09-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yahya Kemal Beyatlı Hayatı Uzun
Yahya Kemal Beyatlı Uzun Hayatı
Yahya Kemal Beyatlı Uzun Biyografisi
Yahya Kemal Beyatlı 1884 yılında Üsküp'te dünyaya geldi Annesi; ünlü divan şairi Leskofçalı Galip’in yeğeni Nakiye Hanım; babası dönemin Üsküp Belediye Başkanı İbrahim Naci Bey'dir Asıl adı "Ahmed Agâh"'tır
İlköğrenimini Üsküp'te gördü 1897 yılında ailesiyle Selanik'e yerleşti Annesinin veremden ölümü onu çok etkiledi Babasının tekrar evlenmesi üzerine ailesinin yanından ayrılıp Üsküp’e döndüyse de kısa süre sonra Selanik'e geri gitti “Esrar” takma adı ile şiirler yazdı Orta öğrenimine devam etmek üzere 1902 yılında İstanbul’a gönderildi Galatasaray İdadisi veya Robert Kolej’de okuma imkanı bulamayınca Vefa Lisesi’ne kaydoldu ve 1902 kışını İstanbul’daki akrabalarının yanında geçirdi Serveti Fünuncu “İrtika” ve “Malumat” adlı dergilerde dergilerde, "Agah Kemal" mahlasıyla şiirler yazmaya başladı
Okuduğu Fransızca romanların etkisi ve ve Jön Türkler’e duyduğu ilginin etkisiyle 1903 yılında II Abdülhamit baskısı altındaki İstanbul’dan kaçarak Paris’e gitti İstanbul’a 1912’de geri döndü
Paris yılları
Paris yıllarında Ahmet Rıza, Sami Paşazade Sezai, Mustafa Fazıl Paşa, Prens Sabahattin, Abdullah Cevdet, Abdülhak Şinasi Hisar gibi Jön Türklerle tanıştı Hiç dil bilmeden gittiği bu kentte hızlı bir şekilde Fransızca öğrendi 1904 yılında Sorbonne Üniversitesi’nin Siyaset Bilimi bölümüne kaydoldu Okulda ders veren tarihçi Albert Sorel’den etkilendi
Okul hayatı boyunca derslerinin yanısıra tiyatro ile ilgilendi; kütüphanelerde tarih hakkında araştırmalar yaptı; Fransız şairlerin kitaplarını inceledi Tarih alanındaki incelemeleri sonucu 1071 yılındaki Malazgirt Savaşı’nın Türk tarihinin başlangıcı sayılması gerektiği görüşüne vardı Araştırmaları ve sosyal etkinlikleri derslere zaman ayırmasını ve sınavlarda başarılı olmasını engelleyince bölüm değiştirerek Edebiyat Fakültesi’ne geçti ancak bu bölümden de mezun olamadı Paris’te geçirdiği dokuz yılda tarih bakışı, şairliği, kişiliği gelişti[2]
İstanbul’a dönüşü
1913 yılında İstanbul'a döndü Darüşşafaka İdadisi’nde tarih ve edebiyat öğretmenliği yaptı; bir süre Medresetü'l-Vaizin'de uygarlık tarihi dersi verdi Bu yıllarda Üsküp ve Rumeli’nin Osmanlı Devleti’nin elinden çıkması onu derinden üzdü
Ziya Gökalp, Tevfik Fikret, Yakup Kadri gibi şahsiyetlerle tanıştı 1916’da Ziya Gökalp’in önerisi ile Darülfünun’a Medeniyet Tarihi müderrisi olarak girdi Sonraki yıllarda Garp Edebiyatı Tarihi, Türk Edebiyatı Tarihi derslerini de okuttu Hayatının sonuna kadar çok yakın dostu olarak kalan Ahmet Hamdi Tanpınar, onun Darülfünun’da öğrencisi oldu
Bir yandan da yazın faaliyetlerini sürdüren Yahya Kemal; Türk dili, Türk tarihi konularında gazete ve dergilerde yazılar yazdı Peyam gazetesinde, "Süleyman Nadi" mahlasıyla, "Çamlar Altında Muhasebe" başlığı altında yazılar kaleme aldı 1910’dan beri yazmakta olduğu şiirlerini ilk defa 1918 yılında “Yeni Mecmua” adlı dergide yayımladı; Türk edebiyatının baş aktörleri arasına girdi
Dergah Dergisi
Mondros Mütarekesi’nin ardından etrafında gençleri toplayarak “Dergâh” adlı bir dergi kurdu Dergi kadrosudna Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Ataç, Ahmet Kutsi Tecer, Abdülhak Şinasi Hisar gibi isimler yer almıştır Yahya Kemal’in yakından ilgilendiği bu dergide yayınlanan tek şiiri "Ses Manzumesi”dir Ancak dergi için pek çok düzyazı kaleme alan yazar; bu yazılarla Anadolu’da devam eden Milli Mücadele’ye destek vermiş ve İstanbul’da Kuvay-ı Milliye ruhunu canlı tutmaya çalışmıştır [4] Benzer yazıları İleri ve Tevhid-i Efkar gazetelerinde de sürekli yayınlandı
Mustafa Kemal ile Tanışma
Yahya Kemal, Kurtuluş Savaşı’nın Türklerin zaferi ile sonuçlanmasının ardından İzmir’den Bursa’ya gelen Mustafa Kemal’i tebrik için Darülfünun tarafından gönderilen heyette yer almıştı Bursa’dan Ankara’ya giderken Mustafa Kemal’e eşlik etti; ondan Ankara’ya gelmesi için davet aldı
19 Eylül 1922’de Darülfünun Edebiyat Medresesi’nin müderrisler toplantısında Mustafa Kemal’e fahri doktorluk ünvanı verilmesini teklif eden Yahya Kemal’in bu teklifi oybirliği ile kabul edildi
Ankara yılları
1922’de Ankara’ya giden Yahya Kemal, Hakimiyet-i Milliye gazetesinde başyazarlık yaptı O yıl, Lozan görüşmelerinde Türk kuruluna danışman atandı 1923'te Lozan’dan döndükten sonra II Dönem TBMM’ye Urfa milletvekili olarak seçildi Milletvekilliği 1926’ya kadar devam etti
Diplomatik görevleri
Yahya Kemal Beyatlı 1926’da İbrahim Tali Öngören’in yerine Varşova’ya elçi olarak atandı 1930’da Lizbon büyükelçisi olarak Portekiz’e gitti İspanya Orta Elçiliği görevi de kendisine verildi Madrid’de görev yapan ikinci edebiyatçı sefir oldu (ilk, Samipaşazade Sezai’dir) İspanya Kralı [XIII Alfonso]] ile yakın dostluk kurdu 1932’de Madrid elçiliğindeki görevine son verildi
Yeniden TBMM’ye girişi
İlk defa 1923-1926 arasında Urfa milletvekili olarak görev yapan Yahya Kemal, 1933 yılında Madrid’deki diplomatik görevinden döndükten sonra milletvekili seçimlerine girdi 1934 yılında Yozgat milletvekili oldu O yıl çıkan Soyadı Kanunu’ndan sonra “Beyatlı” soyadını aldı Ertesi seçim döneminde Tokat milletvekili olarak meclise girdi 1943’te İstanbul’dan milletvekili seçildi Milletvekilliği döneminde Ankara Palas ‘ta yaşadı
Pakistan Elçiliği
Yahya Kemal, 1946 seçimlerinde meclise giremedi ve bağımsızlığını yeni ilan etmiş Pakistan’a 1947’de büyükelçi olarak atandı Yaş haddinden emekli oluncaya kadar Karaçi’de elçilik görevini sürdürdü 1949’da yurda döndü
Emeklilik yılları
Emekli olduktan sonra İzmir, Bursa, Kayseri, Malatya, Adana, Mersin ve civarını ziyaret etti Atina, Kahire, Beyrut, Şam, Tablusşam gezilerine çıktı İstanbul’da Park Otel’e yerleşti ve ömrünün sonuna kadar bu otelde yaşadı 1949’da kendisine “İnönü Armağanı” verildi
1956 yılında Hürriyet gazetesi her hafta bir şiirine yer vererek tüm şiirlerini yayımlamaya başladı
Yahya Kemal Beyatlı Ölümü
Yakalandığı bir çeşit bağırsak iltihabı nedeniyle tedavi için 1957’de Paris'e gitti Bir yıl sonra 2 Kasım 1958'de Cerrahpaşa Hastanesi’nde hayatını kaybetti Cenazesi Rumelihisarı Mezarlığı’na defnedildi
|
|
|