Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
filozoflar, kenti, milet

Filozoflar Kenti Milet

Eski 09-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Filozoflar Kenti Milet




Milet kalıntıları arasında dolaşırken, bir zamanlar bu kentte yaşayıp, evrenin gizlerini çözmeye çalışmış filozofları hayâl etmeyi deneyebilirsiniz Filozofların sözleri rüzgârla uçup gitmiş; evleri, içindeki eşyaları ve beraberindeki yaşamlar çoktan dağılıp yok olmuş ve şehir, mermerden iskeletiyle çırılçıplak kalmış olsa da
Eski Söke - Didim karayolu üzerinde, tarlaların arasından beliren tabelası ile kent, bir ovanın orta yerinde karşılıyor sizi

Efsaneye göre, bir gün baş tanrı Zeus ile fakir bir Miletli, Milet agorasında bir konu üzerinde tartışırlar İkisi de bir türlü geri adım atmayınca, tartışma uzayıp gider

Sonunda canı sıkılan Zeus, tanrı olmanın ayrıcalığını kullanarak tartışmayı sonlandırır: "Bana bak, beni daha fazla kızdırma, şimdi bir şimşek çakar, seni cayır cayır yakarım!" Miletli köylü, korkmak bir yana, gayet sakin bir şekilde, "Koca Zeus, bu öfkenle haksız olduğunu nasıl da kanıtladın" der Hikâyenin sonunda Miletli köylünün akıbetini bilen yok; fakat kesin olan şu, Miletlilerin tanrıyla özdeş bir düşünce yapısına sahip olduğu Bundan tam 2 bin 600 yil önce, akılcı düşüncenin ve felsefenin temellerinin bu şehirde atılmış oluşu da tesadüf değil

Milet ismi mitolojik açıdan Apollon ile ilgilidir Apollon ile Girit Krali Minos'un kızı Akakallis; Akakallis'in üç çocuğundan biri olan "Miletos"a, Minos'un kötülük yapmaması için onu dağa bırakır Çocuğa kurtlar bakar

Daha sonra çobanların büyüttüğü Miletos, Anadolu'ya gelerek Menderes nehrinin kızı"Kyane" ile evlenerek "Miletos" şehrini kurar

Milet MÖ 7 ve 6 yyda en parlak dönemini yaşamıştır Milet'liler özellikle MÖ 6 yyda deniz ticaretini ele geçirmelerinden sonra Akdeniz ve Karadeniz'de kurduklari koloniler sayesinde etkinliklerini çoğaltmış ve zenginleşmişlerdir Giderek Milet, İyon dünyasının başkenti haline gelmiştir

Aristoteles'e göre, felsefenin gelişmesi için iki ön koşulu var: Öncelikle, felsefe yapacak kişinin "tuzu kuru" olmalı Yani o kişi, maddiyat kaygısına düşmeden kendini sadece düşünmeye verebilmeli İkincisi, kisi gerçek bir merak duygusuna sahip olmalı ve en doğal görünen gerçekleri bile sorgulayabilmeli İşte, Milet'te bu iki koşulun bir araya gelmesiyle, tarihin gerçek anlamdaki ilk filozofu kabul edilen Thales ve onun devamında, Anaksimenes ve Anaksimandros ortaya çıkmış Babillilerden aldığı astronomi bilgisi ve Mısır'dan getirdiği söylenen geometri bilgisi dışında Thales'in asıl önemi, aklına takılan sorularda "Neyin var olduğu" ve "neyin gerçek oldugu" gibi sorular sayesinde Thales, o güne dek doğadaki her olayı ayrı bir tanrının varlığına bağlayan mitolojinin ötesine geçerek; her şeyin nedenini, doganin kendisinde aramaya basliyor Thales ve ögrencilerinin "Fizikçiler Okulu" diye anılmasi ve pozitif bilimin temellerini attiklarinin söylenmesi de bu yüzden

Thales'e göre, evrenin asıl maddesi sudur; her şey sudan gelir ve suya döner Dünya, "okeanos" denilen dev bir su kütlesi içinde yüzen, düz bir tepsidir onun zihninde Anaksimandros ise, dünyanın sıcak ile soğuğun birleşmesinden doğduğunu savunur
Ona göre, yasam "ıslak" bir ortamda başlamıştır, ilk canlılar ise balığa benzer yaratıklardır Bu düşünceleriyle, binlerce yıl önce ilk evrim düşüncesini ortaya atan Anaksimandros; dünyayı, boşlukta asılı duran bir silindir olarak tasvir eder Anaksimenes'e göre ise, ruhumuzun bizi ayakta tuttuğu gibi, hava da dünyayı ayakta tutmaktadır Görüldüğü gibi, ilk felsefi denemelere daha çok hayal gücü hâkim Ancak gözlem yeteneğinin çok sınrlı olduğu bir çağda, bu olağan bir durum İlkçağda denizciliğiyle parlayan ve zamanla önemli bir ticaret kenti haline gelen Milet; Büyük Menderes'in kıyıyı doldurması sonucu, Ege sahillerindeki pek çok şehir gibi, bugün tarlaların içinden seyrediyor sizi Büyük Tarihçi Herodot'un "çalışan nehir" olarak tanımladığı nehirlerden olan Büyük Menderes; taşıdığı malzemeyle, sahil şeridinin yılda ortalama 6 metre kadar denize doğru ilerlemesine neden olmuş Böylece, klasik dönemde Latmos Körfezi'nin ağzında bir sahil kenti olan Milet, zamanla denizden 10 km içeride kalmış Bir zamanlar kentin karşısında bulunan Lade Adası, bugün ovanın ortasında bir tepeye; Latmos Körfezi ise, Bafa Gölü'ne dönüşmüş
Kazılar süresince bulunan Girit seramiklerine bakılarak, ilk yerleşimin İÖ 1600'lerde, Giritler tarafından, doğuya giden ticaret yolu üzerinde bir ara-liman olarak kuruldugu söyleniyor Ancak Ionların gelişinden sonra, kent büyük bir denizcilik ve ticaret merkezi haline gelerek; Karadeniz, Marmara ve Çanakkale Boğazı kıyılarında 90'a yakın koloni kuruyor
Milet'in ticari ve kültürel yönden yaşadığı altın çağ; İÖ 494 yılındaki Lade Savaşı'nın ardından kentin Perslerin eline geçmesi ile son buluyor Miletlilerin bozgunu, Yunan dünyasında öyle büyük bir trajedi olarak algılanıyor ki; Atinalı bir oyun yazarının Milet'in Düşüşü adlı dramı, sahnelendiği zaman bütün Atina ahalisini derin bir yasa boğuyor Hatta, halkın ağlamaktan perişan olduğunu gören yönetim, yazarı yüklü bir para cezasına çarptırıyor

Milet'i çevredeki diğer antik kentlerden ayıran bir başka özellik, Afrodisyas'ta olduğu gibi; çok büyük bir alana yayılmış olması Priene'deki tiyatro nasıl en iyi Helenistik örneği temsil ediyorsa; Milet Tiyatrosu da, Yunan - Roma (Greko-Romen, Greco- Roman) tipinin en güzel örneklerinden biri Helenistik dönemde 5 bin 300 kişilik olan tiyatronun kapasitesi, Roma döneminde 19 bin kişiye çıkarılmış Bugün tiyatronun üçüncü katı yerinde, Bizans ve Osmanlılar zamanında kullanılmış bir kalenin kalıntıları yükseliyor; sahnenin ayakta kalan parçaları ve katlar arasındaki galeriler, tiyatro atmosferini büyük ölçüde canlı tutuyor Bu galerilerin içinden geçen basamakları takip edip; Tiyatronun arkasından devam ettiğinizde; liman yerine ulaşıyorsunuz Kentin 4 büyük limanından geriye kalan tek örnek bu Triton adı verilen, yarı insan yarı balık şeklinde bir varlığın tasvir edildiği kabartmalı bir anıt, limanı işaretliyor

Güney agora, onun batısında yer alan buğday ambarı, 100 metre uzunluğundaki tören yolunun kapısı, senato binası işlevini gören bouleuterion, 19 dükkanlı iyonik düzendeki stoa, üç katlı olduğu bilinen ve nymphaion adı verilen kent çeşmesi, Apollon'a adanmış bir açık hava tapınağı olan Delphinios Kutsal Alanı ve kuzey agora, kent merkezini doğrular nitelikte iç içe sıralanmış

Ören yerinde ilk anda fark edilen yapılardan biri de, Faustina Hamamları Anadolu'daki en büyük Roma hamamlarından biri olan bu yapıyı, Roma İmparatoru Marcus Aurelius, eşi Faustina için yaptirmiş

Soguk - sıcak - ılık kısımlar, soyunma odaları ve havuzun rahatlıkla gözlemlenebildiği yerde; havuz kenarında boylu boyunca uzanmış bir nehir tanrısı (Maiandrios) heykeliyle bir de aslan figürünün kopyası duruyor Bir zamanlar, aslan heykelinin ağzından ve tanrı heykelinin kaidesinden gelen suyla havuz doldurulurmuş Heykellerin orijinalleri ise, Milet Müzesi'nde

"Plinus"un bildirdiğine göre Milet Kenti yaklaşık olarak 90 koloni kurmustur Bunların arasında "Sinop", "Trabzon", "Giresun" gibi şehirler vardır Milet "LADE DENIZ SAVAŞINA" 80 gemi ile katılmış, tüm donanmasını yitirmiş ve kazanan Persler, MÖ 494'de kenti ve beraberinde Apollon Mabedini yakıp yıkmışlardır

Klasik dönemde önemi büyük ölçüde azalmış olmasina rağmen Milet, Hellenistik dönemin ticaret, sanat ve bilim alanıinda başta gelen merkezlerinden biri olmuştur Roma döneminde bağımsız bir kent olarak "Asia Eyaleti"nin, yani Batı Anadolu'nun belli başlı metropollerinden biri sayılmıştır "Latmos Körfezi"nin MS 3 yy'da dolması üzerine, körfez çevresindeki "Priene", "Myus" ve "Herakleia" gibi kıyı kentleriyle birlikte Milet de sönükleşmiş ve küçülmeye başlamıştır Bizans çağında küçük bir köye dönüşmüştür

MS 1071 Malazgirt zaferinden sonra Türkler Ege kıyılarına geldiler O dönemde Bizans Milet'i kendi sınırları içine almış ise de Karia'daki Menteşoğulları Beylerinden Orhan, Milet'de kendi adına sikke bastırarak şehrin adını Platia (bugünkü BALAT) diye yazdırmıştır Balat'da 1369 yılına kadar bağımsız bir "Metropolit" vardı Bu yıldan sonra Metropolit "Afrodisias"a taşınmıştır

Bölgenin eski yerleşim birimlerinden birisi olan Balat,1955 yılında yaşanan bir deprem felaketi sonrasında, kurulu bulunduğu Milet antik kentinin içinden alınarak, harabelere iki kilometre mesafede yeniden kurulmuş; geçmişinde Türkler'in ve Rumlar'ın bir arada yaşadığı, önemli bir ticari potansiyele sahip, pek çok uygarlığı içinde barındırmış, tarımsal faaliyetlerin yapıldığı şirin bir köyümüzdür

Balat 13Yüzyilda bu bölgeye hakim olan Menteşe Oğulları Beyliği'nin başkentiydi Osmanlı Padisahi II Murat Menteşoğulları Beyliğine son verince Platia Osmanlıi idaresine geçmiştir Şehir, Menderes Nehri'nin denizi doldurmasi sonucu coğrafi ve ticari önemini yitirmis, bugün itibari ile küçük bir köy halini almistir
Tips:
Rahat ayakkabı, sırt çantası, fotoğraf makinesi, su, güneş kremi, şapka, nakit para (yol boyunca Söke ve Didim merkez dışında bankamatik yok) Özel yada kiralık araçla geliyorsanız petrol istayonları mevcut Yanınızda Harita ve DidimGuide bulundurun
Menderes Deltası aynı zamanda bir millipark
çeşitli mevsimlerde göçmen kuşlar ve nesli tükenen çeşitleri gözlemleme fırsatınız olur

Ulasim
Bodrum'dan gelenler için Akbük kavşağından sonra ikinci kavşak, Yeniköy Dalyanı Buradan her her 10 dk da bir Didim Seyahat midibüsleri geçer
Akköy'de inin Akköyden yürüyebilir yada Balat birlik minibüslerine binebilirsiniz

Balat Birlik Minibüsleri her saat başı Balat - Didim seferi yapıyor
Söke'den direkt Güllübahçe belediyesi araçlarıyla Prien'i gezebilir, ardından anayola çıkıp Balat Birlik minibuslerine binebileceğiniz gibi, Tekrar söke'ye (her 15 dakikada bir) gidebilirsiniz Prien için tam gün ayırdıysanız, Sabahın erken saatleri yada akşam saatlerini tercih edin Yaz sıcağında Athena Tapınağına tatlı bir tırmanış yapacağınız içi yanınıza su, şapka gibi malzemeleri mutlaka alın
Erkenciyseniz Eski Güllübvahçeyi sorun Eski güllübahçe yada eski adıyla Gelebeç kasabasındaki Aziz Nikolaos (Nam-ı diğer Noel Baba) Kilisesi görmeye değer

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.