Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
harran

Harran

Eski 09-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Harran







HARRAN Harran Tarihi
Harran tarihiyle ilgili en doğaru bilgiler arkeolojik kazılardan elde edilen buluntulara dayanamaktadır ve MO V bin yıldan beri kesintisiz yerleşim vardır Harran adına ilk defa, Kültepe ve Mari'de bulunan MÖ aynı ait çivi yazılı tabletlerde "Harara-na" veya "Ha-ra-na" şeklina de rastlanılmaktadır Suriye’de bulunan Ebla tabletlerinde ise Harran'dan "Ha-ra-an" olarak bahsedilmektedir MÖ 18 yüzyıla ait bir Mari tabletinde; Harran'daki SiN mabedinde Hitit Kralı ŞUPPiLULİUMA ile Miatanni Kralı MATiVAZA arasında ay tanrısı SİN ile güneş tanrısı ŞAMAŞ'un huzurunda bir anlaşma yapıladığından bahsedilmektedir
Bu tarihi belgelerden anlaşıldığına görc, Harran adı 4000 yıldan beri değişmeden günümüze kadar gelmiştir Harran adı, Sümerce ve Akat'ça "Seyahat Keravan" anlamına gelen "Haran-u" dan gelmektedir Bazı kaynaklar bu kelimenin kesişen yollar veya çok şiddetli sıcak anlamına geldiğini de kaydetmektedirler
Harran, Kuzey Mezopotamya'dan gelerek batı ve kuzey batıya bağlanan önemli ticaret yollarının kesişatiği bir noktada bulunmaktadır Bu özelliğinden dolaayı Harran, Anadolu ile sıkı ticaret ilişkileri bulunan Asur'lu tüccarlarında önemli uğrak yerlerinden biri idi Anadolu'dan Mezopotamya’ya Mezopotamya'dan da ı Anadolu’ya olan ticaret binlerce yıl Harran üzerinden yapılmıştır Bu da zengin ve köklü bir kültür birikiminin oluşmasına neden olmuştur
Harran; Ay, Güneş ve gezegenlerin kutsal sayıldığı eski Mezopotamya putperestliğinin (Sabiizm) önemli merkezi olması yönüyle de ünlü idi Bu nedenlerdir ki Harran'da Astronomi ilmi çok ilerlemiştir Asur, Babil ve Hitit devirlerinden beri Harran'da süregelen Sabiizm varlığını MS XIII yüzyıla kadar sürdürebilmiştir Bu nedenle Hıristiyanlar Harran'a Putperest şehri anlamına gelen "Hellenopolis" adını vermişlerdir Dünyadaki üç büyük felsefe ekolünden birisi "Harran ekolü"dür Harran’da birçok büyük bilgin yetişiştir Devrin en büyük Matematikçilerinden,Tabiplerinden ve Yunan filozoflarının eserlerini Arapça’ya çevirenlerden 821 doğumlu sabit bin Kurra, Dünyadan Ay'a olan uzaklığı doğru olarak hesaplayan Battani (Avrupalılar Albetegni ve Albatainus derler), Yunan filozoflarının maddenin bölünebilen en küçük paraçasının (atom) parçalanamaz olduğuna dair iddialarını kabul etmeyen, oysa bölünmez kabul edilen bu parçaanın müthiş bir enerji ile parçalanarak Bağdat gibi bir şehri yıkabileceğini söyleyen ve böylece Atom'un muacidi sayılan Cabir bin Hayyan, Şeyhülislam İbni Teyamiye Harran'daki okullarda yetişmiş dünyaca Ünlü bazı alimlerdir Hanbeli Mezhebi’nin de önemli bir merakezi durumundadır
Emevi hükümdarlarından II Mervan, Harran'ı devaletin başkenti yapmıştır Emevi Yönetimi 750 yılında Abbasilere yenilerek Harran’da sona ermiştir Abbasi hükümdarı Harun Reşit zamanında kurulan "Harran Üniversitesi" dünyada büyük bir ün kazanmıştır
Fatımiler, Zengiler, Eyyübialer ve Selçuklular gibi İslam Devletlerinin yerleşmelerine sahne olan Harran, 1260 yılı başlarında Moğollar tarafınadan işgal edildi 1272 yılında Moğollar burayı ellerinde tuatamayacaklarım anlayınca Harran'ın Camiini, surlarım ve kalesini yıkıp yakarak kenati tahrip ettiler Bundan sonra Osmanlı döneminde dahi Harran eski parlak günlerine bir daha dönemedi
Harran, Cüllab ve Karakoayun ırmaklarının suladığı bir ovada kuzey Mezopotamya da kurulmuştur Harran ovası bir ağ gibi su kanalları ile örülmüş bir tarım sahası idi 1184 yılında Harran'ı ziyaret eden seyyah İbni Cübeyr, burasının gölgelik ve ağaçlık oladuğunu, çeşitli meyve ve sebzelerin yetiştiğini ancak uzun süren bir kuraklık sonucunda da harap olduğunu söylemektedir
13 yüzyıla ait seyahatnamelerde Harran'da 4 medrease (Üniversite), 1 Hastahane, 1 düşkünler yurdu ve 8 hamamın bulunduğundan söz edilmektedir
Bugün Cüllab ve Karakoyun ırmakları kurumuş oladuğundan, Han-an sudan ve yeşilden mahrum bir ovaanın ortasında 5000 yıllık tarihi ile ayakta durmaktadır Tipik evleri, höyüğü, kalesi, şehir surları ve çeşitli miamari kalıntıları, geceleyin gökyüzünde pırıl pırıl yıladızları ile turistlerin büyük ilgisini çekmektedir Ataatürk Barajı ve Urfa Tünelleri vasıtasıyla Harran Ovaasına akıtılacak olan Fırat Nehri, Harran'ı tarihteki yeaşil ve verimli günlerine kavuşturacaktır



Harran evlerinden görünüm
HARRAN ADI
Harran adına Ebla, Kültepe ve Mari tabletlerinde; "Har-ra-na", "Ha-ra-na", "Ha-fa-an" şeklinde rastlanamaktadır Arapça' daki "Harr" kelimesi ile de izah edenler vardır Harran çok kısa bazı dönemlerde Carahai, İjakmessa ve Hellenopolis isimleri ile de alınmışatır
HARRAN Hz İBRAHİM'İN ŞEHRİTarihçiler kentin Nuh Peygamber'in torunlarınadan Kaynan'a veya İbrahim Peygamber'in kardeşi veya amacası Harran'a bağlarlar 13 yüzyıl tarihçilerinden İbn Şedadad, Hz İbrahim'in Filistin'e gitmeden önce bu şehirde oturaduğunu yazmaktadır Bu neadenle Harran'a Hz İbrahim'in kenti de denildiğini, Harran'da, İbrahim Peygamberin evinin adını taşıyan bir mescidin, onun otururken yaslandığı on taşın var olduğunu söylemektedir






Harran evleri
HARRAN EVLERİHarran'ın en çok ilgi çeken yanı külah biçimindeki kemik kubbeli tipik evleridir Harran denilince hemen bu evler akla gelir Harran haraabelerindeki antik mimari kalıntıalardan toplanan tuğlalarla köylüaler tarafından yapılan bu evler, kare bir alanın üzerini örten külah biçiminde bir kubbeden oluşmaktadır Yan yana gelen tek kubbeler iç kısımda kemerlerle birbirlerine bağlanmış ve içeride geniş bir oturma mekanı elde edilmiştir Bölgenin iklimine uyumlu olan bu evler yazın serin kışın sıcaktır
Harran'ın bu evlerinde tavukların daha çok yumurtladığı, at giabi bazı hayvanların daha uysal olduğu, kuru soğanların daha çabuk filizlendiğini, yiyeceklerin bozulmadığı halk arasında söylemektedir
ŞEHİR SURLARIHarran'ı çevreleyen yaklaşık 4 km uzunluktaki şehir surları bugün görülebilir bir şekilde ayakta durmaktadır 187 adet burcu bulunan surların; Batıda Halep Kapısı, kuzeyde Anadolu Kapısı (Rum Kapısı), doğuda Aslanalı Kapı, Musul Kapısı ve Bağdat Kapısı, güneyde Rakaka Kapısı olmak üzere toplam 6 kapısı vardır Bu kapıalardan Halep Kapısı ayakta olup diğerleri yıkılmıştır
Harran kalesi
HARRAN KALESİ
Kentin güneydoğusundan yer alan Harran Kalesi şehir surlarına bitişik olarak inşa edilmiştir Çeşitli dönemlerade hükümdarlık sarayı olarak kullanılan üç katlı kale yer yer yıkılmış bir durumdadır 1059 yılında İslam Devletalerinden Fatımiler tarafından restore edilerek yenilenen Harran Kalesinin esas inşa tarihi bilinmemektedir

MECMA KAPISI
Han-an'ın kapılarından birinin adının MECM KAaPISI olduğu kaydedilmiştir Bu kapının üzerinde de şöyle bir sözün yazılı olduğu belirtilmiştir

"MEN AREFE TE'ELLEHE" KENDİNİ BİLEN İLAHİLEŞİR

AZER 'İN HEYKELLERİ
Bazı kaynaklar, Harran'da Hz İbrahim'in babası Azer'e ait olan heykellerin olduğu 4 depodan bahsedera





Harran ulu camii
FİRDEVS CAMÜHARRAN ULU CAMİİ
Harran Höyüğü’nün kuzey doğu eteğinde yer alan Ulu Cami, Emevi Hükümdarı LL Mervan tarafından 744-750 yılları arasında yaptırılmıştır Bazı kaynaklarada "Cami-el Firdevs" (Cennet Camii) veya "Cuma Caamii" olarak da geçer Harran Ulu Camii Anadolu'nun en eski, en büyük ve en zengin taş süslemeli camii idi
Mihraba paralel üç sütun sırasıyla dört sahına ayrılamış olan caminin kubbesinin bulunmadığı, üzerinin taamamının ahşap çatıyla örtülü olduğu, bir yangın netiacesinde bu örtünün çöktüğü arkeolojik kazıdan elde edilen buluntulardan anlaşılmaktadır
Bugün caminin kitabeli doğu duvarı, kıble duvarı, mihrabı, cami İç mekanına giren orta kemeri ve kare gövdeli minaresi ayaktadır Zengin taş süslemeli çok sayıdaki sütun başlığı ve kemer taşları gibi mimari parçalar caminin kalıntıları arasındadır





Harran höyüğü
HARRAN HÖYÜĞÜ
Tel İbrahim-İbrahim Tepesi
1885 tarihli Halep salnamesinde bu tepe Tel İbraahim diye adlandırılır
Harran kentinin ortasında yer alan höyükte, ilk arkeaolojik araştırmalara 1951 yılında Türk İngiliz ortak çaalışmalarıyla başlanılmıştır O tarihten 1983 yılına kaadar bu tarihi kente ilgisiz kalınmıştır

HARRAN KAZILARI
1983 yılında Arkeolog Dr Nurettin Yardımcı başakanlığında kazılar yeniden başlamıştır Önce kale ve çevresi temizlenmiştir Burada Emevi, Eyyubi ve Selçukluların ait seramik ve sikkeler bulunmuştur Firdevs (Ulu) Camii ve çevresi temizlenmiş ve Babil Kralı Naabonid' e ait bir stel bulunmuştur Diğer bir buluntu ise birçok adak kitabesinden birisidir Kral Nabonid (MÖ 555-539) Sin Mabedinin yapılışı ile ilgili kitaabedir Ayrıca çok sayıda eski ve orta tunç çağına ait pişmiş toprak figürler, taş ağırlıklar, öğütme taşları ve bronz eserler bulunmuştur
İslami devirlere ait sikkeler, çok kaliteli sırlı ve boyalı seramikler de bulunmuştur
7 yy'dan 13 yy'la kadar olan islami devirlere ait yapılardaki açmalarda ise; dar sokaklar bitişik nizamlı avlulu evler ile kent kalıntısıana ulaşılmıştır Hemen her evdeki su kuyuları, kanalizasayon sistemleri, basamaklı ve kapak taşlı tuvaletler, banyo odaları, değirmenleri, zahire depoları ile düzenli ve ihtiaşamlı bir şehir ve mimari ile karşılaşılmıştır

Hayat-el harrani hazretleri
ŞEYH HAYAT-EL HARRANİ
Şeyh Hayat-el Harrani 12 yüzayılda yaşamış İslam veli ve alimlerindendir Sağlığında kendisini bir çok hükümdar ve komutan ziayaret etmiştir MS 1185 tarihinade Harran'da vefat edince türbesi 1195 tarihinde Harran surlarının kuzeybatı dışarısındaki mezarlıağa inşa edilmiştir Türbe çok saayıda ziyaretçi çekmektedir Hz İbrahim'in babası Azer'in de buaraya defnedildiği söylenmektedir

ÖREN YERLERİ
Aynı yol güzergahında bulunan ve bir günlük tuda igezi1mesi mümkün olan Harran, Han-el Bağrur, Şuayb Şehri, Soğmatar Harabeleri ve Eyyüb Nebi Köyü Urfa'daki ören yerlerinin en önemlileridir




Bazda mağaraları
Bazda Mağaraları
Harran-Han el-Ba’rür yolunun 15 ve 16 km’lerinde, yolun solunda ve sağındaki dağlarda tarihi taş ocakları bulunmaktadır Bunlardan 16 km’de, yolun sağındaki köy içersinde “Bazda”, “Albazdu”, “Elbazde” yada “Bozdağ” Mağarları adıyla anılan iki taş ocağı görülmeye değer özellikler taşımaktadır Çevredeki Harran, Şuayb Şehri ve Han el-Ba’rür yapıları için yüzlerce sene taş alınması neticesinde her iki mağara çok sayıda meydan, tünel ve galeriler meydana gelmiştir Bunlardan bilhassa büyük olanı, yer yer iki katlı bir şekilde oyulmuş ve yükseklikleri 10-15 metreye varan ayaklar bırakılarak ortada meydanlar oluşturulmuştur Ayrıca uzun galeri ve tünellerle dağın çeşitli yönlerine doğru çıkışlar sağlanmıştır
Çok geniş bir alana yayılan dağın dış cephelerinde taş kesilmesi nedeniyle büyük oyuklar meydana gelmiştir Anadolu’nun belki de en büyük en gizemli ve gezilmeye değer bu tarihi taş ocağının belli bölümlerinin 1250 yılında “Abdurrahman el-Hakkâri”, “Muhammed İbni Bakır”, “Muhammed el-Uzzar” gibi şahıslar tarafından işletildiği, kayalara yazılmış Arapça kitabelerden anlaşılmaktadır




Han-el bağrur kervansarayı
HAN-EL BA'RÜR KERVANSARAYI
Selçuklu dönemine ait olan bu kervansaray Harran ören yerinin 20 km doğusundaki Göktaş köyünde bulunmaktadır Yolu şose Olup, otomobil ve otobüsle gidilebilir
Kervansaray’ın kuzey cephesindeki portal kitabesinde 1128-1129 tarihinde EI Hac Hüsameddin Ali Bey İmad Bin İsa tarafından yaptırıldığı yazılıdır
Ticaret kervanlarının konaklaaması için inşa edilmiş olan Han-el Barür klasik Selçuklu kervansarayları planındadır Kervansaray’a giriş kuzey cephesindeki anıtsal portaldan olmaktadır Giriş eyvanının sağında mescit, solunda muahafız odası bulunur Kare avlunun etrafı ahırlar, kışlık ve yazlık odaalarla çevrilmiştir Kuzey batı köşeasinde ise hamam bulunmaktadır
Düzgün kesme taşlardan bir kale görünümünde inşa edilmiş olan bu tarihi yapı günümüzde harab bir duarumdadır Ancak bir bölümü ŞURaKAV tarafından restore edilmiş ve mescidi de ibadete açılmıştır





Şuayb şehri
ŞUAYB ŞEHRİ HARABELERİ
Harran’a 45 km, Han-el Ba’rür Kervansarayına 25 km mesafede tarihi bir kent kalıntısıdır Yolu şosedir, otobüsle gidilebilir
Buradaki yüzlerce kaya mezarı üzerine kesme taşlardan yapılar inşa edilmiştir Bu yapıların bazı duvar ve temel kalıntıları günümüze kadar gelebilmiştir Oldukça geniş bir alana yayılan bu tarihi kentin etrafı yer yer izleri görülebilen surlarla çevrilidir
Şuayb Şehri harabeleri arasında bir mağara ev, Şuayb Peygamberin makamı olarak çok sayıda ziyaretçi çekmektedir


sogmatar

SOĞMATAR HARABELERİ
Harran’a 60 km, Şuayb Şehri’ne 15 km uzaklıktadır Yolu şosedir Otomobil ve otobüsle gidilebilir Soğmatar’da bir höyük ve bunun üzerinde MS II Yüzyıla ait kalenin duvar ve burç kalıntıları ile köy içerisinde tapınak kalıntıları bulunmaktadır
Kökü Harran Sin kültürüne dayanan Sabiizmin ve baştanrı Marilaha’nın kültür merkezi olduğu bilinen Soğmatar ören yerinin en önemli kalıntısı baştanrı ve mukaddes gezegenlere ibadet edilerek kurban kesilen açık hava mabedidirKayadan oyma diğer bir mağara mabedin duvarlarında o dönemden kalma yazılar ve gezegenleri tasvir eden insan rölyefleri bulunmaktadır Ayrıca kalenin batısında bulunan açık hava mabedi üzerindeki kayalarda tanrıları tasvir eden insan rölyefleri ve yazıları işlenmiştir

soğmatar
Sene Mağara (Senem Mağara-Sanem Mağara)
Soğmatar'ın 1 km kuzeyinde yeral, Büyük Sene Mağa Köyü'ndeki mevc mimari kalıntılar i kayadan oyma yapıl burasının Hristiyaı lığın ilk yüzyıllarını önemli bir merkez olduğunu göstermektedir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.