![]() |
Türk Ve Osmanlı Kurumları...A Dan Z Ye. |
![]() |
![]() |
#31 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Ve Osmanlı Kurumları...A Dan Z Ye.V,Y,Z Vakıf Mükellef kimsenin; kendi mülkü olan belli ve dayanıklı malının menfaatini bir şarta bağlamadan Müslüman veya zımmî fakirlere bırakması ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müslümanlar, “Bir kimse ölünce, ameli kesilir, amel defteri kapanır ![]() ![]() ![]() ![]() Vakıflar, en büyük gelişmeyi Osmanlılar zamânında gösterdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine aynı târihlerde Karaman eyâletinde vakıf yoluyla 3 imâret, 75 câmi, 319 mescit, 45 medrese, 272 zâviye, 2 dârülhadîs, 31 dârülhuffâz, 4 muallimhâne, 2 dârüşşifâ, 14 kervansaray, Rûmeli eyâletindeyse; 10 imâret, 93 câmi, 218 mescit, 35 medrese, 275 zâviye, 13 muallimhâne ve 17 kervansaray tesis edildi ![]() Tesis edilen bu vakıflar gördükleri hizmetlere göre değişiklik arz ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Din ve ırk farkı gözetmeksizin bütün insanlığın hizmetine tahsis edilmiş olan, insanların bedenî ve rûhî hastalıklarını tedâvi etmek gâyesiyle kurulmuş vakıf hastaneler, dârüşşifâlar ve tımarhâneler de önemli vakıf müesseseleridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şehirlerarası nakliyenin sağlanması için pek çok yol, köprü ve kalenin inşâsı önemli ticâret yolları üzerindeki konak yerlerinde kervansaraylar kurulması vakıflar sâyesinde gerçekleşmiştir ![]() ![]() Osmanlı iskân siyâsetini kolaylaştıran önemli unsurlardan biri olan ve Osmanlı Devletinin başlangıcından îtibâren; ülkenin çeşitli yerlerinde kurulan tekkeler, ahî ocakları ve bunların masrafları vakıflar yoluyla karşılanmıştır ![]() ![]() Yüzyıllar boyunca İslâm ve Türk dünyâsında içtimâî nizâmın korunmasına fertler arasında yardımlaşma ve dayanışma yoluyla karşılıklı sevgi bağının kurulmasına, başka bir ifâdeyle insanlığın dünyevî ve uhrevî saâdetine hizmet eden birer sosyal kuruluş olarak önemli bir yer tutan vakıflar, Osmanlı devlet nizâmının kurulmasında ve devâm etmesinde temel faktörlerden biri olmuştur ![]() Osmanlılar zamânında kurulan vakıf müesseseleri iki kısımda incelenmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlılardaki toprak vakıfları da üç kısma ayrılmıştır: Birincisi; sâhiplerinin mülkü olan öşürlü ve harâclı toprakların vakfedilmesiyle meydana gelen toprak vakıflarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() İkincisi; mâlikâne-dîvânî sistemine bağlı toprakların vakfedilmesi hâlinde, vakfedilen şey, topraktan ve toprak üzerinde yaşayan köylülerden alınan her türlü vergiler olmayıp, sâdece toprağın kuru bir mülkiyet hakkıdır ![]() ![]() ![]() Üçüncü kısmı ise; bilcümle hukûk-ı şer’iye ve rüsûm-ı örfiyesiyle ve serbestiyât üzere vakfedilen topraklardır ![]() Burada söz konusu edilen vakıflardan birinci ve ikincisi vakf-ı sahîh, üçüncüsü ise vakf-ı irsâdîdir ![]() Osmanlılarda, önceleri pâdişâh ve Harameyn vakıfları için teşkilâtlı nezâretler kurulmuş, 1839’da kurulan ve taşrada teşkilâtlandırılan Evkâf-ı Hümâyûn Nezâreti, imparatorluktaki bütün vakıfları merkezî bir idâreye kavuşturmuştur ![]() Vezir Osmanlı Devletinde askerî ve idârî sâhalarda geniş selâhiyetlere sâhip en üst derecedeki memurlara verilen ünvân ![]() ![]() ![]() Vezir ünvânı ilk defâ Abbâsî Devletinde, daha sonraları da çeşitli İslâm devletlerinde kullanılmaya başlandı ![]() ![]() Osmanlılarda vezirlik müessesesi ilk defâ, Orhan Gâzi zamânında (1324-1362) kurulan dîvân teşkîlâtının başına vezir ünvânıyla bir zâtın getirilmesiyle teşekkül etti ![]() ![]() ![]() ![]() Orhan Gâzi zamânında tek vezir olup, dîvân; vezir, kâdı ve hükümdâr olmak üzere üç kişiden teşekkül ediyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Vezirlik rütbesine yükselebilmek için mükemmel hizmet etme, iktidâr ve ehliyet sâhibi olma özellikleri aranırdı ![]() ![]() ![]() Kânûnî Sultan Süleymân zamânının sonuna kadar merkezdeki vezir adedi dörtten yukarı çıkmamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() Vezirliğe tâyin edilenler evvelâ pâdişâh huzûrunda ve sonra da sadrâzam tarafından kabullerinde hil’at giyerlerdi ![]() ![]() ![]() Kubbe vezirleri dîvân toplantıları sırasında vezîriâzamın sağında otururlardı ![]() ![]() Kubbe vezirleri zaman zaman serasker veya serdâr ünvâniyle sefere memur edilirlerdi ![]() ![]() ![]() Serdâr vezir hareketinden îtibâren dîvân kurar, dâvâ dinlerdi ![]() ![]() ![]() Yine vezirler bir vazîfeyle taşraya çıktıklarında, eyâletine gidinceye kadar yol üzerinde dâvâlara bakmak ve karar almak selâhiyetine sâhiptiler ![]() ![]() ![]() Vezirler gelir bakımından büyük imkânlara sâhip olup, bunların başlıca gelir kaynaklarını kendilerine tahsis edilen haslar teşkil ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yaşı îtibâriyle hizmet yapamayacak bir dereceye gelen veyâhut uzun tecrübelerle idârî ve askerî aczi anlaşılan bir vezir, tekâüd edilerek kendisine geçinebilecek kadar tekâüd hasları veya bir mahallin mukâtaasından veya başka bir yerden muayyen bir para verilirdi ![]() Vezirler hakkında şikâyet olur ve hakkındaki şüpheler sâbit olursa, kendisinden vezirlik alâmetleri ve rütbeleri alınarak belli bir mahalde ikâmete mecbûr tutulurlardı ![]() ![]() Kalabalık maiyetlere sâhip olan vezirlerin emirleri altında en az üç yüz kişi bulunurdu ![]() ![]() Her vezîrin dokuz kat mehterhânesi vardı ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türk Ve Osmanlı Kurumları...A Dan Z Ye. |
![]() |
![]() |
#32 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Ve Osmanlı Kurumları...A Dan Z Ye.Voynuk Teşkilatı Osmanlı Devletinde, seferdeyken ordunun ve devlet adamlarının atlarına; sulh zamânında ise has ahır ve çayır hizmetlerine bakmakla vazifeli bir sınıf ![]() ![]() Voynuk teşkilâtı Sultan Birinci Murâd Han (1359-1389) zamânında Rumeli beylerbeyi olan Timurtaş Paşa tarafından ilk defâ Bosna’da kuruldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Voynukların kaynağı Rumeli olup, bilhassa Bulgaristan idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Voynuk Teşkilâtı 1691’de kaldırıldıysa da, 1693’te tekrar kuruldu ![]() ![]() Yıldız Mahkemesi Otuz ikinci Osmanlı Pâdişâhı Abdülazîz Hanın tahttan indirilerek şehit edilmesine sebep olanları yargılamak için kurulan mahkeme ![]() ![]() Sultan Abdülazîz Han; Sadrâzam Mütercim Rüşdî Paşa, Serasker Hüseyin Avni Paşa, Şeyhülislâm HayrullahEfendi ve Midhat Paşanın gizli çalışmaları neticesinde 30 Mayıs 1876’da tahttan indirildi ![]() ![]() ![]() Sultan Beşinci Murâd Hanın kısa saltanatından sonra pâdişâh olan Sultan İkinci Abdülhamîd Han, amcası Abdülazîz Hanın şehit edilmesiyle ilgili olarak el altından soruşturmaya başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultan İkinci Abdülhamîd Han bu raporu Şeyhülislâm UryânizâdeAhmed Esad Efendi, Dâhiliye Nâzırı Mahmûd Nedim Paşa, Tunuslu HayreddînPaşa ve Şûray-ı Devlet Tanzimat Dâiresi başkanı Mahmûd Celâleddîn Beyden meydana gelen bir komisyona ve Sadrâzam, Şeyhülislâm, Dâhiliye Nâzırı ve Hâriciye nâzırından meydana gelen ikinci bir üst heyete inceletti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mahkemeye Adliye Nâzırlığından alınan dâvetiye ile girildiği için yabancı muhâbirlerin ve kordiplomatiğin hepsine ve sanıkların âilelerine dâvetiyeler verildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 27 Haziran 1881 Pazartesi günü saat 10 ![]() ![]() ![]() ![]() Reis Sürûrî Efendi şâhitlere sanıkların itirazlarını dinlettikten sonra, sanık avukatlarının savunmaları ve sanıkların savunmaları dinlendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Karara göre; Abdülazîz Han tahttan indirildikten sonra kaldığı Fer’iyye Sarayının bahçıvan ve bekçileri Pehlivan Mustafa, Cezayirli Pehlivan Mustafa ve Boyabatlı Pehlivan Hacı Mehmed ile Mâbeynci Fahri Bey, Ali Bey, Necib Bey, Dâmâd Mahmûd Celâleddîn Paşa ve Dâmâd Nûri Paşa îdâma, Seyyid Bey ve İzzet Bey onar sene hapse mahkûm edildiler ![]() ![]() ![]() ![]() Abdülazîz Hanın öldürülmesinde eli bulunanlardan Hüseyin Avni ve Kayserili Ahmed Paşalar mahkemeden önce öldükleri için haklarında işlem yapılmadı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zaptiye Yurt içinde genel düzen ve güveni korumakla görevli askerî teşkilâta eskiden verilen ad ![]() Osmanlı Devletinde 19 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|