![]() |
![]() |
![]() |
#46 |
dehşet
|
![]() Hümanist Psikoloji Felsefî temellerini fenomenoloji ve varoluşçulukta bulan ve May, Maslow ve Rogers'ın çalışmaları etrafında gelişen hümanist psikoloji, genel bir deyişle, insana ve insanın gelişimine önem veren bir yaklaşımdır ![]() İçebakışçı geleneğe dayanan bu yaklaşım, insan bilincinin, benlik kavramının, özgür seçim yapma yeteneğinin önemi üzerinde ısrarla durmaktadır ![]() ![]() Dışsal ve geçmiş etkenlerden ziyade burada ve şimdi olanı vurgulamaktadır ![]() ![]() Hümanist psikoloji 1960'lı yıllarda endüstri ve örgüt psikolojisi alanında popüler olmuştur ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#47 |
dehşet
|
![]() Hümanizm Çağlara göre farklı anlamlar yüklenen hümanizm terimi, etimolojik kökeninde (humanitas) insan doğasına ilişkin özellikler bütününü ifade ederken, rönesansta insan sevgisi (fılantropi), ardından insanlığını Antikitede bulan okumuş / aydın insanın durumu ve XVII ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1874 tarihli Littrd sözlüğünde 'bir kişinin gelişmesini amaç edinen doktrin' olarak tanımlanmaktadır ![]() ![]() ![]() Bu süreçte hümanizm etik yanıyla sivrilmiş, daha somutçası insanı baskılardan kurtarma, özgürleştirme dinamiği, iyi insan yaratma iradesi olarak öne çıkmıştır ![]() ![]() Kavramın tarihsel serüveni ve farklı kullanımları gözden geçirildiğinde, hümanizm kavramının, insanî gelişme, mükemmelleşme; özerklik, tolerans ve laiklik; kozmopolitlik ve barışseverlik; insancıl (humaniter) eylemler ve insanlık; uygarlık ve bilgi; angajman ve sorumluluk gibi boyutlar içerdiği görülmektedir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#48 |
dehşet
|
![]() Kanaat Kanaat (opinion), belirli bir obje hakkındaki bir önermenin doğru olduğuna ilişkin inançları, bir diğer deyişle doğru olarak benimsenen inançları ifade etmektedir ![]() Kanaatler de doğru olabilir ![]() ![]() ![]() Kanaatler, kesin doğruluk iddiası taşımayan, dolayısıyla yanılma ihtimalini de içeren önermelerdir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#49 |
dehşet
|
![]() Kavramsal Düşünme İnsanların düşünmelerinin büyük bir kısmı belirli somut durum ya da olaylarla ilgilidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kavram, cisimlerin bazı ortak ve genel özelliğini ya da niteliğini temsil eden simgesel bir yapımdır (construction); değişik birkaç durumda ortak olan bir özelliği soyutlar, insan, kırmızı, üçgen, titizlik, atom, öfke, öğrenme birer kavram örneğidir ![]() ![]() ![]() Kavram oluşturma yeteneği insanların nesneleri sınıflamalarına olanak sağlar ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#50 |
dehşet
|
![]() Kendileme 1970'li yıllarda çevre psikolojisi vokabülerine giren kendileme (appropriation) terimi, çok anlamlı bir terimdir ![]() ![]() Kendileme, insanın çevreyle ilişkisinde temel bir eğilimidir, insanın bir mekân parçasına el koyması, hakim olmasıdır ![]() ![]() Kendileme süreci, önce belirli bir mekân parçasının sınırlandırılması, işaretlenmesi, ardından mekânla yakınlaşmanın gerçekleşmesi ve nihayet kişisel bir mekânın inşası aşamalarını kapsar (Moles, 1976); kendileme, bakışla, mekânı düzenleme ve döşemeyle, fiziksel ve psikolojik olarak sınırlandırma ve keşfetmekle, gözleme vasıtasıyla gerçekleşir |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#51 |
dehşet
|
![]() Kendini Açma Kendini açma, bireyin kendine ilişkin bilgi veya enformasyonları diğer kişilere açma veya açıklama olgusudur ![]() ![]() ![]() Bu bölgeler her bir bilgi kümesinin azlığı veya çokluğuna bağlı olarak dar veya geniş olabilmektedir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#52 |
dehşet
|
![]() Kendini Değerlendirme Kendini değerlendirme kavramı (self-evaluation) bir kişinin diğerini değerlendirmesi yerine kendi kendini değerlendirmesini ifade eder ![]() ![]() Bu eğilim, çeşitli mekanizmalarda somutlaşmaktadır; örneğin diğerleriyle uygun sosyal karşılaştırmalara girme; yakın kişilerin başarılarını kullanma veya paylaşma; grubun efektif normlarına diğerlerinden daha çok uyduğunu gösterme (P ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#53 |
dehşet
|
![]() Kendini Kategorilendirme Sosyal kimlik konusundaki araştırmalar bağlamında ortaya atılan kendi kendini kategorilendirme (self-categorisation) kavramı, Turner ve arkadaşlarının (1985, 1987) grupların oluşumunun psikolojik temeline koyduğu bir kavramdır ![]() ![]() ![]() Bu tür kategoriler, bireysel kimlik/benlik veya sosyal kimlik/ benlikten daha az veya çok soyut olabilir; örneğin kişisel düzey ya da kendini bireysel bir varlık gibi görme (kişisel kimlik), gruplar arası düzey ya da kendini bir grubun üyesi gibi görme (sosyal kimlik) ve gruplar üstü düzey ya da kendini bir insan gibi görme ![]() Bireyin kendini yerleştirdiği kategoriler (benlik ya da kimlik kategorileri) birbirinden ayırdedici belirli niteliklerden ziyade, bulundukları düzey bakımından farklılaşırlar, zira aynı bir özellik, örneğin 'yardımseverlik', bağlama göre bireysel, sosyal veya insanî kimliğin bir niteliği olabilir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#54 |
dehşet
|
![]() Kendini Sunma Bireyin diğerleri tarafından kendi benlik kavr***** uygun ve çoğu kez de olumlu bir şekilde algılanma eğilimini ifade eden kendini sunma ya da benlik sunumu (self-presentation) kavramı, bireyin diğerleri önündeki davranışlarım kontrol etme ve görünümünü ayarlama çabalarını kapsamaktadır ![]() ![]() Olumlu izlenim bırakmak esas olmakla birlikte, bu mümkün olamadığında, geçerli bir özür veya mazeret bulunarak, kayıplar en aza indirilmeye çalışılmaktadır ![]() ![]() Benliğin davranışsal yanma işaret eden benlik sunumu, benliğin bilişsel (benlik kavramı) ve duygusal boyutlarına (öz saygı) kıyasla daha az sayıda araştırmaya konu olmuştur ![]() ![]() Kendini sunmada izlenen amaca bağlı olarak, bazı yazarlar, 'stratejik kendini sunma' ve 'otantik kendini sunma' ayrımına gitmektedirler ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#55 |
dehşet
|
![]() Kendini Uyarlama Benlik imajının kontrolü olarak da bilinen bu olgu (self-monitoring), kişiler arası ilişkilerde, diğerlerine sunulan imajın manipülasyonunu ifade etmektedir ![]() ![]() Kendini uyarlama, bireylerin çeşitli sosyal ortamlarda kendilerini sunmalarının belirli bir tarzına işaret eder ![]() ![]() ![]() Snyder bu özelliğin, kişilere göre farklılaşan bir eğilim olduğunu savunmuş ve bunun farklı düzeylerinin bir ölçek vasıtasıyla ölçülerek ortaya konabileceğini savunmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#56 |
dehşet
|
![]() Keşif Yoluyla Öğrenme Bilişsel-bütüncü yaklaşıma göre öğrenme, bireyin yaşantılarına ve oluşturduğu algılara dayalı olarak konuya ilişkin bir anlayış geliştirmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() Öğrenmenin oluşabilmesi için, zihinsel yapıların kurulması, soyut genellemelere ulaşılabilmesi, genel kavramların oluşturulması zorunludur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bruner'in kuramı, bir öğrenme kuramından çok öğretim kuramıdır ![]() a ![]() b ![]() c ![]() d ![]() a ![]() Bruner'e göre, bütün çocuklarda öğrenme isteği vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İçsel güdülenme altında yatan ikinci etken başarma isteğidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öğrenme uzun bir süreç olarak düşünüldüğünde, öğrenmeye ilişkin seçeneklerin incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekir ![]() ![]() ![]() 1 ![]() Çocukları eyleme geçirmek için, onları öğrenme durumlarıyla ya da problemlerle karşılaştırmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Eylemlerini sürdürebilmeleri için çocuklar giriştikleri araştırma ve etkinliklerin tehlikesiz olduğunu bilmek isterler ![]() ![]() ![]() 3 ![]() Girişilen inceleme ve değerlendirmelerin bir yönü olmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() b ![]() Daha önce de belirtildiği gibi, öğrenmenin oluşabilmesi için öğrenilecek konuya ilişkin bir zihinsel yapının kurulması gerekmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Herhangi bir konu ya da bütünsel bir bilgi en uygun bir yapı içinde sunulduğu zaman, öğrenciler tarafından kolayca öğrenilebilir ![]() ![]() ![]() ![]() c ![]() Bruner'e göre zihinsel gelişme basitten karmaşığa doğru bir sıra izler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() d ![]() Bruner'in kuramında pekiştirme önemli bir yer tutar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yüzden, öğrenmeye ilişkin sonuçlar öğrenciye verilmelidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#57 |
dehşet
|
![]() Kimlik Kimlik (identity), insanın kendini tanımlama ve konumlamasının ifadesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kimlik terimi çok farklı alanlarda ve şekillerde kullanılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Ergenlik döneminde, toplumların geçiş dönemlerinde ve yabancı kültürlerden ani etkileniş dönemlerinde kimlik krizinden söz edilmektedir ![]() ![]() ![]() Öte yandan kimliğin bir birey ya da grup için söz konusu olmasına bağlı olarak bireysel veya kişisel kimlikten ya da sosyal veya kolektif kimlikten söz edilmektedir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#58 |
dehşet
|
![]() Kitle Psikolojisi Kitle psikolojisi (massenpsychologie) kavramı, Freud tarafından ortaya atılmıştır ![]() ![]() Freud bu eserinde konu hakkında bu iki yazarın öne sürdüğü görüşleri gözden geçirdikten ve pek çok hususta hemfikir olduğunu belirttikten sonra, kitlenin, bireyi değiştirme kapasitesi hususunda kendi analizini ortaya koyar ![]() ![]() Bu konuda kalkış noktası olarak Le Bön ve McDougall'ın öne sürdüğü 'telkin' kavramı yerine, libido kavramını önerir; libido, sevgi, aşk, cinsellikle ilgili dürtülerin enerjetik kaynağıdır ve kitle ruhunun Özünü, bu tür ilişkiler oluşturur ![]() ![]() Önderli ve öndersiz kitle ayrımı yapar; birincisi spontandır, doğal duruma yakındır; ikincisi yapaydır (dağılmasını önleyen engeller vardır), kültürün ürünüdür (ordu, kilise gibi) ![]() ![]() Bu ilişkiler, sevgi ilişkileridir; Freud, bunun böyle olduğunu gösteren bir kaç hususa işaret eder; ilk olarak şefin eşit bir sevgiyle tüm üyeleri sevdiği varsayılır, ikinci olarak kitlenin dağılması halinde bir panik yaşanır, üyeler kendilerini terkedilmiş, yalnızlığa itilmiş hissederler; üçüncü olarak kitle üyelerinin, kitle mensubu olmayanlara karşı düşmanlık, hatta Öfke ve kin duyarlar ![]() ![]() Bu iki eksenden dikey olanı, yatay olana kıyasla daha önemlidir, belirleyicidir ![]() ![]() ![]() ![]() Bir yandan pek çok kişinin, Ego ideali yerine aynı bir dış objeyi ikame etmesi, yani dikey eksenin tesisi; öte yandan bu bireylerin birbiriyle özdeşleşmesi, yani yatay eksenin tesisi ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#59 |
dehşet
|
![]() Kişisel Mekan Çevre psikolojisinde insan-mekân ilişkileri çerçevesinde ortaya atılan kişisel mekân (personal space) kavramı, her bireyin etrafında bulunan, sınırları savunulan, diğerine yabancı olan ve bireyin fiziksel ve bilişsel olarak hakim olduğu kişisel alanı ifade etmektedir ![]() Çevre psikologları kişisel mekânı, mesafeye benzer şekilde ve mahremiyet düzeyi yüksek bir alan olarak kavramlaştırmaktadır ![]() ![]() Çevre psikologlarına göre (Morval, 1981) kişisel mekân, sosyo-kültürel niteliklidir, bireyle birlikte yer değiştirir, esnektir, değişkendir; fiziksel yanları olmakla birlikte salt fiziksel referans noktalarına indirgenemez |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#60 |
dehşet
|
![]() Kişisel Mesafe Kişisel mesafe (personal distance) ve bunun çizdiği kişisel alan, bir bireyin kendisi ile diğerleri arasında tuttuğu koruyucu bir balon veya küreye benzetilebilecek bir tabakadır ![]() Hall'in tipolojisinde kişisel mesafe, yaklaşık olarak 45 cm ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|