![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#61 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-GÜMÜŞ YÜZÜK Erkeklerin gümüş yüzük takınması icmâ ile caizdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine İbn Ömer (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz, gümüş yüzüğü aynı zamanda mühür olarak kullanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ulemâ, Resulullah (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hattabî, gümüş yüzük takmanın erkeklere ait bir prensip olduğunu dolayısıyla bana takmanın kadınlar için mekruh olduğunu söylemişse de, Nevevî bunu kabul etmemiş ve "Hattâbî'nin söylediği zayıf veya bâtıldır, aslı yoktur, doğrusu kadının gümüş yüzük takmasında kerâhet olmamasıdır" demiştir (Davudoğlu, Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, IX, 457) Bu konuda fıkıh kitaplarındaki açıklama genellikle şöyledir: Kadın ve erkeklerin gümüş yüzük takmaları caizdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hulefâ-i Râşidînin de gümüş yüzükleri vardı ve üzerindeki yazılar şöyle idi: Hz ![]() ![]() ![]() Mülk Allah'a aittir ![]() İmam Ebû Hanife'nin yüzüğünde ise: Ya hayrı (iyiyi) konuş veya sus; İmam Ebû Yusuf'unkinde: Kendi hissiyle hareket eden pişmanlık duyar; İmam Muhammed'inkinde: Sabreden başarıya ulaşır; Sabreden derviş muradına ermiş ibareleri yazılıydı (bk ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#62 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-GÜNAH Allah'ın buyruklarına aykırı düşen, dinen suç sayılan davranışlar İslâm şerîatının ve temiz insan fıtratının yapılmamasını emrettiği hususlar Arapça'da günâh'ın karşılığında; İsm, zenb, isyan, cürm kelimeleri kullanılır ![]() ![]() ![]() ![]() Yahudî ve hristiyanlar dinlerinin birçok esaslarını bozdukları gibi günâh kavramım da kendi arzularına uygun olarak değiştirmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Hristiyanlar Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm, bir ırk ve sınıfın imtiyazını, insanların günâhlı doğduklarını, günâhların şahıslar tarafından affedilebileceğini kabul etmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm, insanın bir başkasının yaptığından, gücünün yetmediğinden sorumlu olmadığını kabul eder ![]() ![]() Kişi kendi hür iradesi ile, isteyerek yaptığı işlerden sorumludur ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm, insanın günâh işlemesiyle sonuna kadar kötü kalacağını kabul etmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günâhlarda ısrar etmek, hakkın aynası olmak için yaratılan iman yeri olan kalbi karartır ![]() ![]() ![]() ![]() Günâh düşünceden pratiğe geçmemişse cezası olmaz ![]() ![]() ![]() ![]() Sorumluluk ve ceza açısından günâhlar kebâîr ve sağîr diye iki kısma ayrılır ![]() Kebâir (büyük günâhlar): Allah'ı tanımaya engel olan ve yapılması hâlinde şer'î ceza gereken veya Allahu Teâlâ'nın cehennem azabıyla tehdit ettiği günâhlardır ![]() ![]() ![]() ![]() Büyük günâhların belli başlıları şunlardır; Allah'a ortak koşmak, adam öldürmek, zina iftirasında bulunmak, zina etmek, islâmî cihaddan kaçmak, sihir yapmak, yetimin malını yemek, ana-babaya karşı gelmek, Mekke'nin hareminde günâh işlemek, faiz yemek, hırsızlık yapmak, içki içmek, kumar oynamak ![]() ![]() ![]() ![]() Kebâirin (büyük günâhların) en büyüğü Allah'ı tanımamak, zatında, sıfatında ve fiillerinde O'na ortak koşmaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mu'aaaile* büyük günâh işleyenin mümin olmaktan çıkacağını, iman ile küfür arasında (el-Menzile beyne'l-Menziteteyn*) kalacağını; tövbe etmeden ölürse ebediyyen cehennemden çıkmayacağını iddia eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir mümin, kalbinde tasdik, dilinde ikrar olduğu halde günâh işler veya farzları yerine getirmede gevşeklik gösterir, fakat bu günâhların karşılığında cezayı da hak ettiğine inanıyorsa bu kişi günâhkâr mümindir ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm'ın esasları ile hükmetmemek büyük bir günâhtır ![]() ![]() ![]() Sağır (küçük günâhlar): Dünyada cezayı, ahirette de azabı gerektirmeyen küçük suçlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günâhlardan sakınmak, farzları yapmaktan önce gelir ![]() ![]() ![]() ![]() Unutulmamalıdır ki her nimet külfet karşılığıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Güç yettiğince günâhlardan sakınıldığında Allah küçük günâhları affedecektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allahu Teâlâ mümin kulların günâhlarını yaptıkları bazı ameller veya söyledikleri birtakım söz ve dualar sebebiyle affeder, günâhlarına keffaret eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamberler mâsumdur, günâh işlemezler ![]() ![]() ![]() Günah ve İsyanın Sonuçları: - İlimden yoksun kalmak: Zira, ilim, günahkâra verilmez ![]() - Rızkın kesilmesi: Günâhkârın rızkı harama gider, Allah'ın bereket ve ihsanı kalkar ![]() - Kalp ve ruhun bozulması: Fıtrata uygun hal bozulur, hissizlik, vicdansızlık, korkusuzlukla tövbeden uzaklaşır ![]() ![]() - İnsanlardan uzaklaşma: Nefsi ve en yakınlarıyla, toplumla yabancılaşan günâhkâr yalnız kalmaya mahkum olur ![]() - Her günâh iz bırakır: Günâhların sonucu vücud, akıl ve diğer organlarda bir kötülük doğurur ![]() ![]() - Her günâh, İslâm dışı gelmiş geçmiş bütün çirkin ulusların mirasıdır ![]() ![]() - Günâh ve isyân, Allah'ın azabının hak olmasına yol açar ![]() ![]() ![]() - Günâhkârlar, meleklerin tövbe ve istiğfarlarından, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günah hakkında Hz ![]() ![]() ![]() Zulüm üç türlüdür: Bir zulüm var ki Allah onu affetmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah: " Ey kulum sen bana kulluk etmedin ama benden umut istedin ![]() ![]() ![]() ![]() Kula erişen bir musibet, büyük-küçük bir felâket hep kendi günâhı yüzündendir ![]() ![]() Canımı kudret elinde bulunduran Allah'a andolsun ki, mümine erişen hiçbir tasa, üzüntü, sıkıntı, hatta vücuduna batan hiçbir diken yoktur ki Allah onunla o kimsenin günahlarını affetmesin ![]() Her duyduğunu söylemesi kişiye günâh olarak yeter ![]() Kim bir müslüman kardeşine şefaat eder de şefaat ettiği kimse kendisine bu yüzden bir hediye verir ve o da bunu kabul ederse büyük günâh kapılarından birine gelmiş olur ![]() Hiç bir günâhkâr, diğerinin yükünü çekmez ![]() Allah, canı boğazına gelmemiş olan kulun tövbesini kabul eder ![]() Farz namazı, abdest, huşû ve rükûu'nu tam olarak yapan hiç bir müslüman yoktur ki -büyük günâh işlemedikçe- namazı önceki günâhlara keffâret olmasın ![]() İnsanlar bir münker görüp de onu değiştirmezlerse Allah'ın onlara umumî bir ceza vermesi yakındır ![]() Başkalarının işlediği günâhlar yüzünden bizi de helâk etme Allah'ım! Şu yedi helâk edici şeyden sakınınız: Şirk, büyü, adam öldürmek, faiz, yetim malı yemek, cihaddan kaçmak, masum kadınlara zina iftirasında bulunmak ![]() Kim Ramazan'da inanarak, hak rızası için oruç tutsa geçmiş günâhları affedilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hesaba çekilmeden, kendini hesaba çek ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#63 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-GURRE Aklık, parlaklık; atın alnındaki beyazlık; akıtma, kamerî ayların ilk gecesi ve günü ![]() ![]() ![]() İslâm'da insanın mal, can, ırz dokunulmazlığı gibi temel hakları vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Cenîn, annesinden ölü olarak ayrıldığı zaman düşmesine sebep olanın cezası cenînin diyetidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hüreyre'den, şöyle dediği nakledilmiştir: "Hüzeyl kabîlesinden iki kadın kavga ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cenînin düşmesine kasden sebep olan suçlunun gurreyi kendi malından ödemesi gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm hukukçularının çoğunluğuna göre bu konudaki suç, hata veya "şibh amd" (kaste benzer) yoluyla işlenebilir ve diyeti âkile yüklenir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dört mezheb imamı da gurrenin asabe ve ashab-ı ferâiz kabîlinden cenînin hısımlarına miras hisselerine göre paylaştırılacağı konusunda görüş birliği etmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hanefîlere göre burada yaratılışı tamamlanmış cenîn ölü olarak düştüğü zaman suçluya keffâret gerekmez; ancak, kendi isteği ile Allah'a yaklaşmak için gücünün yettiği ölçüde hayır yapıp Allah'a istiğfâr etmesi uygun görülmüştür (el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyî, VII, 326, İbn Âbidîn, Reddû'l-Muhtâr, V ![]() ![]() Cenîn ana karnından diri olarak ayrıldıktan sonra, suç sayılan fiil sebebiyle ölse, Hanefilere göre bu fiil kasten yapılmış kabul edilmez; "Şibh-i amd" (kasta bemer) veya hata yoluyla işlenmiş sayılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hanefilere göre, gayr-i müslim kadının çocuğu için de gurre cezası uygulanır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#64 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-GURUR-GURURLU Büyüklenme, kibir, ucub ![]() ![]() ![]() ![]() Övünme, şeref anlamlarında da kullanılır ![]() Kibir, kişinin kendisinde bulunan ilim, mevkî ve doğruluk gibi hususiyetleri başkasından üstün görmesidir ![]() ![]() İnsan ruhunun arındırılması gereken kötülüklerden biri olan kibir, Râğıbu'l-İsfahânî'ye (Ö ![]() ![]() ![]() ![]() İmam Birgivî (Ö ![]() ![]() ![]() ![]() "Meleklere, Âdem'e secde edin' demiştik ![]() ![]() ![]() "Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları ayetlerimden yüz çevirteceğim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Allah büyüklük taslayanları sevmez" (en-Nahl, 16/23) ![]() Kibir, önce kişinin inanç dünyasına tesir ederek, hak ve doğruya inanmasına engel olur, Allah'ın birliğine, peygamberlere ve âhiret gününe inanmayanların inançsızlığa kibir yüzünden sürüklendikleri anlaşılmaktadır (en-Nahl,16/22; es-Sâffât, 37/35; el-Bakara, 2/87; el-A'râf, 7/75-76, 88; Nûh, 71/7; Yunus, 10/75; el-Mü'minûn, 23/27, 46-47) ![]() Kibir, ferdin Allah'a kul olma ve ona itaat etme görevini engelleyen davranış olduğu için Kur'an bunun neticesine şöyle işaret eder: "Kim, Allah'a kulluktan, O'na ibadetten çekinir ve büyüklenirse, bilsin ki, (Allah) kıyamette herkesi huzurunda toplayacaktır" (en-Nisâ, 4/172) ![]() Çünkü Allah, zatına dua ve ibadet edilmesini istemekte; büyüklenerek kaçınanların, "küçülmüş kimseler olarak" cehenneme gireceklerini (el-Mü'minûn, 40/60) haber vermektedir ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Allah'ın Resulu (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün huzur-u saadetine bir adamcağız getirildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Canını sıkma! Ben padişah değilim ![]() ![]() işe vâlidemiz (r ![]() "Hayır, ben kölenin yediği gibi yer ve kölenin oturduğu gibi otururum ![]() Büyüklenme üç kısımdır: a) Cehâlet ve azgınlıktan ötürü bazı kulların kendilerini Allah'tan büyük görmeleri; b) Peygamber'e karşı, O'nun buyruklarını küçümsemek, O'nu alelâde biri olarak görmek, prensiplerini hafife almak; c) Etrafında bulunan insanları küçük görüp, kendini büyük görmek ![]() İnsan ruhunu çeşitli aaaahürleriyle körelten zararlarına Kur'an-ı Kerîm'in genişçe bir açıdan baktığı kibir, maddî hayatta zararın ve kaybın sebebidir ![]() ![]() ![]() ![]() Büyüklenmenin manevî zarar ve kötülükleri, ceza ve azap şeklinde tecelli edecektir ![]() Şüphesiz kibirlenme insanlığı yokluğa iter ![]() ![]() a) Asıl ilaç; ilim ve ameldir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Canı çıksın insanın, o ne nankördür! Allah onu neden yaratmış? Onu meniden yaratıp merhalelerden geçirerek, ona şekil vermiş, sonra tutacağı yolu kolaylaştırmıştır ![]() ![]() b) Nesep, güzellik, mal, ilim vb ![]() ![]() Allahu Teâlâ bir başka ayette şöyle buyurmaktadır: "Însanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme; Allah, kendini beğenip övünen hiç kimseyi şüphesiz ki sevmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#65 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-GUSÜL (Boy Abdesti) Tepeden tırnağa kadar vücudun her tarafını hiçbir yer kuru kalmayacak şekilde yıkamak ![]() Fiil kökünden isim olan gusl, sözlükte; yıkanmak ve temizlenmek manasına gelir ![]() ![]() Erginlik çağına gelmiş her müslüman erkeğin ve kadının şu durumlarda boy abdesti alması gerekir ![]() 1) Cünüplük; yani cinsî münasebet, ihtilam ve ne şekilde olursa olsun meninin (sperm) şehvetle vücut dışına çıkması ![]() 2) Hayız (kadının âdet görmesi) ve nifâs (lohusalık) hâlinin sona ermesi ![]() Bu hallerde gusletmek farzdır ![]() ![]() ![]() Namaz için alınan abdest "küçük abdest" kabul edilerek, gusle "büyük abdest" veya "boy abdesti" adı verilmektedir ![]() Guslün farzları üçtür ![]() I) Ağza su alıp boğaza kadar çalkalamak ![]() ![]() ![]() Vücut yıkanırken en ufak bir yerin kuru kalmamasına dikkat edilmelidir ![]() ![]() ![]() Guslün sünnetlerine gelince: 1) Gusle besmele ve niyet ile başlamak ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Guslün adabı aynen abdest adabı gibidir ![]() Gusletmek isteyen kimse önce besmele çekerek gusle niyet eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cünüb bir kimsenin veya hayız ve nifâs hâlindeki bir kadının bu durumdayken yapması haram olan hususlar, şunlardır: Namaz kılmak; Kur'an niyetiyle Kur'an'dan bir parça okumak (ancak dua niyetiyle okumak caizdir ![]() ![]() Guslü gerektirmeyen hallere gelince; Henüz şehvet duygusu oluşmamış ve bulûğa ermemiş çocuğun cinsî yakınlaşmada bulunması ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gusletmeleri farz olanların, gusülsüz olarak yapmaları caiz olan hususlar da şunlardır: Zikretmek; tesbih etmek; salât ve selâm getirmek; Kur'an ayetlerini kelime kelime öğretmek; dua maksadıyla Kur'an'dan ayetler okumak: Kelime-i şehâdet getirmek; Kur'an'a bakmak; bitişik olmayan bir kap içerisinde bulunan mushafa dokunmak; uyumak (Cünübün abdest aldıktan sonra uyuması daha iyidir) ![]() ![]() ![]() Cünüb olan kimsenin ise; Dinî kitaplardan herhangi birini elle tutması ve okuması; elini ve ağzını yıkamadan yiyip içmesi ve eliyle tutmadığı bir kağıda Kur'an ayetleri yazması mekruhtur ![]() Gusl, Allah'u Teâlâ'nın müslümanlar için emrettiği en önemli maddî-manevî temizlik biçimidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Guslün vücud için faydalarına işaret eden doktorlar bu hususta şunları söylemektedir: İnsanın başına gusletmesi gerektiren bir hal gelince bütün damarlarda büyük bir sarsıntı olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#66 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-GÜZEL KOKU Peygamberimiz bir hadîsinde "Bana kadın ve güzel koku sevdirildi ![]() ![]() Bu hadis, Peygamberimizin güzel ve iyi olan şeye sevgisini dile getiriyor ![]() ![]() ![]() Aşağıdaki hadislerden de anlaşılacağı üzere Peygamberimiz, güzel kokuyu reddetmediği gibi, saçına ve sakalına koku sürülmesine de itiraz etmezdi ![]() Enes İbn Mâlik; "Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Azre İbn Sâbit de, "Bir kere Enes İbn Mâlik'in torunu ve Basra kadısı Sümame İbn Abdullah'ın huzuruna gitmiştim, Sümame bana güzel bir koku uzattı da şöyle dedi ![]() ![]() ![]() Rebîatü'r-Re'y, Enes İbn Mâlik'e soruyor: "Allah Rasülü saçını boyadı mı? Bu gördüğüm saç kırmızıdır ![]() Enes İbn Mâlik de "Hayır boyamadı ![]() ![]() Yine Enes İbn Mâlik, Ömer İbn Abdülaziz'in sorusunu da, "Allah Resulu saçına koku sürmek itiyadında idi ![]() ![]() Hz ![]() ![]() Bu hadisten anlaşıldığı kadarıyla Peygamberimiz kokuyu saç ve sakalına sürerdi ![]() ![]() Hz ![]() ![]() Ebû Saîd el-Hudr? de şöyle demiştir: "Allah Resulu'nun "her baliğ olan kimseye cuma günü gusletmek, misvak kullanmak, güzel koku sürünmek vacibdir' dediğine şeha3det ederim ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#67 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-GÜZEL SÖZ Âlemde en üstün vasıflarla yaratılan varlık; insandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Konuşma kabiliyeti insanlar için verilmiş değerlerin en önemlilerinden biridir ![]() ![]() ![]() Hayatımızı ilâhî ölçülere göre sürdürmemizi emreden Yüce Allah, çevremizde dost kazanmamızın sırrını açıklarken şöyle buyurur: "(insanlar) Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve "ben müslümanlardanım' diyenden daha güzel sözlü kim olabilir? İyilikle kötülük bir olmaz ![]() ![]() İnsanlara karşı iyi muamele ve güzel söz söyleme İslâm'ın prensiplerindendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Güzel söz; gönül alan, onur kırmayan, hak ve doğruyu gösteren bütün sözlerdir ![]() ![]() ![]() "Mümin dil uzatıcı değildir, lânet okuyucu değildir, kötü iş yapan değildir, kötü söz söyleyen değildir" (Tirmizî, Kadir, 1978) ![]() İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre; Resulullah zamanında iki adam arasında karşılıklı sövme oldu: Bunlardan biri sövdü, diğeri sustu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah sözün en güzelinin, "Tevhid = Allah'ı birleme" kelimesi olduğunu ifade etmiştir (İbrahim, 14/25; 5-10) ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Hayır, öyle söylemeyiniz, bu adamın aleyhine şeytana yardım etmeyiniz" (Riyazü's-Sâlihîn, III, 146) buyurarak, suçlu da olsa bir insana kahredici sözler söylemenin doğru olmadığına işaret etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Sözü işitip en güzeline uymakla mükellef olan müslüman (ez-Zümer, 39/17, 18), hayatta bulunan müslüman kardeşine sövmekten nehyedildiği gibi, müslümanın ölülerine de sövmemekle ve ayıplarını araştırmamakla emrolunmuştur (Riyazü's-Sâlihîn, III, 147) ![]() Allah'ın verdiği ilâhî nimetlere şükretmek, imanının ve İslâm'ının gereğidir ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanlar (müslümanlar), iyilik ve takva üzerine birbirleriyle yardımlaşmalıdırlar (el-Mâide, 5/2) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eşyanın, yaratılış gayesinin dışında sarfedilmesi, onun değerini düşürür ![]() ![]() ![]() ![]() İnanan insan, dinî ve dünyası için, lüzumsuz olan her türlü şeyden yüzçevirir (el-Müminun, 23/3) ![]() ![]() Mümtehine suresinin ilk ayetinde Cenâbı Allah; "Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız (olanlar)ı dostlar edinmeyin (Kendileriyle aranızdaki sevgi yüzünden onlara (Peygamber'in maksadını) ulaştırırsınız (değil mi?) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah, razı olduğu kullarının vasıflarını sıralarken; "Rahman'ın kullan ki yeryüzünde mütevazî olarak yürürler, câhiller kendilerine laf atarsa "selâm" derler" (el-Furkân, 25/63); "Boş söz işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve "bizim işlerimiz bize sizin işleriniz size ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her iş ve sözü imanı ile uygunluk gösteren değerde olan müslüman, ahirette lüzumsuz söz söyleme ve dinlemeden uzaktır: "Orada boş söz değil, yalnız selâm işitirler" (Meryem, 19/62) ![]() ![]() ![]() Lüzumsuz ve faydasız sözlerden kaçınmak, daima hak ve doğruyu konuşmak, müminin prensibidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#68 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-H HABER-İ MEŞHÛR Âhâd haberler içinde râvî sayısı en fazla olan hadis ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tariften anlaşıldığı üzere bir haberin meşhûr olması, onu rivayet edenlerin sayısı bakımındandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halk arasında hadîs olarak meşhûr olmuş ıstılah anlamının dışında kullanılan meşhûr rivayetlerden bazıları ise şunlardır: "Kendini (nefsini) iyi tanıyor Rabbini de bilir", "Ben bilinmeyen bir hazine idim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadîslerin meşhûr olması nisbîdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Müslüman, elinden ve dilinden diğer müslümanların zarar görmediği kimsedir" hadîsi, hem hadisçiler hem bütün İslâm alimleri hem de halk arasında meşhûrdur (Nureddin Itr, Menhecü'n-Nakd fi Ulûmi'l-Hadîs, Dımaşk 1392/ 1972, s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#69 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-HABERLERİN TETKİKİ Gelen haberlerin doğruluğunu tetkik etmek, fâsık kimselerin getirdiği bilgileri hemen kullanmayıp araştırmak ![]() İslâm'ın ilk günlerinden günümüze kadar toplum içinde yayılan haberlerin doğruluğunun araştırılmadan kabul edilmesi anlaşmazlıklara sebep olduğu gibi huzursuzluk ve problemler çıkarmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hâris kabilesi içinde İslâm'ı tebliğ etti; müslüman olanların da zekâtlarını topladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer taraftan günü gelince Resulullah (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hâris ve arkadaşları Medine yakınlarında üzerlerine gönderilen bir birlikle karşılaşırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayetin nüzul sebebi anlamını hiçbir tevil ve yoruma gerek bırakmayacak biçimde ortaya koymaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Burada açıklanması gereken nokta fısk'ın ve fâsıkın ne ve kim olduğu konusudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayetin tefsirinde müfessir Kurtubî şöyle demektedir: "Fıskı sabit olan kimsenin haberlerindeki sözleri geçersizdir ![]() ![]() Diğer bir hukukçu müfessir Cessâs da sözkonusu ayetin tefsirinde şunları söyler: "Ayetteki "tahkik ve tetkik edin" ifadesi fâsıkın şehadetinin kabulünün yasaklandığını gösterir ![]() ![]() Durumu belirsiz olan, yani adil veya fâsık olduğu kesin olarak bilinmeyen kimsenin şehadet ve rivayetleri kabul edilir mi? Hanefî bilginleri böyle bir kimsenin şehadet ve haberinin kabul edileceği görüşündedirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Söz konusu ayetin hemen devamında, "İçinizde Allah'ın peygamberi vardır" (el-Hucurât, 49/8) buyrulmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#70 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-HÂBİL (VE KÂBİL) Kur'an-ı Kerîm'de kıssaları yeralan, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm dini etrafa nur ve huzur saçtıkça, putperestler kadar yahudî ve hristiyanların da yeni dine ve daha genel olarak, yeni olan herşeye düşmanlık duyguları kabarıyor, hasetleri sınır tanımıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hâbil ve Kâbil kıssası, yahudîlerin Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Siyer müelliflerinden çoğu ve İbn İshâk'ın rivayetine göre Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tefsirlerde ve diğer İslâmî eserlerde geçtiği gibi Kâbil ziraatçı, Hâbil ise çobandır ![]() ![]() ![]() ![]() Kıssanın bundan sonrası Kur'an-ı Kerîm'de şöyle ifade edilir: "Onlara Âdem'in iki oğlunun kıssasını hakkıyla oku (çünkü onlar bu kıssanın tıpatıp uyduğu kimselerdir) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nihayet (Kâbil Hâbil'i) öldürmekte nefsine uydu ve onu öldürerek zarara uğrayanlardan oldu ![]() Sonra Allah kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini ona göstermek üzere, yeri eşeleyen bir karga gönderdi ![]() ![]() ![]() Bazı rivayetlere göre, karga başka bir kargayı öldürdü veya bir karganın leşini buldu ya da beraberinde getirdi, yeri eşeleyerek gömdü ve Kâbil'e örnek oldu ![]() Kâbil'in duyduğu pişmanlık "tövbe pişmanlığı" değildi ![]() ![]() Bu fecî hâdise cereyan ettiği sırada, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Sonuç olarak, denilebilir ki daha önce "yeryüzünde fesat çıkarıp kan dökecek olanları mı yaratacaksın?" (el-Bakara 2/30) diye, hayretle soran meleklerin ifadeleri ilk defa gerçekleşiyor; insanları iğfal edeceğini söyleyen şeytan yeryüzünde ilk başarıyı kazanıyordu ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kur'an ı Kerîm'de kısaca temas edilen bu kıssa ile ilgili İsrailiyyat çeşitli kaynak ve araştırmalara yansımıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#71 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-HABÎS Bozuşmuşluk, kokuşmuşluk ve değersizlik nedeniyle kendisinden iğrenilen şey; Kur'anî anlamıyla ise, itikadî bâtıl, sözde yalan ve davranışlarda çirkinlik demektir ![]() Cenâb-ı Allah, şu imtihan dünyasında iyinin kötüden, güzelin çirkinden ve temizin kirliden ayrılması için izafî gerçekler ve birtakım şerlerde yerleştirmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bağlamdan olmak üzere, gönüle ferahlık ve zihne açıklık veren "tayyib' beldenin ve toprağın bitkisi, ürünü, meyvesi Allah'ın izniyle en tatlı ve yararlı şekilde çıkarken; "habîs', yani çürümüş, kokuşmuş ve biteklik özelliğini kaybetmiş belde ve toprakta ise çer-çöpten başka birşey bitmez (el-A'râf 7/58) ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#72 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-HABLULLAH Allah'ın ipi, zimmeti ![]() ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Hak, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dar bir yolda, bir patikada yürüyen kimsenin ayağının kaymasından korkulur ![]() ![]() İşte aynı şekilde Hakk'ın yolu da çok ince bir yoldur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buradaki (habl) kelimesi bazılarına göre Allah'ın insanlara gönderdiği din anlamına gelmektedir (Tefsîru'l-Celâleyn) ![]() Bundan başka, âyette "hablullah" ile kasdedilen şeyin Kur'ân-ı Kerîm olduğu birçok müfessir tarafından beyan edilmiştir ![]() 1- Zeyd b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2- Peygamberimiz (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3- Diğer bir rivâyette de yine Kur'ân-ı Kerîm'in Allah'ın ipi olduğu vurgulanarak şöyle denilmektedir: "Allah'ın kitâbı (Kur'ân) gökten yere uzatılmış bir iptir, yani hablullahtır" (Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üstad Mevdûdî de hablullah'ı, Allah tarafından belirlenen bir hayat tarzı olarak ele almakta ve onun sayesinde insanların Allah'la olan ilişkilerinin sağlam olacağını ve aynı zamanda onları birbirine bağlayacağını açıklamaktadır (Mevdûdî, Tefhim'ul-Kur'an, I, 218) ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#73 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-HAC İslâm'ın temel ibadetlerinden biri ![]() ![]() Hac, HCC kökünden bir mastar olup; müslümanlara göre, bir farzın edası, hristiyanlara göre ise ibadet ve teberrük amacıyla mukaddes toprakları ziyaret etmek, demektir ![]() ![]() ![]() Hac ibadeti maksadıyla ziyaret edilecek olan yerler; Kâbe, Arafat ve çevresidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Hureyre'den (ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Umre, ikinci bir umreye kadar olan günâhlara keffârettir ![]() ![]() ![]() ![]() eş-Şevkânî (ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hac ve umre ile, her yıl Kabe'nin ihyâsı gerçekleşir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kâdî Iyâz (ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hac ibadeti, dünyanın çeşitli yörelerinden, renk, dil ve ülke ayırımı gözetilmeksizin, milyonlarca müslümanı bir araya getirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hac, dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan müminler arasındaki kardeşlik bağlarını güçlendirir ![]() ![]() ![]() Haccın Hükmü ve Delilleri: İslâm âlimleri haccın ömürde bir defa farz olduğu konusunda görüş birliği içindedir ![]() ![]() "Oraya gitmeye gücü yeten herkese, Allah için Kâbe'yi ziyaret edip haccetmek farzdır" (Âl-i İmrân, 3/97) ![]() "Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın" (el-Bakara, 2/196) "İnsanlarıhacca davet et ki, gerek yaya olarak ve gerekse uzak yollardan gelen çeşitli vasıtalarla sana varsınlar" (el-Hac, 22/27) Hadislerde şöyle buyurulur: "Şüphesiz Allah size haccı farz kıldı, haccı ifa ediniz" (Müslim, Hac, 412; Nesaî, Menâsik, 1; Ahmed b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hanefî, Şâfiî ve Mâlikîlere göre, haram para ile yapılan hac, gasbedilen arazide kılınan namazda olduğu gibi farz veya ikinci defa hac yapılıyorsa nafile olarak sahih olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Haccın Fevri veya Ömrî Oluşu: Ebû Hanife, Ebû Yûsuf, iki görüşten tercih edilende Mâlikîler ve Hanbelîlere göre, hac fevrîdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şâfîlere ve imam Muhammed'e göre, hac ömrî (terâh)dir; Yani, hac için gerekli şartları taşıyan yükümlü, bunu ilk yılda yapmak zorunda değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Haccın Şartları: Haccın Şartları erkekleri ve kadınları içine alan genel veya yalnız kadınlarla ilgili özel şartlar olmak üzere ikiye ayrılır ![]() ![]() ![]() Genel Şartlar ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sürenin dışındaki vakitler, farz hac için ihrama girmeyi ve haccın rükünlerini ifaya elverişli değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mâlikîlere göre, hac ayları tam üç aydır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() c ![]() ![]() ![]() ![]() Kadın için yol emniyeti; beraberinde neseb veya sihrî (evlilikle doğan hısımlık) hısımlardan fâsık olmayan akıllı, ergin veya murâhık (12 yaşla buluğ arası erkek çocuğu) mahrem birisinin veya kocasının bulunmasıyla gerçekleşir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Haccın Yalnız Kadınlarla İlgili Özel Şartları: Kadınlarla ilgili iki şart vardır ![]() 1 ![]() Hac yapacak kadının yanında kocası veya mahrem bir hısımının bulunması gereklidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mahrem hısım ifadesi, nesep, süt veya sıhrî hısımlık yüzünden kendisiyle evlenmek ebediyyen haram olan kimseleri içine alır ![]() ![]() ![]() Şâfiî ve Mâlikîlerle diğer fakihler arasındaki bu görüş ayrılığı, bir farzı ifa için yapılacak yolculuğa mahsustur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Ey Allah'ın elçisi, karım hac yolculuğuna çıktı ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Hac yapacak kadının boşanma veya vefattan dolayı iddetli olmaması gereklidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm'da haccın bazı engelleri vardır, bu engeller İslâm âlimleri tarafından şöyle tesbit edilmiştir ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() 7 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 8 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Haccın Sıhhatinin Şartları Yapılacak haccın geçerli olması için dört şartın bulunması gereklidir: 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() İhrama Girme Yerleri (Mikatlar) Mîkat, ihrama girme yeri ve zamanı demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İhrama girme yerleri, Mekke'de, Mekke (Harem) ile mikatlar arasında (hıl bölgesi) veya mikatların dışında kalan bölgelerde (âfâkî) oturanlara göre değişiklik gösterir (el-Kâsânî, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gelinen ülkelere göre mikatlar şöyledir: a ![]() ![]() ![]() ![]() b ![]() ![]() ![]() ![]() c ![]() ![]() ![]() ![]() d ![]() ![]() e ![]() ![]() İhrama girme yerlerini Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Mikatlardan içeride bulunan kimseler, ihramsız Mekke'ye girebilirler ![]() ![]() ![]() Dışarıdan hac veya umre için gelen kimse mikatı ihramsız geçerse ya bir kurban keser veya geri dönüp mikat yerinde ihrama girer ![]() ![]() İhram: Hac dışında yapılması mübah olan bazı şeyleri kendisine haram kılmak demektir ![]() ![]() ![]() ![]() İhrama girerken yapılması sünnet veya müstehap olan fiillerin başlıcaları şunlardır: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İhrama girecek kimsenin tırnaklarını kesmesi, tıraş olup, bıyıklarını kısaltması, koltuk altlarını ve edep yerini tıraş etmesi müstehaptır ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İhrama giren kadınlar, elbiselerini çıkarmazlar başlarını ve ayaklarını açık bulundurmazlar ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Lebbeyke Allahumme Lebbeyk, Lebbeyke Lâ şerîke Leke Lebbeyk ![]() ![]() ![]() Hanefilere göre bir kimse mikatta niyet ederek telbiye getirince ihrama girmiş olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#74 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-HAÇ (SALİB) Hristiyanlıkta Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Haç ile ilgili olarak işaret edilmesi gereken hususlardan biri de çarmıha germe işidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çarmıha gererek işkence etme geleneğini doğuya Romalıların getirdiği söylenmektedir ![]() ![]() Hristiyanlara göre çarmıha gerilmiş en ünlü kişi İsa'dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İsa'nın haça gerilişi üzerinde ısrarla ve özel bir şekilde duran ilk kişi Pavlus'tur (Brandon, a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm'a göre Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Barnaba İncili'nde de konu ile ilgili şu bilgiler verilmektedir: "Askerler Yahuda'yla birlikte İsa'nın bulunduğu yere yaklaştıklarında, İsa çok sayıda kişinin yaklaştıklarını işitip, korkuyla geri eve çekildi ![]() ![]() ![]() Kutsal melekler gelip, İsa'yı güneye bakan pencereden çıkardılar ![]() ![]() Yahuda herkesin önünden hızlı hızlı İsa'nın yukarı alındığı odaya daldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve o bunu derken askerler girdiler, ellerini Yahuda'nın üzerine koydular; çünkü o, her bakımdan İsa'ya benziyordu ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslami Sözlük-2- |
![]() |
![]() |
#75 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslami Sözlük-2-HACAMAT (HİCAMAT) İki omuz arasından, sırttan, başın arka tarafından yahut vücudun herhangi bir yerinden tedavi maksadıyla bardak, şişe veya boynuzla kan aldırma ![]() ![]() ![]() ![]() Hacamat, sebebi belli bir hastalığın tedavisi olmaktan ziyade kan fazlalığının vücutta meydana getirdiği rahatsızlıkları gidermek için kullanılan genel bir tedavi usûlüdür ![]() Eskiden yaygın olarak "hacamat bıçağı" veya "hacamat zembereği" denilen bir aletle tatbik edilen bu usûl, bugün yerini enjektörle kan almaya bırakmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hangi araç ve metodla olursa olsun önemli olan kan aldırmaktır ![]() ![]() Ameller niyetlere göre değer kazanır ![]() ![]() ![]() Peygamberimiz (s ![]() ![]() ![]() ![]() Mirac gecesinde yanından geçtiği bir melek grubunun Peygamberimize: "ümmetine hacamatı emret!" diye söylediğini Abdullah b ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nâfi (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nâfi der ki; İbn Ömer (r ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Hacer Buhârî şerhindeki Hacamat bölümünde özetle şu bilgiyi verir: Buhârı, Sahîhinde "Hangi saat hacamat olur" başlığı altında bir bâb açmış ve burada Ebû Mûsa'nın geceleyin hacamat olduğuna dair bir eseri ile Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Hacer bununla ilgili olarak şöyle der: Hacamat olmak için uygun vakitler hakkında birkaç hadis vârid olmuş ise de hiçbiri Buhârî'nin sözkonusu ettiği şarta uygun değildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hacamatın yani kan aldırmanın insan sağlığına birçok katkıda bulunduğu tıbbî bir gerçeğe dayanır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|