dünyada sadece Türk insanına özgü kar yeme alışkanlığına karşı vatandaşları uyardı


İhlas Tıp Merkezi Başhekimi Nebil Öztürk, karın yere inerken havadaki kirliliği de beraberinde getirdiğini, bu bakımdan kar yemenin vücut direncini artırdığı yönündeki bilginin doğru olmadığını söyledi

Öztürk, kar yemenin sağlık açısından son derece sakıncalı olduğunu, havadan yere ininceye kadar taşıdığı mikroplar sebebiyle ciddi hastalıklara yol açabileceğine dikkat çekti

Kar yemeğinin Türk insanına özgü bir alışkanlık olduğunu da dile getiren Öztürk, özellikle çocukların yememeleri gerektiğini vurgulayarak, "Kar taşıdığı mikroplar yüzünden birçok hastalığı da beraberinde getirir Kar yiyen bir kişilerde vücudu bağışıklık sistemi güçlü olmayanlar üst solunum yolu enfeksiyonları ve bronşit gibi hastalıklarına yakalanabilir Çocuklarda ise zatürreye bile yol açabilir" dedi

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #103
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Havuçtaki madde kanseri önlüyor

--------------------------------------------------------------------------------

İngiliz ve Danimarkalı bilim adamları, havuçta bulunan bir bileşenin kanserin gelişimini önlemede yardımcı olabileceğini saptadılar Newcastle Üniversitesi ve Güney Danimarka Üniversitesi bilim adamları, havuçta bulunan ‘falcarinol’ isimli doğal zehirin farelerde kanser gelişimi riskini azalttığını bildirdiler

Araştırmacılar, kanser başlangıç tümörü bulunan 24 laboratuvar faresini üç gruba bölüp hepsine 18 hafta boyunca bir dizi diyet uyguladılar Yemeklerine falcarinol katılan ve havuçla beslenen iki ayrı gruptaki farelerin kanserli tümörlerinin, üçüncü gruba göre 1/3 oranında daha az gelişim gösterdikleri saptandı New Castle Üniversitesi’nden Kirsten Brandt, havucun kanser riskini azalttığını daha önceden bildiklerini, fakat, havuçtaki hangi maddenin bu özelliğe sahip olduğunu yeni keşfettiklerini söyledi

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #104
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Mentolün fazlası da zararlı

--------------------------------------------------------------------------------

Solunduğunda ya da krem olarak kullanıldığında serinlik hissi veren mentolün fazlasının sağlık sorunlarına neden olduğu bildirildi

Kış aylarının en önemli hastalıkları arasındaki soğuk algınlığı ve gripte yoğun olarak kullanılan mentol, son yıllarda kağıt mendil, tıraş kreminin yanı sıra, sakız, diş macunu, cilt maskesi, sauna gibi değişik ürünlerde de yaygınlaşmaya başladı Özellikle saunalardaki buhar odaları ve terleme salonlarında moda haline gelen mentol kürleri, bol miktarda mentol soluyarak, hastalıklardan kurtulmak için yapılıyor

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak-Burun-Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof Dr Çağatay Akçalı, soğuk algınlığı ve gribin tedavisinde yaygın olarak kullanılan mentolün tıp dilinde ''esansiyel'' olarak tabir edilen yağlardan oluştuğunu belirtti

Soğuk algınlığında, ABD'de hastaların üçte birinin, Avrupa'da yüzde 40-70'inin alternatif tedavi kullandığını ifade eden Akçalı, ''Alternatif tedavi arasında da ilk sırayı mentol almaktadır'' dedi

Mentolün dozunda alındığında serinlik hissi ve ferahlık sağladığını, burundaki tıkanmayı giderdiğini, ancak fazla kullanımın sağlık sorunlarını da beraberinde getirebileceğine işaret eden Akçalı, ''Mentol fazla kullanıldığında boğazda kuruluğa ve tahrişe neden olur Tahriş olan bölge de enfeksiyonlara açık hale gelir Bu nedenle her şeyde olduğu gibi mentolde de aşırıya kaçmamak gerekir'' dedi

Akçalı, yine soğuk algınlığında öksürüğü gidermek için kullanılan ve çoğunluğu mentollü olan pastillerin boğazı yumuşattığını, ancak bunun da fazla alınması halinde boğazda ve ağız içinde kuruluğa yol açabildiğini sözlerine ekledi

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)

Eski 05-08-2008   #105
rock_alltime
Varsayılan

Cevap : Sağlık Makaleleri (Arşiv)



Kadınlarda idrar kaçırma ve tedavisi

Çoğunlukla orta yaşta görülen bu sorun, bazen zor doğum yapmış vajinada yırtıklar olmuş, pelvis tabanı yırtılmış genç kadınlarda da görülebilir Hafif, orta ve şiddetli olarak üç şekilde görülebilir

Hafif idrar kaçırma; öksürme, hapşırma, gülme ve ıkınma gibi karın içi basıncının arttığı durumlarda görülür

Orta derecede; merdiven çıkma, yürüme ve ayağa kalkma gibi durumlarda ortaya çıkabilir İleri derecede ise seyrek de olsa ayaktayken bile eforsuz idrar kaçırma vardır

Şikayetin derecesine göre tedavi planlanır Örneğin, hafif idrar kaçırma vakalarında önce mesane ve pelvis tabanı egzersizleri ile adalelerin ve sfinkterin güçlendirilmesine çalışılır

Vajina duvarının ön ve arkada ileri derecede sarkmış olması, beraberinde rahimin de sarkmasına sebep olmuşsa ameliyat kaçınılmazdır Ameliyat vajinal yoldan yapılabildiği gibi abdomiral yoldan (karından) da yapılabilir

Menopozdan sonra başlangıçta hafif olan idrar kaçırma şikayetleri ostrojen hormonunun azalmasıyla birlikte gittikçe artar Bu tür hastalarda tedaviye ostrojen hormonunu da ilave etmek gerekebilir

İdrar kaçırma bir sağlık sorunu olduğu gibi sosyal yaşamı kısıtlayan bir sorundur

Aynı zamanda sürekli ped kullanmak, beklenmedik anda meydana gelen ıslaklıktan utanmak ve idrar kokusu kadınları sosyal ve psikolojik açıdan da zor duruma sokar Sürekli kullanılan pedler, tahrişe neden olup pişikler oluşmasına yol açar Ped kullanma zorunluluğu kıyafet seçmekte sorun yaratabilir



İdrar kaçırma korkusu cinsel hayatı etkileyebilir İster vajinal yolla olsun, ister batından yapılsın idrar kaçırma ameliyatlarının yüzde 30 kadar nüks veya başarısızlıkla sonuçlanma ihtimali vardır

Genellikle bu tür şikayetlerin oluşmasında vajinal yolla yapılan doğumlar nedeniyle pelvis tabanının esnekliğini keybetmesi sebep olarak gösterilmekteydi Fakat yapılan araştırmalar, sezeryanla doğum yapanlarda da yaşlılıkta, perine tabanının gevşemesi ve idrar tutamama şikayetlerinin olduğunu göstermiştir Koruyucu olarak genç yaşlardan itibaren düzenli olarak egzersiz yapmak ve pelvis tabanını güçlendirmek ve gerekirse yaşlılıkta östrojen kullanmak genellikle iyi sonuç vermektedir

Kadınlarda idrar kaçırma sanıldığından daha fazladır Fakat genellikle yaşlılar utandıkları için bu sorunu yakınlarından gizlerler ve meseleyi kendi kendilerine halletmeye çalışırlar
Gençlerde ise hafif idrar kaçırma çok sık olmadığı takdirde üzerinde durulması gerekmeyen ve doktora gitmeye lüzum görülmeyen bir sorun olarak algılanır

Halbuki, baştan itibaren alınacak önlemlerle yaşlılıkta sorunun daha da büyümesi önlenmiş olacaktır Başlangıçta ufak bir operasyonla düzeltilebilecek olan durum, daha sonra daha büyük bir operasyonla rahim alınmasına kadar varan durumlara yol açabilir



Vajinal yoldan yapılan ameliyatlar bir sağlık sorununa çözüm getirirken aynı zamanda doğumlarla oluşan yırtıklar ve şekil bozukluklarını da düzelterek estetik bir çözümü de beraberinde getirmektedir Bu şekilde doğumlar, zorlanmalar ve doku esnekliğinin kaybolması sebebiyle oluşan şekil bozuklukları da aynı operasyonla düzeltilebilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.