Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Kitap Özetleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hakkında, mitolojisi, yunan

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



ARTEMIS ( DİANA)

Zeus'un kızı ve Apollon'un kızkardeşi olan Artemis kardeşinden bir gün önce doğdu Dünyaya gelir gelmez hemen kalktı ve Annesi Leto'ya kerdeşi Apollon'u doğururken yardım etti Fakat annesinin hem doğum sırasında çektiği acılar hemde her yarden kovulması Artemis'in evlilikten nefret etmesine neden oldu Bu yüzden oda kızkardeşi Athena gibi sonsuza dek evlenmemeye karar verdi Ve babasından bunuın için yardım istedi Ondan yay ve hızlı uçan oklar ve yanan bir meşale istedi

Zeus kızının tüm isteklerini yerine getirdi O günden itibaren Artmis yay ve oklarla donatıldı Ormanların ve dağların kraliçesi oldu En büyük zevki vahşi hayvanları kovalamaktı Şarı üzerinde ava çıkardı böylece dağları ormanları aşar, vadileri dolaşır, karacaları, hızlı koşan geyikleri, domuzları yakalardı Bu eğlenceden yorgun düşünce kardeşi Apollo'nun yanına gider onun yanında Musaları ve Khariteslerin şarkılarını dinleyerek ağaç gölgelerinde dinlenirdi

Apollonun kardeşi Artemis, gün battıktan sonra gökte dolaşan, solgun ışıklı ayın Tanrıöasıdır Apollon gibi dünyayı aydınlatmakla görevlendirilmiş olan Artemis tıpkı kardeşi gibi parlaktır, oda ışıklar saçar, göklerde dolaşır Apollo'nun kadın şeklidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



EUROPA

Europa Suriyeli çok güzel bir kızdı Öyleki parlak teni göz alıcı bakışı ile dillere destan olmuştu Eğlenceyi ve gezmeyi çok severdi Sabahtan akşama kadar tüm vaktini kırlarda deniz kıyısında arkadaşları ile birlikte gezerek geçirirdi Gene böyle bir gün, deniz kenarındaki bahçelerden birinde arkadaşları ile çiçek toplarken Zeus Europa'yı gördü Onun güzelliği baş tanrının aklını başından almıştı

Karısı Hera'nın haberi olmadan güzel Suriyeliye yaklaşabilmek için altın rengi bir boğa şekline girdi ve kızların çiçek topladıkları bahçenin etrafında gezinmeye başladı Kızlar boğadan korkmak bir yana onu çok sevimli bulmuşlardı, ona yaklaşarak sevmeye başladılar Güzel Europa ona yaklaştığı anda boğa yere yatarak kızın ayaklarına kapandı Europa boğanın sırtını okşayarak yavaşça üzerine oturduTam arkadaşlarıda ona katılacakken boğa birden ayaklandı ve ve sırtında Europa ile denize doğru koşmaya başladı Deniz kenarına vardığında azgın dalgaların hepsi sakinleşmiş durulmuştu Boğa dalgaları yararak, denizde kumlu bir ovada koşuyormuş gibi hızla oradan uzaklaştı

Bir süre sonra kıyıya vardıklarında Zeus genç kızı bir çınarın gölgesine bıraktı ve boğa şeklinden sıyrılarak tekrar tanrı şekline döndü ve ona kendisini tanıttı Horalar aceleyle Zeus ve Europa için bir yatak hazırladılar Bu birleşmenin yapıldığı yere gölge saldığı için o günden beri çınar ağacı yapraklarını hiç dökmez Kirid kralı Minos bu birlikteliğin sonucunda doğmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



Hephaistos ( Vulcan )



HEPHAISTOS ( VULCAN )

Hephaistos ateş tanrısı idi Zeus ile Hera'nın oğlu olan bu tanrı topal olarak doğdu, üstelik çokda çirkindi Hera onu doğurduğunda çirkinliğinden utandı, ve diğer tanrıların kendisiyle alay etmesinden korkarak onu Olympos'tan aşağı fırlattı

Hephaistos'un Olympos'tan aşağı Lemnos adasına düşüşü tam bir gün sürdü Bir hocanın yardımıyla burada demir, bronz ve değerli madenler üzerinde çalışma sanatını öğrendi ve ve bir yanardağın içine demir atölyesini kurdu Bu demirhane de insanı hayrete düşürecek sanat şaheserleri yarattı Nadide yüzükler, bilezikler kalkanlar yaptı Fakat annesini ve onun kendisine yaptıklarını hiç unutmadı Annesinin yanına çağırılması için bir şeyler yapması gerekiyordu Ve bir gün oturup annesi Hera için altından muhteşem bir that yaptı Bu öyle bir tahttı ki insanın gözlerini kamaştırıyordu, diğer yandan hiç te göründüğü gibi değildi Görünmez bağlardan yapılmış kıskaçları vardı ve üzerine biri oturduğunda bir daha açılmamak üzere kilitleniyor oturan kişiyi hapsediyordu

Tahtı Olympos'a yolladığında Hera tahtın ihtişamına hayran kaldı, fakat üzerine oturur oturmaz kıskaçlar kapandı ve Hera tahta bağlanıp kaldı Bütün tanrılar el birliği ile onu tahtan kurtarmaya çalıştılar ama başaramadılar Son çare Hephaistos'u çağırdılar fakat Hephaistos kulak asmadı Tüm çağrıları duymuyormuş gibi davrandı Kendisine yaptıklarından dolayı Hera'nın cezasını çekmesini istiyorduZeus Hermes'I yolladı ancak Hermes onu Olympos'a çıkmaya razı edemedi Ardından Ares geldi, onu Olympos'a çıkarmak için zor kullanmaya çalıştı ama, Hephaistos onu kavgada yendi ve gerisin geri geldiği yere yolladı Bunun üzerine şarap tanrısı Dionysos onu getrimeye talip oldu ama o çok farklı bir yol denedi İçirdiği şaraplarla Hephaistos'u sarhoş ederek ondan Hera'yı that'tan kurtaracağına dair söz aldıFakat Hephaistos bunu tek bir şartla yapmayı kabul edecekti Bunun için Tanrılar katına kabul edilmesi ve güzeller güzeli Aphrodite'in kendisiyle evlenmesi

Karısının daha fazla acı çekmesine dayanamayan Zeus oğlunun şartlarını kabul etti Bunun üzerine Dionysos onu alıp Olympos'a götürdü Hephaistos Hera'yı kurtardıktan sonra ilk iş olarark kendisine baştan başa tunçtan bir saray yaptı Saray güneş doğunca parıl parıl parlıyordu, dör tarafına yıldızlar serpiştirilmişti Görenleri hayran bırakan sarayın bir tarafına da muhteşem demirhanesini yerleştirdi

Hephaisto her sabah güneş doğduktan sonra atolyesine gidiyor, akşama kadar hiç durmadan çalışıyor, tanrıları ve insanları hayrete düşüren ve hayran bırakan şaheserler yaratıyordu Zeus için muhteşem bir asa ve altından that imal etti Demeter içinse parlak bir orak Apollon ve Artemis içinse sağlam ve hızlı oklarla, ok kılıfları yaptı Tüm bunların yanında Olympos'u süslemek için elinden geleni yaptı; Apollon için güzel bir saray inşa etti, Zeus'un sarayını güçlendirip süsledi Ve tanrılar için onların arzularına gör hareket edecek koltuklar imal etti

Hephaistos sadece tanrılar için değil insanlar içinde bir çok iyilik yaptı Çirkin ve topal olmasına rağmen iyi kalpli oluşu ile gerek tanrılar gerekse insanlar tarafından sevildi ve sayıldı Ama arzu ettiği ve hak ettiği mutluluğa hiç bir zaman tam olarak ulaşamadı Onu sevmeyen ve sürekli aldatan Aphrodite ile olan evliliği ona mutluluktan çok acı ve utanç getirdi

Alıntı Yaparak Cevapla

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



Hestia ( Vesta)

HESTIA ( VESTA)

Mitolojide Hestia aile ocağını temsil eden bir tanrıçadır Hetia Kronos ve Rhea'nın kızı, Zeus'un da kız kardeşidir İlk doğan tanrıça olduğundan tanrılar katında büyük saygı görür baş tanrı Zeus bile ona saygı gösterir, onu çok severdi Hestia sadece tanrılar tarafından değil insanlar tarafından da çok sevilir ve sayılırdı Fakat bu sevgi ve saygı onu hiç bir zaman şımartmadı O her zaman alçak gönüllü ve iyi niyetli davranır Tanrıları öfkelendiren olaylar karşısında sakinliğini korurdu

Bu çok sevilen tanrıçanın talibi de çoktu Poseidon ve Apollon ona aşıktı Bir çok defa kendisiyle evlenme istediklerini dile getirmelerine rağmen Hestia her ikisini de red etti Evlenmeyi düşünmüyor, istemiyordu Ancak Poseidon ve Apollon pes etmediler Bir gün Hestia'nın peşine düştüler, onu sıkıştırıyorlardı Hestia zorlukla onların ellerinden kurtulup Zeus'a sığındı ve kendisini korumasını istedi Ve Zeus bu çok sevdiği tanrıçayı himayesine alarak sonsuza dek bekar kalma arzusuna saygı göstereceğine dair ona söz verdi ve onu her zaman korudu

Hestia insanlara ev yapmalarını öğretir, aile hayatına ait huzuru Mutluluğu sağlardı Ailenin kutsallığını temsil eden Hestia baş tanrıça olarak sayılır buna göre saygı görürdü Aileler evlerinde Hestia namına her zaman yanan bir ateş bulundururlardı


Alıntı Yaparak Cevapla

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



PYRAMOS VE THISBE

Yaşadiği devrin en yakışıklı delikanlısı olan Pyramos ile bütün şark güzellerini gölgede bırakacak bir güzelliğe sahip olan Thisbe Semiramis'in saltanat sürdüğü memelekette birbirlerine aşık olan iki gençti Birbirlerine bitişik evlerde doğup büyümüşer daha çocuk yaşlarda birbirlerine gönül vermişlerdi Yaşları büyüdüğünde evlenmeye karar verdiler ancak aileleri buna izin vermedi Onları birbilerine uygun görmüyorlardı Ve görüşmelerine engellemeye çalıştılar ama iki sevgili ne yapıp edip görüşmenin bir yolunu buldularEvleri ayıran duvarda küçük bir yarık vardı Bu yarığı ikisinden başka kimse bilmiyordu Her gün aynı saatte orada buluşur gizlice o yarıktan doğru konuşur birbirlerine güzel sözler fısıldar aşklarına karşı çıkan ailelerinden yakınırlardı Bir gün birlikte kaçmaya karar verdiler Ayrı ayrı evlerinden çıkıp Ninus'un mezarının başında buluşmaya karar vermişlerdi

Kararlaştırdıkları gece Thisbe karanlıktan yararlanıp gizlice evden kaçtı ve uzun bir yürüyüşün ardından Ninus'un mezarına ulaştı ve kararlaştırdıkları gibi Pyramos'u ağacın altında beklemeye koyuldu Fakat tam o sırada ağaçların arasından ağzında henüz parçaladığı bir hayvanın kan lekesiyle dişi bir arslan çıkageldi Thisbe korkuyla kaçarak uzaklaştı ve yakındaki bir mağaraya gizlendii kaçarken başındaki tülü düşürmüş ancak geri dönüp almaya cesaret edememişti Arslan derede susuzluğunu giderdikten sonra tekrar ormana dönüyordu ki yerde Thisbe'nin eşarbını gördü ve kanlı dişleriyle parçaladı

Randevu yerine biraz geç gelen Pyramos arslanın yerde bıraktığı izleri görünce içine bir korku düştü ardından sevdiğinin parçalanmış kanlı tülünü fark etti ve korkusu acıya dönüştü Göz yaşları içersinde Thisbe'nin tülüne sarıldı, sevdiğinin haksız ölümü onu kahretmişti Bu acıya dayanamıyarak kınından bıçağını çıkardı ve sevdiğine kavuşabilme umuduyla bıçağı tam göğsüne sapladı ve kanı yere aksın diye ölmeden bıçağı geri çıkardı

Thisbe korkudan titremesine rağmen Pyramos'u daha fazla bekletmemek için yavaşça mağaradan çıktı ve randevulaştıkları ağacın olduğu yere gitti Orada sevdiğini görmeyi umarken onun kanlar içindeki vücudunu görünce aklı başından gitti Sevgilisine sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı ama artık Pyramos için çok geçti Thisbe önce kanlı bıçağı ardındanda parçalanmış tülü gördü Sevgilisinin onun arslan tarafından öldürüldüğünü zannedip kendisini öldürdüğünü anlamıştı Yerdeki kanlı bıçağı alıp sımsıkı sapına yapıştı Eğer Pyramos sevgisi uğruna ölümü göze aldıysa oda alacaktı Bıçağı havaya kaldırıp hızla göğsüne sapladı, cansız vücudu Pyramos'un vücudunun üzerine kapanmıştı Tanrılar bu iki sevgilinin başlarından geçenlere üzülerek onların aynı yerde yatmalarına hiç değilse ölümde birlikte olmalarına müsade ettiler

Alıntı Yaparak Cevapla

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #21
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



HERO İLE LEANDROS
Çok eski zamanlarda, bugün bizim Çanakkale boğazı dediğimiz "Hellaspontos"un Avrupa kıyısında, Sestos adını taşıyan bir şehir bulunuyordu Bu şehir surları arasında Aphrodite için yapılmış büyük bir tapınak vardı Bu tapınakta Hero adında çok güzel bir rahibe vardı, bu rahibe güzelliği ile dillere destan olmuştu Aphrodite mabedindeki kumrularla ilgilenen Hero'yu gören onu Aphrodite'ın kendisi zannederlerdi Bu genç rahibe güzel olduğu kadar alçak gönüllüydü de Bu yüzden Aphrodite bu kızı kıskanmak bir yana onu çok severdi

Her sene ilk baharın gelişi ile birlikte Sestos'ta şenlikler düzenlenir çevre şehirlerden insanlar akın akın buraya gelir Aphrodite'in mabedini ziyaret ederlerdi İşte böyle bir bayram günü Leandros adında yakışıklı bir genç Aphrodite'in mabedindeki bir ayine katılmıştı Abydos'lu olan Leandros getirdiği hediyeleri sunmak üzere mihraba yaklaştığında Güzel rahibe Hero'yu görünce aklı başından gitti adeta, daha ilk bakışta ona aşık olmuştu Ayin boyunca gözlerini güzel rahibeden ayıramamıştı Sankikarşısındaki Aphrodite'in ta kendisiydi

Leandros gün batıncaya kadar mabedinin bir köşesinde bekledi Ziyaretçiler birbir mabedi terk edince yavaşça mabed de tek başına kalan Hero'ya yaklaştı Rahibe genç delikanlıyı görünce ürkerek geri kaçtı Ama Leandros onu durdurdu Ve oracıkta mihrabın önünde Hero'ya duyduğu aşkı dile getirdi

O günden sonra Leandros Hero'nun tüm itirazlarına rağmen her gün mabede gelip genç rahibeye duyduğu aşkı anlattı Hero defalaca ona bir rahibe olduğunu ve böyle bir aşka karşılık veremiyeceğini söylediysede Leandros pes etmedi Duyduğu sevgi öylesine büyüktü ki bir gün mutlaka hak ettiği karşılığı alacağına inanıyordu Ve tüm çabaları ısrarları sonunda arzusuna kavuştu Hero da onu seviyordu ancak aralarında büyük bir engel vardı Hero deniz sahilinde ıssız bir kalede yaşlı bir kölenin kontrolü altında yaşıyordu, üstelikle Leandros'un yaşadığı şehirle aralarında denizde vardı Ama Leandros aşkı uğruna herşeyi yapmaya hazırdıbuna gece karanlığında yüzerek denizi geçmekte dahildi

O akşam yaşadığı şehre geri dödüğünde sahile inerek denizi seyretti, gözleri ile karşı kıyıdaki kaleyi arıyordu Bu sırada rüzgar şiddetini artırmış, bulutlar ayı ve yıldızları kapatarak ortalığı karanlığa boğmuştuIssız kalede köle ile birlikte oturan Hero endişe ile dışarıyı izliyordu Bir ara yaşlı kadına dönüp;

"Bu korkunç gecede kim bilir kaç balıkçı yolunu bulup evine dönemeyerek kendisini bekleyen karısının çocuklarının boynunu bükük bırakacak" dedi"Bence karanlıkta yolunu kaybeden denizcilere yol göstermek, onları felaketten kurtarmak için kalenin üstüne bir meşale yakarsak Aphrodite'yi de sevindirmiş oluruz"

Bu sözlerle yumuşayan yaşlı kadın yerinden kalkıp bir meşale yaktı ve kalenin tepesine kolayca görülebileceği bir yere koydu Esen rüzgar onu canlandırdı alevi daha da yükseldi ve etrafı aydınlattı

Hero heyecanla dışarıyı seyrederken duyduğu bir sesle kalbi küt küt atmaya başladı Denize doru baktığında dalgalarla boğuşan birini gördü bu Leandros!tan başkası olamazdıonu yaşlı köle de görmüştü Aşağı inip delikanlıya kıyıya çıkabilmesi için yardımcı oldu ve onu rahibenin odasına götürdü

Leandros yorgunluktan bitkin ama sevdiğini tekrar görmekten mutlu bir halde genç rahibeye sarıldı Yaşlı köle buna çok şaşırmıştı ancak onlara engel olmadı O günden sonra Leandros her gece Hellespostosu yüzerek geçiyor sevdiğine ulaşıyordu Günler haftalar aylar geçti ve güzel yaz günleri geride kaldı ve kışa yaklaştılar Deniz eskisi gibi sakin ve sıcak değil, dalgalı ve soğuktu Hero her gece yüzerek boğazı geçen Leandros için endişelenmeye başlamıştı bu yüzden ona bir süre birbirlerini görmemeleri gerektiğini söyledi Bahar gelinceye kadar ayrı kalmaları gerekiyordu Kışın boğazı yüzerek geçmek çok tehlikeliydi

Leandros her ne kadar istemesede sevdiğinin bu isteğine boyun eğdi Ve bahara kadar gelmeyeceğine dair ona söz verdi Ama bu ayrılığa sadece bir kaç gün dayanabildiler Leandros Hero'nun yolladığı özlem dolu mektubu okuyunca daha fazla dayanamayarak hiç düşünmeden kendini azgı dlgaların kucağına attı ve bir an evvel sevdiğine kavuşabilme arzusu ile dalgalarla boğuşmaya başladı Fırtına arttıkça artıyor dalagalar daha da aşılmaz bir hal alıyordu Hero'nun yaktığı meşale şiddetli rüzgarlardan sönerek ortalığı karanlığa gömdü Heycan içinde Leandros'un yolunu gözleyen Hero, yaşlı köle uyuduktan sonra gizlice sahile indi ancak orada dalgaların kıyıya attığı sevdiğinin ölüsü ile karşılaştı Bu acıya dayanamayan Hero sevgilisine sarılarak kendini öldürdü

Kasabalılar bu haberi duyunca yas elbiselerine bürünüp kalaye geldiler ve iki sevgilinin cenaze törenine katıldılarOnları deniz kıyısında aynı mezara gömdülerve Onların anısına boğazın azgın sularına güzel kokulu çiçekler attılar

Alıntı Yaparak Cevapla

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #22
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



HERMAPHRODITE

Hermaphrodite, Aphrodite ile Hermes'in oğluydu Aphrodite, bu oğlunu herkesten gizlemek için onu İda dağının perilerine emanet etti Periler onu ormanda büyüttüler, vahşi huylu olan bu çocuk dağlarda dolaşmaktan, ormanın ücra köşelerini keşfe çıkmaktan hoşlanırdı Bir gün Kariol'de dolaşırken duru tertemiz bir gölün kıyısına geldi Hava çok sıcaktı ve gölün serin suyu çok baştan çıkarıcıydı Hemaphrodite üzerindekileri çıkarıp hemen suya girdi Oysa bu göl hiç de göründüğü gibi tehlikesiz değildi Bu gölün Salmikis adında bir perisi vardı Peri kendi gölünde yüzen yakışıklı delikanlıyı görünce ona aşık oldu Hemen Hermaphrodite'in karşısına çıktıve ona duyduğu sevgiyi dile getirdi ama delikanlı onu ciddiye almadı

Salmakis onun kendini ciddiye almamasına aldırmadı ve tekrar denediona sımsıkı sarılıp ondan kendisiyle kalmasını istedi Ancak Hermaphrodite böyle bir şey yapmayacağını söyleyerek onun kollarından kolayca sıyrıldı Bunun üzerine Salmakis tanrılara yakardı

" Ey tanrılar, emir veriniz ne ben ondan ayrılabileyim, nede o bendenhiç kimse bizi birbirimizden ayıramasın"

Tanrılar Salmakis'in yakarışına cevap verdiler ve ikisini tek vücut haline getirdiler ve o günden sonra hem erkek hemde kadın olarak tek bir vücut içinde yaşamaya başladılar

Alıntı Yaparak Cevapla

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #23
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



PYGMALION

Bir zamanlar Kıbrıs adasında Pygmalion adında bir heykel traş yaşardı Bu adam mesleğine aşıktı Hayattaki tek zevki yaptığı bu cansız dilsiz heykelleri ile ilgilenmekti İnsanlardan uzakta tek başına yaşamayı seçmişti, insanların arasına karışmaz onlarla konuşmaz dertleşmezdi Heykellerinden başka kimseye önem vermez sabahtan akşama kadar onlarla vakit geçirir, yeni heykeller yapar dertlerini tasalarını onlara anlatırdı

Bir gün bu heykeltraş fildişinden bir kadın heykeli yaptı Bu heykel o kadar güzel o kadar etkileyici oldu ki, Pygmallion kendi yaptığı heykele aşık oldu Onu bütün kalbiyle sevdi ancak heykel cansız olduğu için bu garip heykeltraşın sevgisine karşılık veremiyordu

Bir gün Pygmalion bu güzel heykeli sevip okşarken, Aphrodite bu zavallı adama acıdı ve cansız fildişinden yapılmış heykele can verdi Pygmalion heykelin canlanıp kendisine karşılık verdiğini görünce hayrete düştü Bir mucize olmuş eşık olduğu heykel canlanmıştı O günden sonra Pygmalion sevdiği kadınla çok mutlu bir hayat sürdü Üstelik artık insanlardan da kaçmıyor onların arasına katılıyordu

Alıntı Yaparak Cevapla

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #24
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



APHRODITE VE ADONIS

Bütün bitkilerin anası olan Aphrodite'in Adonis adında bir oğlu daha vardı Yunanlılar Aphrodite'in oğlunu bizi çarçabuk terk eden çiçekli ve neşeli ilk baharın sembolü olarak kalbul ederlerdi Adonis saklandığı ağacın kabuklarını yarark çıktığı zaman güzel günler başlıyor, çiçekler açıyor, ilbahar başlıyordu Onun hayatı tıpkı çiçekler gibi sınırlıydı, bir kaç gün sürüyordu Çünkü Adonis açılıp güldüğü, gençliğin en güzel ve parlak çağına ulaştığı gün ölüyordu Bu zaman yaz mevsiminin sonuna denk geliyordu Yani sonbaharın çiçeklerin solduğu, yaprakların sarardığı dünyaya hüzünlü bir havanın hakim olduğu mevsimn İşte bu mevsimde Adonis dünyamızı terk ediyor görünmez bir aleme giriyordu

Böyle bir mevsim de Adonis yaban domuzunu kovalarken hiç beklemediği bir anda yaban domzu birden bire geri dönmüş ve ona saldırmıştı Aphrodite oğlunun geçirdiği kazayı haber alır almaz Olympos'tan aşağı inmişti, ancak yanına vardığında oğlu çoktan ölmüştü Aphrodite ağlayarak oğluna sarıldı Adonis'in ölümüyle Aphrodite'in yanı sıra periler ve bir çoktanrıça göz yaşı döktüler, yas tuttular O günden sonra Adonis'in öldüğü gün'ün anısına Adonis'I sevenler yas tutmaya başladılartaki doğduğu güne kadar Bu yüzden, neşeli ve rengarenk geçen ilk bahar ve yaz mevsiminden sonra kasvetli ve hüzünlü sonbahar ve kış gelir Bu mevsimler Aphrodite ve perilerin Adonis'in yasını tuttukları dönemdir

Alıntı Yaparak Cevapla

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #25
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



APHRODITE ( VENÜS )

Aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite'nin doğuşu iki ayrı kaynakta iki farklı görüşle anlatılmaktadır Bunlardan erken tarihli olan Homeros'ta Aphrodite Okeanos'un kızı olan Dione ile Zeus'un kızıdır İkinci efsane ise Hesiodos'ta geçerAphrodite burada denizin köpüklü dalgalarından doğmuştur Aphros yunanca köpük demektir Gaia, kocası Uranos'un doğan çocuklarını yutması üzerine oğlu Kronos'u kandırarak babasının üreme organını kesmesini sağlamış ve organ kesildikten sonra denize atılmış, ak köpüklerden Aphrodite çıkmıştır Aphrodite ilk olarak Kıbrıs'a ayak basmıştır Avrupalı sanatçılar Aphrodite'nin doğuşuyla ilgili olandan ikincisini kullanmayı tercih etmişlerdir Özellikle Boticelli'nin resimlerinde tanrıça sedef kabuğunun üzerindedir, bir yandan da şafak rüzgarı esmektedir

Çoğalma, hayatın sürmesi ve bereketi simgeleyen ana tanrıça motifi, tanrı ve tanrıçalar arasında en eski olanıdır Kimi ana tanrıçalar yavaş yavaş güzellik ve sevgi tanrıçası niteliğine bürünmüştür Aphrodite bunlardan en önemlisidir Mezopotamya'nın Inanna-Iştar'ı Suriye'de Astarte kılığına bürünmüş Klasik çağa girilirken ana tanrıçalık niteliğini yitirerek güzellik ve aşk tanrıçası yani Aphrodite olarak karşımıza çıkmıştır

Aphrodite, güzellik, sevgi, aşk ve sevişme tanrıçasıdır Aphrodite'nin doğrudan kendisiyle ilgili efsanesi azdır, ancak pek çok efsane adına rastlanır Hemen hemen bütün Olympos tanrıları ve ölümlüler kendisine aşıktır Aphrodite'nin pek çok sevgilisi olmuşturAynı zamanda cinsel aşkı da simgelerKocalarına ve sevgililerine her zaman sadık değlidir En ilginç evliliği Zeus'la Hera'nın çirkin oğlu Hephaistos'la olandırAphrodite, Hephaistos'a sadık kalmamış onu sürekli aldatmıştır Savaş tanrısı Ares'le birleşmesinden Phobos (bozgun), Demikos (korku) ve Harmonia (uyum) doğmuştur Bu üç nitelik Aphrodite'nin kişiliğinin olumsuz yönlerini, çelişkilerini gözönüne serer

Aphrodite'nin diğer önemli ilişkisi tanrı Hermes'ledir Aphrodite ile Hermes bazı efsanelere göre de Halikarnassos kentindeki tapınaklarında sevişmişler ve beraberliklerinden her ikisinin adını taşıyan hem kadın, hem de erkek cinsel organlarına sahip Hermaphrodit doğmuştur Bazı efsanelerde Eros'da Aphrodite'nin oğlu olarak gösterilir Aphrodite'nin diğer sevgilileri, Adonis ve Troya kral soyundan Ankhises'tir

Aphrodite, diğer tanrıçalar gibi zaman zaman çok öfkelenir ve öç alması korkunçtur Şafak tanrıçası Eos'u sevgilisi Ares'le birlikte olduğu için sonsuza kadar aşık olup, ıstırap çekmekle cezalandırmıştır Kendisine tapınmayan Lemnoslu kadınlarına öylesine kötü bir koku vermiştir ki eşleri bile yanlarına sokulmamıştır Üç güzeller yarışmasında, en güzel seçilmesi karşılığında Paris'e verdiği söz, Troya Savaşı'nın çıkmasına yol açmıştır

Aphrodite ağaçlardan mersin, çiçeklerden gül, hayvanlardan kumru ve serçenin koruyusudur

Aphrodite, 2500 yıldır sanatçılar için tükemez bir esin kaynağı olmuşturAphrodite heykelleri kadın güzelliğinin ve estetiğin simgesidir


Alıntı Yaparak Cevapla

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #26
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



ARES'İN OĞLU KYKNOS

Kan dökmekten bıkmayan zalim Ares'in çocuklarıda tıpkı kendisi gibiydiler Bunlardan en yamanı Kyknos idi Bu genç haydut dağ başlarında gezer, yolları keser, önüne çıkan yolcuları soyup soğana çevirir sonra kim olursa olsun hiç acımadan vahşice öldürürdü Vahşiliğini daha da öteye götürüp öldürdüğü insanların kafatasından babası Ares için bir mağbet yapmıştı

Ama bir gün Kyknos, büyük kahraman Hercule ile karşılaştı Her zaman ki gibi orman da dolaşıp kendisine soyacak bir yolcu ararken karşısına Hercule çıktı Hercule hırsızlara ve katillere derslerini vermeyi kendine görev edinmişti, dünyayı dolaşarak bir bir insanlara zarar veren bu katilleri yakalıyordu ve Kyknos ta bunlardan biriydi

Kyknos Hercule'ün parlak kalkanını görünce bir an evvel ona sahip olma arzusu ile kim olduğunu bilmeden ona saldırdı İki cesur adam şiddetli bir kavgaya tutuştular, güçleri birbirine yakın olduğundan kavga uzun sürdü İkiside yorulmak nedir bilmiyordu Derken Hercule uzun mızrağını savurdu ve Kyknos'u tam boğazından vurdu

Öğlunun öldüğünü öğrenen Ares çılgına dönmüştü Hemen yer yüzüne inip çılgın gibi Hercule'ün saldırdı Vahşi çığlıklar atarak mızrağını Hercul'e fırlattı aynı anda Athena oraya gelmiş ve mızrağın yönünü değiştirerek Hercule'e yardımcı olmuştu Bunu üzerine Ares kılıcına sarıldı ama o daha kılıcını çıkaramadan Hercule üzerine saldırdı ve onu bacağından yaraladı Ama o bir tanrıydı onu öldüremezdi Bu yüzden onu yaralı haliyle bıraktı Periler Ares'i Tedavi için tanrıların dağına götürdüler Ama ondan önce Ares ölen oğlunu beyaz bir kuğuya çevirdi

Alıntı Yaparak Cevapla

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #27
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



ARES (MARS)

Baş Tanrı Zeus ile Hera'nın oğlu olan Ares, savaş tanrısıdır Ares insanların birbirlerine girmesini, dereler gibi kan akmasını çok severdi Bu yüzden insanların kalplerine kin ve nefret sokardı Kör bir cesarete ve olağanüsrü bir kuvvete sahip olduğundan kavgalara korkunç naralar atarak girer, kılıcını sağa sola savurur, durmadan adam öldürürdü Kana susayan bir tanrı olduğundan geçtiği yerlere ölüm ve feleket saçardı Bu yüzden insanlar savaş tanrısını hiç sevmezlerdi Onu tek seven millet savaşçı olan romalılardı Ares'e büyük önem verirler savaşa yada yağmaya gittiklerinde Ares'ten yardım isterlerdi

Ares'in en büyük düşmanı Athena idi Zeka tanrıçası da tıpkı kendisi gibi savaşmaktan hoşlanırdı ancak Athena hak ve hukuk için çarpışır kan dökmektense zekasını kullanmayı yeğlerdi O sorunları önce kafasını kullanarak çözmeye çalışır eğer başarılı olamazsa savaşa girerdi Hak uğruna, büyük bir amaç için savaşan savaşçıların koruyucusu olduğundan barbarlarla birlikte çatışmaya giren Ares ile sık sık çarpışırlar, birbilerine zıt düşerlerdi

Alıntı Yaparak Cevapla

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #28
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



KEÇİ AYAKLI PAN

Hermes'in bütün çocuklarının en efsanevi olanı, sürülerin, çobanların ve kırların tanrısı olan Pan idi Pan dağlık Arkadia'da doğmuştu Efsaneye göre Hermes genç bir Nympha ile evlenmek için kızın babasının yanında çoban olarak çalışmaya başlamış Onun koyunlarını gütmüş ve kısa bir süre sonra hem babanın hemde kızın gönlünü kazanmış Böylece sevdiği kızla evlenebilmiş Bu evliliğin sonucunda keçi ayakları ve kuyruğu ile Pan dünyaya gelmiş Alnında iki boynuzu çenesinde de bir teke sakalı varmış

Ormanlarda, kayalarda ve mağaralarda yaşayan Pan, sürüleri göz etmekten, perileri seyretmekten, flüdünün ahenkli sesleri ile çobanları şaırtmaktan büyük zevk alırdı Ama bazen de kötü niyetli kötü bir varlık gibi ıssız yerlerde, dağ başlarında, yolunu şaşıran, tek kalan insanlara görünür onları korkuturdu Bütün tabiat zevkleri ve aynı zamanda korkuları Pan'dan gelirdi

Alıntı Yaparak Cevapla

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #29
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



INAKHOS'UN KIZI "İO"

Zeus her zamanki gibi gene güzeller peşinde koşuyordu Bir gün İnekhos'un mavi gözlü güzeller güzeli kızı İo'yu gördü ve ona aşık oldu Onunla buluşabilmek için gizlice Olympos'tan aşağıya iniyordu Bir gün İo'nun yanında her zamankinde fazla oyalanınca Hera durumu farkederek kıskaçlık ateşiyle yanarak hızla dünyaya indi Karısının Olympos'tan ayrıldığı haberini alınca Zeus, sevgilisini karısı Hera'nın öfkesinden koruyabilmek için beyaz birineğe çevirdi Hera bu nadir bulunan beyaz ve sevimli ineği görünce hayran kaldı ve onu beraberinde Olympos'a götürmek istedi Karısının şühelenmesinden korkan Zeus buna karşı çıkamadı, böylece Hera ineği yanına aldı

Fakat hala bir takım şüpheleri vardı, bu yüzden ineği gözlemesi için yüz tane gözü olan sığırtmaç Argos'u başına nöbetçi koydu Argos öyle bir nöbetçiydi ki hiç uyumazdı, başının çevresini saran gözleri her yeri rahatça görebiliyordu Bu yüzden zeus bir türlü sevgilisinin yanına gidemiyordu Gittiği taktirde Argos onu görecek ve Hera'ya haber verecekti Ama Zeus sevgilisinin çektiklerine artık dayanamaz olmuştu

Zeus son çare oğlu Hermes'ten yardım istedi Hermes yüz gözlü Argos'u uyutabilmek için gecenin oğlu olan uyku tanrısı Hypnos'tan uyku ilacı aldı Ve bir gece rüzgar gibi İo ile Argos'un bulunduğu yere girdi Argos daha ne olduğunu anlayamadan rüzgarla birlikte gelen sihirli ilaçla uykuya daldı

İo kurtulmuştu fakat kıskanç Hera onun peşini bırakmadı, büyük bir sığır sineği göndererek hayvanı göğsünden ısırttı Hayvan can acısıyla koşmaya başlamıştı Hiç durmadan koşuyor koşuyordu Dağları denizleri aştı buna rağmen koşmaya devam etti Zeus onu Nil nehrinin kıyılarında yakalıyarak göğsüne yapışan sineği çekip aldı ve onu eski, mavi gözlü güzeller güzeli İo haline geri getirdi

Argos'a gelince Hera onu cezalandırmak için gözlerini alıp onlarla tavus kuşunun kuyruğunu süsledi

Alıntı Yaparak Cevapla

Yunan Mitolojisi Hakkında

Eski 11-03-2012   #30
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yunan Mitolojisi Hakkında



HERMES ( MERCUIUS )

Hermes rüzgar tanrısıdır, babası Zeus annesi ise yağmur perilerinden biri olan Maia'dır Kanatlı sandalları olan Hermes aynı zamanda tanrıların habercisidir Arkadia da Kylleni dağının dik yamaçlarında bulunan oldukça geniş ve derin bir mağarada doğdu Ve doğar doğmaz kundağından kurtulup mağaradan çıktı ve dağlarda dolaşmaya başladı Doğduğu mağranın yakınlarında ki bir çayırda çiçekler arasında gezinen bir kaplumbağa buldu ve onu alıp hemen mağarasına getirdi Önce kabuğun içini boşalttı ardından bu kabuğu yumuşak bir öküz derisiyle kapladı Kamışlar keserek arasından geçirdi ardından yedi tane kuvvetli tel taktıböylece lir denilen ve ahenkli sesler çıkaran müzik aleti yapmış oldu Parmaklarını gergin teller üzerinde gezdirerek yumuşacık melodiler çalıp şarkı söylemeye başladı

Bu arada karnı da acıkmıştılir'I beşiğine bırakarak tekrar mağaradan çıktı Canı et yemek istiyordu bu yüzden Apollon'un semiz öküzlerinin bulunduğu yere doğru yola koyuldu Apollon öküzleriniPieria'nın gölgeli dağlarının yamacında ki bir çayırda otlatıyordu Akşam karanlık çökünce Hermes çabucak elli tane semiz öküzü çaldı ve izleri belli olmasın diye hayvanları kumlu yoldan yürüttü böylece esen rüzgarla birlikte izleri yok olmuştu

Ancak yolda meyve bahçesi ile uğraşa yaşlı bir adamla karşılaştı ve ona:

"Eğer bol meyve almak ve zengin olmak istiyorsan bak fakat görme, işit fakat dinleme seninle ilgisi olmayan herşey hakkında susmayı söylememeyi tercih etdedi

Güneş'in doğmasına yakın Alheios suyunun kıyılarına vardı öküzleri orada gizli bir mağaraya sakladı ama açlık canına tak etmişti Aralarından besili iki tosun seçerek güzelce kızarttı ve yedi Hemen sonra ise gizlice mağarasına döndü İçeri kapı deliğinden rüzgar gibi girdiBu yüzden gelişini ne peri kızları nede köpekler duymuştu Beşiğine kıvrılıp yattı

Güneş doğduğunda Apollon öküzlerin yokluğunu fark edip küplere bindi Tanrısal sezgileriyle kısa sürede hırsızın izini bulmuştu Apollon, Hermes'in mağarasına geldi ve ona öküzleri nereye sakladığını sordu ancak Hermes anlamamazlıktan geldi, öküzleri çaldığına dair kendisine yöneltilen suçlamaların hepsini red ediyordu

"Ben küçücük bir kundak çocuğuyum nasıl senin öküzlerini çalabilirim kibanyo yaptırmak dışında beni beşiğimden bile çıkarmıyorlar

Ama Apollon'u ikna edememişti Güneş'in tanrısı daha da öfkelenerek Hermes'I alıp Zeus'a götürdü Ancak Hermes en sevimli halini takınarak yaptıklarını Baş tanrının huzurundada inkar etti Ama Zeus her şeyi duyar ve görürdü Öküzleri kimin çaldığını çok iyi biliyordu ama küçük oğlunun sevimliliği onunda aklını çelmişti bu yüzden onu cezalandırmadı Bunun yerine iki kardeşi barıştırıp aralarını düzeltti ve Hermes'e öküzlerin yerini ağbisine göstermesini söyledi

Hermesin başka şansı kalmamıştı Apollon ile birlikte öküzleri sakladığı yere gitti ve öküzlerini güneş tanrısına teslim etti Ancak Apollon'un öfkesi hala geçmemişti, bunun üzerine Hermes onun gönlünü almak için kendi elleriyle yaptığı Lir'ini Apollon'a hediye etti Apollon ahenklisesler çıkaran bu müzik aletine hayran kalmıştı Hemen yumuşak melodiler çalmaya başladı Sesler öylesine güzeldi ki Apollon çalarken kendinden geçiyordu

Böylece iki kardeşin arası düzeldi ve Hermes'in herzaman Apollon'unkalbinde ayrı bir yeri oldu Ölümsüzler arasında en sevdiği tanrı rüzgar tanrısı olan Hermes idi Ona duyduğu sevgi hiç azalmadı tersine arttı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.