Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kavramlar, psikolojide

Eski 08-21-2006   #61
dehşet
Varsayılan


Komplo Zihniyeti


Komplo zihniyeti terimi (conspiracy mentality), kısaca 'komplo teorileri' üreten insanların düşünme tarzlarını belirtmek için kullanılan bir terimdir Komplo teorileri, günlük yaşamda olayları açıklamak üzere üretilen örtük teorilerin özel bir türüdür

Moscovici'ye (1987) göre bu zihniyetin bir takım ayırdedici özellikleri vardır: Bir grubu komplo hazırlamak ve yapmakla suçlamak; insanları, şeyleri ve eylemleri zıt kutuplu (yerli-yabancı, hukuki-hukuki değil, iyi-kötü, vb) iki sınıfa ayırmak; her şeyin hem kendisi, hem de başka bir şey olduğuna inanmak; insan davranışlarını ve eylemlerini daima niyetli görmek, vb

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-21-2006   #62
dehşet
Varsayılan


Kültürel Psikoloji


Kültürel psikoloji, genel anlamında, psikoloji ile kültürü ilişkilendiren ya da kültürü bir değişken olarak dikkate alan psikoloji çalışmalarının belirli bir tarzını ifade etmektedir

Psikoloji tarihi boyunca birbirinden az ya da çok farklı çeşitli örneklen görülen ve psikolojiyi kültürle ilişkilendiren çalışmalar birkaç ana başlıkta toplanabilir: Kültürel psikoloji, yerel psikoloji, kültürlerarası psikoloji, etnik psikoloji veya etnopsikoloji, yakın alanlardan psikolojik antropoloji, karşılaştırmalı antropoloji vb

Bunların içerisinde iki temel eğilim ayırdetmek mümkün görünmektedir: Kültürel psikoloji ve kültürlerarası psikoloji Biraz şematize edersek kabaca kültürel psikoloji, kültürü veya belirli bir kültür içerisinde cereyan eden davranışı, o kültürün içerisinde üretilmiş kavram ve teorilerle anlama ve kültürler arasında doğrudan karşılaştırmalar yapmaktan kaçınma eğilimindedir

Kültürlerarası psikoloji ise psikoloji bilimi içerisinde daha önceden üretilmiş olan teori ve kavramlardan hareketle, ele aldığı olgunun kültürler arasında nasıl değiştiğini, çoğunlukla her bir kültürde toplanmış olan verilerin karşılaştırmalı analizine dayanarak inceler Biraz basitleştirecek olursak, kültürel psikoloji daha ziyade "kültür"ü; kültürlerarası psikoloji ise daha ziyade "psikoloji"yi vurgulamaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-21-2006   #63
dehşet
Varsayılan


Kültürlerarası Psikoloji


Kültürlerarası psikoloji, psikolojik olguların dünyanın çeşitli bölgelerine göre farklılıklarının ve insan davranışının içerisinde cereyan ettiği kültür ile davranışın etkileşiminin incelendiği bir çalışma alanıdır

Kültürlerarası psikoloji, son yıllarda, özellikle genel psikoloji ve sosyal psikoloji başta olmak üzere, kognitif psikoloji, gelişim psikolojisi, klinik psikoloji gibi alanlarda açık veya Örtülü bir tarzda kültürlere göre karşılaştırma yapma gereği hissedildikçe giderek önem kazanmaktadır

Zira büyük ölçüde Batı dünyasının (Amerika-Avrupa) antropolojik eğilimlerini yansıtan halihazırdaki psikolojik bilgilerin çeşitli kültürlerde sınanması, incelenen olguların farklı kültürlerdeki görünüşlerinin veya belirli bir kültürde mevcut olmayan ancak bir başka kültürde mevcut olan yeni olguların ortaya konması ve nihayet bulguların entegrasyonu vasıtasıyla evrensel bir psikoloji bilimi oluşturulması, kültürlerarası psikolojinin başlıca amaçlan arasında yer almaktadır (Jahoda & Krewer, 1997)

Modern anlamda kültürlerarası psikolojinin ortaya çıkışı II Dünya Savaşı sonrasına denk düşmektedir Bir yanda savaşın hatırlattığı etnik sorunların etkisi, öte yanda savaş sonrasında insanı ve toplumu anlamaya yönelik teorilerin belirli bir kültür dünyasının veya ulusallığın dar sınırlarından kurtarılması motivasyonu, kültürü dikkate alan çalışmaların gelişmesine neden olmuştur (Segall, Lonner & Berry, 1998)

Bugün birçok yazara göre günümüzde ulusal toplulukların etnik ve kültürel açıdan giderek daha çeşitli hale gelmesi, uluslararası iletişimin artması, eğitim, iş vb nedenlerle giderek daha fazla sayıda insanın doğup büyüdüğü kültürden farklı bir kültürde yaşamını sürdürüyor ya da ikamet ediyor olması, kültürlerarası psikolojinin özellikle 1980'lerden sonra hızla kurumsallaşmasında etkili olmuştur

Kültürlerarası çalışmalarda kültür, çoğunlukla bireyin davranışlarını çeşitli açılardan etkileyen bir bağımsız değişken veya bağlamsal değişken olarak görülmekle birlikte günümüzde bu biraz değişmeye başlamıştır

Kognitif psikolojinin ve sosyal inşacıların teorik katkılarının da etkisiyle insana yalnızca kültürün bir ürünü, sonucu, hatta adeta kurbanı gözüyle bakma eğilimi terkedilmiş; insan, aynı zamanda onun yaratıcısı, değerlendiricisi ve yorumlayıcısı olarak da görülmeye başlanmıştır Özellikle sosyal inşacılara göre kültür, bireyin verili bulduğu bir gerçeklik değil, birey ve çevresi tarafından günlük etkileşimlerde yeniden ve yeniden üretilen bir süreçtir (Misra ve Gergen, 1993; Segall, Lonner ve Berry, 1998)

Bu perspektiften hareket eden (şimdilik sınırlı sayıdaki) araştırmalarda kültür, yalnızca bir grup insanı (çoğunlukla belirli bir etnik veya ulusal grubu) tanımlama etiketi olarak bir bağımsız değişken olarak görülmediği gibi belirli bir sosyal, politik ve tarihsel bağlamı ifade eden bağlamsal bir değişken de değildir; burada, bireyin kültür üzerindeki etkisi öne çıkarılmakta ve kültür bir süreç (Greenfield), bir bağımlı değişken olarak ele alınmaktadır

Kültürlerarası psikoloji yaygın olarak bireycilik-toplulukçuluk eğilimleri, değerler, iş ve çalışma değerleri, yarışma ve işbirliği eğilimleri, gruplararası ilişkiler, çatışma ve çatışma çözümü, sözel olmayan iletişim, kişilik, kişilerarası çekim, zeka, yetenek, kişilik vb testlerinin evrensel geçerliği gibi konularla ilgilenmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-21-2006   #64
dehşet
Varsayılan


Kıyas Düzeyi


Kıyas düzeyi (comparison level), bireyin belirli bir ilişkiden elde ettiği kazanç ve kayıplarını değerlendirdiği bir kıyaslama standardıdır; bu standart onun ulaşmayı düşündüğü kazançların ve kabul edebileceği kayıpların düzeyini ifade eder

Kıyas düzeyi kavramı, bireylerin diğerlerine onlardan bir şey elde etmek için bağımlı olduğunu öngören Thibaut ve Kelley'in sosyal takas ya da karşılıklı bağımlılık teorisi çerçevesinde ortaya attıkları en önemli kavramlardandır Diğerleriyle ilişki, kıyas düzeyinden daha çok doyum sağlarsa, bireyin onlara karşı ve onlarla ilişki hakkındaki duyguları olumlu yönde gelişir

Aksi halde ilişki zayıflar ve olumsuz duygular güçlenir Karşılıklı bağımlılık teorisine göre insanlar, bir ilişkide hep aynı noktada kalmazlar, ilişkilerini potansiyel ilişkilerle karşılaştırırlar, alternatifler için kıyas düzeyleri geliştirirler

Alternatifler için kıyas düzeyi (comparison levels for alternatives), bir ilişkiyi sürdürüp sürdürmeme konusunda karar vermek üzere kullanılan değerlendirme standardıdır Mevcut ilişki, bir seçenek veya alternatif için kıyas düzeyini aşarsa, ilişki istikrarlı olarak devam eder, aksi halde ilişkiyi sona erdirme eğilimi belirir

Alternatifler için kıyas düzeyi yalnızca kişinin çevresinde kolayca bulabileceği spesifik alternatif ilişkilerden değil, aynı zamanda alternatiflerin daha geniş bir bileşkesinden ve halihazır ilişkiye olan bağlılığın sonlandırılmasının (noninvolvement) arzulanır olup olmadığından da etkilenir

Bazı hallerde mevcut ilişkinin, doyum sağlayıcı olmadığı halde sürdürülmesi, alternatifinin kıyas düzeyinin daha olumsuz olmasıyla açıklanabilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-21-2006   #65
dehşet
Varsayılan


Likert Ölçeği


1930'ların başında Likert tarafından ortaya atılan bir tutum ölçeğidir Likert, ilk ölçek çalışmasını 1929 ile 1931 yılları arasında üniversite Öğrencileri üzerinde yapmıştır; bu ölçek enternasyonali/m, emperyalizm ve zencilerin sorunlarını konu almaktadır

Tutum ölçeğinde enternasyonalizmle ilgili 24, emperyalizmle ilgili 15 ve zenci sorunuyla ilgili 12 olmak üzere toplam 51 tutum ifadesi yer almaktadır Ölçek 'toplamalı sıralama tekniği'yle hazırlanmıştır Likert'in tutum Ölçeğinde yer alan tutum ifadeleri, 'tamamen katılıyorum', 'katılıyorum', 'kararsızım', 'karşıyım', 'tamamen karşıyım' derecelerinden oluşan 5 basamaklı bir ölçeğe göre cevaplandırılmaktadır Tutumun şiddeti, uçlara doğru gittikçe olumlu veya olumsuz yönde artmaktadır:

Ölçeğin hazırlanmasında, öncelikle bir tutum objesi hakkında tutum ifadeleri toplanarak çeşitli kriterlere (madde analizi, vb) göre ayıklanırlar ve ölçek halinde ifade edilirler Cevap seçeneklerinin ya da ölçek derecelerinin belirlenmesinde, en yaygın olarak, 'tamamen katılıyorum'dan 'tamamen karşıyım'a uzanan 5'li sistem kullanılmaktadır (Orta noktayı atarak 6'lı bir sistem veya orta noktanın da bulunduğu 7'li veya 9 Mu cevap sistemi de mümkündür)

Tutum ölçeği formunun şekillendirilmesinde, genellikle tutum ifadeleri sol tarafa, cevap seçenekleri sağ tarafa yerleştirilir Ölçeğin uygulanmasından sonra, tek tek cevaplar puanlanır Puanlama bittikten sonra, cevapların ölçek değerleri toplanarak, her bir kişi için toplam puan elde edilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-21-2006   #66
dehşet
Varsayılan


Manipülasyon


Manipülasyon, geniş kitlelerde 'şartlandırma' (Pavlov'un şartlı refleksi anlamında) ile karıştırılan bir kavramdır Manipülasyon, şartlandırmadan farklıdır ve psikolojik teknikler kullanarak, hedef kişi ya da kitlede, davranış veya kanaat değişikliği yaratmayı içermektedir Manipülasyon teriminin, günlük yaşamda kişiler arası ilişkiler alanında (davranış değişikliği) ve iletişim alanında (kanaat değişikliği) iki farklı kullanımını ayırdetmek mümkündür

1 Sosyal psikologlar günlük yaşamda diğerlerinden istendik davranışlar elde etmenin iki yolu üzerinde durmaktadırlar Bunlardan birisi güç, öbürü manipülasyondur Güç kullanımı, tanımı gereği güce sahip olmayı içerdiğinden herkes için geçerli değildir Güce sahip olmayanlar, argümantasyon ve cazibe kullanma gibi bazı özel yetenek gerektiren yan yollar dışında, ancak manipülasyon yoluyla bunu gerçekleştirmektedirler

Manipülasyon, diğer bir insandan, doğrudan yollardan elde edilemeyecek bir şeyi elde etmek için dolaylı teknikler kullanmaktır Bu teknikler, insanların kendiliğinden yapmayacakları bir şeyi tamamen özgür bir şekilde yapmalarını sağlamaktadır Manipülasyonda, serbest seçimde bulunmaya dayalı özgürlük duygusu ve hatta özgürlük illüzyonu büyük önem taşımaktadır Zira özgürce razı olmak, zorlamasız itaat etmek, manipülasyonunun temel karakteristiğidir

Sosyal psikologların üzerinde çalıştıkları manipülasyon teknikleri arasında en tanınmışı 'el alıp kol kapma tekniği' (foot-in-the-door; kapıya ayak koyma tekniği) (Freedman ve Frazer, 1966), oltaya takma (law-ball) tekniği (Cialdini ve ark 1978), yüzüne kapıyı çarpma (door-in-the-face) tekniği (Cialdini ve ark 1975) ve bunların çeşitli versiyonları (açık ve zımni tarzlar, klasik ve yeni tarzlar, vb) sayılabilir

2 Manipülasyon, dar anlamında ve iletişim alanında enformasyon çarpıtmayı ifade etmektedir Enformasyonun manipülasyonu, büyük Ölçüde propagandanın enformasyon olarak, enformasyonun da objektif olarak sunulmasına dayanmaktadır

Umberto Eco, İtalyan TV'sine karşı polemiğinde, politik enformasyonun manipülasyonu konusunda, esprili bir şekilde çeşitli kurallar önermektedir: Emin değilseniz susun (rahatsız edici enformasyonları atmak), uygun olmayan haberi beklenmediği yere koyun (haberi, seyircinin dikkat edemeyeceği tarzda vermek), ekonomik veya sosyolojik jargon kullanın (nezle demek yerine coriza sub-fertile demek), bir haberi bütünüyle vermek için, gündüz yazılı basının tam olarak vermesini bekleyin, hükümet riske girmeden siz de girmeyin (iktidara boyun eğme) ve daima bir bakanın demecini belirtin, önemli şeyler eğer yabancı ülkelerde olmuşsa Detaylı bir şekilde gösterin, önemli haberleri görüntüsüz söyleyip geçin, önemsiz şeylerin görüntülerini gösterin, vb

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-21-2006   #67
dehşet
Varsayılan


Meçhul Dost



Meçhul dost terimi, kentsel yaşamın kalitesi konusundaki tartışmalarda insanların kent ortamında zannedilenin aksine büyük bir psikolojik yalnızlık çekmediklerini ifade etmek üzere Milgram tarafından ortaya atılmıştır

Meçhul dost, kent ortamında oldukça sık görülen ve tanınan, fakat kendisiyle yakın ilişkimiz bulunmayan biridir (sokaktaki ayakkabı boyacısı, çiçekçi vs) Meçhul dostlar sayesinde, büyük kentlerdeki hayat, belki de sanıldığı kadar anonim ve gayri kişisel (impersonef) değildir İnsanlar, kentlerde, onlarla hiç konuşmasalar da, sanki tanıdıkları insanlarla birliktelermiş gibi bir duygu yaşarlar

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-21-2006   #68
dehşet
Varsayılan


Mesaj


Mesaj, bir iletişim olayında bir noktadan diğerine (vericiden alıcıya) iletilen enformasyon olarak tanımlanabilir Mesaj, genel olarak bir repertuvardan hareketle ve belirli bir koda göre düzenlenmiş bir işaretler bütünüdür Verici, alıcı, kanal, kod ve repertuvardan oluşan bir iletişim sisteminin hareketli öğesidir

Moles, mesajları semantik mesajlar (denotatif) ve estetik mesajlar (konotatif) olmak üzere iki gruba ayırmaktadır Ayrıca mesajların birbirinden anlaşılabilirlik, artıktık (redundancy), yani öğelerin yinelenme oranı, yenilik ya da orijinallik gibi çeşitli kriterlere göre ayırdedilerek tanımlanabileceğini öne sürmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-21-2006   #69
dehşet
Varsayılan


Minimax İlkesi


Sosyal ilişkileri bir alışveriş gibi kavramsallaştıran bazı teorisyenlere (Thibaut ve Kelley, Homans, Foa, vb) göre, diğeri hakkındaki duygularımız, onunla ilişkiden elde edilen kazançlara bağlıdır İlişkinin kazancı, alınan ödüller (maddî kazanç, statü ve prestij, korunma ve güven duygusu, şefkat ve sevgi, vb) ile ödenen pahalar (maddî bedel, zaman, enerji, psikolojik paha ve stres, vb) arası fark şeklinde ifade edilebilir

Söz konusu teorisyenlere göre insanlar, genel olarak kazançlarını maksimum, bedelleri minimum kılmak isterler Ancak bu minimal strateji, bir ilişki iki taraf için de doyum sağlayıcı olacak şekilde sosyal norm ve kurallar tarafından dengelenir

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-21-2006   #70
dehşet
Varsayılan


Model


Model, istatistiksel anlamda, bir şeyin ya da bir sürecin maddi veya sözel temsilidir Bu temsil genelde mantıksal veya matematiksel bir ifadedir Modelde temsil edilen veri veya değişkenlerin, modelin yansıttığı teori veya hipoteze uygun ilişkiler göstermesi beklenir

Model kavramı, gelişimsel anlamda ise, çocuk veya yetişkinlerin, davranışlarında örnek aldığı bir başka kişiyi ya da referansı ifade etmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-21-2006   #71
dehşet
Varsayılan


Motivasyon


Motivasyon, bireyi belirli bir davranışa angaje olmaya veya yapmaya sevkeden güçler bütünü olarak tanımlanabilir Bu güçler iç kaynaklı (bilişsel, duygusal) veya dış kaynaklı (çevresel) olabilir Bir işi veya davranışı yapmaktan haz alma; bir işi sonuçlandırmak veya tamamlamaktan kaynaklanan başarı duygusu, iç kaynaklı motivasyonlara örnektirler; iş veya davranışa verilen ücret, maddi kazanç ve benzeri ödüller, iş veya davranışın sonucunda elde edilen kazanç veya avantajlar (statüsünü koruma, yükseltme; olası ceza veya kayıplardan kurtulma) dış kaynaklı motivasyonlardır

Bazı yazarlar içsel faktörleri, ihtiyaçlar veya motifler olarak nitelendirmekte, dışsal faktörleri ise birey, belirli bir yönde davranmaya veya bir şey yapmaya zorlandığında söz konusu etmektedirler

Motivasyon kavramı, oldukça karmaşık bir kavramdır ve her tanım, eksik yanlar taşır Genel olarak bireyi belirti amaçlara doğru yönelten veya belirli davranışları yapmaya doğru güdüleyen bir psikolojik faktör olan motivasyon, organizmayı harekete geçiren bir değişikliği ya da gerilimi ifade eder; organizmanın gerili TU, bu gerilimi sona erdirecek davranışların yapılmasıyla sona erer Dolayısıyla motivasyon, bireyleri belirli bir yönde davranmaya sevkeden içselleştirilmiş bir olgu (ihtiyaçlar, arzular, amaçlar) gibi görünmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-21-2006   #72
dehşet
Varsayılan


Motor Öğrenme


Basit edimsel öğrenme, belli bir amaca varmak için ne yapılması gerektiğinin öğrenilmesidir Bazen psikomotor öğrenme de denen motor öğrenmede (motor learning) söz konusu olan ise, bir şeyin nasıl daha iyi yapılacağıdır, Gündelik hayat, motor öğrenme gerektiren faaliyetlerle doludur Bunlar arasında çatal-kaşıkla yemek yemeyi, konuşmayı, yazı yazmayı, araba kullanmayı, topu hedefe atmayı, bir müzik aletini çalmayı sayabiliriz Bütün bu becerilerde, bireyin davrananlarını hızlı ve doğru olarak yapabilmesi için alıştırma gereklidir

Motor öğrenmede de uyarıcılar, ayırdetmenin öğrenilmesinde olduğu kadar önemlidir; fakat burada durum biraz farklıdır Örneğin, iyi bir golf oyuncusunun, güzel bir vuruş yapabilmek için belirli bir uyarıcı durumuna gereksinimi vardır: bileğinde ve bacaklarında belli bir duygunun olması, bakışlarının topun üzerinde yoğunlaşması, sopasını kaldırırken omuzlarından ve kollarından dönüt (feedback) uyarıcılarının gelmesi gerekir Piyanistler ve daktilo yazanlar da "herşeyin yolunda olduğu" duygusunu veren belli bir pozisyona girmedikçe işlerini yapamazlar

Diğer bir deyişle, motor becerilerde, çevre, bedensel iç uyarıcılar ve yapılacak iş arasında bir eşgüdüm (coordmation) söz konusudur Ancak, motor öğrenmelerde üzerinde daha çok durulan şey, devranımın yapılış tarzıdır Motor öğrenme genellikle davranımın yapılmasındaki hız ve hatasızlıkla ölçülür, örneğin, daktilo sınavlarında hız değerlendirilirken hatalar da hesaba katılır Daktilo öğrenen bir kimsenin bu şekilde elde edilen günlük test puanları bir grafikle gösterilecek olursa, elde edilen eğrinin tipik bir koşullanma eğrisine benzediği görülür Yani eğri, önceleri, hızlı ilerleme olduğu sıralarda hayli diktir; kişi ustalığa yaklaştıkça yatıklaşır

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-21-2006   #73
dehşet
Varsayılan


Motus Etkisi


Motus etkisi, enformasyon iletiminde, olumsuz haberlerin olumlulara kıyasla daha yavaş iletilmesini ifade etmektedir Araştırmalara göre insanlar, başkalarıyla ilgili kötü haberleri onlara nakletmede isteksiz davranmaktadırlar ve bunun, ilgili kişinin düşmanlığını üstüne çekme kaygısından kaynaklandığı düşünülmektedir Bu kaygının haklılığını gösteren bazı tarihsel olayların bulunduğu bilinmektedir

Nitekim tarihte pekçok hükümdar veya imparator, kendilerine kötü haber getiren elçileri hapse attırmış veya öldürtmüştür Öte yandan kötü haber verme durumunda olanın empatisinin de, onu kötü haber vermekten alıkoyması mümkündür (Gergen, 1982

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-21-2006   #74
dehşet
Varsayılan


--------------------------------------------------------------------------------

Nesne Algılama


Tüm algılardaki çarpıcı gerçek, ilgili sürecin duyusal bilgiyi daima nesneler'e (object) dönüştürmesidir (to convert) Büyük ve kırmızı bir imge (image) ahır olarak görülür Kolun üzerinden gelen bir dizi basınç duyumu sürünen bir böcek olarak algılanır Uzaktan gelen sirene benzer ses, yaklaşan bir cankurtaran olarak işitilir Görüldüğü gibi, insanlar sadece duyum ve uyarıcı toplulukları değil, bilakis, devamlı olarak nesne algılarlar

Nesne algılanması (object perception) kısmen öğrenmeye dayanır Kişinin nesneleri isimlendirebilmesi ve bunların işlevlerini belirtebilmesi, kuşkusuz ki öğrenilir Ancak öğrenmenin yanı sıra, uyarıcıların nesnelere örgütlenmesi şeklindeki temel eğilim (tendency) insanların duyu organları ve sinir sistemlerinin doğuştan gelen (innate) bir özelliğidir Nesne algılanmasını içeren bu doğal yeteneğe (ability) ilişkin etkenler (factor) örgütleyici eğilimler (organizing tendencies) olarak adlandırılmıştır

Şekil-Zemin Algısı

insanların nesne algılamalarındaki başlıca örgütleyici eğilim, şekil (figüre) ve zeminin (ground) birbirlerinden ayrılmasına ilişkindir Bu eğilim nesnelerin zemine göre göze çarpmalarına, zeminden doğru sivriliyormuş gibi görülmelerine neden olur Resimler duvarın üzerinde asılıdır, kelimeler de sayfanın üzerinde yer alır Bu örneklerde şekil, resim ve kelimeler; zemin ise duvar ve sayfadır Şekil 1'iin solundaki resme baktığınızda; buradaki siyah alan daha önce gördüğünüz belirli bir cisme benzemese bile, siz onu otomatik olarak cisim gibi görürsünüz Sağdaki resme baktığınızda ise, ya birbirine yakın iki yüz veya bir vazo görürsünüz, iki cisimden herhangi birinin algılanabileceği bu tür resimlerden farklı algılanabilir şekiller (reversible figures) olarak söz edilir Buradaki önemli nokta; elinizde olmaksızın bir cisim, yani bir zemin üzerinde şekil görüyor olmanızdır



Şekil 1 Sol: Siyah alan otomatik olarak zemin üzerindeki şekil düzeninde algılanır Sağ : Bazen şekillerden biri, bazen de diğeri zemin haline gelmektedir

Şekil-zemin ilişkilerinin algılanması, görmenin dışındaki diğer duyumlar için de geçerlidir Bir senfoni dinlenirken, melodi veya tema şekil olarak algılanır; akortlar ise zemini oluşturur "Rock" müziğinde gitarist tekrarlanan akortları zemin olarak kullanır; bir ölçüde değişkenliğe sahip olan şarkı ise bu zemine göre şekildir Kolun derisinden gelen gıdıklanma duyumu, kolun üzerinde sürünen bir böcek olarak algılanır Bu örnekler, şekil-zemin ilişkisi algılama eğiliminin bütün algı türlerine yaygın bir özellik olduğunu göstermektedir

Gruplama

Nesne algılamadaki bir diğer örgütleyici eğilim, uyarıcıların bir örüntüye (pattern) gruplanmasıdır (grouping) Gruplamada, ilgili ortamdaki çeşitli ipuçlarından (cue) yararlanılır Örneğin, Şekil 2'nin a kısmını üç çift çizgi olarak görürsünüz Buradaki ipucu bir çizginin diğerine olan yakınlığı'dır (proximity) Şeklin b kısmında ise, biri diğerinin üzerinde iki üçgen görüyor olabilirsiniz Bu durumda birbirine benzeyen maddeleri (item) kendi içlerinde gruplamaktasınız (similarity) Aksi takdirde, c'deki gibi altı köşeli bir yıldız görürdünüz Benzerliğe göre gruplama, şeklin d kısmında da görülmektedir Çoğu insanlar x'leri ve noktaları kendi içlerinde birbirlerine yakın ve noktaları da x'lerden fazlaca bir aralıkla ayrılmış olarak algılarlar

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-21-2006   #75
dehşet
Varsayılan


Şekil 2 Görmede algısal gruplamaya örnekler,

Ancak gruplamada her zaman benzerlik esas alınmaz Şekil 2'nin e kısmının altı köşeli bir yıldız olarak görülmesi, biri noktalardan diğeri dairelerden meydana gelen iki ayrı şekil olarak görülmesinden daha kolaydır Bu durumda benzerlik, bir diğer kuvvetli gruplama eğilimi olan, dengeli ve bakışık (symmetric) şekil oluşturma alışkanlığım (habit) içeren bakışım (symmetry) ile yarışma halindedir Son olarak, gruplama kısmında gösterildiği gibi devamlılık (continuity) temeline göre de olabilir Bu eğilim kavisli bir çizgiyi kavisli bir yolda, düz çizgiyi ise düz bir yolda devam ediyor olarak görmenizi sağlar Buna göre f kısmında üç şekil görebilirsiniz: düz bir çizgi, bir yarım daire ve bir kırıklı çizgi Düz çizgiyi, kesişme noktalarından birinde aniden kavisli bir hal alıyor olarak görmeniz ancak özel bir çabayla mümkün olacaktır

Tamamlama

Psikologların nesne algılanması konusunda keşfettikleri birkaç örgütleyici süreç daha vardır Bunlardan biri olan tamamlama (closure) eğilimi, insanların görsel dünyalarını uyarımdaki boşlukları doldurarak örgütlemelerine ve böylece de kopuk parçalar yerine bütün bir nesne algılamalarına yol açar Şekil 2'nin b, c, ve e kısımlarının algılanmasında böyle bir eğilim söz konusudur Aynı eğilim Şekil 3'te üstteki ve ortadaki şekillerin sırasıyla, daire ve kare olarak algılanmalarına yol açar Alttaki şekli de, yine, kopuk çizgiler yerine bir nesne olarak görürüz Çoğu insanlar bu şekli at üstünde bir adam olarak görürler



Şekil 3 Algısal tamamlama boşlukları doldurur: Nesne bütünüyle mevcut olmayabilir, ama biz yine de onu tamam olarak algılama eğilimi gösteririz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.