|
|||||||
![]() |
|
|
Konu Araçları |
| harfiile, harfiosmanlıca, ilgili, kelimeler, osmanlıca, sözlük |
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#16 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KESİR-ÜL EVLÂD Çocukları çok olan Evlâdı kesir olan![]() KESİR-ÜL MÂL Malı mülkü çok olan Serveti fazla olan Zengin![]() KESİR-ÜL VUKU' Sık sık olan, çok vuku bulan ![]() KESİR (C: Kesrâ) Parçalanmış, dağıtılmış Kırılmış![]() KESİS Hurma şarabı * Darı bozası * Arapların taş üstünde kurutup ve dövüp azık edip yedikleri et![]() KESİS Titremek Deprenmek * Eğrilik![]() KESİSA Avcıların tuzağı ![]() KESKESE Söylerken sin'i kef'e tebdil edip sin yerine kef okumak * Çabuk kesmek![]() KESLAN Uyuşuk, tembel, gevşek Yorgun![]() KESM Doldurmak * Ağzına alıp kırmak![]() KESM (C: Ekâsim) Bir şeyi eliyle parmaklamak * Çok miktar atlar![]() KESR Kırmak Parçalamak Parçalara ayırmak * Mat: Bir bütünün parçalarından her biri![]() KESR-İ ÂDİ Ondalık olmayan kesir Bayağı kesir Meselâ: 3/8, 7/20 gibi![]() KESR-İ ÂŞÂRİ Ondalık kesir Mahreci (paydası) 10 veya 10'un her hangi bir kuvvetinden ibaret olan kesir Meselâ: 0,15 - 0,007 gibi![]() KESR-İ HÂTIR Hatır kırma ![]() KESRA (C: Ekâsire) Acem meliklerinin lâkabı ![]() KESRE Kur'an-ı Kerim yazısında harfin altına konarak, o harfi "İ" veya "I" diye okutan ve bir adı da "esre" olan işâret ![]() KESRE-İ HAFİFE "İ" diye okunan kesre ![]() KESRE-İ SAKİLE "I" diye okunan kesre ![]() KESRET Çokluk, sıklık * Bir şeyin ekserisi ve muazzamı Bolluk (Bunun zıddı kıllettir)(Hayat, kesrette bir çeşit tecelli-i vahdettir Onun için ittihada sevkeder Hayat, bir şeyi her şeye mâlik eder M )(![]() ![]() Hem bütün âlemlerin Rabbi kesret tabakatında vahdaniyeti ilân etmek istemesine mukabil; en azamî bir derecede bütün merâtib-i tevhidi ilân eden, yine bizzarure O Zâttır S ) (Bak: Tefekkür)KESRET-İ ETBA' Tâbi olanların çokluğu Tarafdarların kesretli oluşu![]() KESRET-İ NUKUD Para çokluğu ![]() KESS Sakal kıllarının sık ve kıvırcık olması ![]() KESS Alt dişleri çenesiyle çıkmak ![]() KESSARE Çoğaltan Artıran![]() KESTEL itl Küçük kale Hisarcık![]() KESUB Çok kazanan ve kesbeden ![]() KEŞ f (Keşiden) Çekmek fiilinin emir kökü Birleşik kelimeler de yapılır Meselâ: Cefâ-keş $ : Cefâ çeken Esrar-keş $ : Esrar çeken, esrar içen serseri![]() KEŞ Yoğurt peyniri, yağsız âdi peynir ![]() KEŞ Akılsız, kolay aldanır Ahmak![]() KEŞ' Kalb sıkıntısına uğrayıp huzursuz olmak ![]() KEŞAH Bir hastalık (İnsanın böğrüne vâki olur da dağlarlar )KEŞAKEŞ f Münâkaşa, çekişme * Keder, hüzün, tasa, gam * Sıkıntı, felâket, ıztırab * Tereddüt, kararsızlık * Pehlivanların birbirleriyle mücâdeleleri * İki kişinin, bir şeyi birer uçlarından tutup, her birinin kendine doğru çekmesi![]() KEŞAN (Keş C ) f Çekenler, çekiciler * Çeken, çekerek Çeke çeke![]() KEŞAN Zincirden yular ![]() KEŞAN BER KEŞAN Çeke çeke, zorla sürükleye sürükleye götürerek ![]() KEŞAN KEŞAN f Sürükleye sürükleye, zorla çekerek götürerek![]() KEŞAVERZ f Ekinci, çiftçi Ekinlik![]() KEŞE' Kebap yapmak * Yemek * Çok dolu olmak![]() KEŞEF f Kaplumbağa![]() KEŞEF Alın saçının ve kâkülün dâire şeklinde yukarı doğru devrik olması ![]() KEŞENDE f "Çeken, çekici" mânalarına gelir ve birleşik kelimeler yapmakta kullanılır Meselâ: (Mihnet-keşende: Mihnet çeken ) * Dayanan, tahammül eden, mütehammil![]() KEŞF Açmak * Olacak bir şeyi evvelden anlamak Gizli kalmış bir şeyin Cenab-ı Hak tarafından birisine ilham olunması ile o gizli şeyin meydana çıkarılması![]() KEŞF-ÜL KUBUR Kabirdeki ölünün hâlinden anlamak Ölünün azab çekip çekmediği ve sair bazı hususların bâzı veli kimselerce bilinmesi![]() KEŞF-İ RÂZ f Gizli bir şeyi meydana çıkarmak, açıklamak * Sır toplamak, casusluk etmek![]() KEŞFÎ Keşifle alâkalı ![]() KEŞFİYAT (Keşf C ) Keşifler Bulup meydana çıkarılan şeyler * Cenâb-ı Hakkın ihsan ve ilhamı ile evliyâullahın, hususan evliya-ı izâm hazeratının ve hasseten Kur'ân-ı Hakimin irşadı ile ve feyzi ile Rüesâ-i Evliyâ ve Server-i Kâinat olan Peygamberimiz Resul-i Ekrem (A S M ) Efendimizin dersi ile ferd-i ferid-i a'zam makamının zirve-i âlisine yükselen büyük hâdinin vâkıf oldukları mâziye, hâle, istikbale müteallik, kevni, mânevi sırlar, keşifler (Z Gündüzalp)(S - "Keşfiyat-ı fenniye ve fünun-u hâzıra eski insanlara meçhul ve gayr-i me'luf olduğundan, onları onlara ders vermek hatadır " diyorsun Bilhassa âhirete ait ahval gibi müstakbeldeki nazariyat da böyle değil midir? Onlar da bize meçhul ve gayr-i me'lufdurlar Onlardan bahsetmek ne için hata olmuyor?C - Müstakbeldeki nazariyat, bilhassa âhirete ait ahvale hiç bir cihetle hiss-i zâhiri taalluk etmemiştir ki, o hissin hilâfını söylemek şaşırtma olsun Binaenaleyh, o gibi şeyler, dâire-i imkândadırlar Öyle ise, onlara itikad ve onlar ile itmi'nan peyda etmek mümkündür Öyle ise, o gibi şeylerin hakk-ı sarihi, onları tasrih etmektir Lâkin keşfiyat-ı fenniye; eski insanlara göre, imkân ve ihtimal dairesinden çıkıp, muhal ve imtina derecesine girmişlerdir Çünkü gözleriyle gördükleri şeyler, onlarca bedahet derecesine girmekle, onun hilâfı onlarca muhaldir Öyle ise, onların hissiyatına hürmeten, o gibi mes'elelerde belâgatın iktizası, ibham ve ıtlaktır ki, onlara bir şaşırtma olmasın Fakat Kur'ân-ı Kerim, irşadını noksan bırakmamıştır Bu zamanın fencilerini de istifadeden mahrum etmemek üzere, çok karine ve emareleri vaz'iyle, hakikatlara işaretler yapmıştır Ey insafsız! Seni insafa davet ediyorum Bir kere $ olan meşhur düsturu nazara almakla, zamanlariyle muhitlerinin müsaadesizliğini düşünerek, telâhuk eden binlerce efkârın neticelerinden doğan şu keşfiyat-ı fenniyeyi o zamanlardaki insanların kafa mideleri alıp hazmedemediklerine dikkat edersen anlayacaksın ki; Kur'an-ı Kerim'in o gibi meselelerde ihtiyar ettiği ibham ve ıtlak yolu, ayn-ı belâgat olduğu gibi, yüksek i'cazını da isbata âşikâr bir delil olduğunu gözün kör değilse göreceksin İ İ )KEŞFİYAT-I FENNİYE Fen ve ilmin keşifleri (Telefon, radyo, uçak gibi )KEŞHAN (KİŞHÂN) Deyyus ![]() KEŞİDE f Çekilen, çekilmiş Çekmek * Tartılmış Dizilmiş Tertibedilmiş Yazılmış![]() KEŞİDE-KAMET f Uzun boylu![]() KEŞİH (C: Küşuh) Perâkende olmak, parça parça dağılmak * Böğür * Cânip, taraf![]() KEŞİŞ Ayı avazı * Deve avazı![]() KEŞİŞ f Papaz Manastır rahibi (Arabçası: Kıssis)KEŞİŞÂN (Keşiş C ) Papazlar, manastır rahibleri![]() KEŞİŞÂNE f Keşişe yakışır yolda Papaza uygun şekil ve surette![]() KEŞİŞHÂNE f Kilise, manastır![]() KEŞK Kavi, kuvvetli, sağlam * Kabuğu çıkmış arpa * Arpa suyu * Yoğurt keşi![]() KEŞKEK Haşlandıktan sonra kurutulmuş buğday ![]() KEŞKEŞE Şin harfini kef gibi okumak * Yılan ötüşü![]() KEŞMEKEŞ f Kararsızlık Karışıklık Tereddüd Kavga Çekişme![]() KEŞNİ f Koruluk, orman![]() KEŞR Gülünce dişlerin görünmesi ![]() KEŞŞAF Keşfeden Gizli şeyleri bulup meydana çıkaran * Meşhur bir tefsir ismi * İzci![]() KEŞT Seyir ve temâşâ etmek Gezmek * Hanzale![]() KEŞT Soymak * Keşfetmek * Fazlalığı kesmek Koparmak * Açmak Deriyi yüzmek * Yüzden perdeyi kaldırmak![]() KEŞTÎ f Gemi, sefine![]() KEŞTÎ-İ GAM Gam gemisi * Mc: Bu dünya![]() KEŞTÎBAN f Gemici, kaptan![]() KEŞTÎGÂH f Liman Gemilerin barındığı yer![]() KEŞTÎGER f Gemi yapan veya tamir eden kimse![]() KEŞTÎNİŞİN f Gemide oturan Gemide bulunan kimse![]() KEŞTİTE Yuvarlak karpuz ![]() KETAİB (Ketibe C ) Askerler, neferler, erler Alaylar, birlikler![]() KETB Yazma * Toplama, cem'etme * Dikme![]() KETD (KİTD) Bir yıldız adı * Omuzlar ile sırt arası![]() KETEBE Kâtibler Yazıcılar * Bir hattatın yazdığı eserinde imza yerinde "Ketebehu; Onu yazdı" mânasında kulllanılır![]() KETER (C: Ektâr) Kadr, mertebe, derece ![]() KETF Omuz Omuz kemiği * Parça parça kesmek ve bağlamak![]() KETH Kesbetmek Çalışmak, kazanmak Amel ve sa'yetmek![]() KETİB Dikici, diken ![]() KETİBE Asker bölüğü Ordudan ayrılmış toplu alay Düşmana çapul eden birkaçyüz kişilik süvari kolu![]() KETİBEPERVER f Askeri koruyan ve seven Asker yetiştiren![]() KETİF (Kitf-Ketef) (C : Ektâf) Omuz * Kürek kemiği, omuz küreği![]() KETİFE Hased * Kapıya çakılan yassı büyük demir kilit![]() KETİT Deve avazı * Sığır avazı![]() KETİTE Sinir ![]() KETİZ Yemeği çok yeyip karnını iyice dolduran kişi ![]() KETKAT Kelâmı çok olan, sözü çok olan, fazla konuşan ![]() KETKETE Kahkaha derecesinden azca gülmek * Toy kuşunun sesi![]() KETM Saklamak Gizlemek Sır tutmak Söylememek![]() KETM-İ ESRÂR Sırları saklama ![]() KETM-İ NÜFUS Kendini göstermeme Saklama![]() KETN Kir, pas ![]() KETT Zayıf vücutlu kimse * Mal kazanıp yığan![]() KETTAN Keten ![]() KETUM Sır saklayan Herkese her şeyi konuşmayıp sırrını belli etmiyen * Her şeyi gizleyen![]() KETUMANE f Ketum olup ağzı sıkı olan, herşeyi söylemiyen kimseye yakışır surette![]() KETUMİYYET Ketumluk Ağız sıkılığı Sır vermemeklik![]() KEU' Korkak olmak ![]() KEÛD Meşakkatli sarp yokuş ![]() KEV' Vurmak * Korkmak![]() KEVA' Bileğin çıkması * Bilek kemiği![]() KEV'A Eli bileğinden eğri olan kadın (Müz: Ekvâ)KEVAHİL (Kâhil C ) Sırtlar, arkalar * Gayretsizler, uyuşuklar, tembeller![]() KEVAHİN (Kâhin C ) Kâhinler Falcılar Gaibten haber verenler * Alimler![]() KEVAİB (Kâib C ) Yeni yetişmiş turunç memeli kızlar![]() KEVAKİB (Kevkeb C ) Yıldızlar![]() KEVAKİB-ŞİNÂS f Müneccim![]() KEVALİK Kısa boylu ![]() KEVAR(E) f Meyve veya üzüm küfesi * Bal arısı gömeci, petek * Geceleri havada peyda olan bulut Sis![]() KEVD Yakın olmak ![]() KEVDEN (C : Kevâdân) Semerli at * Akılsız, ahmak, düşüncesiz![]() KEVH Gâlip olmak ![]() KEVKEB Yıldız * Parıldamak![]() KEVKEB-İ DERRÎ Parlak yıldız ![]() KEVKEBE f Fevkalâde tantana İhtişam, debdebe, şöhret![]() KEVKEBE Necim, yıldız * İnsan cemaatı Süvari alayı![]() KEVKEBÎ Yıldıza ait, yıldızla ilgili ![]() KEVLAN Kandıra adı verilen ot ![]() KEVLEM Fülfül denilen karabiber cinsi ![]() KEVMA Büyük ökçeli dişi deve ![]() KEVMAH Dübürü büyük kimse ![]() KEVME Küme ![]() KEVN Hudus Varlık, var olmak Vücud, âlem, kâinat Mevcudiyet![]() KEVNEYN İki âlem Dünya ve Ahiret![]() KEVNÎ Oluşa ait ve müteallik Kâinat ilmine dair Varlıkla alâkalı![]() KEVNİYYAT Kâinat ilmi, kozmoloji * Mevcudat, varlıklar Vücuda gelmeler![]() KEVN Ü FESÂD Var olup sonra bozulmak ![]() KEVN Ü MEKÂN Kâinat, âlem, dünya ![]() KEVR Devretmek, dönmek * Sarık sarmak Tülbend sarmak * Bir yerde toplanmış olan develer * Çokluk, bolluk, ziyadelik * Mukül dedikleri darı cinsi![]() KEVS (C : Ekvâs) Pabuç![]() KEVSEC Köse kişi * Testere gibi hortumu olan bir balık cinsi![]() KEVSEL Geminin kıç tarafı ![]() KEVSER Kıyamete kadar gelecek Âl, Ashâb, Etbâ' ve onların iyilikleri, hayırları * Bereket * Kesretten mübâlağa Çokluğun gayesine varan şey Gayet çok şey * Pek çok hayır Hikmet, ilim Kur'an, İslâm, tevhid İlm-i Ledün Ma'rifetullah * Cennet ırmaklarının kaynakları * Cennet'te bir havuz veya nehir![]() KEVSER SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 108 Suresi
|
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#17 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KEVTER Fülfül dedikleri karabiber cinsi ![]() KEY Eski Acem pâdişahlarının nâmıdır ![]() KEY f Ne vakit, ne zaman? (Soru için kullanılır )KEY Arapçada muzari fiilini nasbeden (son harfini üstün okutan) ve "İçin, tâ ki, hangi, nasıl?" yerinde kullanılan harf (Bak: Huruf-i nâsibe)KEY' Yaramaz gönüllü olmak ![]() KEYAN (Key C ) f şahlar, hükümdarlar, keyler, hakanlar![]() KEYANÎ f Şaha ait Hükümdarla alâkalı![]() KEYD Tuzak Kötülük, hile * Men'etmek * Kusmak * Çakmağın tezce ateşi çıkmayıp geçmek * Cenk etmek, dövüşmek * Karganın ötmesi![]() KEYF Afiyet, sağlık, sıhhat * Memnunluk, hoşlanma * Neş'e, sevinç, sürur * Mizaç, tabiat * İstek, taleb, arzu, heves * Gönül açıklığı![]() KEYFE Arabçada sual cümlesinin başına gelir "Nasıl? Nice?" mânalarınadır![]() KEYFE HÂLÜK Hâlin nasıl? Nasılsın? KEYFEMÂ Her nasıl? KEYFEMÂ YEŞÂ' Nasıl isterse, istediği gibi ![]() KEYFE METTEFAK Hangisi olursa Nasıl rast gelirse![]() KEYFER f Karşılık, mukabil * Mükâfat veya ceza![]() KEYFÎ (KEYFİYYE) Keyfe, arzuya bağlı İsteğe âid ve müteallik![]() KEYFİYYET Bir şeyin esâsı ve iç yüzü Nasıl olduğu ciheti * Kalite Madde (Kemmiyetin zıddıdır )KEYHAN f Dünya, arz![]() KEYL Ölçme * Kile Hububat ölçüsü Ölçek![]() KEYLEKAN Bir pırasa cinsi ![]() KEYLÎ Kile ile ölçülen şeyler ![]() KEYLUS Hazmı kolay olan gıda ![]() KEYMUS yun Yiyecek ve içecek maddelerin midede hazmolunup erimesinden hâsıl olan bir sıvıdır ve kana karışır![]() KEYNUNET Varlık, var olma ![]() KEYS Zekâ, kavrayış, anlayış, idrâk ![]() KEYS Yaramaz huylu kişi ![]() KEYSAN Ayakla bir kimsenin dübürüne vurmak * Özür, mâzeret![]() KEYSANİYYE Revâfiz tâifesinden bir sınıf ![]() KEYSUM Çok miktar olan kuru ot ![]() KEYUL Muharebe gününde dizilen safların son safı ![]() KEYT (Keyte) şöyle, şöylece, kezâ ![]() KEYVAN f Satürn (Zuhal) gezegeni![]() KEYY (KEYYE) Adama veya davara yapılan nişan * Yarayı dağlama![]() KEYYAL Kile ile ölçen kimse Kileci![]() KEYYEFE (Tekyif den mâzi fiili) İnceleyip iç yüzünü bildi, idrak etti manasınadır![]() KEYYİS (Keyyise) Akıllı, anlayışlı, kiyasetli, idrakli, zeki * Zarif![]() KEZA Böyle, böylece Bu dahi öyle![]() KEZALİK Bunun gibi Böylece Bu da böyle![]() KEZAME (C : Kezâyim) İki kuyu arasındaki yarıklar ve delikler (Su birinden birene akar) * Terazi iplerinin kendinde toplandığı halka![]() KEZAN Küfeki taşı ![]() KEZAZ (Kezazet) Hadden tecavüz etmek, haddini aşmak * Tıb: Nefes alamıyacak derecede mide dolgunluğu![]() KEZAZE Kuruluk, münkabız olmak, kabızlık ![]() KEZB Tırnakta görünen beyazca yer ![]() KEZBERE Kanbel otu * Baldırıkara otu![]() KEZEB (Kezub C ) Yalancılar![]() KEZÎM Öfke ve kızgınlığını yenen ![]() KEZKAZ Tez tez yürümek, hızlı hızlı gitmek ![]() KEZKEZ Kenger otu zamkı ![]() KEZKEZA Kırbanın dolu olması ![]() KEZKEZE Çok fazla kırmızılık ![]() KEZM Kızgınlığı yenme Öfke ve hiddeti meydana çıkarmama * Men'etmek, engel olmak * Hapsetmek * Nefesin çıktığı yer![]() KEZM Bir şeyi ağzına alıp ön dişiyle kırmak * Burnun kısa ve yüksek olması * Parmakları kısacık olmak * Atın dudaklarının kaba ve kısa olması![]() KEZMA Parmakları kısacık olan kadın ![]() KEZMAZİC (KEZMÂZİL) İlgın ağacının koruğu ![]() KEZUB Çok yalancı, aldatıcı Daima yalan söyleyen![]() KEZUM Sükut etmek Susmak![]() KEZV Çok olmak ![]() KEZV Çokluk, kesret, fazlalık ![]() KEZZ Boğazına çıkana kadar yemek * Çok yemekten dolayı ağırlaşmak![]() KEZZ Dar * Münkabız, katı![]() KEZZAB Yalancı Çok yalan söyleyen![]() KEZZAB-I BÎ-HİCAB Utanmaz ve hayâ etmez yalancı ![]() KEZZE Katı sesli * Kısa![]() KIBAB (Kubbe C ) Kubbeler Tepesi yarım küre şeklinde olan binâ damları![]() KIBAH (Kabih C ) Çirkinler, kabihler![]() KIBAL (Bir yazıyı) karşılaştırma, mukabele etme * Pabucun ayak üstüne gelen yeri![]() KIBAL(E) Ebelik bilgisi ve işi ![]() KIBB Kişinin arkasında yumrulanan kemik ![]() KIBBE (C : Kıbbât) Kırkbayır adı verilen karın![]() KIBEL Yan, taraf, yön, cihet, cânib ![]() KIBLE Kâbe-i Muazzamanın bulunduğu Mekke-i Mükerreme ciheti Kıble tarafı, güney * Cenubdan esen rüzgâr![]() KIBLEGÂH f Kıble tarafı Kıblenin bulunduğu yer![]() KIBLENÜMA (Kıblenâme) f Kıblenin tâyinine yarayan pusula Cihet ve yön gösteren âlet![]() KIBS Çok adet, çok miktar ![]() KIBT Mısır'ın eski yerli halkı ![]() KIBTÎ (C : Kabâti) Kıbt soyundan olan Çingene * Çingene ile alâkalı![]() KIBTİYAN (Kıbti C ) Kıbtiler, çingeneler![]() KIDAD Perâkende olup dağılmak ![]() KIDAH Temrensiz ok ![]() KIDD Kayış ![]() KIDDE Tarikat * Bölük![]() KI'DE Halı * Bir oturma tarzı![]() KIDEM Öncelik ve eskilik * Evveli bulunmamak Ezeli olmak * Başkasından daha önce olmak Zamanca daha evvelki olmak Rütbece daha yüksek olmak * Cenab-ı Hakkın "Kıdem" sıfatı, yâni; ebedî ve ezelî oluşu![]() KIDEMEN Kıdemce, kıdem yoluyla ![]() KIDN Havan * Kadının mahfe içinde kendisi için koyup sakladığı giyim eşyası![]() KIDR (C : Kudur) Çömlek, tencere ve kazan gibi, yemek pişirmeye mahsus kaplar![]() KIDVE İlimde ileri olup kendisine uyulan Kendine itimad edilip ardınca gidilecek olan![]() KIFAR Çöller Susuz, otsuz yerler![]() KIFVE Kuyruk * Fuhuş sözle iftira etmek![]() KIHF (C : Akhâf) Kafatası Beynin, içinde bulunduğu kafa kemiği![]() KIL' (C : Kılâ) Gemi kanadı * Eyerde oturmayan kimse![]() KILA' (Kal'a C ) Surlar, kaleler, hisarlar![]() KILÂ-İ RASİNE Sağlam kaleler Muhkem surlar![]() KILAA Yelken ![]() KILADE Gerdanlık Boyna takılan kıymetli şey * Akarsu![]() KILAFET Gemi ziftleme san'atı Kalafatlık![]() KILAVUZ Yol gösteren, rehber * Vapurlara yol gösteren * Bazı hayvan katarlarının önüne düşüp, onları sevkeden hayvan * Eskiden evlenme işlerine vasıtalık eden kadınlar * Düşman hakkında mâlumât edinmek için ordu hizmetinde kullanılan kişiler * Okçuluk müsabakalarında ilk atılan ok![]() KILDE Yağ tortusu ![]() KILEVB Kurt, zi'b ![]() KILHIM Yaşlı hayvan ![]() KILIBIK Karısının sözünden çıkmayan erkek Karısının baskısı altında olan adam![]() KILKAL Hareket ettirmek ![]() KILKIL Siyah tohumlu bir ot ![]() KILLE(T) Titremeğe benzer bir hâlet ki hiddet vaktinde ârız olur * Azlık Nâdirlik Kıtlık![]() KILLET-İ NUKUD Para darlığı Para sıkıntısı![]() KILLÎB Eski kuyu * Kurt![]() KILS (C : Kulus) İftira etmek * Atmak * Liften yapılmış kalın ip * Kusmak * Kap dolup dökülmek![]() KIL Ü KAL (I ve A, uzun okunur) Dedikodu ![]() KILV Yeyni eşek * Çelik oyunu oynamak![]() KILYAN Beyaz nohut ![]() KIMAH Sudan başını kaldırmak ![]() KIMAR Kumâr ![]() KIMAT Örtü, sargı Sarılacak bez Beşik bağırdağı * Keserken koyunun ayağını bağlamada kullanılan ip![]() KIMATR Eşya veya kitab saklanan yer Kitaplık![]() KIMCAR Bıçak kını ![]() KIMIZ Ekşimiş kısrak sütü ![]() KIMKIM İyi cins olmıyan kuru hurma ![]() KIMME (C : Kumem) Boy, kamet * Beden * Başın tepesi * Dağ tepesi * Her şeyin yükseği * İnsan cemaati, topluluk![]() KIMT Kamıştan yapılan evlerin kamışlarını bağladıkları ip ![]() KINA' Başörtüsü, eşarp Örtü, yaşmak, peçe, nikâb * İçinde hediye gönderilen tabak![]() KINA Burnun ortası yumru olmak * Hurma salkımı![]() KINA Râzı olmak, kabul etmek ![]() KINAF Büyük burunlu kişi ![]() KIN'AR Dağ keçisinin semiz ve büyük olanı ![]() KIN'AS Büyük deve ![]() KINDÎD şarap, hamr ![]() KINKIN Yol gösterici, kılavuz * Bir cins çekirge * Yer altındaki suyun miktarını bilip kazan kimse![]() KINN (C : Aknân-Akınne) Köle![]() KINNARE Mezbaha ![]() KINNE (C : Kinen) Hurma lifinden yapılan urganın sağlam ve dayanıklı olması * Dâne çadırı dedikleri ot * Bir nevi devâ![]() KINNEB Kendir otu * Kınnap İnce sicim![]() KINNESRİN Şam diyârında bir mekân adı ![]() KINNÎNE Büyük şişe * Şarap kabı![]() KINS Her nesnenin aslı ve bitecek yeri ![]() KINTAR (C : Kanâtir) Yüzyirmi rıtıl veya yetmiş bin dinar * Çok mal * Bir sığır derisi dolu altın ve gümüş![]() KINTAR Belâ, meşakkat, zahmet ![]() KINVE (KUNVE) Koyunu döl için saklamak ![]() KIPTİ Avrupanın bazı cihetlerine Hintten gelerek yerleşen çingenelere verilmiş isim Çingene![]() KIRA Konaklık etmek * İhsan etmek![]() KIRA' Cimâ etmek * Sağlam, muhkem * Şiddetli
|
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#18 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KIRAAT (KIRAET) Okuma Düzgün ve çabuk okuma * Okuma kitabı * Fık: Namazda Kur'an-ı Kerim'den bir miktar okumak İnsan bir yazıyı ya kendi kendine yahut başkasına dinletmek üzere okur Hususi mütâlaa nasıl olsa olur Fakat dinletmekten maksad, anlatmak olduğu için o yolda okumanın dikkat edilecek bâzı noktaları vardır Bir eser mensur ise onu okumağa Kırâet, manzum ise inşâd denir Gerek kırâet, gerek inşâd: Mihânikî, mantıkî, bediî diye üçe ayrılır (Bak: Bediî kıraet, İnşad, Mantıkî kıraet, Mihanikî kıraet)KIRAAT-I SEB'A Kur'an-ı Kerim'i yedi türlü okuma tarzı Mâna değişmemek üzere Kur'an-ı Kerim Kureyş, Huzeyl, Havâzin, Kinane, Sakif, Temim ve Yemen lehçeleriyle "sırat, mâlik, cibril" gibi kelimelerin yedi türlü okunmasına denir * Yedi türlü okuma![]() KIRAATHANE Müşterilerine gazete, mecmua ve kitap gibi şeyleri bulunduran geniş ve içi döşenmiş kahvehane ![]() KIRAB Kılıç veya bıçak kını ![]() KIRAF Cima etmek * Karışmak![]() KIRAĞI (Bak: Şebnem) KIRAM Nakışlı perde * Duvara tutulan örtü * Çarşaf![]() KIRAN (C : Kırânât) Yakınlık, mukarenet * Ayrı iki şeyin birleşmesi * İki gezegenin bir burçta bulunması![]() KIRAR Davarın yaşını anlamak için dişine bakmak ![]() KIRAT Dirhemin onaltıda birini ifade eden eski bir ağırlık ölçüsü ![]() KIR'AV Çorak tarla ![]() KIRBA (C : Kıreb-Kırebat) Saka tulumu Deriden su kabı * Tıb: Çocuklarda karın şişmesi * Süt tulumuna da kırba denir * 13 bin dirhemlik veya 32 okıyyelik bir kab![]() KIRBAN Yakınlık * Cimadan kinâye olur![]() KIRD Atılmış yünü andıran bulut * Maymun![]() KIRF Kabuk ![]() KIRFE Töhmet * Ağaç kabuğu * Darçın![]() KIRGIZ Türk Milletlerinden büyük bedevi bir kavim olup Asyanın kuzeybatısında ve Türkistanla Sibirya arasında, başka bir deyimle Türkistanın kuzey taraflarında ve Doğu Türkistanın kuzeyinde olarak Rusya ile Çin hududunda bulunuyorlar Batı tarafındakilere Kırgız ve Kazak; Çin hududundakilere ise Kara Kırgız ismi verilmiştir Kırgız ismi, kır kelimesinden mürekkeb olup; kır adamı yani göçebe demektir Kırgız ve Kazaklar, Rusya'daki Volga Nehrinden Doğu Türkistan hududuna kadar geniş ve uzun bir mıntıkada bulunup cevelângâhları yaklaşık olarak 2,5 milyon kilometrekare genişliğindedir Kırgız ve Kazaklar cinsiyet ve simaca Türklerden sayılıp; konuştukları dil, esasında Türkçe olduğu halde Moğolca bazı kelimeleri ve İslâm lisanı olan Arabî ve Farisîden alınmış tabirleri de vardır![]() KIRİTİK (Bak: Kritik) KIRKANBAR İçinde çok çeşitli şeyler bulunan yer veya kap * Çok şeyler bilen kişi![]() KIRKBAYIR Geviş getiren hayvanların midelerinin bir bölümü ![]() KIRKIS Küçük üvez * Köpeği çağırmak * Yüzük yapılan özlü balçık![]() KIRLA Bir kuş cinsidir ve sulardan balık avlar; derler ki su içine girdiğinde bir gözüyle üstünü gözler, bir gözüyle su içinde avını gözler Gayet korkak bir kuştur![]() KIRM (C : Kurum) Ulu şerif, şerefli kişi![]() KIRMAZ Beyaz ekmek ![]() KIRMETA Kitapla satırların veya yürürken adımların birbirine yakınlığı ![]() KIRMÎD (C : Karâmid) Pişmiş kiremit![]() KIRMİL (C : Karâmil) Azgın devenin yavrusu * İki hörgüçlü deve![]() KIRN Korkak ![]() KIRNAK Halayık, cariye, esir kadın ![]() KIRNAS Doğan kuşunun, avının ardınca gitmesi ![]() KIRRA Soğuk, berd * Çok fazla susuzluk * Akıllılık![]() KIRRÎS Sazan balığı ![]() KIRŞİB Yaşlı davar * Arslan Çok yiyen, obur * Uzun boylu kimse * Kötü ahlâklı![]() KIRTAB Kafası üstüne yıkmak ![]() KIRTA'BE Bez parçası ![]() KIRTALE (C : Kırtâl) Yemiş toplamakta kullanılan sepet![]() KIRTAS (C : Karâtis) Kâğıt Kâğıt tabakası, sahife * Kâğıtçı![]() KIRTASİYE Kâğıt işleri Kâğıtla alâkalı Onunla yapılan muâmeleler![]() KIRTIBİYY Bir nevi oyun ![]() KIRTÎT Zahmet meşakkat ![]() KIRVAN Kafile, kervan * Dünyanın her tarafı Doğu ve batı![]() KIRZAB (C : Karâzıbe) Keskin kılıç * Hırsız![]() KIRZAM Saçma sapan şeyler konuşan Manâsız sözler söyliyen kimse![]() KIRZÎN (KİRZİN) (C : Kerâzin) Büyük balta![]() KIS "Kıyas et, buna benzet, bununla ölç!" mânalarına gelir ve bazı tâbirlerde geçer Meselâ: (Ve kıs ala hâzâ: Bunun üzerine kıyas et )KISA' (Kas'a C ) Tabaklar, çanaklar, çömlekler![]() KISABE Kesicilik, kasaplık ![]() KISAR (Kasir C ) Kısalar Kasr olanlar![]() KISAR-I MUFASSAL Kur'an-ı Kerim'de 99 sure olan Zilzal suresinden 114 olan Nas suresine kadar olan surelerdir![]() KISAS Kıssalar Fıkralar Hikâyeler![]() KISAS Cinayette ödeşmek Bir suç işliyenin aynı şekilde cezalandırılması Öldürme veya yaralanmada suçlu olana aynı şeyin yapılması Suçsuz yere adam öldürene veya yaralayana şeriatın aynı cezayı tatbik etmesi![]() KISASEN Kısas yoluyla Öldüren veya yaralayanı eşit şekilde cezalandırarak![]() KISDE (C : Kusad) Bir şey kırıldığında herbir parçası![]() KISIM (Kısm) Bir parça, bölük, takım, kesim * Kapalı avucunun alabildiği miktar![]() KISM-I SÂNİ İkinci kısım ![]() KISIR Çocuğu olmaz, doğurmaz * Münbit olmayan ve mahsul alınamayan verimsiz toprak![]() KISL Zayıf kişi ![]() KISLAM Isırıcı hayvan ![]() KISMAL Kesmek ![]() KISME Kırık parçası * Misvak parçası![]() KISMEN Bir kısım olarak Bir parça olarak![]() KISMET Bölmek ve ayırmak Bahşetmek Taksim etmek * Fık: Hisse-i şâyiayı, yani, taksim olunmamış maldaki hisseleri sahiplerine tahsis etmektir![]() KISMÎ Bir kısmı, bir parça, bir bölüm ![]() KISRA (KUSÂRE) Ekincilerin kesmik dedikleri başakta kalan buğday Buğday çalkandığında kalbur içinde kalan kaba buğday başları![]() KISS Nasâra tâifesinin ulusu, reisi ve danişmendi * Bir yerin adı![]() KISSA Fıkra Hikâye İbret verici hikâye Vak'a Mâcerâ Rivâyet![]() KISSAGÛ f Hikâye ve kıssa anlatan![]() KISSAGÜZÂR f Hikâye anlatan kimse, masal söyliyen kişi![]() KISSAHÂN f Hikâye söyliyen, kıssa ve masal anlatan![]() KISSAPERDÂZ f Hikâye düzen kişi Kıssacı, masalcı![]() KISSÂT (Kıssa C ) Kıssalar Hikâyeler![]() KISSİS Keşiş Papaz Hristiyan din adamı![]() KIST Pay Hisse Nasib Kısım Mizan Rızık Kısım kısım verilen bir hediyenin, borcun her defada verilen bir parçası Tartı ve ölçüde doğruluk Adalet etmek![]() KIST-EL YEVM Bir aylık maaşın bir güne isâbet eden miktârı * Çalışılmayan günler için kesilen para![]() KISTAS Mizan, ölçü Büyük terazi Kıyamet günündeki büyük terazi * Mânevi değer ve kıymet ölçüsü * En doğru tartan * Taksit Taksit ile ödenen şey![]() KISTEYN İki hisse, iki pay İki ölçü, iki parça![]() KISVED Kuvvetli, boynu kalın olan kişi ![]() KIŞ' (Bak: Kaş') |
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#19 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KIŞ'A Bulut açılıp dağıldıktan sonra havada geri kalan parça ![]() KIŞA' (C : Kuşu) Hamam süprüntüsü * Kuru deri * Deriden olan ev![]() KIŞ'AME Fak dedikleri nesne * Küçük arı * Kene![]() KIŞBAR Ağaç parçası ![]() KIŞDE Yağın tortusu * Maymunun dişisi![]() KIŞLA Askerlerin barınmalarına mahsus bina veya yer ![]() KIŞLAK Kışın, otundan ve suyundan istifade edilen arazi ![]() KIŞM Et * İç yağı![]() KIŞR (KIŞIR) Kabuk Dış taraf * Libâs![]() KIŞR-I ARZ Yer kabuğu ![]() KIŞR-I ŞECER Ağaç kabuğu ![]() KIŞRÎ Kışra, kabuğa dair Dış yüce ait ve müteallik Yüzünden Derinden ve esastan olmayan Künhü ve esası olmayan![]() KIŞŞEBE Dişi maymun eniği * Cüssesi küçük olan kız![]() KIT' (C : Aktâ-Aktu) Deve palası * Yük üstüne örttükleri palas * Gecenin bir miktarı * Yassı ve büyük olan ok temreni![]() KIT'A (C : Kıtat) Dünyanın kara parçalarından her biri * Memleket Ülke * Mat: Bir dairenin bir yayı ile onun çapı arasındaki kısım * Tıb: Kesik organın vücudda kalan parçası * Ask: Çok kalabalık olmayan askerî kuvvet * Edb: En az iki beyitten yapılmış manzume parçası * Bir dönüm araziden az olan yer * Parça, cüz Bölük, kısım * Taraf![]() KIT'A-İ CESİME Büyük parça ![]() KITA' Kesme, parçalama, kat etme * Haram olan şey![]() KITAAT (Kıt'a C ) Bölümler, cüzler, parçalar * Büyük kara parçaları * Askeri birlikler * Ülkeler, memleketler![]() KITAB (KUTUB) Karıştırmak * Yüzünü pörtürmek * Kaşlarını bir yere toplayan![]() KITADE Geven, dikenli ot ![]() KITAF Bağdan üzüm kesecek ve ağaçtan yemiş devşirecek vakit ![]() KITAL Muharebe Kavga Öldüresiye yapılan karşılıklı harp![]() KITAR (C : Kutur-Kuturât) Deve katarı![]() KITB (KITBE) (C : Aktâb) Bağırsak![]() KITF Üzüm salkımı Salkım * Toplanmış yemiş![]() KITFİR Zeliha'nın kocası olan Mısır azizinin ismi ![]() KITKIT Ufak taneli yağmur ![]() KITL (C : Aktâl) Düşman, adüvv * Misil, benzer, eş![]() KITLIK Kahtlık (Bak: Kaht)KITMİR Ashab-ı Kehf'in köpeğinin adı * Hurma ile çekirdeğinin arasındaki ince zar Çekirdeğin arasındaki ince pürüz * Hakir ve küçük olan şeylerde mesel olmuştur![]() KITR Erimiş bakır ![]() KITT (C : Kutut) Nasib, hisse * Kitab ve kâğıt * Erkek kedi![]() KITTA Dişi kedi ![]() KITTAVŞ Kedi ![]() KIVAM Olgunluk derecesi Her şeyin en uygun hali * Mâyi bir şeyin koyulaşmış hali * Tav * Durma * Çağ * Bir şeyin nizamı * Doğrular Dikler Dik ve doğru çizgiler![]() KIVAM-I DİN Dinin direği ![]() KIVRA' Horozların birbiriyle döğüşmesi ![]() KIY'A Düz yer, arz-ı müstevi ![]() KIYA' Erkek dişiye aşmak * Hurma ve buğday döktükleri düz yer![]() KIYAD (KIYÂDE) Çekmek ![]() KIYADET Kumandanlık, seraskerlik Kumanda![]() KIYAFET Bir şeyin dış görünüşü, zâhiri * Bir kimsenin giydiklerinin bütünü * Heyet, şekil, suret * Feraset * Bir kimsenin ardınca olmak![]() KIYAM Ayakta durmak Ayağa kalkmak * Ayaklanmak İsyan * Ölümden sonra tekrar dirilmek * Bir işe başlamak, devam etmek * Satılan bir mal hakkında müşteri ile anlaşıp kararlaşma * Canlanmak * Kıyâmet günü (mânâsına da gelir) * Namazın iftitah tekbiriyle rüku arasındaki ayakta durma kısmı![]() KIYAM-I BİNEFSİHÎ (Kıyâm-ı bizâtihî) : Fık: Varlığı, durması kendi zâtı ile olmak mânasında bir sıfat-ı İlâhîdir Şöyle ki: Hak Teâlâ'nın ezelî ve ebedî olan varlığı kendi zâtı ile kaimdir Kendi varlığı, kendi hüviyetinin, kendi mukaddes zâtının muktezasıdır Aslâ başkasının değildir Bunun için, Allah Teâlâ'ya "Vâcib-ül Vücud" denir (Bak: Vücud)KIYAMET Dünyanın yıkılıp harab olması Her şeyin mahvolması Dünyanın sonu ve mahşer meydanına bütün insanların dirilip toplanacağı zaman * Mc: Büyük belâ * Fazla sıkıntı (Bak: Haşr)(Yevm ve sene vesâire gibi her nevde bir kıyamet-i mükerrere vardır Ve keza beşerdeki istidad kıyamete bir remizdir İ İ )(Mevt-i dünyanın vuku bulmasıdır Şu mes'eleye delil: Bütün Edyan-ı Semâviyyenin icmâıdır ve bütün fıtrat-ı selimenin şehadetidir ve şu kâinatın bütün tahavvülât ve tebeddülât ve tagayyürâtının işaretidir Hem asırlar, seneler adedince zihayat dünyaların ve seyyar âlemlerin, şu dünya misafirhanesinde mevtleriyle, asıl dünyanın da onlar gibi ölmesine şehadetleridir Şu dünyanın sekeratını, âyât-ı Kur'aniyyenin işaret ettiği surette tahayyül etmek istersen, bak, şu kâinatın eczaları, dakik, ulvi bir nizam ile birbirine bağlanmış Hafi, nâzik, lâtif bir rabıta ile tutunmuş ve o derece bir intizam içindedir ki; eğer ecram-ı ulviyyeden tek bir cirm, "Kün" emrine veya "Mihverinden çık" hitabına mazhar olunca, şu dünya sekerata başlar Yıldızlar çarpışacak, ecramlar dalgalanacak, nihayetsiz feza-yı âlemde milyonlar gülleleri küreler gibi büyük topların müthiş sadaları gibi vâveylâya başlar Birbirine çarpışarak kıvılcımlar saçarak, dağlar uçarak, denizler yanarak, yeryüzü düzlenecek İşte, şu mevt ve sekerat ile Kadir-i Ezeli, kâinatı çalkalar; kâinatı tasfiye edip, cehennem ve cehennemin maddeleri bir tarafa, cennet ve cennetin mevadd-ı münasibeleri başka tarafa çekilir, âlem-i âhiret tezâhür eder S )(Kıyametin hâdisatından ervâh-ı bâkiye müteesir olacaklar mı?Elcevab: Derecatlarına göre müteessir olacaklar Melâikelerin tecelliyat-ı kahriyede kendilerine göre müteessir oldukları gibi müteessir olurlar Nasılki bir insan, sıcak bir yerde iken, hariçte kar ve tipi içinde titriyenleri görse akıl ve vicdan itibariyle müteessir olur Öyle de; zişuur olan ervâh-ı bâkiye, kâinatla alâkadar oldukları için, kâinatın hâdisat-ı azîmesinden derecelerine göre müteessir olmalarını; ehl-i azâb ise, elemkârâne, ehl-i saadet ise, hayretkârane, istiğrabkârane belki bir cihette istibşarkârâne teessüratları bulunmasını, işarat-ı Kur'aniye gösteriyor Zira Kur'an-ı Hakim, her zaman kıyametin acâibini tehdit suretinde zikrediyor "Göreceksiniz![]() ![]() " diyor Halbuki cism-i insani ile onu görenler, kıyamete yetişenlerdir Demek, kabirde cesetleri çürüyen ervahların da o tehdid-i Kur'aniyeden hisseleri var M )KIYAMET SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 75 Suresi olup "Lâ Uksimu" Suresi de denir Mekkidir![]() KIYAS Benzetmek, karşılaştırmak, mukâyese İki şeyi birbiri ile karşılaştırmak Benzeterek hüküm ve muhâkeme etmek * Man: Doğru kabul edilen iki hükümden bir üçüncü hükmü çıkarmak * Fık: İki belli şeyden birinin mahsus olan hükmünü, yâni, bu hükmün mislini, aralarındaki müttehid illetten dolayı, diğerinde de ictihad ile izhâr etmektir![]() KIYAS-I AKÎM Man: Neticesiz veya doğru netice vermeyen kıyas ![]() KIYAS-I BİNNEFS Nefsini misal alarak, nefsine kıyaslayarak Bir şeyin bizzat kendini kıyas ederek yapılan kıyas
|
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#20 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KIYAS-I FUKAHA Hakkında açıkça âyet ve hadis bulunmayan mes'elelere dâir; ilim ve irfanda allâme ve mütebahhir, ilmi ile amelde ve Sünnet-i Seniyyeye ittiba ve imtisalde, ibadet ve taatta, takva ve verada, züht, azimet ve riyazetle, terakki ve taâli eden müctehid fukaha tarafından kıyas ile verilen hüküm ![]() KIYAS-I HÂDİ' Man: Aldatıcı kıyas ![]() KIYAS-I HAFİYYE Man: Sebebi gizli olan,zihne birden gelmeyen kıyas * Fık: Te'siri kavi olan kıyastır Veyahut sıhhati zâhir, fesadı gizli olan kıyastır![]() KIYAS-I İSTİSNAÎ Bir hükmün neticesinin aynı veya nakzı, mukaddemelerinden birinde bilfiil zikredilirse, ona kıyâs-ı istisnâi denilir Başka bir tâbirle: Neticesi veya zıddı bizzat kendisinde zikredilen kıyas "Eğer bu cisim ise, mutlaka bir yer tutar" gibi Veya "Güneş doğmuş ise, gündüz olmuştur" gibi![]() KIYAS-I MAALFÂRIK Birbirine benzemiyen şeyler arasında yapılan kıyas Yani, doğru olmayan ve hakikata uymayan mukayese![]() KIYAS-I MUKASSİM Man: İki şıkkı bulunan ve her iki şıkkın neticesi aynı olan kıyas (Sultan Mehmed Fatihin, babasına gönderdiği şu haber buna güzel bir numunedir "Padişan sen isen ordunun başına geç; yok padişah ben isem, sana emrediyorum ordunun başına geç ")KIYAS-I MÜREKKEB Man: İkiden fazla mukaddemeden mürekkeb kıyas ![]() KIYAS-I TEMSİLÎ Temsil tarzında yapılan mukayese (Diyorsunuz ki: "Sen sözlerde kıyâs-ı temsili çok istimal ediyorsun Halbuki fenn-i mantıkça, kıyas-ı temsili, yakini ifade etmiyor Mesâil-i yakiniyede bürhan-ı mantıki lâzımdır Kıyas-ı temsilî, usul-i fıkıh ulemasınca zann-ı galib kâfi olan metalibde istimal edilir Hem de sen, temsilâtı bazı hikâyeler suretinde zikrediyorsun Hikâye hayalî olur, hakiki olmaz Vâkıa muhalif olur?"Elcevab: İlm-i Mantıkça, çendan "Kıyas-ı temsilî, yakîn-i kat'i ifade etmiyor " denilmiş Fakat kıyas-ı temsilînin bir nev'i var ki, mantıkın yakînî bürhanından çok kuvvetlidir Ve mantıkın birinci şeklinin birinci darbından daha yakındır O kısım da şudur ki: Bir temsil-i cüz'î vasıtasıyla bir hakikat-ı küllînin ucunu gösterip, hükmü o hakikate bina ediyor O hakikatın kanununu, bir hususî maddede gösteriyor Tâ o hakikat-ı uzma bilinsin ve cüz'î maddeler, ona irca' edilsin Meselâ: "Güneş, nuraniyyet vasıtasıyla, birtek zât iken; her parlak şey'in yanında bulunuyor temsiliyle bir kanun-u hakikat gösteriliyor ki, nur ve nurani için kayıd olamaz Uzak ve yakın bir olur Az ve çok müsavi olur Mekân onu zaptedemez Hem meselâ: "Ağacın meyveleri, yaprakları; bir anda, bir tarzda kolaylıkla ve mükemmel olarak birtek merkezde, bir kanun-u emrî ile teşkili ve tasviri" bir temsildir ki, muazzam bir hakikatın ve küllî bir kanunun ucunu gösterir O hakikat ve o hakikatın kanununu gayet kat'i bir surette isbat eder ki, o koca kâinat dahi şu ağaç gibi o kanun-u hakikatın ve o sırr-ı Ehadiyyetin bir mazharıdır, bir meydan-ı cevelanıdır İşte bütün Sözlerdeki kıyasat-ı temsiliyyeler bu çeşittirler ki bürhan-ı kat'i-yi mantıkîden daha kuvvetli, daha yakînîdirler S )KIYASEN Kıyas yoluyla, benzeterek, kaideye tatbik ederek ![]() KIYASÎ (Kıyâsiyye) Benzetme ile olan * Genel kaideye uygun ve muvafık olan![]() KIYASİYYAT (Kıyâsi C ) Benzetme veya tatbik ile olanlar * Umumi kurallara uygun olanlar![]() KIYATE Azık vermek ![]() KIYEM (Kıymet C ) Kıymetler, değerler![]() KIYEMÎ (C : Kıyemiyyât) Az bulunan pahalı şey![]() KIYEMİYYAT (Kıyemî C ) Değerli nesneler, az bulunan pahalı şeyler![]() KIYFAL Baş damarı ![]() KIYMET Değer, baha, semen, bedel ![]() KIYMET-İ HAKİKİYE Hakiki ve gerçek değer ![]() KIYMET-AGÂH f Kıymetten anlar, değer bilir![]() KIYMET-DÂR f Değerli, kıymetli, pahalı![]() KIYMET-NÂ-ŞİNÂS f Değer takdir edemiyen, kıymet bilemiyen![]() KIYMET-ŞİNAS f Kıymet bilir İnsaniyetli, değer bilir![]() KIYTAS Balina balığı, kadırga balığı ![]() KIYYE Okka Eskiden kullanılan bir ağırlık ölçüsü Kıyye-i atika da denir Şimdiki 1282 gram (Bak: Okıyye)KIYYE-İ ÂŞÂRİ Kilo Bin gram olan ağırlık ölçüsü![]() KIYYE-İ ATİKA Okka ![]() KIZA Yumuşak yerlerde biten bir ot cinsi ![]() KIZAF Sür'atle gitmek, hızla gitmek ![]() KIZAN Oğlan, erkek çocuk * Delikanlı, cesur ve silâhlı köylü genç![]() KIZBAN (Kadib C ) İnce düz fidanlar, çubuklar, dallar![]() KIZIL t Kırmızı, alrenk * Kıldan yapılan ip * Aşırı, müfrit![]() KIZILBAŞ Râfizîlere verilen bir isim ![]() KIZILELMA Tar: Osmanlı Türkleri tarafından Roma'ya verilen addır (O T D S )KIZILHAÇ Hristiyan ülkelerde Kızılay karşılığı olan yardım teşkilâtı ![]() KIZIL TEHLİKE Dinsizlik, anarşistlik ve komünistlik tehlikesi ![]() KIZM Katı, şiddetli, şedit ![]() KIZR Pak olmayan nesne * Temiz olmayan şey![]() KIZZE Ufak taş * Taşlı çukur yer * Kızlık dedikleri hâlet![]() KİBA Süprüntü ![]() KİBAR (Kebir C ) İnce ve nârin yapılı Terbiyeli ve nezaket sahibi Hassas * Kebirler Büyük rütbeliler Büyükler![]() KİBARANE f Büyük adamlara, nâzik ve görgülü kimselere yakışır şekil ve surette![]() KİBARE Ululuk, büyüklük ![]() KİBASE Bütün olan hurma salkımı ![]() KİBAŞ (Kebş C ) Erkek koyunlar, koçlar![]() KİBER Ululuk Büyüklük Yaşlılık![]() KİBER-İ SİNN Yaşlılık, ihtiyar olmak, yaş büyüklüğü ![]() KİBİR (Kibr) Kendisini büyük gösteriş Büyüklük Kendisini, başkalarından üstün olmadığı hâlde üstün görme ve tutma hastalığı * Şeref ve şan * Bir şeyin muazzamı Büyük![]() KİBRİT Kükürt * Kırmızı, yakut, altun * Ucu kibritlenmiş yakacak madde![]() KİBRİT-İ AHMER Kırmızı kibrit * Cisimleri altun hâline koyacak derecede te'sirli olduğu söylenen şey İksir * Tas: Mürşid Kıymeti çok yüksek olan![]() KİBRİTÎ Kükürtle alâkalı * Kükürt renginde olan Açık sarı rengi![]() KİBRİTİYET Kükürt niteliği ![]() KİBRİYA Azamet Cenab-ı Allah'ın azameti ve kudreti, her cihetle büyüklüğü![]() KİBS Menzil, mekân ![]() KİBT f Bal arısı, nahl![]() KİC Dağın yüksek ve yüce yeri ![]() KİDNE Et * Yağ![]() KİFA Bir parça veya iki bez (ki birbirine dikip çadır eteğini yaparlar ) * Eşitlik, beraberlik, müsâvât![]() KİFAF (Aslı: Kefaf) Yetecek kadar olma İhtiyaca yetecek kadar azık * Bir şeyin güzide ve hayırlısı * (Keffe C ) Terazi kefeleri![]() KİFAF-I NEFS (Aslı: kefaf-ı nefs) Yalnız kendisi için yetecek kadar * Ölmeyecek kadar olan rızık, gıda![]() KİFAH Din için muharebe ![]() KİFAT Cem'olmuş, toplanmış, biriktirilmiş * İçinde birşey toplanıp biriktirilen yer * Hızlı uçmak, gitmek * (Küfv C ) Küfüvler, benzerler, eşler, denkler![]() KİFAYET Lüzumlu kadar olmak Yetişmek Bir işe yetecek kadar olmak İktidar Liyâkat Yararlık![]() KİFFE (C : Kifef) Ağ Tuzak * Terazi kefesi * Her yuvarlak nesne![]() KİFL Nazir, benzer * Nasib, ecir * Oturma yeri![]() KİFR Büyük dağ ![]() KİFT (C : Kifât) Küçük çömlek * Çuval ve buna benzer kap![]() KİG f Göz çapağı![]() KİH İrin, cerahat ![]() KİH (C : Kihân) f Küçük, sagir![]() KİHAL (Kehl C ) Kemâlini bulmuş kimseler Kâmil insanlar Olgunluk çağında bulunanlar![]() KİHALET Göz için sürme yapma Sürmecilik * Göz doktorluğu Göz hastalıkları bilgisi![]() KİHAN (Kih C ) Küçükler![]() KİHAN Ü MİHAN Küçükler ve büyükler ![]() KİHANET (Bak: Kehânet) KİHİN f Küçük, sagir![]() KİHTER f Yaşça en küçük olan![]() KİHTERÎ f Yaşça küçüklük![]() KİK Uzun ve dar sandal ![]() KÎL Söz, kelâm, denilen ![]() KİLÂ Her ikisi, her iki (mânalarında olup dâima izâfet olur) ![]() KİLÂ' Saklamak, korumak ![]() KİLÂB (Kelb C ) Köpekler![]() KİLÂB-I EHLİYE Ehlî köpekler Ev, çoban ve av köpekleri![]() KİLAET Korumak Gözlemek Muhafaza![]() KİLAR f Kiler![]() KİLAZ Bodur, tıknaz kimse ![]() KİLE 40 litrelik hububat ölçüsü Eski bir ağırlık ölçüsü![]() KİLE (C : Kilel) İnce tülbendden yapılan cibinlik![]() KİLECE (C : Kilecât-Keyalic) Arpa * Kile, mikyal![]() KİLEM (Kelime C ) Kelimeler, kelâmlar, sözler![]() KİLER Erzak koymağa mahsus dolap Yiyecek, içecek şeyler koyulan mahzen, anbar veya oda (Bak: Kilar)KİLİSA f Kilise![]() KİLİSE Hıristiyanların mâbedi Hıristiyan mezhebi![]() KİLK f Kalem Kamış kalem * Kamıştan ok![]() KİLLE Kesmez olmak * Yorulmak Müsterâh![]() KİLS Kireç, kireçtaşı ![]() KİLSÎ Kireçtaşı yapısında olan
|
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#21 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KİLTE Deste, demet ![]() KÎL U KAL Dedikodu ![]() KİLVAZ Tevrat'ın mukaddes sandığı ![]() KİLYE Böbrek ![]() KİLYETEYN İki böbrek ![]() KİLYEVÎ Böbrek şeklinde olan Böbrekle ilgili![]() KİMAD Sıcak bez ile âzâyı kızdırmak ![]() KİMAM (Kimm C ) Tomurcuklar * Hayvan ağızlığı Boyunduruk![]() KİMN Saman ![]() KİMYA Basit cisimlerin hususiyetlerini, bu cisimlerin birbirlerine olan tesirlerini ve bundan ileri gelen birleşmeyi inceleyen ilim Basit maddelerdeki değişikliği anlamağa çalışan ilim kolu * Edb: Aşk * İlâç * Tas: Mevcud olana kanaat ve elde edilmesi mümkün olmayana ait arzuyu terk etmek![]() KİMYA-YI AVAM Dünyanın kıymetsiz ve fâni olan şeylerini âhiret metalarına feda etmek ![]() KİMYA-YI HAVAS Kendinden geçip Allaha tam teslim olmak ve dönmek ![]() KİMYA-YI SAADET Rezaletlerden sakınıp nefsi tehzib ve tezkiye ve faziletleri kazanmak sureti ile nefsi tahliye etmek, süslemek, tezyin etmek * İmâm-ı Gazalinin bir eserinin ismi![]() KİMYAGER Kimyacı ![]() KİMYEVÎ Kimyâ ile alâkalı KİN f Gizli düşmanlık Garaz Buğz Adâvet![]() KİN-İ MUZMER Gizli kin ![]() KİNAİYYAT (Kinâye C ) Temsillerle anlatılan imalı ve dokunaklı sözler (Mâlumdur ki, fenn-i belagatta bir lâfzın, bir kelâmın mânâ-yı hakikisi, başka bir maksud mânaya sırf bir âlet-i mülahaza olsa, ona "lâfz-ı kinâi" denilir Ve "kinâi" tabir edilen bir kelâmın mânâ-yı aslisi, medar-ı sıdk ve kizb değildir belki kinâi mânasıdır ki, medar-ı sıdk ve kizb olur Eğer o kinâi mâna doğru ise; o kelâm, sadıktır Mâna-yı asli kâzib dahi olsa sıdkını bozmaz Eğer mâna-yı kinâi, doğru değilse, mâna-yı aslisi doğru olsa, o kelâm kâzibdir Meselâ: Kinâi misâllerinden: (filânun tavil-ün-necad) denilir Yâni: "Kılıcının kayışı, bendi uzundur " Şu kelâm, o adamın kametinin uzunluğuna kinayedir Eğer o adam uzun ise, kılıncı ve kayışı ve bendi olmasa da,yine bu kelâm sâdıktır, doğrudur Eğer o adamın boyu uzun olmazsa; çendan, uzun bir kılıncı ve uzun bir kayışı ve uzun bir bendi bulunsa, yine bu kelâm kâzibdir Çünki, mâna-yı aslisi maksud değil S )KİNAN (C : Eknan-Ekinne) Perde, örtü![]() KİNANE (C : Kenâin) Okluk, sadak, ok kuburu![]() KİNAS (C : Künüs) Geyik yatağı![]() KİNAYE Dolayısı ile dokunaklı söz Maksadı dolayısı ile anlatan söz Üstü örtülü dokunaklı söz Açıktan olmayıp hakiki mânâyı başka ifâde ile dokunaklı konuşmak![]() KİNCER f Büyük fil![]() KİNDAR f Kin tutan İçinde kin ve garez besliyen Öc ve intikam almağa düşkün![]() KİNDARANE f Kinci olarak, kindarcasına![]() KİNDARE Arkasında deve hörgücü gibi, hörgücü olan bir cins balık ![]() KİNDİR Kaba eşek ![]() KİNE f Kin, garaz Kalbde beslenen düşmanlık![]() KİNE-İ PELENG "Kaplan kini" : Kolay kolay sükunet bulmayan kin ![]() KİNECU f Öc almağa uğraşan, intikam almak için çalışan![]() KİNEDÂR f Kindâr, kin güden, düşmanlık besliyen![]() KİNEGÂH f Savaş meydanı, muharebe alanı, harp sahası![]() KİNEHÂH f İntikam ve öc almak istiyen Müntakim, kinci![]() KİNEKEŞ f Düşmandan öc ve intikam alan![]() KİNEMEŞHUN f Kinle, intikamla dolu![]() KİNETİK Fr Hareketle alâkalı Hareket dolayısıyla meydana gelen, hareketli![]() KİNEVER f Kin besleyen, hased eden, kinci![]() KİNCER f Büyük fil![]() KİNF Zenbil * Çoban dağarcığı![]() KİNFİRE Burun ucu ![]() KİNN (C : Eknân) Perde, örtü![]() KİNNAR Bez ve keten parçası ![]() KİNNARAT Bir nevi elbise * Çalgılar, defler![]() KİNNE Erkek görmüş kadın ![]() KÎR Katran, zift ![]() KİRA' Kirâ Bir eşya veya yerin, geçici bir zaman kullanılmak üzere para ile bir kimseye verilmesi * Böyle bir şey karşılığı alınan para![]() KİRAB (Kerübe C ) Yeri sürüp aktarmak * Yeri süpürmek * Suyun aktığı yerler![]() KİRABE Yeri sürüp aktarmak ![]() KİRAM Benzetmeli, kinâyeli * (Kerim C ) Kerimler, şerefliler * Eli açık cömert kimseler![]() KİRAMEN KÂTİBÎN İnsanların iki tarafında bulunup, sevablarını ve günahlarını yazan meleklerin adı ![]() KİRAR Bir daha, tekrar Tekerrür![]() KİRAREN Tekrar tekrar, çok sefer, tekrar suretiyle ![]() KİRAZ Rahmin, kabul ettikten sonra yine dışarı döktüğü meni ![]() KİRAZ Evmek, acele ![]() KİRBAL (C : Kerâbil) Hallaç yayı * Kalbur![]() KİRBAN Dolu kap ![]() KİRBAS (C : Kerâbis) Bez Kumaş, keten veya pamuk bez![]() KİRBASÎ Bez satıcı kimse ![]() KİRDAR Bir kimse, tasarruf ettiği yerin bir zirâ veya iki zirâ toprağını almak için başkasına satmak * Bina * Ağaç![]() KİRDİDE (C : Kerâdid) Bir miktar toplanmış hurma * Sepet dibinde geri kalan hurma![]() KİRDİKÂR f Sâni Yapan Allah (C C )![]() KÎRFAM f Simsiyah, katran renginde![]() KİRFÎ Bazısı bazısının üstüne yağılmış olan yüksek bulutlar * Yumurtanın dış kabuğu![]() KİRİS f Yaltaklanma * Aldatma, kandırma, hile yapma![]() KİRİŞEK f Savaşçı, cengâver, muharib![]() KİRİŞTE f Çerçöp![]() KİRKİRE (C : Kerâkir) Şecaat * Deve göğsü![]() KİRM f Böcek kurdu![]() KİRM-İ EBRİŞİM İpekböceği ![]() KİRPAS f Padişah veya vezir konaklarındaki divanhâne![]() KİRPİK Göz kapağının kenarındaki kıllar * Bir nevi taş * Hayvan ve nebatların beden yapısında bâzı küçük ve ince uzantılar![]() KİRPİK-İ AKIL Mc: Akıl gözünün kirpiği Aklın, hakikatleri anlamasına engel olan şey (Meşhurdur ki: Îdin hilâline bakardı cemaat-i kesire Kimse bir şey görmedi Zevâli bir ihtiyar yemin etti ki; "Gördüm" Hâlbuki gördüğü kirpiğinin takavvüs etmiş beyaz bir kılı idi O kıl oldu onun hilâli O mukavves kıl nerede? Hilâl olmuş kamer nerede? Ger anladın şu remzi:Zerrattaki harekât, kirpik-i aklın olmuş birer kıl-ı zulmettar, kör etmiş maddi gözü Teşkil-i cümle envâ fâilini göremez, düşer başına dalâl O hareket nerede? Nazzam-ı kevn nerede? Onu ona vehm etmek muhal-ender muhal S )
|
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#22 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KİRS (C : Ekrâs-Ekâris) Her nesnenin aslı * Bir araya getirilmiş beytler * Biri biri üstüne yığılmış kalmış davar tersi![]() KİRŞ İşkembe Geviş getiren hayvanların midesi * Karın, mide![]() KİRZİM (C : Kerâzim) Yüksek burunlu kimse * Büyük balta![]() KİS (C : Ekyâs) Cepte taşınır küçük para kesesi * Rahimde döl yatağı * Bedendeki bâzı sıvıların toplandığı kese biçimindeki oyuklar![]() KİSA Halı, seccâde Yünden yapılan elbise![]() KİSAL Bir yerde oturup kalan ve gideceği yere geç giden ![]() KİSB (Bak: Kesb) KİSBÎ Kazanılmış, kesbedilmiş Kesb ile alâkalı![]() KİSB Ü KÂR Kazanç, iş güç ![]() KİSE (Kis-Kese) f Küçük-büyük torba kab * Para kesesi Kumaştan çanta biçiminde torba kab * Yoğurt kesesi * Para Para hesabı Öz para * Kestirme yol![]() KİSEBÜR f Yankesici, hırsız![]() KİSEDAR f Parayı toplıyan, para hesabını tutan kimse Vekilharç![]() KİSEF (Kisf C ) Kıt'alar, parçalar, kısımlar![]() KİSFE (C : Kisef) Kısım, cüz, parça, bölüm![]() KİSKİS Taşın ve toprağın ufağı ![]() KİSR Üstünde eti çok olmayan kemik * Çadır eteği![]() KİSRA Husrevden muarreb veya galat olan bu isim Sa'sâniler sülâlesinden olan Eski İran padişahlarına ve bilhassa Nevşirvan'den sonrakilere verilmiş olup, Rum imparatorlarına Kayser, Çin hükümdarlarına Fağfur ve Hakan denildiği gibi, bunlara da Kisra denilirdi ![]() KİSRE (C: Kiser) Ekmek parçası * Parçalanmış olan şeyin bir parçası![]() KİST f Kimdir? (mânâsına soru edâtı)KİSVE Elbise Kılık Hususi kıyafet Küsve Kisbet![]() KİSVE-İ İLMİYE İlim adamlarına, hocalara âit elbise ![]() KİSVET Elbise * Özel kıyâfet * Yağlı güreş yapan pehlivanların giydikleri, meşinden ve dar paçalı olan pantolon Kisbet![]() KİŞ f Din, mezheb * Keten kumaş * Ok kuburu, sadak * şimşir![]() KİŞAF (KÜŞÂF) Bir kaç yıl üstüne yük vurulmayan deve yavrusu * Dişi deve hâmile iken erkek devenin ona cimâ etmesi![]() KİŞAH Davarın böğrüne yapılan işaret ![]() KİŞMİŞ f Çekirdeksiz çok küçük tâneli üzüm![]() KİŞNİŞ Güzel kokulu bir tohum olan karakimyon ![]() KİŞRE Yüzüne gülmek ![]() KİŞT f Ekin * Tarla![]() KİŞTKÂR f Çiftçi, ekinci![]() KİŞTZAR f Ekinlik, ekin tarlası, tarla![]() KİŞVER f Memleket, ülke * İklim![]() KİŞVERGİR f Ülke tutan Pâdişah, hükümdar![]() KİŞVERGÜŞA f Ülke açan, cihangir![]() KİŞVERHÜDA f Hükümdar, pâdişah![]() KİŞVERKÜŞA Memleket fetheden ![]() KİTAB Kitab * Levh-i mahfuz * Kur'ân![]() KİTAB-I MÜBİN (Bak: İmam-ı Mübin) KİTABE Kabartılarak veya oyularak sert levhalar üzerine yazılan yazı Levha olarak yazılan manzum olmayan nesir halinde levha yazma ilmi * Mezartaşı yazısı![]() KİTABE-İ SENG-İ MEZAR Mezar taşı yazısı ![]() KİTABET Yazmak Kâtiblik Usulüne göre bir şeyi yazmak![]() KİTABET-İ FITRİYE Fıtri olan yazılmış şeyler * Kâinat sahifelerinin kitab gibi oluşu![]() KİTAB-HANE f Kitabevi, kütüphane Kitap okunan veya satılan yer![]() KİTABÎ Kitaba dair ve müteallik Kitaba tabi olan Kitaba uygun Kur'an, İncil, Tevrat kitablarından birine inanan Semavî kitaplardan birine inanan![]() KİTAF İp ![]() KİTBE Kitabe yazmak Zam ve cem'etmek Artırmak ve biriktirmek![]() KÎTE Bir gün veya bir gece yenecek yemek ![]() KİTFEYN İki omuz küreği ![]() KİTİ (Giti) f Dünya Yer Cihan Âlem![]() KİTLE Kütle Yığın Küme * Mâden, taş gibi şeylerden toplu şey![]() KİTMAN Sır saklama Kimseye sır açmama hâli![]() KİTR Her nesnenin ortası * Deve hörgücü![]() KİTR Nişan oku * İblisin ismi![]() KİVARE Petek ![]() KİYAE Zayıflık * Korkaklık![]() KİYAH f Ot![]() KİYAHBESTE f Ot bitmiş, ot yetişmiş![]() KİYAN f Merkez * Yıldız, seyyâre![]() KİYAN Tabiat ![]() KİYANE Kefâlet, kefil olma ![]() KİYASET Zeki * Uyanıklık Zekâ Ferâset Zeyreklik![]() KİYFE (KİFE) Bez parçası ![]() KİYR Demirciler körüğü * Dağ, cebel![]() KİYYA Sakız ![]() KİYYE Sakız ![]() KÎZ Küçük kap ![]() KİZA Yemeği çok yemekten dolayı basan ağırlık ![]() KİZB Yalan Yalan söyleme (Sıdkın zıddı)(Kizb, küfrün esasıdır Kizb, nifâkın birinci alâmetidir Kizb, Kudret-i İlâhiyyeye bir iftiradır Kizb, Hikmet-i Rabbaniyyeye zıddır Ahlâk-ı âliyeyi tahrib eden kizbtir Âlem-i İslâmı zehirlendiren, ancak kizbtir Âlem-i beşerin ahvalini fesada veren, kizbtir Nev-i beşeri kemalâttan geri bırakan, kizbtir Müseylime-i kezzab ile emsalini âlemde rezil ve rüsva eden, kizbdir İşte bu sebeblerden dolayıdır ki; bütün cinayetler içinde tel'ine, tehdide tahsis edilen, kizbdir![]() ![]() Sual: Bir maslahata binaen kizbin câiz olduğu söylenilmektedir![]() ![]() Öyle midir?Cevab : Evet, kat'i ve zaruri bir maslahat için bir mesağ-ı şer'i vardır Fakat hakikate bakılırsa, maslahat dedikleri şey bâtıl bir özürdür Zira usul-ü şeriatta tekarrur ettiği vechile, mazbut ve miktarı muayyen olmıyan bir şey hükümlere illet ve medar olamaz; çünki, mikdarı bir had altına alınmadığından su-i istimale uğrar Maahâza, bir şeyin zararı menfaatına galebe ederse, o şey mensuh ve gayr-i muteber olur Maslahat, o şeyi terk etmekte olur Evet, âlemde görünen bu kadar inkılâblar ve karışıklıklar, zararın özür telâkki edilen maslahata galebe etmesine bir şâhiddir Fakat kinaye veya ta'riz suretiyle yani gayr-i sarih bir kelime ile söylenilen yalan, kizbden sayılmaz İ İ )KİZBERE Baldırıkara adı verilen ot ![]() KİZİR Köy muhtarının yamağı hükmünde olan adam Köy kâhyası![]() KİZYUN Toprak parçası ![]() KLASİK Fr Çok eskiden yazıldığı hâlde değerini kaybetmeyen eser veya san'at eseri * Âdet hâline gelmiş usul![]() KLASÖR Fr Tasnif işlerinde kullanılan, gözlere ayrılmış dolap veya çekmece * Geniş mukavva dosya![]() KLİNİK yun Hastaya bakılan yer * Ders gösterilen hastahane koğuşu![]() KLİŞE Fr Matbaada tipografik baskıda kullanılan kabartma resim veya yazılar çıkarılmış madeni levha![]() KLÜP ing Eğlenerek boş olarak vakit geçirmek yahut okumak, konuşmak üzere üyelere mahsus toplantı veya eğlence yeri![]() KOALİSYON ing Bir maksad için birleşen kuvvetler yahut partiler topluluğu![]() KOÇKAR Dövüş için terbiye olunmuş iri koç ![]() KOÇ YİĞİT Güçlü kuvvetli, bahadır, gözünü budaktan sakınmaz, cengâver ![]() KODAMAN İleri gelen Servet veya mevki sahibi kimseler hakkında alay yollu söylenir![]() KODES Tavuk yeri, kümes * Hapishane![]() KOF İçi boş Kovuk * Aklı ve ilmi olmayan Câhil![]() KOKONA Yaşlı rum kadını ![]() KOLAĞASI t Eskiden mevcud olan yüzbaşı ile binbaşı arasındaki rütbe![]() KOLON Fr Sütun * Matbaacılıkta, dizilen yazı sütunu![]() KOLONİ Fr Bir ülkenin, sınırları dışında işgal ettiği ve yönettiği ülkeye sıkı bağlarla bağlı arazi * Başka bir memlekete yerleşmeğe giden göçmen topluluğu veya bir topluluğun yerleştiği yer * Bir memlekette bulunan yabancılar topluluğu
|
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#23 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KOLORDU t Ekseriyetle üç tümen ve diğer tamamlayıcı birliklerden kurulan askeri birlik![]() KOMANDO (Portekizce) Ask: Müstakil olarak çalışan ve baskın, sabotaj v b gibi özel vazifeler yapan, az sayıda askerlerden kurulu birlik, çete![]() KOMBİNEZON Fr Tertib, düzenlemek * Çare * Kadın iç gömleği![]() KOMEDİ yun Cemiyetin gülünç ve kusurlu hâllerini ortaya koyan tiyatro eseri * Uydurma, yapmacık hareket veya söz * Gülünecek hareketler![]() KOMEDİYEN İki yüzlü, riyakârlık gösteren * Komedi oynayan tiyatro oyuncusu Maskara![]() KOMİSER Fr Emniyet teşkilâtının meslek dereceleri içinde yer alan ve en az lise tahsilini yapmış, polis enstitüsünün orta ve yüksek kısmını tamamlamış üniformalı veya sivil memur![]() KOMİSYON Fr Meclis şubesi Hususi surette teşkil olunan meclis * Ticarette vasıtalık etme, dellâllık ücreti![]() KOMİTA (Slavca) Maksadına ulaşmak için ekserî silah kullanan, siyasî, gizli ihtilaki cemiyet Eşkiya![]() KOMİTACI Siyasi bir gayeye ulaşmak için, silâhlı mücadele yapan gizli bir topluluk veya teşkilâtın mensubu olan kimse ![]() KOMİTE Fr Bir komisyon arasından seçilmiş âzası bulunan, bir iş için toplanan hey'et Meclis şubesi Hey'et![]() KOMPARTIMAN Fr Yolcu trenlerinde vagonların bölümlerle ayrılmış kısımlarından her biri![]() KOMPETAN Fr Bir işi iyi bilen Bir şey hakkında yerinde kararlar alabilen kimse![]() KOMPLEKS Fr Bir anda kavranamıyacak şekilde çeşitli sebeblerden, unsurlardan meydana gelmiş * Basit olmayan Mürekkep * İnsanların davranışlarına, ruh hâllerine yön veren birbirine bağlı şuuraltı hayallerinin bütünü![]() KOMPLO Fr Bir kişiye karşı toplu olarak alınan karar Tuzak Suikast![]() KOMPRİME Fr Toz halinde iken sıkıştırılıp ufak hap haline getirilmiş ilaç![]() KOMÜNİZM Fr Cemiyet içinde fertlerin her türlü mülkiyet haklarını ve aile hayatını ve dini kaldırıp materyalizmi esas alan ve bütün mülkiyeti devlete mal eden bâtıl bir nazariye (Şimalde koca bir devlet, gençlik hevesatını elde ederek, bu asrı fırtınalarıyla sarsıyor Çünki: Akibeti görmiyen kör hissiyatla hareket eden gençlere, ehl-i namusun güzel kızlarını ibahe eder Belki hamamlarında erkek kadın beraber çıplak olarak girmeleri ve izin vermeleri cihetinde bu fuhşiyatı teşvik eder Hem serseri ve fakir olanlara zenginlerin mallarını helâl eder ki: Bütün beşer, bu musibete karşı titriyor S )(Evet hariçte iki cereyana karşı bu kahraman millet, Kur'an kuvvetiyle dayanabilir Yoksa küfr-ü mutlakı, istibdad-ı mutlakı, sefahet-i mutlakı ve ehl-i namusun servetini serserilere ibahe etmesini âlet ederek, dehşetli bir kuvvetle gelen bir cereyanı durduracak, ancak, İslâmiyet hakikatıyla mezcolmuş, ittihad etmiş ve bütün mâzideki şerefini İslâmiyette bulmuş olan bu milletteki din kuvveti ve iman bütünlüğüdür![]() ![]() Şimâldeki dehşetli anarşilik tohumunu saçan ve nesil ve milleti mahveden ve herkesin çocuklarını kendine alıp karabet ve milliyeti izale eden ve medeniyet-i beşeriyeyi ve hayat-ı içtimaiyeyi bütün bütün bozmağa yol açan kızıl tehlike![]() ![]() R N ) (Bak: Anarşizm)KONAK Menzil, yolculukta gece vakti inilen yer * Yolculukta bir yerde durma, dinlenme İki menzil arasındaki yol * Büyük ev, zengin ve mükellef ikâmetgâh * Resmi dâire![]() KONDÜKTÖR Fr Kılavuz, memur, müdür * Trenlerde vagon ve bilet işlerine bakan vazifeli kimse![]() KONFERANS Fr Dinleyicilere herhangi bir mevzu hakkında bilgi vermek gayesiyle yapılan konuşma![]() KONGRE Fr Çeşitli memleketlerden yöneticilerin, elçilerin ve delegelerin katılmasıyla yapılan toplantı![]() KONSEY Fr İdare vazifesi yüklenmiş kişilerin topluluğu * Müzakere hâlinde bulunan kimselerin meydana getirdiği kurul * Bu tarz bir toplantının yapıldığı yer![]() KONSOLİT (Konsolide) Fr Ana sermayenin ödeme tarihi belli olmayan ve yalnız faizi ödenen devlet tahvili![]() KONSOLOS İtl Yabancı ülkelerde yurttaşlarının haklarını korumak ve bağlı bulunduğu hükümete siyasî ve ticarî bilgileri vermekle vazifeli hariciye memuru![]() KONTENJAN Fr Alâkalıların her birine düşen miktar veya yer Pay miktarı![]() KONVOY ing Aynı yere giden nakil vasıtaları topluluğu * Aynı yere nakledilen insan grubu * Harb gemilerinin himayesinde sefer yapan yük gemileri katarı![]() KOPİL Küçük Rum çocuğu * Çapkın, külhani![]() KOR t Her tarafı iyice yanıp içine kadar ateş hâline gelmiş kömür veya odun parçası * Askeriyede kolordu![]() KORSAN itl Deniz haydutu Deniz eşkiyası * Başkaların haklarını zor kullanarak yiyen kimse * Bir hakkı izinsiz olarak kullanan![]() KORSAN GEMİSİ Deniz hırsızlığı ve korsanlık yapan gemiler Düşman gemilerini basarak mallarını alan bir devletin donanma gemilerine de aynı ad verilirdi![]() KOSTANTINİYYE İslâm dünyasında İstanbul için kullanılmış isimlerden biri ![]() KOTRA ing Tek direkli, yelkenli, narin küçük gemi![]() KOY Küçük körfez Karanın içine girmiş, rüzgârdan saklı deniz parçası Deniz koyuna benzer, çevresi mahfuz yer Köşe, bucak![]() KOZMOĞRAFYA yun Yıldızların yerlerinden ve hareketlerinden bahseden ilim Felekiyyat İlm-i hey'et![]() KOZMOPOLİT Fr Her yabancı şeye karşı alâka gösteren, milliyet duygularından mahrum kimse * Çeşitli milletlerden insanları içine alan![]() KOZMOZ (Kozmos) yun Kâinat Bütün gökler![]() KÖFTEHOR (Bak: Kuftehar) KÖHNE f Eski, eskimiş * Zamanı geçmiş Demode olmuş![]() KÖHNEBAHAR Sonbahar ![]() KÖLE t Bütün tarihî devirlerde başka milletlerden, yabancılardan zorla kaçırılıp hürriyetten mahrum hale getirilerek hizmette kullanılan erkek (İslâmiyet köleliği en âdil usullerle kaldırmağa çalışmış ve Resul-i Ekrem (A S M ), insanları kölelikten kurtarmayı ibadet olarak ilân etmiştir )KÖRÜK Ateşi havalandırmak için yapılmış bir âlet * Hava ile çalışan bazı çalgıların hava vermeğe mahsus kısmı![]() KÖŞE (Bak: Kuşe) KÖŞELİ PARANTEZ t Cümleden tamamıyla ayrı "haşiye" gibi bir sözü içine alır![]() KRAMP Fr Adalenin kasılması![]() KRATER (Bak: Atmiye) KRİTİK yun Tenkid Sıkışık durum, sıkıntılı * Tıb: Hastalığın en kötü zamanı KRUVAZÖR : Fr Daha ziyade toplarla mücehhez açık denizlerde emniyeti te'min etmek ve konvoyları korumakla vazifeli süratli harp gemisi![]() KUAL Üzüm çiçeği ![]() KUAS Koyunun burnunda olan bir hastalık ![]() KUAS Boynun içine geçik olması ![]() KUAS Bir hastalık (ki göğüsü tutar )KUB f "Vuran, vurucu, döven" mânâlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır Meselâ: (Leked-kub: Tekme vuran)KUBA' Hınzır avazı * Büyük ölçek![]() KUBAA Serçe gibi küçük bir alaca kuşun adı * Avcıların giydiği hırka![]() KUBAKIB Acele eden kimse, aceleci * Bir yıldan sonra olan yıl![]() KUBALE Mukabele * Kapı önü![]() KUBAN (Kub C ) f Vurucular, dövücüler * Vurarak, döverek mânâlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır![]() KUBB Kürk ![]() KUBBE Yarım küre şeklinde yapılan bina damı ![]() KUBBE-İ ÂLİYE Yüksek kubbe ![]() KUBBE-İ HADRÂ Yeşil kubbe ![]() KUBBE-İ KANEK Ağzın tavanı Damak![]() KUBBE-İ MİNA Gökyüzü Gök kubbesi![]() KUBBE-İ ULYÂ Sema, gökyüzü ![]() KUBBE-İ ZERRİN Güneş, şems ![]() KUBBET-ÜL İSLÂM İslâmın kubbesi * Belh şehrinin başka bir adı![]() KUBBE ALTI Tar: Topkapı Sarayı'nda başta sadrazam olmak üzere devlet adamlarının ve vezirlerin toplanıp devlet işlerini görüştükleri yer ![]() KUBBE-NİŞİN f İstanbulda Topkapı Sarayı'nda Kubbealtı denen yerde toplanan kabine üyeleri denebilecek toplantıya katılan vezirlerin herbiri![]() KUBBERE (C: Kubber-Kabbere) Turgay dedikleri küçük kuş * Bacaksız, kısa boylu kimse![]() KUBBİTÎ Beyaz helva satan kimse ![]() KUBEB (Kubbe C ) Kubbeler, kemerler Tepesi yuvarlak, yarım küre şeklinde yapılan binâ damları![]() KU'BERE Bileği meydana getiren iki kemiğin küçüğü ![]() KUBH Günah ve çirkin hareket Kabahat Suç * Fık: Aklen ve şer'an müstehcen olup dünyada zemme, âhirette azaba ve itaba mahal olan şey![]() KUBHİYYAT (Kubh C ) Çirkin hareketler ve işler Günah ve çirkin şeyler![]() KUBKUBA Acele etmek ![]() KUBLE Öpme ![]() KUBTİYYE (KIBTIYYE) (C: Kubâti) Mısırda yapılır parlak ince keten bezi ![]() KUBU' Kirpinin büzülüp başını derisine çekmesi * Bir kimsenin başını yakasına çekmesi![]() KUBUB Kuruluk ![]() KUBUL Erlerin ve kadınların önü * Evvel, önce, ilk![]() KUBUN Gitmek ![]() KUBUR (Kabr C ) Kabirler, mezarlar, türbeler![]() KUBUS Sür'atle yürüdüğünden yere tırnağının ucundan başka yeri değmeyen at ![]() KUBZA (KABZA) (C: Kubzât) Bir tutam nesne ![]() KUÇE f Dar sokak, küçük sokak * Pazar, çarşı![]() KUDAHİS Bahâdır, kahraman, şucâ ![]() KUDAM f Hangisi? Hangileri? (mânasına sorudur)KUDAR Büyük yılan * Aşçı, tabbah Deve boğazlayıcı, deve kasabı![]() KUDAS Gümüş boncuk ![]() KUDAT (Kadı C ) Kadılar Şeriat kanunlarıyla hâkimlik edenler![]() KUDDAM Ön taraf İleri taraf![]() KUDDAMÎ Ön ![]() KUDDİSE "Mübarek, kudsi ve mukaddes olsun " anlamına gelen bir kelimedir![]() KUDDİSE SIRRUHU "Sırrı ve hakikatı muazzez ve müşerref olsun" meâlinde bir hürmet ifadesidir (S- Sahabe-i Kiram Hazeratına Radıyallahu Anh denildiğine binaen, başkalara da bu mânada söylemek muvafık mıdır?Elcevap: Evet, denilir Çünkü Resul-i Ekrem'in bir şiarı olan Aleyhissalâtü Vesselâm kelâmı gibi Radıyallahu Anh terkibi, sahabeye mahsus bir şiar değil, belki sahabe gibi Veraset-i Nübüvvet denilen Velâyet-i Kübrada bulunan ve makam-ı rızaya yetişen Eimme-i Erbaa, Şâh-ı Geylâni, İmam-ı Rabbani, İmam-ı Gazali gibi zatlara denilmeli Fakat örf-ü ulemada Sahabeye, Radıyallahu Anh; Tâbiin ve Tebe-i Tâbiine, Rahimehullah; onlardan sonrakilere, Gaferehullah; ve Evliyaya, Kuddise Sırruhu denilir M )KUDDUS Kusur ve noksanlıklardan müberrâ olan, en mukaddes Hiç eksiği olmayan, pâk, temiz Cenab-ı Hakk'ın sıfatlarındandır * Mübarekliğin hadsiz derecesini ifâde eder "En mukaddes" gibi![]() KUDDUSÎ Cenab-ı Hakk'ın Kuddus sıfatına dair ve müteallik Kusursuz olan Cenab-ı Hakk'a ait * Kudsi ve temiz olana ait ve ona müteallik![]() KUDEGÎ f Çocukluk![]() KUDEK (C : Kudegân) f Çocuk, sabi![]() KUDEK-MENİŞ f Çocuk tabiatlı Çocuk mizaclı
|
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#24 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KUDEMA (Kadim C ) Kadimler Eski büyükler Eski adamlar İleri gelen büyükler Eski zamanda gelmiş olanlar![]() KUDEYH Küçük kadeh, kadehcik ![]() KUDMUS Kadim nesne, eski ![]() KUDRET Güç Takat * Her yeri kaplayan kudretullah * Varlık Ehliyet Becerebilme * Zenginlik * Kabiliyet * İlm-i kelâmda: Allah Teâlâ'ya mahsus ezelî ve ebedî ve bütün kâinatta tasarruf eden sıfattır (Arkadaş bir kelime-i vâhidenin işitilmesinde; bir adam, bin adam birdir Yaratılış hususunda da Kudret-i Ezeliyeye nisbeten bir şey, bin şey birdir Nev ile fert arasında fark yoktur M N )KUDRET-İ İLÂHİYE Allah'ın kudreti (Cenab-ı Hakk'ın kudret, ilim, iradesi; şemsin ziyâsı gibi bütün mevcudata âmm ve şâmil olup, hiçbir şeyle müvazene edilemez; Arş-ı Azama taalluk ettikleri gibi, zerrelere de taalluk ederler Cenab-ı Hak, şems ve kameri halkettiği gibi, sineğin gözünü de O halketmiştir Cenab-ı Hak; kâinatta vaz'ettiği yüksek mizan gibi, hurdebinî hayvanların bağırsaklarında da pek ince ve lâtif bir nizam vaz'etmiştir Semadaki ecramı birbiriyle rabteden câzibe-i umumî kanunu gibi, cevahir-i ferdi de, yani zerratı da o kanunun bir misliyle nazmetmiştir Sanki bu zerrat âlemi, o semavî âleme küçük bir misaldir Hülâsa, aczin müdahalesi ile, kudret mertebeleri ayrılır Aczi mümteni' olan kudretçe; büyük, küçük birdir Kudret-i Ezeliye, en evvel eşyanın melekût, yani içyüzüne taalluk eder bu yüz ise, alelumum güzel ve şeffaftır Evet, şems ve kamerin yüzleri parlak olduğu gibi, gecenin ve bulutların da iç yüzleri ziyadardır İ İ )KUDRET-İ KÜLLİYE Cenab-ı Hakk'ın küllî ve mutlak olan kudreti ![]() KUDRETYÂB f Gücü yetebilen, yapabilen, kuvvet ve kudreti olan![]() KUDS Mübareklik Kudsilik Nezafet Pâk olmak Noksanlardan uzak olmak![]() KUDSÎ (Kuds dan) Mukaddes, kutsal, muazzez![]() KUDSİYAN Kudsiler * Melekler Melâike taifesi![]() KUDSİYET Kudsilik, mukaddeslik, azizlik * Temizlik, paklık![]() KUDSÜMAN Erkek örümcek ![]() KUDUM Uzak ve uzun bir yoldan gelmek * Ayak basmak * İleri geçmek İlerilik![]() KUDUMİYYE Uzak yoldan gelen bir büyük zâta, oranın halkı tarafından takdim edilen hediye * Edb: Böyle bir vaziyetten dolayı yazılan kaside![]() KUDUR (Kıdr C ) Çömlekler, tencereler Yemek pişirilen kaplar![]() KUDURÎ (Hi: 362 - 428) Bağdadlıdır Ahmed İbn-i Muhammed Bağdâdi diye de anılır Hanefi fıkıh âlimlerindendir Bu zatın, fıkha dâir meşhur kitabının ismi de Kudurî'dir![]() KUDVE Halkın uyup tâbi oldukları kimse ![]() KUF f Baykuş denen bir kuş cinsi![]() KUFAHİR (KUFÂHİRÎ) Büyük ve iri cüsseli kimse ![]() KUFAÎ Burnu sıcaktan kavlar kızıl kimse ![]() KUFAN Zahmet, meşakkat * Kufe dedikleri beldenin adı![]() KUFAR (Kafr C ) Issız ve susuz yerler Çöller, sahralar![]() KÛFE f Küfe Dayanıklı ve kaba büyükçe sepet![]() KÛFE Kızıl kum * Kızıl kumlu bir yerin adı ki o sebebten "Kûfe" diye isim verilmiştir![]() KUFF Yüksek yer ![]() KUFFAZ Kadınların ellerine ve ayaklarına taktıkları bir süs eşyası * Eldiven![]() KUFFE (C: Kıfâf) Pamuk sepeti * İçine kumaş konan nesne * Yüksek yer * Kurumuş * Çürük ağaç![]() KUFÎ Kûfe şehrine mensub Bu şehirle alâkalı![]() KUFL (C : Akfâl) Kilit, sürgü![]() KÛFTE f Kıyılıp ezilmiş veya dövülmüş et, köfte![]() KUFTEHAR f Köfte yiyen * Geveze, çenesi düşük * Şarlatan Kendini beğenmiş * Çapkın![]() KUFUF Kişinin korkudan tüyü ürperip kalkmak ![]() KUFUL (Kufl C ) Kilitler * Seferden veya yolculuktan dönme![]() KÛH f Dağ![]() KÛH-U KAF Efsânelerde geçen Kafdağı ![]() KÛH-U TUR Tur dağı, Sina dağı ![]() KUHAB At ve deve öksürüğü ![]() KUHAMUN f Tepesi düz olan dağ![]() KUHAN f Kambur * Eyer, at eyeri * Sığır veya deve hörgücü![]() KUHARİYE Yaşlı kadın * Yaşlı hayvan![]() KUHAZ Koyunlara ârız olan bir hastalık ![]() KUHBEDEN f Dağ gibi iri vücutlu kimse İri yarı kişi![]() KUHCİĞER f Dağ yürekli, kahraman, bahâdır, yiğit![]() KUHE f Dağ * Hücum, saldırma * Dağ tepesi gibi kubbeli ve sivri olan şey * Deve hörgücü * At eyeri![]() KUHH Halis, saf, katıksız ![]() KUHÎ f Dağa mensub * Dağla alâkalı * Dağlı![]() KUHİSTAN f Dağlık bölge, dağlık yer![]() KUHKEN f Dağ kazan, dağ deviren![]() KUHKUB f Dağ vurucu Dağı yerinden oynatan * Kuvvetli at veya katır * Kale veya sur döven top![]() KUHL Göz ilâcı * Göze çekilen sürme![]() KUHLÎ Sürme gibi siyah olan ![]() KUHME Düşünmeden bir işe girişme * Şiddet * Kıtlık senesi * Zor iş![]() KUHNÜMUN f Heybetli, azametli Dağ gibi görünen![]() KUHPARE f Kuvvetli at * Dağ parçası![]() KUHPAYE f Dağlık arazi![]() KUHPÜŞT f Kanbur![]() KUHSAR f Dağ tepesi * Dağlık yer![]() KUHUT Kıtlıktan sıkıntı ve eziyet çekme ![]() KUKNAS Hindistan'da olan bir cins beyaz kuş ![]() KU'KU' Alaca renkli, uzun gagalı bir büyük kuş ![]() KUL De, söyle, bildir (meâlinde emirdir)("Kul" kelimesi Kur'anın çok yerlerinde mezkûr veya mukadderdir "Kul" emri risalet ve nübüvvete işarettir İ İ )Türkçede "Kul", emir dinleyen hizmetkâr, Allah'ın mahlûku, Allah'a itaat ve ibadet eden veya köle mânasındadır![]() KUL'A(T) (C: Kulu') Ödünç mal Yurt edinmeye müsait olmayan yer![]() KULA' Ağız ağrısı ![]() KULAA Suyu emip yarılmış ve yerden koparılmış balçık * Büyük taş![]() KULAB f Büyük dalga * Göl, büyük havuz![]() KULAB Bir çeşit deve hastalığı ![]() KULAFE Kılıf, kın, kabuk Zarf![]() KULAKIL İhlâs ve Muavvezeteyn sureleri ![]() KULAL Az, kalil ![]() KULAME Tırnak kesintisi Kesinti![]() KULAMETEYN İki tırnak kesintisi Parantez ( )KULB Bilezik * Bir yılan cinsi![]() KULE (C: Kulul-Kılâl) Çocukların oynadıkları bir oyun ![]() KULEL (Kulle C ) Kuleler * Dağ tepeleri![]() KULEL-İ SEB'A İstanbul'daki yedi tepe ![]() KULFE Zeker ucundaki sünnet edilecek deri ![]() KULİS FAALİYETİ Toplantı yapılan yerlerde, toplantı haricinde çeşitli grupların yaptığı gizli çalışma ![]() KULKALAN Bir nevi ot ![]() KULKUL Şen, çevik, atik * Bir şeyin deprenmesiyle çıkan ses * Büyük, derin deniz * Hızlı giden at![]() KULKULANİ Üveyik kuşuna benzer bir kuş ![]() KULLAB (C : Kalalib) Çengel, kanca Ucu eğri nesne![]() KULLAM Çöğene benzer bir otun adı ![]() KULLE (C : Kulel) Doruk, dağ tepesi, zirve * Kule * Bazı harp gemilerinin güvertelerinde bulunan ve makine ile hareket eden ağır top![]() KULMUH Bir ot ![]() KULUB (Kalb C ) Kalbler, gönüller![]() KULUCE Ekin ekmek için yeri ıslah etmek ![]() KULUNÇ Tıb: Şiddetli bağırsak ağrısı Omuzlarda ve vücutta bir ağrı![]() KULZÜM Deniz, bahr * Kızıldeniz![]() KUMAME (C: Kumâm) Cemaat, topluluk * Süprüntü![]() KUMANYA ing Bir gemi içinde bulunan kimselerin beslenmeleri için gemiye doldurulan erzak Gemi zahiresi * Eskiden piyade kayığının arka kısmındaki dolapçık * Gemi kileri Geminin erzak koymağa mahsus yeri![]() KUM (KUMİ) (Kavm den) Kalk (mânasına emir)![]() KUMAR Para vs karşılığında oynanılan oyun Meşru bir ihtiyacın karşılanması için bir çalışma sonucu olmadan piyango ve şans oyunları gibi haram yollarla kazanç elde etmektir Dinimizde böyle oyunların her türlüsü haramdır Bir müslüman kendi menfaatini isteyip zararını istemediği gibi; diğer bir müslümanın da çıkarını gözetip kötülüğünü isteyemez Halbuki kumara katılan herkes, karşı tarafın zarariyle kendi çıkarlarını düşünmektedir Eğer böyle bir menfaat ve zarar oyunda konulmamışsa ve dince yasaklanan maksadlar da yoksa, yine de her insan için en kıymetli mal olan zamanını boş yere harcamak olur ki bu da zarardır Maksatsız, fikirsiz ve dünyaya ne için geldiğini bilmeyen basit bir insan böyle yollara düşer ve gittikçe perişan olur Halbuki insan, sonsuz ve yüksek gâye sahibi, yüksek şahsiyetli ve nizamlı bir hayat yaşamalıdır (Bak: Meysir)KUMARBAZ Kumar oynayan Kumarcı![]() KUMAR-HANE f Devamlı olarak kumar oynanan yer![]() KUME Bir yere toplanmış olan şeyler * Yüksek, yüce yer![]() KUMİSTAN f Kumluk çöl veya arâzi![]() KUMKUMA (C: Kamâkım) İçine mürekkep, zemzem gibi şeyler konulan yuvarlak testi * Bakır şişe, bakır ibrik![]() KUMME Arslanın, ağzı ile aldığı şey ![]() KUMMEHAN Za'ferân * Şarap köpüğü![]() KUMMELE (C: Kummel) Kene cinsinden bir böcek ![]() KUMPANYA Fr şirket * Mc: Cemaat, zümre![]() KUMRÎ (C: Kamâri) Kumru Dişisine "kumriye", erkeğine "sakhar" derler![]() KUMUDD Sağlamak, sert, katı * Uzun, tavil![]() KUMUS Suya batıp kaybolmak ![]() KUMZE Toplanmış hurma ![]() KÛN Kuyruk sokumu bölgesi Arka, mak'ad, kıç![]() KUNABE Toplu yapraklar (Buğdayın başı onun içinde olur )KUNAH Çomak ![]() KUNAİS (C: Kanâıs) Büyük cüsseli, iri vücutlu kişi ![]() KUNAN Koltuk kokusu * Gömlek yeni![]() KUNBUA (C: Kanâbi) Kestikten sonra yine içinde kalan nesne (Ot kökü gibi) KUNBUL(E) (C : Kanâbil) Kalın vücudlu kimse Sinirli ve hiddetli olan * 30 ilâ 40 yaş arasındaki kimse * At * Bomba![]() KUNBURA (C: Kanâbir) Çökük kuşu ![]() KUNBUZA (C: Kunbuzât) Kısa boylu kadın (Müz: Kunbuz)KUNDAK Küçük çocukları sıkı bağlamaya yarıyan bezler takımı * Yangın çıkarmak için bir yere sokulan, tutuşturulmuş yağlı bez çıkısı![]() KUNDAK SOKMAK Mc: Ara bozacak bir söz söylemek veya böyle bir harekette bulunmak * Yangın çıkarmak![]() KUNEFHAR Büyük cüsseli, iri vücutlu ![]() KUNFUZ(E) (C: Kanâfiz) Kirpi * Fare * Devenin, kulakları ardında terleyen ve teri akan yerleri * Otları dolaşık yer![]() KUNN Gömlek yeni ![]() KUNNE(T) (C : Kanan-Kunen-Kınan) Dağ başı![]() KUNNEB Kendir Kenevir![]() KUNNEBİT (C : Kannâbit) Lahana cinsinden bir bitki![]() KUNTA Karalık ![]() KUNU' Kanaat etme, kâfi bulma * Suâl ve tezellül![]() KUNUT Yatsı veya sabah namazlarında ayakta okunan duâ İbadet Duâ Taat Şükür eylemek * Namazda dünya kelâmından imsak eylemek, yani kendini tutup konuşmamak (Kunut, birşeye o suretle devam ve mülâzemet edip durmaktır ki, taat, huşu, sükut, kıyam mânalarını tazammun eder ve lisanımızda, divan durmak tâbir edilir Bunun için kunut taattir, kunut tul-i kıyamdır, kunut sükuttur, kunut huşu ve hafd-ı cenah ve sükun-ı etraftır diye çeşitli nokta-i nazardan târif edilmiştir Bir hadis-i şerifte "Efdal-üs salâti tul-ül kunut" buyurulmuştur ki, kıyam demektir Binaenaleyh namazda kıyam ve kıraeti, duayı veya huşu ve sükutu uzatmağa da kunut denilir E T )KUNUT Ümidsizlik Ye'se kapılma![]() KUNV (C: Kınân-Kınyân-Aknâ) Üzerinde hurması olan hurma salkımının çöpü ![]() KUNYAN (KINYÂN) Kişinin nefsi için saklayıp elden çıkarmadığı mal ![]() KUNYE (KINYE) Kişinin nefsi için saklayıp elden çıkarmadığı mal ![]() KUNZUA (C: Kanâzı') Çakıl taşı * Tıraş edilmiş başın üstünde bırakılan bir tutam saç![]() KÛPAL f Gürz Demir topuz![]() KÛR (C : Kûrân) f Kör, âmâ![]() KUR'A Talih denemek maksadı ile çekilen kapalı pusla veya fal açma ![]() KURA (Karye C ) Karyeler, köyler, kasabalar![]() KURÂ-YI MÜTECÂVİRE Komşu köyler ![]() KURA' İbâdet eden ![]() KURAA Kalem kesintisi Kalem yongası![]() KURAB (Kurbet C ) Yakınlar, akrabalar![]() KÛRABE f Kubbeli mezar, türbe![]() KURAD (C: Kırdân-Ekride) Kene adı verilen böcek ![]() KURAKIR Güzel sesli kimse
|
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#25 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KUR'AN Allah (C C ) tarafından Hz Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâma Cebrâil Aleyhisselâm vâsıtası ile (yâni vahiyle) gönderilen ve beşeriyetin bütün saadet düsturlarını hâvi en mukaddes ve en son kitâb-ı semâvidir Din ve dünyanın nizâmını en iyi şekilde bildirir, kâinatın neden ve niçin yaratıldığını ve hikmetlerini beyan eder Başıboşluk ve serserilikten kurtarıp ibâdet ve taata, emniyet ve nizâma ve saadete sevkeder ve insanın ebedi selametine vesile olur * Lugat mânasına göre Kur'ân: Tilâvet, okumak, cem' ve zammolunmuş, okunmuş mânâlarına gelir Fürkan, Zikir, Hüdâ, Hitab, Kitab, Mushaf, Nur, Necm, Hüdâ, Mev'iza, Aziz, Besâir, Bürhan![]() ![]() gibi elli beş kadar isimle de anılır (Bak: Kelâmullah)KUR'AN-I HAKÎM Hakim olan Kur'an-ı Kerim Hakim: Hikmetli, hikmet sâhibi, yahut çok hâkim ve muhkem mânalarına gelir![]() KUR'AN-I MU'CİZ-ÜL BEYAN Beyan ve ifadesi mu'cize olan Kur'an (Kur'an: Şu kitâb-ı kebir-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi![]() ve âyât-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedisi![]() ve şu âlem-i gayb ve şehadet kitabının müfessiri![]() ![]() ve zeminde ve gökde gizli Esmâ-i İlâhiyenin mânevi hazinelerinin keşşâfı![]() ve sutur-u hâdisatın altında muzmer hakaikın miftahı![]() ve âlem-i şehâdette âlem-i gaybın lisanı![]() ![]() S )(-Kur'an-ı Kerim-, bütün mebâhis-i esasiyeyi ve mühimmeyi öyle bir tarzda beyan eder ki, o beyan, bütün kâinatı bir saray gibi idare eden ve dünyâyı ve âhireti iki oda gibi açıp kapayan; ve zemin bir bahçe; ve semâ, misbahlariyle süslendirilmiş bir dam gibi tasarruf eden; ve mâzi ve müstakbel, bir gece ve gündüz gibi nazarına karşı hazır iki sahife hükmünde temaşa eden; ve ezel ve ebed, dün ve bugün gibi silsile-i şuunatın iki tarafı birleşmiş, ittisal peyda etmiş bir surette, bir zaman-ı hâzır gibi onlara bakan bir Zât-ı Zülcelâle yakışır bir tarz-ı beyandır Nasıl bir usta, bina ettiği ve idare ettiği iki haneden bahseder, proğramını ve işlerinin liste ve fihristesini yapar; Kur'an dahi, şu kâinatı yapan ve idâre eden ve işlerinin listesini ve fihristesini tabir câiz ise, proğramını yazan, gösteren bir Zâtın beyanına yakışır bir tarzdadır Hiç bir cihetle eser-i tasannu ve tekellüf görünmüyor Hiç bir şâibe-i taklid veyâ başkasının hesâbına ve onun yerinde kendini farzedip konuşmuş gibi bir hud'anın emaresi olmadığı gibi, bütün ciddiyetiyle, bütün safvetiyle, bütün hulusiyle sâfi, berrak, parlak beyânı, nasıl gündüzün ziyâsı, "Güneşten geldim" der Kur'ân dahi," Ben Hâlık-ı Âlem'in beyanıyım ve kelâmıyım" der Evet şu dünyâyı antika san'atlarla süslendiren ve lezzetli nimetlerle dolduran ve san'atperverâne ve nimetperverane şu derece san'atının acibeleriyle şu derece kıymettar nimetlerini dünyanın yüzüne serpen, sıravâri tanzim eden ve zeminin yüzünde seren, güzelce dizen bir Sâni', bir Mün'imden başka şu velvele-i takdir ve istihsanla ve zemzeme-i hamd ve şükranla dünyâyı dolduran ve zemini bir zikirhâne, bir mescid, bir temaşagâh-ı san'at-ı İlâhiyeye çeviren Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan kime yakışır ve kimin kelâmı olabilir? Ondan başka kim ona sâhib çıkabilir? Ondan başka kimin sözü olabilir? Dünyayı ışıklandıran ziya, güneşten başka hangi şeye yakışır? Tılsım-ı kâinatı keşfedip âlemi ışıklandıran beyan-ı Kur'an, Şems-i Ezelî'den başka kimin nuru olabilir? Kimin haddine düşmüş ki ona nazire getirsin? Onun taklidini yapsın?Elhak, bu dünyayı san'atlarıyla zinetlendiren bir san'atkârın, san'atını istihsan eden insanla konuşmaması muhaldır Mâdem ki, yapar ve bilir, elbette konuşur Mâdem konuşur, elbette konuşmasına yakışan Kur'andır Bir çiçeğin tanziminden lâkayd kalmayan bir Mâlik-ül Mülk, bütün mülkünü velveleye veren bir kelâma karşı nasıl lâkayd kalır? Hiç başkasına mal edip hiçe indirir mi? S )(Kur'an-ı Hakim yirmi üç sene mütemadiyen damarlara dokunduracak ve inadı tahrik edecek bir tarzda meydan okudu ve der idi ki: "Şu Kur'anın Muhammed-ül Emin gibi bir ümmiden nazirini yapınız ve gösteriniz Haydi bunu yapamıyorsunuz, o zât ümmi olmasın, gayet âlim ve kâtip olsun Haydi bunu da getiremiyorsunuz; bir tek zât olmasın, bütün âlimleriniz, beliğleriniz toplansın, birbirine yardım etsin, hattâ güvendiğiniz âliheleriniz size yardım etsin Haydi bununla da yapamıyacaksınız, eskiden yazılmış beliğ eserlerden de istifade edip, hattâ gelecekleri de yardıma çağırıp, Kur'anın nazirini gösteriniz, yapınız Haydi bunu da yapamıyorsunuz; Kur'anın mecmuuna olmasın da, yalnız on Suresinin nazirini getiriniz Haydi on Suresine mukabil hakiki doğru olarak bir nazire getiremiyorsunuz; haydi hikâyelerden asılsız kıssalardan terkib ediniz Yalnız nazmına ve belâgatına nazire olsun getiriniz Haydi bunu da yapamıyorsunuz, bir tek suresinin nazirini getiriniz Haydi Sure uzun olmasın, kısa bir Sure olsun, nazirini getiriniz Yoksa, din, can, mal, iyalleriniz; dünyada da âhirette de tehlikeye düşecektir![]() ![]() " M )(Amerikalı Filozof Karlayl (Carlyle) şöyle diyor: Kur'anı bir kerre dikkatle okursanız, O'nun hususiyetlerini izhara başladığını görürsünüz Kur'anın güzelliği diğer bütün edebî eserlerin güzelliklerinden kabil-i temyizdir Kur'anın başlıca hususiyyetlerinden biri, (O'nun asliyyetidir Benim fikir ve kanaatıma göre Kur'an serâpa samimiyet ve hakkaniyetle doludur Hz Muhammed'in (A S M ) cihana tebliğ ettiği dâvet, hak ve hakikattır İ İ )KÛRÂN (Kur C ) f Körler âmâlar![]() KÛRÂNE f Körcesine![]() KURARE Çömlek içindeki yemek piştikten sonra yanmasın diye içine konulan su ![]() KURAT Fitil ucundan yanmış yer ![]() KURAZ (KARİZA) Isırgan otu ![]() KURAZE Altun ve gümüş kırıntısı * Kumaş parçaları![]() KURB Yakınlık Yakında oluş Yakın olmak Yakınlık kazanmak (Zamanda, mekânda, nisbette, hatvede ve kuvvette kullanılır ) * Tıb: Böğür Karnın yumuşaklığına kadar olan yer![]() KURB-İ DERECE Ölen bir kimseye yakınlık derecesi ![]() KURB-İ HÜDÂ Allah'a manevî yakınlık ![]() KURB-İ MESÂFE Yer, mekân yakınlığı ![]() KURBAN Allah'ın rızasını kazanmağa sebep olan şey * Etleri, fakirlere parasız olarak dağıtılmak niyetiyle farz, vâcib veya sünnet olarak kesilen koyun, keçi, deve, sığır![]() gibi hayvan * Bir maksad uğrunda feda olma * Beylerin ve meliklerin yakınlarından olan kimse![]() KURBET Yakınlık * Fık: Allah'a manevî yakınlığa sebeb olan amel-i sâlih![]() KURBİYYET Yakınlık kazanmak Yakınlık Bir şeye kendi gayretiyle yakınlaşmak (Bak: Akrebiyyet)(Sahabelerin kurbiyet-i İlâhiyye noktasındaki makamlarına velâyet ayağıyla yetişilmez Çünki: Cenâb-ı Hak bize akrebdir ve herşeyden daha ziyade yakındır Biz ise, ondan nihayetsiz uzağız O'nun kurbiyetini kazanmak iki surette olur Birisi: Akrebiyetin inkişafiyledir ki, nübüvvetteki kurbiyet ona bakar ve nübüvvet veraseti ve sohbeti cihetiyle sahabeler o sırra mazhardırlar İkinci Suret: Bu'diyetimiz noktasında kat-ı meratib edip bir derece kurbiyete müşerref olmaktır ki, ekser seyr-i sülûk-u velâyet ona göre ve seyr-i enfüsî ve seyr-i âfâkî bu suretle cereyan ediyor İşte, birinci suret sırf vehbîdir, kesbî değil, incizabdır, cezb-i Rahmânidir ve mahbubiyettir Yol kısadır, fakat çok metin ve çok yüksektir ve çok hâlistir ve gölgesizdir Diğeri kesbîdir, uzundur, gölgelidir Acaib hârikaları çok ise de, kıymetçe, kurbiyyetçe evvelkisine yetişemez Meselâ: Nasıl ki dünkü güne bugün yetişmek için iki yol var Birincisi: Zamanın cereyanına tâbi olmıgirsin bir tarafına ![]() !!!, bir kuvvet-i kudsiye ile, fevkaz-zaman çıkıp, dünü bugün gibi hazır görmektir İkincisi: Bir sene kat'-ı mesafe edip, dönüp dolaşıp, düne gelmektir; fakat, yine dünü elde tutamıyor; onu bırakıp gidiyor Öyle de, zâhirden hakikata geçmek iki suretledir Biri: Doğrudan doğruya hakikatın incizabına kapılıp, tarikat berzahına girmeden, hakikatı, ayn-ı zâhir içinde bulmaktır İkincisi: Çok merâtibden seyr-i süluk suretiyle geçmektir Ehl-i velâyet, çendan fena-i nefse muvaffak olurlar, nefs-i emmareyi öldürürler Yine sahabeye yetişemiyorlar Çünki, sahabelerin nefisleri tezkiye ve tathir edildiğinden; nefsin mahiyetindeki cihazat-ı kesire ile, ubudiyetin envâına ve şükür ve hamdin aksamına daha ziyade mazhardırlar Fena-i nefisten sonra, ubudiyet-i evliya besatet peyda eder S )KÛR-BOĞAZ f Obur, körboğaz![]() KURBUK Mevzi ismi * Yardım * Dükkân![]() KURDAH Maymun ![]() KÛRDİL f Câhil Gönlü kör![]() KURDUH Maymun * Küçük karınca![]() KÛRE f Demirci ocağı Kuyumcu ocağı * Küre![]() KURENA Bir padişâhın yakınında bulunan ve onun sohbetine iştirak edenler Yakınlar Arkadaşlar![]() KURENG f Al at![]() KUREVÎ (Kurâ dan) Köylü Köye âit, köye dâir![]() KUREYŞ Kökü Hz İbrahim'e (A S ) dayanan, Peygamberimiz Hz Muhammed'in de (A S M ) mensub olduğu Arab kabilesi![]() KUREYŞ SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 106 Suresidir Liilâfi Suresi de denir Mekkîdir![]() KUREYŞÎ Kureyş kabilesinden olan Kureyş'e mensub![]() KUREYZA Medine-i Münevvere yakınında Yahudi taifesinden bir kavim ![]() KURFUSA (KARFESA) Mak'adı üstüne oturup dizlerini karnına yapıştırıp iki kolunu baldırları üstüne kavuşturmak ![]() KURHA (C: Kuruh) Silâh yarası * Çıban![]() KURHANE (C: Kurhân) Bir cins mantar ![]() KÛRÎ f Körlük, âmâlık![]() KURKUBE Et, lahm ![]() KURKUL Çekirge ![]() KURKUR Büyük gemi ![]() KURKUS Geniş, bol, vâsi ![]() KURMAY Ordunun muharebeye hazırlanmasında ve savaş sırasındaki sevk ve idaresi için hususi tarzda yetiştirilmiş subay * Mc: Becerikli![]() KURME İşaret için devenin burnundan bir miktar deri kesip tam ayrılmadan yine burnu üstüne yapıştırmak ![]() KURMUD Dağ keçisinin erkeği ![]() KURMUS (C: Karâmıs) Avcıların dağda olan kulübesi veya soğuktan sakındıkları küçük çukur yer ![]() KURNAS Dağın burnu ![]() KURNE Sivri veya tümsek şey * Hamam kurnası Kurna![]() KURNEVE Boya otu ![]() KURNUK Yumuşak bedenli delikanlı ![]() KURR Karar * Soğukluk![]() KURRA (Kari' C ) Okuyucular Kur'ân-ı Kerimi usul ve tecvidine göre okuyanlar Dindar ve sâlih kimse![]() KURRASA (C: Kırâs) Papatya çiçeği ![]() KURRE Parlaklık Tâzelik Gözün parlak ve nurlu olması * Ağlamaktan sonraki serinlik * Dilşâd olmak * Bir atımlık şey * Kurbağa![]() KURRET-ÜL A'YUN Gözlerin nuru * Çok sevilen ve göz aydınlığına sebeb olanlar![]() KURS (KURSA) Kelepçe * Çevrik nesne * Yuvarlak Tekerlek şeklinde olan![]() KURS-U ŞEMS Güneş yuvarlağı
|
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#26 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KURŞUM (KIRŞÂM) Büyük kene ![]() KURT(A) (C : Kırta-Kırat) Küpe![]() KURTAN At'ın arkasına vurdukları keçe ![]() KURTAT Eyer altına konan bir nesne * Boyun![]() KURTUBÎ Kılıç Halid bin Velid'in kılıcı![]() KURTUM (C: Karâtım) Usfur otunun tohumu ![]() KURTUM Mestin burnu ![]() KURUH (Kurha C ) Yaralar![]() KURULTAY (Bak: Meclis) KURUM (Karm C ) Değerli insanlar Kıymetli ve değeri büyük kişiler![]() KURUN (Karn C ) Asırlar Devirler Çağlar![]() KURUN-U ÂHİRE Son asırlar İstanbul'un Fatih Sultan Mehmed tarafından zaptedildiğinden sonraki zaman Hicri 857, Mi 1453 yılından sonraki devir![]() KURUN-U SÂLİFE Geçmiş asırlar ![]() KURUN-U ULÂ Eski Roma Devleti'nin ikiye ayrılması zamanına kadar olan eski devir İlk çağ![]() KURUN-U VUSTÂ Eski Roma Devleti'nin ikiye ayrılmasından, İstanbul'un Müslümanlar tarafından zabtedildiği tarihe kadar olan zamandır Orta asırlar![]() KURUNE Nefis ![]() KURUR Gözün parlak olması ![]() KURUT Küpeler Kadınların kulaklarına taktıkları mücevherler![]() KURUT Kuruluk ![]() KURUZ (Karz C ) Borçlar Ödünç olarak verilen paralar![]() KURZUB Fakir kimse ![]() KURZUM Kavafların ve kunduracıların üzerinde gön ve sahtiyan kesip düzelttikleri yuvarlak tahtalar ![]() KURZÜL Kadınların başına örttükleri nesne * Kayıt * Kötü kimse * At ismi * Bel, sulb![]() KÛS f Kös Eskiden muharebelerde deve veya araba üstünde taşınarak çalınan büyük davul![]() KÛS-İ GAZA Savaş davulu Muharebe kös'ü![]() KUSA Zayıflık * Nâhiye![]() KUSAKIS Çok acı olan sarmısak ![]() KUSALE Buğday ve arpa kesmiği ![]() KUSAME Kassamlara verilen taksim ücreti ![]() KUSARA İsteğin ve arzunun son derecesi ![]() KUSARE Hususi hücre * Gemilerde güvertelerin en üstündeki yarım güverte![]() KUSAS Saçın önünde ve ardında nihayeti ![]() KUSASA Tırnak kırpıntısı * Az miktar, az şey![]() KUSB (C: Aksâb) Göden bağırsak denilen büyük bağırsak ![]() KUSBE (C: Kuseb) Göden bağırsak ![]() KUSE f Köse![]() KUSEC f Köse![]() KUSEYBE Bronşcuk ![]() KUSEYRA İyeği kemiklerinin altındaki kemik ![]() KUSFEND f Koyun![]() KUSKUS (KUSKUSA) (C: Kusâs) Kaba, kısa boylu erkek ![]() KUSLUB Kuvvetli, dayanıklı, sağlam ![]() KUSRE Yakın, karib ![]() KUSSA Alın saçı ![]() KUSSABE (C: Kısâb) Kamış boğumu * Düdük![]() KUSSAS Bir demir madeninin adı ![]() KUSS İBN-İ SAİDE İslâmiyetten önce Arabistan'da yaşamış İyâd Kabilesinin ileri gelenlerinden, mühim hakikatlı bir şâirdir Cârud gibi hakperesttir Henüz Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm genç iken Suk-ı Ukaz panayırındaki hitabeti ile meşhurdur Hitabesinde bir Hak Peygamber geleceğini ve onun en güzel bir din üzere olacağını müjdelemiştir (K En Sh 61)KUST Topalak dedikleri ot ![]() KUSTAR (KISTÂR) Kesedar Sarraf * Tüccar, tâcir * Mizan, ölçü * Bir şehre veya bir beldeye vâli olan kimse![]() KUSTAS Büyük terazi ![]() KUSU Uzaklık, ırak olmaklık * Son olmaklık![]() KUS'UL Yaramaz, leim, lânet edilen kimse * Kurt eniği![]() KUSUR Noksanlık Eksiklik Noksan ve âcizlik İhmal Tedbirsizlik * Cem' olmalar * Pahalanmak *Eksilmek * Şiddetli olan şeyin yavaşlayıp sâkin olması * Bereketlenmek * İmtina', âciz olmak * Bir hesabın üstü Artan kısım * (Kasr C ) Kasırlar Saraylar Köşkler (Şeytanın mühim bir desisesi : İnsana kusurunu itiraf ettirmemektir Tâ ki, istiğfar ve istiâze yolunu kapasın Hem nefs-i insaniyenin enaniyetini tahrik edip, tâ ki, nefis kendini avukat gibi müdafaa etsin; âdeta taksiratdan takdis etsin Evet şeytanı dinliyen bir nefis, kusurunu görmek istemez; görse de, yüz te'vil ile te'vil ettirir $ sırriyle, nefsine nazar-ı rıza ile baktığı için ayıbını görmez Ayıbını görmediği için itiraf etmez, istiğfar etmez, istiaze etmez; şeytana maskara olur Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm gibi bir Peygamber-i Alişan , $ dediği halde, nasıl nefse itimad edilebilir Nefsini ittiham eden, kusurunu görür Kusurunu itiraf eden, istiğfar eder İstiğfar eden, istiaze eder İstiaze eden, şeytanın şerrinden kurtulur Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır Ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar; itiraf etse, afva müstahak olur L )KUSUR-İ CİNAN Cennet'teki köşkler ![]() KUSURE Acizlik, güçsüzlük ![]() KUSUT Haktan sapmakla cevr ve zulmetmek * Birşeyi kısımlara ayırmak, tefrik etmek![]() KUSVA Son derecede bulunan * Son, nihayet * Son sınır Erişilecek olan en son nokta![]() KUŞ'AM (C: Kaşâım) Yaşlı ihtiyar, koca kimse * Belâ * Arslan * Sırtlan * Örümcek * Karınca yuvası![]() KUŞAM (KUŞÂME) Sofrada artan yemekler ![]() KUŞ'AMAN Büyük erkek akbaba ![]() KUŞ'AR Hıyar ![]() KUŞA'RİRE Titreme * Tavuk derisi gibi ürperip kabarmış deri![]() KUŞE Köşe ![]() KUŞE-İ FERAG İnsanın, herşeyden feragat edip çekildiği köşe ![]() KUŞE-İ NİSYAN Unutma köşesi, nisyan köşesi ![]() KUŞİŞ f Çalışma, çabalama, gayret sarfetme, uğraşma![]() KUŞUR (Kışr C ) Kabuklar, kışırlar![]() KUŞUR-İ EŞCAR Ağaç kabukları ![]() KUŞUTA Burnun çökük ve yassı olması ![]() KUT Yaşatacak gıda, rızık * Kuvvetlendirmek![]() KUT-I LÂ-YEMUT Ölmeyecek kadar olan rızık, yiyecek ![]() KUT-I MESİH Hurma * Şarap![]() KUT'A Bir hurma cinsi ![]() KUTA' (C: Kutâ-Kutevât) Atın arkalaşacak yeri * Bağırtlak kuşu![]() KUTA' (KUTU') Düş yormak, rüya tâbir etme * Su kesilmek * Başka yere gitmek![]() KUTAA Bir şeyin kesintisi ve kırıntısı ![]() KUTAFE Toplarken düşüp dökülen üzüm ve yemiş döküntüsü ![]() KÛTAH (Kuteh) Kısa, boysuz ![]() KÛTAH-ÂSTİN f Aslında kötü olduğu hâlde iyi gibi görünen kimse![]() KÛTAH-BÎN f Neticeyi göremiyen, basiretsiz, kısa görüşlü![]() KÛTAHTER f Pek kısa, çok ufak![]() KÛTAH-TERİN f En çok kısa![]() KUTAR Kebap kokusu Ot kokusu
|
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#27 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KUTB (Kutub) Dünyanın şimâl veya cenub uçları (Güney ve kuzey taraflarının son kısımları ) * Elektrik cereyânını meydana getiren veya mıknatısın uçlarından her biri * Dini bir meslek veya grubun başı Bir çok müslümanların kendisine bağlandıkları azim ve büyük evliyaullahtan zamanın en büyük mürşidi![]() KUTB-U CENUBÎ Güney kutbu ![]() KUTB-U DEVRAN Halife ve bu sıfatı alan Osmanlı padişahı ![]() KUTB-UL AKTAB Kutubların başı Hilafet-i mâneviye-i Muhammediye (A S M ) Velâyet-i mâneviye makamlarının en yükseği, nübüvvet-i Muhammediyeye (A S M ) veraset makamı olup, bu makama ancak Cenâb-ı Hakkın bir atiyyesi olarak nâil olunur Bu makamda bulunan zât, Hakikat-ı Muhammediyenin (A S M ) mazharı ve Esmâ-i İlâhiyenin câmi'idir Her asırda bir tane bulunan bu zatların sonuncusu mezkur sıfatların en ekmeline mazhardır Bu makam hakkında Gavs ve Kutbiyyet-i Kübrâ tâbirleri de kullanılır![]() KUTB-UL ÂRİFÎN Ariflerin en ileri geleni, en büyüğü Maddi, mânevi ve İlâhi ilim sahiblerinin başı Ariflerin kutbu (Bak: Aktâb)KUTB-U RİSALET Risaletin başı * Hz Muhammed (A S M )KUTB-U ŞİMALÎ Kuzey kutbu ![]() KUTB-UD DİN Dinin kutbu ![]() KUTB-UZ ZAMAN Zamanın en ileri gelen ve en büyük ârif ve mürşidi (Bak: Aktâb)KUTBE Nişan okunun temreni * Erkek ismi * Nişanlara atılan ufak ok![]() KUTBEYN İki kutub Şimal ve cenub kutbu Kuzey ve güney kutubları![]() KUTBÎ (Kutbiye) Dünya kutuplarına ait Onlarla alâkalı![]() KUTBİYE Deve ve koyun sütünün birbirine karışması ![]() KUTBİYET (Bak: Kutb-ul aktab) KÛTEH (Kutâh) f Kısa, boysuz![]() KÛTEHBÂL f Kısa boylu![]() KÛTEHBÎN f Kısa görüşlü İleriyi göremez![]() KÛTEHDEST f Kısa elli Elli kısa olan * Mc: Hasis, cimri, tamahkâr, keremsiz![]() KÛTEHENDİŞ f Sonunu ve istikbali düşünmeyen Kısa görüşlü![]() KUTELA' (Katil C ) Öldürülmüş kimseler, maktuller![]() KÛTÎ Kısa boylu adam ![]() KUTİLE (Katil den) Katledildi, kahroldu veya kahrolası meâlindedir![]() KUTME Bozluk ve kızıllık olan renk (O renkte olana "aktem" derler ) (Müe: Katmâ)KUTN (C: Aktân) Pamuk ![]() KUTNE Geviş getiren hayvanların midelerinin bir bölümü Şirden![]() KUTNİYE Aşure tatlısı ![]() KUTR (KUTUR) Taraf Canib * Nahiye Mahal Arzın veya semânın bir ciheti * Çap * Bölük Bölge * Geo: Dairenin merkezinden geçip onu iki müsavi kısma bölen doğru parçası, çap![]() KUTR-U DÂİRE Geo: Dairenin kutru Çap![]() KUTRE Avcılar kümesi ![]() KUTRENÎ Kutur itibariyle, çap olarak ![]() KUTRUB Bir kuş ![]() KUTRUTÎ Kısa boylu küçük adam ![]() KUTTA' (Katı' C ) Kesiciler, kat' ediciler, kesenler![]() KUTTA-İ TARİK Yol kesenler, eşkiyalar, haydutlar ![]() KUTTAL (Katil C ) Katiller, öldürücüler, öldürenler Katledenler![]() KUTTAN (Katın C ) Yerliler, oturanlar, sâkinler![]() KUTU' Sudan veya bir yoldan geçme * (Kuşlar) göç etme * (Kat' C ) Kesintiler![]() KUTU' Zelil olmak Hakarete uğramak![]() KUTUB (Kutb C ) Kutublar![]() KUTUR Pintiliğinden dolayı ailesini sıkıntı içinde bırakan adam ![]() KÛTVAL f Kale muhafızı Dizdar * Belediye reisi Şehir ağası![]() KUUD Cülus Oturmak * Namazın oturarak kılınan kısmı Secdede iken kalkıp oturmak![]() KUULE Ayağının arkasıyla yerden toprak saçmak ![]() KUUR (Ka'r C ) Dipler, derinlikler Nihâyetler![]() KUVÂ (Kuvvet C ) Güçler Kuvvetler * Hisler Hasseler Takatler * Şeriatın birer hükmü![]() KUVÂ-İ DİNİYE Dinî kuvvetler ![]() KUVÂ-İ HAMSE Beş duygu ![]() KUVÂ-YI MİLLİYE Milli kuvvetler Bir milletin sahib olduğu kuvvetleri * İstiklâl harbinde Anadoluda kurulan hükümet ve bu hükümetin askeri kuvvetleri![]() KUVÂ-YI SELÂSE Üç kuvvet (Kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye ve kuvve-i akliye )KUVÂ-YI UMUMİYE Umumi kuvvetler ![]() KUVA' Erkek tavşan ![]() KUVAM Koyunun ayaklarını tutan bir hastalık ![]() KUVARE Yuvarlak parça (ki gömlek yakasından veya kavun, karpuz başından keserler )KUVB Yavru ![]() KUVVAD Kumandanlar, seraskerler, komutanlar ![]() KUVVE Kuvvet Güç * Salâhiyyet İktidar * Fikir Niyet * Hasse His Duygu Meleke * Kabiliyyet (Za'fiyyetin zıddı)KUVVE-İ AN-İL-MERKEZİYE Merkezkaç kuvvet Cisimlerin kendi mihveri üzerine hareketi zamanında merkezinde hâsıl olan kuvvete denilir Merkezde dönen bir tekerleğin etrafında yapışık veyahut üstünde taşıdığı cisimlerin etrafa yayılıp dağılmasıyla bu kuvvetin mevcudiyyeti anlaşılır![]() KUVVE-İ AZM f Azim kuvveti Emele muvaffak olmak için gösterilen azim, cehd kuvveti![]() KUVVE-İ BÂSIRA f Görme duygusu, görme kuvveti![]() KUVVE-İ CÂZİBE Kendine çekici kuvvet Dünyanın câzibe, yani çekme kuvveti![]() KUVVE-İ DÂFİA Zararlı şeyleri men'etme ve onlardan korunma hissi İtme kuvveti![]() KUVVE-İ GALİBE Üstün ve ezici kuvvet ![]() KUVVE-İ HÂFIZA f Zihinde hıfzetme, belleme kuvveti![]() KUVVE-İ HAMSE-İ BÂTINA İçteki beş his, beş duygu (Bak: Havâs)KUVVE-İ İLE-L MERKEZİYE Muhitten (etraftan) merkeze doğru gelen çekme kuvveti (Kuvve-i anil-merkeziyenin zıddıdır )KUVVE-İ İSTİNAD Dayanma ve istinad etme kuvveti ![]() KUVVE-İ KUDSİYE Evliyâ kuvveti Cenab-ı Hakk'ın yardımına mazhar olan kuvvet Hakaik-ı imâniye ve Kur'aniyeyi gayet ince ve derin bir firaset ve dirayetle anlayabilme kuvveti![]() KUVVE-İ LÂMİSE Dokunma ve hissetme duygusu Sertliği ve yumuşaklığı anlama duygusu![]() KUVVE-İ MUHASSALA Muhtelif kuvvetlerin ağırlık merkezi ![]() KUVVE-İ MUSAVVİRE Cenâb-ı Hakkın izni ve kanunu ile maddiyatın şekil ve suretini alma kabiliyeti (Bak: Madde-i musavvire) KUVVE-İ MUTASARRIFA Mütehayyile vasıtasıyla zihinde hazırlanan şeyleri tertib kuvveti ![]() KUVVE-İ MÜDRİKE İdrak kuvveti Beş duygunun, hissin zihinde duyulması, anlaşılması![]() KUVVE-İ MÜMEYYİZE İnsanın iç âleminde hissedilenleri birbirinden ayırdetme kudreti * Hayır ve şerri anlayıp ayıran bir duygu ve kuvvet![]() KUVVE-İ MÜTEHAYYİLE Hissolunan şeyin gıyabında resim ve tasvir kuvveti Hayâl kuvveti![]() KUVVE-İ MÜVELLİDE Tevlid edici kuvve, meydana getirci kuvvet ![]() KUVVE-İ NÂTIKA Konuşma, güzel ifade etmek kudreti ![]() KUVVE-İ SEBUİYE İnsanda başkalarına hücum ve zararları defetmek kuvvesi ![]() KUVVE-İ SEBUİYE-İ GADABİYE Zararlı şeyleri def'e sevkeden his ve kuvvet ![]() KUVVE-İ ŞÂMME Koku alma, koklama duygusu Burun![]() KUVVE-İ ŞEHEVİYE Cinsi istek kudreti Yemek, içmek, konuşmak, uyumak gibi kabiliyetler![]() KUVVE-İ TEŞRİİYE Kanun vaz'etme kuvveti şeriata uyan düsturlar yapma kuvveti * Büyük Millet Meclisi![]() KUVVE-İ VÂHİME Vehim ve hayâl duygusu Kuruntu hâssesi![]() KUVVE-İ ZAHRİYE Yardımcı ve imdatçı kuvvet ![]() KUVVE-İ ZÂİKA Dildeki tad alma duygusu (Bak: Dil)(Ağızdaki kuvve-i zâika bir kapıcıdır; mide, cesedin idâresi noktasında bir efendi ve bir hâkimdir O saraya veyahut o şehre gelen ve sarayın hâkimine verilen hediyenin yüz derece kıymeti varsa, kapıcıya bahşiş nev'inden ancak beş derecesi muvafık olur![]() fazla olamaz Tâ ki; kapıcı gururlanıp, baştan çıkıp, vazifeyi unutup, fazla bahşiş veren ihtilâlcileri saray dahiline sokmasın İşte bu sırra binâen, şimdi iki lokma farzediyoruz Bir lokma, peynir ve yumurta gibi mugaddi maddeden kırk para; diğer lokma, en âlâ baklavadan on kuruş olsa![]() bu iki lokma ağıza girmeden, beden itibariyle farkları yoktur, müsâvidirler; boğazdan geçtikten sonra, cesed beslemesinde yine müsâvidirler Belki, bazan kırk paralık peynir, daha iyi besler Yalnız, ağızdaki kuvve-i zâikayı okşamak noktasında yarım dakika bir fark var Yarım dakika hatırı için kırk paradan on kuruşa çıkmak, ne kadar mânâsız ve zararlı bir israf olduğu kıyas edilsin Şimdi, saray hâkimine gelen hediye kırk para olmakla beraber, kapıcıya dokuz defa fazla bahşiş vermek, kapıcıyı baştan çıkarır, "hâkim benim" der Kim fazla bahşiş ve lezzet verse; onu içeriye sokacak İhtilâl verecek, yangın çıkaracak, "Aman doktor gelsin, hararetimi teskin etsin, ateşimi söndürsün " dedirmeye mecbur edecek İşte, iktisad ve kanaat, hikmet-i İlâhiyyeye tevfik-ı harekettir Kuvve-i zâikayı kapıcı hükmünde tutup, ona göre bahşiş verir İsraf ise; o hikmete zıt hareket ettiği için çabuk tokat yer, mideyi karıştırır, iştiha-yı hakikiyi kaybeder Tenevvü-ü et'imeden gelen sun'i bir iştiha-yı kâzibe ile yedirir, hazımsızlığa sebebiyet verir, hasta eder L )
|
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#28 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KUVVE-İ ZÂKİRE Hafıza Ezberleme kuvveti Ezber edici kuvvet![]() KUVVET Sükunette bulunan cisimleri harekete, hareket ettikleri sükunete getirmeğe muktedir olan sebeb (Kuvvet, te'sir ettiği cisimlerin hâricindedir )KUVVET-İ DEVLET Devletin kuvveti ![]() KUVVET-ÜZ ZAHR Arka veren kuvvet Yardımcı, imdadcı kuvvet Geriden gelen yardımcı * İcabında arkadan yardımcı olacak asker kuvveti İmdâda hazır asker![]() KUY f Karye, mahalle, sokak * Yol Semt![]() KUYA Çok kusmak ![]() KUYDAŞ f Aynı köyden olanlar Köyleri aynı olan kimseler![]() KUYUD (Kayd C ) Kayıtlar Resmi muâmelelerin veya her hangi bir şeyin kayıtları, deftere geçirilmeleri, yazılmaları![]() KUYUD-U İHTİRAZİYYE Korunmak için ilerisine âid tedbir kayıtları Bazı hakları kullanabilme şartı![]() KUYUDAT Kayıtlar ![]() KUYUDAT-I ATİKA Eski kayıtlar ![]() KUZ Bardak, kadeh * Tas, çanak![]() KUZ f Kambur![]() KUZA' Hırka parçası ![]() KUZA' Ağız ağrısı ![]() KUZAH Mevzi ismi * şeytan ismi (Bak: Kuzeh)KUZAKIZ Yırtıcı ve paralayıcı yavuz arslan ![]() KUZA'MEL Büyük şişman deve ![]() KUZA'MELE Kötü huylu, kısa boylu kadın * Şey![]() KUZAT Şeriat nâmına hükmeden hâkimler Kadılar (Bak: Kudât)KUZAZAT Ok yeleği kırpıntısı * Altın parçaları![]() KUZE f Su testisi![]() KUZE-GER f Çömlekçi, bardakçı![]() KUZEH Renk renk çizgiler * Bulutları idâreye me'mur bir melek ismi![]() KUZEHİYE Gözün renkli olan tabakası İris![]() KUZFE (C : Kuzuf-Kuzefât) Yüksek yer![]() KUZHA (C: Kuzeh) Yol, tarik ![]() KUZU' Evmek, acele ![]() KUZZ Yeleksiz oklar ![]() KUZZE (C: Kuzze) Ok yeleği * Pire, bürgus![]() KÜAYT (C: Ki'tân) Bülbül ![]() KÜBAB Bir yere toplanmış kum ![]() KÜBAD Tıb: Karaciğer iltihabı ![]() KÜBAS Başı büyük olan erkek ![]() KÜBBE (C: Kübb) At sürüsü * İplik yumağı![]() KÜBBENE Bahil kişi ![]() KÜBERA (Kebir C ) Büyükler Ulular![]() KÜBERA-YI ÜMMET Ümmetin uluları, büyükleri ![]() KÜBKÜBE İnsan topluluğu * At sürüsü![]() KÜBR Yakınlık ![]() KÜBRA (Ekber'in müennesi) Büyük, daha büyük, en büyük * Man: İkinci kaziye (İkinci önerme) Yâni, hadd-i ekberin bulunduğu cümle (Bak: Hadd-i ekber)![]() KÜBUD (Kebed C ) Karaciğerler![]() KÜCA f Nereye? Nasıl?KÜDA Mekke-i Mükerreme'de Bâb-ı Umre'nin yolu ![]() KÜDADE Çömlek dibinde kalan yemek ![]() KÜDAME Her nesnenin bakiyyesi ![]() KÜDAS Hayvan aksırığı ![]() KÜDS Dövülmemiş harman ![]() KÜDÛ Yerin otu geç bitmek ![]() KÜDU' Soğuğun bitkilere zarar vermesi KÜDUR : (Keder C ) Kederler, hüzünler, üzüntüler, sıkıntılar, ıztırablar![]() KÜDURET (Keder den) Bulanıklık * Koyuluk, kesiflik * Kaygı Tasa Kederlilik![]() KÜDÜRR Azâsı çok şişmiş olan yiğit ![]() KÜDYE Kazılması güç olan sert yer ![]() KÜF Yetiştiği satıhta kimyevî değişikliklere sebep olan küçük boylu mantarlara verilen umumi ad * Maddelerin oksitlenme neticesinde dış tarafını kaplayan tabaka Pas![]() KÜFAE Davarın bir yıllık dölü, sütü, yoğurdu, yünü ve yapağısı ![]() KÜFALE Zammetmek, artırmak * Boynuna almak![]() KÜFAT (Küfv C ) Eşitler * Denkler, müsaviler![]() KÜFE f Taze dallardan veya kamıştan örülmüş, derin ve çeşitli boyda kaba sepet![]() KÜFFAR (Kâfir C ) Gâvurlar Hak din olan İslâmiyeti inkâr edenler Kâfirler![]() KÜFFE (C: Küfât) Kaftan nigendesi, kaftan zencifi ![]() KÜFİYYUN Eski arabça âlimlerinin ayrıldığı iki büyük şubeden biri olup diğerine Basriyyun denirdi (O L )KÜFNE Ağaç, şecer ![]() KÜFR Örtmek mânâsınadır Kalbe âit bir sıfattır Hak dini inkâr edip, hakkı inkâr edene ve gizleyene "kâfir" denilir Kâfirliğin sıfatı küfürdür * Allaha inanmamak Hakkı görmemek İmansızlık * Allaha (C C ) yakışmıyan sıfatlar uydurmak Müslümanlığa uymayan şeylere inanmak * Nankörlük, dinsizlik, günah, kaba ve ayıp söz (Bak: Kebâir - Kâfir)KÜFR-İ CUHUDÎ Kalb ve dil ile ikrar etmemektir (şeytan gibi)KÜFR-İ İNADÎ İnadî dinsizlik, inadî küfür Hakikat isbat edildiği halde yine imana gelmemek Bilip de kabul etmez olmak![]() KÜFR-İ İNKÂRÎ Aslâ Cenab-ı Hakk'ı tanımayıp, İslâmiyet hakikatlarını ikrar ve tasdik etmemektir (Evet küfr, mevcudatın kıymetini ıskat ve mânasızlıkla ittiham ettiğinden; bütün kâinata karşı bir tahkir ve mevcudat âyinelerinde cilve-i esmayı inkâr olduğundan; bütün esmâ-i İlâhiyeye karşı bir tezyif ve mevcudatın vahdaniyete olan şehadetlerini reddettiğinden; bütün mahlukata karşı bir tekzib olduğundan; istidad-ı insâniyi öyle ifsad eder ki: Salâh ve hayrı kabule liyakati kalmaz Hem, bir zulm-ü azimdir ki: Umum mahlukatın ve bütün esmâ-i İlâhiyenin hukukuna bir tecavüzdür İşte şu hukukun muhafazası ve nefs-i kâfir hayra kabiliyetsizliği; küfrün adem-i afvını iktiza eder S )(Deniliyor : Deve kuşuna demişler : "Kanatların var, uç!" O da kanatlarını kısıp, "Ben deveyim" demiş, uçmamış Fakat avcının tuzağına düşmüş Avcı beni görmesin diye başını kuma sokmuş Halbuki koca gövdesini dışarıda bırakmış, avcıya hedef etmiş Sonra ona demişler; "Mâdem deveyim diyorsun, yük götür!" O zaman kanatlarını açıvermiş "Ben kuşum" demiş, yükün zahmetinden kurtulmuş![]() ![]() Fakat hâmisiz ve yemsiz olarak avcıların hücumuna hedef olmuş Aynen onun gibi; kâfir, Kur'anın semâvi ilânatına karşı küfr-ü mutlakı bırakıp meşkuk bir küfre inmiş Ona denilse: "Madem mevt ve zevali, bir idam-ı ebedi biliyorsun; kendini asacak olan darağacı göz önünde![]() ![]() Ona her vakit bakan, nasıl yaşar? Nasıl lezzet alır?" O adam, Kur'anın umumi vech-i rahmet ve şümullü nurundan aldığı bir hisse ile der: "Mevt idam değil, ihtimal beka var " Veyahud, deve kuşu gibi başını gaflet kumuna sokar, tâ ki ecel onu görmesin ve kabir ona bakmasın ve zeval-i eşya ona ok atmasın! Elhasıl : O meşkuk küfür vasıtasiyle deve kuşu gibi mevt ve zevali, idam mânâsında gördüğü vakit, Kur'an ve semâvi kitabların iman-ı bil'âhiret'e dair kat'i ihbaratı ona bir ihtimal verir O kâfir, o ihtimale yapışır, o dehşetli elemi üzerine almaz O vakit ona denilse: "Mâdem bâki bir âleme gidilecek; o âlemde güzel yaşamak için tekâlif-i diniyye meşakkatini çekmek gerektir!" O adam şekk-i küfri cihetiyle der: "Belki yoktur; yok için neden çalışayım " Yâni: Vaktâ ki o hükm-ü Kur'anın verdiği ihtimal-i beka cihetiyle idam-ı ebedi âlâmından kurtulur ve meşkuk küfrün verdiği ihtimâl-i adem cihetiyle tekâlif-i diniyye meşakkati ona müteveccih olur; ona karşı küfür ihtimaline yapışır, o zahmetten kurtulur Demek bu nokta-i nazarda, mü'minden ziyade bu hayatta lezzet alır, zannediyor Çünki; tekâlif-i diniyyenin zahmetinden ihtimâl-i küfri ile kurtuluyor ve âlâm-ı ebediyeden, ihtimâl-i imanî cihetiyle kendi üzerine almaz Halbuki bu mağlâta-i şeytaniyenin hükmü, gayet sathi ve faidesiz ve muvakkattır L )KÜFR-İ MEŞKUK Küfürde ve itikatsızlıkta şüpheli olma ![]() KÜFR-İ MUTLAK Hiç bir imâni hükmü olmamak, dine âit hiç bir hakikatı, Allah'ın varlığına âit hiç bir delili kabul etmemek İhsan ve inayet-i İlâhiyyeye karşı şükür etmiyerek fiilen ve kavlen inkâr etmek ("Neuzü billâh" dine söğmek gibi) Küfr-ü icabettiren bazı çirkin sözlere de "küfür" denilmiştir (Bir müslüman bir hakikat-ı imaniyeyi inkâr etse, küfr-ü mutlaka düşer Çünkü başka dinlerin icmallerine mukabil İslâmiyette tam izahat verilmiş Rükünler birbiriyle zincirlenmiş Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmı tanımayan, tasdik etmeyen bir müslüman, Allahı da (sıfatıyla) daha tanımaz ve âhireti bilmez Bir müslümanın imanı o kadar kuvvetli ve sarsılmaz hadsiz hüccetlere dayanıyor ki, inkârda hiçbir özür kalmıyor Adeta akıl, kabulde mecbur oluyor S )KÜFR-İ NİFAKÎ Dil ile imanı ikrar edip kalb ile itikad etmemektir ![]() KÜFRAN Nankörlük etmek Allah'ın ihsan ve inayetine mukabil teşekkür etmeyip fiilen veya kavlen inkâr etmek![]() KÜFRAN-I Nİ'MET Cenâb-ı Hakkın ihsan ettiği ni'metleri bilmemek ve hürmetsizlikte bulunmak (Bak: Tahdis-i ni'met)(Bazan tevâzu, küfrân-ı ni'meti istilzâm ediyor; belki küfrân-ı ni'met olur Bazan da tahdis-i ni'met iftihar olur İkisi de zarardır Bunun çare-i yegânesi ki, ne küfrân-ı ni'met çıksın ne de iftihar olsun Meziyyet ve kemalâtları ikrâr edip, fakat temellük etmiyerek, Mün'im-i Hakikinin eser-i in'âmı olarak göstermektir M )
|
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#29 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KÜFRİYYAT Küfre sebep olan işler ve sözler ![]() KÜFR Ü DALAL Kafirlik ve sapıklık Dinsizlik![]() KÜFUF (Keff C ) Avuçlar, el ayaları![]() KÜFÜRBAZ f Küfür sözü söyleyen Ahlâksız Küfrü âdet edinmiş olan![]() KÜFÜV (KÜFV) şerik Nazir, akran, denk, eş, benzer, misil Hemtâ (Bak: Kefâet)KÜFYE Ancak geçinebilecek kadar olan yiyecek ![]() KÜH (Bak: Kûh) KÜHBE Kırmızılığa yakın olan beyaz renk ![]() KÜHEN f Eski, zamanı geçmiş Demode olmuş Yıpranmış![]() KÜHENPİR f Yaşı ilerlemiş Çok yaşlı, ihtiyar![]() KÜHENSÂL f Yaşlanmış, ihtiyarlamış, kocamış Eskimiş![]() KÜHEYLAN Cins arab atı (Gözü sürmelidir )KÜHHAN (Kâhin C ) Kâhinler, falcılar![]() KÜHİSTAN f Dağlık yer, dağı çok olan mevki![]() KÜHKÜM Oturak yeri kemiği ![]() KÜHL Sürme Göz için sürme boyası![]() KÜHLE Sığırdili denilen ot ![]() KÜH-SAR f Dağ tepesi Dağlık![]() KÜHUF (Kehf C ) Mağaralar![]() KÜHUL (Kehl C ) Orta yaşlı kişiler Olgun kimseler![]() KÜHULET Orta yaşlılık (35-40 yaş arası) Olgunluk çağı Bazılarına göre: Yirmibir ile altmış yaşa kadar olan insanın hayat devresi Veya otuz ile elli arası![]() KÜHURE Yüzünü pörtürmek ![]() KÜLA Kuş kanadının sonunda olan dört telek ![]() KÜL'A Devenin arkasında olur bir hastalık * Koyun sürüsü![]() KÜLAE Tehir etmek, sonraya bırakmak ![]() KÜLAH Takke Kalpak Baş örtüsü * Kazıkların toprağa girmesini kolaylaştırmak için uçlarına geçirilen huni şeklindeki demir gömlek![]() KÜLALE f Çiçek demeti * Kıvrım kıvrım olan saç Kıvırcık saç Bukle![]() KÜLBE f Kulübe![]() KÜLBE(T) Sıkıntı, zorluk, ıztırab Şiddet * İki sahtiyan arasına konup dikilen kırmızı kayış![]() KÜLAM Kaba, muhkem ve sağlam yer ![]() KÜLÇE Eritilip tasfiye olunmamış veya topraktan çıkartıldığı gibi bulunan maden * Büyük parça şeklinde dökülmüş maden![]() KÜLEF (Külfet C ) Külfetler, zahmetler, sıkıntılar, zorluklar * Merâsimler![]() KÜLENG f Turna kuşu![]() KÜLFET Zahmet Sıkıntı Yorgunluk Zahmetli iş Adetten ve lüzumundan çok yorularak çalışmakla iş yapmak * Merâsim![]() KÜLHAN f Hamam ocağı Hamamda su ısıtmak için ateş yakılan yer![]() KÜLHANİ f Serseri, çapkın, âvâre![]() KÜLİÇE f Külçe![]() KÜLİÇE-İ NÜHAS Bakır külçesi ![]() KÜLKÜL (KÜLKÂL) Kısa boylu bodur adam ![]() KÜLL Hep, tüm, bütün Çok Cüz'lerden meydana gelen Bütün cüzlerin şumul ve istiğrak üzere ifadeleri (L R )KÜLL-İ A'ZAM En büyük bütün En büyük küll![]() KÜLLAB (C : Kelâlib) Çengel, kanca Ucu eğri demir![]() KÜLLE f Topuk * Kâhkül![]() KÜLLE YEVM Her gün ![]() KÜLLÎ Külle mensub Cüz'iyat ve ferdlerden meydana gelmiş olan Umumi, bütün * Çok, ziyade, fazla * Man: İnsan dediğimiz zaman küll'ü ve küllîyi ifade etmiş oluyoruz İnsanın eli, ayağı, kolu, gözü dersek cüz' ve cüz'îyi ifade etmiş oluruz Dünya denilirse küll; dünyanın karaları, kıt'aları veyahut denizleri dediğimiz zaman küll'ün eczasını ifade etmiş oluyoruz Küll, cüz'lerden meydana geliyor![]() KÜLLİYAT (Külliyet C ) Bütün Hepsi Hepsi birden * Bir müellifin bütün eserleri![]() KÜLLİYE (Külliyet) Bütünlük, umumilik, genellik * Bolluk, çokluk, ziyadelik * Tar: Osmanlı İmparatorluğu zamanında Arap vilâyetlerinde bazı medreselere, üniversite karşılığı verilen ad![]() KÜLLİYEN Kâmilen, tamamen Cüz'î olmamak üzere Büsbütün Tamamıyla, toptan, kâffesi![]() KÜLLÜ AMM Her sene, bütün sene ![]() KÜLLÜ DAİN Bütün hastalıklar Bütün dertler![]() KÜLS Kireç ![]() KÜLSE (C : Ekles) Kireç renginde olmak![]() KÜLSUM Yuvarlak yüzlü * Yanağı ve yüzü etli olan KÜLTÜR : Fr Her türlü fikir, san'at ve âdet varlıklarının hepsi * Bir kimsenin umumi bilgi seviyesi * Terbiye * Ziraat * Tıb: Tecrübe veya ilâç yapmak için mikrop besleme ve çoğaltma![]() KÜLUH Katı yüzlülük ![]() KÜLÜNG f Taşçı kazması![]() KÜLVE (C: Külu-Külliyât) Dağarcık altına çepeçevre diktikleri deri * Tirşe dedikleri kayış![]() KÜM' Ev, beyt ![]() KÜMAHE f Nazarlık![]() KÜMAN f (Bak: Gümân)KÜMAŞE Sürat, hız ![]() KÜMAT (Kemi C ) Yiğitler, kahramanlar, savaşçılar![]() KÜMDET Renk değiştirme ![]() KÜMEYT Koyu doru at * Kırmızı şarap![]() KÜMM (C: Ekmâm-Ekmime) Gömlek yeni ![]() KÜMME Kavuk ![]() KÜMMEL (Kâmil C ) Kâmiller Olgunlar İlmen, dinen ve mânen kâmil olan büyük zatlar Büyük mâneviyat ve fazilet sahibi insanlar![]() KÜMMELÎN (Kâmil ve kümmel C ) Kâmiller![]() KÜMMÎ Konik Koni biçiminde olan![]() KÜMSERAT (C : Kümsereyât) Armut![]() KÜMTE Kızıllık, kırmızılık, humret ![]() KÜMTER (C: Kemâtir) Kısa boylu kaba adam * Yabani eşek Vahşi hımar![]() KÜMUN Pusulanıp gizlenmek * Tıb: Gözde "gümne" denilen bir dumanlı hastalık görünmesi![]() KÜMZE Bir yere toplanmış hurma ![]() KÜN "Ol" mânasında emirdir Allah (C C ) bir şeye Kün dese; o şey olur![]() KÜNA f Arâzi Tarla Etrafı çevrilerek ekilen yer![]() KÜNAM f Kuş yuvası * Hayvan ini * İnsanın rahat edip dinleneceği yer![]() KÜNAN f "Ederek, yaparak, eden, yapan" manâlarına gelerek kelimelere eklenir Meselâ: (Hande-künân: Gülerek)KÜNASAT (Künâse C ) Künâseler, süprüntüler![]() KÜNASE Süprüntü, zibil, çöp ![]() KÜNAT (Kâni C ) Kinâyeciler Kinâye söyliyenler![]() KÜNBED f Kubbe![]() KÜNBÜL Sağlam, dayanıklı, sert, katı ![]() KÜNC (Günc) f Köşe Bucak Bodrum![]() KÜNC-İ KANAAT Kanaat köşesi ![]() KÜNC-İ MİHEN Mihnet, sıkıntı ve ıztırab köşesi ![]() KÜNCÜD f Susam![]() KÜND Biçimsiz, yakışıksız, kısa * Kesmez, kör * Yiğit, cesaretli, cesur * Anlayışsız Fehim ve idraki kısa![]() KÜNDE f Suçlu bir kimsenin ayaklarına geçirilen tomruk * Kalın ve yüksek ağaç![]() KÜNDEKÂR f Sedefçi Kıymetli ağaçları işleyen Marangoz![]() KÜNDGÛŞ f Sağır, işitmez![]() KÜNDÜR (C: Kenadir) "Günlük" denilen nesne * Şişman ve kısa boylu kimse * Vahşi hımar, yabani eşek * Büyük çuval![]() KÜNDÜS Saksağan kuşu ![]() KÜNENDE f "Edici, yapıcı" mânâlarına gelerek kelimelere eklenir![]() KÜN FEYEKÛN (Bak: Emr-i kün) KÜNGÂN f Toprak ve çimento gibi şeylerle yapılan su borusu, su yolu![]() KÜNGÜRE f Kubbenin en yüksek yeri, tepesi![]() KÜNH Bir şeyin aslı, cevheri, mikdarı Dip Kök Özü, nihâyeti, vechi * Vakit, zaman![]() KÜNİŞ(T) f Mecusi tapınağı * Yahudi havrası![]() KÜNNAŞE (C : Künnâşât) Kök![]() KÜNNE Ev kapısı üstüne yapılan sundurma ![]() KÜNNES (Kânis C ) Yuvasında ve yatağında olan geyikler * Gündüzün gizlenen, gece görünen seyyar yıldızlar (Bak: Hunnes künnes)KÜNTAN Kısa boylu ![]() KÜNU' Yakın olmak ![]() KÜNÜBDÜR Kaba nesne ![]() KÜNUD Nankörlük Nimeti inkâr etmeklik![]() KÜNUN Birşeyi gizleme, saklı tutma ![]() KÜNUN f şimdi El'an![]() KÜNUZ (Kenz C ) Hazineler Defineler![]() KÜNUZÂT Kenzler Hazineler![]() KÜNYE Bir kimsenin nereden ve kimden olduğunu bildiren ve hüviyeti yazılı olan kâğıt ![]() KÜPEŞTE Geminin kenarlarındaki tahta siper * Parmaklığın üzerindeki düz ve kalın tahta![]() KÜRA' (C: Ekru-Ekâri) İnsanda boyundan aşağısı; hayvanda topuktan aşağısı * Koyun ve sığır baldırı![]() KÜRABE Ağaç dibine düşen hurmaları toplamak ![]() KÜRAIYY Paça satan ![]() KÜRAN f Al renkli at![]() KÜRAT (Küre C ) Küreler Yuvarlak olan nesneler![]() KÜRAZ Ağzı dar bardak ![]() KÜRBAK Dükkân ![]() KÜRBE f Dükkân![]() KÜRBET (Kerb den) Sıkıntı Tasa Keder * Belâ Musibet![]() KÜRBET-İ GURBET Gurbetten dolayı olan keder ![]() KÜRDABE Büyük su içinde olan çürüntü ![]() KÜRDE (C: Kürüd) Sürülmüş tarla ![]() KÜRDEVS (C: Kerâdis) Kemik başı * At sürüsü![]() KÜRDİSTAN Kürdlerin oturdukları bölge * İran'ın Ardelân eyaletinin eski adı![]() KÜRE (Kürre yanlıştır) Yuvarlak cisim * Şeklin sathındaki bütün noktalar merkeze aynı uzaklıktadır Dünya da yuvarlak olduğundan "Küre-i arz" denilmiştir "Küre-i zemin" de denir![]() KÜRE-İ ARZ Dünya (Yuvarlak olduğundan dolayı bu isim verilmiştir )(Küre-i arz, küçüklüğüyle beraber semâvata karşı gelebilir Çünki nasılki "Dâimi bir çeşme, varidatsız büyük bir gölden daha büyük" denilebilir Hem, bir ölçek ile bir şey ölçerek başka yere nakledilen ve onun elinden geçmiş ve ona girmiş çıkmış bir mahsulâtla, zâhiren binler def'a ölçekten büyük ve dağ gibi bir cisimle o ölçek muvâzeneye çıkabilir Aynen öyle de: Küre-i arz, Cenâb-ı Hak onu san'atına bir meşher ve icadına bir mahşer ve hikmetine medar ve kudretine mazhar ve rahmetine mezher ve Cennetine mezraa ve hadsiz kâinata ve mahlukat âlemlerine ölçek ve mâzi denizlerine ve gayb âlemine akacak bir çeşme hükmünde icad etmiş Her sene kat kat ve katmerli yüzbin tarzda, masnuattan dokunmuş gömleklerini değiştirdiği ve çok def'a dolup mâziye boşaltarak gayb âlemine döktüğü bütün o müteceddid âlemleri ve arzın müteaddit gömleklerini nazara al; yani bütün mazisini hazır farzet; sonra yeknesak ve bir derece basit semavata karşı muvazene et Göreceksin ki: Arz, ziyade gelmezse, noksan da kalmaz İşte $ sırrını anla S )
|
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler... |
|
|
#30 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (K Harfi)-Osmanlıca Sözlük (K Harfi)İle İlgili Kelimeler...RE: Osmanlıca Sözlük (K Harfi) KÜRE-İ AYN Tıb: Göz yuvarlağı ![]() KÜRE-İ HÂK Yeryüzü * Zemin yüzü![]() KÜRE-İ HAVA Dünyayı kaplayan hava tabakası Atmosfer![]() KÜRE-İ KAMER Ay ![]() KÜRE-İ ZEMİN Dünya, küre-i arz ![]() KÜRE f Toprak ocak Mâdenci ocağı![]() KÜREK CEZASI Tanzimattan önce ve yelkencilik devrinde işledikleri ağır cürümden dolayı harp gemilerinden kürek çekmek üzere gemi hizmetine verilen kimseler Bu gibiler, gemilerde kürek çektikleri için bu tâbir meydana gelmiştir![]() KÜREMA (Kerim C ) Kerimler![]() KÜREND (Küreng) f Al at![]() KÜREVÎ Yuvarlak Küre şeklinde![]() KÜREVİYAT (Küreviyet C ) Küre gibi oluşlar Küreler Yuvarlaklıklar![]() KÜREVİYET Yuvarlaklık Küre gibi oluş![]() KÜREYC Dükkân ![]() KÜREYVAT Kandaki küçük yuvarlak cisimler Küçük küreler![]() KÜREYVAT-I BEYZA Kandaki beyaz renkte ve çok küçük kürecikler Kan ve lenf gibi vücud mâyilerinde bulunan çekirdekli ve yuvarlak hücreler Kırmızı küreciklere nisbetle azdırlar Vazifeleri hastalık gibi düşmanlara karşı asker gibi müdafaadır Ne zaman müdafaaya girseler Mevlevi gibi iki hareket-i devriye ile sür'atlı bir vaziyet-i acibe alırlar![]() KÜREYVAT-I HAMRA Kırmızı kan kürecikleri Kana kırmızı rengini veren, çekirdeksiz, yuvarlak, küçük hücrecikler olup kanın her mm küpünde beş milyon kadar bulunurlar, beden hücrelerine erzak dağıtırlar ve bir kanun-u İlâhî ile hücrelere erzak yetiştirirler (Tüccar ve erzak memurları gibi)KÜREYVE (C : Küreyvât) Küçük yuvarlak![]() KÜRH Sıkıntı, meşakkat, zahmet ![]() KÜRİZ f Hizmetkâr, hâdim, hademe![]() KÜRİZÎ f Beli bükük ve sefil ihtiyar![]() KÜRK Kızıl, kırmızı, ahmer ![]() KÜRKÎ (C: Kürâki) Turna kuşu ![]() KÜRMİH f Çivi, mıh![]() KÜRNÜB Kelem dedikleri lahana ![]() KÜRR (C: Ekrâr) Yediyüz bin kırksekiz dirhem * Ölçek![]() KÜRRAS Pırasa ![]() KÜRRASE (C: Kerâris) Elyazma kitapların sekiz sahifeden meydana gelen forması ![]() KÜRRE f Hayvan yavrusu Sıpa Tay![]() KÜRRE-İ HAR Eşek yavrusu Sıpa![]() KÜRRE (Bak: Küre) KÜRRE Deve ve koyun terslerinin parçası ![]() KÜRREC Top ![]() KÜRREZ İki yaşına girmiş doğan kuşu * Kötü ve hâzık kimse![]() KÜRSİ Oturulacak yüksekçe yer Câmilerde vâizin, medreselerde müderrisin oturduğu yer * Taht, serir Erike Koltuk * Kaide * Merkez * Vazife * Saltanat, kudret ve mülk * Başkent, hükümet merkezi * Mânevi makam * Arş'ın altına bir semâ tabakası (Bak: Arş)KÜRSİ-NİŞİN f Tahtta oturan hükümdar, pâdişah * Vâli * Câmide vaaz eden![]() KÜRSU' Bilek kemiğinin ucunun serçe parmak tarafında olan yumruca kısmı ![]() KÜRSÜB Kesbetmek, kazanmak, çalışmak * Sert ve sağlam ağaç![]() KÜRSÜF (C: Kerâsif) Pamuk ![]() KÜRTAJ Dölyatağı (rahim) veya kemik apsesi boşlukları içinde bulunan yabancı cisim veya hasta organları özel bir âletle çıkarıp almak işlemi Rahmin temizlenmesi ameliyesi![]() KÜRUB (Kerb C ) Kederler, tasalar, kaygılar, gamlar![]() KÜRUM (Kerm C ) Üzüm kütükleri Bağ kütükleri![]() KÜRUR Bir şeyin tekrarlanması * Geri çekmek * Menetmek, engel olmak![]() KÜRUR-U A'VAM Senelerin birbirini takib etmesi Yılların ard arda geçmesi![]() KÜRUŞ (Keriş C ) İşkembeler![]() KÜRUZ Dühul etmek, girmek, dâhil olmak * Bir kimseye ilticâ etmek, sığınmak![]() KÜRÜK f Deve yavrusu![]() KÜRZ (C: Karaze) Çan * Dağarcık, torba![]() KÜS' Tâbi olmak, ittiba etmek, uymak ![]() KÜSAHA Süprüntü ![]() KÜSBE Yağı veya suyu çıkartılmış her çeşit nebâti artıklar Yağ posası![]() KÜSBE Bir parça süt ve hurma * Taamdan veya başka şeyden az iken çoğalıp toplanan nesne![]() KÜSBÜRE Kanbel otu ![]() KÜSEYRA Bir dikenli ağacın zamkı ![]() KÜSEYRE Hurma koruğu ![]() KÜSFÜRE Kanbel otunun tohumu ![]() KÜSİSTE (Güsiste) f Gevşek, uyuşuk, tembel * Kopuk, kopmuş![]() KÜSR Çok mal ![]() KÜSSAB Küçük ok ![]() KÜSSAR(E) Kırılan şeyin parçaları ![]() KÜSSE Kaba sakal ![]() KÜSTERDE f Döşenmiş, yayılmış![]() KÜSTİC (C : Kesticât) Mecusiler kuşağı![]() KÜSUD Kesad ![]() KÜSUD Az nesne ![]() KÜSUD Çekilme, vaz geçme Ric'at Gayeye varmadan geri dönme![]() KÜSUF Güneş tutulması Ay'ın, dünya ile güneş arasına gelerek dünya üzerinde gölge yapması * Mc: Birisinin felâketli hâlinde çok teessür göstermesi hâli (Güneşin ve ayın tutulmaları, küsuf ve husuf namazları denilen iki ibâdet-i mahsusanın vakitleridir Yâni gece ve gündüzün nurani âyetlerinin nikaplanmasıyla bir azamet-i İlâhiyeyi ilâna medar olduğundan, Cenâb-ı Hak ibâdını o vakitte bir nevi ibâdete davet eder Yoksa o namaz, (Açılması ve ne kadar devam etmesi, müneccim hesabiyle muayyen olan) ay ve güneşin husuf ve küsuflarının inkişafları için değildir Aynı onun gibi, yağmursuzluk dahi, yağmur namazının vaktidir Ve beliyyelerin istilâsı ve muzır şeylerin tasallutu, bazı duaların evkat-ı mahsusalarıdır ki; insan o vakitlerde aczini anlar, dua ile, niyaz ile Kadir-i Mutlakın dergâhına iltica eder![]() ![]() Eğer dua, çok edildiği halde, beliyyeler def olunmazsa; denilmiyecek ki: "Dua kabul olmadı " Belki denilecek ki: "Duanın vakti, kaza olmadı " Eğer Cenâb-ı Hak, fazl ve keremiyle belâyı ref etse; nurun alâ nur![]() o vakit dua vakti biter, kazâ olur Demek dua, bir sırr-ı ubudiyettir S )KÜSUF-U CÜZ'Î Güneşin bir kısmının tutulması ![]() KÜSUF-U KÜLLÎ Güneşin tamamının tutulması ![]() KÜSUL Tembel, uyuşuk, gevşek ![]() KÜSUR (Kesir C ) Artan parçalar, geri kalan adetler Artık![]() KÜSURÂT (Küsur C ) Artan kısımlar, küsurlar, artıklar![]() KÜSV Bir yere yığılmış ve toplanmış nesne * Az, kalil![]() KÜSVE Az, kalil ![]() KÜŞ f "Öldüren, öldürücü" mânalarına gelerek tamlama yapmada kullanılır Meselâ: Düşman-küş: Düşman öldüren![]() KÜŞA f "Açan, açıcı" mânâlarına gelerek tamlama yapımında kullanılır Meselâ: Dil-küşâ : Gönül açan, gönül açıcı, ferahlık veren![]() KÜŞAD (Küşât) f Açış İlk açılış merasimi * Açma, fethetme * Yeni yapılan resmi bir yapının ilk defa olarak açılması
|
|
|
|