Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Şiir Cenneti

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cengizhan, konuş

Cengizhan Konuş

Eski 09-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cengizhan Konuş



Kalu Bela'm

Sesimde çırpınıp duran bir tutam çığlıksın Acıyla ikiye çarpılmışlığına rastlayan ağlamışlığımla yıkanıyor ay ışığında kamaşan yanakların Ölümbaz bekleyişlerde unuttuğun kalbinde yorgunluk belirtisi şimdi aşk Kanayan yerlerine sürdüğün merhemler tenindeki bensizliği kaça katlıyor ve sen kaçla çarpıyorsun yalnızlığı ki, orta yerde ben kalıyorum yine?

Bölüşülmüş kederleri kangren acılarla değiş-tokuş ederken, suçüstü yakalanan kalbin sesiyle haykırıyorum Kapılarda sonbahar bekleşip duruyor Uğruna yaktığım bütün aşkları aşksızlığına celp sayıyorum Yollarına düşmüş gözlerimi harp malûlü gibi görme Özlemek ruhun yarısı eder; öyleyse, hasreti incitircesine sarıl Çünkü aşk gördüğüne değil, kördüğüme inanır

Sarı safran öykülerde sonrası yok cümle gibi karalanmışsın Yokluğundan ibaret varlığına bir gölge ilişmesin diye kendini yağmalıyorsun Karartılmış gecelerin şafağına hüznünü ilikleyip yıldızlardan düşmeyi dilemeler de neyin nesi? Yaşanacak günlerini alnına paslı bir çivi gibi çakıp, yolsuzluğuna yön gösteren ağrılarını hasır altı edebilecek misin? Yüzümde bir uçurum gibi duruyorken parmak izlerin, henüz ellerinin serinliğinde kanıyorken bahar ve kimsenin olamayacak bir aşkın zanlısıyken gözlerin, yangınlardan arta kaldığına kim inanır? İnancın güçlülüğüyle ezber ederken adını, sana koşmanın bedeli düşmek olur diye korkma Korkuların, yanılgısız bekleyişlerinin cüretidir aslında Susan dilinin yamasıdır sözlerin Aynaların göstermeyi unuttuğu her neyse, odur güzelliğinin manası ve o kadar ağır geliyorsun ki aşka, hiçbir dile çevrilemiyorsun Bırak, ellerim saçlarının mütercimi olsun

Dualardan devşirdiğim yalvarmalar az geliyor arkana düşen ağıtlarıma

Ağzımda biriken uykusuz cümleler yetmiyor sonsuzluğunun ifşasına Kalbine dokunulmamış bakışlarım, soluğu susmuş yüzüm adresi yitik yolculuğuna dilek ağacı Çile hücresinde sabrını zikirle sınayan dervişin suretidir ellerin Gizliliğinden ölen senden özneler türeten gözyaşlarına eylem harekesi bulmak değil midir kalbinin sükûnet sendromunu yoklamak? Ama bilmelisin, sensizlik sende ayrı bir hasar

Kavuşmaya benzeyen ayrılıklarda fikrine sokulan firardır aşk Kaçabilmenin imkanlı imkansızlığıdır İşgale uğramış yüzünde neden inkar gibi duruyor hayat? Günlerin asılı kaldığı ömrün yaranın karşılığı olabilecekken yarının adı oluyor Çünkü sensin aşkın imlasını bozan, telaffuzu zor güzelliğin bağışlayıcısı, gülüşün sarpa saranı Bunca mevsime ruhken ruhun, adın sende neden muhacir?

Neredeydin? :

Ya sondaydın ya en başta

Arafın tam ortasında yahut cennetin imlasında

Cehennemin kıyısında veya mahşerin mahlasında

Bir kalemde heceydin, bir kelamda bilmece

Bildim nerede olduğunu Ben ile senin durağında Yani demem o ki, aşkın tam ortasında

Öyleyse, yalnızlık asılsız bir itham

Bir isim diyeyim sana Öncesi yokluk, sonrası encam-ı kahır Lisanı ölüm, tercümesi hayat Bir isim diyeyim sana İsmin gül ve zülfikar Zihnimde kıyamet kopar, kopan ilmeği ben adınla düğümlerim yine

Sırrım, ayanım, Kalu Bela'm! Yaratıldığından beri peşinde sürüklendiğimsin


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.