Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Sözlük Ağı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
harfi, lügat, osmanlıca, sözlük

Osmanlıca Sözlük Lügat R Harfi

Eski 11-04-2012   #16
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat R Harfi



R Harfi

RİA (Râî C) Çobanlar
RİA Yüksek yer
RİAT (Rie C) Akciğerler
RİAYET İyi karşılamak, ağırlamak, hürmet etmek * Uymak, tâbi olmak * Otlamak veya otlatmak * Hıfzetmek, korumak
RİAYETEN Saygı ve hürmet göstererek Sayarak Hürmet ederek * Tâbi olarak
RİAYETKÂR f Hürmetkâr, itaatkâr Sevgi ve saygı gösteren
RİB´ Sıtmanın bir gün tutup iki gün tutmaması ve dördüncü gün yine tutması
RİBA Tartısı ve ölçüsü belli olan bir malı aynı cinsten daha fazla olan bir mal ile, bir karşılığı olmaksızın, peşin olarak veya veresiye değiştirmektir * Faiz * Muamelede meşru miktardan tecavüz * Bir şeyin artması, çoğalması * Verilen borç para veya mal karşılığında kâr isteyip zarara ortak olmamak suretiyle hâsıl olan haram kazanç (Bak: Faiz)
RİBA-İ FAZL Tartılan veya ölçülen bir cins eşyanın kendi cinsi karşılığında fazlasıyla satılması Meselâ: Bir kilo buğdayı aynı cins bir kilo yüz gramla değiştirmek gibi(Beşerin hayat-ı içtimaiyesinde bütün ahlâksızlığın ve bütün ihtilâlâtın menşei iki kelimedir Birisi: "Ben tok olduktan sonra başkası açlıktan ölse bana ne" İkincisi: "Sen çalış, ben yiyeyim" Bu iki kelimeyi de idame eden; cereyan-ı riba ve terk-i zekâttır Birinci kelimenin ırkını kesecek tek bir devası var ki; o da vücub-u zekâttır İkinci kelimenin devası hürmet-i ribadır Adalet-i Kur´aniye âlem kapısında durup ribaya: "Yasaktır, girmeğe hakkın yoktur" der Beşer bu emri dinlemedi, büyük bir sille yedi Daha müdhişini yemeden dinlemeli M)(Ribanın kap ve kapıları olan bankaların nef´i, beşerin fenası olan gâvurlara ve onların en zâlimlerine ve bunların en sefihlerinedir Âlem-i İslâm´a zarar-ı mutlaktır Mutlak beşerin refahı nazara alınmaz, zira gâvur harbî ve mütecaviz ise, hürmetsiz ve ismetsizdir M)
RİBA Bahar evleri, çadırlar Arazi * Yaz yağmurları
RİBAB Arap kabilelerinden Zubeh, Sevr, Akl, Teym ve Ady denilen beş kabilenin adı
RİBABE Ahd, söz, yemin, misak
RİBAC Kanatlarının ortasında küçük kapısı bulunan büyük kapı
Rİ´BAL (Ri´bân) Arslan
RİBAH (Ribh C) Kazançlar, kârlar, ticaretten elde edilen kârlar
RİBA-HAR f Faizle para işleten, tefeci
RİBAT (C: Ribâtât) Han gibi konaklanacak yer Tekke * Bağ, ip * Sağlam yapı
RİBATET Kalb kuvveti * Tahammül, sabır * Kalbi sağlam olma
RİBATÎ Hancı, odacı
RİBBÎ (C: Ribbiyyun) Büyük kalabalık
RİBBİYYUN (Rabb dan) Âlimler, fakihler * Büyük topluluk
Rİ´BE (C: Riâb) Sihir
RİBET (C: Riyeb) şüphelilik şüpheye düşme
RİBH Kâr, kazanç * Fâiz
RİBH-İ TİCARÎ Ticaret kazancı
RİBHALE Azası büyük olan, organları iri olan
RİBKA Kement Kement bağı İlmekli ip
RİBZE Deveye katran sürmede kullanılan yün parçası
RİCA Yalvarmak, niyaz eylemek * Canib Taraf (Bak: Recâ)
RİCAL (Recül C) Erkekler, er kişiler * Mevki sahibi kimseler, devlet adamları * Yaya olanlar
RİCAL-İ DEVLET Devlet adamları, devletin ileri gelenleri Devlet ricali
RİCAL-İ GAYB Her devirde bulunan ve herkesçe görülmeyen ve bilinmeyen ve Allah´ın (CC) emirlerine göre çalışan mübârek, büyük zatlar Ricâlullâh
RİCALEN Yaya olarak Yayan * Erkek olarak
RİCALULLAH Mânevi kudret ve kuvvet sahipleri olan evliya (Bak: Ebdal)
RİCAM Büyük taş
RİCANAME f Bir iş için yazılan rica mektubu
RİC´AT Geri dönme, çekilme, kaçma, vazgeçme
RİC´Î Geri dönmeye ait ve mensub * Üç talakla boşanmamış kadın Tekrar kocasına dönmesi mümkün olan Buna talak-ı ric´î denir
RİCL Ayak, kadem
RİCL-ÜL BAHR Körfez
RİCLE Semizlik otu
RİCS Dinin haram kıldığı şey Günah, pislik, murdarlık
RİCZ Azab, vesvese * Maddi ve mânevi pislik * Puta tapma
RİÇAL f Reçel
RİÇAR f Reçel
RİDA Örtü, belden yukarı örtülen şey, çar ve şal * Akıl İlim Seha * Zinet Parlaklık veren şey * Hırka
RİDA-YI MEMAT Ölüm örtüsü
RİDAS Taş atmak
RİDDET İslâm dininden dönme İrtidad * Doğumdan evvel davarın memesinin süt ile dolu olması
RİDF (C: Erdâf) Arka
RİDFAN Gece ve gündüz
RİE (RE´) Akciğer
RİETEYN İki akciğer
RİF (C: Eryâf) Mâmur, bayındır yer * Ekini bol ve ucuz olan yer
RİFA´ Ekini tarladan getirip harman yerine ilettikleri vakit
RİFADE Yara üstüne sarılan bez * Ziyâfet
RİFAS Ayakla vurmak, tepmek
RİF´AT Yükseklik Yüksek ve büyük rütbe sahibi olmak, âlişan olmak
RİFD (C: Erfâd - Rufud) Atâ, hediye, bahşiş * Yardım, muavenet
RİG f Kum * Toz

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük Lügat R Harfi

Eski 11-04-2012   #17
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat R Harfi



R Harfi

RİH Rüzgar, yel * Sızı, romatizma * Mc: Galebe, kuvvet Rahmet * Devlet Hoş ve iyi şey * Koku
RİHAL (Rahl C) Deve palanları
RİHALE At semeri, eyer
RİHAT Kayış yapımında kullanılan deri
RİHLET Geçmek Göç etmek, göçmek Ölmek
RİHME (C: Ruhum-Rihâm) Yağmur çisintisi
RİHS (C: Revâhıs) Alçak duvar
RİHTE f Dökülmüş, akıtılmış
RİHTE-GER (C: Rihte-gerân) Dökmeci
RİHVE (Ruhve) Rehâvetli, gevşek * Tecvidde: Harf sükun ile söylenirken sesin akması hâli
RİHVE-İ MECHURE HARFLERİ Dad, zı, zel, gayın, ze, vav, yâ, elif
RİHVE-İ MEHMUSE HARFLERİ "Fe, ha, se, he, şın, hı, sad, sin" Bu harflerde sesin kemâli ile nefes birlikte akar Rehavet ve hems sıfatı, zayıf sıfatlardır, bunun için rehavet sesin kâmilen akmasını, hems de nefesin kâmilen akmasını icabettirir
RİK Salya Ağız suyu
RİKAB (Rakabe C) Boyunduruk altında olanlar Kullar, köleler * Boyun, ense kökü
RİKÂB Özengi * Büyük bir kimsenin huzuru, önü, makamı
RİKÂBDAR Padişahların atla bir yere gidişleri sırasında özengiyi tutmak suretiyle ata binip inmelerine yardım eden kişi
RİKÂBÎ Binici, binen
RİKASE Davar bağlanan yer
RİKAZ Yer altında bulunan madenler * Câhiliyet zamanından kalmış gömülü mal
RİKBE (C: Rikeb-Rekebât) Diz (Diz, insanın ayaklarında olur; dört ayaklının ön ayaklarında olur)
RİKK Kulluk, ubudiyet * Ist: Esir olmuş, hürriyetini kaybetmiş olan ehl-i harb * Yufka, yumuşak nesne
RİKK (C: Rikâk-Rekâik) Yağmur çisintisi
RİKKAT Acıma, incelik, yufka yüreklilik Yumuşaklık
RİKKAT-İ CİNSİYE Cinsi şefkat İnsanın kendi cinsinden olana acıması
RİKKAT-İ KALB Kalb rikkati, kalb yufkalığı
RİKKAT-ÂMİZ Acıma veren, kalbe hüzün verecek olan, acındıran
RİKKAT-ÂVER f Acıma ve merhamet uyandıran
RİKKAT-ENGİZ f Acıklı
RİKKAT-YÂB f Acıyan, merhamet eden
RİKS Adam topluluğu * Pis, necis
RİKZ Gizli söz
RİM f İrin
RİM (C: Arâyim) Beyaz geyik
RİMA Atmak * Atışmak * Bırakmak
RİMAH (Rumh C) Mızraklar, kargılar, süngüler
RİMAHAT Mızrakçılık sanatı
RİMAHA (REMUH) Tepici davar, tepen davar
RİMAK Nifak, ayrılık * Darlık
RİMAL (Reml C) Kumlar
Rİ´MAM Sevmek
RİMAN Eğilip meyletmek
RİMAYET Ok, gülle, kurşun gibi şeyleri atmada mâhir olma Atıcılık
RİMDİDA´ Gül
RİME f Çapak
RİME-İ ÇEŞM Göz çapağı
RİMM (Rimme) Çürümüş kemik Kemik çürümesi * Yer * Çok mal
RİMME (C: Rimem-Rimâm) Çürümüş kemik
RİMNAK f Murdar, pis * İrinli
RİMS Devenin yediği otlardan ekşi cins bir ot * Islah etmek, düzeltmek
RİND f Kalender Aldırışsız, dünya işlerini hoş gören * Laübali meşreb feylesof * Bâtını irfan ile müzeyyen olduğu halde zâhiri sâde görünen hakîm Dış görünüşü laübali olduğu halde, aslında kâmil olan kimse
RİNDÂN f Kalenderlik * Rindler
RİNDÎ f Kalenderlik, rindlik, aldırışsızlık
RİR Fâsid, bozuk, yaramaz
RİS f Öfke, gazab, gayz
RİSAİL (Bak: Resail)
RİSALE Mektub * Bir ilme dair yazılmış küçük kitap * Haber göndermek * Elçinin götürdüğü mektub, name * Fık: Bir kimsenin sözünü veya emrini başka birisine tebliğ etmek
RİSALE-İ NUR f Nurun Risalesi Kur´an´dan alınan âyetlerin tefsiri ile tahkikî iman dersi veren kitap Büyük mücahid Bediüzzaman Hazretlerinin eserleri(Risale-i Nur´un vazifesi: Hayat-ı ebediyeyi mahveden ve hayat-ı dünyeviyeyi de dehşetli bir zehire çeviren küfr-ü mutlaka karşı, imanî olan hakikatlarla, gayet kat´i ve en mütemerrid zındık feylesofları dahi imana getiren kuvvetli bürhanlarla Kur´ana hizmet etmektir Ş)
RİSALET Birisini bir vazife ile bir yere göndermek * Peygamberlik Büyük kitapla gelen peygamberlik * Elçilik
RİSALET-ÜN NUR Risale-i Nur tabirinin Arapçası (Bak: Risale-i Nur)
RİSALET-PENAH Risaletin kendine istinad ettiği Hazret-i Muhammed (ASM) (Risalet-meab da denir)
RİSAR (C: Ravâsır) Reçel * Turşu
RİSDE İnsan cemaatı, insan topluluğu
RİSE Miras yemek
RİSL Vakar, ciddiyet, sekinet * Sabır
RİSM Kırmak * Bulaştırmak
RİSMAN f İp, halat
RİSMAN-BÂZ f İp oynayan * Mc: Cambaz
RİŞ f Yara * Yaralı * Tüy Kıl Kuş kanadı * Sakal
RİŞ (RİYÂŞ) Çok pahalı elbise
RİŞA (Rişvet C) Rüşvetler
RİŞA´ (C: Erşiye) Kuyudan su çekmekte kullanılan urgan * Menazil-i Kamer´den "Balık karnı" dedikleri menzilin adı
RİŞAŞ(E) Döküntü, serpinti
RİŞBÜZ f Keçi sakalı gibi sivri olan sakal
RİŞDAR f Sakallı
RİŞDET Doğruluk, dürüstlük Temizlik
RİŞE Saçak, püskül
RİŞE-GİR f Kökleşmiş, kök tutmuş
RİŞHAND f Bıyık altından gülme Alay
RİŞSAZ f Cerrah
RİŞTAB f Kıvırcık saç ve sakal
RİŞTE f Tel, iplik, hayt
RİŞTE-İ HÜRMET Sevgi, hürmet bağı
RİŞTE-FÜRUŞ f İplik satan İplikçi
RİŞVET Bir işi yapmak veya bitirmek için haksız yere alınan mal veya para (Bak: Rüşvet)
RİŞVET-HÂR f Rüşvet yiyen

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük Lügat R Harfi

Eski 11-04-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat R Harfi



R Harfi

RİTAM (Retime C) Bir şeyi hatırlayabilmek için parmağa bağlanan iplikler
RİTİC Çıkmaz yol Yasak olan şey Haram
RİTL (Retl) Hoş, lâtif, pâkize şey
RİTM (Reythme) Fr Mısra ve cümlelerdeki ses uygunluğundan gelen iç âhengi Duygunun ses hâline gelişi * Müvazeneli ve tenasüblü hareket
RİTMİK Ölçülü, âhenkli
RİV f Hile, düzen
RİVA´ (C: Erviye) Deve üstünde yük bağlanılan ip
RİVA (Reyyân C) Suya kanmış olanlar
RİVAD Talep etmek, istemek, arzulamak
RİVAK (Bak: Revak)
RİVAYAT (Rivâyet C) Rivayetler
RİVAYET Hikâye edilen hâdise veya söz * Bir hâdisenin başkalarına anlatılması * Peygamberimiz´den (ASM) işittiklerini veya sahabeden duyduklarını birisinin başkasına anlatması * Kuyudan halk için su çekmek(Eğer denilse : Resül-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm´ın her hal ve hareketini kemal-i ihtimam ile Sahabeler muhafaza ederek nakletmişler Böyle mu´cizat-ı azime, neden on-yirmi tarik ile geliyor Yüz tarik ile gelmeli idi Hem neden Hazret-i Enes, Câbir, Ebu Hüreyre´den çok geliyor; Hazret-i Ebu Bekir ve Ömer az rivayet ediyor Elcevab: Nasılki insan, bir ilâca muhtaç olsa, bir tabibe gider; hendese için mühendise gider, mühendisten nakleder; mes´ele-i şer´iyye, müftüden haber alınır ve hâkezâ Öyle de, sahabe içinde, ehadis-i Nebeviyeyi, gelecek asırlara ders vermek için, ulemâ-i sahabeden bir kısım, ona mânen muvazzaf idiler Bütün kuvvetleriyle ona çalışıyorlardı Evet Hazret-i Ebu Hüreyre, bütün hayatını, hadisin hıfzına vermiş; Hazret-i Ömer, siyaset âlemiyle ve hilafet-i kübra ile meşgul imiş Onun için, ehâdisi, ümmete ders vermek için, Ebu Hüreyre ve Enes ve Câbir gibi zatlara itimad edip; ondan, rivayeti az ederdi Hem mâdem sıddık, saduk, sâdık ve musaddak bir sahabenin meşhur bir namdarı, bir tarik ile bir hâdiseyi haber verse; yeter denilir, başkasının nakline ihtiyaç da kalmaz Onun için bâzı mühim hâdiseler, iki-üç tarik ile geliyor M)
RİVAYET-İ SÂDIKA Senet ve delillerle sâbit, şüphesiz, doğru rivâyet
RİVAYETKERDE f Söylenilen Rivayet edilen
Rİ´Y Hey´et * Güzel halet, iyi hal * Güzel elbise
RİYA Özü sözü bir olmamak İnandığı gibi hareket etmeyiş İki yüzlülük etmek Gösteriş için yapılan hareket (Bak: İhlâs)
RİYAD Ot aramak
RİYAH (Rih C) Rüzgârlar, yeller * Letaif ve in´amlar * Mc: Galebe, kuvvet, rahmet, devlet * Mazarrat
RİYAKÂR Riya eden Adam kandırmak için yalan söyleyen Sahte iş yapan İki yüzlü
RİYAKÂRÂNE f İkiyüzlülükle Riyakârlıkla
RİYASET Reislik Bir işi idarede başta bulunmak Başkanlık
RİYASETPENAH f Başkanlık makamında bulunan Başkanlık eden, başkan olan Reislik yapan
RİYAZ (Ravza C) Bahçeler Ağaçlık, çimenlik yerler Yeşil bahçeler
RİYAZ-I CENNET Cennet bahçeleri
RİYAZAT (Riyazet C) Nefsi terbiye maksadıyla az gıda ile geçinmek, nefsini hevesattan men´ ile faydalı fikir ve işle meşgul olmak
RİYAZET Nefsi kırma Fani şeylerden nefsini çekerek kanaat içinde yaşamak * Bir hastalıktan dolayı veya nefsini terbiye maksadıyla çok yemek ve içmeyi terkederek faydalı fikirlerle, ibadet ve ilimle meşgul olmak Az gıda ile yaşamak * İdman
RİYAZET-İ BEDENİYE Cimnastik Bedenî riyazet
RİYAZİ Hesap ve hendeseye dair Matematiğe dair
RİYAZİYAT Matematik ilmi, hesap-hendese ilmi Aritmetik-geometri
RİYAZİYAT-I ÂLİYE Yüksek matematik
RİYAZİYE Hesap ilmi Matematik bilgisi Hesapla alâkalı * Bir yazı çeşidi
RİYAZİYYUN (Riyazî C) Matematik âlimleri
Rİ´YE (C: Riin) Sihir
RİYEB (Ribet C) Şüpheye düşmeler
RİZ f Döken, saçan, akıtan
RİZAM Serkeş adam veya at
RİZAM Kabile, kavim, topluluk
RİZAN f Akan, dökülen
RİZE f Döküntü, kırıntı Ufak parça
RİZEÇİN f Kırıntı ve döküntü toplayan
RİZEHÂR f Kırıntı ve döküntü yiyen
RİZEHOR f Kırıntı, döküntü yiyen
RİZE RİZE f Parça parça, ufak ufak
RİZİŞ f Akış, dökülüş
RİZME Esvap koyulan bohça
RİZNE Su toplanacak yer
RİZZ Gizli ses

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük Lügat R Harfi

Eski 11-04-2012   #19
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat R Harfi



R Harfi

ROBOT Fr Elektrikle veya mekanik yollarla hareket ettirilerek çeşitli işler yaptırılabilen otomatik cihaz
ROL Fr Oyun Sahnede gösterilen oyun hareketlerinden her bir oyuncuya düşen kısım
ROMAN Hayalî veya hakiki, kitap halinde yazılmış büyük hikâye * Eski Roma devletinin diline de Roman denirdi(Edebsizlenmiş edeb, "müsekkin hem münevvim" hakiki fayda vermez Tek bir ilâcı bulmuş o da romanları imişKitab gibi bir hayy-ı meyyit, sinema gibi bir müteharrik emvat! Meyyit hayat veremezHem tiyatro gibi tenasuhvari, mâzi denilen geniş kabrin hortlakları gibi şu üç nevi romanları ile hiç de utanmaz Beşerin ağzına yalancı bir dil koymuş Hem insanın yüzüne fâsık bir göz takmış Dünyaya bir alüfte fistanını giydirmiş Hüsn-i mücerred tanımaz Lemaat)
ROMAN-VÂRİ f Roman gibi hayalî olabilen Hakikatla alâkası olmayan veya az olan
ROMÖRK Fr Denizde veya karada başka bir vasıta tarafından çekilen motorsuz taşıt
ROTA Vapur ve gemilerde istikamet yolu Geminin seyir yolu
ROVELVER Fr (Aslı: Revolver-Lüverver) Tabanca Küçük silâh Toplu tabanca Altı patlar denilen, altı mermi alan tabanca
RÖNTGEN Röntgen adında bir Alman âliminin 1896´ da keşfettiği ışıklar Bunlar gözle görülmediği halde fotoğraf camına tesir eder, vücuddan, tahta, kâğıt gibi maddelerden bu ışık geçebilir Bazı hastalıkların teşhis ve tedavisinde de kullanılır * Vücuddaki iç uzuvların filmini çekmek
RÖPORTAJ Fr Bir gazete muharririnin gördüklerini anlatan yazısı
RU´ Kalb, fuad Kalbde korku ârız olacak yer * Zihin ve akıl
RU f Olan, biten manalarında birleşik kelimeler yapılır Meselâ: Hod-ru: Kendiliğinden
RU (RUY) f Yüz, cihet Sebep Çehre
RUY-İ DERYA Denizin yüzü
RUY-İ HUB Güzel yüz
RUY-İ ZEMİN Yeryüzü
RUY-İ ZİŞT Çirkin yüz
RUAF Burun kanaması
RUAM Burun suyu, sümük * Sakağı (mankafa) hastalığı
RUAMA Çekirge çokluğu
RUAT (Râî C) Çobanlar
RU´B Korku, havf Korkudan dolayı iş ve hareketten kesilmek Korkutmak * Kesmek * Sihir, büyü, efsun
RUB f Süpürge * Süpürme
RU´B Sütün yoğurt olması
RUB´ Dörtte bir Bir şeyin dört kısmından bir kısmı
RUB´-I DAİRE Dairenin dörtte biri
RUB´-İ MESKÛN Dünyanın kara olan dörtte bir kısmı
RUBA (Bak: Rüba)
RUBAH (Rubeh) f Tilki * Mc: Kurnaz, hilekâr
RUBAÎ (Bak: Rübaî)
RUBB Meyva suyu
RUBBAN Kaptan
RUBBE Gr: Harf-i cerdir, nekre ile beraber olur Çokluk veya azlığa işaret eder "Öylesi var ki" mânâsındadır
RUBBEMA (Rubbe-mâ) Bâzan, bâzı kere
RUBEHANE f Kurnazca, tilkicesine
RUBEHÎ f Kurnazlık Tilkilik
RUBERAH f Gitmeğe hazır, yüzü yola doğru
RUBERU f Yüzyüze
RUBH Deve yavrusu * Bir kuşun adı * İç yağı
RUBU´ (Rub´ C) Dörtte birler * Metrenin kabulünden evvel ipekli, yünlü, basma ve emsali kumaş, bez ve sairenin ölçülmesinde kullanılan çarşı arşınının kesirlerinden birinin adıdır
RU´BUB Zayıf, korkak kişi
RUBUBİYET Cenab-ı Hakk´ın her zaman her yerde her mahluka, muhtaç olduğu şeyleri vermesi, terbiye ve tedbir etmesi ve mâlikiyyeti ve besleyiciliği keyfiyyeti * Artırmak Ziyade kılmak(Ey gözleri sağlam ve kalbleri kör olmayan insanlar, bakınız! İnsan âleminde iki daire ve iki levha vardır Birinci daire: Rububiyyet dairesidir İkinci daire: Ubudiyyet dairesidir Birinci levha, hüsn-ü san´attır İkinci levha ise tefekkür ve istihsandır Bu iki daire ile iki levha arasındaki münasebete bakınız ki, ubudiyet dâiresi bütün kuvvetiyle rububiyyet dairesi hesabına çalışıyor Tefekkür, teşekkür, istihsan levhası da bütün işaretleri ile hüsn-ü san´at ve nimet levhasına bakıyor Bu hakikatı gözün ile gördükten sonra rububiyet ve ubudiyyet dairelerinin reisleri arasında en büyük bir münasebetin bulunmamasına aklınca imkân var mıdır Ve Sâniin makasıdına kemal-i ihlas ile hizmet eden ubudiyet reisinin Sâni´ ile azîm bir münasebatı ve kavi bir intisabı ve o intisab ile her iki daire reisleri arasında bir muârefe ve mükâleme ve alış verişin olmamasına ihtimal var mıdır Öyle ise, bilbedahe tahakkuk etti ki; Ubudiyyet Reisi, Rububiyyetin hâss mahbub ve makbulüdür MN)
RUBUBİYYET-İ MUTLAKA Herşeyi kaplayan ve idaresi altına almış olan Allah´ın rububiyeti(Evet bütün kâinatta hususan zihayatlarda ve bilhassa terbiye ve iaşelerinde her tarafta aynı tarzda ve umulmadık bir surette beraber ve birbiri içinde hakimâne, rahimâne bir dest-i gaybi tarafından olan bir tasarruf-u âmm elbette bir Rububiyyet-i mutlakanın tereşşuhudur ve ziyasıdır ve tahakkukuna bir bürhan-ı kat´îdir Madem bir Rububiyyet-imutlaka vardır; elbette şirk ve iştirâki kabul etmez Çünkü, o Rububiyyetin kendi cemâlini izhar ve kemâlâtını ilân ve kıymetli san´atlarını teşhir ve gizli hünerleri göstermek gibi en mühim maksad ve gayeleri cüz´iyyatta ve zihayatta temerküz ve içtimâ´ ettiğinden en cüz´i bir şeye ve en küçük bir zihayata kendi başı ile müdahale eden bir şirk, o gayeleri bozar ve o maksatları harab eder Ve zişuurun yüzlerini o gayelerden ve o gâyeleri irade edenden çevirip esbaba saldığından ve bu vaziyet Rububiyyetin mahiyetine bütün bütün muhâlif ve adavet olduğundan elbette böyle bir Rububiyyet-i mutlaka hiçbir cihetle şirke müsaade etmez ş)
RUBUZ Koyun, sığır, at, katır ve köpeğin ayaklarını büküp yatması (Yattıkları yere "merbaz" derler)
RUBZ Her nesnenin ortası * Bazısı bazısının üzerine sağılmış süt
RUD f Irmak, çay * Saz teli, saz kirişi * Kemençe
RUD Yavaş yürümek
RUDA´ Hastalığın insana yine dönmesi * Gövde ve beden ağrısının her birisi
RUDAA´ (Radi C) Süt emen çocuklar * Süt kardeşler
RUDAB Ağızdan akan su
RUD-AVERD f Nehir sularının akarlarken etraftan sürükleyip getirdikleri ağaç, dal gibi şeyler
RUDBAR f Irmak kenarı * Büyük ırmak
RUDDA´ (Râdı C) Süt emenler
RUDE (C: Rudegân) f Bağırsak
RUDHA Perde, setre
RUDSAZ f Çalgıcı
RUFSE Su nöbeti
RUFUD (Rifd C) Bahşişler
RUGA´ Sada, ses * Deve, sırtlan ve deve kuşunun bağırması
RUGBA´ Rağbet etmek, istemek, arzulamak
RUGERDAN f Yüz döndüren, yüz çeviren
RUGL Bir acı ot * Sünnetsizlik * Bol olmak, bolluk
RUH f Yanak, yüz, çehre * Arabçada: Efsânevi bir kuş (Bak: Ruhsâr)RUH : Can, nefes, canlılık * Öz, hülâsa, en mühim nokta * His * Kur´an * İsa (AS) * Cebrail (AS) * Korkmak (Bak: Vicdan)(Ruh, bir kanun-u zivücud-u haricîdir Bir namus-u zişuurdur Sabit ve dâim fıtrî kanunlar gibi, ruh dahi âlem-i emirden, sıfat-ı iradeden gelmiş, kudret ona vücud-u hissî giydirmiştir Bir seyyale-i lâtifeyi o cevhere sadef etmiştir Mevcud ruh, mâkul kanunun kardeşidir İkisi hem dâimî, hem âlem-i emirden gelmişlerdir Şâyet, nevilerdeki kanunlara kudret-i ezeliye bir vücud-u haricî giydirseydi, ruh olurdu Eğer ruh, şuuru başından indirse yine lâyemut bir kanun olurdu H)(Ruha bir derece müşabih ve ikisi de âlem-i emirden ve iradeden geldiklerinden masdar itibariyle ruha bir derece muvafık, fakat yalnız vücud-u hissî olmayan nevilerde hükümran olan kavânine dikkat edilse ve o namuslara bakılsa görünür ki: Eğer o kanun-u emrî, vücud-u haricî giyse idi, o nevilerin birer ruhu olurdu Halbuki o kanun dâima bakidir Dâima müstemir, sabittir Hiçbir tegayyürat ve inkılâbat, o kanunların vahdetine te´sir etmez, bozmaz Meselâ: Bir incir ağacı ölse, dağılsa; onun ruhu hükmünde olan kanun-u teşekkülâtı, zerre gibi bir çekirdeğinde ölmeyerek baki kalır İşte madem en âdi ve zaif emrî kanunlar dahi böyle beka ile devam ile alâkadardır Elbette ruh-u insanî, değil yalnız beka ile, belki ebed-ül âbâd ile alâkadar olmak lâzım gelir Çünki: Ruh dahi Kur´an´ın nassı ile: $ ferman-ı celili ile âlem-i emirden gelmiş bir kanun-u zişuur ve bir namus-u zihayattır ki: Kudret-i Ezeliyye, ona vücud-u haricî giydirmiş Demek, nasılki sıfat-ı iradeden ve âlem-i emirden gelen şuursuz kavânin, dâima veya ağleben baki kalıyor Aynen onların bir nevi kardeşi ve onlar gibi sıfat-ı iradenin tecellisi ve âlem-i emirden gelen ruh, bekaya mazhar olmak daha ziyade kat´idir, lâyıktır Çünki: Zivücuddur, hakikat-ı hariciye sahibidir Hem onlardan daha kavidir, daha ulvidir Çünki: Zişuurdur Hem onlardan daha daimîdir, daha kıymetdardır Çünki: Zihayattır S)
RUH-U REVAN Ruhun zuhuru Ruhun ferahlığı Ruhun akışı
RUH-ÜL EMİN (RUH-ÜL KUDÜS) Cebrail Aleyhisselâm´ın iki ayrı ismi Emin ve mukaddes ruh * Allah´ın ism-i azamı * İncil * Kur´an
RUHA Ferahlık * Yumuşak rüzgâr
RUHAM Mermer
RUHAM-I HÂM İşlenmemiş mermer
RUHAMA (Rahim C) Rahim olanlar
RUHAMÎ Mermerden yapılmış Mermerle ilgili
RUHANÎ Cisim olmayıp gözle görülmeyen cin ve melâike gibi bir mahluk Ruha ait Ruhtan meydana gelmiş, melek * Madde ile alâkalı olmayan, mânevi, ruh âlemine mensub olan
RUHANİYYAT Madde âleminden başka olan ruh âlemleri, ruhaniler (Bak: Cinn, Melek)(Şu nihayetsiz feza-yı âlem ve şu muhteşem semavat; burçları ile, yıldızları ile; zişuur, zihayat, ziruhlarla doludur Nârdan, nurdan, ateşten, ışıktan, zulmetten, havadan, savttan, rayihadan, kelimattan, esirden ve hattâ elektrikten ve sâir seyyâlât-ı lâtifeden halk olunan o zihayat ve o ziruhlara ve o zişuurlara şeriat-ı garra-i Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâm, Kur´an-ı Mu´ciz-ül Beyan, "Melâike ve cânn ve ruhaniyattır" der, tesmiye eder Melâikenin ise, ecsamın muhtelif cinsleri gibi, cinsleri muhteliftir Evet, elbette bir katre yağmura müekkel olan melek, şemse müekkel meleğin cinsinden değildir Cin ve ruhaniyat dahi, onların da pek çok ecnas-ı muhtelifeleri vardır S)
RUHANİYYET Yalnız ruhtan ibaret olan şeyin hali Ölmüş bir kimsenin devam etmekte olan ruhi kuvveti * Ruhanilik
RUHANİYYUN (Ruhanî C) Ruh âlemine mensub olanlar Âlem-i gayba nüfuz eden çok nuraniyet kazanmış zâtlar
RUHAS (Ruhsat C) İzinler, ruhsatlar, müsaadeler
RUHASA´ Sıtma teri
RUHB Genişlik, vüs´at
RUH-BAHŞ f Ruh veren, ruh bahşeden
RUHBAN Korkmak, çekinmek, yılmak * Rahib, Hristiyan din adamı (Bak: Rehbaniyyet)(Hâsıl-ı kelâm; biz Kur´an şâkirdleri olan Müslümanlar, bürhana tâbi´ oluyoruz Akıl ve fikir ve kalbimizle hakaik-i imaniyeye giriyoruz Başka dinlerin bazı efradları gibi, ruhbanları taklid için bürhanı bırakmıyoruz Onun için akıl ve ilim ve fennin hükmettiği istikbalde elbette, bürhan-ı aklîye istinad eden ve bütün hükümlerini akla tesbit ettiren Kur´an hükmedecek Hutbe-i Şâmiye)
RUHBANİYET (Bak: Rehb, Rehbaniyet)
RUHDA´ Sıtma
RUH-EFZA f Cana can katan Canlılık veren (Ruhfeza da denir)
RUHÎ Ruha ait, ruhla ilgili Ruhça
RUHİYAT Ruh ilmi, psikoloji
RUHLET Göçüp giden kimseler
RUHPERVER f Ruha ferahlık ve kuvvet veren
RUHS Ucuzluk * Hafif pahalı olmak
RUHSAR (RUH) Yanak Çehre Yüz
RUHSAT (C: Ruhas-Ruhsat) İzin, müsaade * Genişlik * Kolaylık * Fık: Kulların özürlerine mebni, kendilerine bir suhulet ve müsaade olmak üzere, ikinci derecede meşru´ kılınan şeydir Sefer halinde Ramazan-ı Şerif orucunun tutulmaması gibi Vuku´ bulan ikraha mebni, birisinin malını itlaf etmek de bu kabildendir ki, bu halde bu itlaf hakkında bir ruhsat-ı şer´iyye bulunmuş olur Bir hâdisede, azîmet ile ruhsat içtima´ edince, azîmet tarikını iltizam etmek, bir takva nişanesi sayılır (Bak: Azîmet)
RUHSÂT (Ruhsat C) Ruhsatlar, müsaadeler, izinler
RUHSATİYYE San´at veya ticaret için verilen izin kâğıdı
RUHSATNAME f İzin kağıdı
RUHSATYÂB f İzin ve müsaade alma
RUHUD Etli, besili, şişman, semiz (Müe: Ruhude)
RUHUL Binmek için kullanılan deve
RUHULLAH Allah´ın emriyle meydana gelen * İsa Aleyhisselâm´ın bir lakabı
RUHUM Esirgemek, korumak, rahmet
RUHVE (Bak: Rihve)

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük Lügat R Harfi

Eski 11-04-2012   #20
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat R Harfi



R Harfi

RUK´A (C: Rıka´-Ruka´) Kısa mektub * Üzerine yazı yazılan kâğıt veya deri parçası * Dilekçe * Yama
RUKABA´ (Rakib C) Bekçiler
RUKAD Uyku, nevm Uyuma
RUKAK Yufka ekmeği
RUKBA Muntazır olmak, beklemek * Bir kimseye, "Ben senden evvel ölürsem bu elbiseler senin olsun, eğer sen evvel ölürsen yine benim olsun" demek
RUKDE Uyuma * Berzah âlemi (Bak: Rukud)
RUKK (C: Rikâk) Yer, arz
RUKTA Siyah bir maddenin üzerinde yer yer beyaz beneklerin olması
RUKUD Uyuma, nevm
RUKUM (Rakam C) Rakamlar
RUKYE (C: Rukâ) Duâ, efsun
RUM Anadolu * Osmanlı Devleti ve Arabistan hârici yerler * Romalı
RUM SURESİ Kur´an-ı Kerim´in 30 suresidir Mekkîdir
RU-MAL f Yer süren
RUMELİ Osmanlı İmparatorluğunun Avrupa Kıt´asındaki kısmı
RUMH (C: Rimah-Ermâh) Süngü Mızrak Saban kolu Mc: Fakirlik
RUMİ Rumelinden olan, Anadolulu olan * Rum Türkiye´de yaşayan Yunanlı
RUMMAN Nar (Bir meyva adı)
RUMUS (Rems C) Mezarlar, kabirler
RUMUZ (Remz C) İşaretler, remizler, ince nükteler, mânası gizli olan işaretler
RUMUZÂT (Rumuz C) Remizler, işaretler
RU-NÜMA f Yüz gösteren, meydana çıkan * Yüz görümlüğü
RU-NÜMUN f Meydana çıkan, yüz gösterici
RU-PUŞ f Yüz örtüsü, peçe * Yüz örten
RUSDE (C: Risâd) Ziynet, süs
RUSG Bilek
RUSG-ÜL KADEM Ayak bileği
RU-SİYAH f Kara yüzlü Ayıbı olan
RUSPİ Fâhişe, orospu
RUSTA f Köy, karye
RUSTAÎ f Köylü
RUSTAK (C: Resâtik) Köy, karye Çiftlik
RUSTAKÎ Köylü
RUŞEN f Parlak, aydın Belli, âşikâr
RUŞENBEYAN f Fasih konuşan Açık ifadeli
RUŞENDİL Kalbi nurlanmış Kâmil ve çok temiz dindar
RUŞENGİR Cilâcı, parlatıcı
RUŞENÎ f Açıklık, aydınlık * Belli olma
RUŞENZAMİR Hakikatları bilen Kalbi, gönlü hakikatlara vakıf olan
RU-ŞİNAS f Bilen, tanıyan
RU-ŞİNASÎ f Aşinâlık, tanırlık
RUTAB Hurma
RUTB Yaş ot
RUTEBÎ Rütbelere ait
RUTUBE (C: Rutebât-Ruteb) Olmuş yaş hurma
RUTUBET Yaşlık, nem, ıslaklık * Havadaki veya yapı içindeki nem
RUUD (Ra´d C) Gök gürültüleri
RUUNET İnsana ağır gelecek hâllerde bulunma * Sünepelik, bönlük
RUVAL Salya
RUVAT (Râvi C) Hikâye edenler Rivayet edenler
RUY (Bak: Ru)
RUY f Tunç
RUYA f Yerden biten (bitki)
RUYİN f Tunç * Tunçtan
RUYİN-TEN f Güçlü kuvvetli, tunç vücutlu
RUY-VER f Tunçtan
RUZ f Gün, 24 saatlik müddet * Gündüz
RUZ-İ CEZA Kıyamet günü * Haşir günü
RUZ-İ HAŞİR (Ruz-i hesab) Kıyamet günü * Âhiretteki toplanma günü Haşir günü Dirilip toplanıp hesap görülecek gün (Bak: Yevm)
RUZ U ŞEB Gece ve gündüz
RU´Z (C: Erâz) Okun, demirini sokacak yeri
RUZAA´ (Razi C) Süt emen çocuklar * Süt kardeşler
RUZAN (Ruz C) Günler Gündüzler
RUZANE f Gündelik Yevmiye
RUZBAN f Kapıcı
RUZBERUZ f Günden güne
RUZE f Oruç
RUZEDÂR f Oruçlu
RUZ-EFZUN f Uzun ömürlü
RUZEGÜŞA f Oruç bozan, oruç açan, iftar eden
RUZEHAR f Oruç yiyen Oruçsuz
RU-ZERD f Sararmış, sarı yüzlü
RUZÎ f Azık, rızık Nasib, kısmet * Gündüzle alâkalı Gündüze âit
RUZÎHÂR f Rızık yiyici Canlı, mahlûk
RUZİNE f Gündelikçi
RUZİRESAN f Rızık yetiştiren, rızık ulaştıran, Allah (CC)
RUZMERRE f Her günkü Her günlük
RUZNAME Vakit cetveli, takvim * Günlük gazete, günlük hâdiselerin yazıldığı kâğıt * Bir meclis veya hey´etin müzakerat proğramı * Hergünkü gelir ve giderin kaydedilip yazıldığı defter
RÜAVİ Köy yakınında ve halk yöresinde güdülen deve
RÜBA f Kapan, çalan, alan (mânâsına birleşik kelimeler yapılır) Meselâ: Dil-rüba $ : Gönül kapan, gönül alan İz´an-rüba $ : Aklı alan, hayret veren
RÜBA (C: Ravâbi) Tepe, yüksek yer
RÜBAÎ Dörtlük olan Dörtle ilgili * Edb: Dört mısralık belli vezinlerle yazılmış manzume Aynı esasta 24 şekilli vezinle yazılan 4 mısralık şiir * Gr: Mastarını meydana getiren dört harften hepsi de aslî olan kelimeler
RUBAÎ-İ MEZİD Kendisine harf ilâve edilmiş olan aslı dört harfli mastar
RÜBB (C: Rubub) En aşağı derece ile pişmiş ve üçte birinden azı gitmiş olan sıkılmış üzüm
RÜBBA (C: Ribâb) Yakında doğurmuş koyun
RÜBBAH Erkek maymun
RÜBBEMA (Bak: Rubemâ)
RÜBD Kılıcın cevheri ve rengi
RÜBDE Siyaha yakın boz renk
RÜ´BE (C: Rüâb) Ağaç parçası
RÜBUBİYET (Bak: Rububiyet)
RÜBUD Dâim * Yüreğin oynaması * Durdurmak * Hapsetmek
RÜBUDE f Kapılmış, kapılan
RÜBYE (C: Rubâ) Arz haşeratından bir cins * Çok, ziyâde
RÜC´A Rücu´ mânâsına mastar
RÜCBE Canavar avlamak için yapılan yer (İçine iple et bağlarlar ki canavar gelip yapıştığı gibi üzerine düşer)
RÜCEME (C: Rucâm-Rucum) Büyük taş
RÜCHAN Üstünlük, yükseklik, üstün olma Fazilet, haslet veya her hangi bir şey cihetiyle diğerinden üstün olmak
RÜCHANİYET Üstün oluş, rüçhanlık, daha mühim olma hali
RÜCU´ Geri dönme, vazgeçme, cayma Sözünden dönme * Edb: Bir fikri daha kuvvetli anlatmak için söylenilen sözden caymış gibi görünmek
RÜCUM (Recm C) Taşa tutmalar, taşlamalar
RÜCUN Mahbus olmak, hapsolunmak * Bir yere durmak
RÜCZ (RİCZ) Devenin mak´adında olan bir hastalık * Pis, necis * Azap * Put, sanem
RÜDAB Ağızdan akan su, salya
RÜDN (C: Erdân) Kaftan ve gömlek yeninin koltuktan tarafı
RÜDUM (Redm C) Bendler, sedler
RÜESA (Reis C) Reisler, reislik yapanlar Başkanlar
RÜFAÎ Ahmed-i Rüfaî tarikatına mensub
RÜFAT Parçalanmış, dağıtılmış * Çürümüş
RÜFAZ Müteferrik dağılmış, parçalanmış
RÜFEKA (Refik C) Arkadaşlar
RÜFKA (C: Rifâk) Yoldaş olan, aynı fikirde olan cemaat
RÜFT f Süpürme
RÜFT Bir küçük canavar ("İnâk-ul arz" da derler)
RÜFUL Sallanmak * Gururlanmak, tekebbürlenmek
RÜHA Urfa şehri
RÜHAVÎ f Urfa´lı
RÜHŞUŞ Sütlü deve
RÜHUN (Rehin C) Rehinler
RÜHUS Çok yiyen obur, ekvel
RÜKAM Yığın Birbiri üzerine kat kat yığılmış olan
RÜKBAN (Râkib C) Biniciler, binenler, binmişler
RÜKBE (C: Rükeb-Rükebât) Diz Dizkapağı
RÜKEB (Rükbe C) Dizler, dizkapakları
RÜKKAB (Râkib C) Biniciler, ata binenler
RÜKN Direk Esas * Kuvvet * Bir şeyin en fazla sağlam olan tarafı veya köşesi veya temeli * Bir cemaatin ileri gelenlerinden olan * Nüfuzlu, kuvvetli ve ehemmiyetli kimse
RÜKN-Ü DÂHİLÎ İçteki esas unsur Namazın içindeki farz ve şart olan esas
RÜKÛ´ Huzur-u İlâhîde eğilmek Namazda elleri dize dayamak suretiyle yere doğru eğilirken baş ile sırtı düz hale getirmek
RÜKUB Binme * Bir vasıtaya binme
RÜKUD Durgunluk Durgun olma
RÜKUD-İ HEVA Havanın durgun olması
RÜKUDET Durgunluk, durulma
RÜKUN Bir şeye samimi olarak meyletme Can ve gönülden meyil
RÜKUNET Ağırbaşlılık Vakar ve temkin sâhibi olma
RÜKUZ Seğirtmek, koşmak
RÜKÜB (Rikâb C) Üzengiler
RÜKÜN (Bak: Rükn)

Alıntı Yaparak Cevapla

Osmanlıca Sözlük Lügat R Harfi

Eski 11-04-2012   #21
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat R Harfi



R Harfi

RÜMAM Kuru ot
RÜMH (C: Rimâh) Mızrak, kargı, süngü * Mc: Yoksulluk, fakirlik
RÜMİS Sözüne güvenilmeyen kimse Verdiği söze itimad edilmeyen kişi
RÜMLE (C: Ermal-Rumul) Siyah hat
RÜMMAN Nar denilen yemiş
RÜMMANE Kapan taşı * Kırkbayır
RÜMME (C: Rumem-Rumam) Eskimiş urgan parçası
RÜMUK Durmak * İkamet etmek, oturmak, mukim olmak
RÜMYE Ağaçtan nakşolmuş bir suret
RÜS´ Göz kapağında olan hastalık
RÜSELA (Resül C) Resüller, peygamberler
RÜSG (C: Ersâg) Bilek * Hayvanların tırnağıyla baldırı arasında olan incecik yer
RÜSTA-HİZ f Mahşer, kıyamet
RÜSTAÎ (Rüstâyi) f Köyle ilgili * Köylü
RÜSTAK (C: Resâtik) Büyük köy
RÜSTE f "Çıkmış, bitmiş, yetişmiş" anlamlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır Meselâ: Nev-rüste $ : Yeni yetişmiş bitki
RÜSTEM f Şark edebiyatında kuvvet ve cesaretin timsali olarak bilinen ve Zaloğlu Rüstem diye veya "Rüstem-i Sistanî" nâmiyle meşhur İran´lı bir kahramandır
RÜSTÎ f Üstünlük, muvaffakıyet * Yiğitlik * Kuvvet
RÜSUB Kab içinde kalan su * Suyun dibine batmak * Tortu, dibe çöken, çöküntü
RÜSUBAT Çöküntüler, tortular
RÜSUH İlim ve fennin derinliğine vukufiyet Sağlamlık Devamlılık Yerinde, sağlam, sâbit ve devamlı olmak * Meharet, meleke
RÜSUHİYET Rüsuhluluk, rüsuhlu oluş
RÜSUM Resimler, şekiller Âdetler Vergiler, gümrükler, gümrük vergisi * Merasim, usûl
RÜSUMAT (Rüsüm C) Gümrük idâresi
RÜSÜL (Resül C) Peygamberler, resüller Bir kitapla gelen nebiler
RÜSVA (Rüsvay) f Rezil, kepaze, maskara, ayıpları meydana çıkarılmış
RÜSVA-YI ÂLEM En aşağılık ve âdi adam
RÜSVAYÎ f Rezillik, itibarsızlık, haysiyetsizlik
RÜSVE Muhkem ve sağlam olmak * Sâbit olmak
RÜŞA (Rişvet C) Rüşvetler
RÜŞD Doğru yol bulup bağlanmak Hak yolunda salabet, metanet ve kemal-i isabetle dosdoğru gitmek * Hayra isabet etmek * Büluğa ermek * İstikamette olmak Dinine ve malına zarar gelecek şeyi bilmek, doğru düşünmek * Kişinin akıl ve idraki kavi ve tedbiri metin olmak (Bak: İrşâd)
RÜŞDÎ Rüşdle ilgili Olgunluğa dair
RÜŞDİYE Eskiden orta tahsil derecesindeki mektep * Rüşde dair
RÜŞD Ü İRŞAD Rüşd ve irşad Doğru yola sevketmenin mükemmeliyeti İslâmiyeti en mükemmel şekilde öğretmek
RÜŞEDA (Reşid C) Reşid olanlar Rüşd, olgunluk sâhibleri
RÜŞEYM Rahimde yavrunun bütün azalarının teşekkül etmiş şekli (Harekete başlayan rüşeyme, cenin denir)
RÜŞVET Kanunen bir iş gördürmek gayesi ile vazifeli olan kimseye, gayr-i meşru olarak verilen para vesâir menfaat ve fayda
RÜTBE Basamak, derece * Memuriyet derecesi * Sıra Mertebe, menzile * Efkârın sonu * Merdiven ayağı
RÜTBE-İ AKL Aklın derecesi
RÜTBEŞİNAS f Derece bilir Rütbe tanır
RÜTEB (Rütbe C) Rütbeler, dereceler
RÜTEB-İ ASKERİYE Askerlik rütbeleri
RÜTEBÎ Rütbeye dair ve rütbelere mensub
RÜTTE´ Otlayan hayvan
RÜTTE Pelteklik, kekemelik
RÜTUB Sâbit olmak, kaim olmak, devamlılık, süreklilik
RÜUS (Re´s C) Re´sler Başlar Kafalar
RÜÜD Genç kadın Kız
RÜVAL Salya, ağız suyu
RÜVEYDE (Rüvide) İnce, hoş, nazik * Bitmiş, neşvünema bulmuş
RÜVEYHA Zariflik, incelik
RÜYA (Rü´ya) Uykuda görülen misalî âlem Düş(Hayalâtlara karşı kapısı açık olan rüyaları tahkikî bir surette mevzubahs etmek, tahkik mesleğine tam uygun gelmediğinden; o cüz´î hâdise-i nevmiye münasebetiyle, mevtin küçük bir kardeşi olan nevme ait ilmî ve düsturî olarak altı nükte-i hakikatı, âyât-ı Kur´aniyenin işaret ettiği vecihte beyan edeceğizBirincisi: Sure-i Yusuf´un mühim bir esâsı, rüya-yı Yusufiye olduğu gibi; $ âyeti misillü çok âyetlerle, rüyada ve nevmde perdeli olarak ehemmiyetli hakikatlar var olduğunu gösterirİkincisi: Kur´an ile tefe´üle ve rüyaya itimada ehl-i hakikat tarafdar değiller Çünki Kur´an-ı Hakîm, ehl-i küfrü kesretle ve şiddetli bir tarzda vuruyor Tefe´ülde, kâfire ait şiddeti, tefe´ül eden insana çıktığı vakit, yeis veriyor; kalbi müşevveş ediyor Hem rüya dahi hayr iken, bâzı aks-i hakikatla göründüğü için şer telâkki edilir, yeise düşürür, kuvve-i mâneviyeyi kırar, su´-i zan verir Çok rüyalar var ki: Sureti dehşetli, zararlı, mülevves iken; tâbiri ve mânası çok güzel oluyor Herkes rüyanın suretiyle mânasının hakikatı mâbeynindeki münasebeti bulamadığı için; lüzumsuz telâş eder, me´yus olur, keder ederÜçüncüsü: Hadis-i sahih ile nübüvvetin kırk cüz´ünden bir cüz´ü nevmde rüya-yı sâdıka suretinde tezahür etmiş Demek rüya-yı sâdıka hem haktır, hem nübüvvetin vezaifine taalluku var Şu üçüncü mes´ele, gayet mühim ve uzun ve nübüvvetle alâkadar ve derin olduğundan, başka vakte tâlik ediyoruz; şimdilik o kapıyı açmıyoruzDördüncüsü: Rüya üç nevidir: İkisi, tabir-i Kur´an´la $ da dahildir; tabire değmiyor Mânası varsa da ehemmiyeti yok Ya mizacın inhirafından kuvve-i hayaliye şahsın hastalığına göre bir terkibat, tasvirat yapıyor; yahut gündüz veya daha evvel, hattâ bir-iki sene evvel aynı vakitte başına gelen müheyyic hâdisatı, hayal tahattur eder; ta´dil ve tasvir eder, başka bir şekil verir İşte bu iki kısım $ dır, tabire değmiyor Üçüncü kısım ki, rüya-yı sâdıkadır O, doğrudan doğruya mâhiyet-i insaniyedeki lâtife-i Rabbaniye âlem-i şehadetle bağlanan ve o âlemde dolaşan duyguların kapanmasıyla ve durmasıyla, âlem-i gayba karşı bir münasebet bulur; bir menfez açar O menfez ile, vukua gelmeye hazırlanan hâdiselere bakar ve Levh-i Mahfuz´un cilveleri ve mektubat-ı kaderiyenin nümuneleri nevinden birisine rastgelir, bâzı vâkıat-ı hakikiyeyi görür Ve o vâkıatta, bazan hayal tasarruf eder, suret libasları giydirir Bu kısmın çok envaı ve tabakatı var Bazı aynen gördüğü gibi çıkar, bazan bir ince perde altında çıkıyor, bazan kalınca bir perde ile sarılıyorHadis-i Şerifte gelmiş ki: Resül-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm´ın bidayet-i vahiyde gördüğü rüyalar; subhun inkişafı gibi zâhir, açık, doğru çıkıyorduBeşincisi: Rüya-yı sâdıka, hiss-i kablelvukuun fazla inkişafıdır Hiss-i kablelvuku ise, herkeste cüz´î-küllî vardır Hattâ hayvanlarda dahi vardırAltıncısı ve en mühimmi: Rüya-yı sâdıka benim için hakkalyakîn derecesine gelmiş ve pek çok tecrübatımla, kader-i İlâhînin her şeye muhit olduğuna bir hüccet-i katı´ hükmüne geçmiştir Evet bu rüyalar, benim için hususan bir birkaç sene zarfında o dereceye gelmiştir ki; meselâ: Yarın başıma gelecek en küçük hâdisat ve en ehemmiyetsiz muamelât ve hattâ en âdi muhaverat yazılı olduğunu ve daha gelmeden muayyen olduğunu ve gecede onları görmekle, dilim ile değil, gözüm ile okuduğum bana kat´i olmuştur Bir değil, yüz değil, belki bin def´a; gecede, hiç düşünmediğim halde gördüğüm bazı adamlar veyahut söylediğim mes´eleler, o gecenin gündüzünde, az bir tabir ile aynen çıkıyor Demek en cüz´î hâdisat vukua gelmeden evvel hem mukayyeddir, hem yazılmıştır Demek tesadüf yok, hâdisat başıboş gelmiyor, intizamsız değillerdir M)
RÜYA-YI SÂDIKA Makbul ve muteber kimselerin gördükleri ve gördükleri gibi dünyada hakikatları zuhur eden sâdık rüya
RÜ´YET Görmek, bakmak İdare etmek Göz ile veya kalb gözü ile görmek * Akıl ile müşahede derecesinde bilmek, idrak etmek, tefekkür etmek, düşünmek * Araştırmak
RÜ´YETULLAH Cennet´te mü´minlerin Allah´ı görmeleri(Ey insan! Bilir misin nereye gidiyorsun Ve nereye sevk olunuyorsun Dünyanın bin sene mes´udane hayatı, bir saat hayatına mukabil gelmeyen Cennet hayatının; ve o Cennet hayatının dahi bin senesi, bir saat rü´yet-i cemaline mukabil gelmeyen bir Cemil-i Zülcelâl´in daire-i rahmetine ve mertebe-i huzuruna gidiyorsun Mübtelâ ve meftun ve müştak olduğunuz mecazî mahbublarda ve bütün mevcudat-ı dünyevîdeki hüsün ve cemal, O´nun cilve-i cemalinin ve hüsn-ü esmasının bir nevi gölgesi ve bütün Cennet, bütün letaifiyle bir cilve-i rahmeti ve bütün iştiyaklar ve muhabbetler ve incizablar ve câzibeler, bir lem´a-i muhabbeti olan bir Mâbud-u Lemyezel´in, bir Mahbub-u Lâyezâl´in daire-i huzuruna gidiyorsunuz ve ziyafetgâh-ı ebedîsi olan Cennet´e çağrılıyorsunuz Öyle ise; kabir kapısına ağlayarak değil, gülerek giriniz M)
RÜYUB (Reyb C) şekler, şüpheler
RÜYUH Zelillik, horluk, hakirlik * Zayıflık
RÜYUN Galebe etmek, üstün gelmekRÜZ´ : Noksan etmek, eksiltmek, noksanlaştırmak
RÜZAH (RÜZUH) Davarın çok zayıf olması
RÜZAM (RÜZUM) Davarın çok yorulup zayıflaması
RÜZAZ Ufalanmış taş * Her maddenin ufağı
RÜZDAK (C: Rezâdik) Köy
RÜZELA (Rezil C) Reziller
RÜZGÂR f Zaman, devir, hengâm, vakit * Dünya, âlem * Yel
RÜZZ Pirinç

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.