Prof. Dr. Sinsi
|
Kemer-Kumluca Arasi
KEMER-KUMLUCA ARASI
Kemer’den çıkıp Kumluca yoluna, batıya yöneldiğinizde Kemer öncesinde olduğu gibi sizi çok sayıda tatil merkezi yol ayrımı karşılayacak
Çamyuva tatil köyleri ve Naturland Tatil Kompleksi
Çamyuva tatil köyleri için yol ayrımı 4 km’de Çamyuva tatil köyleri de, diğerleri gibi çam ağaçlarıyla deniz arasına çok uygun bir şekilde yerleşmiş Dışarıdan bakıldığında çoğu tesis görülmüyor bile Önce altyapısı ve imar durumu hazırlanıp sonra inşaata izin verildiği için, Kemer bölgesindeki tüm tesislerde doğayla bu uyum, belirgin olarak göze çarpıyor
Kemer çevresinde son yıllarda deniz kıyısı değil de Torosların etekleri popülerleşmeye başladı Çam ormanı içinde denizden biraz yüksekte, doğayla iç içe tatil geçirmek isteyenlere hitap eden tesisler ve yazlık konutlar yapılmaya başlandı
Bu tesislerden biri ve belki de en görkemlisi, Çamyuva sırtlarında, denizden biraz yukarıda, 150 dönümlük bir arazi üzerine kurulmuş Naturland Tatil Kompleksi Müstakil konutlar birbirinin önünü kesmeyecek ve birbirine bakmayacak şekilde konumlandırılmış Kirli havadan, betondan, hormonlu yiyeceklerden uzak bir yaşam tarzı ve tatil arayanlar için her şey düşünülmüş İnşaatta ağırlıkla ahşap ve taş kullanılmış Tesis yönetimi, çevredeki çiftliklerle hormonsuz, kimyasal madde, suni gübre kullanmadan üretim için anlaşmalar imzalamışlar Devre mülk apartlarda kalanlara tavuk köyünde kendi tavuklarını yetiştirmek ve yumurtalarını almak için özel kümesler tahsis edilmiş Süt işleme ünitesinde doğal süt ürünleri yapılıyor
Koku saçan bitkilerden oluşan koku bahçesi, seyir terasları, yürüyüş alanları, binicilik kulübü, sera, değirmen, gösteri yeri, karaca, keçi, inek, kuş, ördek ve kazlarö özel bölümler, doğal ürünlerin satıldığı "naturshop", Kemer sahilini terastan seyretme olanağı sağlayan fincan biçimli cafe, gürültü ve kirliliğe yol açmayan akülü araçlarla taşıma, denize yatay asansör ve daha sayamadıklarımız  İşte Natürland
Gezi / Türkiye’nin Bütün Otelleri kitabına bakınız
Phaselis
Kemer’den çıktıktan 12 km sonra solda Phaselis tabelasını göreceksiniz Sapaktan dönüldüğünde karşınıza çıkacak ören yeri bölgenin en etkileyici antik kentini çevreliyor Phaselis antik kenti sapaktan 1 km içeride ve deniz kenarında Asfalt yol antik kent girişine kadar gidiyor Girişte park yeri var
Rodoslular tarafından M Ö 693 yılında bir liman kenti olarak kurulduğu bilinen Phaselis’in üç limanı bulunuyor Girişte karşınıza çıkan antik liman, kuzey liman diye adlandırılıyor Hemen yanı başında ve sağda küçük orta liman ve liman caddesinin bitiminde de güney liman yer alıyor
Kent tümüyle çam ağaçlarıyla kaplı Bu nedenle yazın sıcak günlerinde bile rahatlıkla dolaşabilirsiniz
Şehrin tarihi hakkında söylenebilecekler kısaca şöyle: Rodosluların egemenliği kısa süreli Pers ve İskender yönetimleri dışında M Ö 160’a kadar devam ediyor
Sonra da Lykia birliğine katılıyor Phaselis uzun süre korsanların saldırısı altında kalıyor Kısa bir dönem Korsanlar şehir yönetimini ellerine geçiriyorlar ama Romalı komutanlar Korsan egemenliğine son veriyorlar
Phaselis Bizans döneminde bir piskoposluk merkezi olarak öne çıkıyor M S 3 yüzyıl sonrasında da önemini yitiriyor
Şehirde görülebilecek başlıca kalıntılar ise şöyle:
Şehri, denizden saran ve korsan saldırılarına karşı korunmak amacıyla yapılmış surlar, hemen girişte karşınıza çıkacak su kemerleri, orta ve güney limanı birbirin=e bağlayan liman caddesi, caddenin güney liman girişinde Hadrian kapısı ve caddenin deniz tarafında küçük bir tepeye sırtını dayamış tiyatro, tepede akropol ve güney limanın yanında agora
Phaselis’ten çıkıp Kumluca yönüne devam ettiğinizde, Kemer’den itibaren 15 km’de Tekirova tatil merkezi sapağıyla karşılaşacaksınız Çok sayıda otel ve tatil köyünün bulunduğu Tekirova da planlı bir yapılaşmayla gelişti Otellerin çevresinde de cafeler, lokantalar, marketler var (Tekirova ve diğer Kemer otelleri için Rehber bölüme bakınız)
Tekrar Kumluca yoluna dönüyoruz Yol bundan sonra iyice denizden uzaklaşıyor ve yükseliyor Ama çevredeki yeşillik devam ediyor Yolun 17 km’si, karayolları tarafından Yarıkpınar Dinlenme Parkı olarak düzenlenmiş Çeşme ve piknik masaları var
Beycik çevresinde "doğa ile içiçe tatil siteleri!"
22 km’de sağa ayrılan bir toprak yol ve bir de tabela göreceksiniz Tabelada "Beycik köyü ve  dağ club" yazıyor Biz merak ettik girdik Taşlı tozlu yolla bir süre tırmandık (Şimdi asfaltlanmış olabilir) Beycik bir dağ köyü Tahtalı dağının çam ormanıyla kaplı eteklerinde kurulmuş ve ikinci konutçularımız tarafından herkesten önce keşfedilmiş Kooperatifler çok sayıda konut inşaatına girişmişler Bir bölümü bitmiş Doğayla içiçe, kıyının sıcağından uzak bir mekan arayanlara pazarlıyorlar Devre mülk olsa gene iyi Ama yılda bir yada iki kez gelinen, en fazla 1 ay kalınan ve sonra da terkedilen, giderek bakımsızlıktan çürüyen bu evlere, kim ve neden dünyanın parasını verir anlamak gerçekten güç
Dip dipe nizam yapılan evlerde nasıl doğayla iç içe yaşanabilir ki? Olan doğaya, o güzelim çam ağaçlarına oluyor
(Doğayla uyumlu, tek katlı ahşap evlerden oluşan siteler de var Onlara haksızlık etmeyelim) Buralara kadar çıkmışken (ya da sadece bunun için de buraya gelmeye değer) Narlı Alabalık Tesisleri’ne veya iki yıl önce hizmete giren Club Akman Dağ Tesislerine uğrayın
Beycik sapağından 4 km içeride, ormanla kaplı vadi ve uzakta denizi gören panaromik manzaraya sahip olan her iki tesis, yazın sıcak günlerinde değişiklik arayanlar için cazip olabilir Narlı alabalık tesislerinin havuzlarında yetiştirilen alabalıklar, lokantada pişirilip (isteyene kiremitte) servis yapılıyor Havuza gelen buz gibi kaynak suyu tesisin yanından çıkıyor Balık yanında odun ateşinde pişirilen üzeri susamlı ekmeği istemeyi unutmayın
Club Akman Dağ Tesisleri’nin konumu daha da etkileyici Dik yükselen bir yamaca kurulmuş Seyir terasları yapılmış Daha çok yabancı turist gruplarına yönelik hizmet veren tesise münferit girişler de mümkün Tesiste bir açık havuz, restaurant ve bar bulunuyor Kapalı alanı da var
Ulupınar
Gürül gürül akan su kenarında ve gölgelikler içinde alabalık ya da sac kavurma yemek isteyenler için bir başka alternatif daha var
Bunun için tekrar Kemer Kumluca yoluna dönüp devam etmek gerekiyor Ulupınar sapağı Kemer’den sonra 25 km’de Ya sola ayrılan yola girip yaklaşık 2 km sonra Ulupınar’daki tesislere girin, ya da Kumluca yolundan ayrılmayıp 27 km’de soldaki günübirlik tesiste konaklayın Her tesiste kocamış bir çınar, çınarın ortasından fışkırarak boşalan azmak var Birinde de alabalık havuzları bulunuyor Hangisine girerseniz girin, saç kavurma ya da alabalıktan sonra eğer mevsim uygunsa ve fazla kalabalık yoksa, kavun istemeyi unutmayın Çekirdekleri çıkarılmış yarım kavunun içine dondurmalı bir meyva kokteyli koyuyorlar ve nefis bir yaz tatlısı oluyor Azmaktan boşalan su yaz sıcağında da buz gibi Şişelerle, damacanalarla satınalınan ve üstelik temizliğinden kuşku duyulan suya alışkın kent insanı için ayağınızın altından coşkuyla akıp giden suya maşrapayı daldırıp içmek şaşırtıcı bir haz veriyor
Çıralı
Kumluca yönünde Kemer’den sonra 28 km’de sola Çıralı ayrımı var Yakınlarındaki Yanartaş (Chimaera) ve Olympos antik kentleri nedeniyle son yılların gözde tatil beldesi durumuna gelen Çıralı köyü sapaktan 7 km sonra ve deniz kenarında
Yol asfalt ama dar ve virajlı Virajlı da olsa, ilkbahar ve yaz aylarında bu yolun aaafini çıkarmaya bakın Çünkü yola paralel bir dere akıyor Yeşillikler içinden akan suyun çağıltısını dinlemek ve yoğun şehir yaşamından iyiden iyiye uzaklaşmak için kısa bir mola verin Oturun suyun başına ve kocamış bir çınar ağacının altına Ha, fotoğraf makinanızı da unutmayın Sevdiklerinizin de içinde olduğu fotoğraf karesini, çok hoş bir anı olarak saklayacaksınız çünkü
Çıralı’da çok sayıda pansiyon ve kamping alanı var Turunç ve portakal ağaçlarının arasına dağılmış tesisler kumsal boyunca dizilmişler Her gün de yenileri ekleniyor
Çıralı’nın küçük beyaz taşlarla bezeli kumsalı ve koyu mavi temiz denizi tatilcilerin ilgisini çekiyor Kilometrelerce uzunluktaki kumsalda diğer tatil yörelerinden farklı olarak bir insan kalabalığı hiç mi hiç göze çarpmıyor
Nerede kalabilirsiniz?
Çıralı’da yaklaşık 500 kişi kapasiteli 50-60 pansiyon var Pansiyon odalarında duş-tuvalet mevcut
Çıralı’daki pansiyon, kamping ve otellerden birkaçının telefonunu aşağıya not ediyoruz Bir yeri tavsiye etmek için değil, sorup fikir alasınız diye
Blue&White Tatil Evleri - (242) 825 70 06 ,Çıralı Pansiyon - 825 71 22 (3 hat), Olimpos Pansiyon - 825 71 01, Orange Pansiyon - 825 71 28 Lodge Otel, 825 70 50 (Denize sıfır tek otel), Green Point Kamping - 825 71 82 (elektrik, su ve restoran hizmetleri var)
Blue&White için Türkiye’nin Bütün Otelleri kitabına bakınız
Yanartaş (Khimaira)
Çıralı girişinde köprüden geçtikten sonra sola dönüp pansiyonların ve portakal ağaçlarının arasından geçen toprak yola girin Sizi Yanartaş-Khimaira ören yerinin girişine kadar götürecek toprak yol 3 5 km sürüyor Arabayla ya da yürüyerek gidebilirsiniz Yol, Çıralı’dan çıktıktan sonra bir açıklığa geliyor ve sola kurumuş dere yatağına yönelmek gerekiyor Arabaların açtığı yolu izleyin yeter
Ören yeri girişi çam ormanının gölgeliğinde Bir çeşme ve yiyecek-içecek şeyler satan köylülerin kurduğu çardak var Yaz kış suyu soğuk olan çeşmeye, dönüşte ihtiyacınız olacak
Ören yeri girişinden Yanartaş’a hafif eğimli patika yolla çıkış yaklaşık yarım saat sürüyor Biz saydık, ortalama 1200 adımda çıkılıyor Yukarıdaki antik kenti Khimaira’nın sakinleri de bu patika yolu kullanmışlar Yoldan çekinip sakın geri dönmeyin Her şeyden önce patika hep ağaçların gölgesinde Arada bir durup vadiyi ve uzaktan Çıralı sahilinin doyumsuz güzelliğini seyredip soluklanabilirsiniz
Khimaira antik kenti kalıntıları ve hemen yukarısındaki volkanik alan size tüm yorgunluğunuzu unutturacak
Bir Lykia kenti olan Khimaira ile ilgili fazla bir bilgi yok elimizde 5 yüzyılda yapılan üç nefli kilise, örenin girişinde bulunuyor
Yeraltından çıkan ateşlerin kutsal sayılması Homeros metinlerine dek dayanır Buna göre Khimaira adlı canavar, soludukça ağzından ateşler çıkmaktadır Kanatlı ata, Pegasos’a binerek canavarı öldürmeye çıkan Bellophontes ise başarılı olur Hıristiyan folklorunda da Aziz Yorgi aynı biçimde bir atın üstünde ağzından ateşler çıkan bir canavarı yokederken betimlenmektedir Khimaira’ya kilise inşa edilmesinin nedeni belki de budur
Gerçekten de, kent kalıntılarının hemen üzerindeki 100 m çaplı volkanik alanda hiç sönmeyen ateş antik çağlardan beri yanıp duruyor Alevler, bir doğal gaz kaynağının yeryüzüne çatlaklardan çıkmasıyla oluşuyor Çatlaklar depremlerle oluşmuş Eskiden gücü daha fazla olan ateş, daha sonra sayısı daha çok ama gücü az alevlere ödönüşmüş Gündüz saatlerinde belli belirsiz olan alevleri akşam üzeri seyretmek daha etkileyici
Olympos
Çıralı’ya dönüp daha önce üzerinden geçtiğiniz köprüye geldiğinizde, köprüden geçmeyip dereye yönelin Yaz aylarında dere suyu iyice azalıyor Arabanızın altı yük:-):-):-):-)e geçebilirsiniz Ama bu defa biraz ilerde kumsal başlıyor En iyisi siz arabanızı derenin Çıralı tarafında bırakın ve yürüyün
Olympos antik kentinin güney girişi, yaklaşık 500 metre ileridedir
Ören yerinin ana girişi ise Adrasan yolu üzerindedir Bu giriş kapısına araçla gelmek mümkün Bunun için Kemer-Kumluca karayolunun Çıralı sapağından yaklaşık 50 metre sonraki Çavuşköy sapağından sola dönmek gerekiyor Yaklaşık 11 km sonra da solunuzda Olympos tabelasını göreceksiniz Çam ormanı, portakal bahçeleri ve ağaçların tepesine kurulmuş tahta evlerden oluşan ilginç konaklama alanlarının arasından geçen yol ören yerinin giriş kapısına kadar geliyor
Akçay deresinin iki yanına kurulmuş antik kent son derece etkileyicidir Kentin iki yakasını birleştiren antik köprülerden eser kalmamış Karşı yakada bulunan Tiyatro, hamam yapıları, bazilika gibi kalıntıları görebilmek için sudan geçmeyi göze almalısınız Öreni ayrıntılı keşif için saatler ayırmaya değer
Kuruluşu Helenistik döneme ulaşan Olympos, Lykia Konfederasyonunun üyesiydi Adını 2375 metre yüksekliğindeki Tahtalı dağından alıyor Olympos Anadolu ve Ege’deki dağ zirvelerinin ortak adı dır Bir denizci kenti olan Olympos, bir süre korsanların egemenliğinde kalmış ve tıpkı Phaselis’te olduğu gibi Roma komutanı İsauricus tarafından kurtarılmış
Limanın uygunluğu ve gemilerin Akçay üzerinden kent içine kadar girmesinin yarattığı olanaklarla Roma döneminde zenginleşmiş Bu parlak dönem M S 3 yüzyıla kadar sürüyor ve sonra kent Ceneviz ve Venedik’li korsanlar tarafından kullanılıyor
Şehri gezmeye deniz tarafından başlayalım Sağda dik bir yamaçla yükselen tepede akropol var Akropol’e dönüşte çıkmak üzere yola devam ediyoruz Sağda, anıtsal bir mezar gözünüze çarpacak 1992 yılında Antalya Müzesi tarafından yapılan kazılar sonucu çıkarılmış anıt mezar Kaptan Eudomos’a ait Lahtin üzerinde bir tekne kabartması ve bir de Eudomos anısına bir yazı var (Kabartmanın bir bölümü parçalanmış )
Yazı şöyle Türkçeleştirilmiş:
"Son limana girdi demirledi çıkmamak üzere
Çünkü ne rüzgardan, ne de gün ışığından medet var artık
Işık taşıyan şafağı terkettikten sonra Kaptan Eudomos
Oraya gömüldü gün misali kısa demirli gemisi
Kırılmış bir dalga gibi"
Yola devam ediyoruz Sağda kaynak suyu var Yaz kış soğuk olan suyu içilebilir Zaten Olympos’un her tarafından su çıkıyor Son derece sulak bir alanda şimdi antik kent kalıntıları Çevresi de bitki örtüsüyle kaplı Rehber olmaksızın bitki örtüsü arkasında kalan kimi kalıntıları görmeden geçmek mümkün
Solda dere yatağı var Suyun bol olduğu ilkbahar aylarında karşı kıyıya geçmek zorlaşıyor Ama yazın böyle bir sorun yok Dere üzerinde Antik dönemden kalma bir köprü var ama yalnızca bir ayağı kalmış Dere yatağı Mayıs sonrasında zakkumlarla bezeniyor
Derenin karşı tarafında Bizans bazilikası görülüyor Karşıda ayrıca 3000 kişilik tiyatro varmış ama yalnızca kapısı ayakta kalmış Yolun devamı, ören yerinin diğer giriş kapısına gidiyor Şimdi geriye dönelim ve ağaçların arasındaki patika yola girelim Patika yol Roma tapınağına çıkıyor Tapınağın kapısı ayakta Kapı girişinde bir heykel kaidesi var ve bu kaidenin üzerinde Roma İmparatoru Marcus Aurellius’un heykelinin olduğu anlaşılıyor Tapınak da onun anısına yapılmış
Patika yolun solu sular altında ve sazlık Altı şehir agorasıymış Yolda geçilen bir kapı kilise ve tapınak kalıntılarına açılıyor Patika bir süre sonra şimdi kurumuş olan antik su yoluna giriyor Su yolunun sonunda anıtsal mezar ve 2 kaya mezarı görülebilir 1992 yılında yapılan kazı sırasında Roma dönemine ait olan ve 5 yüzyıl sonlarına kadar kullanılan mozaikli bir yapı ortaya çıkarılmış Zeminindeki harika mozaikler, ödenek ayrılıp çevre koruması sağlanamadığı için kumla örtülmüş
Yeterince ödenek ayrılmaması, Türkiye’nin bu önemli tarihi zenginliklerinin gereği gibi korunup gelecek kuşaklara aktarılmasını engelliyor Antik kentlere giriş için ödenen ücretlerin yarısı bile bu kentlerin korunup iyileştirilmesi için harcansa sorun çözülebilecek ama ne yazık ki bu gerçekleşmiyor
Olympos’ta son durak Akropol Patikanın bitiminde solda yaklaşık 50 metre yüksekliğindeki Akropol’e mutlaka çıkın Nefis bir manzarayla karşılaşacaksınız Bir yanda yeşillikler içindeki Olympos kenti kalıntıları, öte yanda ise kilometrelerce uzunluktaki Çıralı sahili Yorgunluğunuza değdiğini düşüneceksiniz
Adrasan
Olympos-Adrasan ayrımından 18 km sonra Adrasan köyüne (Çavuşköy), 4 km sonra da Adrasan koyuna ulaşacaksınız
Adrasan koyu, 2 km uzunlukta bir kumsala sahip Koyun çevresi çam ağaçlarıyla örtülü Açık denize karşı korunaklı bir doğal liman görünümünde olduğu için balıkçılık gelişmiş Ayrıca mavi yolculuk tekneleriyle günübirlik gezi tekneleri Adrasan koyuna mutlaka uğruyorlar
Adrasan’ın sıcağı bunaltıcı değil Öğleye kadar denizden, öğleden sonra da karadan esen rüzgar sıcağın kavurucu etkisini bir ölçüde azaltıyor
Gezi tekneleri Adrasan’dan çevredeki ada ve koylara günübirlik turlar düzenliyorlar Adsanan’a 1 saat uzaklıktaki Suluada, Sazak ve Ceneviz koyları, Olympos antik kenti günübirlik tekne turlarının uğrak yerleri arasında bulunuyor
Suluada’dan çıkan suyun aç karnına içildiğinde böbrek taşlarını düşürücü özelliği olduğu iddia ediliyor (Adrasan’daki köylüler, bunun bizzat kendi deneyleriyle sabit olduğunu söylediler ) Adanın batısında, mozaik görünümlü siyah-beyaz taşlarla bezeli kumsalda denize girmek aaaif verici Kuzeydeki Sazak limanı da öyle Doğal görünümü etkileyici kapalı bir koy olan Sazak limanı doğal bir havuz gibi Çok güzel kumsalı olan bir plaja sahip Buranın da suyu ünlü Bağırsaklara iyi geldiği söyleniyor Sazak koyuna karadan da ulaşılabiliyor
Adrasan’dan tekne turu sabah 10’da başlıyor öğleden sonra 4-5 gibi sona eriyor
Adrasan, dalmaktan hoşlananlar için de uygun Su 25 metre görüş uzaklığına izin veren temizlik ve netlikte Zıpkınla avlanacak balık çeşitleri de diğer yerlere göre fazla Adrasan koyuna girişte, Gelidonya burnu’nda 3500 yıl önceden kalma bir Fenike batığı bulunuyor ABD’li deniz bilimcisi George Bas’ın batıktan çıkardığı antik anforalar Bodrum Sualtı Müzesi’nde sergileniyor Tüplü dalış bu bölgede yasak Ancak teknelerle 1 5 saat uzaklıkta bulunan Üçadalar kıyılarında dalmak serbest
Sahilden 4 km içerdeki Adrasan köylüleri seracılıkla uğraşıyorlar Her mevsim taze sebze bulmak mümkün
Adrasan ‘ın postanesi, bakkal ve marketi var Ama banka yok
Adrasan henüz ülkemizde yeterince tanınmıyor Bu nedenle de hala sessiz, hala bir köy havasında Ya köylü sıcaklığı ve misafirperverliği? Turizm insanları öylesine hızla değiştiriyor ki O nedenle kesin bir değerlendirme yapmak zor En iyisi Adrasan’a gidin ve değerlendirmeyi siz yapın
Adrasan-Kumluca
arasındaki koylar
Adrasan’dan Kumluca’ya devam edildiğinde başka koylarla da karşılaşabilirsiniz Bu koylardan biri de Adrasan çıkışından 7 km sonra ulaşılabilecek Karaöz köyünün ve tatil sitesinin bulunduğu Karaöz Koyu’dur Karaöz koyu Adrasan kadar büyük değil Ama az kumlu da olsa sahili, denizi, lokantaları ve köy içindeki ev pansiyonlarıyla tatil için değerlendirilebilir Karaöz’den yürüyerek gidilebilecek Papaz ve Korsan koyları var Bu koylarda doğayla başbaşa denize girmek ve piknik yapmak mümkün Karaöz’e Kumluca’dan Beykonak ve Mavikent üzerinden de gelebilirsiniz (Aynı şekilde Adrasan’a da) Karaöz için Kumluca’dan 16 5 km sonra sağa dönmek ve 4 km daha gitmek gerekiyor Kumluca’dan Adrasan köyü 23, koyu da 27 km sürüyor
Kumluca ve çevresi
Kumluca ilçe merkezinin turistik bir önemi yok Finike’den başlayan ve Kumluca’ya kadar devam eden portakal ve turunç bahçeleriyle seracılık Kumlucalıların temel geçim kaynağı
Kumluca çevresinde üç antik yerleşimden söz edilebilir Kumluca şehir merkezinin 2 km kuzeyinde Hacıveliler köyü yakınlarındaki Corydella bunlardan biri Ama bu antik kent büyük ölçüde tahrip olmuş Taşları taşınmış ve bir bölümü çevredeki köylerin ve Kumluca’nın evlerinin temellerinde kullanılmış
Görülebilecek kalıntılar açısından biraz daha zengin olan Rhadiopolis’e Hacıveliler köyünden gidilebilir 3 km’lik toprak yol oldukça kötü Ancak 4 x 4 ciple çıkılabilir Yanınıza köylerden rehber almanızda da yarar var
Bir Lykia şehri olan Rhodiapolis çam ağaçlarıyla örtülmüş Şehrin ortasında küçük bir tiyatrosu var Tiyatronun kuzeyinde Bizans kilisesi, tepede de Helenistik kule bulunuyor
Tiyatrosunun ve diğer kalıntılarının taşlarının sökülüp ev yapımında kalınıldığı bir diğer antik yerleşim de Kumluca’nın güneydoğusunda Beykonak-Mavikent yoluyla gidilebilecek Gagae’dir Gagae Kumluca’dan 16 km uzaklıkta
KEMER-ANTALYA ARASI
Kemer-Antalya arasında Palmiye, Göynük ve Beldibi tatil merkezleri birbiri peşisıra sıralanıyor Her biri altyapısı hazırlanıp planlanmış alanlara yapılan tatil köyleri, 5, 4, 3 yıldızlı otellerle dolu bu tatil merkezlerinde daha düşük nitelikli otellerle pansiyonlar da yer alıyor Her tatil merkezi, tatilcilere hizmet veren lokanta, bar, market ve alışveriş yerleriyle çevrili
Yeşillikler içindeki bu tatil merkezlerinin arasında sık aralıklarla dolmuşlar çalışıyor Dolmuş seferleri hem Antalya’dan hem de Kemer’den yapılıyor
Palmiye tatil köyleri Kemer’den 2 km uzaklıkta (Antalya’dan 36 km) Göynük tatil merkezinin Kemer’den uzaklığı 6, Antalya’dan 31 km Beldibi tatil merkezi ise iki bölümlü İlk bölümü Antalya’dan itibaren 22 km’de başlıyor
Kemer ile Antalya arasında günübirlik yararlanabilecek çok sayıda piknik ve plaj alanı var Kındıl Çeşme günübirlik kamp ve plaj alanı Kemer’den 1 km sonra Kemer’le Antalya’nın tam ortasında Kargıcak 1 ve 2 günübirlik kamp ve plaj alanı var Büyükçaltıcak ve Küçükçaltıcak ise Antalya’ya yakın (Antalya’dan 13 km )
Her biri orman içinde bulunan ve yapılaşma bulunmayan günübirlik alanlarında piknik yapabilir, denize girebilirsiniz Ateş yakılabilecek ocaklar ve oturma masalarından yararlanabilirsiniz
Orman içi piknik alanları Olympos-Beydağları Milli Parkı içinde ve koruma altında tutuluyorlar
Kemer-Antalya arasında Akyarlar Tüneli’ni göreceksiniz Tünelin yanından yayalar için ayrı bir yol açılmış Eğer yukarıdan başınıza bir taş parçası düşme riskini göze alırsanız bu yaya yolunu kullanabilirsiniz Nefis bir Antalya manzarası olacak önünüzde
Aslında bu manzara Beldibi’ni geçip te Antalya’ya yaklaşmaya başladığınızda sizi hep izleyecek Antalya’dan Kemer’e kadar yapılacak bir tekne turunun daha da aaaifli olacağını not etmekte yarar var
Beldibi mağarası
İçinde paleolitik, metolitik ve neolitik çağ katlarını en iyi yansıtan buluntular çıkarılan Beldibi mağarası görülmeye değer Antalya’dan 22, Kemer’den 15 km uzaklıktaki Beldibi köyü yakınlarında, denizden 300 metre yükseklikteki mağara 1959 yılında bulunmuş ve kazı çalışmaları başlamış Yukarı ve aşağı mağara olarak iki bölümden oluşan kaya sığınağının çevresindeki kayalar üstünde, boyayla yapılmış insan ve hayvan resimleri görülüyor Bir de kaya üstüne kazınmış koşan bir geyik resmi var
Resimler  

Naturland, doğal ürünlerle doğal yaşamı savunuyor ve uyguluyor

Phaselis dış limanda, tekneler

Phaselis iç limanı

ve iç liman kıyısında kalıntılar

Olimpos dağı eteklerinde pastoral görüntüler

Toroslardan inen kaynak suları, alabalık yetiştirmek için uygun ortam sağlıyor

Çıralı sahilleri, Kemer’in diğer turizm merkezlerinin kalabalığından oldukça uzak

Khimaira antik kentinde üç nefli kilise kalıntıları

Ve hemen üstündeki volkanik arazide (Yanartaş) ateş, yüzyıllardır yanıyor

Olimpos antik kenti yazın suyun serinliğinde rahatlıkla dolaşılabiliyor Ören yerinin akropolüne çıkmayı unutmayın

Olimpos ve Çıralı koylarında her zaman tekneler vardır

Olimpos ören yerinde kalıntılar arasında

Adrasan sahilinde küçük pansiyon ve oteller sıralanıyor

Adrasan koyu çepeçevre çam ormanıyla çevrelenmiş

Küçük otel ve pansiyonlarda yakın bir ilgi ve bol deniz ürünü bulacaksınız
|