Termessos-Düzlerçami-Karain Magarasi

TERMESSOS-DÜZLERÇAMI-KARAİN MAGARASI

Antalya’da en az yarım gününüzü ayırmanız gereken bir tur önerimiz var Zamanınız varsa 1 güne çıkarın, gününüzü hiç te boşa harcamış olmayacak, çok hoşnut kalacaksınız

Düzlerçamı-Güveruçurumu

Turumuza Düzlerçamı-Güveruçurumu’ndan başlıyacağız

Antalya merkezden yola çıkıyor ve Burdur yoluna giriyoruz Kepezüstü’nden sonra Korkuteli ayrımından sola döneceğiz

Gidişte ya da dönüşte, Kepez bölgesinde Keptur Tesislerine uğrayabilirsiniz Çam ormanı içinde, çevreye uyumlu bir tesis Keptur Hem iyi bir lokantası, hem de konakalamak için oteli mevcut Zengin mutfağından seçim yapabilir, ya da alabalık isteyebilirsiniz

(Keptur, Tel: 332 06 85)

Kepez-Korkuteli ayrımından girdikten 17 km sonra solda Düzlerçamı Ormaniçi Piknik Alanını göreceksiniz

Bu bölge önceki yaz başında çıkan büyük bir yangın felaketini yaşadı Binlerce hektarlık çam alanı kül oldu Ama ne mutlu ki, Piknik alanı girişinden Güveruçurumuna kadar olan bölge yangından fazla etkilenmedi

Düzlerçamı orman alanı, çam ormanının serinliğinde yürümek için çok uygun yürüyüş güzergahlarına sahip Girişte sağda alageyik üretme sahası var Çitlerle koruma altına alınmış bu sahada 20’den fazla alageyik bulunuyor Yangından geyikler de etkilendiler Şansınız varsa birkaçını görebilirsiniz

Orman alanının en etkileyici bölümü güveruçurumu kanyonu ile başlıyor 44 km uzunluğundaki kanyon için iki seyir terası hazırlanmış En uç noktada bulunan ikinci seyir terasında bir yanda zemininden küçük bir akarsunun geçtiği kanyonun en derin bölümünü (110 m), öte yanda panoramik Antalya manzarasını seyredebilirsiniz

Güveruçurumu kanyonu Antalya’nın üzerinde kurulduğu tipik traverten yapının (su taşı) akarsular tarafından aşındırılmasıyla oluşmuş Kanyonla ilgili bilgi veren tabelada bu oluşumun 1 milyon yıl önce başladığı yazıyor

Kanyon boyunca 45 km’lik bir toprak yolun bulunduğunu ve son seyir terasına kadar arabayla da gidilebileceğini hatırlatalım

Düzlerçamı piknik alanından çıkıldığında, ana yola dönmeden önce solda bir Alabalık çiftliği ve lokantası tabelası göreceksiniz Toprak yolla 7 km gidildikten sonra karşınıza çıkan bu çiftlik ve lokanta soluklanmanız için iyi bir fırsat Kavak ağaçlarının serinliğinde alabalık ya da saç böreği yiyebilirsiniz Dilerseniz yemek öncesinde çiftliğe yakın Gürkavak piknik alanına ve biraz daha zaman ayırırsanız su çağıltıları arasında Mecine Kanyonuna bir gezi yapabilirsiniz

Alabalık çiftliğine, Termessos antik kentinden yürüyerek de ulaşılabiliyor Kendine güvenenlerin yaklaşık 2 saatte alabilecekleri bu yol, park görevlilerinin açtığı patikayla gymnasium önünden başlıyor ve antik kalıntılar eşliğinde Karaman vadisine inip Gürkavak mevkiine kadar geliyor Gürkavak, asırlık çınar ağaçlarının ve su kaynağının bulunduğu bir piknik alanı Alabalık çiftliği de bu alana yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta

Güllük Dağı - Termessos Milli Parkı

Tekrar Antalya-Korkuteli yoluna dönüyoruz Korkuteli’ne doğru 65 km gittikten sonra sağda Karain mağarası yol ayrımı, solda ise Güllük Dağı-Termessos Milli Parkı girişi var Karain Mağarası sapaktan 11 km uzaklıkta Ama dilerseniz önce Termessos’u gezelim, Karain’i sonraya bırakalım

Milli parka giriş ücretli Giriş kapısı çevresi piknik alanı olarak düzenlenmiş Bir de park sınırları içinde yaşayan hayvan ve bitki türlerinin vitrinler içinde sergilendiği müze var Mutlaka gezin

Kapıdan sonra ören yeri park sahasına ulaşmak için biraz virajlı ve dar ama asfalt yolla 85 km tırmanmalısınız Yürüyerek çıkmanızı öneremiyoruz çünkü enerjinizi antik kenti dolaşmak için saklamanız gerekiyor

Park yerine kadar asfalt yol boyunca kent kalıntılarıyla karşılaşacaksınız Şehir duvarlarının ve kral yolu olarak adlandırılan antik yolun kalıntılarıdır bunlar

Termessos, Beydağlarının uzantısı olan Güllük dağının iki tepesi arasına kurulmuş Deniz seviyesinden 1050 metre yükseklikte olan ve çok geniş bir alana yayılan kentin Türkiye’nin en iyi korunmuş arkeolojik yerleşimlerinden biri olduğu söyleniyor Kentin ne zaman kurulduğuna ilişkin kesin bir bilgi yok Ancak eski yazıtlarda Termessos’lular kendilerinden eski bir Pamphylia kavmi olan Solim’ler diye söz ediyorlar Bir tür Psidia lehçesi sayılan ve kendilerine özgü olan bir dil konuşuyorlar Tarih sahnesine çıkmaları ise Büyük İskender’in kenti kuşatmasıyla, MÖ 334 tarihinde oluyor İskender’in bu cesur halka dokunmadığı, kalelerinde bıraktığı ve Anadolu’nun içlerine doğru yürüdüğü yazılıyor

Kent, Helenistik ve Roma dönemlerinde refah içinde yaşamış Hıristiyanlık dönemiyle ilgili bilgi bulunmuyor

Kenti dolaşmayı dar zamana sıkıştırmamakta yarar var Çünkü önünüzde tırmanacak dik bir patika uzanıyor Kalıntılar büyük ölçüde sık makilik ve ormanlık alan içine dağılmış durumda Rehbersiz neyin nerede olduğunu bulmak biraz zor ama park alanında şehrin genel planı olduğunu hatırlatalım Aşağıda çevreye baktığınızda göreceğiniz ilk kalıntı ise Hadrianus Tapınağı Tapınağın sütunlu kapısı ayakta Patikayı izlerken Kral yolu ve su sarnıcının yanından geçiyorsunuz

Patika yol tepede agoraya çıkıyor Douya doğru Gymnasion ve tanımlamayan bir yapı bulunuyor Yola Agora’nın batı kenarından devam ediyoruz Agoranın batı kenarını oluşturan yapı Attalos Stoası Bergama kralı Attalos II tarafından Dor düzeninde ve arazinin eğimine uygun inşa ettirilmiş Agoranın doğu kıyısı ise Osbaras adında bir kent yurttaşının armağanı olan stoa Agoranın güney köşesinde iyi durumda, 10 metreyi geçen duvarları ile boulevterion bulunuyor

Pencereleri ile aydınlanan yapının 25 metreye varan genişliği ahşap bir çatı sistemi ile kapatılıyor olmalıydı Boulevteriona göre daha da güneyde ve uçuruma bakan kesimde Antoninler döneminde, 2 yüzyılda 6x11 sütunlu inşa edilmiş Dor düzeninde bir yapı yeralıyor Tapınağın kentin baş tanrıçası Artemis’e sunulduğu bir yazıta dayanarak ileri sürülüyor Artemis tapınağının hemen yanında bulunan küçük tapınak, geç Roma döneminde inşa edilmiştir Boulevterionun batı arkasında görülen bir başka yapı ise Zeus Solymeus tapınağıdır Pamphilyalılar kendilerine "Solimyalılar" diyorlardı Zeus’un buradaki sanı da kent halkının kökenini göstermesi açısından önemli

Tepedeki kalıntıların sonuncusu uçurumun kenarına inşa edilmiş tiyatrodur 4200 kişilik olarak hesaplanan yapı, Hellenistik dönemden Yarım daireyi geçen oturma yerleri ile uçurum manzarasında yeryüzünde bilinen en ilginç arka planı olan tiyatro sayılıyor

Dönüşü aynı yoldan yapmayın ve kentin gymnasion ile agora arasından geçip batıda sarp kayalıkların altından geçen patikaya girin Kaya mezarları ve ilginç kaya şekilleriyle sık bitki örtüsü arasından geçen yol başladığınız noktaya, Hadrian Tapınağı’nın yanıbaşına indiriyor

Kısacası Telmessos bölgenin gezmeye değer en etkileyici antik kantlerinin başında geliyor

Mutlaka zaman ayırın

Karain Mağarası:

Karain Mağarası için Korkuteli yoluna iniyor ve Milli Park girişinin karşısındaki sapaktan sola dönüp 11 km yol alıyoruz (Antalya’dan gelirken sağa dönülüyor)

Döşemealtı bucağının Yağca köyü yakınındaki mağara bir ilkçağ yerleşmesi Mağara Şam (Katran) dağının Akdeniz’e bakan yamacında dar giriş ve geçitlerle birbirine bağlı üç boşluktan oluşuyor Girişteki boşluk yaşam, ikinci boşluk mezar alanı, üçüncü boşluk ise geçişinin dar olması nedeniyle sığınak ve mezarlık olarak kullanılmış olmalı Kademeli olarak derinleşerek birbirini izleyen daha küçük ikinci ve üçüncü boşluklarda sarkıt ve dikitler görülebiliyor

Karain mağarasının 1 milyon yaşında olduğu, Paleolitik çağdan Demir çağına kadar kullanıldığı hesaplanıyor Helen ve Roma dönemlerinde dinsel bir merkez olduğu duvarlarda görülen eski yazıtlardan ve buluntulardan anlaşılıyor

Karain kazıları ve bilimsel araştırmaları halen devam ediyor

Buluntuların bir bölümü mağara yakınlarındaki küçük bir müzede sergileniyor

REsimler



Antalya çevresinde tarihle doğal güzelliklerin iç içe geçtiği bir günlük bir gezi



Termessos, Güllük dağının iki tepesi arasına kurulmuş Tiyatrosu büyük oldukça iyi durumda



Karain Mağarasında insanlığın ilk dönemlerine ait izleri bulacaksınız


Mağarada yapılan kazılar sonucunda elde edilen buluntular Antalya Müzesi’nde sergileniyor Bunlar arasında ilk çağ insanı kafatası da var