Prof. Dr. Sinsi
|
Kırklareli / Vize / Kıyıköy
ESKİ TARİHİ İLE KIYIKÖY
Kırklareli' nin Vize ilçesine bağlı, tarihi ilkçağa değin uzanan bir balıkçı beldesidir İstanbul'a 164 km, il merkezine 92 km, ilçe merkezi Vize' ye ise 38 km uzaklıkta yer alır Belde, tarihi varlıkları, Istrancaların bağrından kopup gelen akarsularının yeşile bezediği zengin doğası, ancak bir yürüyüş mesafesi kadar uzaklıkta falezler oluşturan girintili çıkıntılı kıyıları arasında keşfetmeye hazır koyları, hele ki Karadeniz'in ve akarsularının sunduğu lezzetli balıklarıyla tatilcilerin gözdesi olmuştur
Beldenin bilinen en eski adı Salmydessos' tur "Pırıltılı, kutsal, güzel yer" manasına gelmektedir Dil bilimi uzamanı Bilge UMAR' ın tesbitlerine göre ise, M Ö 400'lerde Helenler bu bölgeye " Bal yiyenlerin yurdu", ve"Darı yiyenlerin yurdu" demişlerdir Zira yaşam biçimlerine göre isimlendirilen Trak boylarından sebep böyle anıldığı ileri sürülmektedir
M Ö 500' lü yılların ilk çeyreğinde Pers İmparatoru Darius' un kudretli orduları önünde Anadolu' dan Balkanlar' a doğru kaçan Lidya' lılarca yerleşim olarak kurulduğu düşünülmektedir Tarih içerisinde Traklar, Persler, İskitler, Medler, Ceneviz kolonileri gibi birçok medeniyeti gören Kıyıköy daima önemli olagelmiştir
Adı burayla anılan en önemli kişilik ise, tarih sahnesine "Roma' yı yakan adam" olarak geçecek, Trakya valisi iken Kıyıköy' e sayfiyeye gelen Neron' dur Roma ve Bizans dönemlerinin izlerini bugün bile beldede görmek mümkündür İmparator Jüstinyen döneminde yapılan ve hala ayakta duran surlar, buranın bir kale-kent olarak da çok önemli görüldüğüne işaret eder
Yönetim merkezleri olarak Vize' yi seçen Roma ve Bizans kral ve prensleri, bir sayfiye yeri olarak Kıyıköy' ü hep önemsemişlerdir Hatta Osmanlı döneminde, Istrancalardaki av partileri sonrasında dinlenmeye çekildikleri yer olarak Kıyıköy' den sıkça bahsedilir
Tarih içinde, Osmanlı Rus Savaşı sonrası Ruslar' ın, Balkan Savaşları sonrası Bulgar ve Yunan işgallerini yaşayan Kıyıköy, tarih kitaplarında adı geçen o tarihi sınır hattının da bir ucunda yer almıştır "Midye-Enez Hattı  " Zira yakın zaman kadar beldenin bilinen adı Midye' dir O dönemler Rum ve Bulgar nüfusun da ağırlıklı yaşadığı bölgeye, mübadele sonrasında denizciliği iyi bildikleri için Selanik göçmenleri yerleştirilir 1960' lara kadar Midye olarak bilinen beldenin ismi, bunun yabancı bir isim olduğu savına saplanılarak Kıyıköy olarak değiştirilir
Kıyıköy'ün etrafında Jüstinyen döneminde ( 527-565 ) yapılan kale duvarlarından bahsetmiştik Savunma kalesi görünümü arzeden Kıyıköy surlarında yer alan gizli tüneller, sarnıçlar, savunma hendekleri tahrip olarak günümüze gelmiştir


Trakya' nın iç kesimlerinden antik Diyonisos Şarap Yolu üzerinden manda arabaları ile Kıyıköy limanına amforalar içinde taşınan şaraplar, buradan Avrupa limanlarına aktarılırdı Bu yönüyle ticari bir önemi de olan Kıyıköy, Helen geleneğinden gelen pagan-panayırlarının da sosyal ve ticari yaşamına izler kattığı bir yerleşim olmuştur
Jüstinyen dönemine tarihlenen, ayakta kalmayı başarmış ama bakımsızlıktan kendini bir türlü kurtarıp anlamını tazeleyemeyen bir başka önemli yapı ise, kayalara oyularak yapılan Aya Nikola manastırıdır
Hırıstiyan azizlerine ithafen isimleri verilen manastırlar içinde bu ismi almış olmasının ipucunu süren Alman Türkolog ve Osmanist Hans JOACH, 4 yy' da yaşayan Aziz Nikolaus ( Noel Baba )' nın mezarının Babaeski' de olduğu savına dayanarak, bu yörede azizin çok önem atfedilen biri olmasına bağlar Zemin kat kilise ve ayazmadan oluşurken, üst tarafta keşiş odaları yer almaktadır "Terleyen Heykel" diye mucize yarattığına inanılan Aziz Nikola' ya ait önemli bir heykelciğin ve manastırın diğer değerli eşyalarının Rus ve Bulgar işgalcilerce kaçırıldığı tesbit edilmiştir
Gözlerden uzak, kendi ürettikleriyle geçinen keşişlerin yanısıra şifa aryanların, dünya nimetlerinden uzaklaşarak çile doldurmak isteyen inanç sahiplerinin de uğradığı önemli bir sığınaktı Aya Nikola manastırı Tüm bu derin arka plana rağmen, şimdilerde korumasız bakımsız kaderine terkedilen manastır turizm içinde değer bulacağı zamanı beklemektedir
Kıyıköy, son yıllarda özellikle haftasonu gezileri için de bir çok tur şirketinin protföyünde yer almaya başlamıştır Doğa ve kültür turu olarak zengin bir içerikle donatılmış turların yanısıra, özellikle fotoğraf grupları için de eşsiz doğası sayısız seçenekler sunmaktadır
Kıyıköy  


Denizin, tarihin, yeşilin ve suyun çizdiği panaromada kendine yer edinen bu belde muhakkak görülmesi gereken bir yer ve misafirlerini bekliyor
EKO TURİZM
Kıyıköy son yıllarda turizmde de kendine açılımlar arayan, genel itibarı ile bir balıkçı beldesidir Tarım ve hayvancılık da yörede diğer geçim kaynakları arasında yer alır
İstanbul' a yakın oluşu sebebiyle, özellikle hafta sonunu bu huzurlu beldede geçirmek isteyenlerin sayısında ciddi bir artış gözlemlenmektedir Denize girebileceğiniz, doğanın içinde huzur dolu anlar geçirebileceğiniz gibi, Karadeniz'in lezzetli mevsim balıklarının ( palamut, kalkan, mezgit, tekir, barbunya, hamsi, karagöz vb  ), akarsularında avlanabilen kefal, alabalık gibi tatlı su balıklarının da tadına bakabilirsiniz Bu konuda hizmet veren değişik konseptlerdeki işletmeler son yıllarda büyük rağmet görmektedir
Denize girebilecekler için Kıyıköyümüzün civarında birçok seçenekler mevcuttur Hemen beldenin iki yanında yer alan kumsallarda denize girilebildiği gibi, özellikle kamp-karavancılar ile motor gruplarının daha çok tercih ettikleri Selvez, Poliçe, Panayır İskelesi koyları keşfedilmeye hazır, Kıyıköy' ün bir yürüyüş mesafesi uzaklığında yer alır Fakat yine de buralara aracıyla ulaşmak isteyenler, dolanarak giden köy yollarında önce Kışlacık köyüne uğlamalı ve bu koylara sapan yolları kaçırmamaya özen göstermelidir
Tekirdağ Kırklareli sınırını çizen bir derenin hemen ağzında yer alan Kastro Koyu ise, her ne kadar coğrafi olarak Tekirdağ' a bağlı olsa da, bilinirliğini Kıyıköy' ün vizyonuyla cilalamaya devam etmektedir Burası aynı zamanda Trakya' nın tek doğal yaşlı karaçam ormanı alanıdır


|