Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Sözlük Ağı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
harfiosmanlıca, kelimeler, osmanlıca, sözlüğü, sözlük

Osmanlıca Sözlük (C Harfi)-Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...

Eski 09-10-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (C Harfi)-Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...



RE: Osmanlıca Sözlük (C Harfi) COĞRAFYA
Yeryüzünün şimdiki hâlini çeşitli cihetlerden inceleyen ilim Bölümlerinden olan Fizikî Coğrafyada: Karalarla denizlerin durumları ve iklimleri;İktisadî Coğrafyada: Toprak mahsulleri, sanayi ve ticaret işleri;Siyasî Coğrafyada: Irk, dil, millet hususiyetleri ve devlet sınırları anlatılırBunlardan başka; hayvanat, nebâtât, ziraat, tarih, matematik gibi çeşitli mevzularla alâkalı coğrafya kolları da vardır

CONTA
Birbirinin üzerine kapanan iki madeni parça arasında, açıklık kalmamasını te'min etmek için konulan karton, kösele, lâstik vs şey

COP
Polis ve polis görevlisi askerlerin taşıdığı, kauçuktan yapılma sopa

CÖMERT
Eli açık, ikramcı, kerem sahibi

CU
f Custen fiilinin emir kökü Gelecek misâlde olduğu gibi birleşik kelimeler yapılır

CU
f Akarsu, ırmak, nehir, çay

CU'
Açlık

CU'AN
(Cu' dan) Aç olarak, acıkmış olarak

CU'BUB
(C: Ceâbib) Fitil ucu * Çirkin ve kısa boylu adam

CU'BUS
Ebleh, ahmak

CUCE
f Civciv

CUD
Cömertlik Sahilik Eli açık olmak Muhtaçların vaziyetlerini, durumlarını bildirmeğe meydan vermeksizin lütuf ve ihsanda bulunma hâleti Mücahede-i diniye ve neşr-i hakaik-ı Kur'aniye ve imaniye hizmetinde mutemed zâtlara lüzumunda maddeten de iştirak etmek fedakârlığı

CUD U KEREM
Cömertlik, eli açıklık

CUDİ
Hz Nuh'un (AS) tufandan sonra gemisi ile sahile çıktığı dağın ismi * Şırnak İlinin 6 kilometre güneydoğusunda bulunan bir dağın adı

CUDİ-İ İSLÂMİYET
Her türlü helâket ve felâketlerden İslâmiyetle necat bulunacağını ifâde eden bir teşbihdirNasıl ki Nuh tufanında Nuhun (AS) gemisi Cudi Dağında karaya oturup kurtuldukları gibi

CUD U SEHAVET
Cömertlik ve eli açıklık, sahilik

CUG
f Öküz boyunduruğu

CUGD
Baykuş

CUHAF
Zarar ve ziyân edici, zarar verici nesne, muzır * Çok yemekten şişip ishal olmak * Ölmek, mevt

CUHALE
İğne deliği

CUHAM
İnsanı zayıflatan ve gözleri irinleten bir hastalık

CUHDUB
(C: Cehâdib) Ayakları uzun, yeşil çekirge

CUHFE
Medine yakınında bir yerin adıdır ve Şam ehli orada ihram giyerler

CUHR
Yer deliği

CUHUZ
Çıkmak, huruç

CU'L
Ücret, mukabil, karşılık * Ayak kirası * Padişahın etbâından aldığı mal

CUL
f Çaylak

CUL
(C: Ecvâl) Akıl * Rey * Kuyu duvarı Aşağısından yukarısına kadar kuyunun taraflarından her bir tarafı

CULAH
f Örümcek, ankebut * Çulha, yâni dokuyucu, nessâc

CUM'A
Toplanma * Perşembeden sonraki gün Müslümanların kudsî tâtil günü olup, o güne mahsus namazla mükelleftirler Memur ve işçilerin cuma namazı vakti serbest bırakılmamaları din hürriyetine aykırıdır Yahudiler ve hristiyanlar haftalık dinî törenleri için cumartesi ve pazar günü serbest oldukları halde, müslümanlara aynı hakkın tanınmaması hakiki medeniyete zıttır

CUM'A-İ ATİK
(Eski Cum'a) Osmanlılar zamanında, Bulgaristan'da Şumnu ile Razgrat arasında yer alan meşhur bir bölge

CUM'A-İ BÂLÂ
(Yukarı Cum'a) Osmanlılar devrinde, Selânik Vilâyetinin Serez sancağındaki bir kaza merkezi

CUM'A SÛRESİ
Kur'an-ı Kerim'in 62 ve Medine-i Münevvere'de nâzil olan sûresi

CUM'AT
(Cum'a C) Perşembeden sonra gelen günler Cum'alar

CUMEAT
(Cum'a C) Perşembeden sonra gelen günler Cum'alar

CUMHUR
Halk topluluğu Hey'et, takım Aynı kararı veya hükmü kabul edenler * Âlimlerin çoğu, ekseriyeti * Seçimle idare edilen devlet * Bir yere toplanmış kum, toprak

CUMHUR-U AVAM
Halk tabakası

CUMHUR-U MUHADDİSÎN
Hadis alimleri sınıfı

CUMHUR-U MÜ'MİNÎN
İmanlılar sınıfı

CUMHUR-U NÂS
İnsanların ekserisi, halk kalabalığı

CUMHUR-U ULEMÂ
Âlimler cemaatı Âlimler sınıfı (Bir fikre dâvet cumhur-u ulemânın kabulüne vâbestedir, yoksa dâvet bid'attır, reddedilir Mek)

CUMHURİYET
Devlet reisi, millet veya Millet Meclisleri tarafından seçilen hükümet şekli Demokraside temsili hükûmet şekli Halkın hür olarak seçtiği temsilciler (Millet vekilleri ve senatörler) aracılığı ile egemenliğini, (hâkimiyetini) kullanmasına dayanan hükûmet şekli Cumhuriyetin birbirinden farklı üç tatbik şekli vardır1- Parlementer hükûmet: Hükûmeti meclisler karşısında bağımsız sayan şekil2- Meclis hükûmeti: Hükûmeti meclise bağlı sayan şekil3- Başkanlık hükûmeti: Devlet ve hükûmet başkanı aynı kişidir ve halk tarafından seçilir Hükûmeti başkan kurar, başkan değiştirir Başkan meclislere karşı bağımsızdır (Amerika'daki gibi) (Orada benden sordular ki: Cumhuriyet hakkında fikrin nedir?Ben de dedim: Yaşlı mahkeme reisinden başka daha siz dünyaya gelmeden ben dindar bir Cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım isbat eder Hülâsası şudur ki: O zaman şimdiki gibi, hâli bir türbe kubbesinde inzivada idim, bana çorba geliyordu Ben de tanelerini karıncalara veriyordum, ekmeğimi onun suyu ile yerdim Benden sordular, ben dedim: Bu karıncı ve arı milletleri Cumhuriyetçidirler Cumhuriyetperverliklerine hürmeten tanelerini karıncalara veriyorum Sonra dediler: Sen selef-i sâlihine muhalefet ediyorsun? Cevâben diyordum: Hülefâ-i Râşidîn hem halife hem Reis-i cumhur idiler Sıddık-ı Ekber (RA) Aşere-i Mübeşşereye ve Sahâbe-i kirama elbette Reis-i Cumhur hükmünde idi Fakat, mânâsız isim ve resim değil, belki, hakikat-ı adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi taşıyan mânâ-yı dindar Cumhuriyetin reisleri idiler Ş)(Cumhuriyet ki: Adalet ve meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir H)

CUMHURİYET-PERVER
f Cumhuriyetçi, cumhurcu

CUMHUR REİSİ
Cumhuriyetle idâre olunan memleketlerde Devlet Reisi

CUMU'
Toplanmalar Cemi'ler

CUMUAT
(Cum'a C) Perşembe gününden sonra gelen günler Cum'alar

CU'MUS
Pis, necis

CUN (CUNİ)
Karnı ve kanadı kara olan bağırtlak kuşu cinsinden bir kuş

CÛNE
(C: Cuven) Attarların kutusu ve tablası

CUR
Belde ismi

CUR'A
Tek yudum Bir içimlik Bir yudumluk

CUR'ATEN
Bir yudumluk

CURH
(Curha) Yara Yaralama

CURNAL
(Bak: Jurnal)

CUŞ
f Coşmak, kaynamak Taşmak Deprenmek

CUŞACUŞ
f Çok coşkun, taşkın Pek coşkun ve taşkın bir sûrette

CÛŞAK
f Kaynama

CUŞAN
f Coşup kaynayan

CÛŞ-AVER
f Coşturucu, coşmaya sebep olucu

CUŞİDE
f Coşmuş, kaynamış

CUŞİR(E)
f Dokumacı

CUŞİŞ
f Kaynama, coşma

CUŞ U HURUŞ
f Kaynayıp taşma Neş'e ve âhenk Coşup taşma

CU'ŞUM
Galiz, kısa boylu adam

CU'ŞUŞ
(C: Ceâşiş) Kötü huylu, kısa boylu

CUUDET
Kıvırcıklık

CUUR
Hurmanın gayet yaramazı, iyi olmayanı

CUY
f Nehir, akarsu, ırmak, dere, çay

CUYA(N)
f Arayan, arayıcı

CUYBAR
f Akarsu, nehir, dere, çay, ırmak * Irmak kenarı

CUY-ÇE
f Küçük ırmak

CUYEM
f (Cüsten, aramak mastarından "arıyorum, ararım" mânasınadır) (Bak: Cû)

CUYENDE
f Arayıcı, araştırıcı, isteyen

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (C Harfi)-Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...

Eski 09-10-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (C Harfi)-Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...



RE: Osmanlıca Sözlük (C Harfi) CÜBA'
Korkak

CÜBAB
Devenin sütünün üstüne gelen köpüğü

CÜBAR
Ziyan olmak Heder olmak * Üçüncü gün

CÜBB
Kuyu * Küp Kulpsuz desti * Vaktiyle zindan gibi kullanılan çukur, susuz kuyu

CÜBBE
(C: Cübeb) Şeâir-i İslamiyeden olup, giyilmesi sünnet olan dış kıyafetini teşkil eden, bilhassa namazda giyilen uzun ve bolca bir libas

CÜBCÜBE
(C: Cebâcib) Korkutmak * Yağ koymağa mahsus deri zenbil ve büyük desti * Çok su * Erimiş yağ

CÜBCÜBİYYE
İşkembe yemeği (Onu pişirip satana işkembeci mânâsına "cübcübî" derler)

CÜBLE
Hörgüç

CÜBN
(Cübün) Ürkeklik Korkaklık Korkak olmak * Peynir

CÜBNE
Korkaklık

CÜBNÎ
Peynirci * Peynir hâlinde olan şey

CÜBU'
Tehir etmek, sonraya bırakmak * Yönelmek, rücu etmek

CÜBÜLL
(C: Cübüllât) Yaratılmak, hilkat * Kesir, çok

CÜBÜN
Peynir * (Cebin C) Alınlar

CÜ'CÜ'
Gemi göğsü Kuş göğsü

CÜDA
f Ayrılık Ayrılmış

CÜDA'
Ölüm Mevt * Hayvana muzır olan otlak, çayır

CÜDAD
Çulha yumağı * Eski kaftan * Küçük ağaç

CÜDAT
(Câdi C) Dilenciler, sâiller

CÜDAYİ
f İftirak, ayrılık

CÜDCÜD
(C: Cedâcid) Orak kuşu derler bir büyük böcek ki yaz aylarında öter

CÜDD
Cem'etmek, toplamak * Yol üstünde olan kuyu

CÜDDET
(C: Cüded) Dağ arasındaki yol * Şekil, tarz, işaret * Çizgi

CÜDED
Dağ yolları Yol gibi olan izler * Bir rengi diğer renkten ayıran çizgi

CÜDERA'
(Cedir C) Yakışanlar Lâyık olanlar, liyâkat sahibi olanlar

CÜDERE
(C: Cüder) Ur dedikleri yumru (İnsan bedeninde çıkar)

CÜDERÎ
Kabarcık denilen hastalık * Çiçek hastalığı

CÜDRAN
(Cedr C) Duvarlar

CÜDUBE
Kıtlık

CÜDÜR
(Cidâr C) İnce deriler, zarlar * Duvarlar, setler

CÜFAEN
Beyhude, boşuboşuna, faydasız yere

CÜFAF
Kurumuş

CÜFAFE
Dağılmış kuru ot

CÜFAL
Selin kenara attığı çör çöp * Davarın yünü ve kılı çok olmak * Kıllı kimse * Bol

CÜFALE
Su kenarında olan çörçöp

CÜFF
İçi boş olan şey Kof * Dimağa işlemiş olan baş yarığı * Hurma çiçeğinin kabuğu * Cemaat, topluluk * Yarısı kesilip kova olmuş olan çürük ve eski kırba

CÜFRE
Bir şeyin ortası Mezar * Boşluk Çukur * Göğsün içerisi Sadır

CÜFT
f Tek olmayan Eşi olan Çift

CÜFTE
f Benzer, eş, denk, müsavi * İnsan veya hayvan sağrıs * Hayvan çiftesi

CÜFUR
Zayıf olmak

CÜHAL
Zehir

CÜHD
Kuvvet, tâkat

CÜHELA
(Câhil C) Cehele, cühhâl Cahiller Bilgisizler

CÜHERA
(Câhir C) Yüksek sesle açık olarak söylenenler

CÜHHAL
(Câhil C) Bilgisizler, câhiller

CÜHUD
Bilerek inkâr etmek Bildiği hâlde yanlış söylemek * Peygamberimiz Resul-i Ekremi (ASM) bildikleri ve mukaddes kitablarında O'nun evsâfını okudukları hâlde inkâr eden Yahudiler (Türkçedeki "cıfıt" kelimesi bundan gelir) * Bir kimseyi bahil bulmak

CÜLAB
Gülsuyu, cüllâb * İshal veren şerbet, müshil

CÜLAHEK
f Örümcek, ankebut * Küçük dokumacı

CÜLAL
(Celil) Ulu, büyük nesne, azim

CÜLALE
Büyük dişi deve

CÜLAZÎ
Kocaman ve kuvvetli İriyarı * Hâdim, hademe, hizmetkâr * Kilise veya manastır uşağı * Papaz veya keşiş

CÜLB (CİLB)
Su olmayan bulut

CÜLBAN
Burçak dedikleri hububat cinsi

CÜLBE
Yara iyi olduğunda üstünde olan ince deri

CÜLCÜL
(C: Celâcil) Ufak çıngırak, küçük çan

CÜLCÜLÂN
Susam

CÜLCÜLÂN-I HABEŞE
Beyaz haşhaş

CÜLESA
(Celis C) Beraber oturanlar

CÜLHAB
Dere, vâdi

CÜLHUB
Dizleri büyük olan kadın

CÜLL
(C: Cilâl-Ecille) Çul * Gül * Her nesnenin büyüğü ve muazzamı

CÜLLA
(C: Cilel) Büyük emir

CÜLLAB
f Cülâb, gülsuyu

CÜLLAH
Çok sel

CÜLLAS
(Câlis C) Cülus edenler, oturanlar

CÜLLE
Hurma koydukları kap * Hurma yükü

CÜLMUD
Kaya

CÜLMÜD
Sesi çok çıkan ve kuvvetli olan kimse

CÜLUBE
Başka yerden satmaya getirilen şey

CÜLUD
(Cild C) Ciltler, hayvan derileri

CÜLUL
Kişinin, yerinden başka yere çıkması

CÜLUS
Oturuş Oturma * Padişahın taht'a oturması

CÜLUS-U HÜMÂYUN
Padişahın taht'a oturma merâsimi

CÜLUSİYYE
Taht'a çıkan hükümdarlar veya padişâhlar için yazılmış yazı veya söylenmiş şiir * Hükümdarın tahta çıktığı ilk gün verdiği bahşiş

CÜLÜBAN
Sahtiyandan yapılan dağarcığa benzer bir kap

CÜLÜNBAK
Diş gıcırtısı * Kapı gıcırtısı

CÜLZA
Sağlam deve

CÜMA'
Toplamak Cem'etmek

CÜMÂDE
Arabi ayların beşinci ve altıncısının adı

CÜMÂD-EL-ÂHİRE
Arabi ayların altıncısının adı

CÜMÂD-EL-ÛLÂ
Arabi ayların beşincisi Cemazi-yel-evvel

CÜMAH
Kibirlenmek

CÜMALE
(C: Cümâlât) Gemi urganı

CÜMAME
(C: Cümâm) Yuvarlak inci Kıymetli taş Gümüşlü boncuk Büyük inci tanesi Gümüşten yapılıp dizilen inci gibi toplar

CÜMAN
İri inci

CÜMANE
Tek inci

CÜMASE
Soğuk, berd

CÜMAZ
Gümüşlü boncuk

CÜMBÜŞ
(Bak: Cünbiş)

CÜMCÜME
(C: Cemâcim) Baş kemiği, kafatası * Ağaç çanak * Arabdan bir kabile

CÜMD
Taş

CÜMD
(C: Cümâd-Ecmâd) Yüce, sağlam mekân

CÜMEL
(Cümle C) Cümleler Birden fazla anlama gelen sözler Mecmular (Bak: Cümmel)

CÜMHURE
İçi boş kemik

CÜMLE
Hep, bütün, tam * Gr: Tam mânâyı ifade eden, kaideye uygun söz

CÜMLE-İ ASABİYE
Tıb: Sinir sistemi

CÜMLE-İ CEZÂİYE
Şart cümlesinin ikinci kısmı Misâl: "Eğer lügatı rehber edinirsen, kelimelerin mânasını anlarsın" cümlesindeki "kelimelerin mânasını anlarsın" cümlesi, cümle-i cezâiyedir

CÜMLE-İ FİİLİYE
f Fiil ile başlayan arabça cümle Fiil cümlesi

CÜMLE-İ İHBÂRİYE
(Cümle-i haberiye de denir) Bir hâdiseyi, bir nesneyi bildiren cümle Bunun zıddı: cümle-i inşâiyedir; emir ve nehiyleri bildirmek gibi

CÜMLE-İ İSMİYE
f İsimle başlayan arabça cümle İsim cümlesi

CÜMLE-İ MU'TERİZE
Cümlenin mânasını açıklamak için parantez içine yazılan cümle

CÜMLE-İ MÜSTE'NEFE
Kendinden önceki cümleden bağımsız, müstakil cümle

CÜMLE-İ ŞARTİYE
(Bak: şart)

CÜMLE-İ TEFSİRİYE
(Cümle-i müfessire) "Yâni, meselâ" gibi sözlerle başlayıp önceki cümleyi açıklayan cümle

CÜMLE-İ ÛLÂ
Birinci cümle Evvelki cümle

CÜMLE KAPISI
Sarayın büyük kapısı * Dış kapı

CÜMLE ŞİRÂN-I CİHÂN
f Cihânın bütün arslanları

CÜMLETEN
Bütün, hep, kâffeten, cemian, hep birden

CÜMMA'
Bir araya gelerek toplanmış şey, küme

CÜMMAH
Temrensiz, ucu yuvarlak ok (Oğlancıklar onunla ok atmayı öğrenirlerdi)

CÜMMAR
Hurma yağı denilen beyaz bir maddedir ve hurma ağacının başından çıkar ve araplar onu yerler

CÜMMEL
(Cümel) Harflerin, sayı kıymetine göre hesaplanması Ebced (Bak: Ebced) * Bir kaç urganın birleştirilmesinden meydana gelmiş olan çok kalın gemi halatı

CÜMMET
Suyun biriktiği yer * Başta toplanan saç * Omuzlara inen saç

CÜMMEYZ
İncire benzer bir yemişin adı

CÜMRE
Süvari alayı, bin atlı cemaat

CÜMSE
Hurma koruğu

CÜMUD
Donuk Katı Sert * Mc: Gayretsiz * Soğukluk

CÜMUD-U AYN
Göz donukluğu

CÜMUDİYE
Büyük buz dağ Glâsiye Buzul Aysberg

CÜMUM
Suyu çok olan kuyu * Su kuyuda çok olmak (mânâsına mastardır)

CÜMÛS
Donmak

CÜMZA
Seri davar

CÜMZAN
Hurma nevilerinden bir hurma

CÜMZE
Toplanmış hurma

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (C Harfi)-Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...

Eski 09-10-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (C Harfi)-Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...



RE: Osmanlıca Sözlük (C Harfi) CÜNABE
f İkiz çocuk

CÜNAF
Kuruluk

CÜNAH
Bir şeyi basıp meylettiren sıklet demek olup, harec, sıkıntı ve alel-ıtlak ism-i vebal mânasına da gelir ki, "günah" kelimesinin aslı budur (ET) (Bak: Günah)

CÜNBÂN
f "kımıldanan, kımıldatan, sallanan, oynayan, oynatan, hareket eden" mânâlarına gelir ve sıfatlar yapar Dünbâle-cünbân $ : Kuyruk sallayan

CÜNBİDE
f Sallanmış, kımıldanmış, hareket etmiş

CÜNBİŞ
f Kımıldanma, hareket * Zevk, eğlence, cünbüş

CÜNBİŞ-İ ZEMİN
Deprem, zelzele, yer sarsıntısı

CÜNBİŞ-GEH
f Cünbüş yeri, eğlence yeri

CÜNBUH
Kalın, uzun ve yüksek nesne * Büyük bit

CÜNBÜDE
Kümbet, kubbe

CÜNBÜŞ
Zevk, eğlence * Hareket, kımıldanma * Uta benzer bir çalgı (Doğrusu: Cünbiş'tir)

CÜNBÜZ
Kemer, kubbe, kümbet

CÜND
Er, asker Ordu * Bir kimsenin yardımcıları * Şehir

CÜNDÎ
Süvâri, sipâhi, ata iyi binen, binici

CÜNDEB
(Cündüb) Bir nevi çekirge * Mc: Yağmacı

CÜNDUH
Büyük çekirge

CÜNDÜB
(C: Cenâdib) Bir nevi çekirge

CÜ'NE
Hokka

CÜNEYD
Küçük asker Askercik

CÜNEYD-İ BAĞDADÎ
(Hicri: 207-298) Şafii Hzlerinin talebesinden ders almıştır Zamanın kutbu sayılmıştır 30 defa yaya olarak hacca gitmiştir Büyük velilerdendir (KS)

CÜNH
Koruma, esirgeme, himâye ve muhafaza etme

CÜNHA
Suç, kabahat Te'dib cezâsına müstahak olanın suçu

CÜNNAB
Bitişik olan iki yemiş

CÜNNAR
Çınar

CÜNNET
Örtü, kadın başörtüsü * Yağan * Kalkan

CÜNU'
Yüzü üstüne düşürmek

CÜNUD
(Cünd C) Askerler Ordu

CÜNUDULLAH
Allah'ın ordu ve askerleri (Zerrattan seyyarata kadar bütün mahlukat, Allah'ın emrine tabi birer ordu ve asker gibidir Mukaddes Kur'an ve iman hizmetinde cansiperane ve ihlâs ve feragatla cehd ü gayret eden müslümanlar da Cünudullah ünvanına mazhardırlar)

CÜNUH
Yöneliş, meyil

CÜNUN
Delilik, cinnet Delirmek * Çok olmak * Otun uzaması

CÜNÜB
Cenabetlik Şer'an yıkanıp temizlenmeye mecburiyet hâli * Irak, uzak, baid

CÜR'A
Bir yudumluk su İçim, yudum

CÜRADE
Soyulmuş nesne

CÜRAF
Sel yolu Selin aktığı mecrası

CÜRAH
Yara

CÜRAHÜM
İri gövdeli davar

CÜR'A-RİZ
f Damla damla döken* Bir çeşit ibrik

CÜRAŞE
Tuz döğülürken etrafına düşen iri parçalar

CÜRAZ
Keskin

CÜRAZ
Polat Demir

CÜRBÜZ
İnsanlar arasında fesâdçılık yapan gaddâr kişi

CÜRCANÎ
(Abdülkahir) Hicri beşinci asrın ikinci yarısında yaşamış büyük âlimlerden ve Arapçanın dâhi mütehassıslarındandır Dindarlığı ve takvası da çok ileri olduğu nakledilir Asıl adı: Abdülkahir-el Cürcanî olan bu Zâtın ilk tahsilini memleketi Cürcan'da yaptığı biliniyor Adı ve künyesi şu şekilde oluyor: Eş-Şeyh Ebu Bekir Abdulkahir bin Abdurrahman Bütün cihetleri ile beğenilen bir zat olmuştur Hakkında deniyor ki: Namazda iken evine bir hırsız girse, bulduğu bir takım şeyleri alır Cürcanî hırsızı gördüğü halde namazına devam eder ve bozmaz Vefat tarihi Hi471 senesidir (KS)

CÜRCANÎ
(Seyyid Şerif Ali Bin Muhammed) : (Hi: 760-830) Astarabad (Cürcan) civarında Tacu'da doğmuştur Mısır'a giderek orada çeşitli âlimlerden ders okumuştur Şiraz'da müderrislik yapmıştır Sa'duddin-i Taftazanî ile kapanan Mütekaddimîn devrinden sonra açılan Müteahhirîn-i Ulemâ devrinin birincisi bu Seyyid Şerif Cürcanî'dir (KS)

CÜRCE
(C: Cürâc) Heybeye benzer bir kap

CÜRCUR
Deve başı

CÜRD
Tüysüz, kılsız * Cilt hastası (deve) * Tüyleri kısa olan (at) * Bitki örtüsü olmayan (arazi) * Piyâdesiz (süvâri)

CÜRDAN
At ve eşek zekeri

CÜRDE
Çorak bölge * Çıplak vücut * Atlı asker

CÜRDE ASKERİ
Eskiden hacca giden kafilelerin muhafızlığını yapan asker

CÜR'ET
Yiğitlik, cesaret Korkmayarak ileri atılmak

CÜR'ETKÂR
f Cesur, cesaretli, yiğit, delikanlı, atılgan, gözüpek

CÜR'ET-YÂB
f Cesur, cesaretli, yiğit, delikanlı, atılgan, gözüpek, cür'etkâr

CÜREZ
(C: Cirzân) Tarla faresi

CÜRF
Dere kenarında selin, dibini yalayıp oymuş olduğu bıçık üzerinde kalan toprak veya çamur çıkıntısıdır ki, her an için yıkılıp çökmeğe hazır bir vaziyette bulunur (ET) * Estiyan adı verilen bir ot

CÜRFÜŞ
Yanları etli olan şişman kimse

CÜRH
(C: Cüruh) Yara

CÜRHA
Birtek yara * şehadette yani şahidlikte bir tek hükümsüzlük sebebi

CÜRHÜM
Yemende bir kabile

CÜRM
(Cürüm) Kabahat, kusur Hatâ İsyan Günah Kanun hilâfına hareket

CÜRM-Ü MEŞHUD
Suç üzerinde suçluyu yakalamak Görülen suç (Suç üstü)

CÜRMANE
f Ceza, mücâzat

CÜRM-NAK
f Suçlu, kabahatli

CÜRMUK
(C: Cerâmik) Çizme

CÜRMUZ
Küçük havuz

CÜRN (CERİN)
(C: Cüren) Hurma kurutulan ve harman yapılan yer

CÜRRE
Cesur, cesaretli, cür'etkâr, cür'et-yâb, yiğit, delikanlı, gözüpek, atılgan * Uçan her çeşit kuşun erkeği * Bir zira' miktarı ağaç (Ağacın başında bir küfe, ortasında bir ipi olup onunla geyik avlarlar)

CÜRRE-BAZ
f Atmaca kuşu * Erkek şahin veya akdoğan * Hızla uçan ok

CÜRSUM
(C: Cerâsim) Her nesnenin aslı

CÜRSUME
(Cürsâm) Kök, asıl, temel Bir tohumun özü İlk hücrelik * Gırtlak kapağı * Karınca yuvası

CÜRSUME-İ DIRAHT
Ağacın kökü

CÜRSUN
Üzerine binâ yapmak için duvardan dışarı uzattıkları ağaç

CÜRŞ
Yemen diyarında bir yerin adı * Başı tırnakla taramak

CÜRŞU'
Büyük karınlı deve

CÜRUB
Beddualar, bed ve kötü dualar, fenâ sözler

CÜRUH
(Cürh C) Yaralar

CÜRUM
Sıcak, çukur yer

CÜRÛN
Bezin eskimesi * Yumuşak olmak * Bir nesne aşınmak * Alışkanlık, itiyat

CÜRÜF
Uçurum, yar

CÜRÜZ
Verimsiz çorak yer

CÜRVAZ
Karnı büyük olan kişi

CÜRYAZ
(C: Cerâyız) Karnı büyük olan

CÜRZ
(C: Cirzan) Köstebek

CÜRZUM
(C: Cürâzim) Çok yiyen kişi

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (C Harfi)-Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...

Eski 09-10-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (C Harfi)-Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...



RE: Osmanlıca Sözlük (C Harfi) CÜSACİS
Büyük deve * Kılların veya otların sık ve çok olup birbirine karışması

CÜSAD
Karın ağrısı

CÜSAL
Tarla kuşu

CÜSALE
Sonbaharda dökülen yapraklar

CÜSAM
Büyük, geniş Eni fazla olan

CÜSAM
Uykuda gelen ağırlık, kâbus

CÜSES
(Cüsse C) Cüsseler, gövdeler, bedenler, cisimler, kalıplar, cesetler

CÜSEYM
Cisimcik Küçük cisim

CÜSEYMAT
(Cüseym C) Küçük cisimler, cisimcikler

CÜSMAN
Organlarla birlikte vücudun tamamı * Her nesnenin cismi ve cesedi

CÜSSE
Gövde, kalıp, beden

CÜSSE-DÂR
f İri yapılı, cüsseli kimse, irikıyım kişi

CÜST
f Araştırma, arama

CÜST Ü CU
Arayıp sorma, araştırma, arama

CÜSU
Diz üstünde çökmek

CÜSU'
Tamahkârlık, pintilik, harislik, cimrilik

CÜSUM
(Cisim C) Cisimler Ecsam

CÜSUM
Kuşun, uyuması vaktinde göğsünü yere koyup çömelmesi Çömelip oturmak * Uykuda gelen ağırlık Kâbus * Oturmak

CÜSUR
(Cisr C) Köprüler

CÜSÜVV
Kurumak, yebs * Donmak, cümud

CÜSVE
Bir yere biriktirilmiş taş

CÜSY
Diz üstüne çökmek

CÜŞA'
Çok yemekten dolayı genirmek

CÜŞEM
Deve göğsü

CÜŞRE
Öksürük * Göğüs sertliği

CÜŞU'
Durmak, kıyam * Huruç etmek, çıkmak * Hafif yay

CÜŞUR
Sabah yerinin ağarması

CÜ'ŞUŞ
Göğüs Sadır

CÜŞÜM
Kısa boylu, tıknaz kimse

CÜVAD
Susamak

CÜVAL
f Çuval

CÜVALİK
(C: Cevâlik) Çuval

CÜVAN
(Bak: Civân)

CÜVAR
(Civâr) Yakınlık Komşuluk * Himâyet, korumak * Riâyet * Süt emen deve yavrusu * Karga sesi * Öküz avazı

CÜVEYRE
Küçük câriye, câriyecik

CÜVVET
Kırba yaması * Bir parça yer * Siyaha yakın boz renk * Demir pası

CÜYUD
(Cid C) Gerdanlar, boyunlar

CÜYUŞ
(Ceyş C) Ceyşler, askerler, neferler, erler Ordular

CÜZ
Kısım, parça Bir şeyin bir parçası * Kitab forması * Küllün mukabili * Kur'ân-ı Kerim'in otuzda bir parçası * Kanaat İktifâ eylemek * Düğümü sağlam yapmak Bir şeyi pekiştirip muhkem kılmak * Kız evlâdı

CÜZ-İ ASGAR
En küçük cüz En ufak parça

CÜZ-Ü FERD
Bir varlıktan veya bir vücuddan bir parça * Atom (Bak: Cüz-i lâyetecezzâ)

CÜZ-İ İHTİYAR
Dilediği gibi hareket edebilme Yani: Herhangi bir şeyi yapmak veya yapmamak hususunda bir tarafı tercih etmek iktidar ve serbestliği Bu serbestlik ile, Cenab-ı Hak insanları, iyiliği veya kötülüğü istemek cihetinde imtihan eder(Halbuki; o cüz-i ihtiyarî denilen silâh-ı insanî hem âciz hem kısadır Hem ayarı noksandır İcad edemez Kesbden başka hiçbir şey elinden gelmez Îman o cüz-i ihtiyarîyi, Allah namına istimal ettirip herşeye karşı kâfi getirir Bir askerin cüz'î kuvvetini devlet hesabına istimal ettiği vakit, binler kuvvetinden fazla işler görmesi gibi S)

CÜZ-İ İRADE
İradeden bir cüz Allah tarafından insana verilen irade (Bak: İrâde)

CÜZ-İ LÂYETECEZZÂ
Bir daha bölünmeyen en küçük parça En küçük cisim parçası Tecezzisi kabil olmayan Atom Yani parçalansa, maddîlikten çıkıp kanun-u İlâhî ile bir nevi kuvvete inkılâb eder

CÜZ-Ü TAMM
Bütün Bir şeyin, temel vasıflarının tamamını toplayan parçası Parçalandığı vakit ana vasfını ve asliyetini kaybeden şey

CÜZAE
Bıçak sapı

CÜZAF
Götürü pazar

CÜZAM
(Cüzzam) Hansel basilinin (mikrobunun) sebep olduğu bulaşıcı bir deri hastalığı

CÜZAME
Hasaddan sonra ekinden bâki kalan ekin

CÜZARE
Devenin etrafı (ayakları ve başı gibi)

CÜZAZ
Kesilmiş ve parçalanmış olan şey

CÜZAZE
(C: Cüzâzât) Pâre pâre etmek, ayırmak, kesmek Ağaçtan yemiş düşürmek

CÜZAZE
Bez kırpıntısı

CÜZBEND
Bir çeşit cüzzam hastalığı * Ciltçi

CÜ'ZER
(C: Câzer) Geyik buzağısı * Yaban sığırının buzağısı

CÜZEYR
Kök dalı, ince kök

CÜZEYRE
Küçük ada, adacık Etrafı su ile çevrili küçük kara parçası

CÜZHAN
f Kur'ân-ı Kerim cüzlerini okuyan kimse

CÜZ'İ
Azdan olan Parçaya âit olan Biraz Pek az Kıymetsiz Mühim olmayan Esasa ait olmayan Cüz'e âit olan Külli olmayan

CÜZ'İYYAT
Cüz'î olan şeyler Ufak tefek şeyler Mânası düşünüldüğünde zihinde ortaklık kabul etmeyen şeyler Mânası başka şeylere şâmil olmayanlar

CÜZ'İYYET
Azlık, cüz'î oluş

CÜZVE
(Cezve-Cizve) (C: Cezey-Cizey) Kalın ağaç parçası * Ateş közü

CÜZUR
(Cezr C) Kökler

CÜZZAM
(Bak: Cüzam)

CÜZZET
Kaftan

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük (C Harfi)-Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...

Eski 09-10-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (C Harfi)-Osmanlıca Kelimeler Sözlüğü...



RE: Osmanlıca Sözlük (C Harfi) CENNET-ÂSÂ
Cennet gibi

CİLFE
Kalem yongası

CİLHABE
Büyük olan şey, kebîr

CİLL
Ekin biçildikten sonra yerde kalan sap ki, "anız" derler

CİLLE
Büyük, ulu nesne Kebîr ve azîm

CİLLEVEZ
İnce kabuklu, uzunca fındık * Köknar

CİLM(E)
Üzüm çubuğundan kestikleri değnek

CİLNAR
(Cüllenâr) Gülnar Nar çiçeği

CİLSE
Bir çeşit vurmak

CİLT
(Bak: Cild)

CİLVAH
Geniş ve dolu olan deve

CİLVAZ
(C: Celâvize) Kethudâ Reis

CİLVE
Esmâ-i İlâhînin tecellisi * Tecelli * Güzellere yakışır duruş ve davranış Dilberâne hareket Naz ve edâ Hoşa giden görünüş

CİLVE-İ İRÂDE
İrâde ve kasdı gösteren tezahür ve tecelli Cenab-ı Hakkın kendi bizzat isteği ve iradesiyle yaptığını gösteren oluş ve intizam, mükemmeliyet (İnsanın nasıl ruhu bütün cesedine özel bir münasebeti var ki: Bütün âzâsını ve eczasını birbirine yardım ettirir Yani: İrade-i İlâhiye cilvesi olan evâmir-i tekviniyeye ve o emirden vücud-u haricî giydirilmiş bir kanun-u emrî ve lâtife-i Rabbaniye olan ruh onların idaresinde onların manevî seslerini hissetmesinde ve hâcatlarını görmesinde birbirine mâni olmaz, ruhu şaşırtmaz S)

CİLVEGÂH
(Cilve-geh) f Cilve edilecek yer, cilve yeri

CİLVEGER
f Cilve ve naz eden Cilveli * Tecelli eden

CİLVEKÂR
f Cilveli Nâzenin

CİLVEKÜNÂN
f Cilve yaparak

CİLVENÜMÂ
f Cilve yapan, cilve gösteren, cilve eden

CİLVESAZ
f Cilveli Nazlı Gönül alan

CİLVEZET
Mâni olmak Men'etmek

CİLZ
Süngü demiri * Kamçının ucundan tuttukları yer

CİLZE
(C: Cilzâ) Sert ve sağlam yer

CİM
( harfinin arapça adı olup ebced hesabında üç sayısının karşılığıdır

CİM
Gulamperest olan kimse

CİMA'
Cinsi münâsebet Çiftleşmek * Zamm etmek

CİMAH
Binicisi zabtedemediğinden, atın serkeş olup binicisini istememesi

CİMAL
(Cemel C) Erkek develer

CİMAM
Kuyu içinde suyun toplanması ve çoğalması

CİMAR
Toplu kabile * Süvari alayı

CİMNASTİK
yun Vücud organlarını alıştırıp kuvvetlendirmek için yapılan idman Beden terbiyesi

CİMRİ
f Hasis, varyemez, pinti Elindeki mal veya parayı harcayamıyan ve türlü sıkıntılara katlanarak daha çok biriktirmeye çalışan kimse Cimrilik, müsriflik (savurganlık) gibi İslâmda kötü huy olarak bilinir Cömertlik ve tutumluluk ise övünülen ahlâkî vasıflardandır Cömertlikte de ölçülü olmak tavsiye edilir Başkasına muhtaç duruma düşürecek cömertlik de doğru değildir (Bak: İktisad)

CİMSE
Rengi gökrek kızıllığa yakın kıymetli bir taş

CİN
(Bak: Cinn)

CİNAB
Hayvanlara vurulan damga ve nişan

CİNAÎ
(Cinâiyye) Cinayetle alâkalı

CİNAN
(Cennet C) Cennetler

CİNAN-I ULÛM
İlm-i Kur'ân ve imân cennetleri Maarif-i İlâhiye ve tahkikî ve yakinî imân derslerinin okunduğu ulemâ-i İslâm ve talebe-i ulûm meclisleri

CİNARE
Esterâbâd ile Cürcân arasına derler

CİNAS
Benzeyiş, münâsebet * Edb: Birçok mânâya gelebilen söz, imalı, telmihli söz telâffuzu bir, mânası ayrı olan kelimelerin bir sözde bulunması Bunu yapmaya "tecnis" denir, o kelimelere de "cinas" denir

CİNAS-I MUHARREF
Edb: Yalnız harflerde beraberlik, harekelerde ayrılık bulunan cinâs (merd, mürd gibi)

CİNAS-I NÂKIS
Edb: Cinaslı kelimelerin birinde veya birkaç harfin ziyade olması suretiyle yapılan cinas (dem, âdem gibi)

CİNAS-I TAMM
Edb: Lâfızda, harekelerde ve harflerde eksiklik ve ziyâdelik bulunmayan cinâs Kır (kırmaktan emir), kır (çöl); yaz (yazmaktan emir), yaz (mevsim)

CİNAYAT
(Cinayet C) Büyük cezâları gerektiren suçlar Cinayetler

CİNAYET
Adam öldürmek, katl (Bak: Câni)

CİNAYET-KÂR
f Cinayet işleyen

CİNAZE
Tabut İçine cenaze konulan sandık

CİNCİN(E)
(C: Cenâcin) Göğüs kemiği

CİNH
Gece karanlığı

CİNN
Bir cins ateşten yaratılmış olup, dünyanın insandan sonra en mühim sekenesidir Akıl ve şuur sâhibi olup pekçok şer ve isyan yapabildikleri gibi "Peygamberlerin ve semâvî kitabların irşadlarıyla" insana yetişememekle beraber terakki edip yüksek kemâlatlara çıkabilen mahluktur İnsanlar gibi dinin bir kısım emirlerini yapmakla ve bazı yasaklarından kaçınmakla yükümlüdürler Kıyamet ve haşirden sonra cinlerden de dünya imtihanını kazananlar Cennet'e, kaybedenler Cehennem'e girecektir Kâinat ve içindeki bütün varlıklar hakkında, en birinci söz söyleme hakkı; onların yaratıcısı ve mâliki olanındır Çünki "Yapan bilir, öyleyse bilen konuşur" bir kaidedir Cinlerin varlığını da, evvelâ; Kur'an-ı Kerimden öğreniyoruz Ayrıca Peygamberimiz Resul-ü Ekrem'den (ASM) gelen sahih rivayetler ve ashabının cinleri görmesi ve görüşmesi hâdiseleri de pek çoktur Cinlerin pekçok cinsleri vardır Bunlar lâtif yaratıklar oldukları için gaybî haberler getirmekte kullanılabilirler Fakat Hazret-i Peygamber'den (ASM) sonra cinlerin gaybî âlemden haber hırsızlamaları Cenab-ı Hak tarafından menedilmiştirCinlerin, kötülüğe sevkedenlerine şeytan-ı cinnî de denilir * Lügatta: Bir şeyi hisseden, setretmek, gizlemek mânasına gelir

CİNN SÛRESİ
Kur'ân-ı Kerim'in 72 sûresi olup Mekke-i Mükerreme'de nâzil olmuştur

CİNNET
Delilik

CİNNÎ
Cinn taifesinden olan

CİNS
Nevi' Boy, soy, kavim, kabile Aynı çeşitten olmak

CİNS-İ LATİF
Lâtif ve hoş cins, nev İnsanlar nev'inde kadın

CİNSÎ
Zırh yapıcı

CİNSÎ
Cinsle ilgili, cinsle alâkalı

CİNSİYET
Bir kavim ve kabileye mensub olma * Bir cins ile alâkalı olma

CİNUN (CİNAN)
Gece karanlık olmak

CİNZAB
Yaban havucu

CİR
f Aşağı, alt * Eldiven, kayış vs gibi şeyler yapılabilen tabaklanmış deri

CİRAB
(C: Ecribe-Cireb Cerbân) Dağarcık

CİRAHA
(C: Cirâh-Cirâhât) Yara

CİRAN
Komşular * Müşteriler

CİRAN
(C: Cürün) Devenin boynunun önünde boğazlanacak yerinden boğazı çukuruna kadar olan yer

CİRANTA
yun Bir senedi ciro eden kimse

CİRAR
(Cerre C) Toprak testiler

CİRAYE
Suyun ve diğer sıvıların durmadan akıp gitmeleri

CİRBAN
Yaka

CİRBET
Ekinlik, mezra

CİRCİR
Maydanoz

CİRCİS
(Bak: Cercis)

CİRCİS
Mühür yapılan mum * Toprak * Küçük üvez

CİRE
f Çırak, uşak ve hizmetçilere verilen yevmiye, yemek ve para

CİR'ET
(Cer'et- Cür'et) Bahadırlık, kahramanlık, şecaat * İkdâm etmek

CİRET
Komşuluk

CİRF
Büyük nesne

CİRÎ
Yılan balığı (Fâriside mermahi derler)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.