Dünyanın Merkezi Neresidir |
09-01-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Dünyanın Merkezi NeresidirDünyanın merkezi neresidir Elinize bir dünya haritası alır ve Kuzey Amerika'dan Avustralya'ya, Kuzeydoğu Asya'dan Güney Amerika'ya doğru birer çizgi çekerseniz, bu çizgilerin kesiştiği yerde, yani merkezde Mekke'yi, dolayısıyla Kabe'yi görürsünüz Bu çizimler yapılırken, kıtaların en uç noktalarından başlamalısınız Astrologlar, Kabe-i Şerif'in dört köşesinin, coğrafi dört ana yönü (doğu, batı, güney, kuzey) gösterdiğini bilimsel olarak kanıtladı Mısırlı astrolog Müslim Şaltut, modern astrolojik hesaplamaların Kabe'nin daha yaratılıştan beri dünyanın dört köşesinin ana merkezini oluşturduğunu açıkladı Batılı astrologların desteğiyle araştırmasını Mısır Astroloji Araştırma Merkezi adına yapan Şaltut, Suudi Arabistan'da yayımlanan "er-Riyad" gazetesine yaptığı açıklamada, son araştırmaların Mekke-i Mükerreme'nin de dünyanın ortasında bulunduğunu bilimsel olarak ispatladığı söyledi Şaltut, Kabe'nin Rüknü'l Esved olarak bilinen köşesinin doğuyu, Rüknü'l Yemani olarak bilinen köşesinin güneyi, Rüknü'ş Şami olarak bilinen köşesinin batıyı ve Rüknü'l-Irakî olarak bilinen köşesinin de kuzeyi gösterdiğini kaydetti Sözlükte dört köşeli veya küp şeklinde olmak anlamlarındaki ka'b kökünden gelen ka'be "Küp şeklinde nesne" demektir Kudüs, Medine ve Mekke'deki alanların yaydıkları yüksek frekanslı dalgalara "pozitif" demişiz Esasen bu dalgalara Din-tasavvuf lisanında da "cemâl" veya "celâl nurları" ismi verilmiştir! İşte dünyanın bedeni içindeki, "pozitif" enerji hatlarının kesişip sanki bir enerji santralı gibi yayın yaptığı en önemli merkez, Mekke'de bulunan Kâbe-i Muâzzama'nın altıdır ve bunun uzantısı da Arafat Dağı'nın altıdır! Keşif sahiplerinin keşif yoluyla gördüğü bu gerçeğe Seyyid Abdülaziz Ed Debbağ da «El İbrîz» isimli eserinde değinmiş ve Kâbe'den göğe yükselmekte olan bir "nur"sütunundan, adı geçen eserinde bahsetmiştir! Bu noktadaki çok güçlü pozitif enerji dolayısıyla Harem-i Şerîf'teki tüm insanların beyinleri öylesine etkilenip, öylesine güçlü bir faaliyet içine girmektedirler ki bunu anlatabilmemiz mümkün değildir Mekke'ye gelip Kâ'be ziyaretinde bulunanların önemli bir kısmında, bir kaç gün içinde değişiklikler görülmeye başlanır beraber oldukları arkadaşlar tarafından Bu insanların kimi son derece hırçın, haşin, bencil, hükmedici bir kişilik ortaya koymaya başlar; kimi de son derece munis, hoşgörülü, sevecen, yardımsever bir hâl alır! Kimi çarşı-pazar saldırır; kimi de Beytullah'dan dışarıya adım atmak istemez! Kişilerdeki bu değişikliğin sebebi şudur: Kâ'be 'nin altındaki enerji merkezinden, oldukça yüksek frekanslı bir dalga yayılmaktadır… "Celâl nurları" diye isimlenen bu nurlar, hem insanlarda şiddet ve celâl hâli oluşturmakta; hem de insanlardaki o ana kadar açığa çıkmamış özelliklerin beyinden dışa vurmasına yol açmaktadır! Oraya gidenlerin de bildiği üzere, Mekke halkı genelde sert, hırçın ve celâlli insanlardır! Bunun sebebi bizim tespitlerimize göre Kâ'be altındaki çok yüksek frekanslı dalgalardan, yani radyasyondan, ya da mecazî anlatımla "celâl nurlarının" tesirlerinden ileri gelir! (En doğrusunu Allah(CC) bilir) Nitekim bu gerçek dolayısıyla Kâbe çevresinde kılınan namaz için Rasûlullâh salla'llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Zira Mescid-i Haram'da kılınan bir namaz, diğer mescitlerde kılınan yüz bin namazdan efdaldir (KS 6408 C17 S101 Akçağ, alıntısı: İbni Mace 1397 ) Uydudan çekilmiş bu gece görüntüsünde her taraf karanlıktayken Kabe pırıl pırıl parlamaktadır "Dünyada kuruluşu en eski yapı hangisidir?" sorusuna şüphesiz "Kabe'dir" cevabı verilir Dünyada hiçbir merkez, Kabe kadar ziyaret edilmiyor Bu haliyle Mekke ve Kabe, siyasî sınırları ortadan kaldırarak insanlar arasında birleştirici, bütünleştirici ve toplayıcı bir rol oynayan bir merkez olmuştur Ve insanlar yine hiçbir dini merkezle günün 24 saatinde aralıksız bağlantı halinde değildirler "Doğrusu insanlar için ilk kurulan ev, Mekke'de alemler için mübarek ve doğru yol gösteren Kabe'dir Burada apaçık deliller vardır İbrahim'in makamı vardır; kim oraya girerse güvenlik içinde olur" (Âl-i İmrân Sûresi, 96-97) |
|